Ölümden sonra bir mahkeme kurulmasini istermiydiniz?

[patasana]

kartopu´isimli üyeden Alıntı

Ölümden sonra zaten mahkeme kuruluyor. Ama bu mahkeme her kes için olmuyor. Tarihe iz bırakmış olan kimselere mahkemeler kurulur ya bu mahkemeler insanları gerektiği makama yükseltir ya en aşağılık yerlere koyar.
İşte bu mahkemelere toplum vicdanı deniyor. İnsanlar bu mahkemelerde
iyi yere laik gördüklerini yıllarca yaşatıyor unutmuyor çocuklarına isimlerini koyuyor. Türkiye de milyonlarca Ali var ama hiç Yezit yok Muaviye de yok. Bu yargılama sistemini anlatmıyor mu.

Laik görmediklerini lanetle anıyor bunlara hep rastlarız.
İyi yaşamak birazda istemeye bağlı mutluluk birazda arzu etmek aramak emek vermekle ilgili. Tabii mutlu olmak her insanda değişik taleplerdir.
Bazıları dünyada filan yeri görmek ister bazıları keçisi yavruladığında mutlu olur.

Tamam bi bakima boyle bir yargilama yapildigini dusunebiliriz ancak tarihide gucluler yazar, bu yargilamalari yada insanlarin cogunlukla ittifak ettikleri konular kesinlikle dogrudur nasil diyebiliriz?

Bir de kaybedenlere sormak lazim ne olup ne bittigini ancak boyle bir imkan su an gorunmuyor. Gelecegin insanlari zamanda yolculugu icat edemezlerse bunu tespit etmek cok zor ancak gunumuzde kadar gelen ve belki de gercegin kirintilari olan bilgiler az da olsa var ama neye yarar?

[patasana]

Dialectics´isimli üyeden Alıntı

Hayatı belki de bir rüya gibi değerlendirmek lâzımdır. 8 saate sığmış ama 70 sene gibi görünen -tıpkı Inception filminde işlendiği gibi- bir rüya. Kötü yaşanan hayatlar da belki bir kâbustur...

Ama cok gercekci degil mi sayin dialectics?

String teoremini arastirirken bu soylediginiz sey benim de aklima geldi

[Dialectics]

haliluo´isimli üyeden Alıntı

Ama cok gercekci degil mi sayin dialectics?

String teoremini arastirirken bu soylediginiz sey benim de aklima geldi

Hocam daha bugün izledik işte Interstellar-Yıldızlararası filminde.. Karadeliğe yakın bölgelerde aranızada en fazla birkaç yüz km. fark olmasına rağmen senin geçirdiğin 3-5 saat, diğer taraftakine 23 sene ayarında görünüyor.

Bir de benim mantıklı bulduğum Hermetistlerin bir sözü vardır:

"Yukarıdaki neyse aşağıdaki de odur"...

Her gece uykuya dalıp rüyalar görüyoruz. Rüya görürken rüya gördüğümüzü farkedebiiyor muyuz? Hayır.. Ancak uyanınca rüyada olduğumuzu idrak ediyoruz.

Belki de hayat da böyle.. Ölünce aslında rüya gördüğümüzü anlayacağız.. Rüya içinde rüya...

Biri diyor ki (Alan Watts), Tanrısallığın tüm gizemi, Tanrının Tanrı olmaktan vazgeçmesi oyunudur. Bunu da rüya görerek yapar. Çünkü her şeyi bilen mükemmel mutlağın, birşeylerin peşinde düşer gibi yapması için tek yapabileceği rüyaya dalmaktır.

[Felâsife]

Dialectics´isimli üyeden Alıntı

Her gece uykuya dalıp rüyalar görüyoruz. Rüya görürken rüya gördüğümüzü farkedebiiyor muyuz? Hayır.. Ancak uyanınca rüyada olduğumuzu idrak ediyoruz.

Belki de hayat da böyle.. Ölünce aslında rüya gördüğümüzü anlayacağız.. Rüya içinde rüya...

Bu aslında tam böyle değil, dediğin gibi uyandığımızda rüya gördüğümüzü anlarız, peki RÜYA nın kendisini anlarız mı? ona değer veririz mi?

Orada geçen sembolizmi çözebiliriz mi? veya çözdük mü? kendimize bir ders çıkartık mı? yoksa bir rüya dedik günlük hayatımıza devam mı ettik.

