Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #31  
Alt 02-07-2018, 11:33
Leonardo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Leonardo Leonardo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 12 Dec 2017
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.371
Standart

Gay Lesbiyen Örgütlerinin yürüyüşü bu yıl dördüncü kez yasaklanmış.


Sebep: "Toplumsal hassasiyetler var"


(A. İ'leri çoluğa çocuğa kötü örnek oluyor)


- Gülüyoruz ama dediği şey aynen bu


Fox News'de Türkiye ile ilgili bu türden çok ilginç haberler oluyor:






http://www.foxnews.com/world/2018/07...test+-+Text%29
Alıntı ile Cevapla
  #32  
Alt 04-07-2018, 17:12
Leonardo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Leonardo Leonardo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 12 Dec 2017
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.371
Standart

Yeni Haber:


İ'ler yasağı delmişler


https://edition.cnn.com/2018/07/02/e...ntl/index.html
Alıntı ile Cevapla
  #33  
Alt 14-07-2018, 08:58
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Kaos GL, Ankara Valiliği'nin süresiz LGBTİ+ etkinlik yasağını AİHM'e taşıdı. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ihlal edildiğini belirten dernek, mahkemeden tedbir kararı talep ediyor.

Kaos GL Derneği, Ankara'da Kasım 2017'de ilan edilen "süresiz LGBTİ+ etkinlik yasağını" Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı.

Kaos GL geçtiğimiz aylarda yasakla ilgili Ankara 4. İdare Mahkemesi'ne başvurmuş, mahkemenin yürütmeyi durdurma talebini reddetmesi üzerine Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.

Kaos GL'den Yıldız Tar'ın haberine göre, AYM'nin de tedbir talebini reddetmesinin ardından iç hukuk yollarının tükenmesiyle, Kaos GL AİHM'e gitti.

https://m.bianet.org/kadin/lgbti/199...yasagi-aihm-de
Alıntı ile Cevapla
  #34  
Alt 23-11-2020, 19:04
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

Osmaniye'de Keyf-i Künefe adlı bir mekan, dükkan girişine, "LGBT giremez" yazısı astı.
İstanbul Sözleşmesi‘nin eşcinselliği özendirdiği bahanesiyle kaldırılmaya çalışıldığı bu günlerde Osmaniye'de bir dükkan girişine, "LGBT giremez" yazısı asıldı.
https://dokuz8haber.net/toplumsalcin...giremez-yazdi/
Alıntı ile Cevapla
  #35  
Alt 23-11-2020, 20:36
tolonbey tolonbey isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2008
Mesajlar: 369
Standart

İşte böyleee,
Eşcinsellik üzerine bir yazı buldum,gelin burdan ögrenelim EŞCİNSELLE vede EŞCİNSELLİGİ.
Yanliz , önce size dünnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnyanın en meşhürlarından biri olan ÇORÇİL başbakanlığa adaylığını koyunca,vatandaşının biri ÇORÇİLE demişki sen İBNESİN nasıl başbakanlık yapacan.ÇORÇİLDE şu meşhur sözü söylemiştir.Ben başbakanlığı GÖTÜMLE degil BAŞIMLA yapacam.
Çorçil haklı.Tolonbey yani dedeniz.
Neise gelin ana konuya girelim.
Eşcinsellik bir hastalık mıdır, tercih midir?
-
Eşcinsellik bir hastalık mıdır, tercih midir?
Abone Olgoogle-news
"Tüm dünyada hızla artmasına, artık yadırganmaz görünmesine rağmen hala çok tartışılıyor. Tedavi edilebilir bir hastalık mı, ne tür önlemler alınmalı? Cised eşcinsellik hakkında bilmediğimiz herşeyi açıkladı..."
Yüzyıllardır hayatın tam ortasında varlığını koruyan, toplum tarafından kabullenilmeyen, çok yanlış bir şekilde utanç verici bir unsur olarak değerlendirilen, ancak yeni yeni tartışılmaya ve adı konulmaya başlanan bir olgu olan eşcinsellik hakkında Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği - CİSED bir anket çalışması yaptı. Amerikalı Psikolog Dr. Joseph Nicolosi'nin "Erkek Homoseksüeller İçin Onarım Terapisi" adlı kitabının türkçeye çevrilmesi ve basılmasının ardından alevlenen, "eşcinsellik bir hastalık mıdır?" tartışmasına da açıklık getirebilecek anket çalışması ve merak edilen tüm bilgileri bu yazıda bulacaksınız.

EŞCİNSELLİK NEDİR?

Toplum tarafından kabullenilmeyen ve normal dışı bir unsur olarak değerlendirilen eşcinselliğin kişinin cinsel olarak kendi cinsine ilgi duyması olarak tanımlanabileceğini söyleyen CİSED Başkanı Uzman Psikolojik Danışman Dr. Cem Keçe; "Eşcinsellere verilen adlardan en çok kullanılanlardan biri de yabancı bir dilden aktarılmış olan homoseksüel kelimesidir. Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğü'nde homoseksüelin karşılığı ise; cinsel isteklerini kendi cinsinden kimselerle yatıştırmak huyunda olan kimsedir. Cinsel terslik olarak da adlandırılan eşcinsellik; erkek veya kadın olarak bir insanın libido yönelimi ve doyumu itibariyle yine kendi cinsine sevgi ve cinsel ilişki arzusu ile dönmesidir." dedi.

EŞCİNSELLİK RUHSAL BİR BOZUKLUK MUDUR?

