Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Kadın & İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 01-11-2006, 13:33
sodomo-- sodomo-- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Mar 2006
Mesajlar: 1.767
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

KC keşke başlığı "İslam öncesi KADIN" yerine "İslam öncesi Türk KADINI" olarak açsaydın.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 01-11-2006, 13:50
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

sodomo--
aslında ilk etapta ben de öyle düşündüm ancak, Cahiliye dönemi Arap kadınını da yazmayı düşündüğümden genelleme yaptım.

YILDIZLAR ATEŞ BÖCEĞİ SANILMAKTAN KORKMAZLAR

http://kadinislamadalet.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 01-11-2006, 14:00
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

İslam öncesi Türk kadını değil sadece, tüm dünyada eril toplumsal yapı evveli öyledir. Bir çok yerli kabile hala iyi bir örnektir.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 01-11-2006, 14:05
K.C. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
K.C. K.C. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2006
Mesajlar: 4.587
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

4) XII. Yüzyıl: İbn Cübeyr, Türk Ülkelerinde Kadına Gösterilen Saygıyı Başka Hiçbir Yerde Görmediğini Söyler:

12. Yüzyılın tanınmış tarihçilerinden İbn Cübeyr, 1183-1184 yılları arasında gırnata’dan Mısır, Irak, Suriye ve Yakın Doğu ülkelerine yaptığı gezilerini anlatırken Türk kadınının toplum yaşamlarındaki önemli yerini ve değerini açıklar. Horasan Valisi Tukuş Şah ile birlikte Kabe’yi ziyarete giden Ebu’l Mukrim Teştiki’nin yanındaki Türk prenseslerinden söz ederken, tüm Arap ülkelerini dolaştığını, Irak’taki Abbasi halifelerini ziyaret ettiğini, Selahattin İmparatorluğunu gezdiğinini ve fakat hiçbir yerde Türk ülkelerinde olduğu gibi kadına değer verildiğine tanık olmadığını söyler. *(İbn Cübeyr Seyahatname adlı kitabın yazarıdır. Kitabın İngilizce çevirisi bk. İbn Jubayr, The Travels of İbn Jubayr.)

5) XIII Yüzyıl: Marco Polo, Türk Kadınının Özgürlüğüne Tanık Olur:

13. yüzyılda Türk beldelerini dolaşan Marco Polo, Amu Derya nehrinin yukarılarında Kuzey Doğu’ya yayılan ve ‘Büyük Türkiye’ diye tanımlar olduğu yerleri ziyaret ederken Türk hükümdarlarının kızlarından söz eder ve şöyle der: ‘Prenses öylesine gülü ki tüm ülkede onunla başa çıkacak erkek bulmak güç. Çünkü kim çıkarsa hepsini altetmektedir. Babası kendisini evlendirmek istediği halde o buna razı olmamakta ve (kendi beğendiği birini bulana kadar) hiç kimse ile evlenmek niyetinde olmadığını açığa vurmaktadır. Bundan dolayıdır ki babası ona yazılı olarak, bilediği erkekle evlenebileceğine dair söz vermiştir. Bunun üzerinedir ki prenses, ülkenin dört bir yanına haber salarak genç delikanlıları, kendisiyle güç denemesine çağırmış ve kendisiyle başa çıkacak birini bulduğu zaman onunla evleneceğini açıklamıştır. (The Adventures Of Marco Polo, New York, 1948, 179, 181. s.)

Batılı yazarlar arasında Marco Polo gibi Türk kadınının özgür yaşamlarına, bağımsızlığına ve karakter olgunluğuna hayran kalanlar çoktur. Ricoldo di Morte Groce bunlardan biridir. Bu ünlü yazardan öğrenmekteyiz ki Türk ülkelerinde ve örneğin Selçuk devletinde hakim olan gelenekler, Arap ülkelerindekinden çok farklıdır ve bu farklılık, özellikle Türk kadınının toplumdaki üstün değeri ve yeri ile ilgilidir. (Pre-Ottoman Turkey, 1076-1330, 153.s.)

Kısaca belirtelim ki, Türklerde kadının bu üstün kartede tutulduğu dönemlerde Batı dünyası, tıpkı Arap dünyası gibi, kadını ikinci plana atmıştı. Çoğu yerde koca, sofrada yemek yerken, kadın ayakta bekler, ona hizmet eder, her vesile ile kocasının ayaklarını öper ve fakat yine de haysiyet kırıcı muamelelere uğramaktan kurtulamazdı. Bu durumların özellikle Kolon’ya ve Normandi gibi yerlerde pek yaygın olduğu ve alınan tedbirlere rağmen yüzyıllar boyunca sürüp gittiği anlaşılmaktadır.

