Turan Dursun Sitesi Forumları
  #121  
Alt 27-12-2006, 00:35
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

6. maddeyi hata olarak yazmadım. Maddelerden önceki ön yazımı okursan doğruların da olduğu *açıklamasını yapmıştım. Her konuda böyle açıklama yapmak zorunda bırakma beni. Biraz daha dikkat lütfen..
Ayrıca 4. madde de eleştiri değil.
Alıntı ile Cevapla
  #122  
Alt 27-12-2006, 01:38
CROSSWISE CROSSWISE isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 06 Dec 2006
Bulunduğu yer: İstanbul - Bakırköy
Mesajlar: 23
Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

Konuyla alakalı aramızda geçen diyalogu baştan sona tekrar okuduğumda , son yazdıklarınıza pek bir anlam veremedim doğrusu ve pek güldüm...Siz de hayatınız boyunca hep böyle gülün emi

Neyse...
Hayırlı geceler!

Beni Öldürmeyen , Güçlendirir!
F.Nietzsche
Alıntı ile Cevapla
  #123  
Alt 27-12-2006, 02:50
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

Aleviliğin tanımı konusunda bugün aleviler arasında da mutabakat yoktur. Hatta mutabakat bir yana son yıllarda tartışmalar şiddetlenmektedir. Bir yandan aleviliği İslamın özgün bir yorumu, bir mezhebi olarak görenler ki Cem Vakfı, Karaca Ahmet Derneği bunlardandır, bir yandan şii öğelere ve 12 imam anlayışına ağırlık veren Ehlibeyt Vakfı diğer yandan ise aleviliğin islam dışında bir inanç ve din olduğunu iddia eden Alevi-Bektaşi Federasyonu ve Pir Sultan Abdal Derneği söz konusu.

Aleviliğin yazılı gelenekten ziyade sözlü geleneğe dayanması, tezlerin ispatlanmasını zorlaştırıyor. Ancak benim araştırmalarım sonucu vardığım kanı Aleviliğin inanç kökeni ve temel ilkeleri bakımından İslamın dışında yer aldığı yönündedir.

Alevilik senkretik bir öğreti yani pek çok din ve inanıştan öğeleri kendi bünyesine almış ancak alırken de kendi inanç özüne uydurmuş bunları. Benzetme yapmak gerekirse oksijen ve hidrojen nasıl ki su molekülü içinde artık başkalaşmış, özelliklerini kaybetmiş ise aleviliğin içindeki pek çok öğe de değişime uğramıştır. Örneğin Ali kavramını İslamdan almış ancak o kavramı deyim yerindeyse asimile etmiş kendi öz inancı içinde eritmiştir. Bence alevilik konusundaki en kritik belirmelerden biri budur: Aleviliğin Ali'si Hz. Ali değildir. Ünlü Türkolog İrene Melikoff'un yaptığı belirlemeye katılıyorum: Aleviliğin Ali'si orta asya Türklerinin şaman inanışlarındaki gök tengrinin ad değiştirmiş şeklidir. Bunu iddia etmek aleviliğin tamamen Türk kökenli olduğu anlamına gelmez. Alevilik pek çok dinden ve milletten etkilenmiş ve onlardan öğeler almış. Budizm, manicilik, zerdüşlük, hıristiyanlık ve islam. Eski Kürt inanışlarından, Sümerlerden ve başka topluluklardan öğelerin alevilikte bulunması gayet normal. Zaten alevilikteki "72 millet birdir bizde" sözü millet temelinde bir inanç olmadığını gösteriyor. Bu konuda sanırım en uygun deyim "Alevilik bir Anadolu kültürü ve inancıdır" demek olur.

Geçenlerde bir alevi forumunda bir üyenin diğerlerine şöyle yazdığını gördüm:

-Canlar, Hz. Ali camide öldürüldü diye camiye gitmemek olur mu?

İşte asıl tehlike bana göre burada. Eğer alevilik islamın içinde görülürse bu soruya verilecek yanıt "tabiki olmaz" olacaktır. Böylece aleviler camilerin yolunu tutmaya başlayacak. Alevilik bir kez net şekilde İslamın içinde kabul edilirse sünnileşmeleri kaçınılmaz gibi görünüyor. Daha sonra da diğer ibadetler gelecek sıraya oruç, hac vs. "Kuran böyle yazıyor canlar, hacca gitmemiz lazımmış" denilecek. Ve benzeri mantık yürütmeler sıraya girecek.