Diyelim ki öldük, öldüğümüzde bu hayat bir rüyaymış dediğimizde, o zaman gene aynı şey söz konusu olacaktır, yani bu hayat bir rüyaysa sembolizmi ne mi diyeceğiz, ders mi çıkartacağız yoksa rüyaymış deyip o şartlarda (artık oranın şartları nasılsa) devam mı diyeceğiz?

Umarım anlatabildim, biraz karışık çünkü, kısaca küçük rüya bizim için ne ise, büyük rüyada o olacaktır, fark etmeyecektir yani.

Uykuda gördüğümüz rüyanın bize bir hükmü yoksa-ki yok sayıyoruz bizler-şu halde bu hayatımız da bir rüyaysa öldükten sonra anlayacaksak, bu hayatın hükmü nasıl olsun?

Bizlerin rüyaları hükümsüzdür vesselâm.


Sanırım buradan konu başlığına da tuhaf bir cevap gider.

[patasana]

Sayin dialectics

Filmler kavranmasi zor olan seyleri guzel isliyor. Ben string teoremi ve hawkingin herseyin teoremlerini incelerken arkama baktim kiyi cok uzakta kalmis geri dondum hemen zaman mekan gerceklik ruya vs gibi kavramlardan bahsederken sadece dunyamiza gore konusabiliyoruz sizinde dediginiz gibi zamanin ve mekanin cok farkli oldugu ortamlar mevcut ve gelecegin insanlari nasil bir zaman mekan anlayisina sahip olacaklar merak ediyorum.

Yasadigimiz dunyaya gulecekler mi yoksa medeniyet sahip oldugu bilgiyi kaldiramayip kasedi basa mi saracak?

Alan watss i arastiricam son pragrafi anlamadim durust olmam gerek

Sayin felasife bi soruya cevap ancak bu kadar dolayli verilebilir ve baglanilabilirdi bravo..

Hükümsüzce bir hayat yasamak icin fazla dusunen merak eden sorgulayan varliklariz gibime geliyor ya da kendimizi gözümüzde fazla mi büyütüyoruz bilemiyorum. Herkesin birgun cevabini alacagi bir sorunun pesinde belkide hayatlari tuketmek mantikli olmayabilir ancak dusunmek dogamizda var..

Garip bi soru sormak istiyorum

Öldük ve karsimiza bi ekran cikti ölen herkes yargilama olsun ya da olmasin diye oy verecek. Hangisini secen daha fazla olur ya da kim neden 'olmasin' secenegini tiklar

[aliyarasfal]

Alan Vatson için diyebileceğim tek yanıt;(ki ilahlarına aynı her şeyi bilebilme özelliği yükleyen dinlerin ortak hatası) uyusa dahi uyuyacağını, görse dahi göreceğini bildiğidir göreceği rüyaki hangi bildiğinden kurtulacak ve etki edip özgür iradeye sahip olacak? Mutlak kusursuzluk en büyük kusurdur. İradesizliktir ve asla bildiğinden farklı bir şey yapamayacağı ve programlanmış, yazılımı uygulamak dışında şansı kalmamış bilgisayar gibidir.

Aslında en büyük kader kurbanı tanrıdır ki hiç bir özgür irade özelliği kalmamıştır atfedilen her şeyi bilme özelliği nedeni ile.

Düşünmez, kurgulamaz,değiştiremez bildiğini ki değiştirebilse bilmediği olur ki buda bu kurgulamanın her şeyi bilme özelliğine aykırı olması nedeni ile tam bir robot kalıyor geriye.

Tanrı bu nedenle dahi asla olamayacak bir kavramdır.


Gerçek anlamda vicdanen en büyük mahkeme, birebir bir insana yaşatılmış her fiziki ve duygusal ve düşünsel acıların birebir yaşatanlarada aynı şekilde hissetirilebilmesinden geçer.

Yani onun bu haksızlığı, acıyı, aşağılanmayı aynen yaşamadan sadece fiziksel acıyla veya yaşamını yok ederek veya hapsederek sınırlı, sırf ceza olsun diye yapılan, ona algılatılıp düşünsel ve duygusal empatiyle hisettirilmemiş hiç bir ceza ceza değildir, intikamdır.

Dinlerin tanrılarıda bu empatik cezayı öngöremeyecek kadar aciz ve intikamcı, fiziksel acıya odaklanmış, nefret dolu bir varlık görünümündedir.

Nasıl bir mahkeme ve adalet? asıl soru budur.