YILDIZLAR ATEŞ BÖCEĞİ SANILMAKTAN KORKMAZLAR

http://kadinislamadalet.blogcu.com/
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 01-11-2006, 14:05
sodomo-- sodomo-- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Mar 2006
Mesajlar: 1.767
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Peki sen bilirsin.
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 01-11-2006, 14:30
sodomo-- sodomo-- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Mar 2006
Mesajlar: 1.767
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

7-8. Yüzyıllarda Orta Asya Türk Ülkelerinin Çoğu Kadın Hükümdarlarla Yönetilmekte:
ibaresinin gerçegi yansıtmadıgını söylemek isterim.Eski Türkler de hakandan sonra yerine geçecek oglanın küçük olması durumunda ölen kocanın dul eşi onun mevkiini devralırdı.Bu çocuk büyüyene kadar olan bir süreçti.Aynı sürecin Kösem Sultanla,Turhan Sultan la Osmanlı Devletinde de görülmesi kadın özgürlügüne delalet etmez
(Dilaver)

Neye delalate eder Dilaver ? Öyle şey olur mu? Peki neden padişahlığın babadan oğula geçtiği Osmanlı'da o kadar küçük çocuk padişah ilan edilmişken dul eş tahta geçmedi ?

Yahu islam sonrası Arap devletlerinde bir tane kadın yönetici göstersene bana ? Bırak halife düzeyinde vali düzeyinde gösterebilrimisin ?

Bırakalım bu yanlış mantığı . Şu ya da bu nedenle bir kadının tahta geçmesi o toplumun bu durumdan zerre kadar hicap duymadığının kanıtıdır.
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 01-11-2006, 15:49
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

ibbi tufeyl ve ibni fadlan *seyahat namelerindede bu konuda epey bilgi var.
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 01-11-2006, 15:52
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Sevgili K.C

* * Zor bir işe soyunmuşsun.Bu zorluğa katlanmana *konunun ilginçliği ve güncelliği yardım edecektir.
* * *Tarihin her hangi bir kesitinde kadının yerini inceleyebilmek için dilaver ve spartacus’un *dip not ve itirazımsılarında dikkat çekildiği gibi üretim araçlarının mülkiyetine bakmak lazım.Ancak ekonomik determinzm “son tahlilde” doğru da olsa toplumsal ilişkilerin görünebilen her dönemi ile örtüşmeyebilir.Burada gelenekler inançlar daha baskın olabilir.Örneğin toprağa yerleşik olmalarına rağmen Alevi inanışında kadının yeri sünni inanışına göre oldukça farklıdır.Üstelik bunun için tarihe bakmaya da gerek yoktur.Anadolu hala bu iki inanışın farklılığını bu anlamda sergilemeye devam etmektedir.
* * *Tüm semavi dinlerde kadın aksini söyleyen yaldızlı safsatalara *rağmen ‘aşağıdır’ *Sanırım bunda ‘cennetten kovulma’ argümanının bedelinin “suçlu” olan kadına ödetilmesi yatmaktadır. Madame Curie 2 nobel ödülü almasına rağmen Hıristiyan dünyasında bilimler akademisine üye yapılmamıştır.Sadece kadın olduğu için.!!!!
* * İslam anlayışı diğer dinlere göre bu taassupta birkaç adım öndedir.Kadının toplumsal hiyerarşide kurban edilmesi Türkler özelinde çok daha çarpıcı bir biçimde görünür.İzlenebilen kısa bir tarihsel süreçte bu ‘aşağılanmanın’ oldukça hızlı ve tartışmasız görüntüleri bulunabilir.
* * 1349-1427 yıllarında yaşamış Johannes Schiltberg *isimli bir seyyah anılarında şöyle demiş:”Şunu bilesiniz ki onların kadınları da atla savaşır,ok atar ve yay kullanır,tıpkı erkekler gibi.”Ortaçağ tarihçisi Ernst Werner bu durumla ilgili aşağıdaki tespiti yapar:”Doğu Anadolu’da Dülkadir Oğullarının emri altında 30.000 kadın savaşçının bulunduğu söylenir.” Devamla ; “Arap coğrafyacısı Al-Marvazi ,Amazonlar ile Türkmen kadın savaşçılarına benzetir.”
* * Bu ifadeler geç bir dönemde bile Türk kadınının sosyal hiyerarşide erkeklerle çok farklı bir konumda olmadığını gösterirken,ne olmuştur da Türk kadını kara çarşaflarla kapatılarak sessiz bir boyun eğişe şartlandırılmıştır?
* * Yazı dizinin sonunda bu konuda ortak bir paydaya ulaşabileceğimize
inanıyorum.

