24-12-2006, 15:59
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 16 Feb 2006
Bulunduğu yer: ANKARA
Mesajlar: 341
|
|
Re: Behiç Aşçı Notları
Teşekkürler Merwe ,teşekkürler Sargon !!
|
24-12-2006, 19:23
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 04 Sep 2006
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 220
|
|
Re: Behiç Aşçı Notları
mesleğini para için yapmayan biri olduunu gösterdi
|
27-12-2006, 14:00
|
|
Re: Behiç Aşçı Notları
Bugün 266. günü...
Ece Temelkuran'ın bugünkü yazısı birçok kişiye aydınlatıcı gelecektir diye düşünüyor paylaşmak istiyorum. Müsaadenizle..
"Tecrit ve tercih
Şikâyet ettikleri ve hep eleştirdikleri cumhuriyet elitinin halka dair tutumunu bu kadar üzerlerine giyinmeleri acaba iktidarın sarhoşluğundan mıdır?
"Vatandaş" ve "halk" ayrımı yapan elitist zihniyet şöyle düşünür:
Bu halk çocuk gibidir. Neyi neden yaptığını bilmez. Bir kara kalabalıktır. Nereye çekersen oraya... Cahildir, kolay yönlendirilir.
AKP değil mi başörtüsü konusunda elitin bu türlü düşünmesinden, o genç kadınların birilerinin "adamı" olduğunu düşündükleri için kapandıklarını söyleyip duran elitin zulmünden şikâyet eden?
İktidara, bu ve benzeri zulümlerden mağdur olduklarını söyleyerek, şimdi meydanlarda başbakan tarafından azarlanan halk tarafından taşınmadılar mı?
Şimdi aynı şey değil mi, Meclis Başkanı Bülent Arınç'a sormak isterim bu soruyu, cezaevlerindeki tecride karşı ölüm orucuna yatan Avukat Behiç Aşçı'ya "Eylemi bırak" demek? Üstelik söze "hayatın kutsallığından" dem vurarak başlamak? Sanki en iyi ölmekte olan bilmezmiş gibi hayatın ne kadar güzel olduğunu...
Sadece 3 kilit
Sanıyorlar ki, bir çoklarımız öyle sanıyor, bu insanlar ölmek istedi. Cezaevlerindeki koşulların düzelmesi için ölüm yataklarına yatan 122 insan ölmeye bayılıyordu, sanıyorlar. Uzaktan bakıp zorla ölüme yatırıldıklarını, kahramanlaşmak için öldüklerini söyleyenler oldu. Yakınına girince başka türlüdür hikâye.
Yakın zamanda, başka bir iş için Küçükarmutlu'dakilerle konuştum. O kadar küskünler ki yazana çizene bu konuda. Herkesin uzaklardan baka baka yazıyor olmasına. En çok da "Yaşam kutsaldır" diyen, "Zorla ölüme yatırılıyorlar" diyen elite. Genç bir kadın doğrudan şöyle sordu konuşurken:
"Biz aptal mıyız?"
"Halkı" aptal yerine koymak "vatandaşın" alışkanlığıdır. Oysa ortada bir aptallık varsa "halk" da, "vatandaş" da aynı derecede...
Ve görünüşe bakılırsa kendilerini halk iktidarı olarak görenlerin halk sevgisi Ankara "vatandaşı" olana kadardır.
İktidara benzeme!
Avukat Behiç Aşçı'nın 266 gündür sürdürdüğü, cezaevlerindeki tecridin hiç olmazsa biraz olsun azaltılması için yaptığı ölüm orucu 266. gününde. İstediği şey şu: İnsanlar yalnızlıktan delirtilmesin. Cezaevinin zaten kerelerce kilitli olan koridorunda üç beş insan hücre kapılarını açıp konuşabilsin.
Hadiseyi yakından takip etmeyenler, olayların sunulma biçiminden ötürü sanabilir ki, "Cezaevleri yıkılsın, halı saha yapılsın!" diyor bu insanlar. Öyle değil, sadece cezaevlerinin içinde binlerce başka cezaevi kurulmasın, zaten kilit altında tutulan insanlar on kere daha kilitlenmesin istiyorlar.