Günümüzün gençleri eskilere göre daha sorgulayıcı. Bu nedenle konunun önemi son yıllarda artıyor. *Sitemize gelen bir alevi kızı bana şunları anlattı:

-Anneme neden namaz kılmadığımızı sordum. Annem de "Hz. Ali bizim namazımızı da kıldı" dedi. Anneme "Olur mu hiç öyle ya ne demek bizim yerimize kıldı?" dedim.

Sanırım bu çelişkileri daha pek çok genç alevi arkadaşım da yaşıyor. Günümüz aleviliğinin bu sorulara verdiği yanıt yukarıdaki genç kız gibi bana da yetersiz ve kaçamak görünüyor. Benzeri duygudaki alevi gençleri bu durumda ya sünnileşmeye kayma durumunda ya da deist, ateist veya agnostik olma çizgisine kaymaktalar. Bu ikinci kesim aleviliği bir din ve inanç olarak değil kültür olarak yaşamaktadır. Bir aidiyet ve köken belirtme açısından aleviyim demektedir.

Bizi asıl ilgilendiren konu alevilerin Türkiye'de devlet politikası olarak asimile edilmeye çalışıldığıdır. Okullarda alevilik öğretilmemekte, adı bile anılmamakta ve sünni-hanefi inancı empoze edilmektedir alevi çocuklarına. Alevi köylerine devlet cami yapmaktadır. Bu açıdan diyanet işleri bir sünni misyoner kuruluşudur. Ezilen bir toplum olarak aleviler laikliğin yanındadır. Bu nedenle bizler de laiklik mücadelesinde alevilerle aynı saflarda olmalıyız. En önemli noktaları bunlar olarak görüyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #124  
Alt 27-12-2006, 13:50
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

Sevgili CROSSWISE
Alevi kökenli birisi olarak Yazılarını okudum, neredeyse Yarım Bin yıllık Osmanlı baskısını dışta tuttuğumda, anlattıklarınızın yobaz Osmanlı-İslam alevi tanımları yanında çok daha değerlidir.

MÖ 2000 li yıllarda Anadoluda Hititler diye bir uygarlık yok, aslında Hatti, Luwi, Hurri'ler(Güney bölgesi) var.

Hattiler hakkında fazla bilgi yok, sanırım aynı kader Luwiler içinde geçerli. Ancak dini açıdan Güneş ön plandadır. Babil'in büyük tanrısı Ba'al Boğa figürlü iken Hattilerinde büyük Tanrısı Taru*boğa biçiminde ifade edilmiş. Sümer kültürünün mirası Babildir. *Bu tesadüf olabilir mi?
Taru, Fırtına Tanrısı, göklerin ve fırtına tanrısı, Sümer'in Enlil'i ise aynı özellikte, tufanlar Tanrısıdır, Babil'in Ba'al'i, Fenikeliler'in El-İlah'ı aynı tanrılar.
Biraz kaynak..
http://www.tebe.org/tr/dosyalar/hitit_dini/index.htm

Kaldı ki
Luwilerde ışık çok önemli, Antalya Valiliğinin resmi sitesinde Olbia şehri için şunlar söylenmektedir;
"Kentin adının kökekinin Luwi dilinde "ALLUVA" olduğu ve bunun "IŞIK/GÜNEŞ YERİ" anlamına geldiği anlaşılmaktadır. Burada Luwi döneminde ışık tanrıçası adına bir tapınak bulunduğu sanılmaktadır."

http://www.antalya.gov.tr/index.php?Sayfa=oren_yerleri
Burada kentin adının ALLUVA olması, Ayrıca Likya'nın(Lykia) Işık Ülkesi olduğu ifadeleri, yine aynı yerleşim bölgesindeki benzerliği gösteriyor.

Lu kelimesinin ışık olduğu ve Luwiler kelimesinin Işık İnsanı olduğu, Likya ismindeki li'ninde Lu kökene ait olduğu düşünüdüğünde Likyalılarında ışık ülkeliler olduğu ortaya çıkar. Avrupa Hind Dil ailesinde Li, köken açısından ışık demektir, "Light" gibi.
Tanrının görüngüsü ile ışık bir tutuluyor, burada ateş değil öne çıkan ışıktır. Alev kelimesi ile değil ışık kelimesi ile bağ kurulmalı.

Enel-Hak, Tanrının insanın kendisinde, özünde olması inancı ile Tanrının yansımasının ışık olması arasında bağ kurulabilir mi?