* * *Başarılar.

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 01-11-2006, 16:23
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

7-8. Yüzyıllarda, hala göçer toplumdurlar ve kabileler tarzında yönetim vardır, merkezi düzeyde birliklerde kendi içinde çok çeşitli kabilelerin varlığı ile görülür. Toprağın işlenmesi, sürekli işlenmesi sorunsalı ise, mülki sahipliği ve onu savunmayı(diğerlerine karşı) gücü koşullar, savunma ise eril bir hal almak durumunda kalır, savaşçılar kas ve kol gücüne dayanmaya başlar!! Bu durumda yerleşik olmak tarımdan faydalanmanın asıl yoludur. Zamanla ise tarihde görüyoruz ki, topraktan toplumsal açıdan faydalanmak yerine, topraktan bireysel açıdan fayda ve egemenlikler, üst ve ayrıcalıklar sağlama yönünde insana yabancı gelişimler olmuştur. Dönüşüm eskiyi sürdürme değil, onu tamamen yok etme yönündedir!...

Orhun Abideleri iyi okunur ise, abidelerden bir tanesinde şöyle bir durum vardır. Bir sürü türk boyu sayılmakta ve hatta oğuzlar dahi düşman görülmekte kala kala çok az sayıda türk kaldıklarını söylemektedir. Yani ortada kabileler arası bir durum söz konusu. Yerleşik ve merkezi bir otorite sağlamış Çin ise sürekli olarak bu durumlardan faydalanmışdır. Göçerler ise kıtlık zamanlarında şehirleri yağmalamak zorunda kalmış, sonraki yerleşik toplumsal yaşama geçişde ise, imparatorlar amaçsız uzak seferler vs ile dünyaya güç gösterilerine kadar erilliği temsil etmişlerdir.

Sonraları kabile tarzından yerleşik toplumsal yapı ve merkezi devletlere geçişde ise, mülki ve idari, merkezi ilişki ve kurumların eril bir hal aldığını görürüz. Çünkü toplumsal yapı kadar, düzende değişmiştir.
Şeyh Bedreddin de ise, açıkca Komünal toplum yaşamının tarihi izlerini görmek mümkündür, geçmişten geleni mülki ilişkilerin egemenliğinde menfaat ve çıkar ile fazlaca bozmamış olan, göçer bir kaynaktan gelen Alevi anlayışının kaynağı ise yine buradadır. Ancak böylesi bir yaşam, toplumsal açıdan üretim ve bölüşümün toplumsallığını ön görür, bu durumda ne güç ama nede eril açıdan mülkiyet, bireysel değerini kaybedeceği için, bu ağaların işine gelmez... Sorun ise neyin-mesala din- kullanıldığı değil nasıl ve hangi çıkarlara hizmet ettiği noktasındadır, çözümde yine buradadır.

Son Kabile tarzı toplumlarda, devlet ve kurumlar merkezi düzeyde değillersede, az çok mülki ilişkiler görülür, bu durumda mülkiyetin güce olan muhtaçlığı, bu toplumsal yapıyı kamünal toplumlar ile aynı görülmeyecek derecede erillikler temsil eder, ancak tümüne etkiyemez. Arap yarımadası içinde aynı durum sözkonusudur ve orada görüyoruz ki, merkezi bir otorite ve merkezi bir mülki egemenlikden çok kabile tarzı yaşam sözkonusudur. Dünyanın değişimi ise kabilelerden değil, merkezi egemenlikten yana olmaktadır, din ise burada kullanılan sağlam bir araçtan başka bir şey değildir. Bunun her hangi bir başka ırk yada milletten olmak ile alakası yoktur. Hatice mülk, köle vs sahibi zengin bir kadındır, ancak merkezi feodal otorite ve kabile toplumlarının dağılışı ile birlikte sistemin oturması sonrası, kadınlar mülkden yoksun kalırlar çünkü mülkiyet kökeni kadar saçma olan erilliğide kazanmıştır. Osmanlı ve önceli devletlerdede görürüz ki mülkiyet eril bir ifade kazanmıştır! Artık iktidarlar gibi mülkiyetde babadan oğula geçmektedir, insanlara karşı en sağlam açıdan kullanılan din ise başka bir şey söylermiydi? Hayır tam tersine o görevine hizmet etmek zorunda idi ve mülkiyetin erilliği ve varlığıda Tanrıdan bir ganimet, bir rızk vs olarak işlenecekti. Oysa toprak üzerinde yaşayan herkesindir, -hatta börtüğün böceğin bile- ve erilliğe ihtiyacı yoktur.