Eşcinselliğin uzun yıllar, bir kimlik bozukluğu, hastalık veya sapıklık olarak algılandığına dikkat çeken CİSED Genel Sekreteri Cinsel Terapist Psk. Gülüm Bacanak; "1974 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği ve daha sonra 1992 yılında Avrupalılar (ICD) eşcinselliğin sapıklık/sapkınlık olmadığı kararını almışlar ve bu kavramı hastalık sınıflandırmalarından çıkarmışlar, ancak anormal bir davranış olmadığını söylememişlerdir. Yani "eşcinsellik normal dışı bir davranıştır, sapkınlık değildir" demişlerdir. Bu nedenle eşcinsellik halkta, politikacılar arasında ve bilim çevrelerinde hala tartışılmaktadır. Çünkü cinsel sapkınlık; cinsel açıdan sağlıklı olmama ve dolayısıyla normal olandan sapma durumudur, yani küçük çocuklara karşı hissedilen cinsel istek, her tür fetişizm, kişinin birlikte olduğu kişinin idrarını içmesi yahut dışkısını yemesi ve tüm bunların cinsel haz uğruna yapılması vb. durumların genel ismidir.

Ruhsal bozukluk veya anormal davranış ise, göreceli kavramlardır. Zira öncelikle normalin tarif edilmesi gerekir. Yaşadığı toplumdaki kişilerin çoğunluğunun değer yargılarını benimseyen ve toplumun geneline uygun davranan birey normal, aykırı hareket eden birey ise anormal olarak adlandırılabilir. Bu açıdan bakıldığında eşcinsellik anormal bir davranış olarak görülebilir. Ancak ruhsal bozukluk olup olmadığını belirleyen en önemli etken ise; kişinin kendini nasıl hissettiğidir.

Eşcinsellerin kendilerini suçlu, huzursuz, yalnız, depresif, sıkıntılı ve gergin hissetmeleri sık rastlanan bir durumdur. Yani ruhuna ve benliğine aykırı olduğu halde eşcinsel eylemlerini sürdürmek zorunda kalmak veya dürtüyü kontrol edememek kişide ruhsal sıkıntı yaratabilir.

Ayrıca eşcinsellik; özgür bir tercihin değil, çocuklukta yaşanan travmaların bir sonucudur. Bu açıdan baktığımızda da, eşcinsellik ruhsal bir bozukluktur, bir cinsel eğilim bozukluğudur, bir cinsel kimlik bozukluğudur." dedi.

EFEMİNE OLMAK EŞCİNSELLİK DEĞİLDİR

Eşcinsellik kavramı birçok farklı eğilimi veya tanımı içinde barındırabiliyor. Türkiye'de eşcinsel denince, çoğu kişinin aklına ağır makyajlı şarkıcılar, travestiler, kırıtarak yürüyen ve kadınsı giyinip konuşan, dar blucinli genç erkekler geliyor. Tabi bu durum bir kavram karmaşasını da beraberinde getiriyor: "Travesti ve eşcinselin farkı nedir?" vb. Eşcinsellikle transseksüellik aynı değildir, farklı kavramlardır.

Eşcinsel; kendi cinsine ilgi duyan kişidir.

Biseksüel; her iki cinse de ilgi duyan kişidir.

Heteroseksüel; karşı cinse ilgi duyan kişidir.

Lezbiyen; eşcinsel kadındır.

Gay ise; eşcinsel erkektir.

Travesti; kendi biyolojik cinsiyetinden memnun olan ve karşı cinsin giysilerini giymekten hoşlanan kişidir.

Transseksüel ise; kendi biyolojik cinsiyetinden memnun olmayıp karşı cinse geçmek isteyen ya da geçmiş kişidir.

Homofobi; eşcinsellere yönelik kaygı, korkuya da nefret olarak tanımlanabilir.

Efemine ise; türkçede kadınsı anlamındaki kullanılan bir sıfattır ve bir erkeğe ait kadınsı nitelikleri betimlemek için kullanılır.
Yani efemine olmak eşcinsellik değildir.

EŞCİNSELLİĞİN GÖRÜLME ORANI

ABD'de yapılan araştırmaların erkeklerin %20'sini, kadınların ise %18'ini eşcinsel eğilim içinde gösterdiğine dikkat çeken Cinsel Terapist Psk. Gülüm Bacanak; "CİSED'in 2004 yılından beri yaptığı ve şu an itibarıyla 5000 kişiye ulaşan Eşcinsellik Anketi'ne göre; ülkemizde eşcinsellik oranı %12 gibi gözükmektedir. Ancak konunun hassasiyeti ve gizli eşcinsellerin sayısı göz önüne alındığında bu oranın daha fazla olması muhtemeldir." dedi.


Eşcinselliğin nedenleri nelerdir? Önlenebilir mi? Tedavi edilebilir mi? >>>

Eşcinsellik bir hastalık mıdır, tercih mi? TARTIŞIN!


EŞCİNSELLİĞİN NEDENLERİ

Eşcinselliğin çoğunlukla zor ve acı dolu bir sürecin sonunda oluşan bir durum olduğunu ifade eden Dr. Cem Keçe; "Eşcinselliğin nedenlerini anlamamız çok önemlidir. Çünkü önemli olan yaygınlaşmasının önlenmesidir.

Eşcinselliğin nedenleri şunlardır: Rol modellerin yanlış alınması, hormonsal bozukluklar, çocukluk döneminde şiddete maruz kalmak, tacize ve tecavüze uğramak, çocuklukta karşı cinsle ilgili yaşanmış kötü bir deneyim, ciddi aile sorunları, aşırı otoriter bir babanın varlığı, baba veya figürlerinin çocuğun hayatında olmaması, aşırı duygusal veya içine kapalı bir yapıya sahip olunması, erken boşalma, iktidarsızlık, vajinismus veya disparoni gibi cinsel işlev bozuklukları nedeniyle yaşanan başarısız ve aşırı sorunlu cinsel deneyimler, genetik yatkınlık, yanlış yetiştirilme yani erkek çocukların kız gibi, kız çocuklarında erkek gibi yetiştirilmesi, ebeveynler başta olmak üzere yakın çevrede eşcinsel eğilimleri olan kişi veya kişilerin modellenmesi ve örnek alınması, kızların daha yumuşak tavırları olan erkekleri, erkeklerin ise daha erkeksi tavırları olan kızları aralarına alma eğilimleri, yazılı ve görsel medyanın eşcinselliği özendirici yayınları, vb. Eşcinsellik ailenin baskısına bir tepki sonucu da meydana gelebilir.

