Kur’an’da Ömer bin Hattab’ın görüşleri-talepleri doğrultusunda inen, ya da kelime kelime onun sözlerini tekrarlayan, Hz.Muhammed ile ihtilafa düştükleri durumlarda Ömer’i haklı çıkaran çeşitli ayetler var ki bunların sayısı İbn-i Hacer’e göre 15, İmam Suyuti’ye göre 21. Bu ayetlere
Muvafakat-ı Ömer (yani Ömer ile uyumlu, onun reyine uygun düşen) deniyor. Aralarında içki yasağı, hicab, cihad gibi çok önemli olay ve yasakların da bulunduğu bu ayetler ve iniş sebeplerini kısa kısa bir araya getirdim, ilginizi çeker umarım. Adaleti ve faziletleri sayıla sayıla bitirilemeyen Ömer bin Hattab’ın dünyaya bakış açısını yansıtması açısından da bana ilginç geldi. Daha detaylı bilgi için: * *
http://www.diyanettrabzonegitim.gov....tez/hzomer.doc
Bakara 98.
Kim, Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikâil'e düşman olursa bilsin ki Allah da inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.
Ömer yahudilerle sohbet ederken onlara Cebrail ve Mikail’i sorar, onlar da Cebrail’in kötü olduğunu, *kendi sırlarını Hz.Muhammed’e aktardığını, Mikail’i ise sevdiklerini söylerler. Ömer buna itiraz eder, Cebrail ve Mikail’in Allah’ın sağında ve solunda durduklarını, ikisini de sevmeleri gerektiğini söyler. Ayet bu olaydan sonra iner.
Bakara 125
Biz, Beyt'i (Kâbe'yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın). İbrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik.
Ömer’in Hz.Muhammed’e Hz.İbrahim’in makamında (Mekke’de, ayak izinin bulunduğu yerde) namaz kılınıp kılınamayacağını sorması üzerine inmiştir.
Bakara 187
Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar.
Başlangıçta Ramazan’da yemek, içmek ve cinsel ilişki iftar ile yatsı arasında serbesttir, ama Ömer de dahil olmak üzere pek çok müslüman bu yasağı bozarlar. Ömer pişmanlık içinde Hz.Muhammed’e gidip durumu açıklar, Hz.Muhammed yapılanı onaylamaz ama Ömer daha evine dönmeden yukarıdaki izin ayeti iner.
Nisa 65
Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.
Bir yahudi ile münafık arasında ihtilaf çıkar. Yahudi hakem olarak Hz.Muhammed’e, münafık ise Kaab b. Eşref’e gitmeyi önerir. Sonuçta yahudi’nin ısrarı ile Hz.Muhammed’e gidilir, Hz.Muhammed yahudi’yi haklı bulur. Münafık tatmin olmaz, bu kez Ebubekir’e giderler, o da yahudi leyhine karar verir. Münafık ısrarlıdır, bu kez Ömer’e giderler, Ömer olayı dinledikten sonra içeri girer, kılıcını alır, münafık’ı öldürür ve “Resullulahı’ın verdiği kararı tanımayanlar için benim hükmüm budur” der! Ayet Hz.Muhammed’in olayı öğrenmesi sonucu iner, Ömer de temize çıkar.
Burada adı geçen
Kaab bin Eşref Medine’li ünlü şairdir, Hz.Muhammed’e muhalif şiirleri ile müslümanların, özellikle de Hz.Muhammed’in canını çok sıkmaktadır. Daha sonra da Hz.Muhammed’in direktifi doğrultusunda hile ile tuzağa düşürülerek öldürülmüştür. Yahudi'nin bir başka yahudi olan Kaab'a gitmek istememesi, münafık'ın ise Kaab'ın adaletini tercih etmesi ayrı bir ilginçlik.
Nisa 83
Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelince hemen onu yayarlar; halbuki onu, Resûl'e veya aralarında yetki sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından işin içyüzünü anlayanlar, onun ne olduğunu bilirlerdi. Allah'ın size lütuf ve rahmeti olmasaydı, pek azınız müstesna, şeytana uyup giderdiniz.
Müslümanların sırlarının açık edilmemesi ile ilgili bu ayet, Hz.Muhammed’in hanımlarını boşadığı ile ilgili çıkan bir dedikodu üzerine Ömer yalanlama yaparken iner.
Bakara 219 Nisa 43 Maide 90-91
Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür..............
Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar-..........namaza yaklaşmayın............
Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?
Sarhoş edici içkileri yasaklayan bu ayetlerin, insanları bu yasağa alıştırmak için aşamalı olarak indirildiği inancı yaygındır ama aslında alkol’ün Ömer bin Hattab’ın ısrarı sonucu yasaklandığı anlaşılıyor. Ömer, Hz.Muhammed’e sürekli içki yasağı ile ilgili sorular sormaktadır. Sonunda Bakara 219. ayet iner ama Ömer’i tatmin etmez, “Allah’ım, içki hakkındaki açık ve kesin hükmünü bildir” şeklinde dua eder. Bunun üzerine sırası ile Nisa 43, Maide 90 ve 91 iner, Maide 91’e kadar Ömer duasına devam etmektedir. “Artık vazgeçtiniz değil mi?” kısmına gelince Ömer “vazgeçtik ya rab” diyerek memnuniyetini belirtir, islam dininin en önemli yasaklarından biri böylece Allah emri şeklini alır.
Enfal 67-68
Yeryüzünde ağır basıncaya (küfrün belini kırıncaya) kadar, hiçbir peygambere esirleri bulunması yaraşmaz. Siz geçici dünya malını istiyorsunuz, halbuki Allah (sizin için) ahireti istiyor. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.
Allah tarafından önceden verilmiş bir hüküm olmasaydı, aldığınız fidyeden ötürü size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.
