Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 27-05-2019, 15:57
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.684

Onur Üyeliği 

Standart Avrupa, Demokrasi(?) ve Seçimlere Katılım Oranları...

1979-1999 arası Avrupa Geneli seçim oranı %50'lere düşmüş.


Tablo ortada... 1999 yılı için, ülke bazında değil, Avrupa bazında bakarsak, nüfusun %60'ı seçimlere katılmamış, çoğunluk nüfusu temsil eden ülkelerde ise, değerler %50-%24'e kadar düşüyor, ref:Fransa, Almanya, Hollanda, İngiltere...

Kaynak
http://www.bbc.co.uk/turkish/special...nt/page7.shtml

Sonrası için kaynak bulmak zor, zira emperyalistlerin hedef aldığı ülkelerde katılım oranlarını dilinden düşürmeyen, %70-80 civarı katılımlara da bir dolu kara propaganda dizen, katılım oranı düşük, seçim geçerli olabilir mi diyen baron medyası, kukla propagandacıları, iş kendilerine gelince 3 maymunu oynuyor. Ya da grafiklere kolayca ulaşamıyoruz, ya da yıl, yıl, ülke, ülke zahmet veriyor, dağınık oluyor, ulaşabilen varsa, paylaşım bekliyorum, olmazsa yıl, yıl değerleri bulup, bir tablo oluşturacağım.

Aşağıdaki tablo AA'dan, ne kadar güvenilir bilmiyorum, ancak rakamların, aşağı, yukarı doğru olduğunu düşünüyorum...



https://www.aa.com.tr/tr/dunya/dunya...ediyor/1462264

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde ülkelerin çoğunda oy kullanma işlemi sona erdi

http://haber.sol.org.tr/dunya/avrupa...na-erdi-263589

İlgili kaynağa göre, 427 milyon seçmenin yarısı AP seçimlerinde oy kullanmıyor. Belirleyici sebebin, AB'de yaşayan her 2 kişiden birisinin, AP ve sistemden ve sözde demokrasiden bir beklentisinin olmadığını düşünüyorum. Üst ve orta sınıfların, belirli bir refah düzeyinde yaşayanların, seçimlere yoğun olarak katıldığını düşünüyorum. Bu oran toplumun %20 civarı olsa(?)... Demagograsi, sermaye iktidarı, kitlesel hipnoz ve aldatmacalar, detaylı konular ve sebepler dahilinde ele alınabilir...

Kapitalizm koşullarında, çok da fazlasını beklememek, ama, azına da razı olmamak gerekir, zira lütuf değil, yetersiz ve karikatr de olsa, olanaklar, kazanılmış haklar da mevcut.

BM'nin yaptığı bir araştırmaya göre dünyanın en zengin %5'i dünyadaki zenginliklerin %70'ine sahip. Dünyanın her köşesinde yaşayan insanların büyük çoğunluğu yoksul, çok ama çok küçük bir azınlığı varlıklı. Azınlık çoğu yiyor, çoğunluk aza talim ediyor.
Bir de parlamentolara bakalım: Meclis koltuklarının hemen tümünü nüfusun en zenginlerinden gelen "vekil"ler dolduruyor. "Millet"lerin "vekil"lerinin ezici çoğunluğu, çoğunluğun TV dizileri olmasa hayal etmekte zorlanacağı bir zenginlikten geliyor. Çünkü "aday adayı" olmak bile paraya bakıyor, seçilme umudu olan bir aday olmak ise en az birkaç yüz bin TL'lik servet şart. 3 Gayri resmi sponsorlarınız olabilir tabii. Ama bu sponsorlar da –sponsorluğun tanımı gereği– zenginler, ve kendi çıkarlarını savunacak insanlara yatırım yapıyorlar.
http://diegaste.de/ipad/gaste/diegaste-sayi3706.html

Eğer televizyonda yayınlanan bir program için bir seçimden daha fazla oy kullanılırsa, demokraside bir sorun var demektir.
...
Bu düşüşü daha da dramatik kılan unsursa, seçimlere katılım oranının azaldığı dönemde Avrupa Parlamentosu'nun yetkilerinin artmasıydı.
http://www.bbc.co.uk/turkish/special...t/page13.shtml

Demokrasi'de bir sorun yok, zira demokrasi yok, ama temsili demokrasi dediğimiz fakat bununda kural ve kaidelerinin, fiili olarak işlevsiz olduğu, otokratik(kelimenin tam anlamıyla!) bir sermaye iktidarı, kapitalizm var. Buna dahi sahip çıkamıyoruz çünkü, halk, sistemin çarkı ve sözde seçim sistemi gereği, bu sirk oyununun dışında bırakılıyor, kolayca eleniyor. forma da giyemiyor, zira 1 formanın bedeli, milyonlarca insanın, hayatında bir arada görmediği paralara mal oluyor. Tabi sözde demagograsi de olsa, kazanılmış haklardan(örgütlenme hakkı gibi), ödün vermemeli, korumalı ve olanaklar kullanılmalı...çelişki gibi görübelir, lakin değil, zira bu zemin, stratejik değil taktiktir, teslim olmamaktır.