Yaptığımız çalışmalarda ve literatür bilgilerinde, sağlıklı ve mutlu bir aile ortamında yetişmiş ve herhangi bir travmaya maruz kalmamış ama eşcinsel bir yaşantı süren bir kişiye hiç rastlamadım. Çünkü eğer bir kişide eşcinsel bir yönelim varsa; mutlaka sağlıksız bir aile yapısı, sorunlu bir çocukluk ve cinsel travma mutlaka vardır." dedi.

EŞCİNSELLİĞİN TİPLERİ

"Açık eşcinselliği, gizli eşcinsellikten ayırt etmek gerekir."

Açık eşcinsellikte kişi; eşcinsel duygu ve dürtülerinin bilincedir, cinsel yöneliminin nesnesi bellidir. Toplumsal yargı ve baskılardan korksa da, bunalsa da ve bunu kendisi için sorun olarak kabul etse de; bu duygu ve dürtülerin doyurulmasını ister ve uygun eş bulunca kendisine haz veren cinsel eylemleri olur. 3 tipi vardır:

1- Gerçek (Egosintonik) Eşcinsellik: Eşcinsel eğilim, dürtü, duygu ve davranışlarından acı çekmeyen, bunaltı duymayan ve kendi benliği içinde uzlaşmış, eşcinselliğe uyum yapmış kişilerdir.

2- Yalancı (Egodistonik) Eşcinsellik: Eşcinsel eğilim, dürtü, duygu ve davranışlarından acı çeken, bunaltı duyan, benliğe yabancı eşcinselliği olan kişilerdir. Yalancı eşcinseller, eşcinsel etiketini ve bu etiketin ima ettiği her şeyi reddederler. Bu kişilerin bilinçdışlarında yadsıyamayacakları bir eşcinsel yönleri olsa da homoseksüel kavramının işaret ettiği yaşama biçimini ve değerleri benimsememektedirler. Bu yüzden de değer yargıları ile cinsel eğilimleri arasında derin bir çatışma yaşarlar. Bu tür kişilerin kişilik gelişimi öyküleri homoerotik arzularla yüklü olmasına rağmen, bu duygulara boyun eğmek yerine homoseksüel yönelimlerinin üstesinden gelmeyi hedeflemektedirler ve tedavi olmak istemektedirler.

3- Durumsal Eşcinsellik: Hapishane, manastır veya dışarıya kapalı yurtlar gibi ortamlarda mecburiyetten ortaya çıkan eşcinselliktir. Bu ortamın terk edildiği durumda kişi tekrar heteroseksüel hayatına geri dönebilir.

Gizli (Latent) eşcinsellik ise; dinamik bir kavramdır ve kişi, benliği tehdit eden ve benlik tarafından kabul edilemez olan eşcinsel dürtü ve eğilimlerinin bilincinde değildir. Bu dürtülerin hem bilinçdışı güçlü bir etkinlik taşımaları, hem de benliğe yabancı olmalarından dolayı; kişi bir yanda, bilinçdışı yasak ve kabul edilemeyen dürtü ve eğilimler; öbür yanda benliğin bunları bilinçten uzak tutma ve bu dürtülerle savaşma gereksinimi arasında kalır. Bu çatışma içinde kalan benlik kendisini homofobi, aşırı erkeklik çabaları, maçoluk, aşırı eşcinsellik düşmanlığı gibi değişik savunma düzenekleri ile savunmaya çalışır. Burada amaç; bilinçdışı olarak, başkalarının kendisini eşcinselmiş gibi görecekleri korkusunu yenmek ve aşırı erkeksi davranışlarla eşcinsel olmadığını kanıtlamaktır." dedi.

EŞCİNSELLİK HAKKINDA BİLGİSİZ BİR TOPLUMUZ

Eşcinsellikle ilgili yanlış inanışların yani mitlerin sık olmasını bu konu hakkındaki bilgisizliğin de bir göstergesi olduğunu iddia eden Uzman Psikolojik Danışman Dr. Cem Keçe; "Geleneksel ve manevi değerleri kuvvetli olan ülkemizde; eşcinsellikle ilgili en sık görülen mitler şunlardır: "Erkek eşcinseller kadınlığa özenir ve kadınsı hareketleri ile kolayca tanınırlar." "Eşcinseller, erkeklerin peşinde koşar." "Sadece pasif rolde cinsel ilişki kurarlar ve aktif rolde olanlar heteroseksüeldir." "Eşcinsel ilişkide anal seks kuraldır." "Evlendirilirse eşcinsel değişir, düzelir." vb...

Ancak bazı eşcinseller karşı cinse hiç ilgi duymazlarken, bazıları ise bir dereceye kadar karşı cinse yaklaşabilirler. Bir kısmı cinsel ilişkilerde kendi cinslerinin gerektirdiği gibi davranırlar, bir kısmı ise karşı cinsin rolünü üzerlerine alırlar. Eşcinsel ilişkilerin çeşitleri erkeklerde ve kadınlarda farklıklar gösterebilir.

Erkek eşcinseller; sevişme, penisin makata sokulması, cinsel organların ağız ve elle uyarılması gibi teknikleri tercih ederken, normalde kadın ve erkek arasında uygulanan diğer teknikleri de kullanabilirler.

Kadın eşcinsellerde ise; sevişme, öpüşme, cinsel organların ve göğüslerin ağız ve parmakla uyarılması ve diğer vücut temasları şeklinde yaşanan deneyimlere ek olarak, ender durumlarda erkeklik organının yerini tutan bir aletin kullanılması da eşlik edebilir." dedi.

