Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #121  
Alt 08-10-2009, 12:32
Wand - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Wand Wand isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2009
Bulunduğu yer: from the source.
Mesajlar: 128
Standart

Matrix filminide amerikadaki ateistler bu yüzden sevmemişlerdi..Maddenin aslına ulaşılamaz teorisi.

Olmayan şey, oluşmaz, bu nedenle nasıl oluşur gibi sayıklamak abesle iştigalden ibarettir.

Gözün gördüğünü duyan hisseden eden vs. hepsi beyin dediğin şeyden ibaret. Hepsi de bu, ruh vs. dediğin şeyler bir yanılsama sadece.

sayın liopleurodon bu cevap biraz basite kaçmak olmadımı...

madem mantıklı bir açıklama var evrilmede göz nasıl oluşmuş olabilir evrimde ?

art niyetle sormuyorum yada yargılamak değil amacım sadece merak.

Tanrı biliyor..Tanrıdan değil yarattıklarından nefret ettim.
Alıntı ile Cevapla
  #122  
Alt 08-10-2009, 12:57
liopleurodon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
liopleurodon liopleurodon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Feb 2006
Mesajlar: 1.372
Standart

>>> sayın liopleurodon bu cevap biraz basite kaçmak olmadımı...

Basit sorulara, basit cevaplar gerekir.

>>> madem mantıklı bir açıklama var evrilmede göz nasıl oluşmuş olabilir evrimde ?

Bir sürü yolu var, belki binlerce.

Ama gözün oluşması değildir mesele. Göz, ışığı algılayan organdır. Buradaki olay, ışığı algılayıp bunu yorumlayan mesele ile alakalıdır.

Öncelikle ışığın geldiği yönü anlamak çocuk oyuncağıdır. Varlığını yokluğunu anlamakta. Bunu hemen her şey yapabilir. Zira, ışık bir enerjidir ve kimyasal tepkimelerde dengeyi değiştirir. Bu da, her tür kimyasal tepkimenin ışığı algılama faaliyetinin olduğunu gösterir.

Kabaca bakarsan, bakteriler bile ışığı algılayıp o tarafa doğru yüzebilirler. Gözleri filan yoktur. Ayçiçeği, sürekli güneşi takip edebilir, onunda gözü, beyni filan yoktur.

Buradaki görme olayı, algılanan ışığın beyinde yorumlanmasıdır. Bunun için gereken şey, bool cebri kurallarına göre var yok gibi iki sonuçla bunları ve veya gibi boolean aritmetiğe tabi tutacak bir mekanizmadır. İşte sinir sistemi tam olarak bu işi yapar.

İlkel canlılarda sinir sistemi daha basittir, görmede daha basit.

Beyin bu karşılaştırma işlevi yanında bir de bellek mekanizmasına sahiptir. İnsanın görme işlevi, hem bu ışık almaçlarından gelen, hemde hafızada yer alan bilgilerden birlikte elde edilir. Şu an gözünüzde görüntünün pek çok yerini görmüyorsunuz, beyniniz onları tamamlıyor. Olmayan bazı şeyleri de görüyorsunuz aslında, gene beyniniz onları tamamlıyor.

Kısaca, görme meselesi, gözlerden, kulaktan, burundan vs. gelen algıları beyindeki mevcut kayıtlarla birleştirip çevrenin bir imajını oluşturma işlemidir.

Ve bunun ruhla filan hiç bir ilgisi de yoktur.
Alıntı ile Cevapla
  #123  
Alt 08-10-2009, 13:13
Wand - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Wand Wand isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2009
Bulunduğu yer: from the source.
Mesajlar: 128
Standart

Bir sürü yolu var, belki binlerce.

Ama gözün oluşması değildir mesele. Göz, ışığı algılayan organdır. Buradaki olay, ışığı algılayıp bunu yorumlayan mesele ile alakalıdır.

