"Bir arkadaşım bana dedi ki; Sen idealistin
İdealizm kavramını nen olduğunu bilmiyordum yeni duymuştum..
-internetten bir alıntı
Hakikatini mitolojilerden dinlere, felsefeden bilimlere kadar tarihin her döneminde farklı yöntemlerle arayan insanın özgür yaşamdan bu denli uzaklaşmasını doğru izah etmek önemli. İnsan düşüncesine hükmeden ya/yada bağlacı dahi kendi başına öznel-nesnel, idealist-materyalist gibi bölünmeleri ifade ediyor. Bunun yerine ve/veya şeklinde birbiri ile bağlantılandıran ve ikilemlerin ayrılıklarının derinleştirilmesinden ziyade bağlantılarının güçlendirilmesini esas alan yaklaşımlar daha belirleyicidir. Kapitalist uygarlığın kendisini sistemleştirmesinde büyük rol oynayan bu ikilemlerin soyut bir tarih şeklinde ele alınması da mevcut iktidarlarına hizmet etmektedir.
Kaynak;Link
|
Bitiremediğim ve artık yazmak/üzerinde durmak çalışmakta istemediğim bir taslak
Metafizik, anti fizik gelişmiş ileri fizik ya da fiziksellik tartışmalarına bakış...
Gelişmiş İleri/Öte Fiziksellik Tartışmalarına -Kaba- Bakış
Kendimi tam anlatabileceğimi sanmıyorum ve söyleyemeyeceğim ancak bunu deniyeceğim..
Bu anlamda kendi kendini anlatmaya yön arayan sesli iç düşünce taslağım...
Cümleler oldukça kaba ve gelişigüzeldir. Harmanlama notlarıdır. Yani üzerinde çalışmak/geliştirmek üzerine kendine söyleyiş olarak (günlüksü vb.) gelişigüzel alınmış notlardır.
(Bir okuyup düzelteyim dedim ama hem çok uzun hem kendimde yersiz yetersiz ve saçma da buldum. Derdini de anlatmaz buldum. Yani metnin başlangıçtan kopuş uzanış alanları.)
---
Arkadaşlar yoğun bir üye baskısı ya da anlaşılmama/paylaşılmama ya da anti ve karşıt görünme vb. gözlemi yaşadığımı/duyduğumu düşündüğüm için bunu yazıyorum. Ya da bir taban da karşıt algılandığımı ya da anlaşılmadığımı düşünüyorum.
Subjektif yokuşlar yokuşludur ve bir daire taban alınırsa yokuş yoktur. Karşıt yoktur.
Objektivite, bunu kendinde deneyiş anlamında bile rahatsızlık verebilir. Objektif bilgilendirme subjektif kalana da bunu (obejktiviteyi) deneyene de eşit ağırlık (sorumluluk-basınç) yükler. Subejktifi rahatsız ettiği kadar da kendi eş rahatsız olur.
Subjektiviteye objektivite baskısı ve objektif değişim basıncı iletmek- yöneltmek yorucudur .Bu süreç kendi değişim ve görüm sürecini de objektife yöneltmek anlamında da yorucu, zorlayıcıdır...
Bir iç başlık almayı düşündüğüm kişisel post taslağı-m
Şimdi bizi anlamadığını düşünen arkadaşlar için..
Ne düşünüyorum?
Kendimi düşünce görüş/bakış sistemimi nasıl tanımlıyorum?
İkiliksiz. Nesnel objektiviteci. ya da bunun arayıcısı
Çatışmasız gözlemci (ya da ek _lik arayışı..)
Serbest düşünür…Ontolog
Objektif düşünür adayı. Objektifleşme adayı.
Metafizik kavramı hakkında ne düşünüyorum?
Düşünmüyorum var. Neden var?
Yani (kavram tarihte) vardı buldum. Yerindeydi. Kavramı buldum. Elime aldım inceledim. Herhangi bir kavram parçası. Değil mi? Onu nerde nasıl buldum?
Metafizik bir gerçekliğim ya da böyle bir kavram önkabulüm (var mı?) mü var?
Hayır ama var ve yok. Açığım. Açacağım..
Epistemolojik yapılandırma denen temel problemdir.
