
27-05-2015, 08:14
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706
|
|
Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı
Peki; bu paradokstan bir çıkış yok mudur ?
"Elçi"nin söylediklerinin doğruluğunu nasıl "test" edebiliriz ?
-----------------
Bir Tanrı, aslâ şu cümleyi kurmaz.
"Sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce indirdiğimiz Kitap'ları okuyanlara sor. And olsun ki, sana Rabbinden gerçek gelmiştir, sakın şüphelenenlerden olma." (Yunus: 94)
"Şüphede isen" ne demektir ?
|
Kurar niye kurmasin sevgili Vefik Sami, tabi size gore burada tanridir, bana gore insandir ayri konu.
Ozellikle kurar hem de.. Kitaptaki icerige gore acikca demiyor mu, cinlerin kendi itiraflari var ustelik. 72/8/9
X-Files dosyasi adeta ..Daha ne desin yani ?
|

27-05-2015, 11:29
|
Üyeliğini Sonlandırmış
|
|
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
|
|
Neva´isimli üyeden Alıntı
Kurar niye kurmasin sevgili Vefik Sami, tabi size gore burada tanridir, bana gore insandir ayri konu.
Ozellikle kurar hem de.. Kitaptaki icerige gore acikca demiyor mu, cinlerin kendi itiraflari var ustelik. 72/8/9
X-Files dosyasi adeta ..Daha ne desin yani ?
|
Bu forumda; sn. spartacus, sn. dialectis, sn. Obi-Wan gibi üyelerin "felsefi" tabanlı yazılarını anlamakta epey zorlanmışımdır. Zâten karşılıklı bir-iki mesaj sonrasında cevap vermediklerini görünce, onlarınn demek istediklerini anlamadığım gibi bir şüphe uyanıyor bende. Zaman zaman sizinle yazışmalarımızda da benzer durumlar oldu. Sanki "körler-sağırlar" diyaloguna dönüştü. Sorumluluğu üzerime alıp kendi cehâletime veriyorum.
Bu mesajınızda neden bahsettiğinizi anlayamadım.
Elçilerin mûcize gösterme mevzûsu mu;
Yoksa; "Tanrı" zannedilen İlah'ın her istediğini söyleyebileceğini mi ?
Üstelik misâl olarak aktardığınız "72: 8/9" 'âyet'leriyle mesajımdan alıntıladığınız bölüm arasında bağlantı da kurabilmiş değilim. "Hata" aramıyorum. Dediğim gibi, bu anlayışsızlığımı cehlime verin.
|

27-05-2015, 13:28
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706
|
|
Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı
Sorumluluğu üzerime alıp kendi cehâletime veriyorum.
Bu mesajınızda neden bahsettiğinizi anlayamadım.
Elçilerin mûcize gösterme mevzûsu mu;
Yoksa; "Tanrı" zannedilen İlah'ın her istediğini söyleyebileceğini mi ?
Üstelik misâl olarak aktardığınız "72: 8/9" 'âyet'leriyle mesajımdan alıntıladığınız bölüm arasında bağlantı da kurabilmiş değilim. "Hata" aramıyorum. Dediğim gibi, bu anlayışsızlığımı cehlime verin.
|
Sevgili Vefik Sami;
Hayir cehaletle filan alakasi yok, oyle dusunmeyin. Ben genelde tam alinti yapmiyorum baslik sisirmemek icin gerekmedikce, kisa bir bolum alip yazmayi yegliyorum belki bundan kaynaklaniyordur.
Soyle alintilayayim daha anlasilir olurum belki;Ustte, bir musluman, kendi kitabindaki pasajlara, kendi orjinal hikayesi olarak bakabilir denmis.
Siz de;
Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı
Müslümanlar Muhammed'i "Muhbir-i sâdık" olarak tavsif eder. Yâni Muhammed'in Allah ve din konusunda söylediği her şeyin "doğru" olduğuna inanırlar. Aksi; Muhammed'in elçiliğinden şüphe duymak anlamına gelir. Özellikle târihsel kayıtları olmayan ve fakat adına "kutsal" denen kitaplarda anlatılanlar, "elçi"nin ağzından çıkmışsa, inanç gereği hemen kabul edilir.
Peki; bu paradokstan bir çıkış yok mudur ?
"Elçi"nin söylediklerinin doğruluğunu nasıl "test" edebiliriz ?
Böyle görece/dolaylı bir test mümkün. Ama; yüzde yüz bir kesinlik getirmez. Ben genellikle "elçi" olduğu iddiasındaki kişilerin bu dünyadaki hayatımıza dâir ortaya koyduğu ilkelere/söylediklerine bakarım. Eğer bizlerin korku, zaaf ve beklentilerini istismârâ yeltenmiyorsa, tüm sözleri içerisinde bir tutarlılık/bütünlük mevcutsa, o "elçi"ye inamam için vasâti bir temel oluşmuş demektir. Fakat; yinede bu, inancın subjektifliğini ortadan kaldırmıyor.
