Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #101  
Alt 04-04-2019, 14:37
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart "İdealizm kokusu denen üzerine"

"Bir arkadaşım bana dedi ki; Sen idealistin
İdealizm kavramını nen olduğunu bilmiyordum yeni duymuştum..


-internetten bir alıntı

Hakikatini mitolojilerden dinlere, felsefeden bilimlere kadar tarihin her döneminde farklı yöntemlerle arayan insanın özgür yaşamdan bu denli uzaklaşmasını doğru izah etmek önemli. İnsan düşüncesine hükmeden ya/yada bağlacı dahi kendi başına öznel-nesnel, idealist-materyalist gibi bölünmeleri ifade ediyor. Bunun yerine ve/veya şeklinde birbiri ile bağlantılandıran ve ikilemlerin ayrılıklarının derinleştirilmesinden ziyade bağlantılarının güçlendirilmesini esas alan yaklaşımlar daha belirleyicidir. Kapitalist uygarlığın kendisini sistemleştirmesinde büyük rol oynayan bu ikilemlerin soyut bir tarih şeklinde ele alınması da mevcut iktidarlarına hizmet etmektedir.

Kaynak;Link
Bitiremediğim ve artık yazmak/üzerinde durmak çalışmakta istemediğim bir taslak

Metafizik, anti fizik gelişmiş ileri fizik ya da fiziksellik tartışmalarına bakış...

Gelişmiş İleri/Öte Fiziksellik Tartışmalarına -Kaba- Bakış

Kendimi tam anlatabileceğimi sanmıyorum ve söyleyemeyeceğim ancak bunu deniyeceğim..

Bu anlamda kendi kendini anlatmaya yön arayan sesli iç düşünce taslağım...
Cümleler oldukça kaba ve gelişigüzeldir. Harmanlama notlarıdır. Yani üzerinde çalışmak/geliştirmek üzerine kendine söyleyiş olarak (günlüksü vb.) gelişigüzel alınmış notlardır.

(Bir okuyup düzelteyim dedim ama hem çok uzun hem kendimde yersiz yetersiz ve saçma da buldum. Derdini de anlatmaz buldum. Yani metnin başlangıçtan kopuş uzanış alanları.)

---

Arkadaşlar yoğun bir üye baskısı ya da anlaşılmama/paylaşılmama ya da anti ve karşıt görünme vb. gözlemi yaşadığımı/duyduğumu düşündüğüm için bunu yazıyorum. Ya da bir taban da karşıt algılandığımı ya da anlaşılmadığımı düşünüyorum.

Subjektif yokuşlar yokuşludur ve bir daire taban alınırsa yokuş yoktur. Karşıt yoktur.


Objektivite, bunu kendinde deneyiş anlamında bile rahatsızlık verebilir. Objektif bilgilendirme subjektif kalana da bunu (obejktiviteyi) deneyene de eşit ağırlık (sorumluluk-basınç) yükler. Subejktifi rahatsız ettiği kadar da kendi eş rahatsız olur.

Subjektiviteye objektivite baskısı ve objektif değişim basıncı iletmek- yöneltmek yorucudur .Bu süreç kendi değişim ve görüm sürecini de objektife yöneltmek anlamında da yorucu, zorlayıcıdır...

Bir iç başlık almayı düşündüğüm kişisel post taslağı-m

Şimdi bizi anlamadığını düşünen arkadaşlar için..

Ne düşünüyorum?

Kendimi düşünce görüş/bakış sistemimi nasıl tanımlıyorum?

İkiliksiz. Nesnel objektiviteci. ya da bunun arayıcısı
Çatışmasız gözlemci (ya da ek _lik arayışı..)
Serbest düşünür…Ontolog
Objektif düşünür adayı. Objektifleşme adayı.

Metafizik kavramı hakkında ne düşünüyorum?

Düşünmüyorum var. Neden var?
Yani (kavram tarihte) vardı buldum. Yerindeydi. Kavramı buldum. Elime aldım inceledim. Herhangi bir kavram parçası. Değil mi? Onu nerde nasıl buldum?

Metafizik bir gerçekliğim ya da böyle bir kavram önkabulüm (var mı?) mü var?

Hayır ama var ve yok. Açığım. Açacağım..

Epistemolojik yapılandırma denen temel problemdir.
Yani kavram epistem de eğer böyle istenirse içerilebilir de içerilmeyebilir de.
Nasıl ele alındığına ( kullanıldığına) ve alınacağına bağlı.
Kavramlar mutlaklar değildir.
Kavramların kendi tartışılamaz, varları belirtmez. İçerik ve araçlardır. İşlevsel kullanılmalı ve işletilmeliler.
Kavramlara savaş açamayız... Kavramları mı yeneceğiz?
Eğer bu ötenini tarifi ise öte beriye göre tarif görür, aynı düzlemdedir.

Yani uygun tabanda (metafizik) yapılandırılabilir de yapılandırılmayabilir de, dışanabilir de içlenebilir de…
Nasıl ele alındığına bağlı

Kafamda/Aklımda Metafizik Kavramı Var mıdır? Nedir? Ne Değildir? Nasıl algılıyorum?

Metafizik kavramından (senin) ne anladığına/anlayacağına bağlı. Senin kavramı nasıl ele aldığın ve yapılandıracağına bağlı ve göre olarak değişir. Olabilir de olmayabilir de. Gözlemciye göre ya da tanıma bakışa göre opsiyonel.

Ontoloji mi metafizik mi?

Tabi ki ontoloji ilk adımdır.. Asıl araştırma konusudur.

Yenme ve subjektif üste çıkma savaşlarının her zaman ve son nihai galibi objektivitedir. Zihin buna hizalanmalıdır. Objektivite objektiviteyi ise yenemez. Boyun da büktüremez diz de çöktüremez.

Özgürlük'ün kendi kavramsal olarak tutsaklanamaz. Boşunadır….

Şimdi herkes gibi ben de bilim kavramına inanıyorum güveniyorum ya da inanmak istiyorum ancak şu an (bilim) benim kafamdaki nesnel gerçekleri ya da filozofik gerçekleri ve algıları kavramak kapsamak ve yansıtmak için (yani bugünkü nesnel bilim) yeterli ve özverili gözükmüyor.

Madde altı atom altı gerçeği aramak gibi evrenaltı, evreniçi gerçeği aramak. Evreni iç patlatmak , içte parçalamak açmak patlatmak...

Atom ya da madde olmayan bir tabana (fiziksel realite olmayan ifade etmeyen bir tabana, evren olmayan bir tabana) inmiyoruz . Biz bu tabana inemiyoruz bu köleliktir/kölelik gibidir. Düşünsel köleliktir.
Evrenin altında, sonunda, içinde, uzantısında evren vardır.

Bunun yerine bunun (Evrenin) içini arıyoruz ya da altına iniyoruz deniyor. Evreni anlamak için evreni parçalıyoruz. Evren olmayan bir tabana/varsayıma inmemeliler.. Bilim düzlemini bilimsel düzlemi buna yani bir anti yokoluşa/olmamaya çekmemeliler. Belirsizliğe de. Hiç kavramı yapaydır/tam bir belirsizliktir, muammadır, muammayı kendi dayatır, bağrında barındırır.

Belirsizlik kullanan düşünce hapistir.
Belirsizlik bilmek değildir. Bilim de.

Olmak sonsuza kadardır, ve baştan beridir ve mutlaktır. Bu değişmeyecek. Ölmeler ve ölüşler ölerek sürecek, sürmeye devam edecek. Olma yerinde kalacak. Buna hizalanmalı..

Tıpkı atomun ve maddenin altını açmak ve içine bakmak gibi evren kavramının altını ve içine bakıp parçalamalılar. Dibine inince evren olarak, içine girince de evren olarak. Dışını aramamalılar ya da evrenle (yine evrenle tarif edebilirler. Evren bir oluşsal yapıtaşı ise bir yapı-birim ise kendi geçmişi önceli gibi bir tabanla boğuşmak boştur.
Nasıl mutlak bir olmamayı varoluşa dayatamazsak ve varolmayı buna indirgeyip çözümleyemezsek, mutlak evrensizlikte bir hayal ürünüdür.

Evrenin yokluğu ancak bir ikinci evrenin varlığında (varlığından) tartışılabilir. Hatta görüşülebilir düşünülebilir deriz. Diğeri mutlak yokluğu tartışmak dayatmak gibidir. Mutlak belirsizliği önermekte öyle. Bizim için bizim tarafımızda bu tartışma bitmiştir.kapatılmıştır.kapalıdır. Aksini ancak bilgisizler, bilgisel yeniyetmeler, yolcular tartışır..

Aksini benle tartışamazsın. Kendinle ya da sana onu/bunu dayatanla diğer subjektiviteyle bunu tartışabilirsin-görüşebilirsin..
Benle değil.
Aksini tartışmak burda tanrı var yok gibi… Ben değişmeyeceğim. Subjektifin kendiyle çelişkisidir.

Eski Metafizikçiden Metafizik Kavramı Eleştirisi ya da Kavramı Var ve Yoketmesi
Kavramı Hem Geçerli Hem Geçersiz Etmek Zemininden Görüşmek Tartışmak

Metafizik varlaştırılabilir de, yoklaştırılabilir de.

