ozturk182´isimli üyeden Alıntı
Onlar da biliyorlar aslında bütün bu ibadet denilen olayların baş uğraşlar olduğunu. Bu sebeple insanları zor ibadetler altında dinden uzaklaştırmamak için kolaylaştıracak çözümler üretmeye çalışıyorlar.
|
Doğrudur, tüm dinlerin birer "öğreti" olduğu günümüzde herkes tarafından bilinen bir gerçek. İranlı din aliminin yaptığı açıklama ise, İslamiyet'teki ibadet kurallarının tamamlanamadığını gösterir. Yani gerek "oruç" olsun, gerekse diğer ibadetler olgunlaşamamış. Ki yeni yeni kurallar ortaya konuluyor.
Şimdi, tüm ibadetlerin boş bir uğraş olduğu meselesine gelince, bunlar yeni yeni ortaya konulmuş şeyler değildir; binlerce yıllık uygulaması vardır. Bizi bu ibadetlerden anlayacağımız şey, ibadetlerin insanı belli bir disiplin altına almaktan ibaret olduğudur. Örneğin oruç.
Oruç insanı yeme içmeden alıkoymakla birlikte maddeten bir disiplin sağlamakla birlikte, cinsel arzu ve diğer ihtiyaçları da alıkoymakla manevi bir disiplin sağlar. Örneğin Büyük Piramit'te bu konuda yapılan deneyler son derece dikkat çekici ve üzerinde durmamız gereken olaylardan biridir.
Paul Brunton'un Piramitteki Deneyimi
Batılı mistik ve yazar Dr. Paul Brunton 1930'lu yıllarda büyük bir cesaret örneği vererek bütün bir geceyi Büyük Piramit'in içinde geçirmek üzere yetkililerden izin koparmayı becermişti. Gizemli işlere girişmeyi seven Himalayalardaki keşişler gibi uzun bir süre inziva hayatı da yaşamış olan Brunton, bu deneyimi "Gizli Mısırda Bir Arayış" adlı artık baskısı bulunmayan ilginç bir kitabında anlatmıştır:
"Brunton’un cesaretini ölçeceği o gün gelir çatar. Kendisini hazırlamak için 3 gün oruç tutmuştu. Güneş batarken piramidin girişindeki demir kapı üzerine kapatılır. Brunton bu saatten sonra artık sabaha kadar tüm karanlık saatlerden piramidin içinde kapalı kalmaya mahkûmdur. Dar geçitten ilerlemeye başlar. Bir yandan el fenerinin ışığıyla duvara akseden iri gölgesi, bir yandan da ortalıkta uçuşup duran yarasalar ürkütücü bir atmosfer oluşturmaktadır. Büyük galeriden geçer ve kral odasına girer. Bir tabutu andıran lahdin yanına oturur. Işığı söndürür ve öylece beklemeye başlar."
Meditasyon sanatının inceliklerine vakıf olan Brunton, kısa bir süre pasif ve alıcı bir zihin haline girer. Bu medidatif hali bütün bir gece boyunca sürdürmek kararlılığındadır. Piramitin içinde bulunması meditasyon yapmasını son derece kolaylaştırmış olsa gerek. Giderek Kral odasının o kendine özgü canlı atmosferi giderek iyice belirgin bir hal almaya başlar. Brunton yalnız olmadığı hissine kapılır: Sanki yaşayan ve hareket halindeki bir şey nabız gibi atarak varlığını gösteriyordu. Etrafında görünmeyen hayatın var olduğu hissi bir anda tam bir katiyet kesbetti.
Korkuya kapılan ve cesaretini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Brunton gene de kendi ifadesiyle "kalbini saran bu tarif edilmez dehşet" ile mücadelede ve meditasyon halini bozmamaya çalışır: "Gölgesiz odada birden gölgeler bir o yana bir bu yana çırpınmaya başlardılar. Yavaş yavaş bu gölgeler belirli şekiller aldılar ve birden yüzüme yakın bir yerde son derece habis çehreler beliriverdi. Sonra karanlık bir görüntü yaklaştı ve korkunç bir tavırda ellerini kaldırarak sanki beni ürkütmeye çalıştı." Sanki tün güçler cesur Brunton'u bu gece bekleyişinden caydırmak üzere harekete geçmiştir. "En sonunda olayı doruk noktasına ulaştık. Canavar tipli elemental yaratıklar, yer altı dünyasının kötülükleri, grotesk, şeytani ve akılsız biçimler etrafımda toplandılar ve akıl almaz bir tiksindirici tavırla bana musallat oldular. Birkaç dakika içinde tüm hayatım boyunca unutamayacağım bir fenomen yaşamıştım. Bu inanılmaz manzara hafızamda aynen canlı bir fotoğraf gibi kalmıştır."