Bir Tanrı, aslâ şu cümleyi kurmaz.
"Sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce indirdiğimiz Kitap'ları okuyanlara sor. And olsun ki, sana Rabbinden gerçek gelmiştir, sakın şüphelenenlerden olma." (Yunus: 94)
"Şüphede isen" ne demektir ?
Allah; elçisinin şüphede olup olmadığını bilmiyor mu ?
Neden cümleye böyle muğlâk bir ifâde ile başlıyor ?
Allah'ın vahyinden "şüphe" duyup da, ehl-i kitap'a sorarak mutma'in olmak nasıl bir iştir ?
|
(ben insan olarak aldigimi belirttim kendi adima) ve fakat kurar dedim, niye kurmasin? Cunku karsiligi var kitapta, yani icerik ona gore yazilmis, cinler daha once dinleyip duyduklarini yalan/dogru iletirken, sonradan bu engellenmis. Ilgili ayeti de verdim. 72. sure 8,9 ayetler.
Pek tabi ki elcilerin mucize gostermeleri mevzusunu da kapsar sizin cephenizden, ornek olarak Incil'deki elcilerin isleri bolumu. Veya Vahiy bolumu vb. Ornegin, Isa'yi gotururlerken, iki elcinin goge buyruk verelim ates yagsin deyisinden suphe etmeniz gerekir mantiken, ya bu adamlar neler yapabiliyorlardi seklinde...
Veya Incil ogretisinde yine,
Isa ne ile deneniyordu basta?
Niye yalniz basina daga cikiyordu?
Niye annesine, suyu saraba cevirme bahsinde, annesine o sekilde, saatim daha gelmedi diye cevap veriyordu.
Su uzerinde yuruyordu vs.
Neden hardal tanesi benzetmesini yapiyordu? Yani atiyorum niye seftali demiyordu da, hardal'a vurgu yapiyordu? (daha once tartistigimiz bir baska baslikta yazmistim size hatirlarsaniz bir kismini, simdi obur kismini da siz bulun isterseniz)
Insan, yani size gore Tanri diyelim, elbette istedigini soyler karsidakinin anlayacagi sekilde, soyler ama, ne soylerse soylesin, karsidakinin duyacagi, dinleyecegi, anlayacagi kadardir derler ya, o bahise benzer insanlara izdusumu. Yani neye gore, kime gore, hangi kistasa gore vb.Onkabul geregi boyle olur kitaplarda, yani tanri sozu, kutsal soz, ilahi soz vs. gibi.Bizler ise(ateist kesim) boyle onkabul tasimadigimiz icin, daha net gorebiliyoruz bircok seyi.
Incil'i arastirin mesela, suphe kelimesi bulursaniz bana da haber verin. Suphe kelimesinin gecmeyisi dahi baslibasina suphedir. Veya kiliseci takimina, hristiyan sitelere sorsaniz size cevap veremez ayrintili suphelerinize dair, otomatikman dislar. Her dinde bu boyledir. Ama ateist kesim verir, cunku onkabulu yok.
Simdi bu durumda Muhammed ne yapacak kurguya gore? Eger suphe icindeyse, donup onceki kitaplara basvuracak veya kitap sahiplerine soracak. Ama kendisi de sorgulayacak dogrulugunu.
Mesela bakin Kuran'da Isa, tanrinin sozu(kelimesi) diye gecer. Demek ki kurguya gore Muhammed gercekten sorgulamis.
Incil'in ilk cumlesi de, soz ile baslar. Dogal olarak, simdi inancli bir muslumana sorsaniz, bunu reddetmez direk inanir.Evet, Isa Allah'in sozudur der.
Aynisi sizin icin de gecerli mesela, suphe ettiginizde(ornegin filanca pasajdan suphe ediyorum seklinde), Isa'nin filanca filancanin sozu yerine gelmis oldu bahislerine var mi /yok mu oyle bir bahis veya Tanah'a bakacaksiniz haliyle. Nedir ki hristiyanlik arada kalan bir dindir, bir tarafindan Tanah'a, diger tarafindan Kuran'a bagimlidir. Ikisinde de kok alir. Ornek olarak Muhammed'in mucizesi de(aktarima iliskin), size gore Isa'nin kucukken camurdan kuslar yapip, icine uflediginde(tanridan/Allah'tan verilen bir hikmetle) canli hale getirmesidir.
Ha bizim objektif olarak irdelerken yaptigimiz, bunu birkac adim one cikarip, tum dinler(istisnasiz) kokeninde yapisimizdir.Inanir kitle ister kabul etsin , ister etmesin farketmez, sonucta tartismaya her zaman acigizdir.
|

27-05-2015, 15:34
|
 |
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jan 2015
Bulunduğu yer: Antik bir Yunan tapınağının merdivenlerindeyim.
