
13-01-2012, 23:54
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
|
|
osmanlının manyakları KADIZADELER
Osmanlı ömrünün çoğunu isyanlarla manyaklarla meczuplarla haddini aşan dini akımlarla ve bunlarla uğraşmakla geçirdi desem yalan olmaz.
osmanlı ne zaman zayıf düştü yönetim zaafı meydana geldi .hemen bu boşluğu ya yeni çeri isyanları yada haddi aşan dini cereyanlar doldurdu.
işte osmanlının yine bir zayıf anında yine bir din iakım meydana çıktı.
bunlar kadızadeler adlı bir gruptu.
bu grup şimdiki suudi inanışının temellerinide attılar.
bilirsiniz hep eskiye hayran eskinin çok farklı olduğunu sananlar vardır.
bu tipler sanırki o hayal ettikleri düzende sonsuz mutluluk vardır. işte kadızadelerde islamı bu pencereden bakan bir takımdı
önce bir miktar bu grubu bir tanıyalım.
bunlar osmanlının en bunalımlı devrinde ortaya çıktılar(yıl 1650 lili yıllar)
türk tarihinin en tutucu düşüncelerinden biri olan Kadızadeliler hareketinin öncüsü Kadızade Mehmed Efendi, fikirlerini 16. yüzyılın önemli isimlerinden Birgivi Mehmed Efendi'nin eserlerine dayandırıyordu. Birgivi'nin eserlerindeki Hazreti Peygamber'den sonra ortaya çıkan her şeyin reddedilmesi fikrini benimseyen Kadızade Mehmed usta bir hatipti ve İstanbul camilerinde vaazlar vermekteydi. 17. yüzyılın ilk yarısı devletin bunalımda olduğu, halkın sıkıntı çektiği bir dönemdi. Kadızade "zenginlerin zevk-ü sefaya daldığını, taşranın yanıp yıkıldığını, halkın dağlara çıktığını, çiftçinin perişan hale geldiğini, rüşvetin alıp yürüdüğünü, şarabın ve afyonun salgın haline geldiğini ve tek çarenin şeriatta olduğunu" söylemeye başladı. Dönemin önemli tarikatları olan, Halveti ve Mevleviler'i "tahta tepenler, düdük çalanlar" diye aşağılayıp, semanın haram olduğunu söyledi.
tahta tepenlerden kasıt halvetiler ayakta zikir yaparlar işte bu ayakta tepinmeleri öyle tarif ediyor. düdükte mevlevilerin ''ayini şeriflerinde'' çaldıkları neydir
Kadızadeliler'in önde gelenlerinden Türk Ahmed, "Hazreti Peygamber zamanında kaşık olmadığı için de yemeğin elle yenmesi gerektiğini" iddia eder.
hatta muhammedin zamanında minare olmadığı için selatin camilerinin minarelrini tyıkıp sadece birini bırakmak gerektiğini söylüyorlardı.
iyice kuvvetlendiklerini hissettikleri anda istanbuldaki türbeleri bile yıkmaya kalktılar.
onlara göre her şey batıldı (kendi fikirleri hariç. bilelimki tüm tarikatler aynı şeyi söyler)
bu grup takiyyuddin'in kurduğu rasathaneyi ''meleklerin bacaklarına bakıyorlar'' diye jurnalliyerek yıktırdılar.
bu tip cereyanlar hep olmuştur ve olacaktır . bunlara başka örnek kalendirileride sayabiliriz.
osmanlının yıkılışındada çoğunuzun bildiği volkan grubu ve derviş vahdetidir.
aynı eğilimler maalesef şu andada baş göstermeye başladı.
sömesterde umre bugünkü gazetlerde okumuşsunuzdur. küçücük çocukları
camiye davet yarışması başlatmışlar
http://www.haber5.com/namazini-camid...beri-168326.aw
kadızadeleri sadrıazam köprülü tepeledi ya bizimkiler ne olacak.