Öncelikle ışığın geldiği yönü anlamak çocuk oyuncağıdır. Varlığını yokluğunu anlamakta. Bunu hemen her şey yapabilir. Zira, ışık bir enerjidir ve kimyasal tepkimelerde dengeyi değiştirir. Bu da, her tür kimyasal tepkimenin ışığı algılama faaliyetinin olduğunu gösterir.

Kabaca bakarsan, bakteriler bile ışığı algılayıp o tarafa doğru yüzebilirler. Gözleri filan yoktur. Ayçiçeği, sürekli güneşi takip edebilir, onunda gözü, beyni filan yoktur.

Buradaki görme olayı, algılanan ışığın beyinde yorumlanmasıdır. Bunun için gereken şey, bool cebri kurallarına göre var yok gibi iki sonuçla bunları ve veya gibi boolean aritmetiğe tabi tutacak bir mekanizmadır. İşte sinir sistemi tam olarak bu işi yapar.

İlkel canlılarda sinir sistemi daha basittir, görmede daha basit.

Beyin bu karşılaştırma işlevi yanında bir de bellek mekanizmasına sahiptir. İnsanın görme işlevi, hem bu ışık almaçlarından gelen, hemde hafızada yer alan bilgilerden birlikte elde edilir. Şu an gözünüzde görüntünün pek çok yerini görmüyorsunuz, beyniniz onları tamamlıyor. Olmayan bazı şeyleri de görüyorsunuz aslında, gene beyniniz onları tamamlıyor.

Kısaca, görme meselesi, gözlerden, kulaktan, burundan vs. gelen algıları beyindeki mevcut kayıtlarla birleştirip çevrenin bir imajını oluşturma işlemidir.

Ve bunun ruhla filan hiç bir ilgisi de yoktur.

Anlattıklarınıza katılıyorum kesinlikle doğrular fakat beni sanırım yanlış anladınız ben görme olayı nasıl olur diye sormadım..

1.İnsanların gözleri nasıl oluşmuştur evrim bunu nasıl açıklıyor diye sordum..

2.Buradaki görme olayı, algılanan ışığın beyinde yorumlanmasıdır. Bunun için gereken şey, bool cebri kurallarına göre var yok gibi iki sonuçla bunları ve veya gibi boolean aritmetiğe tabi tutacak bir mekanizmadır. İşte sinir sistemi tam olarak bu işi yapar. ----Demişsiniz

peki bu anlattığınız 2.maddeyi evrim nasıl açıklıyor ?

Tanrı biliyor..Tanrıdan değil yarattıklarından nefret ettim.
Alıntı ile Cevapla
  #124  
Alt 08-10-2009, 13:45
ahmetsecer ahmetsecer isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2009
Mesajlar: 155
Exclamation Cevap



Daha kimseden cevap alamadım, bu saydıklarım yukarıdaki et parçasının içinde oluşuyor, bu et parçası mı yapıyor bunu? Bu et parçasının içinde kapkaranlık yerde nasıl görüntü oluşuyor, madde saydamken nasıl biz beynimizde capcanlı, aydınlık bir şekilde maddeyi görüyoruz, dokunuyoruz, hissediyoruz? Biraz araştırma yapın, bilim adamları bu gerçekleri biliyorlar. Dışarıda maddenin olmadığının farkındalar. Ruh zaten yok sadece algı demenin doğru olmadığını biliyorsunuz, sizin ruhunuz yok mu? Peki neden üzerinize hızla bir araba geldiğinde korkuyorsunuz, neden üşüyorsunuz, seviniyorsunuz, çocuklarınızı seviyorsunuz? Bunlar ruhunuz olduğunun bir kanıtı değil mi? Yaptığınız açıklamalar bomboş, söylediğim gibi madem bu kadar entelliğinize güveniyorsunuz biraz araştırın, fizikçiler bu gerçekleri biliyorlar ama dışarda maddenin olmadığını söylemek işlerine gelmiyor, ayrıca bu gerçeği tam kavrayanlar çok korktukları için dile getirmek istemiyorlar.
Alıntı ile Cevapla
  #125  
Alt 08-10-2009, 13:50
Ashitaka - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ashitaka Ashitaka isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2009
Mesajlar: 15
Standart