Mesajlar: 779
|
|
Teşekkürler
Neva´isimli üyeden Alıntı
Sayin Asinus Orientalis,
Emin olunamaz zaten. En basit ornek, Kuran eksik bir kitaptir ve kendi iceriginde bunu acikca soyler, kitabin anasi seklinde, Tanah'a iliskin de icerikte Yasar kitabinin kayip oldugu acikca belirtilir.
Bu yuzden emin olunamaz, bu konuda haklisiniz.
Konuya iliskin; Kuran'da ilgili ayetlere dair isin icine Sintoizm inanci karisir bir miktar, ceviriler allak bullak hale gelir. Fakat Kuran'daki gomlek yirtilmasi bahsi, direk olarak hani su meshur Sakk-i Kamer bahsiyle alakalidir. Bu ay yarilmasi olayi doneme iliskin, ayni zamanda geleneksel olarak bir ruya inancidir. Yani ruyanizda ay yarildigi(yarilirken gordugunuz zaman) zaman ruya yorumlayabilir ve kehanette bulunabilir hale gelirsiniz. Ornek olarak Kuran'daki Safiye'nin ruyasidir, hadislere gore.
Ancak derinlemesine ele alinirsa oldukca karisik bir mevzu. Baska baslikta konusuruz gerekirse. Konuya iliskin bahsedildigi gibi, Yusuf diger dinde din buyugudur ve fakat birtakim ozellikler atfedilmistir kendine..(ruya yorumlama, kehanette bulunabilme vb.)
Diger kitaba, Kuran'a iliskin genellikle butun isimler peygamber kabul edilir. Mesela yuzbin kusur peygamber geldigi filan soylenir.
|
Sayın Neva, bu kıymetli ipuçları için teşekkür ederim. Bilgi seviyemi bir üste çıkaracak türden duruyorlar. Hepsini ev ödevi kabul edip şimdi üstlerine gidiyorum.
Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. M. Kemal ATATÜRK
|

27-05-2015, 17:12
|
 |
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jan 2015
Bulunduğu yer: Antik bir Yunan tapınağının merdivenlerindeyim.
Mesajlar: 779
|
|
Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı
...
"Sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce indirdiğimiz Kitap'ları okuyanlara sor. And olsun ki, sana Rabbinden gerçek gelmiştir, sakın şüphelenenlerden olma." (Yunus: 94)
"Şüphede isen" ne demektir ?
Allah; elçisinin şüphede olup olmadığını bilmiyor mu ?
Neden cümleye böyle muğlâk bir ifâde ile başlıyor ?
Allah'ın vahyinden "şüphe" duyup da, ehl-i kitap'a sorarak mutma'in olmak nasıl bir iştir ?
...
|
Vefik bey, görmemiş olabilirsiniz, şöyle bir senaryo ürettim, çürütülebilir mi ?
http://www.turandursun.com/forumlar/...3&postcount=49
Tezim şu :
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
...
Yani Yunus 94, Araplara "neden gidip sormuyorsunuz, ve aradaki benzerliği görüp de şaşırmıyorsunuz, gidip öğrenin imanınız artsın" mesajıdır. Bunun böyle olduğunun kanıtı, 94'ün son iki cümlesidir.
...
|
Tezim basit bir argümana dayalı. Yunus 94'ün yazarı kim ? Bay Muhammed veya başkası, pek önemli değil. Aynı yazar Tanrı rolünde kendisine (Araplara) ne diyor ? :
Andolsun ki; sana Rabbinden hak geldi. Öyleyse sakın şüphe edenlerden olma.
Yazan kişinin zerrece şüphesi yok. Bence bir oyun ve yukarıda linkini verdiğim mesajdaki senaryo var, ne dersiniz ?
Sayın Neva'nın mesajında kısmen bu imayı görüyorum. 94'ün tamamının bir fani tarafından yazıldığını unutuyoruz.
Aynı kişinin şüphe kelimesinin telaffuzu ile bizi insan Muhammed ile Tanrı (Muhammed) arasında geçen bir konuşmaya dahil olduğumuz hissini (illüzyonunu) başarılı bir şekilde sağladığını kabul edelim. Oysa bu, yazarın kendisiyle, Araplar'ı işaret eden, yaptığı bir hasbihal olabilir.
Bazılarımız burada iki kutuplu, kişilik bölünmesi yaşayan birisini görebilir. Ben bir hile görmek eğilimindeyim.
Kabul edelim ki bu harika bir ilüzyon. İnananlara ilk başta "Allah nasıl böyle konuşur" sorusunu sordurtan, bu ilüzyondur derim.
Mesajımı yazarken aklıma bir opsiyon daha geldi : Yunus, İsra'dan sonra gelmiş (gibi). Yunus 94, şeytan ayetleriyle gelen gafın, İsra 73-75 ile başlamış günah çıkarmanın bir devamı mıdır ? "Ey ahali, ben de hata yapan bir insanım mesajı " olabilir mi ?
Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. M. Kemal ATATÜRK
|

27-05-2015, 18:10
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
|
|
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
Kumaşım budur, adım Hıdır hikayesindeki Hıdır'ım ben diyorsun yani ? Neyin kafası bu ?
Ben egondan bahsederken bak neyi kastediyordum :
Efsane sona mı eriyor ?, Upuaut şok mu geçiriyor ? Egosu tavan yapmış bir kişiliğin parmak izleri mi yoksa bunlar ?
Satır aralarını okuyunca bu tartışmanın nereden çıktığı belli oluyor. Sen, TD sitesini şu ana kadar kendi çöplüğün görmüşsün de ondan.
|
Sen gerçekten çizgiyi aştın. Çünkü sana cevap babında son yazdığım mesajımdaki sorulara cevap vereceğine, eski mesajlarımdan bir şeyler çıkarmaya, dolayısıyla küçük düşürmeye çalışıyorsun. Ama daima bunu yapan kaybetmiştir.
Şimdi sondaki ifadenden eski bir solcu artığı olduğunu belli ettiğine göre, sana cevap vermeye tenezzül bile etmeyi gerek görmüyorum ya, neyse.
Şu hatırlatmayı da yapamadan geçemeyeceğim: Benim belleğimde solcular 1960'larda bağımsızlıkçı ve yurtsever idi (Bkz. Nazım Hikmet). Fakat darbelerle beyni iyice dumura uğramış solcular, artık böyle ideallerin peşinden koşmak yerine "köpekleşmek"i seçmiştir. Bunlara özellikle liberalleri de eklemek gerekiyor.
Kusura bakma kardeş, ben ilkesiz, ideolojisiz, ülküsüz, idealsiz vs., dolayısıyla omurgasız sürüngenleri sevmem. Yani bu tür insanlarla yola çıkılmaz; eğer çıkılırsa yarı yolda bırakırlar.
Şimdi mevcut durumun bu olduğunu bile bile ama insanlığı elden bırakmadan yazdıklarına bölüm bölüm cevap vereyim.
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
Satır aralarını okuyunca bu tartışmanın nereden çıktığı belli oluyor. Sen, TD sitesini şu ana kadar kendi çöplüğün görmüşsün de ondan.
Caf caflı mesajların, Petra konulu şarkı klipleri, ve diğer atraksiyonlar, (çoğunlukla arızalı ve saplantılı) fikirlerini doğru çıkartmaya yetmiyor.
Benzeri bir saplantıyı Abdülmelik Muhammed miydi bahsinde de tartışmıştık. Başka bir forumda DreimalAli adlı kullanıcının (ki o da fikirlerini Luxenberg'den alıyordu) sözlerini buraya naklediyordun. Diyordun ki seçilmiş = övülmüştür. Ben de demiştim ki, örnek gösteriniz ikna olayım. (Senin hiç orijinal fikrin yok mudur ? Neden başka forumlardan buraya fikir taşıyorsun ve kendine mal ediyorsun ?)
Sonra Kaya Kubbesindeki yazıtları buraya (Luxenberg'in oldukça hatalı) yorumuyla taşıyıp yine türlü atraksiyon ve parfüm kokuları içinde yutturmaya çalışmıştın.
Benim anladığım kadarıyla tıynet ve kumaşın forum üyelerince biliniyor, bu yüzden insanlar genellikle uzak kalmışlar ve kalıyorlar. Benim fikirlerimi düzeltenler oldukça (ki iyi ki varlar), ben de siz ve diğerlerine fikirlerimi elbette ki açacağım.
Senin terbiye sınırlarını zorlayarak, eşeklikle/hastalıkla/fantezilerle suçlamaların beni kaçırmayacak göreceksin. Olabildiği kadar nezaket sınırlarında görüşlerimi beyan edeceğim.
Senin bu kaba uslubun şu ana kadar insanları kaçırmış, meydanı sana bırakmışlar. Sesin yüksek, kelimelerin hakaretamiz. Ancak böylece fikirlerin hakikati temsil etmeye başlamıyor.
Mesajlarını dün gece şöyle bir taradım. Uzun mesajlarında nadiren "substance" yakalıyorum. Gerçekleri ararken saplantılarını, önyargılarını, isteklerini asıp öyle gelmen gerekiyor.
|
Ben hiçbir zaman TD'yi çöplü ya da bir başka şey görmedim; sadece, TD'nin çeşitli nedenlerle kapalı olması nedeniyle diğer forumlardan bağlantı kurmaya çalışmıştım. Bu, bir.
İkincisi, PETRA hakkında söylediklerinden arkeolojiden ve sonuçlarından anlamadığın ne kadar da belli oluyor. Özetle, tarihi sevmiyorsun arkadaş!
