İstesende, istemesende tüm canlılar, her nesilde değişir. Çünkü DNA %100 başarı ile kopyalanamaz. Doğal seleksiyon bu değişimleri sabitler. Kafasıan göre her yöne gerçekleşen değişimi belli bir yönde tutar. Böylece doğal seleksiyon değişmedikçe, domates veya fil, değişmeden kalır.
Ama işin içine insan girip, toplayıcılıktan yetiştiriciliğe başlayınca doğal seleksiyon değişmiş, insana bağlı olmuş olur. Böylece domatesin kendi ihtiyaçlarına uygun olanını seçer, onu eker, biçer. Sonuçta, insana hitap eden genetik değişimler kümülatif olarak izlenir. Netice, nesiller sonra insana daha çok hitap eden ve genetiği orjinal domatesten farklı yeni bir "domates" ortaya çıkar.
Bugün yapılan, rasgele değişimlerin doğru kombinasyonu oluşturmasını oturup beklemek yerine, direk DNA'yı ilgili hale getirmekten ibarettir.
Şimdi madem merak ediyorsun, anlatalım, domates daha önceleri neydi, nasıl bir şeydi?
Domates'in domates olması, 1500'lü yıllara dayanır. O yüzden bu evrim gayet iyi bilinmektedir. Senin masal sandığın Domatesin hikayesi, taa bu kadar iyi bilinmektedir.
Domates, yani Solanum lycopersicum, orjinal hali, şili, peru gibi amerika ülkelerinde yetişen bir bitkidir. Bugün kullanılan domateslerin kökeni ise, Peru'da yetişen bir domates türüdür.
Bu gördüğün gibi bildiğin domatese hiç benzemez. Bunlar insan için yemeye uygun değildir. Sert dış kabuklu ve çok cıvık bir iç dokuya sahiptir. Tadı kötüdür. Rengi ise olgunlaşınca kırmızı değil, sarı - turuncu olur.
İlk amerikan kaşifleri bu bitkiyi alıp avrupaya getirmiş, kendi bahçelerinde süs bitkisi olarak kullanmışlardır. Meyveleri ise yenmeyecek kadar kötü olduğu için, önceleri etli yaprakları yenmek istenmiş, fakat zehirli olduğu için bu pek mümkün olmamıştır.
Bunun akabinde, zehirli yapraklar hayvanları uzak tuttuğu için bahçelerde süs ve koruma amacıyla kullanımı gelişmiştir. Daha güzel, daha renkli meyveleri olanlar seçilirken, kırmızı domatesler 1600'lü yıllarda ortaya çıkar. Kırmızı domates, yenebilir lezzettedir üstelik. Böylece yenebilien domatesin ortaya çıkması ile, artık bahçeden tarlaya üretimi yapılır. Bu üretim esnasında, daha ince kabuklusu, daha büyüğü derken bugün bildiğimiz farklı özelliklerdeki yaklaşık 3 bin domates türü gelişir.
Bu süreçte gerçekleşen rasgele mutasyonlar insan tarafından seçilirken, QTL (quantitative trait locus),
BAC (bacterial artificial chromosome), SNP (single nucleotide polymorphism), NLS gibi genetik bölgelerde bir sürü mutasyon yerleşmiştir. Bunlar üzerine analizler için şunları okuyabilirsin mesela:
A new class of regulatory genes underlying the cause of pear-shaped tomato fruit
http://www.genetics.org/cgi/reprint/183/1/315
A clarified position for solanum lycopersicum var. cerasiforme in the evolutionary history of tomatoes (solanaceae)
http://www.biomedcentral.com/1471-2229/8/130
Gördüğün gibi, insan gitmiş, genleri değiştiremediği için, kendiliğinden değişmesini takip ederek işine yarayanları seçe seçe bugünün domatesini yaratmış .
Kısaca, biraz maliyetli yoldan domatesin genetiğini değiştirmiş. O halde, bu neyin cazı oluyor ki?