O denli geri kalmış toplumlarda gökten düşen her şeye ilahi bir takım anlamlar yüklemek çok doğal. Başka türlü anlamlandıramıyorlar çünkü. Bugün Kabedeki Hacer-ül Esvet taşının da Sakarya taraflarında Murat nehri kıyısına düşmüş bir göktaşı olduğunu, Kibele'nin bir armağanı olarak Kibele tapınağına konduğunu, Arapların İstanbul kuşatması sırasında tapınağın yağmalanmasıyla buradan alınıp Arap yarımadasına götürüldüğünü, "Kıble" deyiminin de bu "Kibele"den geldiğini ve ona yani Kibele'ye yönelerek ibadet ettiklerini bilmiyor bu müslümanlar.
Yani bu müslümanlar, 1400 yıl öncesinin değil, çok daha öncesinin Arap cehaletini yaşıyorlar.
gülmekden öldürdün beni bu yazdığına kendini bir inandırabilsen !!!
Siz bizim tarikatçıları geçtiniz.Atın bakalım daha başka hikayeleriniz var mı? Hiramusta
Tarikatler neyse ne ya, hikayeleriniz ortada. Söyleyene değil, söyletene bakmak lazım.
Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
------- Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Bunu ben söylemiyorum; tarihçiler, arkeologlar, yani kısaca sizin o önemsemediğiniz BİLİM adamları söylüyor. Kafanızı öyle gömmüşsünüz ki, bilimsel tesbitler hiçbir anlam ifade etmiyor sizin için.
Bilim ve Teknik Dergisi, bu Kibele tapımı ve Hacer-ül Esvet taşı ile ilgili ayrıntılı bir haber yayınlamıştı. Tabii sizin bilimle teknikle alakanız olmadığı, yatıp kalkıp hu çektiğiniz için bu tür araştırmalardan ve haberlerden de haberiniz olmuyor. Cahil gelip cahil gidiyorsunuz, ne mutlu size ki yatıp kalkmaktan, diğer tarafı düşünmekten, kendiniz veya insanlık için acı çekmeye hiç fırsatınız olmuyor...
forumdaki yazıları genellikle büyük bir iştahla okuyorum. Orta derecede, ortaokul mezunu birisi olarak oldukça objektif bir yaklaşımla kendi yorumumu eklemek istiyorum. Bence en büyük sorun burada açıkça görülen ön yargılar. Dünyanın bu hale gelmesi insan gerçeğinin kendisidir. Elbetteki bilimsellik Kuranla alakalı bir şey değildir. Kaldı ki bütün arekolojik bulguler ve bilimsel gelişmeler Kuranı bilimsel bir kitap gibi görenleri ters yüz etmeye devam ediyor. Zaten az çok islam felsefesi tarihi okuyanlar 10. ve 11. yüzyılda modernist islam felsefecilerinin ve onların görüş akımlarının bastırılmasıyla İslamın bu hale geldiğini de iyi bilir. Buraya kadar ortaokul mezunu olduğumdan şüpheye düşen olabilir, çünkü her yeni tanıştığım insan bile bana hep ne okuduğumu soruyor. Halbuki ortaokulu bitirince Avrupaya gelmek zorunda kalan bir işçi çocuğuyum ama özellikle din allahın ahlaklığı ve özelde islam konularında felsefe kitapları da dahil tüm eleştirel kitaplarda dahil bir çok araştırma okudum ve okumaya devam ediyorum. Okusaydım sosyoloji okumak da isterdim. Her neyse bu önemsiz ayrıntıdan sonra Farabinin Kuran metni konusunda şu ilginç yaklaşımını müslümanlar kabul edemez: kuran bizim gibi toplumun yüzde birini oluşturabilecek filozoflara gelseydi kuşkusuz başka ifadelerle gelirdi. Ayrıca İbni sinanın ve farabinin Gazali tarafından bu modernist, dinde sebep sonuç ilişkisinin reddedilmesine şiddetle karşı çıkmak istemelerine, özellikle dinde mucizelerin tehlikeye düşeceği düşüncesiyle de Gazali tarafından kafir ilan edilmelerini de müslümanlar hatırlamak istemezler. İşte islam düşüncesinin gelişim sürecinde düz yolun bıçak sırtı alan bölümüne gelindiğinde çareyi modern toplum bilimin tüm dünya ca babası sayılan (müslüman bilimadamı mı olur diyenlere) ibni haldunun laiklik tezini de dahil tüm filozofları ve modernist yaklaşımları daha doğrusu akılcılığı ret ederek, güya içtihad kapısını kapatarak vardığı sonuçda İslam aslında bitmiştir. Bitmiştir derken geliş ve oluş gayesini kaybetmiştir. Bugün peygamberin vahyini üstün akıl olarak tabir ederek kuran da dahil tüm haberlerin tarihi tenkit ve bilimsel metotlarla yeniden ele alınmasını samimiyetle savunan İslamcıların yada Tektanrıcıların sayısı hiç de az değildir. İslam bazılarını kızdırsakda Allaha giden bir yoldur. Kuran yada başka teistik haberleri ve ifadeleri tartışırken onları doğru metotlarla ele alarak bilimsel çıkarımlar yapmak zorundayız. Ancak allahın varlığı insanın onu aramada meydana getirdiği yukarıdaki örnekteki gibi büyük ve yanlış konuşmalarıyla ret edilemeyebilir. Allahın varlığı sorunuyla İslamın bugünkü savunulan şeklinin saçmalıkları ve bilim dışılıkları aynı yere konmamalı. Bunda, kuranın virgülüne dek allahın kelamı olduğunda, onun diğer samimi peygamberlerin yaptığı gibi allahı bulmada ve allahın üst ahlaki değer olduğu bir düşüncede adaletli ve ahlaklı (yaşadıkları dönem ve toplum yapısı içinde) bir toplum düzeni kurmak amacıyla üstün akıllarıyla vardıkları allah ve tanrı tasavvuru olamayacağında ısrar edenler gerçekten biraz daha fazla okusunlar. Ayrıca bugün 1400 yıl önce gelen ve değişmeden bugüne ulaşan bir din anlayışının geri bıraktığı çok fazla doğru değil. O düşünceden bilim adamı çıkamaz demek de doğru değil. Hatta İslam düşüncesinin giderek gelişmesi ve bu düşüncenin geliştiği topraklardaki insanların ilimle uğraşmaya buldukları fırsat neticesinde yeniden ele alınanbilinen eski yunan felsefesi daha büyük felsefi gelişmelere ve devamında avrupaya kadar uzanan düşünce devrimlerine neden olabilmiştir. Bu aşırı kutuplaşmalar ve islamı şekillendirenlerin suçunu bugünkü müslümanlara yükleme anlayışı sonuçsuz bir çaba. Yapabiliyorsak islam düşüncesini biraz daha tamir edelim, bunun yanında ülkemizin özgürlük ve refahtan eşit pay alamama sorunlarını paylaşalım. bir de samimi olalım.
ya şakamı gerçekmi ? yoksa biz yazdık oldumu?
magmanın( lavların) tamamına yakınının nerdeyse demir olduğu bilinen 21.yy da cidden demirin uzaydan geldiğine inanan varmı?
onuda boşver sadece imanı güclensin diye bu yanlışı doğru kabul edenler yaşıyosa yuhhh demektan başka söylenecek bişi yok!
allah çarpar valla adamı!