Geçerli ya da geçersiz kılınabilir. Bu düşünce tabanı ve bilgi, algı yapılandırması ve metodolojiyle ilgili bir problemdir. İçine metafizik (doğru düzgün) yapılandırılmış bir epistemoloji çalışabilir. Tersi içine metafizik yapılandırılmamış bir epistemoloji de çalışabilir. Bunun her ikisinin tersi de olabilir. Kavramlar mutlaklar değildir.

Aklımda Metafizik Var mıdır? Yok mudur?
Aklımdaki Metafizik Nedir Ne değildir?

Kavramı ben nasıl yapılandırıyorum? Yapılandırıyor muyum yapılandır mıyor muyum?

Duruma göre, kişiye göre ve algıya/algılayana göre değişir. Çekinik, aksak ve esnek tavır ve düzen alıyorum. Kişinin buna yaklaşımını hesaplayıp gözlemliyorum ve buna göre net tavır alıyorum.. Yaklaşık açıları hesaplıyorum..

Nesnel tabanda kavram yadsınabilir, dışlanabilir. tamamen gereksizlenebilir ve bu kavramsız net bir metodoloji ve epistemoloji izlenebilir. Gayet y_etkindir.

Bunu tartışır mıyım? Tartışmaz mıyım?
Hangi koşullarda ve zeminlerde tartışırım ya da tartışmam?
Hangi tartışmacı ya da görüşmeci ile bunu tartışırım ya da tartışmam gibi sorulara cevaplar

Şimfi filozofik bir tabanda, nesnel bir tabanda, nesnel kalan tartışmacı ile herşeyi tartışırız/görüşürüz. Öznel boğmaya getiren, kendi öznel tabanını dayatan öznel bir tartışmacı/çatışmacı ile hiçbir şeyi tartışamayız anca kendi öznelliğini tartışırız, tartışır. Yani tek başına kendi tartışma konusudur. Kendisiyle tartışıyor olabilir. Bizimle değil..

Kendisini yeniyordur buna emin olabilir..

Biz nesnel taban alan, nesnel tabanı olan ya da özgür esnek düşün tabanı olan düşünürlerle kendini ne olarak (kim olarak) adlandırırsa adlandırsın uyum içindeyiz. Tersi ile değiliz çatışkı üretir. Sınırlanmış nesnellik ve sınırlanmış subjektivite farketmez. Metafizik diyenle de, denilenle de (kimi düzlemde çok açık) çatışabiliriz demeyenle de çatışabiliriz. Bilgi tabanı, kullanış biçimi, düşünceyi ele alış bakış, yapılandırış biçimi ve tabanı önemlidir.

Biz nesnel tabanı özgün doğru kullanan bir çok materyalist ile de uyum içindeyiz çoğunu bizden yetkin ve önde görüyoruz. Metafizik adı taşımayabilirler. Ve ileriyi ya da bize göre algısal anti düzlemleri şimdi bizim yapılandırdığımız gibi yapılandırmıyor da olabilirler. Dünya biz de tek gerçek değil. Bir anti ya da bir oluş ve olasılık...tek bir oluş biçimi.

Subjektif çelişkiye boğulmuş arkadaşların da metafizik adı ve kavramı taşıması ya da taşımamasının, bunu tutması ya da tutmamasının bizde bir farkı ve geçerliliği yok..

Biz bilgisel epistemin nasıl yapılandırıldığını ya da sınırlama denilenleri (ve onların giderimini) önemseriz/umursarız.

Nasıl?

Genel olarak bu kavram (metafizik) bir fizik antifizik diyalektiği ve zıtların birliği ilkesi çerçevesinde (belirlenip yapılandırılacaksa ve) birlenip/birleştirilip nesnel bir tabandan tartışılacaksa örneğin belki tartışabiliriz ve açabiliriz.

Şimdi "Olma/Olmak" (Varoluş) (sonsuz kökensiz her zaman olduğu gibi olan kendi) gibi bir taban ya da "Varlık" gibi bir taban çatışmasız, değişimsiz, sarsılmaz ve antisiz taban olarak alındığında fizik kavramını ya da bunun antisinin varolup olmayacağını nasılını nesnelde objektif ve filozofik çerçevede belki tartışabiliriz ancak birinci taban olarak o fizik dayatıldığında (yani nesnel taban birinci fizike eşitlendiğinde/indirgendiğin de) hiçbir tartışma yapılamaz o sönmüştür bitmiştr. Fizik antisiz nesnel taban deriz, fizik herşey/hepsi biziz deriz ve tartışma bitmiştir. Gerisi fiziğin bölümleme ve görünümleridir ya da antisi dualisttir. Dualizmin,algıın kendini verir.

Her şey fizik adında (birlenmiştir-kapsanmıştır) içerilmiştir…diyelim..
Şimdi burada Olmak ve Fizik eşitlenmiştir/özdeşmiştir, tartışma bitmiştir.

Kişinin algı penceresini çerçevesini biz bilemeyiz-göremeyiz. Bir kavramı ele almak herkes ondan aynı şeyi anlıyor ve yapılandırıyor demek değildir. Kişinin algı bakışı ve genel/temel tabanı referans alınmalı ve çözümlenmelidir.

Şimdi olmak ya da Varlık geçerli taban alındığında (ilk taban alındığında) bunun hiç bir zamanda mutlak sonsuz antisi önerilmemelidir. Tabanın kendidir. Başlamamış bitmemiş mutlak taban...

Yani buradaki birinci soyutlama nedir? Olmak mıdır? Fizik midir? Nesnel alınan öznel taban ve bütünlük çatışkısı ya da soyutlama adlandırması nedir?

Sosyal ortaklık ya da varoluşsal ve bilişsel temel ortaklık ve koşul nedir?

Eğer sorunun cevabı fizikse tartışmayız tartışamayacağız ve tartışmayız da

Fizik (nesne ya da madde) varoluşsal tabanımız/birliğimiz (tümümüz hepimiz ve tüm olan bu dediğimizde) sosyal ve bilişsel ortaklığımız, ortak hammaddemiz (işlenen cümle ve yapı fizik) deriz (ve fiziğin neliğni ve imkanlarını iç tartışırız) ve tartışma orada kalır ileriye götürülemez ya da farklı bir metodoloji belirlenmelidir.

Yani Fizik demek; Madde demek -Olmak ve Varolmak demek gibi ele alınıyorsa..

Şimdi şu bir. Benim karşı metafizikçi ile olduğu kadar ve fazla metafizikçi ile sorunum var.

Metafizik bir imkan tartışmasıdır ve nesnel bir tabandan tartışılabilir-belirlenebilir.

Olmak denileni fizik ve metafizik diye ikiye bölmek. Olan ..
Olan fizik ve metafizik diye bölündü..
Olmak denilenin genel bir çatışkısı ve görünümü olarak bir alt iç dinamik ve çatışkı çatışma olarak bu alınacaksa tartışabiliriz..
Olan var mı diye tartışmayacaksınız değil mi?
O halde diğeri benim tartışma alanımın dışında

Olan içinde ve olmak çemberinde iki anti alan olarak iki anti var/varlık ya da birbirine göre anti olmak biçimi olarak ve iç olarak

Mutlak bir bölümleme değil sonuç değil nihai biçim değil

İkiye ayrılmış/yarılmış varoluş görmüyoruz. Çatışkı ya da diyalektik denilenin imkanları dahilinde. Dualite bir algıdır. Bu algının şimdilik bize göre temel problematiğidir. Böyle bakacaksak subjektif bir alana çekmeyeceksek ve subjektif bir alanı özelliği zorunlu dayatma olarak tartışmaya dayatmayacaksak
Ben metafizikçiyim subjektif özelim sanmayacaksak

Böyle tartışacak ve tabanlayacaksak ben az çok belki bir metodoloji ve imkan dahilinde tartışırım..

Metafizik ya da bunun tartışması renk prizmasını (hatta renkleri mutlak olarak) ikiye bölmek (mutlak iki yarıya ayırmak) gibi önce bunun ayrımı/ayırdı anlanması gerekiyor. Bunu çok net olarak söyleyebiliriz. Belirli bir filozofik taban (nesnellik) çerçevesinde tartışılabilir. Öznel çarpıtmaya girilirse ben (bu denileni dahil) tartışmayacağım ve koşulsuz kendimi dahi savunmaksızın geri çekileceğim.

Dileyen yazılanların altına dilediği kişisel karalama-sını bırakabilir-atabilir..

Dediğim gibi bir ezber metafiziği tartışmayacağız dayatmayacağız da, dayatmıyoruz da...

Diğer taraftan dediğimiz gibi bizim tarafımızda metafizik kavramını tartışmak renk prizmasını sağ ve sol diye ikiye ayırmak kadar basit ve görgül bir tartışma da olabilir..

Bize göre yönler var değil mi? taraflar.? Sağ ve sol algımız var. Metafizik denen bu sağ ve sol gibidir sağ ve sol yön kalmadığında metafizikte kalmaz önce bunu kabul ve açık edelim.

Metafizik tartışması bizim tarafımızda sağ ve sol olup olmayacağını bunun mutlak olup olmadığını tartışmak açmak kadar basit saçma ve yüzeyseldir-belirsizdir.

