Bediüzzaman ve Milli Mücadele..

[Aliminyum]

hoşbulduk istavrit sağol.
osmanlıca bilmeyenlerin risalelerin dilini eleştirmesi ne garip değil mi? "bilimsel" denilen bir düşünce tarzını icad eden sonra da bunu hurafeye dönüştürenlerde ekseriyetle görülen bir tutum bu, yani birden merd-i kıptî kesiliyorlar ve şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar, her neyse.

bahsettiğin paragrafa gelince.
Her şeyden önce bir dil etrafında yapılanmış bir topluluğun yahut topyekün bir milletin bir tek, standart, sabit bir dili olmaz, avamca anlatırsak; kahvede konuşulan dil ile ilim meclislerinde konuşulan dil, sarayda-mecliste konuşulan dil ile sokak aralarında konuşulan dil aynı değildir, zaten olamaz da, bu yüzden risalelerin dilini bugünün kahvelerde ya da yolda sokakta konuşulan
dilin kriterleriyle değerlendirmek olmaz. madem ki hakkaniyetli olduğunuzu iddia ediyorsunuz, o zaman, Bediüzzaman'ın yetiştiği dil ortamını da gözönünde bulundurmak zorundasınız. o dönemlerde yazılan sair kitaplara bakın, sebil-ür reşad dergisinin dili aynıdır, mustafa sabri efendinin dili aynıdır, hatta Mustafa Kemal'in dili dahi aynıdır, Nutuk'u orijinal metninden okuyan ve anlayan Risaleleri de okuyup gayet rahat anlayabilir.

diğer taraftan "3 *bin *yillik *tarihi *olan *bir *milletin *konustugu *dil *yukaridaki *risalelerde *gecen *dilmiydi *aleminyum?" demişsiniz.
İyi de kardeşim hangi dil 3.000 yıldır bozulmadan ya da değişmeden devam ediyor ki? Bahsettiğiniz şeyin dünyada/tarihte benzeri yok. Şu anda sizin ve bizim kullandığımız dilin 3.000 yıllık (aslında 4 asır) Türk diline uygun olduğunu mu düşünüyorsunuz? 3.000 yıldır aynı dili mi kullanıyoruz?şimdiki nesil çok değil 60-70 sene önceki yazılan eserleri sadeleştirmeden okuyamıyor ise suç o eserleri yazanlarda mı yoksa bizim neslimizin tembelliğinde mi?

Bahsettiğiniz ve başını kırparak aldığınız paragrafın tamamı şöyle;

"Beşer, şecere-i hilkatin en son cüz'ü olan meyvesidir. Mâlûmdur ki, birşeyin semeresi, en uzak, en cemiyetli, en nâzik, en ehemmiyetli cüz'üdür. İşte bunun için, semere-i âlem olan insan, en câmi', en bedî, en âciz, en zayıf ve en latîf bir mu'cize-i kudret olduğundan, beşiği ve meskeni olan zemin, âsumâna nisbeten, maddeten küçüklüğüyle ve hakaretiyle beraber, mânen ve san'aten bütün kâinatın kalbi, merkezi, bütün mu'cizât-ı san'atın meşheri, sergisi ve bütün tecelliyât-ı esmâsının mazharı, nokta-i mihrâkiyesi ve nihayetsiz faaliyet-i Rabbâniyenin mahşeri ve makesi ve hadsiz hallâkıyet-i İlâhiyenin, hususan nebâtât ve hayvanâtın kesretli envâ-ı sağîresinde cevâdâne icadın medâr ve çarşısı ve pek geniş âhiret âlemlerindeki masnuâtın küçük mikyasta numunegâhı ve mensucât-ı ebediyenin süratle işleyen tezgâhı ve menâzır-ı sermediyenin süratle değişen taklidgâhı ve besâtîn-i dâimenin tohumcuklarına süratle sünbüllenen dar ve muvakkat mezraası ve terbiyegâhı olmuştur."

Ben birkaç dakikalık bir lügat çalışmasıyla anlaşılmayacak birşey görmüyorum,
"Anlamıyorum ya, demek ki bu adam saçmalıyor, Türkçe bilmiyor,vs..vs.." diyerek kestirip atmak doğru bir davranış gibi durmuyor.

[ozgur_beyin]

sevgili aliminyum seni ''akil'' bir adam sanırdım. sende saidde keramet buluyorsan *''örtki ölem''.
biz kime ne *anlatacağız o zaman. hangi mederesede vermişler ona ''bedii'' mahlasını. bu adam doğru dürüst
medresede okumamışki. vallahi pes doğrusu ANADOL *marka arabayı MRECEDES yapmışsınız.. takdir! edilecek yönünüz, bu olmalı

[Aliminyum]

özgür_beyin tarih bilmiyorsan konuşma, o dönemlerdeki medreselerin işleyiş tarzı hakkında birşeyler öğren de öyle konuşak gardaşım.

