Turan Dursun Sitesi Forumları
  #1  
Alt 08-11-2014, 03:03
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart Doğayı okumak ve Şamanlık

Bu foruma girmeden uzun süre öncede bu iki sorunun yani, "Doğayı okumak nasıl bir şeydir" ve "Şaman nasıl olunuyor" u merak ediyordum.
Bu konularda bir çok yazı okusamda, bu iki konuya net cevaplarda pek görememiştim.
Aslında nette bu Şamanilik konusunda bir dünya yazı, araştırma, bilgi , belgeler mevcut, lakin hepsini okumak akılda tutmak mümkün değil, en azından benim açımdan bu böyle.
Zaten amacım bunları ezberlemekte değil, neticede Şaman olacak veya Şamani olacak veya doğaya açılacak biride değilim.
Amacım arkasında ki bilgiydi, bunun ne gibi bir ritüeli var, kafalarına mı göre yapıyorlardı vs.

Şaman nasıl olurun cevabını Çukurova Üniversitesinden Sadettin Buluç 'un Şaman adlı makalesinin "Şamanlığa Davet ve Şamanın Eğitim ve Öğretimi" başlığı altında teferruatıyla açıklamış.
Kısaca Şaman olmanın bir okulu, eğitimi, babadan oğula veya bir aile olayı olmadığını, veya halk tarafınan da seçilmediğini, bir nevi hastalık veya nöbet diyebileceğimiz bir halin arkasından gelişen olaylar zinciri olduğunu söylüyor ki böyle olduğunu pek tahmin etmiyordum açıkcası, enteresan bir bilgi oldu benim için.

----

Doğa okumaysa daha ilgimi çeken bir olaydı diyebilirim, eğer bugünlere geldiysek bu çok eski ataların, doğayla nasıl baş edebildiklerinin cevabını az/çok bilmeye olan meraktır.
Pek çok belgesel var kabile yaşamlarını ve geçmişi anlatan ama onların felsefesi, yaşama bakışları, yaşamı okuyuşları konusunda çok fazla detay yok.
Helede iş tarih öncesi zamana gelince, olay tamamen bilimsel boyuta çıkıyor ve anca anatomik veya teknik bilgiler alabiliyorsunuz.

Oysa o günlerden bugünlere çok değişmemiş kabile yaşamlarıda mevcut yeryüzünde, fakat o insanlarda da bozulmalar başlamış durumda, kimisi turizmin kıskacında , kimisi din sömürüsü altında, kimiside yerlerinden edildikleri için, geçmişlerini onlarda unutuyorlar ister istemez.
Bir Aborjin'in dürbünlü tüfekle ava çıktığını gördüğünüzde çok şaşırmıyorsunuz artık.

Herneyse Doğayı okuma konusunda Daniel Quinn yazdıkları hoşa gitmeyecek gibi değil, sıradan bir öykü değilde, adeta doğayı yeniden okuyorsunuz gibi.
Örn. Adem’in Öykülerin de "Sırtında Dağı Taşıyan Hamamböceği" başlığında Adem oğlu Habil'e soğuğa karşı nasıl hareket edeceğini anlatıyor ki müthiş bir anlatım gerçekten.
Üşüme probleminiz varsa, bunu derin bir şekilde düşünmenizi sağlayabilir bir hikaye, psikolojik olarak iyi gelecektir.

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 24-06-2018, 09:52
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

https://gaiadergi.com/samanin-izinde-samanizm-ve-doga/
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 27-06-2018, 20:41
Engse Hohol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Engse Hohol Engse Hohol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Feb 2010
Mesajlar: 1.879
Standart


Altayların kuzeyi Rusya'da, güneyi Çin'de kalmış. Rusya tarafında kalan Gorno-Altaysk yolculuğu yapanların çektikleri doğa manzaralı video ve müze içerikleri büyüledi beni. Çok güzel, yeşil, sessiz ve sakin bir coğrafya.

islamın yıkıma uğraması karşısında müslümanların, el-lah'ı ayakta tutundurabilmek için yalanlar söylemeleri kaçınılmazdır. hohol : aesir
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 23-12-2018, 14:17
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

DOĞANIN BİZE ÖĞRETEMEDİĞİ !...