Sayın ahmetsecer ;

Sorduğun sorunun yanlışlığının farkındamısın?Veya mantıksız olduğunun?
Bilim adamlarının insan ruhu gibi bir şeyi açıklayamaz, açıklamaz ayrıca açıklamak gibi bir gereksinimleri yoktur.Çünkü bilimsel yöntemlerle bağdaşmaz.
Herhangi bir şeyin bilimsel yöntemler kullanılarak kanıtlanması için;
1 - Evrendeki bir fenomenin (duyular ile algılanabilen şeylerin) gözlemlenmesi,
2 - Bu fenomene dair, gözlemler ile tutarlı, ancak kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir açıklama getirilmesi,
3 - Hipotezin tahminlerde bulunmak için kullanılması,
4 - Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde gerekli değişikliklerin yapılması,
5 - (3) ve (4) numaralı adımların hipotez ve deney arasında tutarsızlık kalmayana kadar tekrarlanması(.) gerekmektedir.
Dolayısıyla insan ruhu gibi, duyularımız vasıtasıyla göremediğimiz veya algılayamadığımız şeyler bilimin konusu değildir, bilimsellikten uzaktır ve bilimsel yöntemlerle açıklanamaz, tezat oluşturur.
Alıntı ile Cevapla
  #126  
Alt 08-10-2009, 13:53
tensiz.denek - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
tensiz.denek tensiz.denek isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 11 Aug 2008
Mesajlar: 1.139

Başarı Ödülü 

tensiz.denek - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

ahmetsecer´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Daha kimseden cevap alamadım, bu saydıklarım yukarıdaki et parçasının içinde oluşuyor, bu et parçası mı yapıyor bunu? Bu et parçasının içinde kapkaranlık yerde nasıl görüntü oluşuyor, madde saydamken nasıl biz beynimizde capcanlı, aydınlık bir şekilde maddeyi görüyoruz, dokunuyoruz, hissediyoruz? Biraz araştırma yapın, bilim adamları bu gerçekleri biliyorlar. Dışarıda maddenin olmadığının farkındalar. Ruh zaten yok sadece algı demenin doğru olmadığını biliyorsunuz, sizin ruhunuz yok mu? Peki neden üzerinize hızla bir araba geldiğinde korkuyorsunuz, neden üşüyorsunuz, seviniyorsunuz, çocuklarınızı seviyorsunuz? Bunlar ruhunuz olduğunun bir kanıtı değil mi? Yaptığınız açıklamalar bomboş, söylediğim gibi madem bu kadar entelliğinize güveniyorsunuz biraz araştırın, fizikçiler bu gerçekleri biliyorlar ama dışarda maddenin olmadığını söylemek işlerine gelmiyor, ayrıca bu gerçeği tam kavrayanlar çok korktukları için dile getirmek istemiyorlar.
Sayın ahmetsecer,

Sanırım bu video ilgini çekecektir:
http://blog.ted.com/2008/03/jill_bolte_tayl.php

Eğer ingilizce bilmiyorsan subtitle bölümüne tıklayıp türkçe altyazıyla izleyebilirsin.
Saygılar,

... sadece çok büyük bir zeka saçma düşüncelerin içine mantık üfleyebilir. [Milan Kundera]
Alıntı ile Cevapla
  #127  
Alt 08-10-2009, 14:45
liopleurodon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
liopleurodon liopleurodon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Feb 2006
Mesajlar: 1.372
Standart

>>> Daha kimseden cevap alamadım, bu saydıklarım yukarıdaki et parçasının içinde oluşuyor, bu et parçası mı yapıyor bunu?

Evet, aynen, kesinlikle tam olarak öyle.