Yani kavram epistem de eğer böyle istenirse içerilebilir de içerilmeyebilir de.
Nasıl ele alındığına ( kullanıldığına) ve alınacağına bağlı.
Kavramlar mutlaklar değildir.
Kavramların kendi tartışılamaz, varları belirtmez. İçerik ve araçlardır. İşlevsel kullanılmalı ve işletilmeliler.
Kavramlara savaş açamayız... Kavramları mı yeneceğiz?
Eğer bu ötenini tarifi ise öte beriye göre tarif görür, aynı düzlemdedir.
Yani uygun tabanda (metafizik) yapılandırılabilir de yapılandırılmayabilir de, dışanabilir de içlenebilir de…
Nasıl ele alındığına bağlı
Kafamda/Aklımda Metafizik Kavramı Var mıdır? Nedir? Ne Değildir? Nasıl algılıyorum?
Metafizik kavramından (senin) ne anladığına/anlayacağına bağlı. Senin kavramı nasıl ele aldığın ve yapılandıracağına bağlı ve göre olarak değişir. Olabilir de olmayabilir de. Gözlemciye göre ya da tanıma bakışa göre opsiyonel.
Ontoloji mi metafizik mi?
Tabi ki ontoloji ilk adımdır.. Asıl araştırma konusudur.
Yenme ve subjektif üste çıkma savaşlarının her zaman ve son nihai galibi objektivitedir. Zihin buna hizalanmalıdır. Objektivite objektiviteyi ise yenemez. Boyun da büktüremez diz de çöktüremez.
Özgürlük'ün kendi kavramsal olarak tutsaklanamaz. Boşunadır….
Şimdi herkes gibi ben de bilim kavramına inanıyorum güveniyorum ya da inanmak istiyorum ancak şu an (bilim) benim kafamdaki nesnel gerçekleri ya da filozofik gerçekleri ve algıları kavramak kapsamak ve yansıtmak için (yani bugünkü nesnel bilim) yeterli ve özverili gözükmüyor.
Madde altı atom altı gerçeği aramak gibi evrenaltı, evreniçi gerçeği aramak. Evreni iç patlatmak , içte parçalamak açmak patlatmak...
Atom ya da madde olmayan bir tabana (fiziksel realite olmayan ifade etmeyen bir tabana, evren olmayan bir tabana) inmiyoruz . Biz bu tabana inemiyoruz bu köleliktir/kölelik gibidir. Düşünsel köleliktir.
Evrenin altında, sonunda, içinde, uzantısında evren vardır.
Bunun yerine bunun (Evrenin) içini arıyoruz ya da altına iniyoruz deniyor. Evreni anlamak için evreni parçalıyoruz. Evren olmayan bir tabana/varsayıma inmemeliler.. Bilim düzlemini bilimsel düzlemi buna yani bir anti yokoluşa/olmamaya çekmemeliler. Belirsizliğe de. Hiç kavramı yapaydır/tam bir belirsizliktir, muammadır, muammayı kendi dayatır, bağrında barındırır.
Belirsizlik kullanan düşünce hapistir.
Belirsizlik bilmek değildir. Bilim de.
Olmak sonsuza kadardır, ve baştan beridir ve mutlaktır. Bu değişmeyecek. Ölmeler ve ölüşler ölerek sürecek, sürmeye devam edecek. Olma yerinde kalacak. Buna hizalanmalı..
Tıpkı atomun ve maddenin altını açmak ve içine bakmak gibi evren kavramının altını ve içine bakıp parçalamalılar. Dibine inince evren olarak, içine girince de evren olarak. Dışını aramamalılar ya da evrenle (yine evrenle tarif edebilirler. Evren bir oluşsal yapıtaşı ise bir yapı-birim ise kendi geçmişi önceli gibi bir tabanla boğuşmak boştur.
Nasıl mutlak bir olmamayı varoluşa dayatamazsak ve varolmayı buna indirgeyip çözümleyemezsek, mutlak evrensizlikte bir hayal ürünüdür.
