ILAHI SANILAN TEK TANRILI DINLERIN TUMUNDE KOLECILIK MESRU SAYILMISTIR.
KUTSAL SAYILAN KITAPLAR VE OZELLIKLE SUC MAKINASI KURAN SOZDE OLMIYAN TANRI TARAFINDAN GONDERILMIS OLSAYDI,
KOLECILIGE KARSI CIKAN KITAPLAR OLURDU.
OYLE YA INSANLARIN HEPISI ALLAH TARAFINDAN YARATILMISTI, ALLAH KENDI YARATTIGI VARLIKLARI KOLE YAPABILIRMIYDI?
VAHSICE TECAVUZ ETTIREBILIRMIYDI?
DOLAYISIYLA KOLECILIGE ILK KARSI CIKAN VE YASSAKLIYAN DINLER OLURDU.
AKSINE KOLECILIGIN KALMASINI SAVUNAN TICARETINI YAPAN, SEX ALETI OLARAK KULLANAN, KOLE TICARETI YAPAN VE KOLELERIN ISTENDIGI KULLANILMASINI ALLAH TARAFINDAN VAHILERLE TEIT ETMIS.
HAK DINI OLARAK KABUL EDILEN OZUNDE CINSI SAPIK UZERINE KURULMUS INANCIN, KOLELER VE CARIYELER UZERINDE SINIRSIZ TECAVUZ VE CINSEL SALDIRIYI NORMAL GOREBILIRMIYDI?
INSANA CAN VEREN, HAYAT VEREN, INSANI YARATAN TEK VARLIK OLAN KADIN`I, ERKEKLERE TARLA OLARAK SUNABILIRMIYDI?
Bilindiği gibi Muhammed'in yaşadığı dönemde bölgede köleci toplum düzeni vardı. Özellikle savaşlarda ele geçirilen esirler köle ve cariye yapılıyor ya da köle pazarlarında satılıyordu. Bu köle ve cariyeler hizmetkar olarak ev işlerinde ya da tarlalarda çalıştırılıyordu. İslam egemen olduğunda da kölecilik devam etti. Gerek Muhammed'in zamanında, gerekse Muhammed'den sonra yapılan savaşlarda ve bölge ülkelere, kabilelere yapılan baskınlarda esir alınanlar ya bir fidye karşılığında geri verildi ya da köle yapıldı.Kur'an'da adam öldürenin ya da yemininden dönenlerin bir köle azat etmesi söylenir. Kölelere iyi davranılması ve yardım edilmesinden söz edilir.Kadınlara, hayvanlara da iyi davranılmasından bahsedilmesi gibi.
Ama köleliği kaldırma emaresi olan tek bir ayet dahi yoktur. Tersine kölelik gayet doğal karşılanır. Bu nedenle İslam tarihinde hiç bir dönemde köleliğe karşı çıkılmamış, kaldırılması istenmemiş, düşünülmemiştir. Çünkü köleliğin şeriatten olduğuna inanılmıştır.
BM'in zorlamasıyla ancak 1950'lerde Suudi Arabistan'dan kaldırılabilmiştir.
Allah köleci midir? İnsanların bir kısmını kölelik kaderiyle mi yaratmıştır?
Cennetteki huri ve gılmanlar da , dünyadaki köle ve cariyelerden mi esinlenerek düşünülmüştür?
Kur'an'da insanlara Allah'a kulluk etmeleri emredilmiştir. Allah ne diyorsa, ne emrediyorsa o yapılmalıdır. Aksi takdirde azapla tehdit edilirler.
Abd, kul-köle demektir.
Köleler aynı zamanda efendilerinin kuludur.
Müslümanlar Allah'ın kulları-köleleri olduğu gibi Muhammed'in de kulları-köleleridir.
O nedenle de Muhammed onlara "Kullarım-kölelerim" diye hitap etmiştir. Müslümanlar da Muhammed'e "Efendimiz" diye hitap ederler. (Bkz. Zümer 10 ve 53)
Zümer-10. Kul ya ıbadillezıne amenütteku rabbeküm lillezıne ahsenu fı hazihid dünya haseneh ve erdullahi vasiah innema yüveffes sabirune ecrahüm bi ğayri hısab
De ki: "Ey iman eden kullarım, Rabbinizden sakının. Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. Allah'ın arz'ı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir."
Dedirten Allah, müslümanlara "kullarım-kölelerim" diye seslenen Muhammed.
O nedenle müslümanlar Muhammed'e "efendimiz" diye hitap ediyorlar.
Konuyu 2 açıdan irdeleyip değerlendirmek gerekir.