>>> Bu et parçasının içinde kapkaranlık yerde nasıl görüntü oluşuyor, madde saydamken nasıl biz beynimizde capcanlı, aydınlık bir şekilde maddeyi görüyoruz, dokunuyoruz, hissediyoruz?

Madde saydam filan değil.. Orada görüntü filan oluşmuyor, sen göresin diye, sen zaten oradan ibaretsin..
Alıntı ile Cevapla
  #128  
Alt 08-10-2009, 14:52
liopleurodon - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
liopleurodon liopleurodon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 25 Feb 2006
Mesajlar: 1.372
Standart

>>> 1.İnsanların gözleri nasıl oluşmuştur evrim bunu nasıl açıklıyor diye sordum..

Evrimi anlamamış olmak sizin sorununuz..

İnsan yokken ortada daha, onun 500 milyon yıl önceki ataları, ilkel bir sinir sistemi ve ilkel gözlere sahipti.

Gözlerin gelişmesi için sinir sisteminin gelişmesi gerekti, böylece ilk karada yaşayan hayvanlara gelindiğinde, bir gürültü olunca kafasını çevirip bakan, orada bir av veya avcı olduğuna karar verebilen mekanizma zaten vardı.

Sizin aklınızdaki modelde, insanın gözü yoktu, herşeyi tamdıda gözü eksikti, birden gözü var oluverdi sanıyorsunuz.

>>> 2.Buradaki görme olayı, algılanan ışığın beyinde yorumlanmasıdır. Bunun için gereken şey, bool cebri kurallarına göre var yok gibi iki sonuçla bunları ve veya gibi boolean aritmetiğe tabi tutacak bir mekanizmadır. İşte sinir sistemi tam olarak bu işi yapar. ----Demişsiniz peki bu anlattığınız 2.maddeyi evrim nasıl açıklıyor ?

İşte gene aynı şekilde. Nöronlar nasıl iletişim kurar, nasıl işler bir bilginiz varsa, zaten cevabınız vardır.

Bu dediğiniz olay şurada gerçekleşir:



Buralara brodman bölgesi denir. Sistemik olarak tarif edilirse, şu gibi bir şema ortaya çıkar:



Bu sistemin nasıl işlediğini biliyorsanız, size bunun evrimsel geçmişini anlatmak kolay, hiç problem değil.
Alıntı ile Cevapla
  #129  
Alt 08-10-2009, 15:04
ozgurrr - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgurrr ozgurrr isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Sep 2009
Mesajlar: 369
Standart

tesadüf o ki bende dün gece bu konuyu düşünüyordum. İnsanın Ruhu varmıdır ? Biraz önce de ifade edildiği gibi artık duygusal sosyal tüm olayların temelinin beyinde gerçekleştiği ispatlandı bu noktada ağlıyoruz gülüyoruz gibi durumları ruha bağlamak akılcı değil.

Bu noktada Ruh varsa ne işe yarar diye düşündüm ki bu düşünce insanı ikinci hayat var mı yok mu sorusuna götürüyor ister istemez çünkü biliyoruz ki ölüyoruz beynimiz dahil her hücremiz ölüyor yani eğer ikinci bir hayat varsa dünyadaki yaşadıklarımızı bilincimizi aktarabileceğimiz birşeye ihtiyacımız var bu noktada da Ruh kavramı ortaya çıkmış. Buna dinsel olarak baktığımızda ikinci hayat vaad eden dinlerin bu geçişi bir şekilde açıklaması gerekiyordu ve Ruh kavramı ortaya çıktı diyebiliriz. Yani dinlerin hikayelerine inananlar için bu konuya çözüm bulmak kolay, karşıt görüş olarak da gözle görülmeyen ve varlığı ispat edilemeyecek bir olgu olduğu için yok saymak da mantıklı geliyor insana.

Tabi bu kavrama Tanrı kavramı gibi insan ihtiyaçlarından oluşmuş bir kavram diyebiliriz. Çünkü hiçbir insan öldüğü anda yok olup gitmeyi kendine yediremiyor dünya'da olup bitene yediremiyor ve içine sindiremiyor.