Üstelik sadece onlar değil, neredeyse bütün kitle örgütleri istiyor bunu. Ölüm oruçları ve tecrit üzerine nicedir yürürlükte olan sessizlik mutabakatı yeni yeni delinmeye başlıyor, insanlar konuşuyor nihayet. Konuyu Meclis'e taşıyan CHP'li Mehmet Sevigen ise şöyle diyor:
"Behiç, artık ölüm orucunu bırak. Manşet oldun, amacına ulaştın."
Bir insan, hakkında konuşulsun, manşet olsun diye ölür mü? El insaf!
Ama, bir insan bir koridordaki üç kapının kilidi açık tutulsun diye ölebilir.
Eğer dostları, gencecik müvekkilleri o hücrelerde yalnızlıktan dengesini yitirmişse, yapılanlar insanları insanlıktan çıkarmayı amaçlıyorsa, ölebilir. Onaylamayabilirsiniz. Ama "biz", yani bu memlekette yaşayan insanlar, baskıya verilecek tepkinin noter memuru değiliz.
Sözlerimizin, düşündüklerimizin giderek iktidara benzemesinden kendimizi korumak mecburiyetindeyiz. Biz, yaşamın kutsallığından ölmekte olana değil, yaşayanlara bahsetmeliyiz. Hem de çok bahsetmeliyiz!"
|
27-12-2006, 15:16
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 18 Dec 2006
Mesajlar: 18
|
|
Re: Behiç Aşçı Notları
Sevgili merwe
Olaya ne kadar uzak kaldığımı,hayal dahi edemediğim gerçeğini ve kendimle yüzleşmemi sagladıgın için teşekkürler.
Dilaver,sanada yürek dolusu selamlar;emeğine ve kalemine saglık
Sevgiler
|
19-02-2007, 21:06
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 29 Sep 2006
Mesajlar: 169
|
|
Re: Behiç Aşçı Notları
Insan bu kadar duyarsiz olabiliyor demek.
Veya biz kendimizi kandiriyoruz INSANIZ diye.
Gunu gelir,
sanma hesap sorulmaz!
Dayanir kapina,
PIR SULTAN OLMEZ!
|
19-02-2007, 22:22
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 29 Sep 2006
Mesajlar: 169
|
|
Re: Behiç Aşçı Notları
Adalet Bakanlığı'nın 22 Ocak 2007 tarihinde yayınladığı genelgedeki F Tipleri ile ilgili olan değişiklikleri olumlu bir adım olarak görülmesi üzerine ölüm orucuna ara verildi.
Adalet Bakanlığı’nın, 'F tipi cezaevleri uygulamasında ortaya çıkan sorunları gidermek' amacıyla yayınladığı genelgeyle F tipi cezaevlerinde daha önce 5 saat süreyle sınırlanan 'hükümlü ve tutukluların 10 kişiyi aşmayacak gruplar halinde sosyal faaliyetler çerçevesinde bir araya gelme' süresi 10 saate çıkarıldı.
Bu adımı olumlu bulan Behiç Aşçı ölüm orucuna ara vermeye karar verdi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Aşçı'nın bu kararını Şişli'deki evinin önünde açıkladı. Yapılan açıklamalarda genelgenin olumlu bir adım olduğu belirtildi. Bu adımı desteklemek, yeni adımların atılmasını sağlamak için ölüm orucuna ara verildiği fakat tecridin halen devam ettiği ve sürecin takipçisi olmaya devam edileceği vurgulandı.
Haberin tamami: http://istanbul.indymedia.org/news/2007/01/167887.php
Gunu gelir,
sanma hesap sorulmaz!
Dayanir kapina,
PIR SULTAN OLMEZ!
|
29-08-2007, 01:50
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080
|
|
Re: Behiç Aşçı Notları
Cezaevlerindeki İnsan Hakları İhlalleri “SIR” Değildir.
İnsan Hakları Derneği; Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak bulunan insanlara insani muamele yapılmasını, cezaevlerinin mahpuslara fiziki ve ruhen zarar verici bir nitelik taşımamasını temel bir ilke olarak kabul eder.
Mahpusların hangi gerekçe ile tutuklu veya hükümlü olduğundan bağımsız, cezaevi koşullarının tüm mahpuslar için yaşanabilir insani bir ortama sahip olmasını, cezaevinde hiçbir mahpusa işkence, kötü muamelede bulunulmaması savunur.