bugün bir arkadaşıma telefondan bir mesaj geldi''hayırlı cumalar'' alışveriş yaptığı mağaza telefonunu almışve bu mesajı göndermiş sanırım .her cuma gönderirler.
işte şeriatın ayak sesleri geliyor. umarım ben yanılıyorumdur.
ayrıntılı bilgi isteyenler aşağıdaki linke bakabilir.
ben ayrıntıya boğmadım.
http://www.tarihcininyeri.net/forum/...c=5052.0;imode
sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Konu istatistik tarafından (14-01-2012 Saat 00:06 ) değiştirilmiştir.
Sebep: üslup sorununa yol açabilecek kelimeler düzeltildi
|

14-01-2012, 02:49
|
 |
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 12 Jul 2009
Bulunduğu yer: şemsipajapaşası
Mesajlar: 1.217
|
|
linklerdekiler dahil tamamını okudum. teşekkürler...
okudukça içim karardı.
Osmanlı'nın burnunu b.k çukuruna sokan zihniyet yine işbaşında.
günümüz kadızadesi Ömer Dinçer (Milli Eğitim Bakanı), bugün 19 Mayıs törenlerinin stadyumlarda yapılmasını yasaklayan bir genelge yayınladı.
ülkemiz insanına olan güvenim hâla devam ediyor. hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, iş cumhuriyetin elde gideceği noktaya geldiğinde tavırlarını koyacaklardır.
saygılar...
|

14-01-2012, 10:14
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
|
|
sevgili bilimyapılan olumlu propaganda külliyen yalandır.islam kendinden başka hiç bir şeyi
istemez. bakın aynı düşüncedeki tayyip kimseye laf ettirmiyor.hiç bir eleştiriye tahammülü yok.kafa hep aynı. menderste aynı kafadandı(yanılmıyorsam) bu ülkeye komunizma gelecekse onuda biz getiririz demişti.
bunlar belirli müddet uyurlar ne zaman ortam müsait ''şeriat isterük'' diye ortaya çıkarlar
bakın şimdi yönetim cumhuriyet dönemindeki ezilmişliklerinin intikamını almaya çalışıyor.
islam bu. en varsam siz yoksunuz.mantık bu.
işte ekconomistin yorumu
http://www.taraf.com.tr/haber/the-ec...riterlesme.htm
sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Konu ozgur_beyin tarafından (14-01-2012 Saat 10:26 ) değiştirilmiştir.
|

14-01-2012, 21:54
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
|
|
cumhuriyet ne zaman çok partili hayata izin verdi. aynı karanlık güçler hemen sahneye çıkmaya çalıştı en kolay iş din istismarı.bunun için sermaye gerekmez proje gerekmez.
sadece iyi hatiplik yeter. oylar cepte. 1924 te terakkiperverler , serbestcumhuriyet halk fırkası 1930 bu partiler hemen dini öne çıkarmışlar.
1945 temmuzundan itibaren dp işbaşına geçmesi safhasına kadar türkiyede 24 siyasi parti veya teşekkül kurulmuştur.bunların hepsinin proğramında din gelenek ve ahlak konularını öne çıkarmışlar ve bunlarıproğramlarına koymuşlardır.
1948 de dinde reform isteyen bir grup d.p den ayrlmış ve MİLLET PARTİsini kurmuş.
ve parti ana programına şunları koymuştur
ictimai (toplumsal) nizamın (düzen) teşekkülünde (oluşmasında) itikatların .ahlakın ,geleneklerin, örf ve adetin büyük hisselerini tanırbunlar sık sık değişmezlerve devletin nufuzu dışında kalır.(made 7)
ana programın 8. maddesine görede parti din müesseselerine ve milli ananaelere hürmetkardır
ayrıca parti ilk ve orta öğretimde müfredata din dersleri konulmasını istemektedir
ikinci dünya savaşından sonrasiyasi hayatta ortaya çıkan bazı partileretkili olmamakla birliktemuhafazakar görüşün temsilcisi olmuşlardır.