Yönetimin güce dayalı olması gereğinin kaynağı mülkiyet isede, insanlık uzun zamanlar böyle bir güce ihtiyaç duymadan yaşamıştır. Göçerler ise sabit bir mülke sahip olmadıkları için, hem içsel güce ve erilliğe ihtiyaç duymamış hemde geçmiş insan yaşamının izleri uzun dönem kendisini korumuştur. Geçmiş dönem ise anaerkil olarak adlandırılsada, köken bakımından doğal ilişkileri Komünal toplumlar ortaya çıkartır. Orada kadın erkek, efendi, köle, rahip, hizmetçi vs gibi yapay ayrımlar yoktur, hiç kimse bu barınak benim, bu mağara benim sahip olmak istiyorsanız bana hizmet edin deme ihtiyacında değildir. Sonralarda ise, Aristoteles'in Atinalılar Devleti kitabının giriş bölümünde 1/5 cilerden bahsedilir. Buna göre tarlalar artık efendilerindir ve geriye kalan çoğunluk o tarlalarda çalışarak ürünün 1/5 ini kendilerine gerisini efendilerine vereceklerdir. Burada güç eril bir biçim alırken, buna bağlı kurumlarda egemen olan anlayışda eril bir biçim almaktadır. Geçmiş dini inançlarda bu yeni duruma göre şekillenmekte ve kullanım alanları bir kurum olarak yeniden şekillenmektedir. Bir zamanlar Arap yarımadası içinde, kent küçük yönetimlerini(köleci toplum) dışta bırakırsak, genel anlamda ilkel durum bu şekildedir. Erillik ihtiyacı gücün menfaatler için şaşmaz bir biçimde kullanılması ile ortaya çıkmıştır, din ise, işin merkezi değil, etrafında dönen kurumlardan sadece bir tanesidir. Bu bakımdan din en etkili silah olarak kullanılırken, İsa kendisini boşuna Tanrının oğlu olarak ifade etmemiştir, çünkü bu ayrıcalık planlarda O'na tahtı sorunsuzca sunacaktır. İşte dinde ister kadın ama isterse güç yönünden olsun, dünya toplumlar yaşamına pararlel olarak kabuk değiştirmişdir. Erilliğin kaynağı din değildir ama din kökeni insanın insana kul edilmesi üzerine kurulu ihtişamlı sarayların sütun direkleri olmakla çok şeyi temsil etmektedir.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 01-11-2006, 16:29
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart Re: İslamiyet öncesi KADIN

Selçuk Sultanı Tuğrul, 11. Yızyılda Bağdad’ı işgal ettikten sonra eski halifelerin sarayında Halife El Kasım Biemrillah’ın kızı ile evlenir; evlendiği kadını büyük bir saygı ile tahta oturtur. Arap tarihçisi İbni Halikan şöyle anlatır: “…Sefer ayının 15.inci günü prenses, sarayda kendisini bekleyen kocasına mülaki oldu ve altın kumaşlarla süslü tahta çıktı ve kocasını bekledi. Tuğrul Bey eşinin karşısına diz çökerek geldi… Ona emsalsiz hediyeler vererek (tekrar) yeri öptü ve büyük bir saygı gösterisiyle ve mutluluk duyarak odasına çekildi
-----------

