Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Fizik > Elektromagnetizm

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #31  
Alt 24-06-2016, 02:01
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Spartacus, her bir nöronun düşünme yetisinde olduğunu iddia ettiğimi nereden çıkardin? Bir araya gelen hücreler topluluğundan, senin dedigin gibi organize olmus hücre birimlerinin ortaya koyduğu bir etki olarak zihinsel faaliyet dediğimiz yetisinden bahsetmedim mi?
Tamam sevgili Dialectics, işte İRADE dediğimizde böyle, tamdas onca atomun, hücrenin vb bütünlüğüyle peyda oluyor, onalrdan ayrı, bağımsız ifade edilemez ki, böyle bir şeyi farazi-hayali kıstas alalım, ama alıyorsunuz, almayın çünkü saçmalamak olur. Anlatmak istediğim bu, eğer bu nokta kavrandı ise, ve sende bu ifadelerde bulundu isen, hemfikiriz demektir. Nöron vb konularını dahil ettiğin için kafamız karışıyor, tam da yukarıdaki ifadeni zedelemiş oluyorsun(tabiki indirgenmiş durumlarla)...
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
ÖZNE yoksa o zaman diyorum ve bir iddia ortaya atiyorum, Öznelik hissi bir yanilsama olabilir diyorum.
yanılsamalar da olacak elbette ama bu bir bütün halinde öznelik hissi yanılsamadır deme şansımız olduğu anlamına gelir mi? yanılsamayı verili koşulda elde olan-olmayan imkanlar ölçeğiyle, hiç bir parçanın veya mekanizmanın keyfiyetiyle olmuyor ki... örneğin işte renk sorunu, oysa farklı imajlar olarak işlenmesinin sebebi, bir yanılsama yaratmak için değil, ışık demetleri arasındaki farklı şiddet, etki vb'nin, sembolize edilebilmesi için, FARKLI YORUMLANMASI esasından geliyor... maksat yanılsama değil, maksat her seferinde farklı şiddetle, frekans, dalga boyuyla alınan etkinin, farklılığın sembolize edilerek tecrübe edilebilmesi esasıdır. renkler ve zevkler meselesi ise istisnalardır...

Nasıl ifade edeyim verdiğin kaynaklar bizlerin siyasetde de çok sık kullandığımız bir şeyi yapıyor, SEÇKİNCİLİK. kişiler bir vargıya varmadan önce, önsel olarak sonuçları belirliyorsa, emin ol o tür yazarları okumaya vaktimi heba etmiyorum. Çünkü kişi ulaşmak istediği sonuca, önden bazı katakülle(kendisine yapıyor) ile varıyor.

Örneğin olumsuz bir sonuca varacaksa;
100 olumlu örneğe rağmen, diğer taraftan 10 olumsuz örneği seçip üzerinden gidiyor. Bu konuda böyle değil mi?

Elimizde olanlar ve olmayanlar, yeterli olabildiğimiz ya da olamadığımız, yanıldıkalrımız veya yanılmadıklarımız, olacak, kaçarı yok olacak ama bu herhangi birisini tüm diğerlerinden yalıtık, saltıklaştırabileceğimiz anlamına gelmez.....

Mesela aynı kafa karıştıranlar süreğen biçimde %100 bilemeyiz, o halde hiç bir şeyi gerçekten bilemeyiz diye zırvalarlar.
SEÇKİNCİLİK yaparlar, %100 bilmemeyi, hiç bilmemekle eşdeğer yaparlarken zırvaladıklarının farkına varamazlar. Efendim %100 de bilemeyiz demekle, hiç bilemeyiz gibi abuk subuk bir vargı, yargıya ulaşmak safsata değil mi? %30 bilirsin, %80 bilebilrisin, %100 bilebilirsin bu bilinip-bilinmeyenin ne olduğuyla ilgili değil mi? Dışarıda hava açık ve ben yıldızları görüyorum, şimdi, şu an, havanın açık olduğunu biliyorum işte, bunun %100 desi vs de ne şimdi?