Evrenin yokluğu ancak bir ikinci evrenin varlığında (varlığından) tartışılabilir. Hatta görüşülebilir düşünülebilir deriz. Diğeri mutlak yokluğu tartışmak dayatmak gibidir. Mutlak belirsizliği önermekte öyle. Bizim için bizim tarafımızda bu tartışma bitmiştir.kapatılmıştır.kapalıdır. Aksini ancak bilgisizler, bilgisel yeniyetmeler, yolcular tartışır..
Aksini benle tartışamazsın. Kendinle ya da sana onu/bunu dayatanla diğer subjektiviteyle bunu tartışabilirsin-görüşebilirsin..
Benle değil.
Aksini tartışmak burda tanrı var yok gibi… Ben değişmeyeceğim. Subjektifin kendiyle çelişkisidir.
Eski Metafizikçiden Metafizik Kavramı Eleştirisi ya da Kavramı Var ve Yoketmesi
Kavramı Hem Geçerli Hem Geçersiz Etmek Zemininden Görüşmek Tartışmak
Metafizik varlaştırılabilir de, yoklaştırılabilir de.
Geçerli ya da geçersiz kılınabilir. Bu düşünce tabanı ve bilgi, algı yapılandırması ve metodolojiyle ilgili bir problemdir. İçine metafizik (doğru düzgün) yapılandırılmış bir epistemoloji çalışabilir. Tersi içine metafizik yapılandırılmamış bir epistemoloji de çalışabilir. Bunun her ikisinin tersi de olabilir. Kavramlar mutlaklar değildir.
Aklımda Metafizik Var mıdır? Yok mudur?
Aklımdaki Metafizik Nedir Ne değildir?
Kavramı ben nasıl yapılandırıyorum? Yapılandırıyor muyum yapılandır mıyor muyum?
Duruma göre, kişiye göre ve algıya/algılayana göre değişir. Çekinik, aksak ve esnek tavır ve düzen alıyorum. Kişinin buna yaklaşımını hesaplayıp gözlemliyorum ve buna göre net tavır alıyorum.. Yaklaşık açıları hesaplıyorum..
Nesnel tabanda kavram yadsınabilir, dışlanabilir. tamamen gereksizlenebilir ve bu kavramsız net bir metodoloji ve epistemoloji izlenebilir. Gayet y_etkindir.
Bunu tartışır mıyım? Tartışmaz mıyım?
Hangi koşullarda ve zeminlerde tartışırım ya da tartışmam?
Hangi tartışmacı ya da görüşmeci ile bunu tartışırım ya da tartışmam gibi sorulara cevaplar
Şimfi filozofik bir tabanda, nesnel bir tabanda, nesnel kalan tartışmacı ile herşeyi tartışırız/görüşürüz. Öznel boğmaya getiren, kendi öznel tabanını dayatan öznel bir tartışmacı/çatışmacı ile hiçbir şeyi tartışamayız anca kendi öznelliğini tartışırız, tartışır. Yani tek başına kendi tartışma konusudur. Kendisiyle tartışıyor olabilir. Bizimle değil..
Kendisini yeniyordur buna emin olabilir..
Biz nesnel taban alan, nesnel tabanı olan ya da özgür esnek düşün tabanı olan düşünürlerle kendini ne olarak (kim olarak) adlandırırsa adlandırsın uyum içindeyiz. Tersi ile değiliz çatışkı üretir. Sınırlanmış nesnellik ve sınırlanmış subjektivite farketmez. Metafizik diyenle de, denilenle de (kimi düzlemde çok açık) çatışabiliriz demeyenle de çatışabiliriz. Bilgi tabanı, kullanış biçimi, düşünceyi ele alış bakış, yapılandırış biçimi ve tabanı önemlidir.
Biz nesnel tabanı özgün doğru kullanan bir çok materyalist ile de uyum içindeyiz çoğunu bizden yetkin ve önde görüyoruz. Metafizik adı taşımayabilirler. Ve ileriyi ya da bize göre algısal anti düzlemleri şimdi bizim yapılandırdığımız gibi yapılandırmıyor da olabilirler. Dünya biz de tek gerçek değil. Bir anti ya da bir oluş ve olasılık...tek bir oluş biçimi.
Subjektif çelişkiye boğulmuş arkadaşların da metafizik adı ve kavramı taşıması ya da taşımamasının, bunu tutması ya da tutmamasının bizde bir farkı ve geçerliliği yok..