Bu ilkeden yola çırak, *Türkiye’deki cezaevlerinde meydana gelen insan hakları ihlallerini takip etmekte ve çözüm önerileri sunmaktadır. *
İnsan hakları savunucuları olarak sürekli dile getirdiğimiz sorunlara, aradan geçen onca zamana rağmen çözüm üretilememiştir.
Özellikle F Tipi Cezaevlerinin açılması ile gündeme gelen tecrit ve izolasyon sorunu Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı genelge ile nispeten hafifletileceğine dair beklentilerimiz cezaevlerinden gelen mektuplardaki şikayetler göz önüne alındığında boşa çıkmıştır. Avukat Behiç Aşçı ve arkadaşlarının ölüm orucuna son vermesini sağlayan Adalet Bakanlığı Genelgesi’nin *hala tam anlamıyla uygulanmaması bir endişe kaynağıdır.
Cezaevlerinden gelen mahpus anlatımlarını içeren mektuplar ve derneğimize başvuruda bulunan mahpus yakınları ile avukatlarının beyanlarından derleyerek hazırladığımız rapordan da açıkça anlaşılacağı üzere cezaevlerinde insan hakları ihlalleri devam etmektedir. *Tecrit ve izolasyonun devam etmesi F-Tipi cezaevlerinde, mahpusların fiziksel ve psikolojik durumunu olumsuz yönde etkilediği başvurucuların beyanlarında açıkça görülmektedir.
Mahpusların, harbeleşme özgürlüğü, görüş, *savunma, sağlık *vb. en temel hakları bilgi alabildiğimiz tüm cezaevlerinde keyfi uygulamalarla gasp edilmektedir. Mahpusların, gasp edilen haklarını, aramaya ilişkin her türlü girişimleri ya ret ya da disiplin cezası olarak mahpuslara dönmektedir.
Son günlerde derneğimize yönelik “sadece F Tipi cezaevleriyle ilgileniyorsunuz” tarzı eleştirilerin kısmi olarak haklılık payı vardır. Ancak unutulmamalıdır ki; İnsan Hakları Derneği cezaevlerinde yaşanan sorunları, mahpusların, yakınları ve avukatlarının bize yaptığı başvurulardan öğrenebilmektedir. En çok başvuru, F Tipi cezaevlerinden yapılmaktadır. Doğal olarak raporlarımızda daha çok F Tipi cezaevlerinde meydana gelen ihlaller ağırlık kazanmaktadır.
Bu diğer cezaevlerinde insani yaşam koşullarının oluştuğu, insan hakları ihlallerinin yaşanmadığı anlamına gelmemektedir. Bu cezaevlerinden gelen az sayıda mektupta belirtilen sorunlar değerlendirildiğinde adli mahpusların bulunduğu cezaevlerinde de ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı anlaşılmaktadır.
F-Tipi ve diğer tip cezaevlerinden derneğimize gönderilen mektuplar ve yapılan başvurulardan derlediğimizi raporu kamuoyuna sunuyoruz. * *
Dileğimiz cezaevlerinde insan hakları ihlallerinin son bulmasıdır.
İnsan Hakları Derneği
* * * * * * * * * İstanbul Şubesi
|
29-08-2007, 01:52
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080
|
|
Re: Behiç Aşçı Notları
Cezaevlerinde İnsan Hakları İhlalleri Ve Yasaklar
1) Derneğimize, Bursa Kapalı Cezaevi’nden 1, *Vezirköprü Ceza İnfaz Kurumu’ndan 1, *Metris Kapalı Cezaevi’nden 1, *Konya Kapalı Cezaevi’nden 3, *Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden 2, *Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden 2, *Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’nden 37 mektup olmak üzere toplam 47 şikayet ve talep mektubu gelmiştir.
2) 1 Ocak 2007 ile 1 Ağustos 2007 tarihleri arasında 9 mahpus yakını derneğimize gelerek yakınlarının maruz kaldığı insan hakları ihlallerine ilişkin başvuruda bulunmuşlardır.
CEZAEVLERİNDEN ‘SEÇME İHLALLER”
Mahpus ailelerinden, derneğimize gönderilen mektuplardan ve avukat beyanlarından derlediğimiz “akla ziyan” yasaklardan “örnek” *uygulamalar şunlardır;
Cezaevlerinde uygulanan yasaklar ve ihlaller şunlardır:
* Cezaevlerinde ve dışarıda F Tipi Cezaevlerini protesto amacıyla sürdürülen ölüm oruçlarının sona ermesini sağlayan Adalet Bakanlığı Genelgesi keyfi olarak uygulanmamaktadır.