* * * * * sayın K.C.
* * * * * bahsettigim hususlarda *Barthold un İslam Medeniyeti Tarihi adlı eseri ile buna Fuad Köprülü nün yaptıgı ilaveler bir de Artamonov un Hazar tarihi adlı eseri ele alınabilir.
* * * * * Bir tek konunun altını çizmek istiyorum.İslam öncesinde Türk toplumunda ya da toplumlarında kadının yeri ve degeri çok çok ön plandaydı,bu konuda hemfikiriz.Ancak benim altını çizmek istedigim nokta islamiyeti eleştirmek pahasına şamanizmin yüceltilmesidir.Kadının eski Türk toplumunda daha ön planda olmasının islami geçmişle bir alakası yoktur.Toplumun içinde bulundugu göçebe ekonomik yapıya uygun bir dini biçimdir şamanizm.Yani kadının kapanması için bir gerekçe dogmamıştır henüz.Kaldı ki islmdan evvel zerdüşt dini de kadını kapamıştır hem de 900 sene evvel.Yerleşik ekonominin ve savaşçı talan ekonomisinin geregidir erkil ideoloji.
* * * * * * *Şimdi yukarıdaki örnegi ele alalım.Bu örnekte gözden kaçırdıgınız iki husus var.
* * * * * * * 1-Selçukluların köle geçmişi ki selçuklular bir nevi memluk idi.Yani köle olarak alınan,islam terbiyesiyle yetişen savaşçı yapildıktan sonra azat edilen bir grup Türk.
* * * * * * * *2-Tugrul halifenin kızını alıyordu başka birinin kızını degil.
* * * * * * * *Dolayısıyla Tugrul un karısına gösterdigi saygıyı bir Türk ün kadına olan saygısı olarak degil bir kölenin efendisine gösterdigi saygı olarak yorumlamak gerekiyor.Kaldı ki bu örnegin eski Türk şamanist geçmişinde bile bir tek örnegi yoktur.
* * * * * * * * Osmanlı toplumunda sultan (padişah kızı )ilişkileri de aynı seyri izler.Padişahın kutsal kanından dogma oldugu için kocası ona bir köle sadakati gösterir.Sadakatsizligi kellesini vermekle son bulabilir nitekim bunun çok örnekleri vardır ve bu örnekler vezir rütbesindedir.
* * * * * * * * Bu örnekten yola çıkarak osmanlı erkeginin kadına deger verdigini iddia edemeyiz.Ancak kutsala olan itaatinden bahsedebiliriz.
* * * * * * * * Türk tarihinde belki kadına deger veren pek çok örnek bulmak mümkün ama şamanist dönemde.Ancak milliyetini bırakıp ümmet olan Tugrul da eski Türk geleneklerinin izlerini ancak savaşçı ruhta aramak gerekiyor.Her şeyden evvel bir köledir ve kölelik kişiliksizliktir.Saniyen müslümandır ve de egemen bir müslümandır,Kur'ana aykırı davranması düşünülemez.Salisen bir despottur.Ama efendisine ve şeriata baglıdır ve Abbasi Halifesine biat içindedir. *
********************
* * * Neye delalate eder Dilaver ? Öyle şey olur mu? Peki neden padişahlığın babadan oğula geçtiği Osmanlı'da o kadar küçük çocuk padişah ilan edilmişken dul eş tahta geçmedi ?
------------------
* * * * * * *sayın sodomo
* * * * * * *Yazımda Kösem Sultan dan,Turhan Sultan dan bahsettigimi zannediyorum.Buna Hürrem Sultanı da ekleyebiliriz.Hatta Pertevnihal Sultanı da.Bunları kaçırdınız herhalde.
* * * * * * * Osmanlıda 1 Bayezid den sonra eş diye bir olay yok.Cariye var,bunun tek istisnası Hürrem.Dolayısıyla padişah öldükten sonra dul eşlerin başına gelen olay Edirne sarayına yerleşmek.Tüm haremleriyle birlikte.Bunun tek istisnası valide sultanlar.Padişah büyüyene kadar iktidar onlarda.Şimdi bu sultanlara bakarak Osmanlıda kadına deger verildigini söyleyebilir miyiz.Sonuçta dul eş tahta geçmiyor ama göstermelik tahtta oturan çocuk padişah namına iktidarı ele alıyor.

************* *
Yahu islam sonrası Arap devletlerinde bir tane kadın yönetici göstersene bana ? Bırak halife düzeyinde vali düzeyinde gösterebilrimisin ?
-------------------
* * * * * Memlukların Mısırı ve El Salih 'in cariyesi Şacar al Durr.El Salih son Eyyubi Sultanı dır.Ölünce kısa bir sürede olsa bu cariye devleti yönetmiş Salih in ölümünü saklamış perde arkasından devleti yönetmiştir.Gerçi bu bir örnek ama gene de bu islamiyete terstir ve kısa sürede tepelenir.

* * * * * *saygılarımla
[/b]
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:53 .