Ama temel olarak metafizik demek sağ ve sol demek gibidir ve sağa göre sol demek gibidir.

Nesnelleşmeyen tanık benden bu alanda yanıt beklemesin ya da kişisel dayatmasına ve yöneltmesine neden uymadığımı/gelmediğimi kendi sorgulasın..

Metafizik denen imkan ya da olanak tartışmasıdır. Varoluşun/Varolmanın doğası denenin araştırılması tartışılmasıdır ya da nitelik denilenin tartışılmasıdır. Olma denenin -içsel- yansıma, alternatif yansıma/olma (realite) biçim ve alanlarını varsa olası anti alanları ve gerçekleri araştırmaktır.

Bu nitelik denilenin olanaklarının belirlenmesi çemberi içindedir...
Yukarıda bir örnek verildi.
Olmak öyle ya da böyle (olmak olarak) yansır.

Benim bildiğim ben bu olmaktır. Eğer bu (ben bu olmak) herşeyi gözetliyorsa ve gözlemliyorsa biz bu anlamda da alternatif realiteleri gözardı edemez ya da mantık tabanında yadsıyamayız. Matematik ve genel -sonsuz- mantık-lama bana bunu buyuruyor...

Ve bu tartışmanın mutlak olarak nesnel olanın belirlenmesi, nesnel bir taban görüş sağlanması (öznel tabanın kesin dışlanması) sonrası yapılmasını biz öncelikle öneriyoruz. Diğer türlü yüzyıllık bir sabır ve su bulandırmayan tartışmacı desteği ve açık fikir-lilik ve objektivite önerebiliriz.

Öznel bir alana metafizik tartışması çekerseniz subjektif bulanık bir alanı taşlarız. Bu alanda bize tuzak kuran görüşmeci/tartışmacı varsa? hava almasını diliyorum.

Benim kendi görüş-lerim değişmeyecek. Bununla çelişmesi kendi problemidir. Subjektiftir.

Şu bu imkan dahilinde değil demek bir sorundur. Metafizik var yok demek değil. Asıl tartışma neyin imkan olduğudur ya da varoluşun nasıl yansıdığıdır, nasıl olduğudur. Nasıllarıdır. Nasılları sınırlamak denen bir sorun.

Bu nasıl belirlemesi içinde metafizik adı konuşlanmadan da belirli sınırlamalar ortadan kaldırılarak bir tartışma yapılabilir.

Bunun dışında öznel bir metafiziği tartışmak belirlemek saçmadır ya da öznel safsatadır, safsata üretir.

"Ben" değil de Olmak ve Varolmak'ı taban alan bir yaklaşımda bunun olanak ve biçimini geniş tartışmak, görmek, açmak, altından metafizik ya da kavramını tartışmak açmak diyebiliriz .

"Ben" ontolojisini temel almayan bir yaklaşma..

ancak öznel/subjel bir tabanda gerçek bir metafizik belirlenemez tartışılamaz. Ya da öznel metafizik olarak kalır. Nesnel çerçeve belirlenip çizilmelidir..

Metafizik denilene inmeden önce nesnel tabana inilmeli.

Metafizik ataraksiya'nın (sonranın) konusu. Öznel'in değil. Geçsin bu ayakları metafiziğini getirsin. Ne dediğini bilmiyor.

Öznel bir tabanı dayatan bir tartışmacı ile metafizik tartışamayız. Metafizik olacağı varsayılan kendi düzleminde fiziktir ve Olmak tabanının içindedir. Olmak'ın bir biçemi ve görüntüsüdür Olmak kavramının dışında değildir, dışında bir alan değildir. Metafizik aslında çok iyi bakılırsa fiziktir ya da fizik olacaksa tartışılır. Tartışmanın tabanında zemin olarak Olmak, mutlak varolmak kavramı belirlenmelidir.

Ben sen ve o değil. Ben sen ve o zemininden metafizik tartışmak ya da bu zemine metafizik çekmek indirmek aptallara göre bir iştir. Varsayım olarak kalır. Şimdi bilgi yapılandırması ve epistemoloji farklı çalışır.

Eğer imkansa tartışılır ama ben buradayım.

Olmak zorunlu yansır deriz. Şu ya da bu biçimde yansır. Bu biçimlerden biri -bi düzlem- metafizik adı görüyorsa da bu fiziğin sonsuza kadar antisi değildir olamaz. Varoluş ikili çatışmalı değildir. Şimdi ve bura fizik sonra metafizik dersin..

Varoluş şöyle ya da böyle yansır. Şu ve bu olarak yansır. Neyse odur ve ne nasıl olarak varoluyorsa öyle varoluyordur.

İşte buradaki belirleme -kayıp ve bilinmeyenleri belirleme araştırma işi metafiziktir. Ya da o olacaksa olmalıdır. Eğer eksik halkalara tüm bilinmeyenlerimize metafizik diyecek diyeceğiz. Kesinleşmemiş dairemize .tümden..

Nesnel bir tartışmada ve alanda metafizik kalmaz.
Metafizik sarıya göre lacivert gibi bir belirleme olur. Bunu defalarca kez tartışıp soruşturup araştırdık.

Metafizik öznel alana göre bir iştir.

Nesnel tabanda metafizik fiziktir. Sonsuz fizik Bilinecek bir şey yoktur çünkü kayıp özne yoktur. Herşey bir bütün. Olmak sonsuzdur kendidir değişmez sarsılmaz bir şey bilmeye özel olmaya gerek yoktur. Bu istencin dinamiği ve mekaniği.

Bilgi eksiği yoktur çünkü her şey fizik (Opamktan yansıyan herşey) adında birlenmiştir/birleşmiştir. Bu şu zaman ya da buraya göre orad abaşka bir biçim ve yansıma formunda oalbilir diyebiliriz. Balın taban Olmak olmalı. Bu taban sağlandığında ikilem kalmıyor. Fizik ve metafizik sayısı/sayılan tam eşit oluyor.

. Ne olmakta ise o oluyordur, tartışarak bunu değiştiremeyiz, koşullarla boğuşularak gereksiz söylemler araştırılmaz. Nesnelciye karışmayın-öznellik dayatmayın. Nesnel kavruçıyor ve beri çekiyor.

Olmak tartışmasız değişmez sarsılmaz bir zemin/taban olarak belirlendiğin de metafizik tartışması kalmıyor. Her şey Olmak'ın sonsuzluğuna ilişkin.

Sonsuz bir olmak . bu kavramda metafizik yok. Metafizik bu anlamda öznel bir istenç. Bilmr istencin varsa bil araştır atlama, anlayınca anla, kavrayınca kavra. Öznel alandan sıyrıl önce. Bu metafizikten ve metafizik tartışmasından hemen önce…

Öznel tabanla ve çatışmacıyla metafizik tartışamayız. Önce bu öznellik deneni aşması gerekecektir.

Bu bir yöntem sorunu oluyor. Öznel belirleme oluyor çünkü bilinmiyorsa ve objektif araştırılmıyorsa şimdi ve buradayı ihmal ve inkar edip kolay hazır bilgi olgu kaçamağıysa hami dayatıyorsa neyi tartışacağız.

Nesnel tabanın metafiziği herşeydir o halde neyi tartışacağız.

Öznelliğe göre nesnel bir aydınlanmadan ya da bakıştan sözediyoruz.

Ben ve sen gibi ayrımlar ve setler çekilmediğinde nesnel birleşme ya da nesnel öznel taban belirlendiğinde şimdi ve burada metafizik tartışmasının önüne geçer ve çekilir. Çünkü metafizik ancak gelecek olarak belirlenebilir ve geleceğin işidir ya da gelecekteki gözlemcinin işidir…

Nesnel tabanda bir ikilem yoktur. Metafizik araştırmak gereği kalmaz..

Varoluşta her ne oluyorsa o oluyordur. Nesnellik bunla barışmıştır. Metafizik varlık ikilemi görmez. Bunun (varolanın) içsel yasalarını ve devimini belirlemek doğru kavram. Şu an da metazifik adında çarpıtma yapılmaktadır. Belirli alanların tartışılmasını önlemek bulandırmak için metafizik çatışması tarihe çatılmış bir çatışmadır. Kavramdan tümden sıyrılmalıdır.

Örnek
Ok geçerli midir? Savaş aracı mıdır?
Sınırlamalar ortadan kaldırıldığında ve teoloji değil bilgi taban alındığında böyle ikilemler kalmıyor..

Bize göre anti gerçekler var demek ya da bu olası demek bunu olasılık olarak belirlemek geçerli kavram.

Bu bir varsayım değil kuantum olasılık olur deriz.
Nesnel bir tabanda metafizik bir anti değildir fiziğin konusudur. Fizik kavramında içerilir-belirlenir.
Fiziği fizik ve antisi/ötesi diye bölmemek anlıyor musun?
Fizik denilen sınırlanmamalıdır. İmkan denilen sınırlanmamalıdır. Varoluş şunu bunu üretmez., içeremez denmemelidir.

Bilinmiyorsa belirli olanaklar olasılıklar imkan dahilindedir.