DreimalAli iyi bir araştırmacıdır. Onu ateistforumdan takip edenler bilirler. KURAN ile ilgili bir tartışma çıktığında sonuna kadar giden bir araştırmacıdır. Örneğin, "Muhammed Efsanesinin Doğuşu" adlı tartışmada bir sürü araştırmayla birlikte 19 adet mesaj yazdı ve hepsi de uzun mesajlardı. O tartışmada DreimalAli haklı olarak, Luxenberg'in "Kuran'ın Aramice ve Süryanice ile Okunması" adlı kitabındaki bulgularından yararlandı ve ben de bu kitabı iyi bildiğim için "Muhammed" adına ilişkin "Seçilmiş, Övülmüş" tanımını desteklemiştim. Ama sonra Emevi Halifeliği Dönemi'ne ait sikkelerden bunun doğru olup olamayacağına ilişkin bir araştırma yaptım ve bu araştırmanın sonuçlarını burada yayımladım ve bu tartışmadan çıkardığım sonucu 33'te verdim. Tamam mı? Yani Luxenberg'in çıkarımının hatalı olabileceğini gösterdim. Yani DreimalAli'den bir araklama yok; orada ve diğer forumlardaki bu tartışmaya bir katkıda bulundum.
Sen ise ne yaptın? 13 no'lu mesajından görüldüğü üzere sadece yakındın! Orada Bizans'ın dinsel yapısının anlaşılabilinmesi için siyasal düşüncesine ilişkin bir link vererek bir yaklaşımda bulunmuştum. Ama sen buna "hiçbir yenilik getirmiyor!" diyerek konuyu kapattın. Peki Bizans'ı tanımadan Hristiyanlığı tanıyabilir misin? Tabii ki hayır.
Özetle, orada başladığı hakaretlere 17. mesajında devam etmişsin. Bu yetmemiş gibi, bir de konuyla uzak olan bir şükran duasının linkini vermiş ve Şamlı Johannes gibi ilginç çıkarımlardan bahsediyorsun. İyi de bunlar konudan çok ama çok uzak, bilmem kaçıncı dereceden bilgilerdir.
Şimdi kuru gürültü yapmak yerine tartışmaya katılmak mı istiyorsun; o zaman bize bulgu/lar getirip tartışmayı renklendireceksin. Aksi takdirde, sadece eşek gibi anırıp kuru gürültü olarak kalırsın!
Sahi, Firavun, EXODUS'ta hangi hayvanın sesinin tüm Mısır'da duyduğu en korkunç ses olduğunu söylüyordu?
Hiçbir şeye yanıt vermesen bile, buna bir yanıt bekliyorum.
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
Ya da şöyle söyleyeyim : Hikayelerini şu ana kadar yutturabilmiş olabilirsin, yeteri kadar kritik gelmemiş olabilir. Sana hep dayı demiş olabilirler. Bu beni bağlamaz. Sen hala değişmiş/değişmemiş bir Tevrat'ı baz alıyorsun, kendinde misin ? Tevrat neyin referansıdır ?
Şimdi seninle tekrar ana konuya döneceğim. Olayı basit tutacağım :
Tut ki Jules Verne'in Aya Yolculuk kitabı bundan 5500 sene önce Antarktika'da yazıldı. Bundan 4000 sene önce de Merih'e Yolculuk kitabı yazıldı, ve ilkinden benzerlikler taşıyor. Bundan 3000 sene önce başka bir kitap yazılmış ve 5500 sene önce yazılanın tıpa tıp aynısı.
Bak sana sonuçları listeliyorum :
1. 4000 sene önce yazılan kitap (neredeyse kesindir ki) ilkinin kaba bir kopyasıdır.
2. 5500 sene önce yazılmış kitap bu günlere kadar orijinalitesini korumuştur.
3. Ama ilk iki madde Aya Yolculuk kitabının ve içindeki neredeyse herşeyin bir hikaye/masal olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Tutun ki 5500 sene önceki kitap başka bir hikayeden esinlenerek yazıldı. Orijinal hikayeyi bilmiyoruz ki, aslı değişmeden gelen kitabın orijinal hikayeyi temsil ettiğini söyleyebilelim ?
Yine anlamayacaksın biliyorum. Şöyle ilerleyeyim : Elinde orijinal Yusuf kıssası var mı ? Olmadığı müddetçe her hangi bir hikayeyinin doğru olma ihtimali denktir (buna maksimum entropi durumu diyorlar). Maksimum belirsizlik durumu yani.
Bu sebebledir ki, herhangi bir müslüman, orijinal hikaye çıkıncaya kadar, Kur'an'daki hikayeye kendi orijinal hikayesi gözüyle bakabilir (ben öyle düşünmesem de).
|
Öncelikle benim seninle herhangi bir kişisel meselem yok ama bu yazdıklarından senin bir problemin var. Yani beğenmiyorsan okumazsın; kabul etmiyorsan açık açık söylersin; yeterli gelmiyorsa üstüne tuğla koyarsın ama böyle senin hiç tanımadığım halde bana hakaret edemezsin, D....Y! Senin psikolojik rahatsızlıklarınla ilgilenecek değilim. Sana söylemiştim; git bir doktora. Ama sen beni dinlemedin. İstersen, biraz uzaklaş forumdan, kafa dinle ve öyle gel!
