Semavi dinlerdeki şiddet olgusu

[Ahlaksız]

Turdur´isimli üyeden Alıntı

Hayır Ahlaksız tam olarak böyle olduğunu nasıl iddia edebiliyorsun hemde kaç senedir forumlarda olan birisi.

İlla itiraz edeceksin yani..
Bari ''kitap'' teşbihimi kabul edin..500 sayfalık bir tarih kitabının içinde bir tane küfürlü kelime olmaz..O bir kelime,500 sayfalık kitabı değersizleştirir...

Hasan Akçay´isimli üyeden Alıntı

Sibakta (bir sonraki ayette)
"illa"dan sonra
sözü edilen savaş:

Size noldu da o münafıklar hakkında ikiye bölündünüz (4:88),
onları bulduğunuz yerde öldürün -vaktul ûhum haysu vecedtum ûhum (4:89)
kendi toplumlarına ya da size katılarak savaşmayı göze alamayanlar hariç (4:90)
ama sizinle barış içinde olmak istemezlerse bulduğunuz yerde ONLARI öldürün
-vaktul ûhum haysu sakiftum ûhum (4:91)

İster sibak yapın,ister siyak..
Bu surede bahsedilen savaş,eğer bir ''alegori'' değilse,bu savaşın en azından bir adı filan olmalı..
Savaş,öldürme,müttefiklik falan..Tamam da,neymiş bu savaş,bunu soruyorum size..Cevap veremeyeceğinizi de biliyorum..!

Nisa suresinde ve diğer surelerde öldürme/savaş mevzuları,tarihi mevzular değildir..Yani buralarda,somut bir savaştan bahsedilmiyor..

Kuran'da iki kesim var;
1-MÜMİNLER
2-KAFİRLER
Bu bahsedilen öldürme/savaş mevzuları,bu iki kesim arasındadır..Kuran kimin mümin olduğu,kimin kafir olduğunu tarif eder..Detaylara iner..Gerektiğinde kafirlerin öldürülmesini emreder..Bunlar çok açık ayetler..Birkaç ayet olsa,belki yanlış tercüme edilmiş filan diyebiliriz ama onlarca/yüzlerce yerde benzer/aynı söylemler olunca,bu konuda net şekilde konuşabiliriz..

Baştan sona şiddet..
Ben size gerçeği söylüyorum..Gerçek bu..Bu gerçeği sağa sola eğmenin bir anlamı yok..

[Turdur]

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı

İlla itiraz edeceksin yani..
Bari ''kitap'' teşbihimi kabul edin..500 sayfalık bir tarih kitabının içinde bir tane küfürlü kelime olmaz..O bir kelime,500 sayfalık kitabı değersizleştirir...

Verdiğin benzetmeler saçma. Küfür eden forumdan banlanır diyorsun, mesajı silinir diyorsun. Hayır bu gerçekçi değil. İddia edilen yaratıcı tanrı ile bir kitap yazarı insanı kıyas alıyorsun.

[Ahlaksız]

Turdur´isimli üyeden Alıntı

Verdiğin benzetmeler saçma. Küfür eden forumdan banlanır diyorsun, mesajı silinir diyorsun. Hayır bu gerçekçi değil. İddia edilen yaratıcı tanrı ile bir kitap yazarı insanı kıyas alıyorsun.

Antropomorfizm kaynaklı akıl yürüttüğümü söylediğine göre,o zaman ateist değiliz galiba..
Mistisizm,gnostisizm,kabala,sufizm konularından haberdarım..Tüm bu bahsedilen tanrılardan,insan temelli mitlerden bağımsız bir tanrı/yaratıcı olduğu fikrini biliyorum..Bu bakımdan yaptığım kıyasta bir şey yok..
Birilerinin uydurduğu miti,bir başkasının yazdığı tarih kitabıyla karşılaştırabilirim..Miti bir hakikat olarak görüyorsanız ya da bu mitlerden bağımsız bir tanrı/yaratıcı fikrini kabul ediyorsanız,bu karşılaştırmama itiraz edebilirsiniz..

[Ahlaksız]

Hasan Akçay´isimli üyeden Alıntı

...……….
Videodaki adam
evliya kelimesininin 4:89'daki anlamını
dostlar (friends) diye çarpıtmış.

Ayetin müdahalesiz (lafzî) çevirisinde
evliya kelimesinin karşılığı
savaş ortamında "müttefikler"dir

Nisa 89;

''Kafirler gibi kafir olmanızı istediler ki,onlarla eşit olasınız..Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan dost edinmeyin..Eğer yüz çevirirlerse onları nerede bulursanız yakalayın ve öldürün..Onlardan dost ve yardımcı edinmeyin''

Ayet bu..
Ayette dost diye çevirdiğim kelimenin biri evliya,diğeri de veli..