Başlamadığını savlayabiliriz kesindir

İlk varlık olmayacağını savlayabiliriz nesneldir ve geçerlidir kesindir

Ama bize göre başka uzay ve anti gerçekler yok olamaz dersek bu bir bilgi sınırlamasıdır

Bu da metafiziğin yani öznel din söyleminin önüne geçmek için öznel tabanda bilinçli yapılıyor. Bunu çok iyi biliyor anlıyor bu anlamda da kısmen onaylıyoruz ancak bilgi çabasının önüne geçemez.

Açık araştırma ve keşif yöneltilmelidir. Her ne oluyorsa o var ve gerçek.

Objektif tek gerçek olmaktır.
Bunun altına metafiziği giydirin. Metafizik fiziktir.
Bakın şu şablondan gidelim
Olmak hem fiziktir hem metafiziktir mi diyorsun. İkiye böldün bunu tanımla.
Metafizik bir anti olmak değildir olmama-k değildir..
Olan bir zaman mekan birimine bize göre daha şeffaf bir fiziği dayatıyor diyebiliriz. Bu belirlemedir.

Olmak yüzeyinde yapılandırılmış varoluşlar.. Hepsi bir biçimde fizik ya da orada algı varsa kendi algı tabanı çevresinde nir biçimde fizik -fiziksel
Bize göre anti-fizik metafizik. Şimdilik…

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #102  
Alt 04-04-2019, 15:25
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

sevgili içtenlik

yazınızın başlangıç kısmına göz attım.
tamamını okumadım okuyup devam etmek daha doğru olurdu
sadece ara bilgi notu ekleyip okumaya devam edeceğim.
umarım saygısızlık etmiş olmam

daha girişde bahsedilen ikilemleri zaten red ediyorum
o nedenle idealizme savaş açtım
ontoloji/epistemoloji ayrımının kendisini dahi redediyorum
metafizik denen kavramı hem tarihsel hem nesnel açıdan felsefe dışı kabul ediyorum

bir ustamız
materyalizm için şu tanımı yapmıştı:
metafiziğin ontolojisinin monizmi.....
iyi felsefeciydi
daha doğrusu iyi felsefe tarihçisiydi
bu tanım tek kelime ile zırvadır

ortada düalite yok

olmadığının delili
kendine filozof diyenlerin;
150 yıldır hem felsefeyi ontoloji ve epistemoloji diye ikiye ayırmalarına rağmen
ontoloji üzerine tek laf etmeyip/edemeyip epistemik kelime cilveleşmeleri yapmalarıdır
20. yy felsefesi budur
çünkü hegel/marks sonrasında onlara konuşacak bi alan kalmadı

bu yazıyı neden yazıyorum

idealizm artık ben burdayım diye ortaya çıkamaz
ya ne yapar
''ikilemlerin ayrılıklarının derinleştirilmesinden ziyade bağlantılarının güçlendirilmesini esas alan yaklaşımlar daha belirleyicidir''
türünden cümleler kurar
ikilem zaten yok çünkü ontolojik idealizm geberdi
ama alıntıladığım cümle güya ikilemi reddeder görünürken
bağlantıların güçlendirilmesi türünden bulanık bi gönderme ile ikilemi yeniden üretmeye kalkıyor

söylediğim işte budur
idealizmin kokusunu almak

materyalizme monizm dendiği anda o kokuyu nasıl alabiliyorsam
ikilemi reddeder görünüp bağlantıya atıf yapıldığında da öyle alıyorum

sevgili içtenlik
sen ve ben geleneksel felsefe ile iletişim kuramayız
benim felsefemin geleneksel felsefe ile hiç ilgisi yok diyebilirim

bende ontoloji/epistemoloji diye analitik bi taksonomi yok
metafizik diye bi kategori yok
bu kavramın soykütüğü de sözde tarihi de evrimi de zırvadır
alıntıda red edildiği iddia edilirken yeniden üretilen düalitelerin, materyalizmde tümden reddi var
mesela bende birey/toplum diye bi düalite olmadığı gibi
sanat toplum için mi/sanat için mi türünden zırvalara da yer yok

kavramın yapılandırılması burda kendini filozof ilan eden bi dostum tarafından çokça kullanıldı
kendi idealizmini temize çekmek için
sonuçta geleneksel felsefenin düalitelerinden yola çıkıyordu

arke yok, bütün halinde evren var diyen bir materyaliste
manyetik alan madde değildir diyenler komik olur
kapıdan kovulmuş idealizmin bağlantıya atıf yapması da öyle

en baştan bazı şeylerde anlaşmamız lazım
yoksa iletişim kuramayız
Alıntı ile Cevapla
  #103  
Alt 04-04-2019, 16:36
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Blitzkrieg´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili içtenlik

yazınızın başlangıç kısmına göz attım.
tamamını okumadım okuyup devam etmek daha doğru olurdu
sadece ara bilgi notu ekleyip okumaya devam edeceğim.
umarım saygısızlık etmiş olmam

daha girişde bahsedilen ikilemleri zaten red ediyorum
o nedenle idealizme savaş açtım
ontoloji/epistemoloji ayrımının kendisini dahi redediyorum
metafizik denen kavramı hem tarihsel hem nesnel açıdan felsefe dışı kabul ediyorum

bir ustamız
materyalizm için şu tanımı yapmıştı:
metafiziğin ontolojisinin monizmi.....
iyi felsefeciydi
daha doğrusu iyi felsefe tarihçisiydi
bu tanım tek kelime ile zırvadır

ortada düalite yok

olmadığının delili
kendine filozof diyenlerin;
150 yıldır hem felsefeyi ontoloji ve epistemoloji diye ikiye ayırmalarına rağmen
ontoloji üzerine tek laf etmeyip/edemeyip epistemik kelime cilveleşmeleri yapmalarıdır
20. yy felsefesi budur
çünkü hegel/marks sonrasında onlara konuşacak bi alan kalmadı

bu yazıyı neden yazıyorum

idealizm artık ben burdayım diye ortaya çıkamaz
ya ne yapar
''ikilemlerin ayrılıklarının derinleştirilmesinden ziyade bağlantılarının güçlendirilmesini esas alan yaklaşımlar daha belirleyicidir''
türünden cümleler kurar
ikilem zaten yok çünkü ontolojik idealizm geberdi
ama alıntıladığım cümle güya ikilemi reddeder görünürken
bağlantıların güçlendirilmesi türünden bulanık bi gönderme ile ikilemi yeniden üretmeye kalkıyor

söylediğim işte budur
idealizmin kokusunu almak

materyalizme monizm dendiği anda o kokuyu nasıl alabiliyorsam
ikilemi reddeder görünüp bağlantıya atıf yapıldığında da öyle alıyorum

sevgili içtenlik
sen ve ben geleneksel felsefe ile iletişim kuramayız
benim felsefemin geleneksel felsefe ile hiç ilgisi yok diyebilirim

bende ontoloji/epistemoloji diye analitik bi taksonomi yok
metafizik diye bi kategori yok
bu kavramın soykütüğü de sözde tarihi de evrimi de zırvadır
alıntıda red edildiği iddia edilirken yeniden üretilen düalitelerin, materyalizmde tümden reddi var
mesela bende birey/toplum diye bi düalite olmadığı gibi
sanat toplum için mi/sanat için mi türünden zırvalara da yer yok

kavramın yapılandırılması burda kendini filozof ilan eden bi dostum tarafından çokça kullanıldı
kendi idealizmini temize çekmek için
sonuçta geleneksel felsefenin düalitelerinden yola çıkıyordu

arke yok, bütün halinde evren var diyen bir materyaliste
manyetik alan madde değildir diyenler komik olur
kapıdan kovulmuş idealizmin bağlantıya atıf yapması da öyle

en baştan bazı şeylerde anlaşmamız lazım
yoksa iletişim kuramayız
Sevgili Blitzkrieg

Şimdi ne demeli öncelikle onu bilmiyorum. Bunu düşünüyorum..

--

Biz buradan daha tüm doğacı/gerçekçi, tüm nesnelci/öznelci birarada bir alana kayıyoruz geçiyoruz
Materyalizm dışı ve ötesi mi denir, bilmem yanlış mı olur
Ad bulma telaşına girişeceksek örneğin bir inceleme
Pozitif Nesnelci Doğacılık
Pozitif Nesnelci/Öznelci Doğacılık (Birlikteliği)
Ya da Pozitif Doğacı İndirgemecilik Sentezcilik ; Serbest Doğacı Çözümlemecilik/Sentezcilik
Varoluşçu Doğacılık ; Doğacı Varoluşçuluk ; Toplam Realitecilik
Çok yönlü Çok bakışlı Doğacılık vb. adına gidiyoruz varıyoruz ya da kayıyoruz
--
Bu tabi ayrı bir felsefe konusu dalı gibi
Sayılır da sayılmaz da
Materyalizmin tarih toplum dışına gelişmişi genişlemesi diyelim
Tüm doğacılık
Daha bütüncü diyebiliriz.... Genişi diyebiliriz...
Belki de yanılıyoruzdur ve saçmalıyoruzdur
Kavramlarımız tam ve belirli yani indirgenmiş çözümlenmiş değil aslında
Yakın bir bakış olarak bunu sözettik
Doğacı Bütünlemecilik örneğin
Bütünlemeci Sentezcilik
Çok yönlü bakış herşeye bakış
İki yanlı yönlü ya da çok yönlü görüş tek yanlıdan sonra gelir o bir aşamadır
Çok yönlü tüm yönlü ya da tüm açılardan (her açıdan kapsam) bakış görüş zaman alır
Biz de yeni geliştiriyoruz

"Gözü dört olmak" kavramı var..
Dört yönlülük ya da tüm kürecilik ; "küre dıştancılık" ;"çoktancılık" "çokluculuk" "hepsicilik" "herşeycilik" " dıştan kürecilik" vb. burada temel kavram. Bu yapıtaşı. Bu yeterli...

