Kurdistannn´isimli üyeden Alıntı
Fizikçi Eugene Wigner e göre;
http://colyvan.com/papers/miracle.pdf
Fizik yasalarının formülleştirilmesinde matematik dilinin uygunluğu mucizesi, ne anladığımız ne de hak ettiğimiz harika bir armağandır bize.
|
Tarih boyunca matematiğin aslında ne olduğu problemi kafaları meşgul etmiştir. Matematik insanoğlu tarafından türetilmiş bir insan
icadı mıdır yoksa matematik zaten hep oradaydı da insanlık tarafından
keşfedilmekte midir?
Bu tartışmayı sürdüren her iki tarafın da güçlü argümanları vardır. Örneğin Matematiğin doğrularının mutlak değişmez hakikatler olduğunu söyleyen Öklidçilere karşıt tez olarak Riemann'ın geliştirdiği çok boyutlu geometriler sunulmuştur.
Öklide göre "iki nokta üzerinden geçen en kısa parça bir doğrudur" önermesi bir hakikattır. Ve yüzlerce yıl bu bir hakikat olarak kabul edilmiştir, ta ki Riemann geometriyi farklı boyutlarda yüzeyler için geliştirene kadar. Riemann'ın denklemlerinde Öklid'in önermeleri geçerliliğini yitirir.
Öte yandan paylaştığın makalede de değinilen bir özelliği vardır matematiğin:
It is very strange that mathematicians are led by their sense of mathematical beauty to develop
formal structures that physicists only later find useful, even where the mathematician
had no such goal in mind. [ . . . ] Physicists generally find the ability of mathematicians to
anticipate the mathematics needed in the theories of physics quite uncanny. It is as if Neil
Armstrong in 1969 when he first set foot on the surface of the moon had found in the lunar
dust the footsteps of Jules Verne
|
"Çok gariptir ki matematikçinin bir işe yarar mı diye hiçbir kaygı olmadan, tamamen matematiksel güzellik kaygısıyla geliştirdiği formel yapılar, sonradan fizikçiler tarafından işe yarar bulunmaktadır. Fizikçiler, matematikçilerin sonradan fizik yasalarında kullanılacak matematiği algılamadaki kabiliyetlerini esrarengiz bulurlar. Bir benzetme yapacak olursak bu tıpkı 1969 yılında Neil Armstrong'un aya ayak bastığında, yerde Jules Verne'in ayak izleri ile karşılaşması gibidir."
Yani bir matematikçinin fiziksel dünyada ne işe yarayabileceğini hiç bilmeden geliştirdiği/keşfettiği denklemler, sonradan ortaya çıkmaktadır ki fiziksel bir realiteyi açıklamakta çok kullanışlı olmaktadır.
Aslında tarihte fizikçilerin denklemlerini ifade etmek için matematikçilerin yardımına başvurdukları da görülmüştür.
Bir diğer bilmece ise bu fiziksel yasaları ifade etmekte kullanılan matematiksel denklemlerin; sonradan başka bir takım öngörülere de olanak vermesidir. Ki bildiğimiz üzere günümüzdeki teorik fizik de salt buradan hareket etmektedir. Kütleçekim denklemleriyle, Schrodinger'in denklemleriyle oynayarak, bu denklemlerin ihtiva ettiği bilgilerin ne anlama gelebileceğine dair tahminler yürüterek, henüz keşfetmediğimiz fiziksel realite hakkında kestirimlerde bulunurlar.
Bu şekilde çıkan kestirimler %100 doğrudur gibi bir yargıya varılamasa da, bu şekilde yapılan kestirimlerin doğru sonuçlar verdiği de görülmemiş şey değildir.
Ancak matematik aslında tam olarak ne yapmaktadır? Tartışmanın bir tarafındakiler şöyle demektedir: matematik gözlemlediğimiz fenomeni ölçeklendirerek, birbirleriyle olan ilişkilerini nicel bir şekilde sembolize ederek ifade etmeye yarar basitçe. Fakat bu makalede de iddia edildiği gibi matematikçinin aslında böyle bir ifade kaygısı yoktur. Neyi ifade edeceğine dair zerre fikir dahi yürütmeden, sadece biraz kağıt ve kalemle sayfalar dolusu matematiksel şey keşfedebilir ve sonradan başka birileri bu kağıtlar üzerine karalanmış ifadeleri alarak dünyadaki bir olguyu açıklamakta/ifade etmekte kullanabilir...
Bu anlamda matematik insan tarafından geliştirilmiş tüm diğer dillerden farklıdır. Çünkü örneğin konuşma dilleri ve o dildeki kelimeler tamamen deneyime göre geliştirilmektedir. "Ağaç" adlı bir nesneyi doğada gözlemleriz ve buna bir isim vermek ihtiyacı duyarız ve adına sonradan "ağaç" deriz. Hiç ağaç diye bir şey görmeden "ağaç" diye bir kelime uydurup, sonradan da ağaç şeklinde bir şey keşfettiğimizde "tamam işe bu ağaç" demeyiz. Matematik, bu anlamda tüm diğer insan ürünü dillerden farklıdır.
Velhasıl matematik karışık konudur.