Ne var ki her şey bir anda sükun bulur. Taş odaya tam bir sessizlik hakim olur. Akabinde ortaya başka varlıklar çıkar. Bu kez Kral odasının içi kötülük ve uğursuzluk atmosferinden sıyrılarak saf ve dengeli bir havaya bürünür. Brunton dostluk dolu ve iyiliksever bir varlığın içeriye girdiğini hissetmiştir. Arkasından bir tane daha gelir. Kendisine yaklaşırlar. Uzun boylu ve beyaz harmanilidirler: "Gerçekten de beşerden farklı bir görünümleri vardı. Yarı tanrıların parlak görünümündeydiler, çehrelerini de kendilerine özgü bir huzur kaplamıştır."
Varlıklar bir süre Brunton’u gözlemlerler ve orada kalmasının başından beri yanlış bir iş olduğunu belirtirler: Brunton da diğer beşerler gibi "ölümlü ayakları için ayrılmış olan yolu" izlemiş olmalı ve piramitte kalmaya hiç çalışmamalıydı. Brunton ise cevaben kendi seçtiği yolu takip edeceğini ve geriye dönmesi için kendisini ayartamayacaklarını ifade ettiğinde, mısırlı bir yüksek rahibe benzettiği ilk varlıktan şu karşılık gelir: "Öyle olsun seçimini sen kendin yaptın, tercihlerine bağlı kal çünkü artık dönüş yoktur. Hoşça kal!"
İlk varlık gidince bu kez ikincisi yaklaşır ve Brunton'a öyle seslenir: "Oğlum gizli güçlerin yüce tanrıları seni himayelerine aldılar. Bu akşam öğenim salonuna götürüleceksin"
Bundan sonra Brunton'a taş lahtin üzerine uzanması söylenir. Brunton lahtin üzerine yatar ve ayaklarından başlamak suretiyle yukarıya doğru vücudunu bir soğukluk hissi kapladıkça tüm bedeni felç olur. Bütün şuuru idraki başında yoğunlaşır ve sanki bir girdaba yakalanmışçasına yükseldiğini hisseder ve daracık bir delikten yukarıya geçerek "bilinmeze doğru fırlatılır birden-özgürdür!"
Fizik bedenini terk eden Brunton, "duvardaki taşlarda yumuşak bir ay ışığını andıran bir parlaklıkla beliren bir hayalet gibi" o varlığın rehberliği altında piramitin diğer mekanlarına götürülür. Rehberlerin bu arada kendisine aktardığı öğretilerin bazı kısımlarını kitabında açıklamış olmasına rağmen gene de Brunton'un açıklamak istemedi ya da açıklamaması için kendisine ikazda bulunulmuş olan birçok gizli öğretinin bulunmuş olduğu aşikârdır. İşte kitabına aldığı öğretilerden biri, belki de tüm öğretilerinin bir özeti mahiyetindedir: "Büyük Piramit'in gizemi senin kendi gizemindir. Gizli odalar ve kadim kayıtlar senin kendi bünyen de mevcuttur."
Büyük Piramit'in içinde kalma rekoru kaptan G.B. Calviglia'ya aittir. Brunton’dan 100 kadar önce 1830'lu yıllarda Maltalı bir ticaret gemisinin kaptanlığını yaparken denizi terk eden Caviglia, yeni sevdası olarak Büyük Piramiti seçmişti. Ama o Kral odasında kalmadı. Kral odasının tam üstünde yer alan granit blokların ilk ikisinin arasındaki 1765 yılında burayı keşfeden Davison’un adıyla anılan kovuk benzeri boşluğu tercih etti. 90 cm yüksekliğindeki bu mekanı yarasa pisliklerinden temizleyen Caviglia, buraya yerleşti ve uzun bir süre burada yaşadı. Gizemli bir şahıstı başından geçenleri anlatmazdı. Denildiğine göre beşerin bilmesinin yasak olduğu gizemlerin sınırına kadar gelen Caviglia bu cesaretinin bedelini ödemekten ancak amacının arınmışlığı sayesinde kurtulmuştu.