İk uçlu/iki karşıt uçlu doğrunun yerini düzlem sonra onun yerini sarmal alıyor küre alıyor gibi...
Doğrusal bakış ve lineer odak denilen bir şey var
Sonra çift kutupluluk

----

Evrende herşey küredir bu denilenler değişiyor
Doğru kavramı bir gün yitiyor. İki boyutlulukta

Küreyi esas ve taban alan bir matematik ve mantık düşünün anlayacaksınız
Küreyi taban alacak
Sadece bu ...

Bir küreyi tüm yönlerden görme görebilme, gözetebilme, ya da her yanına eşit odaklanma vb. kavramı esas alın odaklanın..

Küptaş Devri bitti...Çizgi de... İki uçlu yansımalı doğru da. Küre devri ve matematiği/mantığı (tarafsızlık) başlıyor derim...

Yani İdealizmin de Materyalizmin de dışı.-ndayız diyelim...
Ya da her ikisinin ayrımsızlığı ve tam birleşimi/odağı...

Mesela Teizm denir. Karşıtı Ateizm denir. Dışı ve ilgisizi non-teizm denir ya da apateizm icad edilir.

Yani İdealizm (Öznecilik) ve Materyalizm (Nesnecilik) ise;
Bu ikisi birbirine karşı/karşıt ise sentezi ya da dışı alan nedir?
Ya da bu ikisinin ayrıksızlığı ve birleşimi nedir?

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #104  
Alt 04-04-2019, 17:22
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

sevgili içtenlik

birbirimizi anlamak adına

teo tabanında a-teizm teizmin karşıtıdır

ancak,
düşünce-madde sözde sorunsalı tarafından çerçevelenen
ontolojik tabanda
birbirinin karşıtı/zıttı materyalizm/idealizm düalitesi artık aşıldı.

insanlığın düşünsel evriminde felsefe bitti.
bitmek olumsuz anlamda değil
tam tersine olumlu anlamda
felsefe görevini yaptı ve emekli oldu

görevi;
kafatasındaki çatlaklardan içeri sızan idealizmin kirli sularını dışarı atmak
kafatasındaki çatlakları kapatıp yeni sızıntıları engellemekti

biz buna materyalizm diyoruz.

ortada düalite kalmayınca
materyalizm monizm olmaz
biricik olur

artık mesele
dünyayı anlamak değil
onu değiştirmek

felsefe dünyayı anlamamız için görevini yerine getirdi
bu noktadan geri düşülmez
idealizme geçit verilmez

idealizm materyalizmin zıttı değildir
zırvadır
zırva ile sentez olmaz

şimdi anladığımız dünyayı neden değiştireceğiz

bu zorunluluk değil
sadece tercih
özgürlüğü sevmekle ilgili
egonun gücü ve gelişmişliğiyle ilgili

biz silahlıyız felsefe silahımız
burdan ötesi nışancılığımıza kalmış, tercihlerimize kalmış
ve elbetteki nesnel koşullara
biz de nesnel koşuluz
özne diye bişey yok
nitelikler var

ben ve sen de birer niteliğiz
biz de bir diğer nitelik
tüm nitelikler ise evrene dair
materyalizm bu, fazlası değil
işlevi de idealist zırvalara aşılı olmamıza yaptığı katkı
değiştirmek istediğimiz evreni anlamamıza yaptığı katkı

tartışmaya açtığınız metnin
evreni özgürlüğümü mümkün kılacak şekilde değiştirmeme
katkısı varsa
kasyopyalıların katkısı varsa
biz iletişime açığız

ama metinler buram buram idealizm kokuyor
zırvalara öğrenci yada öğretmen aracılara
onların hezeyanlarına
matematikçi/fizikçi eşlerinden kulak aşinalığı edindikleri birkaç süslü lafa
ne dememi beklersiniz

herkesle ve eşit şekilde iletişim kuramayan bi gücün
birileriyle kurduğu iletişimden bana ne

devrimci olduğunu ilan etmek kolay görünebilir
ancak nesnel karşılığı
ilk fırsatta öldürülmeniz
kodese tıkılmanız
işkencehanede düşmanla yüzleşmeniz olabilir

devrimci olduğumu ilan ederken ben bunun farkındayım
neyle yüzleşebileceğime dair net fikrim var

bu koşullarda,
züppe delüzyonlarla
karşıma çıkıp kurtuluş reçetesi öneren
mistik orta-üst sınıf yosmalarının fantazileriyle uğraşamam
sizin de uğraşmanıza tahammül edemiyorum

işimiz zaten zor
siz de özgürlük aşığısınız
bu yol tehlikeli kan ve barut kokan bir yol

her satırı idealizm kokan bi metinden
sözde kurulduğu varsayılan ilişkinin biçiminden
dayattığı/koşulladığı postmodern kast sisteminden
bize bi fayda çıkmaz
hemen şimdi özgürlük derdimiz var

daha önce de söylediğim gibi
iletişim kanalı açık
herbir insan tekiyle, eşit ve özgürlüğümüze katkı koyacak iletişime kapalı değiliz

artık tanrılar yeni metodlar bulsun

metinler/kutsal kitaplar
kanallamalar/aracılar/mesihler/havariler/elçiler
anlaşılması/anlatılması/tebliği gereken satır aralarında gizli sırlar/bilgiler/sözde gerçekler/mucizeler

bu üçlem artık çok sıktı
gına geldi

ya özgürlük ya ölüm diye yola çıkan
felsefeyle silahlanmış sonuna kadar gitmeye kararlı bir akla
bu üçlem nasıl sıkıntı veriyor bir bilseniz
Alıntı ile Cevapla
  #105  
Alt 04-04-2019, 18:30
Rapi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Rapi Rapi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Mar 2019
Mesajlar: 546
Standart

birbirinin karşıtı/zıttı materyalizm/idealizm düalitesi artık aşıldı.
Dualite tanımınız olmamış. İki farklı unsurun birbirini tamamlayıcı bir bütün oluşturmasını kastetmediğinizi düşünüyorum. Belli ki diyalektik kavramı uygundu.

insanlığın düşünsel evriminde felsefe bitti.
bitmek olumsuz anlamda değil
tam tersine olumlu anlamda
felsefe görevini yaptı ve emekli oldu

görevi;
kafatasındaki çatlaklardan içeri sızan idealizmin kirli sularını dışarı atmak
kafatasındaki çatlakları kapatıp yeni sızıntıları engellemekti
felsefe dünyayı anlamamız için görevini yerine getirdi
Felsefe bir yöntem ya da bir araç mıdır ki görevini yapsın bitsin?
Günlük yaşamda böyle algılanmış olması bu olduğunun kati sonucunu içermez. Onun da bir neliği ve alanı mevcut.
Her ne kadar pozitivizimle hep bilimin izinde ve hizmetinde bir aracı olması öngörülse de. Yeni Ontolojinin varlığı olgularla somut koşullarda, deneysel kategorik ilişkileri ile ölçülüp biçilmesini istese de.
Bunlar bakış açısıdır. Felsefe son sözü hiçbir zaman söylemeyeceği için hiç bitmeyecektir.

Felsefede süregelen tartışmalara bakıldığında o tartışmaları yapan filozofların farklı zaman dilimlerinde olmalarına rağmen aynı çağda yaşıyor gibi bir algı oluşturur. Bunun nedeni felsefi problemlerin her çağ ve insanda tekrar ele alınıyor olmasıdır. Örneğin bahsettiğiniz özgürlük kavramı. Antik dönemde de 17 ve 18. yüzyılda da, günümüzde de bir sorunsal. Değişen problemlere yönelik açıklamalar ve kavrama yüklenen anlamlar.

Felsefe her zaman hayatın içindedir. Ondan etkilenir ve onu etkiler.
Özellikle 20. yüzyılda dünya savaşları ile büyük acılar çeken insanlar, devletler arası gerilimler, hızlı sosyal değişimler çözüm arayışı için felsefeye ihtiyaç gösterir.
Örneğin varoluşçuluk işte bu sorunsala bir umut aralar. Belki evrenin arkesi artık temel bir problematik değildir. Ama felsefe ve konusu vardır; günümüzde insan felsefesi, onun varoluşu, özgürlüğü, etik değer arayışları ön plana çıkar.
Herkes için dediğiniz noktada bile çoğunlukçu faydanın etik değeri mevcuttur.
Öz kavramına odaklanılan çağdaş bir dönemde subjektif idealizmi dışlayamayız. Bilinç kavramı olmadan salt fenomeni açıklayamayız.

