Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Felsefi Tartışmalar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 11-01-2021, 11:15
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart Simülasyonda Yaşadığımızın İp Uçları -Sahte, Çakma, Dandik Dünya

Yaşadığımız dünyanın gerçek olduğu konusunda fazlaca iddialıyız. Oysa ki etrafımızda gördüğümüz, yaşadığımız, deneyimlediğimiz ve gerçek olduğunu düşündüğümüz bir çok olay, aslında fazlasıyla sahte ve hatalıdır. Bu dünya bir üretim hatasıdır, bir çok hataları barındırır. Bir çöpten daha değerli değildir. Belki de bu dünya bir üst dünyanın çöplüğüdür, bilemiyorum.
Şimdi söz edeceğim kanıtları ben ipuçları olarak tanımladım. Bunun sebebi bir arkadaşımızın bunlardan bazılarını duyduğunda "simülasyon harici başka çözümler de olabilir" demesinden kaynaklanıyor. Bu ihtimali göz ardı etmemek için ben bu kanıtları ip ucu olarak adlandırdım. Bunların bazılarını daha önce duymuşsunuzdur. Bazılarını belki ilk defa duyacaksınız. Bunlara tepkilerinizin eleştirel olmaktan ziyade anlamaya çalışmak şeklinde olması herkes için daha yararlı olacaktır kanaatindeyim.
Evet, artık başlayabiliriz.
1- Ay Işığı ve Dolunay Hatası
Ay ışığı aslında güneş ışığının yansıması sonucu oluşan bir ışıktır. Ayın kendi ışığı yoktur. Güneş ışığını dünyaya yansıtır. Bu durumu simüle etmek için autocad isimli çizim proğramı üzerine güneş, ay ve dünyayı gerçek ölçülerinde ve gerçek uzaklıklarda yerleştirdim. Bunu normal bir kağıt üzerinde yapamazsınız, ancak autocad üzerinde bu mümkündür. Bu durumda güneş ışıkları neredeyse birbirine paralel olarak aya ulaşırlar. Aya ulaşan güneş ışığının teknik gösterimi aşağıdaki gibidir:



ve aşağıdaki girişim oluşur:



Bu yansıyan ışığın dünyaya ulaşabilmesi için aşağıdaki hattın içinde yer alması gerekir:



Aydan yansıyan ışığın dünyaya ulaşabilecek şekilde yansıyan kısmı aşağıdaki görseldeki gibidir:



Beyazla gösterilen "yansıyan ışık demetleri" dünyaya ulaşmakta, ancak kırmızı (X)'le gösterilen ışığın hiç biri dünyaya ulaşmamaktadır.

Bu durumda biz ayın, en fazla olarak dünyaya tam dönük olarak görünen şu yaklaşık %1 kısmını görebiliriz:



Tam dolunay olduğunda ayın en fazla, bu sarıyla gösterilen kısmı görülebilir. Ancak biz tamamını görmekteyiz. Bu bir simülasyon hatasıdır, veya başka bir hatadır. Ancak küresel teorinin kurgusunda bir hata olduğu kesin.

2- Güneş Gölgesi Hatası

Güneşli bir günde güneşe doğru dönerseniz, sağınızda kalan nesnelerin gölgesinin sağa doğru, solunuzda kalan nesnelerin gölgesinin sola doğru olduğunu görürsünüz. Bu durum normaldir, çünkü perspektiften kaynaklanır. Ancak, perspektifi de göz önüne alarak, güneşin 150 milyon km uzakta olduğunu düşünürseniz, perspektiften arındırılmış olarak birbirine paralel olması gereken gölgelerin bu özelliği taşımadığını görebilirsiniz. Güneş adeta 2 boyutlu bir evrende yer alıyormuşcasına ve tam da ekranın görünen kısmında bulunuyormuşcasına düz olarak gölge oluşturur.

Bunu bir örnekle anlatalım:



Güneş yaklaşık olarak karşıdaki direğin üstünde. Şimdi bu durumda gölgelerin ortalama olarak bize doğru yönelmeleri gerekir. Her ne kadar bulunduğumuz konum nedeniyle sağdakiler biraz sağa, soldakiler de biraz sola doğru dönük olsalar da, gerçek doğrultularının konumumuz ve güneş arasındaki doğrultuya paralel olmasını bekleriz.

