Simülasyon Teorisi

[hoatzin]

Daha önce konusu geçtimi, tartıştınız mı bilmiyorum ancak bir takım fizikçilerin teorisinden bahsetmek istiyorum. İsmi Simülasyon Teorisi.

Teoriyi ortaya atan kişi Oxford Üniversitesi felsefe profesörü Nick Bostrom. Günümüzde sanal gerçekliğin iyice gelişmesiyle insanoğlunun simülasyon oluştura bilme kabiliyeti oluştu.

Nick Bostrom da şöyle diyor;

"Eğer insanoğlunun gelecekte evreni simüle eden bir program yazabileceğine inanıyorsanız, yaşadığımız evreninde pekala bir simülasyon olduğuna inanmak durumundasınız."

Daha sonra bu idda felsefeden sıyrılıp fiziğin ilgi alanına girdi. Prof. Paul Davies yaşadığımız evrendeki fizik kanunlarını öne sürerek söyle diyor;

"Eğer yaşadığımız evren simülasyon ise, tüm fizik yasaları da simüle edilmiştir."

Ayrıca evrenin sonsuzluk kavramının da sadece simülasyon ile gerçekleştirebileceğini anlatır. Peki ama simülasyonla fizik kanunları nasıl alakalı?

Eğer ki bir simülasyonda yaşıyorsak bunu fizik kanunlarından anlayabiliriz. Fizik kanunlarında sabitler ve sınırlar var. Teorinin en büyük argümanı da bu.

Bilindiği üzere bu sınırların üzerine çıkmak yada altına inmek teorik olarak mümkün değil. Mesela bu sınırlardan bazıları;

Ulaşılabilecek maksimum hız olan ışık hızı (c=299,792,458 m/s)

Minimum sıcaklık olan mutlak sıfır (=-273.15 °c=0 °k)

Minimum uzunluk olan planck uzunluğu (=1.616 × 10^-35 m)

Maksimum sıcaklık olan planck sıcaklığı (=1.41 × 10^32 k)

Minimum zaman aralığı olan planck zamanı (=5.39 × 10^-43 s)

maksimum yoğunluk olan planck yoğunluğu (=5,1 × 10^96 kg/m³)

Evrensel sabitlerden bazıları ise söyle;

Kütleçekim katsayısı (g=6.67 × 10^-11 m³/kg×s²)

Planck sabiti (=6.62 × 10^-34 j·s)

Protonun kütlesi (=1.67 × 10^-27 kg)

Elektronun kütlesi (=9.109 × 10^-31 kg)

Avogadro sayısı (=6.022 × 10^23 1/mol)

Evrensel gaz sabiti (r=8.314 j/k×mol)

Ayrıca kozmolojik prensip gereği; evrenin makroskopik ölçüler (250 milyon ışık yolu) dahilinde istatiksel olarak homojen ve izotopik olduğu düşünülüyor. Yani yeterince büyük bir ölçekten gözlem yapıldığında (gözlemciden, gözlemin yapılmakta olduğu yerden ve gözlemin yapıldığı doğrultudan bağımsız olarak) hemen hemen aynı şeylerin gözlemleneceği öne sürülmekte.

Ayrıca bütün elektronların diğer elektronlarla tamamen aynı özelliklerde (kütle, yük, spin vs.) olduğu bilinmektedir (aynı şekilde bütün protonların diğer bütün protonlarla, bütün nötronların diğer bütün nötronlarla aynı olması vs.)

Aksi takdirde bütün atomik parçacıkların farklı davranıyor olması kaçınılmaz olacak ve bilinen bütün fizik yasaları geçersiz olacaktı.

Ayrıca "İnce Yapı Sabiti" (Fine Structure Constant) adı verilen bir sabit var. Buda evrensel sabitlerin biririne oranıyla elde ediliyor ve değeri yaklaşık olarak 1/137,6.

Mesela yine maddenin dalga/parçacık ikiliği bunla alakalı olabilir. Bir tür programsa bu evren; belki de parçacık görünümü programın kodu, dalga da arayüzü, output'udur. Ya da tam tersi.
O yüzden mesela çift yarık deneyinde gözlemci debug yapmış oluyor ve kodu goruyordur. Tabi bu kısım fizikçilerin değil benim düşüncem.

Tüm bu parametreler dahilinde bir takım fizikçiler evrenimizin Big Bang ile başlayan belirli sınırları bulunan bir simülasyon olduğunu düşünmekte. Çünkü bir simülasyonda yazılımcının belirlediği bir takım sınırlar vardır ve simülasyon içindekiler buna müdahale edemez. Sadece simülatör tarafından değiştirilebilir.

Aynı şekilde bu teori yine "Neden uzaylılar tarafından ziyaret edilmiyoruz?" sorusuna da yanıt veriyor.

Eğer ki bir uygarlığın evrimi bizden sadece 300 bin yıl önce başlamışşa ki bu evrenin yaşı dikkate alındığında küçük bir rakamdır ayrıca istatistiksel olarak bu uygarlıklardan çokça bulunması gerekir, bizi çoktan ziyaret etmiş olmaları gerekiyordu.

Ama bilindiği kadarıyla herhangi bir ziyarete uğramadık. Eğer ki simülatör bizden başka yaşam formu kodlamadıysa bu durum rahatça açıklanıyor.

Yine aynı şekilde Big Crunch yada Big Chill ile simülasyon son bulacak.

Bu konuda 2012 yılında Almanya'nın Bonn Üniversitesinde de deneyler yapılmış ve sonuçlar simülasyonlarda olması gereken üst enerji sınırlarına işaret etmiştir.

Yani özetle şuan birşeyler konuşmak için çok çok erken ama bu teorinin biraz daha zaman geçinde, bilimsel olarak desteklenmesiyle evrenin gerçekten yaratılmış olması bilimsel olarakta kanıtlanabilir.

Ama dediğim gibi konuşmak için daha çok erken.