Ayeti biraz açalım..
Ayette geçen ''Allah yolunda hicret etmek'' ne demek?Ayette neden Allah yolunda hicret etmeyenler kötüleniyor,onlardan dost ve yardım esirgeniyor,onların alenen öldürülmesi isteniyor?
Ayette denilen şu;Hicret etmeyeni öldürün..Peki,bu hicret ne demek?Bunu bize Bakara 218 söylüyor..Bu ayette inanan,yani mümin kişilerin kim olduğu açıklanıyor..Bu ayete göre hicret edenler ve Allah yolunda cihat edenler inananlarmış..Yani HİCRET ETMEK=İNANMAK..

Nisa 89'da hicret etmeyenleri,yani inanmayanları yakaladığınız yerde öldürün deniyor..O kadar bariz ki bu söylemler..

Ayrıca ayette geçen ve yardım manasında kullanılan nesira kelimesi dikkate alınırsa,ayette geçen veli ve evliya kelimelerinin yardımla alakasız olduğu anlaşılır..Yani veli ve evliya kelimeleri ''dost'' anlamında çevrilmek zorundadır..!

Ayet zaten inanmayanların öldürülmesini emrederken,inanmayanların dost edinilmemesi söylemi arka planda kalıyor..Aslında bu önemli bir ifade değil..
Burada bahsedilen mevzu,hicret etmeyenlerin,yani haceri olmayanların,bu konuda ısrarcı olmaları durumunda öldürülmesinin farz ilan edilmesidir..Dikkat edilmesi gereken budur..

Ayrıca bu veli-evliya-velayet kavramları İslami literatürde önemlidir..Özellikle tasavvufta..

Velî sözlükte “yardım eden, koruyan; yardım edilen, korunan” anlamlarına gelir. Kelimenin çoğulu olan evliyâ Türkçe’de tekil anlamda da kullanılır. Kur’an’da Allah’ın evliyasından bahsedildiği gibi şeytanın evliyasından da bahsedilir (Yûnus 10/62; Âl-i İmrân 3/175). Kelime sözlüklerde hem fâil hem mef‘ûl mânasında yer aldığından Kur’an’da Allah müminlerin, müminler Allah’ın; şeytan inkârcıların ve zalimlerin, inkârcılar ve zalimler de şeytanın velîsi olarak zikredilir (el-Bakara 2/257; Âl-i İmrân 3/68; el-Mâide 5/55; el-A‘râf 7/196; eş-Şûrâ 42/9). Ayrıca müminler müminlerin ve kâfirler de kâfirlerin evliyasıdır (et-Tevbe 9/71; el-Enfâl 8/73). Kur’an’da geçen mevlâ kelimesi velî ile ortak kökene ve aynı anlamlara sahiptir (el-Bakara 2/286; Âl-i İmrân 3/150; el-Enfâl 8/40; el-Hac 22/78; Muhammed 47/11; et-Tahrîm 66/2) (Kur’an’da velî kelimesinin farklı kullanımları için bk. Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “vly” md.). “Mümin kullarına yardım eden, onları koruyan, işlerini gören, onların yakını ve dostu” anlamındaki velî Allah’ın isimlerinden biridir (bk. VELÎ). Allah’ın koruduğu ve yardım ettiği kimseler olarak müminler de Allah’a ibadet etmekle O’nun dostluğunu kazanıp velîsi durumuna gelirler (Kuşeyrî, s. 519).
Mutasavvıflar velîliği genel (velâyet-i âmme) ve özel (velâyet-i hâssa) diye ikiye ayırırlar. Genel anlamda her mümin Allah’ın dostudur ve O’nun velî kuludur.
https://islamansiklopedisi.org.tr/veli--tasavvuf
Bu link haricinde birkaç kitaba da baktım..Veli ve evliya kelimeleri,yakınlık anlamında hep dost-arkadaş olarak kabul edilmiş..

Hicret ediyorlarsa,yani inanıyorlarsa sorun yok ama hicret etmiyorlarsa,yani inanmıyorlarsa,onlara yakınlaşmayın/yaklaşmayın,yani onları dost/arkadaş edinmeyin deniyor..Bununla yetinilmiyor..Onlara yardım edilmemesi de söyleniyor..Bununla da yetinilmiyor..Onların yakalanması emrediliyor..Bununla da yetinilmiyor..Onların öldürülmesi emrediliyor..
Nisa 89'un semantik çözümü budur..

[Hasan Akçay]

Ayette geçen ''hicret etmek'' ne demek?

Hicret etmek hicret etmek demektir
yani Allah hicret diyor ama başka bir şey kastediyor iddiası
ayeti yeniden yazmak suretiyle Allah'ın YERiNE geçmektir.

Hicreti Allah yolunda yerine getirmek ise
hicreti örneğin maddi kazanç elde etmek için değil
"dinillah"ın gereği olarak yerine getirmektir,
yurtlarından çıkarılıp atılanların yaptığı gibi (9:40).

Ayette neden Allah yolunda hicret etmeyenler kötüleniyor?

Çünkü hicret etmek yerine müşriklerle kalıp mümin gibi görünen münafıklar onlar,
aslında müşriklerin evliyâsı-müttefikleri... gerçek müminleri arkadan hançerliyorlar.
Taraflarını seçmiş, müşriklerin "evliyâ"sı olmuşlar. Bari onları SiZ evliyâ edinmeyin.