1945 yılında kurulmuş milli kalkınma partisi dış politikada ''islam birliği/şark federasyonu projesinin gerçekleşmesini istemiştir(bir yerlerden hatırlıyormusunuz yakın tarihten mesela)
PARTİ TÜZÜĞÜNÜN 19. maddesine göre maarfite (mili eğitimde) herşeyahlak ve milli anane(ne demekse)esasına göre ayarlanacaktır
parti idarecilerine görec.h.pkomunizme yakın esasları benimsemiş bulunmaktadır
1946 da kurulmuş sosyal adalet partisi'nin gayesi''dünya müslümanlarıbirliği''ni desteklemekti(bu fikri hatırlıyormusunuz)
yine aynı yıl içinde kurulmuş çiftçi köylü partisi ananelere bağlılığını belirtmiştir.
1946 da kurulmuşARITMA KORUMA PARTİSİ- ARK'da tüzüğünün birinci maddesindedinci siyasi parti olduğunu açıklamıştır
yine 1946 da kurulmuşdiğer bir partide''İSLAM KORUMA PARTİSİ''dir bu parti parti olmmakla birlikte kuruluş dilekçesinde gayelerinin sadece islamın yükselmesi ve kuvvetkazanmasını açıkça yazmışlardır
1947 kurulmuş TÜRK MUHAFAZAKAR PARTİSİ de partinin programında islami esaslar hakimdir
yine 1949 da kurulan TOPRAK ,EMLAK VE SERBEST TEŞEBBÜS PARTİSİ'demünevver dindarlığı (ne demekse)DESTEKLEYECEĞİNİ,DİNİ CEMİYETLERİN SERBESTLİĞİNİ ,TEŞKİLANMASINI ARZULADIĞINI açıkça belirtmiştir.
hikaye hep aynı din iman bezirganlığı maalesef bu terane devam etmektedir.
(devam edecek)
sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
|

14-01-2012, 22:57
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
|
|
Kemal Tahir'in tabiri ile "milletin aydını, okumuşu hep egemen olmuştur halk üzerinde, ta 1950'lere kadar...1950 yılı, halkın aydını sırtında taşımaktan kurtulduğu yeni bir sürecin başlangıcıdır!" Sözde inkilapçıların yerini "kalabalığın temsilcisi" olduğunu öne sürenler alır... Yani gelenlerin bir çoğu gidenlerden daha cahil, daha hazırlıksızdı.
MENDERES'in lise diploması bile yoktu. Ancak milletvekili seçildikten sonra dilekçe ile Hukuk fakültesine başvurmuş, kabul edilmiş, tahsilini böylece tamamlamıştı!.. Bu kültür ve yapıdaki bir insanın EKONOMİ, DIŞ SİYASET, DEVLET İDARESİ, ASKERLİK, STRATEJİ, TAKTİK gibi konuları bilmesi zaten düşünülemezdi. Kalkınmış dünya ülkelerini bırakın, gerikalmış ülkelerin pek çoğunda dahi bu kadar niteliksiz bir şahsın 15 yıl memleket gündeminde kalması, söz sahibi olması görülmemiştir.
MENDERES'in bu cahilliği çevresine topladığı adamlara, milletvekillerine de yansıdı. Yassıada'da yargılanan DP milletvekilleri arasında İLKOKUL diploması bile olmayanlar vardı!..