EŞCİNSELLİK TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Eşcinselliğin tedavi edilebilir bir hastalık olabileceğini ve pek çok kişinin holistik cinsel terapi sonucunda eşcinsel eğilimlerinden vazgeçebildiğini söyleyen Psk. Gülüm Bacanak; "Eşcinselliğin heteroseksüelliğe yani karşı cinse ilgi duyulması durumuna dönüşme isteği ile ilgili bazı analitik ve varoluşsal yaklaşım, bilişsel ve davranışçı teknikleri içeren holistik cinsel terapi süreci, kendiyle barışık insan yaratır, mevcuttur.

Cinsel eğilimleri hakkında akılları karışmış veya eğilimlerini değiştirmek istediklerinde tedavi araştıran bireylerin sayısı, son birkaç yıldır etkileyici bir şekilde artmaktadır. Çünkü cinsel kimlik karmaşasının anlamı ülkemizde çok farklıdır ve bu nedenle kendini ifade etmiş lezbiyen, eşcinsel veya biseksüellerin, kendilerine ve diğerlerine, korku, utanç ve nefretle bakmaları sık rastlanan bir durumdur.

CİSED'in Eşcinsellik Anketi'ne göre; eşcinsellerin tecrübe ettiği içselleştirilmiş homofobi derecesi de etkileyici bir şekilde artmaktadır. Eşcinseller şiddetli cinsel eğilim karmaşası veya cinsel kimlik bozukluğuna bağlı, kendinden nefret davranışı sergilediğinde, genellikle daha derin sıkıntılar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kliniğimize başvurarak, hetoroseksüel kimliğe kavuşmak istediğini söyleyen eşcinsel bir kişiye, holistik cinsel terapi uyguluyoruz, belli bir aşamaya gelince de grup terapilerine alıyoruz. Çünkü grup terapileri; kendileriyle aynı mücadeleyi paylaşmakta olan diğer eşcinsellerle bir araya gelmek için güzel bir fırsattır ve eşcinsel yaşam tarzının sonunda insanı yalnızlığa götürdüğünü bilen bu kişiler için sosyal bir ortam da yaratır." dedi.

Eşcinsellik bir hastalık mıdır, tercih mi? TARTIŞIN!

HOLİSTİK CİNSEL TERAPİ İLE EŞCİNSELLİK DEĞİŞTİRİLEBİLİR

Öncelikle "neden?" sorunun yanıtı cinsel terapist ve hasta tarafından ne olarak ortaya konur ve içselleştirilir. Ardından hastanın bu nedenselliği ortadan kaldıracak güçleri ortaya çıkarılır. Sonrasında hastanın "nasıl üstesinden geleceğim?" sorusuna cinsel terapist net bir yanıt verir ve hastaya rehberlik yapar. Cinsel terapist hastanın sonuca değil sürece odaklanmasını, kendiyle barışmasını sağlar.

Cinsel terapi sürecinde eşcinselliği heteroseksüellikten daha az arzulanır hale getiren yada eşcinsellikten alınan zevki azaltmaya yönelik olan ve hipnoz altında psikodrama çalışmalarıyla desteklenen teknikler kullanılabilir. İktidarsızlık, erken boşalma gibi diğer cinsel işlev bozuluklarına göre tedavide başarı oranı çok yüksek olmasa da zaman zaman yüz güldürücüdür.

Diğer bir yaklaşım biçimi de özgüven arttırıcı çalışmalarla birlikte, heteroseksüel yeni bir ilişkiyi keşfetmelerine yardımcı olmak ve bu süre boyunca izlemektir. Başvuranla ilk olarak fantezi çalışmaları yapılır ve cinsel ilişki kuran heteroseksüel bir çifti hayal etme gibi geçiş fantezileri kullanılabilir. Bu arada fanteziler sırasında ortaya çıkan iğrenme, kaçınma gibi davranışlar ve duygular, tartışılır ve gerekirse sistematik duyarsızlaştırma çalışmaları uygulanabilir.

Diğer bir alternatif yaklaşımda, orgazmik yeniden koşullanma adını verdiğimiz; eşcinsel fantezilerle uyarıldıktan sonra orgazma yakın bir basamakta heteroseksüel bir fanteziye geçilmesi ve orgazmın sağlanmaya çalışılmasıdır. Bu teknikte heteroseksüel fantezi giderek daha erken canlandırılmaya başlanır. Fantezi safhasından sonra da karşı cinsten biriyle yemeğe gitme, yakınlaşma ve fiziksel temas kurmayla ilgili çalışmalara geçilir.

Tedavi sürecinde ilk aşamada eşcinsel duyguların tamamen yok olması hedeflenmez ama kontrol edilebilmesi sağlanır. Yani kişi eşcinsel eyleme vurmalardan kendini çekebilir ama duyguları bir süre daha devam edebilir. "Zaman herşeyin ilacıdır" mantığıyla duyguların yer değiştirmesi hedeflenir. Çünkü önemli olan bir yola girmek ve süreci yaşamaktır.

"BU SİZİN CİNSEL TERCİHİNİZ, DEĞİŞTİREMEYİZ." DEMEK YANLIŞ!

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de eşcinsel dalkavuklu yapıldığını savunan CİSED; "Eşcinsel eğilimlerinin üstesinden gelmeye çalışan kişiler, dünyada hızla yayılan eşcinsel hakları hareketleri tarafından görmezden gelinmektedir. Hiç de azımsanmayacak sayıdaki tedavi olmak isteyen eşcinseller, destek alma veya terapi görme imkânlarından mahrum bırakılmaktadırlar. Hatta bazı hekimler ve cinsel terapistler, yaşadıklarından rahatsızlık duyan ve tedavi arayışına giren eşcinsel hastaları "bu sizin cinsel tercihiniz, değiştiremeyiz" diyerek geri çevirmektedir, normal dışı davranışları hoş göstermeye çalışarak eşcinselliğe teşvik etmektedir.