Sistem, sermayedar, elit baronlar için işliyor, onların sistemi ve bu kesim işi biliyor. bilmese ne olacak ki? Çark işliyor, sermaye ve paranın gücü en temel faktör iken özel bir çaba dahi sarfetmeleri gerekmiyor. kalıcı ve aslolan sermaye iktidarı, seçim ve hükümetleri ise, muhtevası gereği(sermaye bağımlılığı, paranın gücü ve zenginin, sermayenin çıkarlarınca) birer araç-kukla... bir ağacın kökü(sermaye) ve dalları(temsilcileri) gibi, biri diğerine bağlı... her koyun kendi bacağından asılıyor, her sınıf kendi çıkarına çalışır, ama ciddi bir sorun var, herkes çıkarının farkında mı? Hayır, sadece azınlık(sermaye ve beslenen ara sınıflar) çıkarlarının farkında ve bilincinde, sistem onların, yönetim, eğitim, medya, şirketler, para da ve "parası olan düdüğü çalıyor", hasılı milyonlarca, bu sirk oyununda otomatikman elenmiş oluyor, seçme ve seçilmek hakkı fiili olarak işlevsiz kılınıyor, olan bu.

Elbette sözde seçimlerin, 1 dizi kadar değeri olmayacak, zira elitler ve baronların panayırı, propaganda dünyası, süslü reklam, süslü afişler cümbüşü seçimler, 4-5 yılda 1 kere. Oysa medya, dizi ve hayat her gün. medya, diziler, TV ler, yapımlar, reklam, okullar vd. yine sermayenin elinde. Hayat ise, sermayenin omuzlarına bastığı, sistemiyle hizmetçi kıldığı çalınan emeğin ve kandırılan yoksul milyonların sırtında.

Sermaye süslü sözler, vaadler, alavere, dalavere yapacak, toplumlar subjektif ve anlamsız, bomboş, seçilmemişlerin, köprüyü geçene kadar dediği biçimdeki vaadlere oy verecek, kolayca kandırılacak ve adına da demokrasi denecek,,, oldu... Bir kere kulüplerin, partilerin, para ve sermaye gücünün, zihniyetlerin yarışı olarak seçime gidilen yerde, demokrasi, laiklik olmaz, karikatürü olur yine de, bizler sermaye-baronlarının, bizi kırbaçla değil, havuçla yönetmesini istiyoruz. Ve nihai olmasa da ikinci yolun(havuç) olanakları, araçlarını da kullanmak gerekiyor...

Demokrasi öldü! Yaşasın demokrasi!

"Tanrı öldü" Nietzsche

Tanrı öldü! Yaşasın tanrı!.

Çözüm: Bölge(yerleşke), birim(işyerleri vb) bazlı yetkilendirilmiş, konsey örgütleri, delege ve kongre esaslı oluşumlar, reklam, vaad olmamalı, sorun ve çözüm önerileri, vaad isteyen de yok. Katılımcı ve yerinde demokrasi.. Bunu sözde demokrasi, özde ise bize demagograsiyi dayatanlar da çok iyi biliyor, hatta bizlerden daha iyi biliyor... İkiyüzlü temsilcileri ise, bizlere demagograsi namına demokrasi dersi veriyor...

