06-02-2009, 16:15
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 23 Dec 2007
Mesajlar: 1.257
|
|
Tanrıya inanmanın bilimsel kanıtı
Tanrıya inanmanın bilimsel kanıtı
İnsan beyni "tanrı'ya inanmak için programlanmış"...
Dünyanın en saygın üniversitelerinden Yale Üniversitesi tarafından yapılan ve dünyanın en saygın bilim dergisi New Scientist'ta yayınlanan bir araştırmaya göre insan beyni "tanrı'ya inanmak için programlanmış"...
Bebekler ve çocuklar arasında yapılan araştırmaya göre, insan beyninin doğasında tanrıya ya da bir yaratıcıya inanmak var. Beyin "neden ve sonuçla" çalışıyor.
Beyin, "beyin ile ruhun" birbirinden ayrı olduğunu düşünmek için programlı.. Bu da "hayali arkadaşlar" edinmeye veya "tanrıya ve dinlere inanmamıza" neden oluyor...
Araştırmaya göre, hiçbir din eğitimi almamış 6-7 yaşında çocuklar bile dünyadaki herşeyin bir nedeni olduğuna inanıyor.
Taşların, nehirlerin veya kuşların yaratılmasının bir nedeni olduğunu düşünüyor.
Darwinci uzmanlara göre bunun nedeni de yine "doğal seleksiyonda" saklı. İnsanlar tarih boyunca belirli bir tanrı inancına sahip oldu. Bu inanca sahip olan atalarımız da, kendi inançlarına inanan insanlarla bir araya gelerek grup kuruyordu. Böylece avlanmak, beslenmek ve korunmak daha kolay oluyordu.
Yani inanmak hayatta kalma olasılığını artırıyordu. Böylece "inanmaya ihtiyaç duymak veya inanmak" genlerimize işlemiş ya da içgüdüsel olabiliyor.
http://w9.gazetevatan.com/Tanriya_in...222019/7/Yasam
|
06-02-2009, 16:17
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 23 Dec 2007
Mesajlar: 1.257
|
|
Dinci medyada nasıl yer bulacağını tahmin edebiliyorum
|
06-02-2009, 16:27
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
|
|
Saygideger arkadaslar;
İnsan beyni "tanrı'ya inanmak için programlanmış"...
Ben sizlere bosuna demiyorum; dogal dusunceden arinmak gerek diye.
Birgun, benim teorime geleceksiniz ama; umarim is isten gecmemis olur.
Saygilarimla;
evrensl-insan
Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
|
06-02-2009, 19:26
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 19 Dec 2008
Mesajlar: 122
|
|
imhotep´isimli üyeden Alıntı
Araştırmaya göre, hiçbir din eğitimi almamış 6-7 yaşında çocuklar bile dünyadaki herşeyin bir nedeni olduğuna inanıyor.
Taşların, nehirlerin veya kuşların yaratılmasının bir nedeni olduğunu düşünüyor.
|
Nitekim haksızda değiller.
|
06-02-2009, 19:44
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877
|
|
Burada bilimsel bulgularla insanların, yerleşik dinsel düşünüşlerden kolayca kurtarılacaklarını iddia etmiyorum. Aksine hala çöpe atılmış düşüncelere bile “keçi” inadı ile sarılan yığınların olduğunun farkındayım .Beynimiz ,ilkel toplumların ilk dönemlerinde , insanın avcı-toplayıcı olduğu dönemlerde büyük ölçüde gelişmişti .Bu küçük insan topluluklarında, işbirliğini geliştirmek amaçlı, ortak paydaların temsil edildiği güçlü bir seçici baskı olmak zorundadır.Aidiyet duygusunun tohumları Burada atılmış olmalı. Küçük kabilelerin ortak inançlar etrafında birleştiğini, doğayla ve diğer kabilelerle mücadelerini bu ortak inançlar çerçevesine oturttuklarını bugün yaşayan “fosil” ilkellerde de izleyebiliyoruz. Beynimizin bu koşullarda gelişmesini tamamladığını , ve onda bu inanç biçiminin güçlü bir şekilde yer ettiğini ileri sürmek akıl dışı değil gibi...
|
2006 yılında forumlarımızda yazmışız. Sanırım konunun özü de bu.
İnsani olan her şey kabûlüm.
|
06-02-2009, 20:12
|
Denetimdeki Üye
|
|
Üyelik tarihi: 28 Jan 2009
Mesajlar: 455
|
|
insanın avcı-toplayıcı olduğu dönemlerde büyük ölçüde gelişmişti
.............
Bugün de insan avcı ve toplayıcı değilmi ki sahi?
Birktirmekten ve avlamanmak için kravatı çekip sokağa çıkmanın eskiden ne farkı varki!!!
Bu hesaba göre değişen bir şey yok demektir. Varsa da kültürün yoğun olarak giriftleştirdiği ilişkiler yumağıdır adı. Bunu da tarih zaten dine borçludur.
Aslında atalarımız dine inanmıyordu demek işin en kestirme ispat noktası olur gibi ancak; ne yaparsınız o kadar iz bırakmışlar ki
Özün közü de burada yatıyor sanırım.
|
06-02-2009, 21:09
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080
|
|
Dinle tanrıyı birbirine karıştırmayalım. Totemizm de animizm de din statüsünde sayılırlar ama her ikisi de içlerinde bir tanrı barındırmazlar.