Bir bitki bile, hayata gözlerini açtığı andan itibaren, hayatta bir takım kurallar olduğunu öğrenir ve yaşama tutunmaya çalışır, yoksa yok olur gider.
Çünkü hayat hiç kolay bir yer değildir.
Soğuk sıcak, yaş kuru, gece gündüz, hastalıklar, kuraklıklar, seller, depremler, volkanlar vs. gibi bir dünya şeyin olduğu, zorlu bir yerdir orası.

Doğanın bir sürü kuralları vardır.
Bitkiler bunu öğrenmese yok olur giderler.
Hayvanlar bunu öğrenmese yok olur giderler.
Aynı şekil insanlar da öğrenmesin yok olur giderler.


Eğer yapınız zayıfsa, kış gelince-ki gelecektir-yapraklarınızı döküp, sarfiyatınızı minimuma çekersiniz. Veya son baharda iyice beslenir, kış uykusuna öyle yatarsınız, hazırlık her zaman geçerlidir.
Bunlar bilinen şeyler, yapmazsanız ölürsünüz!

Ne zaman olacağı bilinmeyen ekstralar da vardır, depremler, seller gibi şeylerde de her zaman hazırlıklı olmalısınız.
O yüzden fırsat buldukça üremeli ve çoğalmalısınız ki türün geleceği tehlikeye düşmesin.
(Bunun aşırısı da istlâ'dır o konuya şimdilik hiç girmeyeceğim)

Hayvanlar ve bitkiler doğanın kurallarını biliyor olduklarından, bunca zamandır nesillerini devam ettirebiliyorlar.
Bitki ve hayvanlarda durum böyle.

İnsanlar da bu kuralları iyi biliyorlar, kurallar da bir sıkıntı yok.
Söylemek istediğim Doğa kuralların olduğu bir yerdir, ilk önce kuralları öğrendik, ve öğrendiğimiz bu kurallardan, kendimize yeni kurallar getirmeyi de öğrendik.
Çünkü bizler kendi türümüz içinde yaşayacaktık, bir aile, kabile, topluluk derken, bunun kuralları olması gerekliliği bir elzemdi.

Kuralsız toplum olamazdı.
Biz bunu Doğadan böyle öğrendik.


İnsanların ilk kurallarından olan Şamanik, Animik yapılar, doğa ile uyum içinde, yaşamaya odaklandı.
Bazıları bunlara da din diyor, aslında çokta yanlış değil, ama esasında bir yaşayış biçimiydiler, başkalarına zorlaması yoktu, bunlar o toplumlar içinde ki "kurallardı", bu küçük toplumlar için idealdi.
Binlerce yıl küçük yapılarda işe yaradı, elan da yarıyorlar.

Fakat şehirleşme denen yapılara geçildikçe, Şamanik, Animik, yapılar işe yaramadığı gibi Pagan, Putperest yapılar da çok bir işe yaramadı, mecburen terk edildiler.
Büyük toplumlara daha büyük bir "kural" sistemi lazımdı.

Pagan, Putperst yapılarda ki küçük Tanrılar ile, Şamanik, Animik yapılarda ki görünmez Ruhlar, şehirlere göre evrildi. Neticede bunlar "çoklu yapılardı"
Şehirler ise zaten, çok yerden insanın gelmesiyle oluştukları için, çoklu yapılar ile kontrol mümkün olamazdı.

Sistem tekli yapı olmalıydı.

Tek Tanrı fikri böylece doğmuş oldu, ilk başlarda ki Yahudi Tanrısı insanlarla konuşan, güreş filan eden bir Tanrıydı, sonra daha uzaklaştı sadece konuştu, Hristyanlık ile daha da uzaklaştı, o artık bir kaç kişinin haricinde ulaşılamaz olmuştu, İslam ile birlikte, olay tamamen bir kişiye düştü, ondan sonrasındaysa olay tamamen (0) sıfıra düştü. Artık Tanrı ile kimse konuşamaz, görüşemezdi, defter kapanmıştı.
Zaten gerekte kalmamıştı, şehirler için "kurallar" çizilmiş, değişmez kadim kurallar gelmişti!
Tabii bu yetmedi, sonradan teknoloji desteğiyle daha başka kurallar da geldi, ve daha da gelecekler, teknolojik olarakta takipteyiz.

