Bir kaç aydır hastanelerden çıkamaz olduk. Ebeveynler yaşlandı, ciddi sorunlar bir bir kendini gösteriyor.
Son bir kaç gündür Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesindeyiz. Gelen acil hasta sayısında 10 kata kadar artış olmuş. Ramazan nedeniyle diyor doktorlar/hemşireler. Vücudun gün boyu susuz kalması, iftarda çok yenmesi, dengesiz/ölçüsüz beslenme, havadaki nem miktarının yüksek olması, polen sezonu olması gibi nedenler yaşlıların kalbini, solunum sistemini yorarmış. Her Ramazanda bu izdihamı yaşarlarmış.
Gittiğimiz gün pazardı, akşam 22:00'de acilde en az 200 ağır hasta vardı, yatacak yer kalmamıştı, çevre hastanelere dağıttılar. Tamamına yakını mutaassıp yaşlılardan oluşuyordu.
Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi rüya gibi bir yer. Hayatım boyunca bu kadar iyi niyetli, bu kadar iş bilir, bu kadar insan seven doktor/hemşire/hastabakıcı takımı görmemiştim. Öyle ki, bahçesinde köpekler/kediler/kuşlar bile barış içinde yaşıyorlar. Öğle tatilinde doktorlar köpek sevip, kedi yavrularıyla oynayıp, kuşları yemliyorlar.
--/--
7 yaşımda mıydım neydim, babam ilk kez kurban kesti. Beni kesseydi daha az canım yanardı. Sonraki kurban zamanı ailecek öyle sert tavır koyduk ki, artık kurban kesilmez oldu. Sülalede babamın bir ağırlığı olduğu için bize yakın akrabalar da kurbanı bıraktılar. Eve gelen kurban etlerini de almazdık. Çalıştığımız yerlerden verdiklerinde, hemen oranın en yoksul çalışanına verirdik.
Bir kaç yıl önce az kaldı bir komşuya kafa göz giriyordum. Pis herif sitede 40-50 çocuğun önünde hayvanı kesmiş, organlarını saçmış, hayvanın etlerini sürüye sürüye her tarafı kan etmiş, kan kokusundan apartmana girilemiyordu. Köpeğimle dışarı çıkıyorken karşılaştık, bir pozlar, bir tavırlar. Neymiş, köpek mundarmış, kurban etine yaklaşmasınmış. Bir ton boş zırıltı. "Bana ne senin Allahından" diyince alnından vurulmuşa döndü.
Köpeğim adamın elindeki poşetleri kokladı, adama baktı, hırlayarak bir fırladı, zor zaptettim, bıraksaydım adamı ısıracaktı ki, genelde site içinde tasma takmıyorum. O gün dini hassasiyetler vesaire diyerek takmıştım. Köpeğimi ilk kez böyle gördüm. Ben adamdan tiksinince o da tiksindi demek, veya ne bileyim, belki de düşündüğümden daha akıllıdır/duyarlıdır, katil olduğunu anladığı için saldırmıştır.
Polisi/belediyeyi çağırdım, site içinde kurban kestiği için para cezası verdiler. Yarım kadar bir adam, "seninle hesaplaşacağız kafiiir" dedi, "kendin gibi beş kişi al öyle gel, olur mu güzelim" dedim. Her karşılaştığımda "hani nerdesin len" diye gözünün içine bakarım. Köpeğim de adamı mimledi, ne zaman görse hırlayarak adamın üstüne atlıyor. Bir daha site içinde kurban kesmedi dürzü. "Yahudiyi öldür ama parasını alma" sözü Yahudilerle sınırlı değil bence.
Sevgiler
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
|