 |
|
#1
08-05-2018, 00:55
|
||||
|
||||
Çin Halk Tıbbı
Bu konuyu da nereye açabileceğimden emin olamadım.
Ben alternatif tıbba inan bir insanım. Örneğin Ayurveda masajları, aroma terapi, Feng-Shui, bazı durumlarda akapunktur, bir yere kadar bitkisel ilaçlar gibi şeylere inanırım. Ama yakın zamanda öyle bir şey izledim ki bu Çin Halk Tıbbı'nın bu kadar olumsuz bir batıl inanç uygulaması olduğunu iyice fark ettim. Çin halk tıbbının %90'ı batıl inanç. Yani Mao'nun yasaklattığı kadar var. Mesela gergedan boynuzu Viagra yerine geçiyor. Afrika'da katledilen 1000'lerce gergedanın bıoynuzu durumu iyi olan Çinlilerin sofrasına gidiyor. Diğer bir ilaç köpekbalığı yüzgeci. BUnları da endonezyada sırf yüzgeç için katledip Çinlililere satıyorlar. Diğer bir şey de Ayı safrası. Asya'da ayı nüfusu ciddi tehlike altında. Buna rağmen Kamboçya'da nesli tükenmekte olan ayıları avlayıp Çin'e ithal ediyorlar. Çin'de yaklaşın 10,000 kafes içinde ayı varmış. Bunlar gayet sağlıksız ve insanın yapmayacağı ortamlarda, daracık kafeslerde tutulup sürekli işkence görüyor. Sebep: Ayı safrası. Modern tıpta ayı safrasının hiç bir tedavi edici özelliği olmadığı, belki çok eskiden bunun karaciğer hastalıkları için kullanılmış olabileceği, fakat günümüzde istenirse bu "karaciğere iyi gelen" enzimlerin laboratuar ortamında üretilebildiği biliniyor. Ama bu bilimsel olmayan "geleneksel tıbbın" işleyişi böyle. Mesela Karaciğere iyi gelse, "bu kansere de iyi gelir" deniyor, ona iyi gelmezse "gergedan boynuzu ile beraber alınmalıdır" deniyor ve bu "tıp" dalının uygulayıcıları asla "bu bir halta yaramaz" demiyor. o da para kazanacak. "Ayı safrası her derde devadır" efsanesini yayıp para kazanacak. Ve Modern tıp ne kadar aksini ispatlarsa, batıl inançlara o kadar tutunuyorlar. Geçen burada dağ keçisi avı ile ilgili bir başlık vardı. O vvideoda 5-10 kişi, 1 tane hayvanı vurmak için, 15 gün filan dağlarda çaba harcıyor. ve yapılan iş tamamen yasal. Kamboçya'da, büyük paralar getirdiği için (Batıl inançlı çinliler para ödedikleri için) nesli tehlike altındaki Kamboçya ayılarını avlıyorlar. hayvanları kafese tıkıp şırınga ile safra keselerini boşaltıp bu ayı safrasını satıyorlar. BU forumla ilgili olan kısmı: - Bu nasıl bir inançtır? Çin mucizesinden filan söz ediliyor. Adamlar gergedan boynuzundan filan medet ummaya devam ediyorlar. Bir de resmi dinleri yok. Peki bu hurafeleri ne zaman bırakacaklar? Onu sormak istedim 
|
|
#2
08-05-2018, 09:20
|
||||
|
||||
|
Çinliler enterasan bir millet. Çincemi geliştirmek için 2 yıl Shanghai de kalmıştım. Orada tanıştığım Çinli bir kız beni bir restorana götürmüştü, köpek gibi açtım ama gittiğim yerde bir şey yiyemeden döndüm. Adamlar,canlı canlı hayvan yiyordu.