Burada dikkat ederseniz iki cadde birbirine diktir. Ve sağdaki caddede oluşan gölgeler açıkça soldaki caddedeki gölgelere dik olarak oluşmaktadır.

Ben buraya temsili bir güneş (virtuel sun) yerleştirdim.



Kolayca göreceğiniz gibi 2 boyutta oluşturulan bu güneşin gölgesiyle, gerçek hayatta oluşan gölgeler aynıdır. Güneşin uzaklığından bağımsız şekilde oluşmaktadır.

Konuyu perspektiften arındırmak için şurada kaldırım taşlarıyla teknik bir hesaplama da yaptım:



Göreceğiniz gibi kaldırımın sol tarafındaki gölge kaldırım taşıyla 7,5 derece açı oluştururken aynı kaldırımın sağındaki gölge 28 derecedir. Uzak bir güneşin bu kaldırım taşının her iki tarafına da oluşturacağı gölge aynı olmalıydı.

Aynı konuda bir başka görsel örnek:



Burada yönler de var. En sağdaki ağacın gölgesi güney yönünde oluşurken alt geçitte oluşan gölge kuzey yöndedir. Alt geçidin, kuzey yönüne bakan yolun karşı tarafında hiç gölge bile oluşmamıştır. Burada gölge oluşması açısından tek kriter güneşe bizim bakış açımızdır. Güneşe baktığımızda sağdaki nesnelerin gölgesi sağa, soldakilerin gölgesi sola düşmektedir. Gerçek yönlerin hiç bir önemi olmamaktadır.

Özetle güneş, 150 milyon km uzakta gibi değil, iki boyutlu bir ekranın üzerinde sıfır uzaklıkta gibi davranmaktadır. Bu durum bir simülasyon hatası olarak tarif edilebileceği gibi çok düşük ihtimalle başka bir şey nedeniyle de olabilir.

3- Tren Yolu Görüntü Hatası

Tren yolunun tam karşısında durup sağa, sola ve ortaya baktığınızda birbiriyle uyumsuz 3 farklı görüntü görürsünüz. Karşı taraf tam düz, sağ ve sol daralan yapıya sahiptir. Ancak bunların üçü de hatalıdır. Üçgen formasyonda daralarak gelen bir şekil birbirine paralel düz iki çizgiyle düz bir şekilde birleşemezler. Bunu önce görselle ortaya koyalım, sonra şekille teknik çizim yapmayı deneyelim.



Şimdi bu fotoğraf, sağ tarafla birleşirse nasıl görünür?



Tamam bu başka bir tren yolu görseli. Sol ve sağ bu şekilde genişleyerek gelirse böyle bir şekil olmalı. Ama ortası düz. Bunu teknik olarak çizelim:



Gerçekte gördüğümüz şekil alttaki gibidir. Sola bakarsak daralan, ortaya bakarsak düz, sağa bakarsak yine daralan bir şekil. Ama bunların birleşimini hiç göremeyiz. gerçekte görme fonksiyonu arctanjant bir fonksiyondur. Aslında tren yolunu şu çizimdeki gibi görmemiz gerekiyordu:



Görme trigonometrik bir fonksiyon olduğu için böyle bir şekil görmemiz gerekirdi. Bunu balık göz kamerayla anlatabiliriz. Şunun gibi:



Tren yolunun ortasının düz, yanların daralarak görünmesinin perspektiften kaynaklandığı söylenir. Oysa konumumuz sabit olduğundan perspektiften kaynaklanma söz konusu değildir. Açıkça tren yolunun düz olduğu bilgisi beynimize sinyal olarak gönderilmektedir. Gözle görmemiz gereken şeyi değil, beynimize gönderilen sinyali görmekteyiz. Bunun başka bir açıklaması da olabilir belki. Bana en yakın gelen senaryo budur. Gözümüzle görmüyoruz. Simülasyon proğramının beynimize gönderdiği sinyalle görüyoruz.

4- Genel Perspektif Hatası

Etrafınızda gördüğünüz hiç bir şey görmeniz gerektiği gibi görünmez.

İnsanın gözü yuvarlak yapıya sahiptir ve nesnelerin büyüklüğünü açı cinsinden görür. Bu nedenle gerçekte nesnelerin orta kısmı daha şişkin, kenarları daha küçük olarak görünmelidir. Her ne kadar insan beyni bu görüntüleri yorumlayıp düzeltiyorsa da, aynı şey fotoğraflarda ve videolarda da geçerlidir. Bombeli görünmesi gereken nesneler asla bombeli görünmezler. Bu konuyu biraz irdeleyelim.