Biz bilgisel epistemin nasıl yapılandırıldığını ya da sınırlama denilenleri (ve onların giderimini) önemseriz/umursarız.
Nasıl?
Genel olarak bu kavram (metafizik) bir fizik antifizik diyalektiği ve zıtların birliği ilkesi çerçevesinde (belirlenip yapılandırılacaksa ve) birlenip/birleştirilip nesnel bir tabandan tartışılacaksa örneğin belki tartışabiliriz ve açabiliriz.
Şimdi "Olma/Olmak" (Varoluş) (sonsuz kökensiz her zaman olduğu gibi olan kendi) gibi bir taban ya da "Varlık" gibi bir taban çatışmasız, değişimsiz, sarsılmaz ve antisiz taban olarak alındığında fizik kavramını ya da bunun antisinin varolup olmayacağını nasılını nesnelde objektif ve filozofik çerçevede belki tartışabiliriz ancak birinci taban olarak o fizik dayatıldığında (yani nesnel taban birinci fizike eşitlendiğinde/indirgendiğin de) hiçbir tartışma yapılamaz o sönmüştür bitmiştr. Fizik antisiz nesnel taban deriz, fizik herşey/hepsi biziz deriz ve tartışma bitmiştir. Gerisi fiziğin bölümleme ve görünümleridir ya da antisi dualisttir. Dualizmin,algıın kendini verir.
Her şey fizik adında (birlenmiştir-kapsanmıştır) içerilmiştir…diyelim..
Şimdi burada Olmak ve Fizik eşitlenmiştir/özdeşmiştir, tartışma bitmiştir.
Kişinin algı penceresini çerçevesini biz bilemeyiz-göremeyiz. Bir kavramı ele almak herkes ondan aynı şeyi anlıyor ve yapılandırıyor demek değildir. Kişinin algı bakışı ve genel/temel tabanı referans alınmalı ve çözümlenmelidir.
Şimdi olmak ya da Varlık geçerli taban alındığında (ilk taban alındığında) bunun hiç bir zamanda mutlak sonsuz antisi önerilmemelidir. Tabanın kendidir. Başlamamış bitmemiş mutlak taban...
Yani buradaki birinci soyutlama nedir? Olmak mıdır? Fizik midir? Nesnel alınan öznel taban ve bütünlük çatışkısı ya da soyutlama adlandırması nedir?
Sosyal ortaklık ya da varoluşsal ve bilişsel temel ortaklık ve koşul nedir?
Eğer sorunun cevabı fizikse tartışmayız tartışamayacağız ve tartışmayız da
Fizik (nesne ya da madde) varoluşsal tabanımız/birliğimiz (tümümüz hepimiz ve tüm olan bu dediğimizde) sosyal ve bilişsel ortaklığımız, ortak hammaddemiz (işlenen cümle ve yapı fizik) deriz (ve fiziğin neliğni ve imkanlarını iç tartışırız) ve tartışma orada kalır ileriye götürülemez ya da farklı bir metodoloji belirlenmelidir.
Yani Fizik demek; Madde demek -Olmak ve Varolmak demek gibi ele alınıyorsa..
Şimdi şu bir. Benim karşı metafizikçi ile olduğu kadar ve fazla metafizikçi ile sorunum var.
Metafizik bir imkan tartışmasıdır ve nesnel bir tabandan tartışılabilir-belirlenebilir.
Olmak denileni fizik ve metafizik diye ikiye bölmek. Olan ..
Olan fizik ve metafizik diye bölündü..
Olmak denilenin genel bir çatışkısı ve görünümü olarak bir alt iç dinamik ve çatışkı çatışma olarak bu alınacaksa tartışabiliriz..
Olan var mı diye tartışmayacaksınız değil mi?