Bir de günümüz felsefesinin en önemli alanını unutmayalım: Hermeneutik. İnsanın söz ve eylemlerinin oluşturduğu ürün ve yapıların anlamına yönelik yorumlamalar tarihe, kültüre,tecrübeye dayalı tahliller varlık koşulunun da anlaşılması için zorunludur.
Sonuç olarak anlamak insanın var oluşunun en büyük kabiliyetidir.
Eylem bundan sonra gelir.
Alıntı ile Cevapla
  #106  
Alt 04-04-2019, 19:28
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

Rapi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Dualite tanımınız olmamış. İki farklı unsurun birbirini tamamlayıcı bir bütün oluşturmasını kastetmediğinizi düşünüyorum. Belli ki diyalektik kavramı uygundu.



Felsefe bir yöntem ya da bir araç mıdır ki görevini yapsın bitsin?
Günlük yaşamda böyle algılanmış olması bu olduğunun kati sonucunu içermez. Onun da bir neliği ve alanı mevcut.
Her ne kadar pozitivizimle hep bilimin izinde ve hizmetinde bir aracı olması öngörülse de. Yeni Ontolojinin varlığı olgularla somut koşullarda, deneysel kategorik ilişkileri ile ölçülüp biçilmesini istese de.
Bunlar bakış açısıdır. Felsefe son sözü hiçbir zaman söylemeyeceği için hiç bitmeyecektir.

Felsefede süregelen tartışmalara bakıldığında o tartışmaları yapan filozofların farklı zaman dilimlerinde olmalarına rağmen aynı çağda yaşıyor gibi bir algı oluşturur. Bunun nedeni felsefi problemlerin her çağ ve insanda tekrar ele alınıyor olmasıdır. Örneğin bahsettiğiniz özgürlük kavramı. Antik dönemde de 17 ve 18. yüzyılda da, günümüzde de bir sorunsal. Değişen problemlere yönelik açıklamalar ve kavrama yüklenen anlamlar.

Felsefe her zaman hayatın içindedir. Ondan etkilenir ve onu etkiler.
Özellikle 20. yüzyılda dünya savaşları ile büyük acılar çeken insanlar, devletler arası gerilimler, hızlı sosyal değişimler çözüm arayışı için felsefeye ihtiyaç gösterir.
Örneğin varoluşçuluk işte bu sorunsala bir umut aralar. Belki evrenin arkesi artık temel bir problematik değildir. Ama felsefe ve konusu vardır; günümüzde insan felsefesi, onun varoluşu, özgürlüğü, etik değer arayışları ön plana çıkar.
Herkes için dediğiniz noktada bile çoğunlukçu faydanın etik değeri mevcuttur.
Öz kavramına odaklanılan çağdaş bir dönemde subjektif idealizmi dışlayamayız. Bilinç kavramı olmadan salt fenomeni açıklayamayız.

Bir de günümüz felsefesinin en önemli alanını unutmayalım: Hermeneutik. İnsanın söz ve eylemlerinin oluşturduğu ürün ve yapıların anlamına yönelik yorumlamalar tarihe, kültüre,tecrübeye dayalı tahliller varlık koşulunun da anlaşılması için zorunludur.
Sonuç olarak anlamak insanın var oluşunun en büyük kabiliyetidir.
Eylem bundan sonra gelir.
diyalektik kavramı da uygun olmazdı
sözde bir sorunsalın koşulladığı bir ikilem diyelim
en azından tarihsel kökeni oydu
ancak an itibarıyla tarihsel kökeni aşındı ve yok oldu
madde/düşünce diye bir sorunsal yok
dolayısıyla idealizm materyalizm diye iki ekol yok
karşıtlık da diyalektik de yok
biri ötekinin zıttı değil
zıtlığın tabanı yok
düşünce madde kavramında içkin
kümenin elemanı kümenin karşısına nasıl konulacak
uygun kelimenin ne olduğu da önemsiz
artık kelime seviciliğine felsefe demiyorum
derdimin anlaşıldığından eminim

varoluşçuluk türünden züppeliklere felsefe demiyorum
felsefe evrenin doğasını açıklamıştır ve görevi sona ermiştir
bundan sonrası cesaretle ilgili
felsefe ile ilgili değil

varoluş sorunu diye bi sorun yok
ölümlü olduğumuz gerçeği var
bu gerçekle barışmak için edebiyat yapanlara filozof payesi biçemem
sartre camus beckett iyi edebiyatçılar olabilir
onların snob bulantıları ilgimi çekmiyor

aksiyolojik zırvalar üzerine kesilen ahkamlar
tek kelime ile göt korkusunun edebiyatıdır
benim felsefe anlayışımda başlık konusu değildirler

20 yy savaşlarının ne olduğu da ortada
felsefe bunları hem öngörmüş hem ilacını tavsiye etmişti
hastalıklarını tedavi etmek felsefenin işi değil
insanın işi

o da masa başında kavram üretmekle olmuyor
can alıp can vermek gerekiyor

evet felsefe bir araçtır,
evrene bakışımızı keskinleştirmenin aracıdır
felsefe evrenin nasıl işlediğini ortaya koydu
görevi buydu

bilinç kavramı ile idealizmin ne alakası var
bilinç maddeye/evrene dairdir
öz diye bişey de yoktur

aşılmış zırvaların yeniden süslenmesi
tevfik fikret'in istanbul için dediği gibi
''bin kocadan arta kalan bakire dul''

aşıldı bunlar.
bitti.
hegel ortaladı marks kafayla doksana gönderdi o topu

şimdi bize düşen züppe bulantıları bi kenara bırakıp hayatımıza sahip çıkmak
bedelini de göze almak
bunun için hiç bir meşruiyete ihtiyacım yok,
felsefe süsü verilmiş lafazanlıklara da.
Alıntı ile Cevapla
  #107  
Alt 04-04-2019, 21:34
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Blitzkrieg´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili içtenlik

birbirimizi anlamak adına

teo tabanında a-teizm teizmin karşıtıdır

ancak,
düşünce-madde sözde sorunsalı tarafından çerçevelenen
ontolojik tabanda
birbirinin karşıtı/zıttı materyalizm/idealizm düalitesi artık aşıldı.

insanlığın düşünsel evriminde felsefe bitti.
bitmek olumsuz anlamda değil
tam tersine olumlu anlamda
felsefe görevini yaptı ve emekli oldu

görevi;
kafatasındaki çatlaklardan içeri sızan idealizmin kirli sularını dışarı atmak
kafatasındaki çatlakları kapatıp yeni sızıntıları engellemekti

biz buna materyalizm diyoruz.

ortada düalite kalmayınca
materyalizm monizm olmaz
biricik olur

artık mesele
dünyayı anlamak değil
onu değiştirmek

felsefe dünyayı anlamamız için görevini yerine getirdi
bu noktadan geri düşülmez
idealizme geçit verilmez

idealizm materyalizmin zıttı değildir
zırvadır
zırva ile sentez olmaz

şimdi anladığımız dünyayı neden değiştireceğiz

bu zorunluluk değil
sadece tercih
özgürlüğü sevmekle ilgili
egonun gücü ve gelişmişliğiyle ilgili

biz silahlıyız felsefe silahımız
burdan ötesi nışancılığımıza kalmış, tercihlerimize kalmış
ve elbetteki nesnel koşullara
biz de nesnel koşuluz
özne diye bişey yok
nitelikler var

ben ve sen de birer niteliğiz
biz de bir diğer nitelik
tüm nitelikler ise evrene dair
materyalizm bu, fazlası değil
işlevi de idealist zırvalara aşılı olmamıza yaptığı katkı
değiştirmek istediğimiz evreni anlamamıza yaptığı katkı

tartışmaya açtığınız metnin
evreni özgürlüğümü mümkün kılacak şekilde değiştirmeme
katkısı varsa
kasyopyalıların katkısı varsa
biz iletişime açığız

ama metinler buram buram idealizm kokuyor
zırvalara öğrenci yada öğretmen aracılara
onların hezeyanlarına
matematikçi/fizikçi eşlerinden kulak aşinalığı edindikleri birkaç süslü lafa
ne dememi beklersiniz

herkesle ve eşit şekilde iletişim kuramayan bi gücün
birileriyle kurduğu iletişimden bana ne

devrimci olduğunu ilan etmek kolay görünebilir
ancak nesnel karşılığı
ilk fırsatta öldürülmeniz
kodese tıkılmanız
işkencehanede düşmanla yüzleşmeniz olabilir

devrimci olduğumu ilan ederken ben bunun farkındayım
neyle yüzleşebileceğime dair net fikrim var

bu koşullarda,
züppe delüzyonlarla
karşıma çıkıp kurtuluş reçetesi öneren
mistik orta-üst sınıf yosmalarının fantazileriyle uğraşamam
sizin de uğraşmanıza tahammül edemiyorum

işimiz zaten zor
siz de özgürlük aşığısınız
bu yol tehlikeli kan ve barut kokan bir yol

her satırı idealizm kokan bi metinden
sözde kurulduğu varsayılan ilişkinin biçiminden
dayattığı/koşulladığı postmodern kast sisteminden
bize bi fayda çıkmaz
hemen şimdi özgürlük derdimiz var

daha önce de söylediğim gibi
iletişim kanalı açık
herbir insan tekiyle, eşit ve özgürlüğümüze katkı koyacak iletişime kapalı değiliz

artık tanrılar yeni metodlar bulsun

metinler/kutsal kitaplar
kanallamalar/aracılar/mesihler/havariler/elçiler
anlaşılması/anlatılması/tebliği gereken satır aralarında gizli sırlar/bilgiler/sözde gerçekler/mucizeler

bu üçlem artık çok sıktı
gına geldi

ya özgürlük ya ölüm diye yola çıkan
felsefeyle silahlanmış sonuna kadar gitmeye kararlı bir akla
bu üçlem nasıl sıkıntı veriyor bir bilseniz
Sevgili Blitzkrieg

Şimdi telefon kullanıyorum yazmak zor olacak ama yazımlarınızı tuhaf bir şekilde o kadar sıcak ve samimi buluyorum ki okurken iki üç yeri kafamda düzeltmeme rağmen yazmaya elim gitmedi ama vereyim mi?