Google haritadan alıntılanan şu fotoğrafa bakalım.



3 nesneyi işaretledim. Bir bina, bir araç ve yol kenarındaki park dubası. Tam karşıya baktığımızda bunu bu şekilde görüyoruz. Bakış açımız aynı, aynı noktadayız, sadece odağımızı biraz sağa doğru çeviriyoruz.



Neler değişti?

a) Araç: Büyüdü
b) Duba: Küçüldü
c) Bina: Küçüldü.

Neden böyle oldu? Aslında tren yolu örneğinin devamıydı. Sağ tarafa odaklandığımız için nesneler sola doğru, uzaktan yakına geldiği için büyümeye başladı ve aracı daha büyük olarak gördük. Diğerleri küçülen tarafta kaldıkları için daha küçük olarak gördük.

Ben bunları cetvelle de ölçtüm. Bakın binanın boyu nasıl değişiyor:



İlk resimde 13,5 birim santim.



İkinci resimde 8,5 birim santim.

Perspektiften kaynaklanmıyor. Bakın durduğumuz yer aynı, sadece ortaya değil sağa odaklandık. Sadece odaklandığımız yer değişti. Ve hemen uzunluk değişiverdi.

Açıkça beynimize ulaşan sinyaller buna neden olmaktadır. Karşıya odaklandığımızda "nesneler düzdür" sinyali gelmekte ve nesneleri buna göre görmekteyiz. Sağa doğru odaklandığımızda "nesneler sağa doğru küçülür" sinyali gelmekte ve buna uygun görmekteyiz. Açıkça nesneleri gerçek ölçülerinde değil, beyne gelen sinyallerin yorumuna göre görmekteyiz.

O halde beyin de çok da iyi hesap yapamıyor. Bir üstteki resimde araç daha küçük, bina büyükken, bir sonrakinde binayı küçültürken aracı büyütüyor ve bizi aldatıyor. Peki biz beynimize güvenemeyeceksek neye güveneceğiz? Kendi beynimiz açıkça bizi aldatmaktadır. Ve bunu, bize gördüğü şeyi değil, dışarıdan aldığı veriyi göstererek yapmaktadır. Özetle bizim beynimiz bize ait değilmiş gibi işlem yapar. Üst perdeden aldığı sinyale göre işlem yapar. Peki biz hangi yaptığımız işten sorumluyduk? Kendi kararımız mı? Bir şeylere biz mi karar veriyoruz? Biz beynimiz miyiz? Kendi beynimiz bile bizi aldatıyorsa, o halde gerçeklik nedir?

Bu konuda ilginç bir kişilik Jim Carrey.



Sonuç olarak Jim Carrey beni etkilemedi. Ben bu konuyu araştırdıktan sonra Jim'in de benzer süreci deneyimlediğini gördüm. Ayrıca Jim'in Tanrıyla ilgili söylediklerine katılmıyorum. Söylediklerinden konuyu Tanrıya bağladığını görüyorum. Açıkçası yukarıda saydığım hataları yapmış birisi Tanrı olamaz.

Gerçi bana göre de Jim Carrey gerçek değil. Neyse.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 12-01-2021, 14:38
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

şu alttaki çakma görüntülerdeki simuuulasyon oyunlarını da değerlendirmek gerekli

Ben yapmadım Miki yaptı görüntüleri
Yediğimiz naneleri bir yerlere fatura etmeye evrimleşmişiz
.



Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 12-01-2021, 15:01
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

alttaki fotoda poz veren , pardon pardon , simülasyondan sebep elindeki sopaları boşluğa çakan polislerin içinde simülasyon hatası olan sivil görünümlü ŞEYLER kesinlikle çok açık bir simülasyon hatası,
Fotodaki 2 nokta 8 derecelik gölge ve ışık hataları gerçeği yanlış duyumlamamıza sebep oluyor.

Sizi gidi simülasyoncular siziii YAKALANDINIZ
Yermiyiz biz

Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 12-01-2021, 15:12
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

Burada şimdi polisler ya da katliam kurbanları karşı argüman mı oldu, ben anlamadım. Neden bilimsel karşı argüman değil de bazı mağduriyetlerin istismarını içeren ifadeler?