Eşcinsellik dalkavukluğu yapan bu kişiler; eşcinsel lobisinin baskısıyla ABD ve Avrupa Birliği buyurduğu için; tıp adına, bilim adına, etik değerler adına, binlerce genci ziyan etmişlerdir, onları içinden çıkılmaz çelişkilere ve acılara yönlendirmişlerdir. Normal bir hayat yaşayabilecek gençleri, yanlış bilgilendirmeler ve yönlendirmelerle sıkıntılarla dolu bir sürecin içine sürüklemişlerdir. Avrupa Birliği fonlarıyla desteklenen bu tavır, Türk aile yapısına yapılan ciddi bir saldırıdır.

Ancak bunlara rağmen, eşcinsel eğilim, dürtü, duygu ve davranışlarından acı çeken, bunaltı duyan, benliğe yabancı eşcinsellik yaşayan kişilerin, her geçen gün daha fazla artan bir oranla, tedavi arayışına girdiğini görüyoruz. Bu aşamada eşcinsel dernekler ve organizasyonların, tedavi arayışındaki ve tedavi sürecindeki kişileri dışlamaması ve hain olarak deşifre etmemesi; eşcinsel hakları mücadelesini meşrulaştırmak ve toplumsal destek bulabilmeleri için yapacakları önemli bir katkıdır." dedi.

"YETER Kİ İNAN VE İSTE, BAŞARABİLİRSİN."

Ruh sağlığı profesyonelleri de eşcinsellik konusunda ikiye bölünmüş durumda. Ne yazık ki eşcinsel yönelimi değiştirmeye yönelik herhangi bir tedavi girişimini etik bulmayan ve başarılı olma şansı olmadığını iddia eden bazı cinsel terapist veya hekim arkadaşlarımız; eşcinselliği normal bir durum olarak lanse etmekte, istemeyerek veya bilmeyerek eşcinselliğin yaygınlaşmasına zemin hazırlamaktadırlar. Bir cinsel terapist hastanın yürekten değişim isteğine kayıtsız kalmamalıdır ve "yeter ki inan ve iste, başarabilirsin" diyerek elinden geldiğince ona yardımcı olmalıdır. Cinsel terapistler için farkında olmadıkları homofobik tutumları kadar eşcinselliği 3. bir cinsiyet olarak tavsiye etmeleri de kaygı verici bir davranıştır.

NASIL BİR CİNSEL TERAPİST BAŞVURULMALIDIR?

Eşcinsellerin de cinsellikle ilgili yakınmaları olabileceğini söyleyen CİSED Genel Sekreteri Cinsel Terapist Psk. Gülüm Bacanak; "Eşcinsellerin cinsellikle ilgili yakınmalarını, eşcinsel olmakla ilgili kaygılar ve karşı cinsle ilişki kurabilme isteği gibi, cinsel işlev bozuklukları ve yönelim bozukluğu biçiminde iki ana başlık altında toplayabiliriz.

Ayrıca eşcinsellerin cinsel sorunları ile ilgilenen cinsel terapistlerin bazı konuları dikkate alması gerekir. Yani cinsel terapist onaylayıcı ve destekleyici olmalıdır, kendi duygularının farkında olmalıdır, homofobisini tartmalıdır ve uğraşamayacaksa başvuranı uygun bir cinsel terapiste sevk etmelidir. Eşcinsel topluluk ile çalışmak terapistlerin genellikle okulda öğretilmeyen şeyleri öğrenmelerini sağladığı için klinisyen bu çalışmadan hastalara nazaran daha çok faydalanmaktadır.

Öncelikle cinsel terapist normal ve anormal cinsellik hakkındaki tüm yerleşmiş fikirlerini silmelidir. Cinsel terapist tüm erotik çeşitliliğe açık olmalı ve tüm yargılarını askıya almaya razı olmalıdır. Eşcinselliğini umutsuzca yaşayan çoğu hasta, hayat tarzlarının bir otorite tarafından onaylanmasına ihtiyacı duyabilir. Bu onaylanma sosyal olarak damgalanmış çoğu hasta için kesinlikle terapötik deneyimin önemli bir yönüdür.

Kendini bulma yani coming-out cinsel terapist tarafından bilinmeli, özgüven ve kimlik krizi açısından diğer eşcinsellerin desteği sağlanmalıdır. Ayrıca eşcinsel hastanın homofobisi de araştırılmalı ve AIDS hakkında bilgilendirilmelidir." dedi.


Eşcinsel yakınları ve aileleri nasıl davranmalı? >>>>>>>>>>

Eşcinsellik bir hastalık mıdır, tercih mi? TARTIŞIN!


AİLELER NASIL DAVRANMALI?

Yakınlarında cinsel rolün cinsel kimliğe uygun olmadığını anlayan ailelerin hemen telaşa kapıldığını söyleyen Dr. Cem Keçe; "Aileler eşcinselliği çok ağır ruhsal bir hastalık olarak görüyor. Bu nedenle ailenin eğitim seviyesine göre çocuklarına yaklaşımları da farklı oluyor.

İyi eğitimli bir aile soruna "yardım edin değişsin" diye yaklaşırken; bir diğer grup ailede "değiştirin yoksa biz değiştireceğiz" diye baskıcı yaklaşabiliyor. Biz bu aileleri; kişinin duygusal ve fiziksel olarak hangi cinsiyetten kişilere ilgi duyduğunun o kişinin cinsel yönelimiyle ilgili olduğunu ve cinsel yönelim kavramının fanteziler, duygusal bağlanma, cinsel davranış ve kendini tanımlama gibi birçok bileşeni olduğunu, bu nedenle insana saygı çerçevesinde yaklaşılmasını, birlikte yaşadığımız bu dünyayı yalnızca birbirimizi anlayarak güzelleştirebileceğimizi söyleyerek yatıştırmaya çalışıyoruz. Ama hastanın isterse değişebileceğine dair de umut veriyoruz.