Artık nihai çözüm: Kapitalizmden kurtulmak, mızrak çuvala sığmıyor...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 27-05-2019, 16:15
ForumKirpisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ForumKirpisi ForumKirpisi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Nov 2018
Bulunduğu yer: Merkez/Çin
Mesajlar: 1.838
Standart

Avrupa Parlamentosu ve herhangi bir EU ülkesinin seçiminde, seçime gidenlerin tipi şu:

1) Göçmen karşıtı (O ülke vatandaşı olmasa bile örneğin Bulgaristandan Almanyaya göç etmiş birisi dahi AfD seçer)
2) AB'de Ezici Söz Sahibi olmak istemek eğer olmazsa çıkmak
3) Partizan
4) Eğitim seviyesi düşük, gelir seviyesi düşük

Diğer taraf

1) Kaygılı,üzgün ve olgun
2) Daha makul ve sağlam adımlar arıyor
3) Umutsuz
4) Daha makul göç politikaları

Gitmeyen taraf

1) Aşağı yukarı hayatını sürdüren
2) Zaman zaman niteliksiz göçe karşı, zaman zaman İslama laf atan ama hayat politikası yapacak kadar umursamayan
3) Ortalama tip

Bunun harici, Sosyal Demokrat partilerde parti severler ve diğer extremist hareketlere kaygıyla
bakanlar sandığa giderken,

hayatını ortalama sürdürenler sandığa gitmiyor.

---/--- (şüphanski style ayraç)

Türkiye'de gelmeyenlerin yerine oy-imza atıldığını düşünüyorum.
Türkiye'de hayali seçmen olduğunu düşünüyorum.
Bunu yürüteninde Hakan Fidankov olduğunu düşünüyorum.

Nasıl olsa Bade' lenen daha evvel de bade' lenmiş Hatta bazıları '' Nur Çeşmesinden '' içerek ?? nurlanmışlardırlar
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 27-05-2019, 16:33
Turdur Turdur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 10 Nov 2017
Mesajlar: 1.822
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tablo ortada... 1999 yılı için, ülke bazında değil, Avrupa bazında bakarsak, nüfusun %60'ı seçimlere katılmamış, çoğunluk nüfusu temsil eden ülkelerde ise, değerler %50-%24'e kadar düşüyor, ref:Fransa, Almanya, Hollanda, İngiltere...
Bu saydığınız ülkeler refah ülkesi ve gelişmişlik seviyeleri dünya standartlarına göre çok yüksek. Bu yüzden seçimlere rağbet yok.
Türkiye gibi siyaset karmaşası yaşayan ülkelerde ise katılım çok üst seviyede, bunun sebebi süreklilik arz eden kadrolaşma ve adam kayırmacılıktır. İhale kültürümüz var maalesef.
Bugün Hollanda'da hükümet değiştiğinde büyük bir kadrolaşmaya veya yağmaya gidilmiyor. Ülkenin süreklilik arz eder bir şekilde ekonomisi yüksek. Siyasete ve adalete inancın yüksek olduğu hiç bir ülkede seçimlere katılım oranı yüksek seviyelerde olmaz. Mesela ABD'de % 52 civarı bir katılım olmuştu bir seçimde.


"İçinde ışığı olmayan insanlar, kalabalığa karışıp ışık edinmeye çalışırlar."
Arthur Schopenhauer
-
"İtin kuyruğuna basma, arkandan havlar durur."
Tecrübe
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 27-05-2019, 17:00
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.684

Onur Üyeliği 

Standart

ForumKirpisi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Türkiye'de gelmeyenlerin yerine oy-imza atıldığını düşünüyorum.
Türkiye'de hayali seçmen olduğunu düşünüyorum.
Bunu yürüteninde Hakan Fidankov olduğunu düşünüyorum.
Bu konuya, İBB seçimi dolayısıyla bilerek girmedim, 2 satır yazmıştım, sildim. tercihim AKP'nin kaybetmesi ve bu tercihimin geçerli bir çok sebebi var...

Göstermelik de olsa, seçimlere katılmak gerekir, eğer beklentiniz yok, protesto ve boykot diyecekseniz, o zaman gidip, geçersiz oy kullanmak -boş değil, gelişi güzel mühür basmak- bir eylemdir, eylemsizlik ise ancak istisnai durumlarda belki, zira oy vermek sizlere yetki sağlamıyor, yani vermemekle bir şeyleri engellemiş veya tıkamış olmuyorsunuz... yeter oran diye bir kaide yok.

Bununla birlikte, şu ya da bu adaya oy vermeyceğim demek bir tercih iken, şu ya da bu adayın kazanmasını istemiyorum düşüncesiyle, olabilirliği varsa, diğer adaya oy vermek de, taktik bir seçimdir.

Oy atmak seçim değildir, seçimler, o işlemden daha önce yapılır. Yani kişi oyunu, oylama anından önce, olgu ve hiç bir toplumsal sorun içermeyen, yada sığ değinilerden öte geçmeyen, abuk, subuk aidiyet, mezhep, saçma sapan subjektif ve seçmen açısından da hiç bir anlam ifade etmeyen balon ve aldatıcı siyasetler, vaadler(!) veya enjeksiyon, propagandalarla belirlenmiş(%98 oranla diyebilirim) veya belirlemiştir...