Konuya hiç bir bilimsel katkı sağlamayan, bilimsel karşı argüman sunmayan ve bazı mağdurların mağduriyetini istismar eden bu karşı çıkış, sihirli bir şekilde özneyi dengeleyen bir karşı argümana mı dönüşecek?

Yukarıdaki 2 yorumu konuya katkı sağlamadığı ve bazı acıları istismar ettiği için, üzülerek bildirdim.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 12-01-2021, 15:23
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Bilimsel olması için illa tren rayını, binayı , dubayı mı örnek vermek ger kiyor.

Ortada bir mağduriyet varsa simulasyoncu dediğinin marifeti olmuyormu?

Bakarken Dubada, binada , rayda olduğunu iddia edip , şu görüntülerde hata yokmu diyorsunuz !!! Anlamadım ki.
Hem ben size yardımcı oluyorum alay ettiğimide nereden çıkardın.

Konunun uzmanı sizssiniz
Benim paylaştığım fotolarda kesin bir algılama hatamız vardır. Onu sizin bulmanız daha açıklayıcı olur.

Paylaşımlarımda simulasyoncu hata yapmış olabilir. Bu hatayı simülasyona değil simulasyoncuya söylemek gerekir diye düşünüyorum. Düşünmede neee olamazzz. Simülasyon dûşünemez

Yok ben seçiciyim diyorsanız!!!
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 12-01-2021, 16:47
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.233
Standart

geçen bir rüya gördüm.
rüyamın içindeki ben o an rüyada olup olmadığını sorguladı ve rüyada olmadığına karar verdi.
fakat aslında bir rüyaydı o ve bunun farkına uyanınca varabildi.
algılayan aynı, olay aynı, algılanan sonuçlar birbirine zıt.

aynı kişi aynı olayı sanal ve gerçek olarak tanımlayabiliyor, algılayabiliyor.
üstelik bu karara kurgularıyla, hayalleriyle varmıyor.
duyu organları bu şekilde zıt iki karara varıyor.
bu aynen iki elimi aynı kaptaki suya sokup sağ elimin sıcak sol elimin soğuk algılaması gibi.

eğer bir simülasyondaysak (ki düşük bir ihtimal) bunun farkına sadece simülasyonun dışına çıktığımızda varabiliriz.
başka türlü mümkün değil.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 12-01-2021, 17:58
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart



Gözümü şeş beş yapıp elime bakınca enteresan bir görüntü ortaya çıkıyor
Bu durum donanım hatasımı yoksa yazılım hatasımı hocamm
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 13-01-2021, 16:32
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.575
Standart

Sevgili LEVH,

Burada google street view sitesi var, inceleyin.
Google Haritalar'ın bir özelliği olan Street View, milyonlarca panoramik görüntüden oluşur ve Google Haritalar'da sanal olarak etrafı görmemizi sağlar. Street View içeriği, Google ve katkıda bulunan kullanıcılarımız olmak üzere iki kaynaktan gelir. Birlikte yürüttüğümüz bu ortak çalışma sayesinde, dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılarımıza dünyayı sanal olarak keşfetme olanağı sunuyoruz.
Panaromik görüntü nasıl elde ediliyor?
Bunun için tasarlanmış özel kameralar kullanılabildiği gibi, çok geniş açılı balıkgözü kameralar da kullanılıyor. Diyelim ki ön ve arka olmak üzere 2 kamera kullanılmış olsun. Bu iki görüntü yazılım ile birleştirilerek gösteriliyor. Sizin sağa-sola döndürme isteğiniz, yazılım tarafından iki kaynaktan gelen görüntünün birleşme noktasından birleştirilerek gösteriliyor. Bu metodla hatasız görüntü elde edebilmek neredeyse imkansızdır. Çünkü balıkgözü kameralar odak noktasından uzaklaşan görüntüyü bükerler. Tıpkı sizin verdiğiniz resimlerden üstten 3.'de olduğu gibi, resimdeki araba uzamış, deformasyona uğramış. İnsan gözü bu hatayı yapmaz.