Mantık açısından buraya kadar bir tutarsızlık göremiyorum.

Sümerlerle olan ve sizin örnek verdiğiniz 12 rakamı, abartılmamalıdır, ancak Babil kültürünün Mezopotamya ve Anadoluya neler taşımış olacağıda gözden ırak tutulmamalıdır. 12 Rakamının Sümerlerce kutsal sayılması doğaldır, 1 yılın 12 aya taksimi, haftanın 7 güne taksimi ayrıca 7 ve 12 ninde kutsallığı, bir günün gece 12 gündüz 12 saate taksim, Tanrıların işaretlerinden(burçlardan) yıldızlardan gelmektedir, en azından ben böyle mantık yürütüyorum.

Sümerlerde ayrıca bildiğim kutsal rakamlarda 40 Rakamıda Kutsaldır, bir yerlerde okumuştum, ancak şu anda hatırlayamıyorum, Tanrı Enki'nin rakamı olarak biliyorum. 40 lar, 12 ler... tabirler var. Araştırmanızda bir yararı olacaksa bunuda araştırmak gerekiyor, en azından Kırklar Cemi için..
Nuh Tufanı'da 40 gün?
"3 Tufan kırk gün sürdü. Çoğalan sular gemiyi yerden yukarı kaldırdı.
Yaratılış 7:17"

Tevrat'da, İncil'de ise 12 ler geçer yine, Kur'an'da da geçer 12 ler.

Tevrat
"20. İsmail`e gelince, seni işittim. Onu kutsayacak, verimli kılacak, soyunu alabildiğine çoğaltacağım. On iki beyin babası olacak. Soyunu büyük bir ulus yapacağım."
Yaratılış 17:20
"19. İsrail halkına her oymak önderi için bir tane olmak üzere on iki değnek getirmesini söyle. Her önderin adını kendi değneğinin üzerine yaz.
Çölde Sayım 17:2"

"10. On iki taş olacak. Üzerlerine mühür oyar gibi İsrailoğulları`nın adları bir bir oyulacak. Bu taşlar İsrail`in on iki oymağını simgeleyecek.
Mısır'dan Çıkış 28:21"

İsa'nın 12 havarisi. İncil, Matta
"8 Akşam olunca İsa on iki öğrencisiyle yemeğe oturdu.
Matta 26:20"

"BAKARA SÛRESİ
(60) Hani, Mûsâ kavmi için su dilemişti. Biz de, "Asanı kayaya vur" demiştik, böylece kayadan on iki pınar fışkırmış, her boy kendi su alacağı pınarı bilmişti...."

"A'RÂF SÛRESİ
(160) Biz onları on iki kabile halinde topluluklara ayırdık..."

Peki ya buna ne demeli?

"TEVBE SÛRESİ
(36) Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir."


Oniki önder, onikiler, oniki kavim, oniki havari, oniki imam... Sadece Aleviliğin değil Allah'ında katında 12 ay var. 12 rakamıda, 40 Rakamıda yine kutsal rakamlardan. Sorun şuki, 12 rakamı *Sümerler içinde kutsaldır, 12 Burcu simgeler...

Üzerinde karar kılınmış olan genel bir kanı var, Alevilik bir yaşam biçimidir, merkezi İran Horasan'dır, böyle der geçeriz çoğunlukla. Aleviliği Ali'ye, Muhammed'e ve Muhammed soyuna dayandırma çabaları, tahrifat temellidir. Muhtemel İslami baskı burada çok büyük rol oynuyor. Alevilik şamanizmden, Zerdüştün iyi ile kötünün savaşında iyiyi temsilden, baskı ile yayılma döneminde İslam'dan(haksıza karşı haklının iyinin yanında olma) çok şey almıştır. Bana göre Ali'nin öne çıkmasının en önemli sebebi, İslami baskının zora dayalı olması ve bir alternatif seçim şansından kaynaklı. Bir yerde İslamı kabul edebilmenin ama onu tümden almak yerine hali hazır öğretilerinide sürdürebileceği bir şekilde, Tanrının insanda olması, Ali'nin kendi cenazesini taşıması vs... bağdaştırma çabası olarak görüyorum.

Yalnız bir şeyi gözden kaçırmamak gerekir, İslamın yayılma döneminde yaşam tarzı yerleşikmiydi yoksa göçermiydi. Bu gerçekten çok önemli, eğer yerleşik bir yaşam ise, mülkiyet kültürü gelişmiştir ve mülke dayalı Tanrı anlayışının kabulü daha kolaydır, eğer göçer ise Tanrı doğa ile özdeşleştirilmiş bir yapıya sahiptir.