Ne iştah kalmıştı ne bir şey. Ama alt tabakada çok zeki insanlar. Çocuklar 4-5 yaşından itibaren ağır bir Çince eğitimine tabi tutuluyorlar. Bu yüzden ilköğretim ve lise düzeyinde çok üst sıralardalar. Ama Çin, iyi ile kötünün bir arada olduğu bir ülke. Bir yandan basit, sıradan taklit ürünler , bir yandan üst düzey teknolojiler; bir yandan kocakarı ilaçları bir yandan dünyanın en ileri kanser araştırmaları....Bir ortaları yok. Kişiliklerinde devrim yapamayanlar, devrimci olamazlar Mahir ÇAYAN
|
|
#3
08-05-2018, 10:22
|
||||
|
||||
|
Hocam bu medeniyetin yarısına, en az yarısına, buğday kompleksi ,bağımlılığı ya da Otizm Asperger benzeri semptom tanıları koyabilirdik
Otizm dediğimiz geri kalmışlık ya da büyüme ve gelişme geriliğini ve çocuklukta kalmanın ve çocukça (içsel) büyümenin ,çocuk benlik üzerine yetişmenin genel adı .Çocukken budanmış bir ağaç gibi ..yan, eğri büğrü sürgünler...ve gövde zorluğu.... Az önce Hitler'e de Otizm tanısı koydum bir facebook grubunda Medeniyete denilen bir kaç dişi,işi kalmış bir canavar Buğdayın işlenmesinin öğrenilmesi gerekecek. Doğru ve uzun iyi işlevcil mayalanma ve fermantasyon.. İşin aslı buğday çöplüktür.. Buğdayın işlenmesine dair bir çok araştırma ,keşif ve geliştirme gerekiyor. doğru sentez.. belki eski uzun mayalar-mayalamalar ve kendinden doğal mayalara dönmek gerekecek ve mayalama süresi uzun tutulacak ve doğru fermantasyon yöntemini bulunması izlenmesi gerekiyor olabilir. Sanayi tip ekmek ve buğday üretim ive tüketimi bir çıbanbaşı insan sağlığı için... Belki pirincinde işlenmesi gerekecek. doğru yöntemlerle. İşin aslı pirinç hiçliktir.. Buğday ve pirinç fermantasyonu Tahıl ve karbonhidratların işlemden geçirilmesi gerekecek. vücuda sokulmadan önce ve alınmadan önce... Net olarak söylüyorum.facebook gruplarından ve kişi -insan izlemelerinden içim kabardı...bıktım.net olarak... Süt ürünleri olgunlaştırması. Peynir 30-35 lira olmuş. olgun peynir. asgari ücret 1600 lira. tıp kaç lira... medeniyeti iyileştirmenin ya da uyarmanın/bilgileştirmenin az yolu var-zor yolu var. zor yollar hep... Lanet medeniyetin yarısı otistik. en az yarısı... Einstein ve Newton Otistik miydi? diye yazılar varmış.. şimdi buldum https://www.haberler.com/otizm-uzman...164718-haberi/ http://www.egedesonsoz.com/yazar/fuh...muydunuz/9358/ http://arsiv.ntv.com.tr/news/213562.asp -- Çağın vebası denilen de sanırım bunlar https://www.umitaktas.com/tedaviler/...en-intoleransi https://diyetisyenemreuzun.com/glute...-14-belirtisi/ -- https://aspergersinadults.net/tr/yet...n-belirtileri/ https://www.ntv.com.tr/saglik/otisti...vUO0xikvOX7QFQ İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
|
|
#4
08-05-2018, 12:37
|
||||
|
||||
|
Hocam ekmek, ekmek hamuru sanırım yoğurt suyuyla felan fermente edilebilir.
Pirinç için bilmiyorum, karbonhidratları bozan, yapısını değiştiren-geliştiren, işlemden geçiren ön-işlemler ve sindirilebilir ve uyumlu hale getiren tüm süreçler tüm hepsine uygulanmalı/araştırılmalı sanırım. Pirinci onu bunu Et gibi terbiye etmek gibi düşünün. Kimyasal fermentasyonlar araştırılmalı. çiğ baklagil bakliyat tüketmek Baklagil bakliyatların hepsi eğer yenecekse uygun ve doğru biçimde fermentasyona sokulmalı ve tabi tutulmalı gibi duruyor olacak Belki de enerjiye, güneşlendirmeye bir çok şeye -bunu bilmiyoruz Karbonhidratlar patojenik, bu haliyle olgunlaşmamış karbonhidrat tanımı öneriyorum. olgunlaştırılmamış