15 olumlu olay var, 10 tane olumsuz olay, bu lazafanların yöntemi 10 olumsuz olayı alıp, her şey olumsuzdur sonucuna varmaktır, vakitlerinizi neden böyle abuk, subuk ve MUĞLAK yöntemleri kullananların safsatalarıyla heba edesiniz?
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Lütfen bana "ben" nedir aciklayabilir misin ? Muhtemelen diyeceksin ki "ben" bir nesneye göre tanimlanabilen bir öznedir. Ancak o nesne de o özneye göre özne olabilir. Öznelik, nesnelik tamamen birbirine göredir. Yani her sey birbirine göre özne ya da nesnedir, yalitik bir öznelik söz konusu degildir. Degil mi? E tamam.. Bence de böyle. E peki o zaman bu "benlik algısı " da neyin nesidir? Iste bu noktada diyorum ki nesnelerin ortaya koydugu bir yanilsamadir, bir simülasyondur.
Benlik, bir canlının, konu itibariyle bireyin, toplam ilişkiler ve çeşitlilik arzeden ortam, çevre dahilinde, öteki ve böylece kendisinin farkındalığıdır, her ben, benini diğerine borçludur, her diğeride bir diğerlerine. özü budur. Bu konudaki detayları daha başka başlıklarda ifade etmiştim(elbette kendi adıma), şimdi buarada tekrar edersem paragrafı uzayacak, "ben" kendinin değil önce ötekinin farkındalığıdır, bu sayede anlam kazanır, önce o zemin var olur, sonra kendi farkındalığı

Bu hususda, yanılsama vb bu tür ifadelerin hiç bir anlamı, belirleyiciliği yok. özgürlük -> geneldir, konu itibariyle kavramın kendisinin değilde, bir konu içinde kullanımı söz konusu ise tek başına bir anlam taşımaz, muğlaktır. hangi konuda özgür değiliz? Soru budur ama bir konuda özgür olmamakla topyekün hiç özgür olmamak farklı sonuçlar.

yanılsama -> hangi konularda yanılsama hangilerinde değil? yanılsama neye göre?

Dışarıda yağmur yağdığını sandım -> yanılgı, Dışarıda yağmur yağıyor->deneyimledim, gözledim -> yanılsama değil...

Özne ise, bir eylemin-fiilin, eyleyeni yani failine deniyor... Ben ve özne konusu biraz farklı kulvarlar, herhangi bir kaya dahi bir cümlede özneleşebilir... Bu biraz farklı.
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Dolayisiyla her sey nesnel zemindeki iliskilerden ibaret olduguna göre mevcut olasiliklar arasinda secim yapan kendimden kaim bir ruh, bir bagimsiz zihin vb. yoktur. O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir? Elbette ki yine bir mekanizmayla ya da iliskiler agiyla aciklanabilecek bir süreçtir. Kendinden kaim bir özne, ruh, zihin olmadığına göre, karar verme faaliyeti de aynı tözün bir takım organize hücreler toplulugunun hareketlerinin ve de bazi diger cevresel iliski ve kosullarin ciktisi olduguna göre "özgür irade" yoktur.
Özgürlükten anladığınız HOKUS-POKUS ise, özgürlük o değil, daha ne diyeyim, kavram yanlış belkide yersiz kullanılıyor.

Herşeyden, maddeden, maddi ilişkilerden, fizikten, kimyadan ayrı-bağımsız irade yok demelisin, cümleni okuduğunda doğrusu bu değil mi? hamurundan bağımsız ekmek nasıl ki olmaz, özgürlükte öyle, irade de öyle, ama bu salt köle değil aksine özgür de kılıyor ...

O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir?