Hollywood filmlerinden bilirsin; sanık İncil'e el basar ve karşısındaki, "Yalnızca gerçekleri söyleyeceğine yemin ediyor musun?" der.
Benim TEVRAT, dolayısıyla hiçbir Kutsal Kitap ile işim olmaz. Yalnızca okurum ve eğer gerçekler varsa (ki burada TEVRAT'ta yaptığım gibi), onları savunurum.
Şimdi, TEVRAT hiçbir şeyin refansı değildir; sadece, İbraniler'in Tarihi'nin bir referansıdır. Adamlar diyor ki; biz, M.S. 1000 yıllarında ESKi AHİT'in tarihimizi anlattığını söylüyorduk ve bu da, en eski parçası M.Ö. 125'e kadar giden Ölü Deniz Parşömenleri ile doğrulandı. Yani bir Yahudi olmadan ve onların dinine girmeden TEVRAT'ın seninle bir ilgisi olmayacaktır. Tıpkı benim gibi. Ama ben yararlanırken sen ise uzak duruyorsun. İşte aramızdaki fark bu!
Bundan sonraki yazdıklarına kimse cevap vermez. Çünkü basit bir şeyi bile anlamaktan acizsin. Peki neden zorluyorsun bu kadar kendini? Basit bir meseleyi anlamakta bile neden bu kadar zorlanıyorsun?
Belki verdiğin örneği biraz açarsak bir şeyler anlarsın.
Bana Yusuf kıssasının orijinalini sormuşsun. Ben de sana dedim ki; adamlar ellerindeki tüm belgeleri istifadane sunmuşlar ve bunlardan çıkan sonuçlar kesin değildir. Biz, sadece elimizdeki belgelere göre konuşabiliriz ve neye inanıyorsan yoluna onla devam edersin.
Orijinal diyorsun ama neye orijinal ve hangi tarihlerde geçerli olanı sorguluyorsun? Daha bunun bile bilincinde değilsin!
Şimdi seni gerçeğe davet adına ilgili bilgi ve belgeleri gözler önüne sererek bana net sorular sormanı istiyorum ve nerede takılıyorsan hemen oradan sorunu sor!
Önce bu tartışmadaki ilk mesajıma dönelim.
İlk tabdaki 8 no'lu mesajım, ilk mesajımdır. Burada şunları yazmışım:
upuaut´isimli üyeden Alıntı
Sevgili cenkvarol, araştırmalarını büyük bir takdirle izliyor ve yeni birçok şey öğreniyorum. Fakat bu tartışmadaki başlık doğru değildir. Bu konuda # 16 no'lu mesajıma bakıp aydınlanabilirsiniz. Çünkü sözkonusu KURAN'daki Yusuf suresinde geçen Yusuf'un gömleğinin arkadan yırtılması olayı, KURAN yazarları tarafından TEVRAT'taki YARATILIŞ 37-50'den alınarak uydurulmuş bir hikayedir.
Sen de bu hikayeyi gerçek sandın, değil mi? Yazık diyeceğim ama suç sende değil. Çünkü GOOGLE amca da bu konuda bize yardımcı olamamaktadır. Neden acaba?
|
Yani inanılır gibi değil, senin bir şey anlamadığın bu mesaj sonrasında İlahi Komedya, Hasan AKÇAY'ın uzun mesajını alıntı yaparak, 14. mesajında leb demeden anlamış bile! Anlamakla kalmamış; KURAN'daki Yusuf suresinden çıkarımlar yaparak,
bu uydurma tevrat hikayesini , kurana ekleyenler bizden ne anlamamızı istediler. allah zulm edenlerin hamisimidir?
|
sonucu vermiş.
Yani bu arkadaş herşeyi gayet güzel anlarken sen neden anlamakta zorlanıyorsun? Biz burada ders mi yapıyoruz ki sanki senin başında bana soru sorma imkanın var? Eğer bir noktayı, konuyu ya da anlamadığın her neyse, anlamadığını derhal ilgili ifadeyle birlikte ilgili kişiye soracaksın.
Şimdi anlamadığın yeri bulmak için adım adım gidelim.
1. Günümüz ESKİ AHİT'İ: Bugün elimizdeki ESKİ AHİT, dolayısıyla TEVRAT M.S. 1000'li yıllara ait Westminster Leningrad Codex'inden gelir.
2. KUMRAN Yazıtları: Fakat 1948'de (ki bu tarih, İsrail'in kuruluşuna denk gelir) keşfedilen Ölü Deniz Parşömenleri bu kodeksi doğruladı. M.Ö. 150-M.S. 68 tarihleri arasında yazılmış çeşitli parçalardan oluşan bu yazıtlardan Genesis - 22 Scrolls YARATILIŞ kitabının parçalarını içerir. Yusuf hikayesi bunun içindedir.