Hakeza Tunguzların Buga’sının (Gök, dünya) tapımı yoktur, her şeyi bilir ama insanların işlerine karışmaz, hatta kötüleri bile cezalandırmaz. Yakutlar’ın Ürüng Ayıg Toyon’u gögün yedinci katında oturur, her şeyi yönetir, ama yalnızca iyilik yapar, yani cezalandırmaz. Bunlar da tanrıdırlar, yaratıcıdırlar.
Ayrıca böyle bir gen varsa bizlerin yani ateistlerin durumunu nasıl açıklayacagız. Bilim geliştikçe, aydınlanma ve ögrenme istegi arttıkça, özellikle dinlerden, tedricen de tanrıdan kopuş hızlanıyor. Beynimiz böyle programlanmışsa bizler mutasyon muyuz.
Katılmadıgım bir zorlama. Din ya da eski alışkanlıkların gelecek nesillere aktarımı toplumun dokusu için şarttır. İlk dinler de bu temelde gelişiyorlar. İlk Altay krallıklarında tengri tapımı var. İmparatorluk parçalanınca, hükümdar kalmayınca, Gök Tanrı da yavaş yavaş unutulur, halk tapımı güçlenir ve başat hale gelir. Atalar tapımı yogunluk kazanmaya başlar.
saygılarımla
Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...
Nazım Hikmet
www.dilaverkom.blogcu.com
|
06-02-2009, 21:43
|
Denetimdeki Üye
|
|
Üyelik tarihi: 28 Jan 2009
Mesajlar: 455
|
|
Hakeza Tunguzların Buga’sının (Gök, dünya) tapımı yoktur,---
.....
Bu cümlenin dayandığı tarihi blegenin tarihi nedir sizce? Sanırım bu tarihi bulursak insanlığın tarihinde de bir tahmin yapma şansımız olur. Zira Gök Tanrı inancı ile, batı tarihinin kurgusundaki insanlık başlangıç tarihi bir türlü birbirine denk gelmiyor diye biliyorum. Ama siz daha iyisini bilirsiniz tabikii ne de olsa bilgileriniz batı tarih kayıtlarını esas alıyor bildiğim kadarı ile.
Konumuza dönersek,
Benim bildiğim 14.000 yıllık Tek Tanrı inancı özünden hiç bozulamdan bugünlere kadar tek bir hat üzerinde ulaşmış diye biliyorum. Gerekirse bir araba dökümanı da buraya eklemek isterim.
Bozulan ise, inancın insanlığın sıçrama tahtaları olan peygamberlerden hemen sonra Tanrı adına ortaya çıkan DİNCİLERin halkta yaptığı tahribattır.
Elhasıl,
insan aynı insandır hiç değişmeden aynı duygu ve arzulara sahip olarak yaşayan. Onun toplumsal gelişmesini düzenleyende din olmuştur.
Dinin içerisinde oluşan bozulma ve kokuşmanın sonucunda farklı fraksiyonların toplum içinde doğması kaçınılmazdır. Ancak , ateizm tıpkı DİNCİLER gibi karşı cephelerden kesin bir yargı ile ispatlayamadan TERCİhTEN ve İNANMAKTAN şiddetle kaçınarak,hüküm verdikleri için, toplum tarafından gönüllü olarak kabul görmemiştir. Sanırım buradan, Türklerin nasıl müslüman olduğunu veya Baskı ile doğu bloklarda yapılan kültürel asimilasyonun sonuçlarını irdelemek için bazı donelerde bulabiliriz.
Selamlar
|
06-02-2009, 21:47
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080
|
|
Benim bildiğim 14.000 yıllık Tek Tanrı inancı özünden hiç bozulamdan bugünlere kadar tek bir hat üzerinde ulaşmış diye biliyorum. Gerekirse bir araba dökümanı da buraya eklemek isterim.
Bundan memnun olurum. Ama gerçek gözlemci, arkeolog, antropologlara ait olsun. Fikirlerin dışında dökümanlara dayansın. Ben 3 seneye yakındır eski toplumlara yönelik bu tarzdan döküman talep ediyorum. İvedilikle bekliyorum.
saygılarımla
Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...
Nazım Hikmet
www.dilaverkom.blogcu.com
|
06-02-2009, 22:49
|
Denetimdeki Üye
|
|
Üyelik tarihi: 28 Jan 2009
Mesajlar: 455
|
|
Ama gerçek gözlemci, arkeolog, antropologlara ait olsun..
........
GERÇEK Kriterlerinizi de yazarsanız sevinirim.
Birşeyin gerçekliği hakim kültürlerin etiket vasfı ile her 300 ylda yeniden yazrak çoağlttığı okma bilgieri ve diktelerimidir? yoksa arzda bozulmadan duran ve açıklanan elle dokunur gözle gürünür maddelermidir.?
Ne demiş eskiler,
milyonlarca kişi ayı gözlerken ve yok derken, bir kişi ayı görse ve davasını ispat etmek için onu diğerleine gösterse milyonlarca kişinin kesreti tek bir kişide geçersiz olur.
Bu nedenle, GERÇEK kriterlerinize göre belgeleri ayıklamaya başlayacağım.
Selamlar
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:56 .
|