Uzun sözün kısası; google street view kameraları ile gölge, mesafe-boyut ölçümü yapmak hatalıdır. Resim, birden fazla kaynaktan(kameradan) gelen görüntünün yazılımla birleştirilmesiyle oluşturulmaktadır. Her kamera farklı koordinatta olduğu için, ışığı, gölgeyi farklı koordinatta algılar, haliyle öyle yansıtır. Bunların birleştiği resimde bu tür yanılsamalar normaldir.

Balıkgözü kameralardan fiziksel ölçü almak çok daha fazla yanıltır. Çünkü balıkgözü kameralar odaktan uzaklaştıkça görüntüyü büker, deformasyona uğratır.


Diğer resimlere, bu resimlerden hareketle yaptığınız çizimlere-hesaplara hiç girmedim. Resimlerin orijinalliği, resimleri çeken makinelerin objektiflerinin karakteri vs. gibi bir çok etken resimleri -doğru verilermiş gibi- değerlendirmeme engel oluyor.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 13-01-2021, 20:57
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

LEVH, uğraşların mantıklı değil, o şekilde çizgili okul defteri gibi düşününce, autocad'de şart değil paint'de dahi yapabilirdin. Evet haklısın, simülasyon olsaydı ve sende resmi öyle çizip, ona bakıp, böyle olmalı diye kurgulasaydın, kendi kurguna simülasyon diyebilirdin.

Simülasyonda olunmaz, simülasyon görülür, rüyada olunmaz, rüya görülür... Tümü de nesnel gerçeklik arz eden öznenin uyarımları ve yorumuyla ilgilidir.

Duyu organlarımız, çeşitli nesnel etkileşimler yoluyla etkileşir, tepki verir ve tepki yorumlanır. 100 etki yorumlanabilir, yorumlayıcının yorumu etkiye bağlı olduğu gibi, zihinsel aktivite olarak yorumlanmış ve sembolize edilmiş verileri de tekrar yorumlayabilir, bu zihinsel bir aktivitedir, bu yolla, düşünebilir, hayal kurabilir, rüya da görebilir veya anlık olarak duyu organlarına çeşitli etkileşimler iletilebilir, beyin yorumlayacaktır. İster doğal etki olsun ister yapay. Asıl olan yorumlayıcıdır, etkidir, etki ve tepkinin nesneleridir, önce bunlar şarttır.

Hasılı örnek verilen 100 etki, duyular aracılığıyla yorumlandığı için, zihinlerimiz bir yargıya varır. Yorum, yorumlanan şeyin kendisi değildir, isminden de anlaşılacağı gibi yorumdur, şu ya da buna yormaktır, tanıdır, dairdir.

Gözlerimiz toplayıcı olmak zorundadır, dolayısıyla orada bir mercek mekanizması oluşur. Kulak zarlarımız, ortamda meydana gelen basınç değişimlerine olabildiğince hassas(olabildiğince!) tepki verebilmelidir. Simülasyon vb. sizin kendi, kendinizi kandırdığınız ve size yutturulduğu gibi bir mecrası yoktur, o mecraya olabilirlik payesi biçen sizin zihinlerinizdir, sizin gerçekliğiniz, sizin varlığınız aynı bir konudur...

Simülasyon, illüzyon, hipnoz, esasında bunlar temel olarak politik, psikolojik zeminlerin konusudur. Resmetmenin, seslendirmenin, işaret etmenin mağara resimlerinden bugüne kat ettiği mesafe modern mitolojiler namına etkili bir malzeme haline geliyor.

Bir isim, nesnenin yerine geçemez, bir isim nesnenin kendisi olamaz, bir resim, bir işaret, işaret edilenin, kaynağın yerine ikame edilemez, bizler işarete, temsile, sembole zihinsel aktivite esaslı yorum getiririz, yaptığımız yorum, şey'in kendisi, etkinin esas kaynağı değil, atıftır. Atıflarımızı kelimelerle yapabildiğimiz gibi, şekillerle, görselle, çizimle, resimle, parmakla vb. işaret ederek de yapabiliriz, önemli olan işaret edilenin görülmesi ve hakkında bilgi ya da bir vargı veya yargıya varmak içindir, bunlar birer araçtır ve araçların kendisi simülasyon değildir, simülasyon işaret edilme biçimi, işaretin tarzı ve görüntüye yansıtılana dair, zihinlerimizde, yani düşüncelerimizde yaptığımız yorumla ilgilidir...