NOT: Muhtemelen bu tür belgelerle çalışmadığın için, bunlardan hiçbir şey anlamayacaksın. Yani senin anlayacağın şekil,
tartışmasındaki mesajlarda bulunur. Bir sıkıntın varsa EKŞİ'ye değil, orada ağla!
Buradan şu sonuç çıkar: "KUMRAN YAZITLARI" olarak bilinen bu yazıtlar bugün TEVRAT'ın YARATILIŞ kitabında okuduğumuz gibidir. Ama bu demek değildir ki; bu tarihler arasında ve öncesinde Yusuf hikayesi farklı yazılmamış olmasın. Yani farklı bir belge olabilir ancak bugüne kadar böyle bir belgeye ulaşılamadı!
Çok ilginçtir; TEVRAT hakkında Belgesel Hipotez (University of Maryland) yazılmış makalesi, son 5 sayfada verilen kaynakla arasında KUMRAN yazıtları bir kaynak olarak geçmez. Bu, bir ekiliktir ve tıpkı senin düştüğün hata/lara düşmüştür.
Şimdi KURAN ne diyordu: Birçok ayetinde kendisinden önceki kitapları (ESKİ ve YENİ AHİTLER'i) doğrulayan, dolayısıyla tasdik eden bir kitaptır. Buna ek olarak bir ikinci bulgu olarak, SANA metni ile günümüz KURAN'ı (KAHİRE METNİ, 1924) ile yapılan araştırmalarda anlamca benzerlik, dolayısıyla SANA metninden hareketle KAHİRE metninin hiç değişmemiş olduğuna dair iddia.
Fakat KUMRAN Yazıtları-LENINGRAD Kodeksi çifti KURAN'daki Yusuf hikayesini bu 2 kritere göre yanlışlar! İşin kötüsü, bu hata hakkında ne GOOGLE'da bir bilgi bulabilirsin ne de seni benim gibi uyaran bir başkasını!
Benden bu kadar. Yani bu kısa açıklamalarda anlamadığın yer neresi ise, onu işaret ederek onun hakkında sor. Ama bu araştırma sırasında bir inanç krizi geçirirsen, ona bir şey yapamam!
Son olarak, bu tür tartışmalarda bulunurken şu atasözünü unutmamanı tavsiye ederim: "Ağaç yaş iken eğilir. Sonra eğilmek çok zor gelir. Çoğu kez mümkün olmaz!"
AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması
7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.
8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.
9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."
10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.
11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
Konu upuaut tarafından (27-05-2015 Saat 18:17 ) değiştirilmiştir.
|

27-05-2015, 18:40
|
 |
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 15 Jan 2015
Bulunduğu yer: Antik bir Yunan tapınağının merdivenlerindeyim.
Mesajlar: 779
|
|
Kumaşım budur
upuaut´isimli üyeden Alıntı
...
Fakat darbelerle beyni iyice dumura uğramış solcular, artık böyle ideallerin peşinden koşmak yerine "köpekleşmek"i seçmiştir. Bunlara özellikle liberalleri de eklemek gerekiyor.
...
Özetle, tarihi sevmiyorsun arkadaş!
...
Sahi, Firavun, EXODUS'ta hangi hayvanın sesinin tüm Mısır'da duyduğu en korkunç ses olduğunu söylüyordu?
Hiçbir şeye yanıt vermesen bile, buna bir yanıt bekliyorum.
...
Öncelikle benim seninle herhangi bir kişisel meselem yok ama bu yazdıklarından senin bir problemin var. Yani beğenmiyorsan okumazsın; kabul etmiyorsan açık açık söylersin; yeterli gelmiyorsa üstüne tuğla koyarsın ama böyle senin hiç tanımadığım halde bana hakaret edemezsin, D....Y! Senin psikolojik rahatsızlıklarınla ilgilenecek değilim. Sana söylemiştim; git bir doktora. Ama sen beni dinlemedin. İstersen, biraz uzaklaş forumdan, kafa dinle ve öyle gel!
...
Çünkü basit bir şeyi bile anlamaktan acizsin. ...
Basit bir meseleyi anlamakta bile neden bu kadar zorlanıyorsun?
Belki verdiğin örneği biraz açarsak bir şeyler anlarsın.
...
Daha bunun bile bilincinde değilsin!
...
NOT: Muhtemelen bu tür belgelerle çalışmadığın için, bunlardan hiçbir şey anlamayacaksın. Yani senin anlayacağın şekil,
...
|
upuaut´isimli üyeden Alıntı
Şimdi eşek kardeş,yukarıdaki alıntına cevap verirken, hem sana hem de, mesajı uzun olduğu için buraya alıntılayamadığım, Hasan AKÇAY'a cevap vermiş olayım.
|
upuaut´isimli üyeden Alıntı
Merak ettim, Asinus Orientalis. Bu yakınlarda bir doktora gittin mi? Çünkü söylediklerinin mantıkla hiçbir ilgisi yok!