DP iktidarı MENDERES'in MECLİS'teki ilk nutku ile sadece CHP'ye değil, ATATÜRK siyasetine de karşı olduğunu, ondan hiç söz etmiyerek ortaya koydu.
tıpkı bugünler sanki
sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
|

15-01-2012, 01:41
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.351
|
|
spartacus´isimli üyeden Alıntı
2023 Bir nesil yetiştirme yılıdır, gerçekten böyle bir nesil yetişirde 2023 e yetişirse Türkiye kendi toplumunun sıfır talepli ve sıfır farkındalık yapısıyla, canı pahasına kendini adamış kendisine ait olmayan subjektif aidiyet duygularına istisnasız sebat getirmiş, tüm dinamiklerini sömüren hakimlerin vitrin gösterileriyle, hayli güçlü bir ülke olacaktır. Göreceksiniz..
Üstelikde yayılım gösterecektir, hem düzlenmiş, sıfırlanmış bir ülke-toplum, düzlenmiş içi boş bir demokrasi yaratmakla*, düzlenmiş bir demokrasi taşıyacaktır çevresine, hem de yayılmacılığı, dış kaynakların içe akıtılmasını sağlayacaktır. Şimdiden bir zamanlar bir çıkış yolu olarak yayılmayı o günün koşullarında işgalde gören, Hitleri önüne katıp iştahla destekleyen orta ve üst sınıflar açısından pasta yine aynıdır ve yine en az onun kadar iştah kabartıcıdır, dilerseniz dün şalvarlı, eli tesbihli, sakallı kişilerin bu gün beyefendi edalarıyla kıravatlı, gömlekli, ütülü pantolanlarıyla ortadoğuya iş görüşme ve toplantısı adı altında yaptıkları akınları inceleyebilirsiniz, azımsanamayacak düzeydedir ve hep altında kendi toplumundan bu biçimde kurslar, aidiyet, kutsal ve tabu faaliyetlerinden söğüşlediğiyle sermaye merkezleri haline gelen dini dernekler, vakıflar, dinsel işveren sendikaları vs vardır....
* Demokrasi ile kutsallar çelişen olgulardır. Demokraside kendini temsil, taleplerini dile getirme esastır, dinde ise bu mümkün değildir, aksine talep etmek ile isyan etmek arasında bir fark yoktur. Eğer bir şey talep edecekseniz tanrıya yalvarmalısınız.... demokraside bu çerçeveyi aşmadıkça demokrasidir... uzar gider şimdi neyse...
|
Menderes dönemi ile, AKP döneminin benzerliği öz olarak ne kadar bire bir örtüştürülebilir tartışılabilir(ki bu bölümde de ilginç benzerlikler bulunabiliyor), ama gerçekten de biçim olarak neredeyse aynı... (Tabi bu benzerliğe bakarak da ülkede aynı şey yapılıyor demek pek mümkün değil, AKP dönemi ile Menderes dönemi arasında nihai strateji ne olursa olsun(ki bir netlik yok), sorumluluk ve başarı açısından ciddi farklar var. AKP dönemi başarı da, daha fazla sorumluluk da vs taşıyor-içeriyor)
Basına yöneliş tarzından, demokrasi lafzının resmi söylemdeki artışı ve iç boşaltılmışlığı, sadece benim için demokrasi, o halde herkes benim gibi düşünür ve inanırsa, herkese demokrasi(tebalaşma ve tabi ki bu demokrasi hak ve özgürlükler temelinde değil, özünde ayrımcı-ayrıcalıklı manevi ve inanç merkezli) sağlanır zihniyeti, yerleşik siyasete belirli bir aydın(entelektüel) çevrenin de, başka hassasiyetler üzerinden yedeklenmesinden, dün müzmin bu gün mulayim bir çevrenin oluşumuna, oto-sansürün-ötekileştirmeci-, sistemin ve devlet yapısının bir yana bırakılarak yerine tencere-kapak etiketlenmiş siyasetin aldığı boyutuna-, entelektüel çevreyi de doğal bir biçimde sarmasına varana değin...
Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White ------ Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------ Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
|

15-01-2012, 21:11
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
|
|
D. P ye gelince
demokrat parti daha muhalefet saflarında iken 1949 senesinde topadığı ikinci büyük kurultayında vislamcı fikirler kendisini göstermiştir nitekim , partinin genel başkanı celal bayar söylevinde laiklik ve dine hürmet esaslarını birleştirmiş. türk milletinin müslüman olduğunu.
ve müslüman olarak allaha kavuşacağını belirtmiştir.
bununla beaberdinin siyasetealet edilmesine karşı olduğunu ileri sürmüştür
bu kurultayınen entersan olayıda kurultay üyelerinden birinin chp yi''irticayı körükleyen kuvvet'' olarak göstermesi olmuştur(1)
demokrat partinin dinve islamiyet konusundaki''daha islamcı davranışları'' 1950yılından sonra iktidarı elde ettikten sonra görülecektir
1nazmi sevgen ''celal bayar diyorki''
sevgili sargon yukardaki ifade bugünle örtüşmüyormu
biri demokrat öteki isa adalet değilmi isimlerinde.
bence herşey bugünle uyuşuyor hemde fazlasıyla
öteki yazıda demokrat devresinde gelenekçi fikirlerin yaşama alanına karışmasını yazacağım
sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
|

15-01-2012, 23:33
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
|
|
''islamcılık cereyanı'' üzerine yazılmış en iyi çalışma sayın zafer tarık tunaya'nın aynı adlı kitabıdır. internette bu kitabı buldum .bu konuda en iyi kitaptır meraklısına tavsiye ederim.
http://www.sosyalistarsiv.com/teoloj...-cereyani.html
sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
|

16-01-2012, 00:45
|
 |
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.351
|
|
İhtiyar karıştırdın sanırım... bana yazdın cevabı, anladım, zaten biçim olarak neredeyse tamamen aynı diyorum, ama öz olarak da hayli ilginç benzerlikler bulmak mümkün...
Aslında ilk paragrafımda gidişat-seyir olarak da, taktik tutum olarak da neredeyse aynı diye yazmış tekrar silmiştim. Zira basına olan ve hatda sarı basının köşe yazarlarına kadar dahi geliştirilen baskı hayli ciddi benzerlik taşıyor... Gidişatda AKP hakkında olumsuz yazı yazmak yassak, muhalefet etmek yassak, olumsuz şeyleri yazmak yassak, Erdoğan'ı eleştirmek yassak deme noktasına doğru gidiyor gibi de bir görüntü var, ama şu da var evveli de 12 Eylüldür, yani ortada zaten serbest olan pek bir şey yoktu.
Bu bir 12 Eylül stratejisidir ve bana göre 12 eylül AKP sayesinde misyonunu tamamladı -ki daha önce sık, sık vurgu yapmışımdır-... 2023 ise Bir nesil yetiştirme, daha doğrusu yetişmiş nesilin, damga vurabilme yılıdır diye de daha önce sık, sık tekrar ettim(zira bilhassa 12 eylülden sonra iyice meşruiyet ve mevziler kazanan dinsel örgütlenmeler, stratejik duruşlar geliştirdiler, köprüyü geçene kadardan, binmesini bilecen, vakti geldi mi inmesini bilecen yollu politikalar da geliştirdiler.). Bunun stratejik bir süreç olduğunu ve asıl amacın, talepsiz, mülayim dolayısıyla demokrasiyi ihtiyaç haline getirmeyecek uhreviyata, mülayimliğe, talepkar olmamaya ve hatda bilmemeye endekslenmiş, iradesini teslim etmiş, sebat-biatçı bir toplum yaratmak olarak düşünüyorum. Kimse bir şey talep etmezse demokrasi tıkır, tıkır işliyordur, buna da ileri demokrasi diyoruz demişimdir... Düşünsenize kimse bir şey beklemiyor, talep etmiyor, istemiyor, ortaya koymuyor....
Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White ------ Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------ Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
|
Başlık Düzenleme Araçları |
|
Stil |
Hybrid-Şeklinde
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:49 .
|