İran'dan Anadoluya geçiş, vazgeçilemeyen yayla kültürü, Bedreddinin kazanı, komün benzeri yaşamı, bazı ipuçları veriyor, mülkiyet kültürü değilde, sanki birlikte paylaşım, göçer kültürü daha baskın. Çünkü göçer kültürde mülkiyet olmaz, bu göçerliğin mantığına temelden terstir. Mülkiyetin insan yaşamına girmesi insan hümanizmasınıda alıp götürmüştür, buna rağmen Aleviliğin bir yaşam biçimi öngörüsü ve içerisindeki baskın insan sevgisi bence yine doneler sunmaktadır. Göçer, doğa insanı, mal ile mülk ile, menfaat, çıkar egemenlik(tanrıyı kullanmakda dahil) ile kirlenmemiş insan kültürünün bir başkaldırısınında adıdır alevilik. Dini yaşamı düzenleyen ve hatta toplumların yönetiminde, idaresinde ve biatında öne çıkartan anlayış mülkiyet kültürü, yerleşik yaşamdır. İslam'ın tanrısı göçerlerin değil, şehirli beylerin mallarının ve mülklerinin bir teminatı ayrıca sevk ve idaresi-iktidar noktasına öne çıkarken, yaratıcının doğa olması, Tanrının her şeyde ve insanın özünde, insan sevgisinde olması yerleşik yaşam kültürü ile çelişir...

Tarihden bir başka gerçeği daha öğreniyoruz, üretim araçlarına egemen olanlar iktidarada sahip oluyorlar. Bu günde öyledir, tarihe baktığımızda üretim araçlarının sahipliğinin ön planda olmadığı toplumlar göçer toplumlardır. Toprak doğa ile bir bütündür ve topraka n a nın sahibi yoktur. Toprakda bir üretim aracıdır. Böylelikle göçerler mevsime göre göç ettikleri verimli toprakların, mülki bir egemenlik ile çevrilmemesinden dolayı "ekmeği yiyor suyu içiyor"* Kısaca birileri toprağı çevirir ise siz nasıl oraya göçüp o topraklardan istifade edebilirsiniz? İşte bu mümkün değildir ve mülkiyetçi islam öngörüsü ile, doğaya ve tamamen doğal inanca sahip aleviliğinde, burada dahi çatıştığını görürüz.
"Bozuk Düzende sağlam çark olmaz"

"Ekmeği yiyecek suyuda içeceksiniz" (çözülen ilk Hitit cümlesi.)


[quote:c5e5354982="CROSSWISE"]Ben bir Alevi olarak , cennete / cehenneme inanan bir Aleviye rastlamadım ki öğretinin aslını içinde barındıran nefeslerde cennet veya cehennem inancını direkt olarak yansıtan anlamlar asla mevcut değildir.[/quote:c5e5354982]

Evet, öyledir ancak bilhassa Tokat, Amasya ve Çorum bölgesinde Alevi kesim bu gün 2 kola ayrılır. 12 İmam, İslam ve Ehli Beyt konusunda daha ısrarlı olan(aşiretler-Hubiyar) ile, bunda ısrarlı olmayan (Bektaşiler-benimde köken) vardır. Aşiretlere sıraç denir, bu onları kızdırır onlarda döner bizlere ala bağarsuk(bağısak) derler. Bu ayrışma Hubiyar'a dayalı olsa gerek ama bu günki yansımada, aradaki mesafe dahada artmıştır.
Aşiretler 12 imam kültüne daha bağlı bu gün. Diğerleri ise Dedeleri de kovmuştur, çoğunluğu Allah için özel bir şey yüklemezler. Hatta İslami tanımdakine inanmazlarda. Cennet ve Cehennem konusunda ise hepsi bu dünyadır derler. Bayram namazlarını kılmazlar, aşiretler bayram namazı kılar, Muharrem orucunu tutarlar, diğerleri ise oruç da tutmaz namazda kılmaz.

Son zamanlarda Cem Vakfı gibi kuruluşlar Osmanlı'nın Alevilere biçtiği misyona üretim araçlarına sahip olanların yönetimede sahip olduğu gerçeğigöz ardı edilmeden bilinçli bir şekilde sarılmış görülüyor, bilhassa kitle iletişim araçları sonrasında yeniden İslama dönüş etkileri görülmektedir.