karbonhidrat tüketimi tanımı öneriyorum olgunlaşmamış-olgunlaştırılmamış bitkisel protein sentezi tanımı öneriyoruz ısı,ışık herşeyle-mayalanma bilimiyorum enerji almalı sanırım vücuda girmeden maddenin kendi, pirinç ve buğday olan fermantasyona sokulmalı/alınmalı kimyasal olarak iyileştiren geliştiren herhangi işlemden geçirilme bitki proteinleriyle ısıl işlem, kimyasal işlem vb. deneyler sürdürülmeli eminim bilmiyorum vücuda girmeden yapısına enerji vererek sanırım bilmiyorum http://www.fermentemutfagim.com/2015...e-tahllar.html İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
|
|
#5
08-05-2018, 13:31
|
||||
|
||||
|
Hocam bu ne kadar saçma bir fikir bilmiyorum ancak bitki genleriyle hayvan genlerinin eşleştirilmesi, bitki kalitelerinin artırılması
Sebze fermentasyonu ve olgunlaştırılması ve sebzelerin genetik uyarlanması/geliştirilmesi Mesela et ile etin, kemiğin ya da bunların pişmiş ya da pişmemiş suları le ön fermentasyon olur muydu onu düşünüyorum kimyasal bilgim-ilgim yok mesela hayvan kesimlerinde, hayvan kanları ne yapılıyor onu merak ediyorum şimdi baktım kan yem olacak diye haberler duydum ancak kanın kimyasallığı ve fermente edici özelliği vs var mıydı yok muydu araştırılabilir. havadan oksijen yesek olmuyor muydu sadece acaba? İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
|
|
#7
20-11-2018, 03:03
|
||||
|
||||
 Ufak tefekler ama iştahları yerinde, her şeyi yiyebiliyorlar. Birde olayı şöyle düşünmek lazım. Bir şey ne kadar ulaşılmaz, zor ulaşılır olursa ve tabiki de pahalı olursa, etkisi o kadar büyütülebilir. Nasıl olsa onu deneyen olmaz, olmamıştır. Artık salla sallayabildiğin kadar. Kaf dağının ardında ki ejderha kanı sana iyi gelir. diye diye ejderha bırakmadılar yeryüzünde. --- Ek: Ulaşılmazlık konusunda durum bizde de farklı değil, yeni bir furya çıktı malum, organik beslenin diye. Zannediyorlar ki köyler hala köy! Hayır onlar da şehirlerin etkisi altına çoktan girdiler, köylerde veteriner var mesela, veteriner demek, ilaç demek kimyasal demek. Köylünün hayvanının ölmesine tahammülü yok, az verim almasına da tahammülü yok, o da ne yapıyor, ilaca yükleniyor. Akşamdan veriyor antibiyotiği, sabahta ineğini sağıyor. Veya aynı şekil, tavuklara veriyor ilacı, sonrada yumurtaları satıyor. Markette yediğim yumurta ile köyde yediğim arasında pek fark yoktu, çünkü aynı yemleri kullanıyorlar, hatta köylü daha kalitesiz yemde kullanıyordur büyük ihtimal. Diyeceğim köy ile şehir arasında bir fark kalmadı, ama birileri organik beslenin diyorlar genede, çünkü o pahalı, ve ulaşılması zor. Tabi bunu yemeyenin içinde bir "uhte" hep kalıyor. Oysa pekte kaybettiği bir şey esasında. Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar. Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar. Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır. Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
|
|
#8
20-11-2018, 15:40
|
||||
|
||||
|
Organik tarım: Bu doğru. Zaten o yüzden, Mesela Şu anki İngiltere kraliçesinin gençliğinde insanlar daha çok yemek yermiş ve bizim gibi şişmanlamazlarmış. ABD ordusunun verileri var. Vietnam savaşı zamanına göre bile, şimdiki askerlerin bağışıklık sistemi daha düşük. Eskiden sigara içmemek yasak gibi bir şeymiş, ona rağmen (bizim dedelerimiz) genelde 80 yaşına kadar filan yaşamışlar. Bizde kanser riski daha fazla, veya tütün ile bile oynamışlar. Daha kanserojen olmuş.