her şeyden önce SEÇENEĞİN KENDİSİ Uçurumdan atlama seçeneğine de sahipsin, neden yapmadın? madem özgür iradeniz yok ve madem iradenizin karar mekanizması bir çok faktöre bağlı, bu sizin bir kararı-seçeneğinizi tercih edip, etmemenizden alıkoyuyor mu? ya da özgür iradem olsaydı gider uçurumdan atlardım demek ki buna mani olan şeyler var vb temelininde ne kadar gerzek ve anlamsız olduğu açık değil mi? Bu seferde özgür iradem olsaydı, uçurumdan atlamama seçeneğini seçmeliydi derlerdi, bu konular bu şekilde işaretsiz, neye göresiz, muğlak, gaydırı-gubbak tartışalamaz, anlamsız-sonuçsuz vakit kayıpları
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Senin etki altinda kalmadan secme hakki dedigin sey pratikte mümkün degildir, cünkü hersey birbirinin etkisine tabiidir. Sürekli bunu söylemiyor musun? Dolayisiyla nasil etki altinda kalmadan secim hakkindan bahsedebiliyorsun?
ben etmiyorum, özgür irade yoktur diyerek sen iddia etmiş oluyorsun iradeden söz edebildiğiniz zaman -> özgür irade yoktur deme şansınız olmaz, irade olmaz çünkü, önü, sonu iradeden önce seçim gelir, özgürlükte o seçimin koşuludur, irade ise seçilmişin eylemidir, özgürlüğü konusunu tartışmak saçmadır .

Bizi kısıtlayan aynı zaman da aksine hareket şansıda verendir, bu hareket zeminide, özgürlüğü anlamlı kılar. kapının hem dışa açılması hemde içe kapanması gibi...
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Özgür irade secme hakkidir diyorsun. Peki o seceneklerden birini secmeni saglayan mekanizma, sürec nedir?
Seçme hakkımın olup, olmamasıyla, hangi mekanizmalar eliyle seçim yaptığım farklı şeyler değil mi? Sonuçta seçimden söz ediyorsak, hangi mekanizmalar eliyle seçtiğimizin bağlayıcılığı yok, eni sonu o seçimi yapmışız değil mi? Seçimin varlığı ayrıdır, seçmek ayrı... özgürlüğün zemini irade'de değil öncelikle seçeneğin varlık zeminiyle anlam kazanır ama neden şu ya da bunu seçtim konusu daha farklı bir kulvardır...irade konusunu EYLEM esasıyla düşünmek gerekiyor, iradenin asli yükü, yorumlamak değil, yorumlanmış olanı gerçekleştirmek, harekete geçmek kısmıyla yani aslında seçimin ->eylemiyle ilgili.

Seçimler konusunda, zihinsel süreçler, ortam, çevre ve edinilmiş tecrübeler bir bütün olarak rol oynar. Bilmiyorum ifade edebiliyor muyum? özgürlük, seçim-yorum zemini, gerili bir yaydır, irade ise fırlayan ok, işi tekrar tekrar kıyas, yorum yapmak, yayından çıktıktan sonra yayı hangi tarafa doğru çevirseydim, neresinden tutsaydım vb değil eylemdir, eylemin kendisidir, iradenin mükellefliği eylemdedir, özgürlük ise eylemden önceki zemindir ve karar sürecinin asli belirleyeni zihin, ortam, çevre tüm bileşenlerdir, irade ise gerçekliği sağlar-fiille gerçekleştirme, gerçeklik katma. Kısaca işi salt pratiğe yani başka türlü davranması beklenmeyen EYLEME indirgeyip, özgürlük kavramıyla yazıp, çizmek resmen kandırmacadır

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #32  
Alt 24-06-2016, 02:13
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

Özgür İrade Yoktur söylemlerinin özünde yatan şey nedir?

Elimi masaya vurmaya karar veriyorum, ama bunu zaten salt İRADE yapmıyor, zihinsel-fiziksel süreçler, ortam bütünlüğü ve gereğin bir sonucu, irade ne zaman anlam kazanıyor, eylemde! Oturup eylemin, belirlenmiş bir hareketin neden belirlendiği gibi davrandığını ele alıp, özgür irade yoktur demek saçmalıktır.

Elimi masaya vurmam GEREKLİ MİYDİ? E
lbette diyelim. Bu gereklilik beni bu davranışa mı itti? Elbette... Mekanizmalarım böyle bir eylemi gerçekleştirmem doğrultusunda mı hareket etti. Elbette. Ama hal böyle iken, ben elimi kaldırıp masaya vuramadıysam işte o zaman tekrardan özgürlük sorunsalı anlam kazanır, işte o zaman eylemi gerçekleştirmeye zihinsel süreçler ve kararlar değilde eylemde(irade) vakıf olamadım demektir ve bunun arka planında kısıtlayıcı faktörler söz konusu olacak, işte o zaman neden bu konuda özgür olamadığım, SEÇİMİMİ yapmama rağmen, GERÇEKLEŞTİREMEDİĞİM sorunu doğar. felç olabilir miyim? Ellerim kollarım bağlı olabilir mi? Olabilir, işte şartlar ve koşullar dolayısıyla özgürlük sorunu... Peki her halükarda ve her koşulda böyledir denebilir mi ki, özgür irade yoktur diye bir mesnetsiz yargıya varalım....

