yafes_´isimli üyeden Alıntı
oysa tek bir canlıdan geliyorsak bitkilerle hayvanlar arasında da bir evrim olması gerekir. bunun hakında hiç bir araştırma yapılmış mı? ya da bu konu hakkında bişeyler söylenmiş mi? ben pek göremedim. hatta hiç göremedim
|
Ilk önce genel bir bilgi verelim, canlilar "bitkiler ve hayvanlar" diye sadece ikiye ayrilmiyor. Dogrusu canlılar, "monera, protista, fungi, bitki (plantea) ve hayvan (animalia)" olmak üzere 5'e ayrilir. Ama kafa karistirmayalim ve bu mesajda bitki ve hayvanlarin ortak atasi üzerinde yogunlasalim.
Canlilarin yani canli alemlerin siniflandirilmasinin bilimsel temelleri hakkinda derinlesmek istiyorsaniz suraya bir göz atabilirsiniz.
http://www.tathli.com/sitemap/t-26821.html
Sorunuz olan "bitkilerle hayvanlar arasında da bir evrim olması gerekmez mi?" icin hayvan, bitki, mantar ve protista olarak dört gruba ayrılan
ökaryotlar verilebilir.
"Çok çeşitli ökaryotik hücre tipi olmakla beraber hayvan ve bitkiler en yaygın ve iyi bilinen ökaryotlar olduklarından ökaryot yapısının anlaşılması için iyi bir başlangıç noktası oluştururlar" (Wiki)
Diger bir örnek de Yari Bitki Yarı Hayvan olan sümüklü böcek "elysia chlorotica" fotosentez yapan organelleri ve bazı alglerden kalma genleri olmasıyla ünlü olup bir bitkinin biyokimyasal tüm mekanizmasını bir hayvan vucuduna alacak tüm mekanizmaya sahiptir. Bu bir bitki ile hayvanın füzyonu olan sümüklü böcekler güneşten enerji tutan bitkilerdeki yeşil pigment olan klorofilin en bilinen formunu yapabiliyorlar yani deniz yosunlarından (algler) bu maddeleri çalmıyorlar kendileri de "klorofil a" denilen bir pigment yapabilmektedirler. Buna dair forumdaki haber basligini ve bu yesil renkli sümüklü böcegin resmini de asagidaki linkte bulabilirsiniz.
http://www.turandursun.com/forumlar/...ad.php?t=15999
Simdi de bitki ve hayvan aleminin gitgide catallasarak ve dallanarak birbirlerinden nasil ayrilip evrimlestigini inceleyelim.
Bilindigi gibi yasam yavas yavas ve cok kücük ölceklerden büyük ölceklere dogru evrimleserek baslamistir. Yani ilk önce tek hücreliler vardi, bundan önce bir hücreyi tamamlayacak lipid yapilar ve diger parcalari. Zamanla bu yapi ve parcalarin birleserek ilk tek hücreli canlilari olusturdugunu ve bu tek hücrelilerin de cok hücreli yapilari ve canlilar olustuduklarini okuldaki Fen derslerinden umarim biliyoruz.
Iste bu bir kac milyar öncesine denk gelen tek hücreliler zamaninda bitki ve hayvan alemlerinde ayrismalar basliyor. Yani tek hücreli ve sonra cok hücreli hayvanlarla, tek hücreli ve sonra cok hücreli bitkiler burada yavas yavas birbirlerinden ayrislaya veya her iki özelikleri gösteren basit canlilara dönüsme süresi geciriyorlar.
Iste bu farkli hücrelerden günümüz yüksek ve cok cesitli hayvan türleri 8memeliler, sürüngenler, baliklar, kuslar vs) ile yüksek bitki türleri (agaclar, su bitkileri, cicekler, algler, otlar vs) olusmuslardir. Bitki ile hayvanlarin ortak atasi demek ki kücücük ve basit bir tek hücreli canliydi.
Asagida Ingilizce bir grafik var. Grafikte de cok iyi görülecegi gibi günümüzün canlilari otak bir atadan gelmis olup zaman icinde ayrismislardir ve bir cok cesitli grup olusmuslardir. Bizim icinde oldugumuz "animea (meta-zoa)" grubu bu cok cesitliginin digerleri gibi sadece bir parcasi ama ana unsuru degildir.
Demek ki dünya bilim insanlari, biz görmemis, hic duymamis olsak da bu konu hakkında araştırma yapmış, bu konu hakkında birşeyler söylemiş ve bize de okullarda bunlar maalsef ögretilmemis ve millet olarak Bilim ve Medeniyet Okulu'nda sinifta kalmisiz demektir.
Ökaryotlar- Hayat ağacı
http://www.tolweb.org/Eukaryotes/
Bu da
Türkcesi ama maalesef daha yalinlastirilmis hali.
Carl Woese'in çalışmaları ve fikirleri ışığında, Margulis ve Schwartz tarafından canlıların sınıflandırılmasına son bir şekil verilmiş ve aşağıdaki tablo oluşturulmuştur:
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bil...iflandirma.htm