/Ama bu işlerin asıl yeri Almanya ve Avrupa'nın kalanı. Daha geleneksel tarımı öne çıkartıyorlar. Biz de onları kopyalıyoruz. "Organik" ürünler daha kalitelidir. Mesela peynirde deneyebilirsiniz. daha besleyicidir, tadı da daha güzeldir. Ekstra pahallıdır ama bana göre değer. Sırada da belki tavuk var. Da organiğe geçmişsen, vejetaryenliğe geçmen de yakındır. Yani daha sağlıklı seçenek her zaman var. Ender olanın peşine düşmek: Kapitalizme bu tamamen doğru. Sizin Spartakus bu konuda ne derdi bilmiyorum. Ama örneğin sırf diğerinde olmayan şeye sahip olma isteği var: biz normal insanların birbirini kıskandırdığı gibi, onlar da hava atmak istiyorlar. Ama hava atamıyorlar. Örnek: Fransız şarapları. DÜnyanın en iyi lüks şarapları Burgundy bölgesinde üretiliyor. Bunları satan adam (aile işletmecisi / küçük üretici) "ben bunun şişesini 200 Avro'dan fazlaya satamam, neticede bu şişeye konup bekletilmiş üzüm suyundan başka bir şey değil" diyor. Ama aynı şarap kara borsada 1000 - 1500 Avro şişesi. Çin'deki lüks otellerde belki bardağı 500 - 1000 avro arası filan. Millet bunları alıyor. depoluyor. 5 sene sonra 2000 Avro'ya satıyor. ve Çin'den bahsediyorum. Bazısı üşenmeden Fransa'ya geliyor. Milyon / milyar avroya küçük şarap işletmelerini satın alıyor filan (ABD'Li milyonerler filan da aynısını yapıyor) /Bu tür şarap çılgınlıkları var. Bizde de, bir adamın maaşı süpermarkete şarap olarak satılıyor (hiç de denemedim öyle bir şarabı) neyse: Fransızlar, "şarap üreticiliği ölüyor, kendi şarabımızı içemeyecek hale geldik, şarap üreticiliğinin geleceği ne olacak?" filan demeye başlamışlar. Bu, işte kapitalizmin hastalıklı yüzü. Şaraptan bahsediyoruz. Gayet içilen / keyif alınan bir nesne. Ne kadar güzel olabilir ki? - Kafayı yemişler.
|
|
#9
20-11-2018, 18:16
|
||||
|
||||
Doğa da tıp yok ya da tıbba gerek yok. Bizi tıbba bağımlı kılan ya da aşırılaştırılmış bir tıbbı gerekli kılan ne? Onu ve bunları sorguladım (kendimce) Ayrıca, Çin tıbbı (geleneksel Çin tıbbı) denilenle yani akupunktur gibi şeylerle bu afrodizyak vb için hayvan öldürülmesinin farklı içerikler olacağını düşünüyorum... İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
|
|
#10
20-11-2018, 18:23
|
|||
|
|||
|
bazı şeyler hurafe değil (hurafe iddiasına karşılık olarak)
mıknatıslı tarak ve mıknatıslı sürahi/termos almıştım çin icadı. tarak saçlara faydalı,saç çıkarıcı,beyaz saçları siyahlaştırmak ve baş ağrısı için tavsiye ediliyor,(tarak olan yerde yuvarlak bir mıknatıs var) sürahinin üstünde yani kapağının içinde silindir şeklinde bir mıknatıs var,sürahinin tam altındada yine aynı şekilde silindir mıknatıs var.sürahi metal.mıknatıs sadece üstünde ve altında.kapağı açıyorsunuz,su,süt herhangi bir sıvıyı içine koyuyorsunuz.kapağını kapatıp beş on veya yirmi dakika,1 saat bekletip içiyorsunuz.bekletilen bu su alkali oluyor,su,süt,bitki çayı vs içindeki oksijen miktarı artıyor.hatta içkinizi bu sürahide bekletir içerseniz zararlı etkileri epey azalırmış.(baş ağrısı ,sersemlik yapmaz) bunu tatbik ettim,bana dokunan ama kilo verdirici etkisi olduğuna inandığım bir bitkisel çayı bu sürahinin içinde bekletip içtiğimde daha önce beni rahatsız eden yan tesirlerin yok olduğunu gördüm.artık etkisine inanıyorum.mıktasıların yönü önemli.yani rastgele üstte bir,altta bir adet mıknatısla olmuyor.mıknatıs yönü şu anda hafızamda değil ama uygun yerleştirilmiş iki mıknatıs arasında oluşan manyetik alan sürahinin içinde sıvıyı daha faydalı ve daha az zararlı hale getiriyormuş. çin tıbbı deyip geçmemek lazım..eskiden akupunktur çok konuşulurdu şimdi unutuldu gibi..gerçi akupunktur çinlilere ait değil türklerin buluşu diyorlar ama olsun ,sonuçta çinliler sayesinde hatırlanıp yaygınlaştı. 15 sene önce akupunktur sayesinde epey kilo vermiştim.5 sene önce aynı kişiye gidip 900 tl para bayılıp bu sefer netice alamadığımı görünce doktordan kıllandım. ''senin derdin ne biliyor musun cevap yetiştirmenin seni büyük adam yaptığını sanıyorsun''
|
 |
| Önerilen Siteler |
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
Normal
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:56 .