Ayrıca serbest sıcak içten bir tavır ve gerçek bir neşe ve keyifle okuyoruz

Birincisi Kasyopyalılar yok , Kayopyalılar biziz-bizmişiz
Ben onların yalancısıyım
İkincisi aynı an da herkesle birleşilip iletişim kuruluyor Laura özel bir figür değil ya da iletişim tek Laura tekiyle değil
O kendini öyle sanıyorsa kendi hüsnü kuruntusu
Orta da tanrı yok.. Tanrılar zaten yok...
Denildiği gibi konunun tersini dayatmak, üzerine gitmek ya da konuyu detaylandırmakta açıkçası istemiyorum...
Kabaca hala sizin tarafınızda benim tarafımdaki görüşe göre başka şey görüldüğünü/sanıldığını söylemeliyim... Ya da görüşler bakışlar örtüşmüyor...

Acil özgürlük..
Acil özgürlük için bir - bir kaç öneri var.
Mesela bunları getirmek istiyorum ama nasıl karşılanacağını biliyorum.
Burada topa tutulurum. Açmaya yorumlamaya kalkarsam daKuran yorumcusu gibi olurum hiç gerek yok...
Yani okunan size hiç bir şey ifade etmeyecek bunu biliyorum...
Biraz ara verelim ve zamana yayalım olur mu?

Yağmacılara karşı birleşmiş 200 kişi. Örnek bu... Ama bu örneği açınca başka kavramlar devreye giriyor o sevilmiyor.
Bakın şunu söyleyebilirim bunu ben biliyorum. O soruları soranlar Laura ve grubu olmasaydı oradaki terminoloji de bambaşka olurdu...

Şimdi sevgili Blitzkrieg ben sizi okuyorum değil mi? Kasyopyayı da okuyorum. Şunu söyleyebilirim bence sizin okumanıza gerek yok. Dayattıysam özür dilerim..
Ayrıca şunu söyleyebilirim bence benim o okumalardan sonra gördüğüm en canlı kimliklerden birisiniz.
Yani bu metnin tabir terminoloji ve jargonlarıyla konuşsam ve bir sınıflama yapsam Laura ve onun gibilerin aradığı Nordik kimlik/tip denilen bir tip ve profil var. Laura-ların bugün geçtiği süreçten daha önce geçmiş olanlarımız. Sizi direkt bunlarla özdeşleştirirdim. Bu konu da alıntılarda var ancak arada sevmeyeceğimiz nahoş bulacağımız ifadeler var o yüzden almıyorum. Hani siz dediniz ya ben daha dindarken sorguluyordum. Lauraların ki de bunun ağır aksak bir biçimi sonuçta...

Sizin idelaizm kokusu alıyor olmanız gibi ben sevilmeyen bazı şeylerin kokusunu alırım

Gerçekten içtenliğiniz emin olun bambaşka

Ama şu var . Sizi okumanın Kasyopya okumak gibi olduğu yerler oldu.....

.........
Laura Nordik arıyor? Laura Nordik arıyor? Laura Nordik arıyor?

---
Felsefeye bir dönem ben de çok taktım önemli bir şey değil adlandırmalar yapay çok takılmamak ve bilmediğini sanmamak gerekiyor. En bilmeyenlerimiz bazen en çok biliyor. Kavramsal kafakarışıklığı oluyor.
Eğitim ve Sınav Sistemi başlığıma Foucault'un videosunu atmıştım. Orada bir diploma yorumu var. Felsefeyle de bazı şeyleri kavramsal kafakarışıklığı kılığına ve yanaşık düzene sokarak anlamıyor ve bilmiyor olduğumuzu düşünmemiz sağlanıyor isteniyor. Bilgi seçkinliği gibi bunlar da karmaşık düzenekler... En saf halimiz en iyi halimiz. Saf kavrayış..
Kavramsal felsefe denen müzikle nota eşleştirmek gibi ek bir uğraş.. Biz de bu alana bilgi seçkinleri olmasa ilan edilmese girmezdik. Ben anlayamayacağım bir şeyi tahayyülde tahammülde edemem. Ben bilmiyorsam o yoktur ya da başkalarıda anlamıyordur... Brn anlayan kadar analtım anlamaya çalışırım. Daha dün 3-5 yıl önce idealizm matetyalizm kavramı bana göre sigara matkadı gibiydi ilgilenemezdik. ben aklımdakine yoluma bakardım. kültürel emdiğim kavramlar hariç dile ve felsefeye bile katmazdım..terminoloji seçkin üretir...

Ayrıca rahatsızlık denenle ilgili
Sizi anlıyorum.
Sizi rahatsız eden şeyleri de emin olun bence çok iyi biliyor anlıyorum.
Bunların haklı makul ya da geçerli sebeplerini de görüyoruz...

Kasyopya da kendinden bilgi almak ve açıktan o kanaldan hazır bilgi almak ayrımı vardır ve tabi ki kendinden alınan içte üretilen bilgi teşvik edilir ve önemli öncelikli görülür. Orda anlatılan hiç bir şeyin de kişinin yine içten gerekirse sağlayamayacağı bir şey olmadığı eklenir..

Ne denmesi gerektiğini bilmiyorum.
Özgürlük derdimiz ne kadar acil?
Bunu bizim dışımızda birilerinden, kimi gruplardan umudumuz var bu metni okuma sonrası yapılan gözlemler..

Kasyopyanın önerdiği bir ek silahta derin/yoğun düşünmeye ek olarak nefes teknikleri egzersizidir...
Bende böyle şeylere pek tam kulak asmam.
Mesela metinde kristaller felan geçer benim için oralar yok...

Özgürlük mümkün diyor Kasyopya
Ama başka kavramlar var....

Bir de Nordik kovenantı diye bir şey var bu metinde. Ben bunun saf haliyle (özgün haliyle biçimiyle) Materyalizmle bağını sorguluyorum... Bunu çözemedik ama ilginç bir kavram..

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #108  
Alt 05-04-2019, 00:38
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

sevgili dostum

ne isen o olarak, kendini ortaya koymaktan bir an bile geri durma
bırak topa tutsunlar
kim ne isterse onu yapsın
eğer birgün ben de seni topa tutarsam
bu sadece sevdiğimden olacak

burda nefret ettiklerim de var
onları da nefretim yüzünden topa tutacağım
ama nefretten arınmış,
budha olmuş nirvanaya ermiş bi adam taklidi yapmadım yapmaya da niyetim yok

beni anladığını biliyorum
eskilerin dediği gibi
kalp kalbe karşı
iletişim için ne felsefeye ne başka bişeye de ihtiyaç yok

ortak acılar ortak mutluluklar ortak istençler gerekli
o zaman iletişim hem mümkün hem kaçınılmaz olur

gelinen süreç önceden kısmen öngörülmüştü
kapitalizmin çöküşü içkin dinamikleriyle açıklanmıştı
ancak sanayi toplumunun çöküşü öngörülemedi
kıyamet senaryolarından hoşlanmam
ancak;
çöken sadece kapitalist-emperyalizm değil
bizzat sanayi toplumu
medeniyetin kendisi

artan marjinal maliyet sarmalında bir dünyada yaşıyoruz
özgürlük çok acil
efendi-köle ilişkisi
hem türümüzü hem de birçok diğer türü yok etmek üzere

üç-beş şaşkın güç manyağı dünyayı mahvolmanın eşiğinde tutuyor
kaynaklar tükeniyor hem de hızı artarak
marks, ekonomik faaliyeti gündelik hayatın yeniden üretimi diye güzel ifadelendirmişti
ama gündelik hayatın üretimi
her gün daha fazla kaynak tüketerek mümkün
teknoloji kaynak kullanımını azaltmadı
tükenme noktasına doğru ivmelendirdi