Sonra aklıma rüyalarla ilgili şöyle bir deney geldi. İnsan rüya sırasında gördüğü şeyleri gerçek sanıyor ve sanal bir gerçeklik deneyimi yaşıyor, diyelim ki insanı bir cihaz sayesinde o rüyada kalmasını sağlayabilsek ( Buna benzer bilim kurgu filmler çekilmişti yanlış hatırlamıyorsam ) ve o rüyada o insanı mutlu huzurlu hissettirebilsek ( Kendinizi çok huzurlu mutlu hissettiğiniz rüyalar olmuştur.) yani uyanmasını gerektirmeyecek kapsamlı bir gerçeklik yaratabilsek herhalde insan fiziksel ihtiyaçları da giderilse bu noktada hiç uyanmaz ve ölene kadar o rüyanın içinde kalır. Bu durumda insanın bir ruhu olsa buna izin vermezdi diye düşünüyorum. Okuyunca size saçma gelebilir ama ben beyini bir şekilde kandırmak mümkün olursa dünyadan kopuk bir şekilde doğup ölmesi sağlanabilir diye düşünüyorum yani matrix'deki gibi dünya.

Sonra aklıma komik birşey geldi bir adam var hayatı boyunca ya isa ya muhammed günde 5 vakit namaz dini bütün. Bu adam bir kaza geçiriyor ve beyninin bir bölümü hasar görüyor ve hafızasını yitiriyor yani ne muhammed'i hatılıyor ne kuranı ne isayı musayı sonra da bunları tekrar öğrenemeden küt diye ölüyor bu durumda hangi noktada onun ruhu orda ezilen beyin parçasındaki bilgileri transfer edip diğer taraftaki sorulara cevap verecek ))) sorgu sırasındaki muhabbete hiç girmiyorum şöyle bir şey olur herhalde dinin ne ? ııııııııı peygamber ? ııııııı ))))))

Tabi birde işin başlangıç noktası var ben şimdi eşimle çocuk yapma konusunda kararsızız düşünüyoruz sürekli ne yapsak diye. Şimdi Ruh olayı ve dinsel bilgilere göre ruhlar zaten var bir kenarda bekliyorlar şimdi bizim potansiyel çocuğun ruhu nerde ve biz sevişirken ya da benim hanım doğururken hangi noktada devreye girecek ya da benim spermlerin mi yumurtaların mı içinde bulunuyor ? gibi sorular geliyor insan aklına .....
Alıntı ile Cevapla
  #130  
Alt 08-10-2009, 16:35
ahmetsecer ahmetsecer isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2009
Mesajlar: 155
Exclamation Cevap

Demek madde saydam değil, demek görüntü beyinde oluşmuyor, o zaman beyninize giden elektrik sinyallerini keselim bakalım ne göreceksiniz? Dünyada yaşayan her insanın ruhu var. Ama insanın maymundan evrimleştiğini öne süren evrim bu ruhu asla açıklayamaz. Tesadüfle bir atom mühendisi, bir genetik mühendisi oluşmaz. Tesadüfle akleden, gülen, vicdana sahip, sevgi duyan, korkan, hisseden kısaca ruhu olan bir varlık oluşmaz.

Hala görüntünün nasıl beyinde oluştuğunu ve beynin içinde gören gözü açıklayamadınız, ne oldu entelektüel bilgileriniz mi tükendi? Ayrıca atomun %99’unun boşluktan oluştuğunu hiç duymadınız mı?
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Renaultferrari Diyor ki : RENAULTFERRARİ Konu-dışı 782 08-06-2013 22:54
Shakespeare Diyor ki! Titan Edebiyat 2 22-08-2009 22:58
Allah (c.c.) Diyor ki; pante İslam 24 14-05-2009 12:04
Ya Bu Ne Diyor ? InVitatio Konu-dışı 4 22-07-2007 11:48

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:39 .