Bedir savaşından sonra 70 kadar esir alınmıştır ve ashab bunların ne yapılacağı konusunda kararsızdır. Ebubekir hepsinin akrabaları olduğunu, fidye alınıp salınmalarını önerirken Ömer hepsinin öldürülmesi gerektiğini savunur, Hz.Muhammed Ebubekir’i dinleyerek fidye alıp esirleri salar. Ertesi sabah Ömer, Hz.Muhammed ve Ebubekir’i bir ağaç altında ağlar bulur ve sorar:
“Ey Allah’ın Rasulü!” dedim; *Seni ve arkadaşını ağlatan nedir? Şayet ağlayabilirsem bende ağlayayım. Yoksa *ağlar gözükeyim.”
Hz.Muhammed şu cevabı verir: “Arkadaşlarının fidye almış olmalarına ağlıyorum. Onların azabı bana şu ağaçtan daha yakın olarak gösterildi”
O akşam Enfal 67-68 inmiş ve Allah Ömer’in dediğini onaylayarak savaş esirleri için fidye almaktansa öldürülmelerinin daha uygun olacağını söylemiştir!
Bu arada şunu belirtmekte fayda var, esir müşriklerin arasında Hz.Muhammed'in damadı ve Ali’nin kardeşi de vardır, bunlardan da serbest bırakılma karşılığında fidye alınmıştır. Muhtemelen ayetin serbest bırakılma sonrası inmesi bu hassas durumdan kaynaklanmaktadır.
Tevbe 19
(Ey müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
Hacılara su vermek, ya da Mescid-i Haram’ı onarmanın cihad etmekle bir olduğunu savunanlara karşı Ömer Hz.Muhammed’den fetva ister, ertesi gün bu ayet iner ve cihad’ın çok daha hayırlı olduğu bildirilir.
Tevbe 84
Onlardan ölmüş olan hiçbirine asla namaz kılma; onun kabri başında da durma! Çünkü onlar, Allah ve Resûlünü inkâr ettiler ve fâsık olarak öldüler.
Münafıkların lideri Abdullah ibn Ubey ölür, oğlu Hz.Muhammed’den namazını kılmasını ister. Hz.Muhammed Ömer’in bütün muhalefetine rağmen namazı kılar. Ardından Ömer’i onaylayan bu ayet iner.
Hud 114
Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır.
Bir adam “cima etmeksizin” bir kadınla oynaşıp ondan faydalanır. Daha sonra Hz.Muhammed’e bu olayı anlatıp ne hüküm vereceğini sorar. Hz.Muhammed cevap vermez, ama Ömer “Allah senin suçunu gizlemiş, keşke sen de gizleseydin” der ve adamı gönderir. Hemen ardından bu ayet iner, adamın peşine biri gönderilip geri çağırılır ve Hz.Muhammed bu ayeti adama okur. Buradan şunu anlayabiliriz, işlediğimiz günahları açık etmemize gerek yoktur, namaz kılarak bunları telafi edebiliriz.
Müminun 14
Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah’ın şanı yücedir.
Hz.Muhammed bu ayeti okurken son cümleye geldiğinde Ömer “yaratıcıların en güzeli olan Allah’ın şanı yücedir” der, Hz.Muhammed de “ayet böyle nazil omuştur ya Ömer” diye onaylar.
Nur 16
Onu duyduğunuzda: "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. HâşÃ¢! Bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz?
Ifk olayı sonrası Ayşe’yi aklayan ayetler gecikmekte, bu da Hz.Muhammed’i sıkıntıya sokmaktadır. Ömer “Ya Rasulallah, Aişe’yi sana tezvic eden kimdir?” diye sorar, Hz.Muhammed “Allah Teala” cevabını verir. Bunun üzerine Ömer “Onu sana verirken Rabbinin seni aldatmış olmasını hiç hatıra getirir misin?” diye sorar, Hz.Muhammed “haşa bu büyük bir iftiradır” der ve ardından yukarıdaki tebriye (aklama) ayetleri iner.
Ahzab 53
Ey iman edenler! Siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır.
Taberani’nin sahih bir senetle bildirdiğine göre Hz. Aişe şöyle demektedir: “Ben Nebi ile beraber yemek yiyordum. Ömer bize uğramış Nebi de onu yemeğe davet etmişti. Yemek esnasında Ömer’in parmağı parmağıma dokunmuştu ki Hz. Ömer: “Eyvah! Elimi senin eline dokundurmak istememiştim. Yanlışlıkla oldu. Affedersiniz” dedi. Bunun üzerine hemen bu ayeti kerime indi.
Tahrim 5
Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi kendini Allah a veren, inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadef eden, oruç tutan, dul ve bâkire eşler verebilir.
Hz.Muhammed’in eşlerinden Zeynep binti Cahş kendisine bal şerbeti içirmekte, Hz.Muhammed de onun yanında daha fazla kalmaktadır. Bunu kıskanan Ayşe bir oyun düzenler ve Hafsa’yı da ikna eder. Buna göre Hz.Muhammed yanlarına geldiğinde “sen mağafir mi yedin, sende mağafir kokusu alıyorum” diyerek kötü koktuğunu ima ederler. Buna çok üzülen Hz.Muhammed bir daha bal şerbeti içmemeye yemin eder. Bu oyun ortaya çıkınca Ömer (Hafsa’nın da babası) eşlerin yanına giderek “Ne bilirsiniz? Eğer sizi tatlik (boşayacak) edecek olursa, Rabbi belki size bedel ona sizden daha hayırlı ezvac verir” diye öğüt verir. Hemen ardından Tahrim suresinin ilk beş ayeti iner, beşincisi Ömer’in nasihatı ile birebir aynıdır.