Yakınının eşcinsel olduğunu öğrenen ailelere şu önerilerde bulunuyoruz: "Kendini suçlu hisseden yakınınıza dünyada tek eşcinselin kendisi olmadığı söyleyin ve asla evlendirmeye ya da heteroseksüel bir ilişkiye zorlamayın. Çünkü bu onları geri dönülmez bir yola sokabilir.

Öncelikle eşcinsellik hakkında daha ayrıntılı bilgi verilmesi, tıbbi ve ruhsal destek için profesyonel bir yardım arayışına girişin. Bu sizin ve çocuğunuzun durumu net anlamasına yardımcı olacaktır.

Dünyanın sonu gelmiş, çocuğunuz korkunç bir suç işlemiş ya da yüz kızartıcı bir durum varmış gibi davranmayın, suçluluk, pişmanlık gibi duygulara kapılmayın ve bunu çocuklarınıza yansıtmayın. Eğer böyle davranırsanız onu kendinizden uzaklaştırabilir ve yanlış yönlere sapmasına yol açabilirsiniz.

Cinsel yönelimi ne olursa olsun, yakınlarınıza sevgi gösterin, koşulsuz sevin ve destek olun, onu toplumdan koparmayın, toplumla saygın bir ilişki kurmasını sağlayın." dedi.

BİSEKSÜALİTE, ERGENLİK EVRESİNDE AŞILMASI GEREKEN ÖNEMLİ BİR SORUNDUR!

Ergenler arasında eşcinsel olabilirim korkusunun bilinenden çok daha yaygın bir korku olduğunu ifade eden Cinsel Terapist Psk. Gülüm Bacanak; "Aileler özellikle çocukların 0–6 yaş ve ergenlik döneminde kendi cinsiyet rollerine uygun olmayan normal dışı davranışlarını fark ettiklerinde vakit kaybetmeden bir cinsel terapiste başvurmalıdırlar. Çünkü cinsel kim*lik, ergenlik döneminin başlangıcında şiddetlenen biseksüel eğilimlerin etki*sindedir.

Biseksüalite ve biseksüa*liteyle ilgili sorunların üzerinde durmamak, cinsel kimliğin anlaşılmasını güçleştirir, tedavide cinsel terapistin bir çıkmaz sokaktan başka bir çıkmaz sokağa girmesine, gereksiz yanılsamalara neden olabilir.

Ergenler arasında "eşcinsel olabilirim korkusu" bilinenden çok daha yaygın bir korkudur. Ergenlik döneminde etkinleşen biseksüel eğilimler bu kaygı ve korkuların önemli nedenlerindendir. Ergenlik döneminin başlarında görülebilen, genç kızların ve delikanlıların kendi cinsleriyle kurdukları yakın ilişkiler, genellikle ciddi birer sorun değildir. Çünkü bu ilişkiler heteroseksüel sevgiye bir geçiş devresidir.Bu ilişkilere "geçici eşcinsellik de denilebilir. Fakat bu, gerçek eşcinsellikten farklıdır.

Geçici eşcinsellik; erkeklerden çok kadınlarda görülür, oysaki gerçek eşcinsellik daha çok erkeklere özgü bir durumdur. Kinsey, eşcinselliğin erkeklerde, kadınlara oranla 3 kat daha fazla görüldüğünü söylemektedir.

Eşcinsel kaygılarla biseksüel eğilimler arasında bağlantıların kurulamaması da bilinenden daha çok tedavi ve yaklaşım yanlışlarına neden olmaktadır. Cinsel terapi sürecinde biraz aceleyle konulduğuna inandığımız "gizli (latent) eşcinsel" tanısı bu yanlışların başta gelenlerindendir. Çünkü böylesi acele konulan bir tanı cinsel terapisti doğrudan eşcinsellik dinamiğine yaklaştırır. Oysa "eşcinsel olmak kötü bir şeydir" inancıyla belirginleşen homoseksüel kaygılar; ergen*lik dönemindeki bir aşamanın, biseksüel eğilimlerin baskınlaştığı geçici bir evrenin artıklarıdır.

Freud'a göre; biseksüalite, ergenlik evresinde aşılması gereken önemli bir sorun*dur. O'na göre biseksüel sorunlar aşılmadan cinsel sorunların işlenmesi ola*naksızdır. Bu olanaksızlığa cinsel kimliğin gelişmesini de katmak gerekir. Birçok cinsel terapist, cinsel kimlik gelişiminin aseksüalite, biseksüalite ve heteroseksüalite şeklinde bir sıra izlediği inancındadır. Yani cinsel kimlik gelişimin tamamlanması ve heteroseksüel ilişkilerin kurulması; aseksüel ve biseksüel evreler*den geçerek, bu evrelerdeki sorunlar aşılarak sağlanmaktadır.

Geçici eşcinsellik kaygısı yaşayan ergenler, mutlaka burada kalmazlar. Eğer sağlıklı bir ortamda arkadaşlık ilişkileri yaşayabilirlerse, eşcinsel sitelere veya barlara takılmazlarsa, ailenin sevgisini koşulsuz olarak hissedebilirlerse normal dışı eğilimleri zamanla azalacak ve ortadan kalkacaktır. Ancak, kendi kabuklarına çekildikleri ve çaba göstermedikleri takdirde, eşcinsel olmaktan başka bir çıkar yol bulamazlar." dedi.

EŞCİNSEL YAŞAM ZORLUKLARLA DOLUDUR

Kişiler, eşcinsel olduklarını genellikle ergenlik döneminde fark ederler. Bir kısım insan, eşcinsel eğilimlerini çoğunlukla uzun süren ve kendileri için tatmin edici olan heteroseksüel bir cinsel yaşam sonrası fark edebilir. Bir kısım insan da, ömür boyunca bu kimliklerini gizli tutmakta ve eşcinsellikle ilgili düşünce ve duygularını eyleme geçirememektedir. Çünkü eşcinseller, toplumda yaygın olan eşcinsellere yönelik kaygı, korku ya da nefret nedeniyle cinsel yönelimlerini bir süre ret ederler ve kendilerini heteroseksüel ilişki kurmaya veya karşı cinse ilgi duymaya zorlarlar. Eşcinsel yaşam zorlularla doludur. Ama eşcinseller ilerleyen yıllarda, ekonomik ve toplumsal anlamda yer edindiklerinde, kendilerini daha rahat ifade edebilme yetisi kazandıklarında, sosyal konumları ve kişilikleri sağlamlaştıkça, kendilerine güvenleri arttığında, hayatlarını kendi istedikleri doğrultuda yaşama isteklerini eyleme dönüştürmeye ve eğilimlerini açığa vurmaya başlarlar.