* Cezaevi idareleri, mahpusların “bireysel başvuru ve bilgi edinme hakkında yararlanma” hakları engellemektedir.
* Anadilde konuşma hakkı engellenmektedir. Kürtçeden başka dil bilmeyen mahpus ve mahpus yakınları görüşememekte ve zorluklarla karşılaşmaktadır.
* İletişim hakkı idarece engellenmekte, mektuplara el konularak imha edilmek, sansürlenmektedir. Mahpusların, cezaevinde maruz kaldıkları sorunlara ilişkin mektuplar nedeniyle çeşitli disiplin cezalarına maruz kaldıkları öğrenilmiştir.
* Haklarında mahkemelerce verilmiş toplatma ve yasaklama kararı olmamasına rağmen Kürtçe ve bazı muhalif yayınlar, *cezaevi idaresince keyfi olarak el konulmakta ve mahpuslara verilmemektedir.
*Ortak yaşam alanlarından mahpusların yararlanması konusunda cezaevi idarelerince zorluk çıkarılmaktadır.
* Cezaevlerinde mahpuslara gereken sağlık hizmeti verilmemektedir. Bulaşıcı ve devamlı bakım isteyen hastalıklar konusunda gerekli hassasiyet gösterilmemektir. Cezaevi idarelerinin mahpusların sağlığı konusundaki duyarsızlık ve keyfiyetleri, mahpusların tedavi edilemez derecede hastalanmasına neden olmakta ve tedavileri aksatılmaktadır.
* Cezaevlerinde görevli doktorların mahpusları tam anlamıyla muayene etmeden ilaç vermesi ve doktorlar hakkındaki şikayetlerin sonuçsuz kalması da mahpusların dile getirdiği önemli bir husustur.
* * Mahpusların içme ve temiz su ihtiyacı karşılanmamakta, sıcak su ise 15 günde bir verilmektedir.
* * Mahpusların, odalarında 3 kitaptan fazlasını bulundurmasına izin verilmemektedir.
* Mahpusların spor yaparken boyunlarının altına koydukları gazeteler, gardiyanlarca ‘amaç dışı kullanılamaz’ gerekçesiyle verilmemektedir..
* Mahpusların TV sehpası veya çöp kovası olarak kullandığı pet şişelere cezaevi yönetimince, ‘amacı dışında kullanılamaz’ gerekçesiyle el konulmuştur.
* Cezaevi yönetimince sadece siyah, beyaz ve gri renk iç çamaşırı giyilmesine izin verilmektedir Cezaevi yönetimince ‘sakıncalı’ iç çamaşırı renkleri ve gerekçeleri şöyle sıralanmıştır:
* * * * **Kırmızı: Mahpusların iç çamaşırlarından bayrak yapması,
* * * * **Yeşil: Asker kıyafetinin rengi
* * * * **Lacivert: Gardiyan kıyafetinin rengi
* * * * **Bordo: Kırmızıya yakın
.
Çarpıcı yasaklar kısaca
• Gazete arşivi tutmak
• Siyah üzüm istemek
• Sabun ve deterjanı pencere kenarına koymak
• Kantin günü dışında alışveriş yapmak
• Kantinden oda arkadaşları için alışveriş yapmak
• Dışardan yiyecek almak
• Ziyaretçilerin getirdiği giysileri giymek
• Ajanda ve spiralli defteri içeri sokmak
• Voleybol oynarken konuşmak
• Mektuplarda moral verici cümlelere yer verilmesi
• Walkman ile müzik dinleme
• Cezaevi idaresinin tutumuna ilişkin dışarıya mektup göndermek
• Görüşlerde anadilde (Kürtçe) konuşmak
• Aile ile görüştürmeme
• Tek kişilik hücre cezası verme
• Kürtçe yayın alma
• Muhalif yayın alma
--------------------------
* * * raporun bundan sonraki bölümünde gelen tek tek şikayetleri ile şikayet edilen yerler belirtilmiş. Bunların tamamının siyasi olmadıgını da belirteyim.
* * * saygılarımla
|
Başlık Düzenleme Araçları |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:57 .
|