Bir şeyi yapmaya karar kıldınız, siz alıkoyan ne? Nöronlar mı? hayır, sinirler, el, bacak, göz, kulak, İRADE şu yada bu. O halde ne? Alıkoyan ne?
İradenin işi, zihinsel sürecin tümü değildir, mantıksal kıyaslamlar, yorumlamalarda iradenin işi değildir, karar vermekte salt iradeye ait değildir aksine iradenin işi alınmış olan kararı gerçekleştirmek, eyleme geçmek, hareket etmektir, EL MAHKUM GERÇEKLEŞTİRMEYE ODAKLIDIR, fiilin, eylemin kendisinin özgür olup, olmadığını tartışmak abes-zırva değil mi? 2 yol var ve ben ikinci yoldan gitemeye karar kıldım, iyide irade neden birinci yoldan gitmiyor, o halde özgür irade yoktur demek zırvalamak değil mi? İradenin işi, zaten karar doğrultusunda hareket-eylemdir, işi bu, tercih etme işi değil tercihi gerçekleştirme işidir... Çünkü gerçekleştirmekle mükellef, oturup mantık ve tüm zihinsel süreçleri işletmekle mükellef değil... Bilmiyorum bunca kavram kargaşası yaratan bir dolu sözde yazar, idealist, teolojik lafazanların egemen olduğu şu dünyada anlatabiliyor muyum?

S
eçimlerimizin zemininde zihinsel süreçlerimiz bir bütünü temsil eder, karardan önce yorum, ortam, çevre bileşenleri gelir, kıyas(mantık vb) gelir, ve bir sonuca, vargıya ulaşıldığında bu sonuç, yargı namına hareket edebilirlikte iradeyi anlamlı kılar, iradenin işi seçmek değil, seçilmişi gerçekleştirmek eya adını koymak esasına dayanır, özgürlüğü diye bir konu tartışma dışıdır(yani bir bütün halinde zihin bir şeye karar kıldıysa, iradenin zihinden ayrı, kendi başına buyruk hareketi anlamsızdır, ama istisnalar olabilir-bir çok hastalık, felç, istem dışı hareketler, yani bünyevi arızalar...

Sonuç:
İradenin özgür olup olmadığını tartışmak ZIRVADIR, tartışılması gereken İNSANIN ÖZGÜR OLUP, OLMADIĞIDIR, oysa bunun zemin ve koşulalrı kabak gibi ortada iken, özgürlük sorunsalı, EYLEM yani artık SEÇME İŞİNİN ANLAM TAŞIMADIĞI FİİLE HAPSEDİLEREK, insanlar mevcut olana köle kılınıyor, bir kabullenme zırvalığı sağlanıyor...

Ekstra Sonuç:
Birileri(teologlar, ideologlar-idealistler vb) bizi, cidden anlamsız, safsata, bön yol-yöntemlerle kandırmaya, pandiklemeye çalışıyor...

İrade eylemle mükellef, eylem teori değil pratiktir ve yayından fırlamış bir okun neden fıltıldığı doğrultuda hareket ettiğini tartışmak abestir, doğrultu ok ve hareketiyle değil, daha öncesinde belirlenir(istisnalar dışında da yön tayinince hareket sağlar), o nedenle de iradenin kendisinin özgürlüğü konusu boştur, gerzektir, anlamsızdır (defalardır açıklamaya çalıştığım bu özgürlük sorununun tartışılabileceği zemin o okun, o yaydan fırlamasından öncedir, fırladıktan sonra neden doğrultulduğu doğrultuda hareket ediyor diye tartışmak değildir) ...

Seçmek -> Eylemdir, zeminde bir bütün süreç işler.
Söz -> Eylemdir...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
farklılık, görmek, göz, renk, renkler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:45 .