Semah konusu ise bence yine Gökyüzü ile alakalı. Ben Semah dönüşünün 12 kişi ile olması gerektiğini düşünürdüm hep. Bir zamanların anlayışı gereği, evrenin merkezi Dünyadır ve yıldızlar bu merkez etrafında dönerler(gezegenlerde yıldız olarak buna dahil). 3 kutsal şey, yer, Gök, Tanrı. 12 Kutsal şey, dönen yıldızlar. Bu tür ayinlerin salt Anadolu değil, asya ve Amerikadada olduğu görülür. Bunlara ayin dedim, folklörük özelliğinden çok bana göre temeli dini ayindir. Neyse daha fazla uzatmayayım...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #125  
Alt 27-12-2006, 20:48
Diyar Diyar isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 26 Dec 2006
Mesajlar: 1
Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

Alevilik bir sır perdesidir ne olduğu konusunda kesin bir sav yoktur.
Alıntı ile Cevapla
  #126  
Alt 27-12-2006, 21:36
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

"Bizi asıl ilgilendiren konu alevilerin Türkiye'de devlet politikası olarak asimile edilmeye çalışıldığıdır. Okullarda alevilik öğretilmemekte, adı bile anılmamakta ve sünni-hanefi inancı empoze edilmektedir alevi çocuklarına. Alevi köylerine devlet cami yapmaktadır. Bu açıdan diyanet işleri bir sünni misyoner kuruluşudur. Ezilen bir toplum olarak aleviler laikliğin yanındadır. Bu nedenle bizler de laiklik mücadelesinde alevilerle aynı saflarda olmalıyız. En önemli noktaları bunlar olarak görüyorum."

Yüzyıllarca süren baskı, zulüm, katliamlar, aşağılamalar ve asimilasyon uygulamalarına karşın Aleviliğin hala kültürünü, değerlerini *koruyor olması takdirle karşılanacak bir durumdur.
En özgür oldukları, inançlarını serbestçe söyleyebildikleri şu dönemde dahi ehlisünnetle kıyaslandığında sahip oldukları imkan ve şartlar yok denecek kadar azdır. Baskı altında oldukları dönemleri düşündüğümüzde, Alevi halkın inanç ve kültürleri konusundaki bilinçsizliklerine, farklılıklara, etkilenmelere, dejenerasyonlara hak vermemek mümkün değil.
20-25 yıl önce merak ettiğim hususları Alevi arkadaşlara sorduğumda net olarak alamadığım yanıtlar için "Herhalde çekiniyor, anlatamıyorlar" diye düşünürdüm.
Son yıllarda ise birçok Alevi arkadaşımın Alevilik hakkında birtakım detayları benden öğrenmesi ile anladım ki kendi inançlarının yeterince bilincinde değiller.
Tabi ki bu eğitimsizliğin sonucudur. Yüzyıllarca bu eğitim boşluğu fırsat olarak görülüp ehlisünnet tarafından, Caferilik- Şiilik tarafından değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Okullarda ehlisünnet-hanefi çizgisinde verilen eğitimin Aleviliğe açtığı yaranın kapanabilmesi, yine okullarda verilmesi istenen Alevilik dersleriyle kapanacak gibi görünmemektedir. Milli eğitimin hazırlayacağı Alevilik dersinin içeriğinin yine asimilasyon politikaları doğrultusunda olacağı kesindir. Milli Eğitim bu konuda objektif davransa, Alevilerin kendi hazırladığı bir kitaptan ders vermeyi kabul etse dahi, Alevilerin kitabın içeriği, çizgisi konusunda anlaşamıyacakları da gün gibi ortadadır. Ayrıca uygulamada Alevi öğrencilerin eziklikleri sürecek, onur kırıcı ayrımcılık ve tavırlarla karşılaşacakları aşikardır.

Doğrusu, din derslerinin serbest bırakılıp sömestr döneminden çıkarılarak yaz okullarında verilmesidir. Böylelikle eğitimde din ve mezhep ayrımcılığının önüne geçilebilir.
İlaveten Cemevlerinde, federasyon ve derneklerde düzenli eğitimler sağlanabilir.
Alıntı ile Cevapla
  #127  
Alt 07-01-2007, 05:21
cccp13 cccp13 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 31 Jul 2006
Bulunduğu yer: MERSİN
Mesajlar: 36
cccp13 - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