O halde diğeri benim tartışma alanımın dışında
Olan içinde ve olmak çemberinde iki anti alan olarak iki anti var/varlık ya da birbirine göre anti olmak biçimi olarak ve iç olarak
Mutlak bir bölümleme değil sonuç değil nihai biçim değil
İkiye ayrılmış/yarılmış varoluş görmüyoruz. Çatışkı ya da diyalektik denilenin imkanları dahilinde. Dualite bir algıdır. Bu algının şimdilik bize göre temel problematiğidir. Böyle bakacaksak subjektif bir alana çekmeyeceksek ve subjektif bir alanı özelliği zorunlu dayatma olarak tartışmaya dayatmayacaksak
Ben metafizikçiyim subjektif özelim sanmayacaksak
Böyle tartışacak ve tabanlayacaksak ben az çok belki bir metodoloji ve imkan dahilinde tartışırım..
Metafizik ya da bunun tartışması renk prizmasını (hatta renkleri mutlak olarak) ikiye bölmek (mutlak iki yarıya ayırmak) gibi önce bunun ayrımı/ayırdı anlanması gerekiyor. Bunu çok net olarak söyleyebiliriz. Belirli bir filozofik taban (nesnellik) çerçevesinde tartışılabilir. Öznel çarpıtmaya girilirse ben (bu denileni dahil) tartışmayacağım ve koşulsuz kendimi dahi savunmaksızın geri çekileceğim.
Dileyen yazılanların altına dilediği kişisel karalama-sını bırakabilir-atabilir..
Dediğim gibi bir ezber metafiziği tartışmayacağız dayatmayacağız da, dayatmıyoruz da...
Diğer taraftan dediğimiz gibi bizim tarafımızda metafizik kavramını tartışmak renk prizmasını sağ ve sol diye ikiye ayırmak kadar basit ve görgül bir tartışma da olabilir..
Bize göre yönler var değil mi? taraflar.? Sağ ve sol algımız var. Metafizik denen bu sağ ve sol gibidir sağ ve sol yön kalmadığında metafizikte kalmaz önce bunu kabul ve açık edelim.
Metafizik tartışması bizim tarafımızda sağ ve sol olup olmayacağını bunun mutlak olup olmadığını tartışmak açmak kadar basit saçma ve yüzeyseldir-belirsizdir.
Ama temel olarak metafizik demek sağ ve sol demek gibidir ve sağa göre sol demek gibidir.
Nesnelleşmeyen tanık benden bu alanda yanıt beklemesin ya da kişisel dayatmasına ve yöneltmesine neden uymadığımı/gelmediğimi kendi sorgulasın..
Metafizik denen imkan ya da olanak tartışmasıdır. Varoluşun/Varolmanın doğası denenin araştırılması tartışılmasıdır ya da nitelik denilenin tartışılmasıdır. Olma denenin -içsel- yansıma, alternatif yansıma/olma (realite) biçim ve alanlarını varsa olası anti alanları ve gerçekleri araştırmaktır.
Bu nitelik denilenin olanaklarının belirlenmesi çemberi içindedir...
Yukarıda bir örnek verildi.
Olmak öyle ya da böyle (olmak olarak) yansır.
Benim bildiğim ben bu olmaktır. Eğer bu (ben bu olmak) herşeyi gözetliyorsa ve gözlemliyorsa biz bu anlamda da alternatif realiteleri gözardı edemez ya da mantık tabanında yadsıyamayız. Matematik ve genel -sonsuz- mantık-lama bana bunu buyuruyor...
Ve bu tartışmanın mutlak olarak nesnel olanın belirlenmesi, nesnel bir taban görüş sağlanması (öznel tabanın kesin dışlanması) sonrası yapılmasını biz öncelikle öneriyoruz. Diğer türlü yüzyıllık bir sabır ve su bulandırmayan tartışmacı desteği ve açık fikir-lilik ve objektivite önerebiliriz.
Öznel bir alana metafizik tartışması çekerseniz subjektif bulanık bir alanı taşlarız. Bu alanda bize tuzak kuran görüşmeci/tartışmacı varsa? hava almasını diliyorum.
Benim kendi görüş-lerim değişmeyecek. Bununla çelişmesi kendi problemidir. Subjektiftir.
Şu bu imkan dahilinde değil demek bir sorundur. Metafizik var yok demek değil. Asıl tartışma neyin imkan olduğudur ya da varoluşun nasıl yansıdığıdır, nasıl olduğudur. Nasıllarıdır. Nasılları sınırlamak denen bir sorun.