Neyin gerçek, neyin olmadığı konusu, salt görsel esaslar üzerinden ele alınamaz, bu tarz anlayışlar ortaçağ idealizmine aittir ve bu tarz çıkarımlar felsefenin sefaleti mi, mantığın saçmalaması denir ne denirse densin, 300 yıl evvelin safsatalarıdır, Berkeleycilik en önemli referansıdır.

Elmayı kırmızı, yeşil, sarı yorumlaman, ardından da çıkıp aslında renk diye bir şey yoktur o halde elma da yoktur gibi absürt veya nesnel gerçekliği, fiziği, salt görsele indirgemek gibi safsatalardan uzak durmak gerekir. Duyu organlarının tepkimesi ve olabildiğince geniş bir satıhla görmesine doğru gelişen evrimden dolayı, ya da temel prensip olarak etki-tepki prensibiyle çalışıyor olmasından dolayı, avantajları kadar dezavantajları da olacaktır, çeşitli dezavantajların saltıklaştırılıp, mutlaklaştırılması üzerinden çeşitli sözde yargı ve teoriler üretmek ahmaklık değilse, bahtsızlıktır...

Kaldı ki, hiç bir canlı koşullardan bağımsız evrimleşemez, ortamdaki basın değişimiyle duyabiliyorsa, duyu organının gelişimi, ortamdaki basınca göredir, olağanüstü ve milyonda bir denk gelebileceği türden etkileşimlere göre değil, olağan etkileşimlere göre gelişir, bu hayatta kalması içindir. Bir alanda yetkinleşme avantaj ise, başka bir alanda dezavantaj haline gelir. Bir balık sudan çıkınca net göremezse, bu bir dezavantajdır, ancak balığın gözleri suyun içinde işlevlidir, bir kara canlısı içinde durum böyledir, bir karar-yarar, işlevsellik uyumu vardır ve bu uyum, bazı hallerde dezavantaj halini alır.

Geniş alanı görmek, detayda dezavantaj sağlarsa, detayı net görmek, geniş alan için dezavantaj olabilir, göz mercekleri, olabildiğince geniş bir alandan ışık edinirken diğer taraftan da bu bazı haller ve görünümler için dezavantaj olabilir.

Çıkıp sırf şu ya da bu dezavantajdan meydana gelen veya eş zamanlı uyarlama sorunlarından dolayı açığa çıkan arızaları vb. öne sürülüp ardından da absürt genellemelerle, gördüğümüz hiç bir şeyin gerçek olmadığı, gördüğümüz gibi olmadığı vs. lafzı üzerinden bir yığın kurgu üfürülür (görüntü yorumlanan yansımadır ve şeyin kendi, kaynağın kendisi değildir, o yüzden biz görmeye önem veririz çünkü bu sayede "gibi" diyebiliriz ve bilgi kaynaktan edinilen etkini yorumudur bu bağlamda şey'in tüm yönleriyle tam olarak ne olduğunu bilmek diye bir durum söz konusu değildir, ama bu hiçbir fikir edinemeyeceğimiz anlamına da gelmez ve edinebildiğimiz etki, bilgi namına o şeyi, diğerlerinden ayrıt etmeye ve tanımlamaya yetebilir. Şey, gerçekliğini ne olduğu, neye benzediğiyle değil, varlığı, çevreye bıraktığı etkiyle ortaya koyar, o sebeple üstüne basa, basa söyleriz, gerçek zihinlerimizden bağımsızdır, simülasyon da zihinlerimizden bağımsız bir varlık, gerçeklik biçimi taşımaz, sanki gerçekmiş gibi veya benzediğini düşündüğümüz zaman simülasyon kavramı anlam kazanır, biz simülasyona değil, simülasyon bizim zihnimize bağlıdır, o da zihinlerimizde bir yorumdur. Yani kendinde gerçeklik, fiziksel derinlik, hacim, boyut taşımazlar, zihinsel derinliklerinden, hacminden vs. bahsederiz ki, öznel kavramlarımız zihine göredir, nesnel ile öznel açıda kavramların zemini, neye göreliği değişir)

Neyse ifadelerimi kavramaktan uzak olduğun açık.