Evlilikte eşcinsellik ve toplumda eşcinsellik >>>>>>>>>

EŞCİNSELLİK BOŞANMA NEDENİDİR

Günümüzde ortalama her iki evlilikten biri boşanmayla sonuçlanmaktadır. Ayrıca evli çiftler genellikle evliliklerinin bittiğini birbirine ispat etmek için bir evlilik terapistine başvurmaktadırlar. Evlilik terapisinde kişinin eşcinsel olduğunu terapistine açıklaması bunu eşine de söylemeye hazırlandığının bir göstergesidir.

Eşle yaşanan bu paylaşmanın ardından eşcinsellik hâkim tarafından da boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir. Çünkü kanunlarımıza göre; eşcinsel olan eş, sırf bu gerekçeyle evlilik içerisinde kusurlu sayılmaktadır.

TOPLUM EŞCİNSELLİK KONUSUNDA İKİYÜZLÜ DAVRANIYOR

Toplumun eşcinsellik konusunda ikiyüzlü davrandığını ifade eden Cinsel Terapist Psk. Gülüm Bacanak; "Toplum genellikle sahnede eşcinselleri alkışlama ve sokakta gördüğünde ise dışlayarak aşağılama eğilimindedir. Türk toplumu eşcinsellik konusunda ikiyüzlü davranmaktadır. Ayrıca bazı TV dizilerinde ve filmlerde sigara içilen veya şiddet içeren sahnelerin sansürlenmesi uygulamasını destekleyen toplum, medya, cinsel terapist ve bazı hekimler; nedense eşcinsel çağrışımlarda bulunan kişilerin ön plana çıkarılması veya özendirilmesi konusunda aynı hassasiyeti göstermemektedirler. Çünkü toplumun eşcinselliğe ikiyüzlü davranması gibi medya, cinsel terapist ve bazı hekimlerimizde bu konuda ikiyüzlü davranmaktadır. Özellikle son yıllarda, eşcinselliğin medya tarafından hem hedef olarak gösterilmesi, hem de her bireyin kendine entegre edebileceği bir üst kimlik olarak sunulması ve erkek egemen bir toplum olan ülkemizde, erkek eşcinsellerin doğrudan bir dışlanmaya veya aşağılanmaya maruz kalırken, kadın eşcinsellerin cinsel bir obje olarak görülmeleri de ikiyüzlülüktür.

Ayrıca Türkiye eşcinseller açısından bakıldığında reddedici ve kabul edici olmayan ülkeler gurubuna yakındır. Ülkemizde cinsiyet rolleri kesin sınırlarla ayrılmıştır. Kadınsı davranan erkeklere tepki vardır ve karşı cinse ait davranışlar göstermek eşcinsellikle eş tutulur. Hatta aktif rolde eşcinsel ilişki çoğunlukla erkek baskınlığının bir özelliği gibi görülür ve pasif roldekiler eşcinsel olarak nitelenir. Ancak eşcinsellikte aktiflik veya pasiflik diye bir kavram yoktur. Kendi cinsiyle ilişkiye giren herkes, aktif olsun, pasif olsun eşcinsel eğilim göstermektedir." dedi.

Eşcinselliğin 3. bir cinsiyet olarak sunulması doğru değildir.

Dr. Cem Keçe; "Eşcinsellere karşı değiliz ve kendi haklarını koruyabilmekte karşılaştıkları sorunlarla daha kolay başa çıkabilmeleri için haklarını savunmaları gerektiğine inanıyoruz. Eşcinsellerin saygın ve ahlaki değer yargılarına uygun yaşam tarzlarına, örgütlenme haklarına, varoluş ve özgürlük mücadelelerine saygı duyuyoruz. Ancak eşcinselliğin doğal bir eğilim ve normal bir durum olduğunun ilan edilmesine, yaygınlaştırılması veya özendirilmesi çabalarına, topluma bir model veya üçüncü bir cinsiyet olarak sunulmasına karşıyız. Bu bağlamda medyaya, cinsel terapistlere ve hekimlerimize görevler düşmektedir." dedi.

Eşcinsellik bir hastalık mıdır, tercih mi?

boşanma_
cinsel sorun
erken bosalma
etkileme
kadin
mutsuz
sapkın
tecavuz
Haberler >Mahmure >Aşk İlişkiler >Cinsellik >Vajinismus Evliliğinizi Bitirmesin! İşte Önemli Bilgiler...
Cinsellik
Vajinismus Evliliğinizi Bitirmesin! İşte Önemli Bilgiler...
Yazdır
A
Yazı Tipi
Vajinismus Evliliğinizi Bitirmesin! İşte Önemli Bilgiler...
Abone Ol google-news
"Pek çok kadında görülen vajinismus, çözümsüz bir sorun değildir. Üroloji Uzmanı Op. Dr. Murat Mermerkaya, vajinismus hakkında merak edilenleri anlatıyor..."
Vajinismus nedir?

Vajinismus ilk gece korkusuna bağlı ilişkiye girememe olarak tanımlanır. Her 10 kadından birinde görülmekte ve evlilikleri ciddi şekilde tehdit etmektedir. Bu problem cinsel terapi ile yüzde yüze varan oranlarda çözülebilir ve kadınlar bu problemden kurtulabilir.