şu an insanlık en büyük ar-ge kaynaklarını post-konvansiyonel silah araştırmalarına harcıyor
bu adi herifler dünyayı yoketmeden
özgür ve bilinçli bireylerin komünitisine geçiş acil sorun

ve önümüzde bir sürü gerzek üstyapı kurumu engel olarak dikiliyor
dinler ideolojiler hatta bilim ve felsefe ve teknoloji
şu an hiç birinin yaşama faydası yok
sadece zararı var

modern değil ilkel komünal toplum
ya isteyerek
ya da toplu vahşetin sonunda kalanlar tarafından mecburen hayata geçecek

içinde bulunduğum duygudurumun/bi çeşit depresyonun ürettiği bi pesimizm değil bu

biraz iktisat bilen
marjinal maliyetin üstel artışını gören sadece kapitalizmden değil
endüstri toplumundan nefret eder

acil özgürlük derken
tüm bunları içerecek şekilde kuruyorum o cümleyi

üç-beş zibidi sözde filozof edebiyatçı artıklarının o yapmacık bulantıları
binlerce çocuğun açlıktan hastalıklardan
yıkıcı silahlardan yokolup gidişini seyretmenin acısına denk olamaz

bu sonu görmek pesimist kehanet değil

marksist arkadaşların bi sloganı vardı
ya sosyalizm ya barbarlık diye, rosa luksemburga atfedilen
eşiğinde olunan durum bu
Alıntı ile Cevapla
  #109  
Alt 05-04-2019, 01:45
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Blitzkrieg´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili dostum

ne isen o olarak, kendini ortaya koymaktan bir an bile geri durma
bırak topa tutsunlar
kim ne isterse onu yapsın
eğer birgün ben de seni topa tutarsam
bu sadece sevdiğimden olacak

burda nefret ettiklerim de var
onları da nefretim yüzünden topa tutacağım
ama nefretten arınmış,
budha olmuş nirvanaya ermiş bi adam taklidi yapmadım yapmaya da niyetim yok

beni anladığını biliyorum
eskilerin dediği gibi
kalp kalbe karşı
iletişim için ne felsefeye ne başka bişeye de ihtiyaç yok

ortak acılar ortak mutluluklar ortak istençler gerekli
o zaman iletişim hem mümkün hem kaçınılmaz olur

gelinen süreç önceden kısmen öngörülmüştü
kapitalizmin çöküşü içkin dinamikleriyle açıklanmıştı
ancak sanayi toplumunun çöküşü öngörülemedi
kıyamet senaryolarından hoşlanmam
ancak;
çöken sadece kapitalist-emperyalizm değil
bizzat sanayi toplumu
medeniyetin kendisi

artan marjinal maliyet sarmalında bir dünyada yaşıyoruz
özgürlük çok acil
efendi-köle ilişkisi
hem türümüzü hem de birçok diğer türü yok etmek üzere

üç-beş şaşkın güç manyağı dünyayı mahvolmanın eşiğinde tutuyor
kaynaklar tükeniyor hem de hızı artarak
marks, ekonomik faaliyeti gündelik hayatın yeniden üretimi diye güzel ifadelendirmişti
ama gündelik hayatın üretimi
her gün daha fazla kaynak tüketerek mümkün
teknoloji kaynak kullanımını azaltmadı
tükenme noktasına doğru ivmelendirdi

şu an insanlık en büyük ar-ge kaynaklarını post-konvansiyonel silah araştırmalarına harcıyor
bu adi herifler dünyayı yoketmeden
özgür ve bilinçli bireylerin komünitisine geçiş acil sorun

ve önümüzde bir sürü gerzek üstyapı kurumu engel olarak dikiliyor
dinler ideolojiler hatta bilim ve felsefe ve teknoloji
şu an hiç birinin yaşama faydası yok
sadece zararı var

modern değil ilkel komünal toplum
ya isteyerek
ya da toplu vahşetin sonunda kalanlar tarafından mecburen hayata geçecek

içinde bulunduğum duygudurumun/bi çeşit depresyonun ürettiği bi pesimizm değil bu

biraz iktisat bilen
marjinal maliyetin üstel artışını gören sadece kapitalizmden değil
endüstri toplumundan nefret eder

acil özgürlük derken
tüm bunları içerecek şekilde kuruyorum o cümleyi

üç-beş zibidi sözde filozof edebiyatçı artıklarının o yapmacık bulantıları
binlerce çocuğun açlıktan hastalıklardan
yıkıcı silahlardan yokolup gidişini seyretmenin acısına denk olamaz

bu sonu görmek pesimist kehanet değil

marksist arkadaşların bi sloganı vardı
ya sosyalizm ya barbarlık diye, rosa luksemburga atfedilen
eşiğinde olunan durum bu
Bura boş serbest ve gereksiz karalama alanı değil mi?
O halde biraz gereksiz karalayayım çünkü zaman duygumu biraz yitiriyorum bazen. Bu her zaman olmuyor ama şu an böyle o yüzden yukarıdakiler bana hiç bir anlam ifade etmedi. Gelip geçen sorunlar gibi. Hiç orada yokmuşlar gibi...

Umarım bir Sosyalizm felan olur...

--

zaman yok ki ya da ölüm kesintisi ile bitişik başkalarının yaşamları var...

zaman yok ki ya da ölüm kesintisi ile bitişik başkalarının yaşamları -bizim aynı olmamız- var...

zaman yok ki ya da ölüm kesintisi ile bitişik başkalarının yaşamları -bizim önceki olmamız- var...

zaman yok ki ya da ölüm kesintisi ile bitişik başkalarının yaşamları -bizim önceki durum olmamız- var...

zaman yok ki ya da ölüm kesintisi ile bitişik başkalarının yaşamları -bizim aynı ve öteki ve geçmişte olmamız- var...

zaman yok ki ya da ölüm kesintisi ile bitişik başkalarının yaşamları -ve bizim form olmamız- var...

zaman yok ki ya da ölüm kesintisi ile bitişik başkalarının yaşamları -ve maddi bütünlük-maddi başkalık kazanmamız ya da varoluşun formuna geri dönüşümümüz- var...

zaman yok ki ya da ölüm kesintisi ile bitişik başkalarının yaşamları -bizim aynı form olmamız- var...

ölüm hakkında ne düşünüyorsun? hiç düşündün mü?

ölmeyi istemiyorum
ölmekten korkmuyorum
ölmeyi sevmiyorum
benim üç cümlem bu bunda fazlasını bilmiyoruz
ölümün canı cehenneme
Ne zaman ölüm imgesine vursam yaşam ya da zaman genişliyormuş gibi olur.

Ölmeyi anlamıyorum. Ölmeyi hiç anlamıyorum. Rasyonel bulmuyorum. Neden acaba?
Ölüme inanmıyorum derdim eskiden.. ölüme inadım... ölümün gücüne gitmeli...
İnsan ölmenin ne olduğunu bilerek mi ölmeli?

Diğerleri devam edecek...
Diğerleri olacak..

Bazen yazardım insanlığın uzak ötedeki torunları ne düşünüyorlar bizim hakkımızda.
Geçmiş bir toz bulutudur. Biz şimdi yarının önceki toz bulutuyuz..
Onlar geleceğe devrim bırakmamızı mı istiyor_?

Gelecek deneni bir an tıpkı geçmişin varolması gibi bir şeyler olan bir yer olarak bir silüet olarak vb. bir düşünmeli bir an olsun kendini geçmişte (geleceğe göre) düşünmeli derim..

Yan bir zaman çerçevesi yoksa Marks şu an Das Kapital yazıyor.
Bu forum 100 sonra yayında mı basılı mı? Digital kayıtlı mı? İlgilenen var mı?
100 sene digital nedir? devrim mi var?

Ben gelecekte Marks gibiyim. Birilerinin düşüncesinde hatırlanıyorsam geçmişteyim... Yoksam ve varsa soylarım var.
Onbin yıl öte de soyum olabilir.
Bu mümkün..
72.000 kişi de özkanım...

Hiç emin değilim yazacaklarımdan...

Ölümle ilgilenmemek doğru kavram bende. Ölümle bakışmamak, ölümü yadsımak gibi tuhaf durum

Ölümle ilgili hep şunu yazardım. Çıplak gözlerimle bakarım ne olduğuna olacağına hiç bir şey ummuyorum.
Bunu düşününce bazen görüntü dalgalanıyor tv ekranı gibi kafamda bir an imge.. konuk oluyorum o zaman kendime....

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #110  
Alt 05-04-2019, 02:47
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

ne oluyo dostum

sonuçta olasılıklı olan bir durumu dramatize ederek
kolayca kıyamet senaryosu oluşturdum
sen de içinde ölüm geçen onlarca cümle kurdun.

umut ya da umutsuzluk kolayca aşılanabilen ve yönlendirilebilen bir şeydir
bu işlerden hintliler çok ekmek yedi.

dawkins'in bi videosu vardı, enemies of reason
onu izlediğimde oha demiştim

quantum tedavisi falan vardı.

celselerde,
bedenleri kullanılmak üzere kaçırılan taşıyıcıların ruhlarının ne olduğu sorulmuş
cevap olarak bu ruhların genelde dünyaya döndüğü söylenmiş.
ne ruhu bu, tuz ruhu mu

anlasana!
bilindik zırvalar bunlar

senden iyi bi özgürlük savaşçısı olur
kendini/aklını bu şarlatanlardan korumasını bilmelisin.

ama olmuyorsa
felasife'nin yaptığını yapmalısın
doğaya dönmeli ve kendinle başbaşa kalmalısın
mümkünse de birkaç hayvan dost edin

kasyopya senin kapasitenin çok altında sıradan bi palavra
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:05 .