aleviliğin islamla ilgisi yok demek yanlış olur. alevilik olarak sadece anadolu aleviliğini alıyorsanız buna uyar fakat alevilik çok mezhepli bi inançtır. mesela caferilik, şiilik , nusayrilik gibi mezheplerde muhammed peygamberdir. nusayrilikte daha farklı olsa da üçünde de kuran vardır. ali tanrı olarak görülmez tanrının yeryüzüne yansıması bi nevi insan kılığına girmiş hali olarak görülür. aleviliğin türkçeden gelmiş olabileceğine de ihtimal vermiyorum. anadolu aleviliğinin kaynağı islam değildir zaten anadolu aleviliği bir din değil felsefedir. birçok din ve inanıştan birşeyler katmıştır kendine. " BENİM KABEM İNSANDIR" sözü zaten islama vurulan bi tokat gibidir. belki de bu felsefe arap aleviğinden aldığı bazı değerler nedeniyle alevilik ismini almıştır.bunu tam bilmiyoruz. ama çok iyi bildiğim birşey var o da alevilik genel kavramıyla anadolu aleviliği ya da bektaşilik dediğimiz kavramın birbirlerinden çok farklı olduğu

Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir.Sermaye kölelerinin insancıl düşlerini, insana daha yaraşan bir yaşam isteklerini içinde boğdukları bir çeşit ruhsal içkidir. [b][i]
Alıntı ile Cevapla
  #128  
Alt 07-01-2007, 11:30
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

cccp13 arkadaşım,

Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan ilanımız için senin önerdiğin sloganı (ufak bir modifikasyonla) seçmiştik. Bilmem haberin var mıydı? Katkın için teşekkürler.
Alıntı ile Cevapla
  #129  
Alt 07-01-2007, 14:38
cccp13 cccp13 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 31 Jul 2006
Bulunduğu yer: MERSİN
Mesajlar: 36
cccp13 - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

bazı sebeplerden dolayı uzun süre uzak kalmıştım sizden birkaç gündür katılıma başladım bunu bilmiyordum ama inanın şimdi çok mutlu oldum. teşekkür ederim bildirdiğiniz için

Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir.Sermaye kölelerinin insancıl düşlerini, insana daha yaraşan bir yaşam isteklerini içinde boğdukları bir çeşit ruhsal içkidir. [b][i]
Alıntı ile Cevapla
  #130  
Alt 30-03-2007, 03:11
KIZILBAS KIZILBAS isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 29 Dec 2006
Mesajlar: 2
Standart Re: Alevilik Tartışmaları ve Aleviliğin Özü Üzerine

Alevilik nedir? Alevilik dünyanin en güzel inancidir

İSLAM BİZİM NEREMİZDE ?

Hacı bilmem hoca bilmem
Beş vakit namazı kılmam
Ramazanda oruç tutmam
İslam bizim neremizde ?

Çarşafım yok türbanım yok,
Ehl-i sünnet fermanım yok
Arafat'ta kurbanım yok,
İslam bizim neremizde

Cemimde yok sazımda yok
Karımda yok kızımda yok,
kırpık sakal yüzümde yok
İslam bizim neremizde,

Dem çekerim dolumda yok,
Bilimde yok ilimde yok,
Türkçe duam dilimde yok,
İslam bizim neremizde

Mezhep deyip nifak sokmam,
Tekbir ile insan yakmam,
Tespihim yok takva takmam,
İslam bizim neremizde,

Kandilimiz gecemiz yok
Arapçamız hecemiz yok
Hülleyecek kocamız yok,
İslam bizim neremizde ?

Muhammet'le Ali öldü,
Soyu sopu sürgün geldi,
Meydan Muaviye'ye kaldı,
İslam bizim neremizde,

Ehl-i beyt benim dostum
Ezdiler bağrıma bastım,
Ben İslam'a çoktan küstüm,
İslam bizim neremizde,

Saltanatı halifesi,
Hiç tanımam neyin nesi,
İrticası, Kara sesi
İslam bizim neremizde,

Tutturmuşlar ehl-i sünnet,
Ne cehennem ne de cennet,
Kül köle değilim ümmet,
İslam bizim neremizde,

Tüm dinlerden alıntım var,
Şamanlıktan kalıntım var,
Çok üzgünüm anlatmak zor
İslam bizim neremizde,

Özümde benlik yazılmaz,
Kimseye kuyu kazılmaz,
İç abdestim hiç bozulmaz,
İslam bizim neremizde,

Arıyorum tarıyorum,
Can gözüm var görüyorum,
GAZİ METİN soruyorum,
İslam bizim neremizde ?
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:25 .