Bu nasıl belirlemesi içinde metafizik adı konuşlanmadan da belirli sınırlamalar ortadan kaldırılarak bir tartışma yapılabilir.
Bunun dışında öznel bir metafiziği tartışmak belirlemek saçmadır ya da öznel safsatadır, safsata üretir.
"Ben" değil de Olmak ve Varolmak'ı taban alan bir yaklaşımda bunun olanak ve biçimini geniş tartışmak, görmek, açmak, altından metafizik ya da kavramını tartışmak açmak diyebiliriz .
"Ben" ontolojisini temel almayan bir yaklaşma..
ancak öznel/subjel bir tabanda gerçek bir metafizik belirlenemez tartışılamaz. Ya da öznel metafizik olarak kalır. Nesnel çerçeve belirlenip çizilmelidir..
Metafizik denilene inmeden önce nesnel tabana inilmeli.
Metafizik ataraksiya'nın (sonranın) konusu. Öznel'in değil. Geçsin bu ayakları metafiziğini getirsin. Ne dediğini bilmiyor.
Öznel bir tabanı dayatan bir tartışmacı ile metafizik tartışamayız. Metafizik olacağı varsayılan kendi düzleminde fiziktir ve Olmak tabanının içindedir. Olmak'ın bir biçemi ve görüntüsüdür Olmak kavramının dışında değildir, dışında bir alan değildir. Metafizik aslında çok iyi bakılırsa fiziktir ya da fizik olacaksa tartışılır. Tartışmanın tabanında zemin olarak Olmak, mutlak varolmak kavramı belirlenmelidir.
Ben sen ve o değil. Ben sen ve o zemininden metafizik tartışmak ya da bu zemine metafizik çekmek indirmek aptallara göre bir iştir. Varsayım olarak kalır. Şimdi bilgi yapılandırması ve epistemoloji farklı çalışır.
Eğer imkansa tartışılır ama ben buradayım.
Olmak zorunlu yansır deriz. Şu ya da bu biçimde yansır. Bu biçimlerden biri -bi düzlem- metafizik adı görüyorsa da bu fiziğin sonsuza kadar antisi değildir olamaz. Varoluş ikili çatışmalı değildir. Şimdi ve bura fizik sonra metafizik dersin..
Varoluş şöyle ya da böyle yansır. Şu ve bu olarak yansır. Neyse odur ve ne nasıl olarak varoluyorsa öyle varoluyordur.
İşte buradaki belirleme -kayıp ve bilinmeyenleri belirleme araştırma işi metafiziktir. Ya da o olacaksa olmalıdır. Eğer eksik halkalara tüm bilinmeyenlerimize metafizik diyecek diyeceğiz. Kesinleşmemiş dairemize .tümden..
Nesnel bir tartışmada ve alanda metafizik kalmaz.
Metafizik sarıya göre lacivert gibi bir belirleme olur. Bunu defalarca kez tartışıp soruşturup araştırdık.
Metafizik öznel alana göre bir iştir.
Nesnel tabanda metafizik fiziktir. Sonsuz fizik Bilinecek bir şey yoktur çünkü kayıp özne yoktur. Herşey bir bütün. Olmak sonsuzdur kendidir değişmez sarsılmaz bir şey bilmeye özel olmaya gerek yoktur. Bu istencin dinamiği ve mekaniği.
Bilgi eksiği yoktur çünkü her şey fizik (Opamktan yansıyan herşey) adında birlenmiştir/birleşmiştir. Bu şu zaman ya da buraya göre orad abaşka bir biçim ve yansıma formunda oalbilir diyebiliriz. Balın taban Olmak olmalı. Bu taban sağlandığında ikilem kalmıyor. Fizik ve metafizik sayısı/sayılan tam eşit oluyor.
. Ne olmakta ise o oluyordur, tartışarak bunu değiştiremeyiz, koşullarla boğuşularak gereksiz söylemler araştırılmaz. Nesnelciye karışmayın-öznellik dayatmayın. Nesnel kavruçıyor ve beri çekiyor.
Olmak tartışmasız değişmez sarsılmaz bir zemin/taban olarak belirlendiğin de metafizik tartışması kalmıyor. Her şey Olmak'ın sonsuzluğuna ilişkin.