Bir kere seçim öncesi propagandalar, mitingler, bunlar dahi olmamalı, çünkü bu süreç, halkı kandırmanın ve seçim yatırımının en önemli panayırı...

Halk bir yere kaçmıyor, madem parti ve madem bu demagograside seçime girecek, o zaman 4-5 yılda bir, 1 aylığına sözde halkı hatırlamayacak, cambazlık yapmayacak, çalışmasını günübirlik sürdürebilir, süreli yayın çıkartabilir, insanlara gidebilir, etkinlikler, basın açıklamaları, hatta mitingler düzenleyebilir, bir çok etkinlikle, davetlerle, ayağına gitmelerle programını anlatabilir, ama bu kapitalizme de ters. Seçmen düşünün ki, oy verdiği partinin programını, sözde projelerini bilmiyor, nereye vardık şimdi?... Madem kendisine parti diyor, parti örgütleri, il, ilçe başkanlıkları ne iş yapacak?

hasılı bilinçli Deveye boynun eğri, demişler; nerem doğru ki, demiş.

Ben bu ifadeyi şöyle kullanıyorum, 100 deveden 90'ının cahil olduğu ortamda, cahil deveye sormuşlar neren doğru? Cevap vermiş, nerem eğri ki!

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 27-05-2019, 17:18
ForumKirpisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ForumKirpisi ForumKirpisi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Nov 2018
Bulunduğu yer: Merkez/Çin
Mesajlar: 1.838
Standart

bi ara üstünde hapörlör olan eski araçlar geziyodu. ben onları seviyorum. cızırtılı bangır bangır seçim şarkısı
çala çala geziyodu. onların seçime etkisi nedir çok merak ediyorum, negatif etkisi yani.

mitingler tam bi saçmalık. billboard reklamları, posterler tam bi saçmalık.

tv reklamları hele..

parti için parti gibi bi durum. parti hizmet etmek için var güya, ama bütçenin çoğu yandaşa ve reklama gidiyor.
hizmet ise küçük bi kısım.

avrupada sol parti adayları genelde umut gelecek gibi posterler yaparlarken sağ parti adayları
dur deyin, son bulsun, işgale son vesaire gibi korku senaryosu aşılayan posterler kullanıyor.

yıkılan minareler vesaire kullanan da var.

Nasıl olsa Bade' lenen daha evvel de bade' lenmiş Hatta bazıları '' Nur Çeşmesinden '' içerek ?? nurlanmışlardırlar
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 27-05-2019, 17:44
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.684

Onur Üyeliği 

Standart

Turdur´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu saydığınız ülkeler refah ülkesi ve gelişmişlik seviyeleri dünya standartlarına göre çok yüksek. Bu yüzden seçimlere rağbet yok.
Türkiye gibi siyaset karmaşası yaşayan ülkelerde ise katılım çok üst seviyede, bunun sebebi süreklilik arz eden kadrolaşma ve adam kayırmacılıktır. İhale kültürümüz var maalesef.
Bugün Hollanda'da hükümet değiştiğinde büyük bir kadrolaşmaya veya yağmaya gidilmiyor. Ülkenin süreklilik arz eder bir şekilde ekonomisi yüksek. Siyasete ve adalete inancın yüksek olduğu hiç bir ülkede seçimlere katılım oranı yüksek seviyelerde olmaz. Mesela ABD'de % 52 civarı bir katılım olmuştu bir seçimde.
Cehaletin yüksek olduğu yerlerde, "adalete güvenmedikleri" için mi yoğun katılım sağlanıyor? Subjektif, aidiyet, sürü psikolojisi vb para ettiği, önceki yazımda sıraladığım sebepler ve siyaseti mi?

Bilinç düzeyi yükseldikçe, seçimlere rağbet düşüyor, öne sürdüğün gibi, parlamentoya, siyasiyelere güvendkleri için değil, aksine güvenmedikleri, kim gelirse gelsin, bir şeyin değişmeyeceğini biliyor ve farkındalar, tecrübeyle sabit, ama durumları fena olmadığı için de tepki vermiyor, eylemsizliği seçiyorlar...