[ozgur_beyin]

tarih dediğin, hangi tarih? tarihi -said mi?
ben medreseler için olumsuz veya olumlu , bir şey yazmadım . sorduğum şuydu.

hangi medresede bu büyük ! alime!! ''bedii ''mahlasını vermişler? bu sorunun *''tarihi bilmekle'' ne alakası var?

tarihi ''bilen'' kardaşım

[Aliminyum]

he işte ben de onu diyorum,
o dönemlerdeki medreselerin yapısını ve işleyişini bileydin,
medreselerin nasıl bir gelenek oluşturduğunu,
bu medreselerin başlarındaki ulemanın birbirleriyle irtibatlarını,
sonra Said Nursi'nin o ulema içindeki geleneğin isimlendirmesiyle Bediüzzaman lakabını nasıl aldığını da bilmiş olacaktın.
Bu lakabı Said Nursi kendi kendine yakıştırmış değildir, bu lakap ondan önce de İslam tarihinde medrese geleneği içinde yetişmiş en az 4-5 alime verilmiş bir lakaptır. Kendi dönemlerinde sivrilen, geleneğin tamamen dışında değil ama geleneği de aşan söylemlerde bulunmuş alimlere verilir genelde.
Bediüzzaman lakabını ilk kullanan Tillo'daki büyük medresenin hocasıydı yanlış hatırlamıyorsam,
tabi bu lakaplar mason localarındaki gibi törenlerle-merasimlerle madalya takılır gibi verilmiyor.

[gercekisim]

Bediüzzaman denilen kişinin risale kitaplarından kendilerine bişeyler okunan insanları gördüğümde,ya bunlar ne anlıyorlar bu anlatılanlardan diyordum ve sonra aslında onların da pek birşey anlamadıklarını gördüm.Adamın kullandığı anlatım bir acayip zaten.Şöyle ki: bir kelime ile anlatabileceği şeyi aynı anlama gelen iki,üç kelimeyi aynı cümlede kullanarak yapmaya çalışmış,anlatımı aklısıra zengin göstermeye çalışmış..İnsanlar da bunu bişey zannetmişler,o kitaplarda keramet aramaya başlamışlar..Bu adam kendisine körü körüne inanan *bu kadar insan olmasa konuşmaya bile değmez ama maalesef birsürü insan peşinden koşuyor.

[Aliminyum]

heh iyi çözmüşsün aferim, harika bir yöntem, biz de yıllardır nedir bu anlatımlardaki garabet diyorduk, Allah razı olsun aydınlatıverdin iki dakkada..

[gercekisim]

Aliminyum";p=&quot´isimli üyeden Alıntı

heh iyi çözmüşsün aferim, harika bir yöntem, biz de yıllardır nedir bu anlatımlardaki garabet diyorduk, Allah razı olsun aydınlatıverdin iki dakkada..

Savunacak birşeyi olmayan ancak bu kadar savunur zaten ve böyle alaycı bir şekilde kendisini muhatap alan kişilere yanıt verir.Bu da seviyenin göstergesi olsa gerek.

[ozgur_beyin]

sevgili tarih bilen! aliminyum ''yanlış hatırlamıyorsam'' tarih değil ,hüsnü zandır.
medreselerin (son 200 yıllık dönemde) ne büyük ilim ! irfan!! ocakları *olduğunu iyi bilirim.
umarım ,askere *gitmek istemeyen çapulcu takımınında oralarda, ilim ve irfan!! *sahibi olmanın ,peşine düştüğünüde biliyorsundur.kürt saide hiç bir medrese ''bedii'' mahlasını vermemiştir. işkembeden atılan laflar *bunlar.
uluhiyet kazandırmak için, yapılan reklamlar.said hiç bir medreseden ''icazet'' (diploma) almamıştır.diplomasız adamada '' bedii''mahlasını vermezler.

Aliminyum;

Yirmialtıncı Lema yı ödev veriyorum sana..

"İhtiyarlar risalesine neden Said Nursi; Zekerriya peygamberin *duası ile başlamıştır."

Aliminyümt encereden yemek yemeyi bırakta , biraz düdüklü tencerenin kapağını aç..

Bak bakalım içinde ki Nur hala NUR'mu, yoksa NAR'mı olmuş.
....

Heehhee;

Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tanee.

Bil bakalım bu nedir? (Oki bu bilmeceyi tuttu. cuk oturdu. Eferim oki.)

Şimdi biri çıkıp, bunun cevabı nar değil derse bozulurum valla * *Bu sefer sallamadım; hem makam neyin de yok. Atış serbestttt...
Salla salla dümbelekler oynasınnn ...
Salla Salla , tencereler hoplasın....
...

Selamlar