Sonsuz bir olmak . bu kavramda metafizik yok. Metafizik bu anlamda öznel bir istenç. Bilmr istencin varsa bil araştır atlama, anlayınca anla, kavrayınca kavra. Öznel alandan sıyrıl önce. Bu metafizikten ve metafizik tartışmasından hemen önce…
Öznel tabanla ve çatışmacıyla metafizik tartışamayız. Önce bu öznellik deneni aşması gerekecektir.
Bu bir yöntem sorunu oluyor. Öznel belirleme oluyor çünkü bilinmiyorsa ve objektif araştırılmıyorsa şimdi ve buradayı ihmal ve inkar edip kolay hazır bilgi olgu kaçamağıysa hami dayatıyorsa neyi tartışacağız.
Nesnel tabanın metafiziği herşeydir o halde neyi tartışacağız.
Öznelliğe göre nesnel bir aydınlanmadan ya da bakıştan sözediyoruz.
Ben ve sen gibi ayrımlar ve setler çekilmediğinde nesnel birleşme ya da nesnel öznel taban belirlendiğinde şimdi ve burada metafizik tartışmasının önüne geçer ve çekilir. Çünkü metafizik ancak gelecek olarak belirlenebilir ve geleceğin işidir ya da gelecekteki gözlemcinin işidir…
Nesnel tabanda bir ikilem yoktur. Metafizik araştırmak gereği kalmaz..
Varoluşta her ne oluyorsa o oluyordur. Nesnellik bunla barışmıştır. Metafizik varlık ikilemi görmez. Bunun (varolanın) içsel yasalarını ve devimini belirlemek doğru kavram. Şu an da metazifik adında çarpıtma yapılmaktadır. Belirli alanların tartışılmasını önlemek bulandırmak için metafizik çatışması tarihe çatılmış bir çatışmadır. Kavramdan tümden sıyrılmalıdır.
Örnek
Ok geçerli midir? Savaş aracı mıdır?
Sınırlamalar ortadan kaldırıldığında ve teoloji değil bilgi taban alındığında böyle ikilemler kalmıyor..
Bize göre anti gerçekler var demek ya da bu olası demek bunu olasılık olarak belirlemek geçerli kavram.
Bu bir varsayım değil kuantum olasılık olur deriz.
Nesnel bir tabanda metafizik bir anti değildir fiziğin konusudur. Fizik kavramında içerilir-belirlenir.
Fiziği fizik ve antisi/ötesi diye bölmemek anlıyor musun?
Fizik denilen sınırlanmamalıdır. İmkan denilen sınırlanmamalıdır. Varoluş şunu bunu üretmez., içeremez denmemelidir.
Bilinmiyorsa belirli olanaklar olasılıklar imkan dahilindedir.
Başlamadığını savlayabiliriz kesindir
İlk varlık olmayacağını savlayabiliriz nesneldir ve geçerlidir kesindir
Ama bize göre başka uzay ve anti gerçekler yok olamaz dersek bu bir bilgi sınırlamasıdır
Bu da metafiziğin yani öznel din söyleminin önüne geçmek için öznel tabanda bilinçli yapılıyor. Bunu çok iyi biliyor anlıyor bu anlamda da kısmen onaylıyoruz ancak bilgi çabasının önüne geçemez.
Açık araştırma ve keşif yöneltilmelidir. Her ne oluyorsa o var ve gerçek.
Objektif tek gerçek olmaktır.
Bunun altına metafiziği giydirin. Metafizik fiziktir.
Bakın şu şablondan gidelim
Olmak hem fiziktir hem metafiziktir mi diyorsun. İkiye böldün bunu tanımla.
Metafizik bir anti olmak değildir olmama-k değildir..
Olan bir zaman mekan birimine bize göre daha şeffaf bir fiziği dayatıyor diyebiliriz. Bu belirlemedir.
Olmak yüzeyinde yapılandırılmış varoluşlar.. Hepsi bir biçimde fizik ya da orada algı varsa kendi algı tabanı çevresinde nir biçimde fizik -fiziksel
Bize göre anti-fizik metafizik. Şimdilik…