...
|
upuaut´isimli üyeden Alıntı
...
29 Ne var ki, çocuk elini içeri çekti, o sırada da kardeşi doğdu. Ebe, "Kendine böyle mi gedik açtın?" dedi. Bu yüzden çocuğa Peres[i] adı kondu.
Demek ki YAHUDİLER MÜSLÜMANLAR'dan daha açıkmış ve herşeyi olduğu gibi anlatmışlar. Yani erotik hikaye adına ne diyeceklerdi: "f.ck me!" mi yazacaklardı?
...
Eh, herhalde kafandaki s.x fantezilerin için sana bol bol malzeme verdim, değil mi?
|
Biliyorum burada mesaj kirliliği yaratıyoruz. Belki moderatör, alakasız mesajlarımızı silerek işe başlayabilir. Herkesten af diliyorum. Tanrı kompleksli şahıs, go get a life !
Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. M. Kemal ATATÜRK
|

27-05-2015, 19:16
|
Üyeliğini Sonlandırmış
|
|
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
|
|
Sn. upuaut ve Sn. Asinus Orientalis. (*)
İkiniz de foruma değerli katkılarda bulunmaktasınız.
En azından ben, yazılarınızı ilgi ile tâkip etmekteyim.
Şahsi göndermeleri bırakın artık.
Kendinize ve değerli vakitlerinize haksızlık etmeyin lütfen !...
Saygıyla.
______________
(*) Kullanıcı adı sıralaması, forumdaki kıdem sırasına göre yapılmış olup, altında herhangi bir şey aranmaması temennisiyle.
|

27-05-2015, 19:25
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
|
|
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
Biliyorum burada mesaj kirliliği yaratıyoruz. Belki moderatör, alakasız mesajlarımızı silerek işe başlayabilir. Herkesten af diliyorum. Tanrı kompleksli şahıs, go get a life !
|
Araştırıp okumadığın nasıl da belli oluyor. Kendine bir hakaret olarak zannedip alıntıladığın,
Sahi, Firavun, EXODUS'ta hangi hayvanın sesinin tüm Mısır'da duyduğu en korkunç ses olduğunu söylüyordu?
Hiçbir şeye yanıt vermesen bile, buna bir yanıt bekliyorum.
|
ifadelerime ait yanıtın TEVRAT'taki Yusuf hikayesine göre,
19. Sonra arık, çirkin, cılız yedi inek daha çıktı. Mısır'da onlar kadar çirkin inek görmedim.
olduğunu öğrenmeye bile tahammülün yok!
AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması
7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.
8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.
9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."
10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.
11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
|

28-05-2015, 00:02
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706
|
|
Asinus Orientalis´isimli üyeden Alıntı
Biliyorum burada mesaj kirliliği yaratıyoruz. Belki moderatör, alakasız mesajlarımızı silerek işe başlayabilir. Herkesten af diliyorum. Tanrı kompleksli şahıs, go get a life !
|
Hayir yaratmiyorsunuz. Tartisma olgunlasip baslibasina, farkli baslik gerekirse, elbette kaydiririz supheniz olmasin.Ancak kisisel olarak rahatsiz oldugunuz hitaplar vs. mevcutsa, baslik altinda tartismayip, lutfen yonetime raporlayiniz. Yok rahatsiz degilseniz devam edebilirsiniz.
upuaut´isimli üyeden Alıntı
Yani inanılır gibi değil, senin bir şey anlamadığın bu mesaj sonrasında İlahi Komedya, Hasan AKÇAY'ın uzun mesajını alıntı yaparak, 14. mesajında leb demeden anlamış bile! Anlamakla kalmamış; KURAN'daki Yusuf suresinden çıkarımlar yaparak,
sonucu vermiş.
|
Sevgili Asinus Orientalis'in birseyi anlamakta zorlandigini dusunmuyorum pek, tersine kendisi de, objektif olmaya calisarak sevgili Hasan Akcay'in astigi mesaja dair, inanci geregi onun da orjinal kabul edebilecegini savunmus. Ustelik gerekcesi de gayet mantikli.
Yani burada simdi kalkip, Netanyahu'nun kendinden emin durusunu delil gostermek, bu tur tartismalarda(dinsel arastirma) zerre onem tasimaz.
Kaldi sayin Ilahi Komedya, bu tur derinlemesine tartismalara girmiyor izledigim kadariyla, daha yuzeysel elestiri getirmekte dinsel metinlere iliskin.
Ama nedir ki, ogrenmenin yasi yoktur degil mi?
Konu Neva tarafından (28-05-2015 Saat 05:48 ) değiştirilmiştir.
|
Başlık Düzenleme Araçları |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:38 .
|