1.si dini açıdan yaklaşırsak Tevrat, İncil ve Kur'an'ın ilahı Allah hür ve köle sınıf ayrımını doğal mı görmekte ve kaldırılması için herhangi bir emir yöneltmemektedir? 2. si politik açıdan yaklaşırsak Muhammed, köleciliğe karşı mıydı? Kaldırılmasını istiyor ama buna gücü mü yetmiyordu? Yoksa sistemden memnun muydu?İslamcıların konuya yaklaşımı şöyle:Köleciliğin birdenbire kaldırılması sosyal ve ekonomik birçok probleme yol açacaktı. O nedenle İslam önce kölelerin haklarını korumak, iyileştirmek ve köle azadını teşvik etmek yolunu seçti.
Konuyla ilgili olarak Hayrettin Karaman'ın makalesi aşağıda:
http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00165.htm
Buna karşın İslam'ın köleci düzenden yana olduğu ve köleciliği kesinlikle kaldırmayı düşünmediğini iddia eden İlhan Arsel'in çalışması:
http://www.muslumang…sel/L/17-1.html
Kur'an'da köleliği ve köleciliği meşru gören ayetler:
Nur 33. Evlenmeye güçleri yetmeyenler de, Allah kendilerini lütfuyla zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar. Sahip olduğunuz kölelerden "mükâtebe" (yazılı anlaşma) yapmak isteyenlere gelince, eğer onlarda bir hayır görürseniz onlarla mükâtebe yapın. Allah'ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde etmek için iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları buna zorlarsa bilinmelidir ki hiç şüphesiz onların zorlanmasından sonra Allah (onları) çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Cariyelerine para karşılığı fuhuş yaptırılması istenmemiş ama cariyelerle cinsel ilişkiye serbestlik tanınmış:
Müminun 6. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar.
Cariyelerle ilgili ayetlerde bir sayı sınırlaması da verilmediği için kişinin dilediği kadar cariyeye sahip olması serbesttir. İster 10 cariyesi olsun, ister 100.
Nahl-75. Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.(Muhammed'e göre) Allah, Kur'an'da köle ile hür'ün eşit olmadığını söylüyor.Bu dünyadaki durum. Bir de cennete bakalım:Vakıa/ 17-21. Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar.
Hiçbir ayette ya da hadiste köleliğin kaldırılacağı, kaldırılması gerektiği, doğru olmadığı yönünde bir ifade ya da işaret yoktur.
Bir köle, bedelini ödese ya da azad edilse bile kesinlikle hür olamıyor. "Mevali" denilen hür ile köle arası orta sınıfta yerini alıyor.
İlkel köleci toplum düzeninde insanların tasavvur ettikleri Tanrı, tüm insanları eşit gören bir Tanrı olabilir mi?
Bence bunu düşünse düşünse köleler düşünür. Belki onlar dahi iyi kölelerin hür olmasını, kötülerin köle olarak kalmasını isteyebilirler.
İslam öncesi Arap toplumunda olsun, İslami dönemde olsun köleler, elleri boyunlarına demir bukağı ile zincirlenmiş olarak tutulurlarmış. O nedenle Laleli köleler denirmiş. Kaçmaması için böyle zincirlerlermiş.
Kaçmayan, sadık köle de iyi köle sayılırmış.
Muhammed'in sattığı bir köle için yazdığı mektupta kölenin bu kalitesi de belirtilir:
"Bu vesika Addâ Hâlid Ibn-i Hevde'nin Muhammed Resûlullâh'tan bir köle veya câraiye istira etmesi (satin almasi) üzerine yazılmıştır. O köle veya câriyede ne hastalık, ne ayıp vardır; ne kaçmak ne hiylebazlık bilir; ne de fisk u fücûr; zinâ ve sirkat. Binaenaleyh bu akid, bir müslümanin öbür müslümana bey'ü sırâsıdır" Sahih-i Buhari.., (Cilt VI, sh. 374 ve d. hadîs no. 970.
Mektubun Türkçe anlamı şöyle: "Bu vesika Addâ Hâlid Ibn-i Hevde'nin Muhammed peygamber'den bir köle veya câriye satın alması üzerine yazılmıştır. O köle veya câriyede ne hastalık, ne ayib vardır; ne kaçmak ne hilebazlık bilir; ne de günah işlemişliği vardır; ne de zinâ ve hırsizlığı vardır. Binaenaleyh bu anlaşma, bir müslümanın öbür müslümanla yaptığı alım satım anlaşmasıdır".
Görülüyor ki Muhammed, köle satmak üzere yapmış olduğu andlaşmanın sağlam olmasını ve alıcı tarafindan bozulmamasını sağlamak maksadıyle, satmış olduğu kölenin hastalıksız, ayıpsız, ve daha doğrusu kusursuz olduğunu belirtmeyi ihmâl etmemiştir.
Sağlam-sahih kabul edilmiş bir hadisle bitirelim:
Cabir anlatıyor: "Muhammed aramızda hayatta iken, cariyelerimizi ve çocuklarımızın annesi olan cariyelerimizi satardık, bunda bir beis görmezdik.'' (Kütübü Sitte, Hadis no: 6741)
Serdar Kaangil