Ülke nüfusunun çoğunluğunu (%90) işçiler ve emekçiler oluşturuken, hangi parlamento da bu oran sağlanabiliyor? ya da sağlanır mı? Sstem bunu engellemek namına işliyor zaten, bunun farkında olan insan sayısı ise azımsanamacak oranda yüksek... Sistem ve parlamentonun ve mevcut durumun farkındalığına erişen insanlar, sandığa gitememeyi tercih ediyor, yani sandık YOK HÜKMÜNDE.

dahada netleştirsek, katılımın azaldığı seçimler, güven, inanç ifadelerinin tam tersine, krizlerin, yoksulluğun, işsizliğin vb arttığı dönemlerdir. yani mevcut kukla hükümete, parlamentoya karşı tepkilerin arttığı, inanç ve güvenin azaldığı, ama buna rağmen de seçimlere katılımın düştüğü ve gözlemlendiği dönemlerdir!

Örneğin AP seçimlerinde dikkat ederseniz İngiltere katılımları %20 bandlarında, sonra ne oldu? İngiltere AB den ayrıldı...

AB'den ayrılma namına düzenlenen referanduma, katılım oranı nasıldı peki? 46 milyon seçmenin, 33 milyonu oy kullandı ve referandumdan, %52 oranla AB den ayrılma kararı çıktı. Eğer, seçmenin %70'inin katılmadığı AP oylamasında, AB den ayrılalım mı, ayrılmayalım mı referandumuna, %71 oyla katılım sağlanmışsa, ilgil iddian uyuşmuyor ve daha detaya inersek; anketler, istatistikler de var...

İngilterenin de dahil olduğu 2014 seçimlerini esas alırsak(verdiğim örnek gereği);

https://oldweb.ikv.org.tr/images/upl..._secimleri.pdf
10 Avrupalıdan sadece 4'ü sandık başına giderken, yüzde 34,09'luk katılım ile AP seçimler tarihinin en düşük katılımlı seçimlerinden biri gerçekleşti; Hatta AB üyesi Slovakya'da, yüzde 13'lük katılım oranı ile AP seçimlerine "katılmama" rekoru kırıldı.

AB ekonomisi 2013 yılının son çeyreğinde düzelme sinyalleri vermiş olsa da, 2009 yılında yapılan son seçimlerden bu yana Avrupa; ekonomik kriz, istikrarsızlık, artan küresel rekabet ve işsizlik ile boğuşuyordu. Hiç şüphesiz bu da seçim sonuçlarına açık bir şekilde yansıdı.
Yani? İfadelerinin aksine parlamentoya olan güven arttıkça değil düştükçe, katılım oranı da düşüyor.. Birde kriz ve yoksulluğun arttığı koşullarda, yapılan seçimle belirlenen, 2014 AP, %34 katılım oranına rağmen, en önemli kararları bu seçimle aldı, iyi mi?

https://www.ikv.org.tr/images/files/...cim%20yazi.pdf
Ulusal parlamentoya duyulan güven ise %25. Bu durum AB'ye duyulan güvene de yansıdı ve Avrupa vatandaşlarının sadece %31'i AB'ye güven duyuyor.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 27-05-2019, 17:53
ForumKirpisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ForumKirpisi ForumKirpisi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Nov 2018
Bulunduğu yer: Merkez/Çin
Mesajlar: 1.838
Standart

Gelişmiş denilen ülkelerde kadrolar ne karar verirse ülke o yönde ilerler.
Partiler kadrolara elleşemez. Bi nevi Hollanda devleti Hollanda hükumetinden ibaret değildir.
Yeri gelirse devlet hükumeti uyarır.

Partilerin kadrolara elleştiği aşırı sağcı idareler var. Tek tük silmeye çalışıyorlar.
Bunu yaparken de reisin ağzıyla devlete çöreklenen yapılar vesaire söylemiyle yapıyorlar.

Örneğin bu seçimde zayıflayan İslam düşmanı Geert Wilders bir önceki seçimde halkın idaresini Laheyli elitlerden alıp
Hollanda halkına vereceğini söylüyordu.

Ayrıca mahkemelerin çalıştığı bi ülkeden çokta korkulmaz. Ama onlarda gittikçe batıyorlar.

Yunanistanda çalışmıyor mahkemeler . AB'de en yoz hükumetler Yunanistan Macaristan Polonya İtalya Malta Kıbrıs.
beş para etmez adalet sistemi beş para etmez hükumetler ve devlet kadroları.

Nasıl olsa Bade' lenen daha evvel de bade' lenmiş Hatta bazıları '' Nur Çeşmesinden '' içerek ?? nurlanmışlardırlar
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:53 .