Son olarak, Güneş ışıkları Ay'a öyle vurmaz ve o biçimde de yansımaz-dağılmaz. Dünya ile Ay arasında ışığın bir engele takılması gerekir ki, otopaint'de çizdiğin gibi görelim... Ancak ışık da, maddi ortamda soğurulur, mesafeye bağlı olarak etkisi azalır. Eline bir fener al, yere tut, dik tutarsan bir daire çizer, çünkü fenerdeki ampulün etrafı kapalıdır, ışık engele takılmadığı satıh boyunca ilerler ve yerde bir daire oluşturur(fenerinizin biçimine bağlı). Sen fenerden giden değil, zeminden dönen ışık ve tonlar arası kıyas sayesinde görürsün ve dönen ışık, fenerdeki ampulün etrafının sarılması gibi sarılmış değildir, o sebeple daha geniş alana yayılır. Örneğin bir futbol sahasının ortasında, zemine dik ve 10 santimetreden tutulan bir ışığı, 100 metre ileriden baksan da görürsün, 1 km ötede yanan bir sokak lambasını, tepeden de görebilirsin, vadiden de görebilirsin, çünkü ışık zeminden etrafa yayılır, kırılır, bunu bir yana bıraksan bile, o zeminin yüzeyi, tamamen cilali olsa dahi, zımpara gibidir ve etrafa yayılan ışık, parçacıklar düşündüğün gibi çok uzun aralıklarla, fasılalı ve sırf belirli bir rotaya bağlı, seyrek olarak yayılmaz... Odanın ortasına yerleştirdiğin bir hoparlör, oda ortamında basınç değişimi oluşturur, sesi duymak için illa hoparlörün karşısında durman gerekmez. Kısaca senin otopaint ile çizdiğin resim gibi değildir, ama hakkını vermek lazım, demek ki olsa olsa, hayalindeki simülasyonda öyle olurmuş, ama gerçekte öyle olmuyor, yani iddianın tam tersi geçerli, demek ki simülasyonda değiliz (:

Piyasada olan birçok üçkağıtçı, google street vb kullanmayı sever, zira oradaki resimler, perspektif olarak çok daha aldatıcı olabilirler.
Bunun en önemli sebeplerinden birisi, arka planda dikey yerleştirilmiş resimlerin, fare koordinatlarına, sağ, sol, yukarı aşağı hareketine göre ekranda döndürülmesi, sağa, sola açılarla hareket ettirilmesi ve çok daha küçük bir merkezi noktası, daha dar bir alanda odaklamayı sağlaması gerekir. Ekranın ortasını merkez aldığı için, açısal dönüşleri sağlarken de, resimleri belirli düzeyde eğip, bükerler, merkeze göre genişletip, daraltırlar. Ayrıca çekilmiş olan resimler çok geniş satıhları kadraja alabilen merceklere sahip makinelerle ve genelde hareket halinde olan bir aracın üzerinden çekilir(bu makinelerde merkezden dışa doğru sarkmalar olabilir). Bu durumda çeşitli dezavantajları beraberinde getirir. Monitörde gösterilirken, çok sayıda resim üst, üste binmiş durumdadır, yani ekran da atıyorum 100 resim vardır, bunlar arka planda eritilir veya katmanlar halinde birleştirilirler. Hem anlık hem de öncesinde. Anlık birleştirmelerde, tam eşleştirememe sorunları oluşur... örneğin yürürken çekilmiş 10 saniyelik fotoğraflarınız olsun, bu fotoğrafa yürüme etkisi oluşturmak için, 10 saniyede çekilmiş tüm resimler, ekranda çeşitli zaman aralığında sırayla gösterilmelidir, sizin simülasyon sandığınızın temelinde de bu yöntemler yatar ve o resim sandığınız, şahsına münhasır ayrı bir varlık, benlik atfettiğiniz de, aslında monitörde yanıp sönen ampullerden yayılan ışıktır. İşin temelinde olan prensip budur -zira ne demiştik organlarımız etki-tepki prensibi ile çalışır, bir şeyi yorumlamak için, öncelikle gerçek, nesnel, fiziki varlığınız olmak zorunda, varlık ve benliğiniz simülasyon olamaz, ama o envaı tür etkileri zihinsel olarak yorumlayıp kurgulayıp simülasyonlar, masallar türetebilir ve inanabilir(işte o zamanda simülasyonda, hayal aleminde yaşıyor denir, ama bu yaşamak, kafa olarak, zihinsel olarak ifade edilir)...