Bir insana işkence yapan,ırzına geçen, korkuya boğan, acıtan ruh hastasına aynı durum ve duygu düşünceleri birebir hissettirmeden yaşatmadan vicdanen acıya maruz bırakmadan ona yapılan her ceza veya yaptığın sadece intikamdır.

İşte tanrı kavramları bu nedenle dinlerinkiler sınıfta kalır.

Şimdilik saygımla gittim...

[patasana]

Aliyarasfal kardesim

Sen hangisini isterdin? Senin cevabini merak ediyorum.

[Felâsife]

haliluo´isimli üyeden Alıntı

Sayin felasife bi soruya cevap ancak bu kadar dolayli verilebilir ve baglanilabilirdi bravo..

Hükümsüzce bir hayat yasamak icin fazla dusunen merak eden sorgulayan varliklariz gibime geliyor

Yo ben rüyalarıma ciddi ciddi önem veriyorum, rüyam hükümsüz diyemem, demem.
Ama insanlar önem vermiyor, demek istediğim o.

Rüyalarla ilgili açtığım bir sürü konu var.

Küçük rüyasına önem vermeyen, büyük rüyasına ne kadar önem verir (!) mesele bu yani.

Küçük rüyamızda haksızlığa uğradık mesela, bunu uyandığımızda arıyor muyuz?

Dolayısıyla bu rüyamız (büyük rüya, yani bu hayat) da hakkımızı, öldükten sonrada arar mıyız? sizce.

Ya da geri dönüp bakar mıyız?

Buna aslında kıyas derler, küçükten büyüğü, mikrodan makroyu kıyas etmek.

haliluo´isimli üyeden Alıntı

Herkesin birgun cevabini alacagi bir sorunun pesinde belkide hayatlari tuketmek mantikli olmayabilir ancak dusunmek dogamizda var..

Bu soruları sormasak, düşünmesek, cevaplamasak bir gün cevapları alsak, o cevabın doğruluğundan da emin olamayız ki?

haliluo´isimli üyeden Alıntı

Garip bi soru sormak istiyorum
Öldük ve karsimiza bi ekran cikti ölen herkes yargilama olsun ya da olmasin diye oy verecek. Hangisini secen daha fazla olur ya da kim neden 'olmasin' secenegini tiklar

Yo garip değil, zaten bu konunuzda olsun yönünde de "yargılama" olunca öyle böyle olmaz, acayip şeyler olur.

[aliyarasfal]

Sevgili haliluo;

İstediğim adaletsizliğin olmamasıki böylece bu durumlar ortaya çıkmadan engelleneceğinden ,yani kimse kimsenin zaten özgürlük ,hak ve yaşamına tecavüz etmeye yeltenmeyeceğinden, ki olurda yeltenirse ve başarılı olursa yakaladığında eğer zaten anormal bir kişilik özelliği yoksa vicdanen ağır bir yük yüklenecektir ve gerekli görülürse toplumdan soyutlanacaktır.

Ama öldükten sonra illa diyorsan, yukarda saydığım birebir hissettirmekten büyük ceza yoktur ve kurgular uğruna canı yakılmış, yanmış ve farklı nedenlerle huzur ve mutluk içinde yaşamamış her insan bu huzur ve mutluluğu bulmalıdır ki yinede adaletin tam olması içinde bu acıyı yaşatanlarda ilk paragraftaki hakettiği vicdani yaşanmışlığa intikam değil, anlamaları için maruz kalmalıdır.


Şimdilik saygımla gittim...

[patasana]

Sayin felasife haklisin ruya cogu kisinin ustunde durmadigi kimileri icinse gercekten cok onemli sanirim ben onemsemeyen kisimdayim ancak burasi icin ayni seyi soyleyemem.
Ayrica son cevabinizi cok begendim bence de olursa cok acayip olacagi muhakkak.
Ruyalarimiza girer mi dersin?

Aliyarasfal kardesim senden bekledigim cevap tam da buydu sen vicdanli bir adamsin buradaki yeni yeni tanidigim herkes gibi..

Bencede hissettirmek en buyuk ceza. Gecen yil 17 aralikta adamin biri meclisin onunde caresizlikten parasizliktan kendini yakti ve hayatini kaybetti. Bu beni cok sarsti. Adam bu dunyada nasil bir yangin ile icten ice yaniyorsa cayir cayir kendini yakmayi ve belkide inanci geregi cehennemde bile yanmayi goze almis..bundan daha buyuk bi yangin olabilir mi