Toparlayacak olursam, esas söylemek istediğim bu hayat yeniden inşâ olsun, gene aynı şeyler olacaktır. Din demek kurallar demekse, Doğa zaten bu kuralların menbâğıdır, failidir, bunu öğreten Doğadır.
Öte yandan, insan kuralsızlık diye bir şeyi bilemez, beceremez, illaki bir kuralı olacaktır, aksini öğrenmedi çünkü, öğrendiği anca kurallardı, öğreneceği de kurallar olacaktır.

İnsan aslına karşı gelemez! Bilinçsiz de olsa onu yapar!

İşte DOĞANIN BIZE ÖĞRETEMEDIĞI! tam da burasıdır.

"Kurallar"
Onlar olmazsa olmazlardır.
Onlar kendiliğinden de oluşmazlar, oluşmadılar!
Onu anlamamakta inat ediyoruz, inatçıyız da bir yandan.

Artık bu kuralların din olması, veya dinsizlik olması hiç bir şeyi değiştirmez.
İnsan aslına uygun davranmış mı? Davranmış! Kurallar getirmiş mi? Getirmiş!
Daha insan da suç aramak veya ondan kutsallık aramak boşunadır, bu yanlış adrestir.

DOĞRU ADRES DOĞADIR, ONA BAKIN!

İşte insanların anlamadığı yerdir burası, İnsan doğaya bakmıyor ki, o inatla kitap okuyor! Sadece kitaba bakıyor! Anca onu anlıyor.
Varı yoğu her şeyi kitap!
O okuduğu kitabı da başka bir insan yazmış, o da diğerinden öğrendikleriyle yazmış. Kısacası tüm kitapları insanlar yazmış.

İnsan, anca insana bakıyor! Onun dediğine göre hareket ediyor! İnsan doğayı bakmıyor ki? Onu okusun!
Başını çevirse görecek ama kafası da dolu olunca, bir şey göremiyor ki? Doğayı okuyan da kitap yazmayacağına göre, kitaplar anca insana odaklıdır.

Onlar ya dört duvar arasında yazıldı, ya da mapushane damların da yazıldı!
Kitaplar bize anca etrafımızda ki duvarları daha yükseltmeye ve kalınlaştırmaya yarar!

Oturduğun yerde kurgula ve yaz! İki kapağın arasında sıkışıp kal!
Kaynak verdiğin de insan, dipnot dediğin de insan!
Örnek aldığın da insan, düşman olduğun da insan!
İnsanın muhatabı, gene bir insan!

İnsan insana bakarsa, o kendi hakkında hiç bir şey öğrenemez ki? Çünkü insan kendi içine hapsolmuştur, karşısında ki de ondan farklı değildir.
Kendi içine hapsolmuşlar topluğudur insanlar. Hele de kendi yansımanızla kavga eder dururken, hiç bir zaman kendinizi çözemezsiniz.

Doğaya bakın!
Ona hayran kalın.
O kapılarını aralayacaktır.

Eğer siz ona saygı duyar, sevgi beslerseniz, onu anlarsanız, anlamaya çalışırsanız, o da size kendini okumanız için sunacaktır.
Doğadan daha güzel bir kitap mı var?

Birileri insana kitap dedi, birileri insanın yazdığına kitap dedi, Doğada sadece insan yok ki?
Ne insanı, ne kitabı!

Kitap doğadır, doğa kitaptır!
Onu okuyun!
Zaten doğa da bunu istiyor!
Okunmak! Anlaşılmak!

Canlı, kanlı, dinamik, hayret dolu okunası şeyler.
Sayfaları yüze vuran meltemler, kalemi kuru toprağa düşen yağmurlar, kapağı gönüle düşen cemreler gibi.
Heyecanlı, coşkulu, enerjik, çok özel.

Öyle bir kitap o!

Sevgiler

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kuran okumak yeterli... SpeedyDNA Dinsel İnançlardan Nasıl Kurtuldum? 9 27-05-2013 19:00
Kuranı okumak yeter. demirefe Dinsel İnançlardan Nasıl Kurtuldum? 35 26-10-2012 02:10
arapçadan okumak daha sevap ise? reis İslam 34 15-09-2010 22:41
Diğer Metafizik okumak istiyorum ensalzar Kitapkurdu 5 01-07-2010 01:13
Biyografi Biyografi okumak istiyorum earthling Kitapkurdu 2 24-06-2010 22:39

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:33 .