Ekran 3 boyutlu değildir, düz bir satıhtır, haliyle düz bir satıh üzerinde, gerçeğe yakın görüntü elde etmek kolay değildir. Gerçekte nesneler bizim hareketimiz esas alınarak, bizim konumumuza göre büyüyüp, küçülmez, eğilip, bükülmez, biçimden, biçime girmez, ama bir monitör yüzeyinde sanki gerçekmiş etkisi oluşturmanın yolu, sabit duran ekranda, resimleri oynatmaktır. Gerçekte biz sağa, sola, ileri, geri, aşağı yukarı hareket ederiz, hareketli nesnelerde bizim gözümüzde değil, fizik, ortam dahilinde kendinden şey olarak hareket eder, monitörde ise resimler hareket ettirilmek zorundadır yani aslında monitörde bulunan ampuller, gözlerimize ışığı çeşitli farklı tonlarla yollayabilmek için, saniyenin bilmem kaç birimiyle yanıp sönmelidir, haliyle bir çok sahtekar yukarıda ifade ettiğim araçları, işine geldiği gibi kullanır ve gerçeğin de böyle olduğunu, gerçek böyle ise demek ki simülasyon olduğunu vs söylerler. Bu bir aldatmacadır ve aldanmadır, zira yukarıda gerçekte nasıl olduğu, monitörde nasıl yapıldığı ve aradaki farka değindim(kaldı ki google vb ortamlardaki resimler genelde aynı gün, saatleri de yansıtmaz, örneğin bir yerleşim biriminin bir bölümü 3 gün önce çekilen, hatta bir bölümü ilkbaharda çekilmiş resim iken bir bölümü kışın çekilmiş resim dahi olabilir, bir çok resim araka planda eşleştiriliyor veya katmanlar zamanla güncelleniyor)...

Sonra abuk, sabuk gölge paylaşımları, onlarında tümü bu tarz programları kötüye kullananlardan, bilerek isteyerek sahtekarlık yaptıkları, kimisinin dangalaklardan para kazanmak adına(ki çoğunun) çeşitli resim, 3d programlarıyla üzerinde oynadıkları, kurguladıkları, kimisinde zemindeki açı farklarının fark edilmediği resimleri kullandıkları vb. aldatmacalardır, ama ne yazık ki bir çok insanı kandırmayı başarırlar...

Birisi vardı, hayli kalın kafalı olduğu belli, ama O'nda da ben mühendisim, popstarım cesareti var belli ki, zavallı insanlar bir salona toplanmış O'nu dinliyordu, o ise insanlara "sen salonun içinde değilsin, salon senin içinde" diyordu, artık o sen dediği her kim ise ondan gayrısı, o sen dediği kişinin kurgusu, kendisi bile... Ama itiraf ediyorum, o kişi benim, gerisi benim zihnimde, sen yoksun, siz yoksunuz boşa kendini paralama, bir gerçek var o da benim, simülasyon da benim. O kişinin mantığıyla cevaplarsak, sen simülasyon değilsin, simülasyon senin içinde, o zaman simülasyon benim, sizler ise benim masalımın figürleri (:

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 14-01-2021, 11:39
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

google street view'in nasıl çalıştığını biliyorum. Ben bunu belirgin bir örnek olması açısından örnekledim.

Siz bu durumu kendiniz gözleyebilirsiniz. Cep telefonunuzun kamerasını karşınızdaki düz ve uzun bir nesneye odaklayıp, önce sağa çevirip sağdan solu kıyaslayıp, sonra sola çevirip soldan sağı kıyaslarsanız, odağınızın küçüldüğünü ve diğer kısmın oransal olarak büyüdüğünü görebilirsiniz.

Bence bilim, birinin bilim adına söylediği şeyi kabul etmek değildir, olmamalıdır. Ülkemizde ve dünyanın çoğunda bilimsel davranış sözüm ona bilim adamlarının söylediği şeyleri kabul etmekten ibarettir. Ben çalışmalarımda insanların bunları tekrar etmelerini öneriyorum. Çünkü bilimsel teoriler tekrarlanabilir ve gözlemlenebilir olmalıdır. Bunu kendiniz denemelisiniz. Ve sonra zihninizde oluşacak kanaat sizin açınızdan en doğru kanaat olacaktır.

Yukarıda değinilen birden çok konu var, girmek istediğim ama derin olduğu için şimdilik tercih etmediğim ve girmeyi tercih etmediğim. Şimdilik bu kadar.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:48 .