Vajinismus belirtileri;

Vajinismus belirtileri herkes için farklı olabilir. Ancak vajinismus belirtileri içerisinde genel olarak cinsel ilişkiye girememe sorunu veya ilişkide oldukça zorlanma vardır.

Ayrıca;

- Partneri ile cinsel ilişkiden korkma ve birleşmeyi hiç deneyememe

- Ön sevişmede sorun yokken birleşme anı geldiğinde istem dışı kasılma, korku ve aşırı panik hali

- Cinsel ilişkilerin ağrılı ve zor gerçekleşmesi (disparoni)

- İlk bir veya birkaç zorlu cinsel ilişkiden sonra gerisinin gelmemesi, ilişkiye girememe, ilişkiyi reddetme

- İlişki sırasında bacakları açamama, elle, ayakla iterek veya kalçayı kaydırarak eşi reddetme

- Cinsel ilişkinin yarım olarak gerçekleşmesi (vajina içine penisin ancak bir kısmının girebilmesi)

- Vajina içerisine ped veya tampon yerleştirememe

- Genital alana bakamama, dokunamama

- Eşin genital bölgeye dokunmasına izin vermeme, eşin yanında çıplak kalamama, utanma

- Vajina içine tedavi amaçlı fitil (ovül) türü ilaçlar sokamama

gibi belirtiler de görülebilir,

Vajinismus kendiliğinden geçer mi?

Yapılan çalışmalar, beklemekle vajinismusta düzelme oranlarının ancak yüzde 20 civarında olduğunu ortaya koymaktadır. Cinsel terapi ile bu oranlar yüzde 90'ın üzerindedir.

Vajinismus tedavi edilmezse ne olur?

Vajinismus zamanla kadın üzerinde ciddi bir baskı oluşturur. Bu da kadının psikolojik problemler yaşamasına yol açar. Ayrıca erkekler de zamanla sabırlarını kaybetmekte ve bu problem çözülmediği takdirde kadın üzerindeki baskıyı artırmakta ya da evlilik kurumunu tehdit eden davranışlar içine girebilmektedirler.
Tolonbey:Bukadar bilgi yeter hehalde.
Yalnız ben birşey soracam.
Bir insanin bunlardan biri olmasında acaba Allahın bir suçu yokmu.
Yani bunlardan biri olmak doğumdan sonramı oluyor?
% 100 diyebilirmiyiz?
İsviçrede bir otelde kalıyordum.Otelde kalan bayağı TÜRK vardı.Bir sabah kavgaya uyandımki millet ayakda.Dedim yahu ne oluyor?Ordan biri dediki bu **** bu oğlana siktiriyor kendini.Der demez **** denilen adam diyen adama öyle bir yumruk vurduku diyeni yere serdi.Adam bu göt benim degilmi istedigime siktiririm demesinmi?
Bundan sonra karşıma bu konuda kimse çıkmssın dedi.Ve sikicisi oğlanı alıp çıktı dışarı.Yumruğu yiyende zor kalktı ayağa.
Adam halklı göt onun degilmi,istedigine ŞEY ettirebülür :--))))Karşı çıhanlarada GÜBRE yemek düşer.
Kibarlığımdan BOK yemek düşer demedim.
Tedenuz
Alıntı ile Cevapla
  #36  
Alt 16-06-2023, 22:03
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

İstanbul'da eşcinsellerin yürümesine validen sert tepki gelmiş. Eylem ya da taşkınlık yapmayacaklar, sadece bu ülkenin bir vatandaşı olarak sokakta yürüyecekler ama buna izin veril(e)miyor.

Yahu, bırakın yürüsün insanlar. Kendi ülkeleri burası.

Şeriat isteyenler yürüyor, yürüsünler de, eylem de yapsınlar, hakları var çünkü.

Eşcinsel karşıtları da yürüsün, rahat bırakın insanları.

İnsanlar yürüsün, konuşsun, tartışsın ki, böylelikle bir etkileşime girsinler.

Birbirleriyle etkileşime girmeyen insanları, zor bir zamanda, nasıl bir arada tutacaksınız?!

1 ay önce yayınlanmış bir haber.
Arabistan bile, lgbt konusunda fikir değiştiriyor. Değiştirmek zorunda.!

https://tr.euronews.com/2023/05/04/s...eldiniz-mesaji
Alıntı ile Cevapla
  #37  
Alt 17-06-2023, 10:24
Alvin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alvin Alvin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 17 May 2023
Bulunduğu yer: home
Mesajlar: 272
Standart

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İstanbul'da eşcinsellerin yürümesine validen sert tepki gelmiş. Eylem ya da taşkınlık yapmayacaklar, sadece bu ülkenin bir vatandaşı olarak sokakta yürüyecekler ama buna izin veril(e)miyor.

Yahu, bırakın yürüsün insanlar. Kendi ülkeleri burası.

Şeriat isteyenler yürüyor, yürüsünler de, eylem de yapsınlar, hakları var çünkü.

Eşcinsel karşıtları da yürüsün, rahat bırakın insanları.

İnsanlar yürüsün, konuşsun, tartışsın ki, böylelikle bir etkileşime girsinler.

Birbirleriyle etkileşime girmeyen insanları, zor bir zamanda, nasıl bir arada tutacaksınız?!

1 ay önce yayınlanmış bir haber.
Arabistan bile, lgbt konusunda fikir değiştiriyor. Değiştirmek zorunda.!

https://tr.euronews.com/2023/05/04/s...eldiniz-mesaji

Cok Haklisin. Keske durumlar boyle olmasa idi. Ben, bu secimden sonra artik biraktim bu konulari. Yoksa hergun 15 defa bakiyordum. Artik BBC izliyorum. Ne halleri varsa gorsunler.

"Happiness is a state of mind. It's just according to the way you look at things."
— Walt Disney
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
eşcinsel, eşcinsel haberler, eşcinsellik, lgbt

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Taksim'de LGBT yürüyüşü! Direniyoruz ayol evrensel-insan Politika 3 24-06-2013 01:44

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:31 .