Müminlere seslenen bir önceki ayette belirtiliyor bu:

Münafıklar hakkında neden iki grup olursunuz siz!
mâ lekum fîl münafıkîne fieteyn!

4:89'da sözü edilenler işte onlar;
sizin, kendilerinin yaptığı gibi,
küfre geri dönmenizi arzu ediyorlar:
Veddû lev tekfurûne ke mâ keferû...

Onların neden alenen öldürülmesi isteniyor?

Cevap illâ diye başlayan bir sonraki ayette; lütfen okuyun.
HARiÇ anlamındaki "illâ"nın işlevi 2 ayeti 1 (bir) yapmaktır:

Onları bulduğunuz yerde öldürün (4:89)
ama... SiZE KARŞI savaşmayı da
kendi toplumlarına karşı savaşmayı da göze alamayıp
sığınmacı olarak size gelenler hariç (4:90).
illâ ellezîne... câukum hasıret sudûruhum en yukâtilûKUM ev yukâtilû kavm ehum.

Bu kadar açık ve net.

Anılan münafıkların size saldırMAyanlarını öldürMEyeceksiniz,
onlar öldüreceklerinizin "haric"inde;
size saldıranları öldüreceksiniz, yalnızca savunma savaşı yapmanıza izin var:
eğer size BARIŞ eli uzatmazlarsa, onları o zaman ele geçirdiğiniz her yerde öldürün
in lem... yulkû ileykum es-SELEME ... vaktul ûhum haysu sakiftum ûhum

[marcos]

Hasan AKÇAY

Müşrikler kimseye şu tanrıya tap şuna tapma demiyordu.İsteyen Allah' a isteyen Uzza' ya isteyen Hubel' e tapabilirdi.Bu kadar hengameye de gerek kalmaz Allah' ta ne öldürün ne öldürmeyin demek zorunda kalmazdı.

İslamın çıkış noktası yanlış adamların tanrılarını yasaklıyorsunuz.Böylece saldıran taraf oluyorsunuz.

[Ahlaksız]

müşriklerle kalıp mümin gibi görünen münafıklar

Konuyu çok dağıtıyorsunuz..

Nisa 88'deki ''münafık'' kelimesini görüyorum/biliyorum..Komple sureyi mi tartışalım burada?!

Nisa 88 ve 89'da münafıklar üzerinden,müminlerin ne olduğu ortaya konmaya çalışılıyor..''Münafıklar şöyledir,biz de böyleyiz'' deniyor..Münafıkların doğru yoldan saptıkları veya kafir oldukları söyleniyor..Bunu boşverin,siz inanan insanların ne olduklarına dikkat edin..Kimmiş bu inanan insanlar,mesele bu..
Nisa 89'da hicret edenlerin,göç edenlerin,hacerilerin ya da muhacirlerin inananlar olduğu söyleniyor..Nisa 89'a göre kafir olmayanlar,mümin olanlar,doğru yolda olanlar,inananlar;hicret/göç edenlermiş..
Ayette ''Allah yolunda hicret etmedikçe'' sözü ile ne denmek isteniyor,buraya bakın siz..Burada alenen bir TEHDİT var..
''Allah yolunda hicret etmezlerse,bu kişiler sizin dostunuz/veliniz olamaz..Bu kişiler size yakın/arkadaş olamaz..Haliyle size yakın olmayan kişi,sizin düşmanınızdır ve bu bakımdan bu kişileri yakaladığınız yerde ÖLDÜRÜN'' deniyor..

90.ayet detay içeriyor,önemli değil orası..Siz sadece 89'a odaklanın..

[Hasan Akçay]

marcos´isimli üyeden Alıntı

Hasan AKÇAY

Müşrikler kimseye şu tanrıya tap şuna tapma demiyordu. İsteyen Allah' a isteyen Uzza' ya isteyen Hubel' e tapabilirdi. Bu kadar hengameye de gerek kalmaz Allah' ta ne öldürün ne öldürmeyin demek zorunda kalmazdı.

İslamın çıkış noktası yanlış adamların tanrılarını yasaklıyorsunuz. Böylece saldıran taraf oluyorsunuz.

Hayır, kusura bakmayın ama yanlış bu iddia;
doğrusu: müşrikler tek Allah'çılara
hayat hakkı tanımaya yanaşmadılar.

Bkz 22:40.

Ve bu acımasız baskıcı tavırları ile
müminlere saldırdılar,
savaş başlattılar (9:13)

[ilahimasal]

Hasan Akçay´isimli üyeden Alıntı

Hayır, kusura bakmayın ama yanlış bu iddia;
doğrusu: müşrikler tek Allah'çılara
hayat hakkı tanımaya yanaşmadılar.

Bkz 22:40.

Ve bu acımasız baskıcı tavırları ile
müminlere saldırdılar,
savaş başlattılar (9:13)

İşte bir YALAN daha

Tevbe

38 - Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda cihada çıkın." denilince olduğunuz yere yığılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına razı mı oldunuz? Fakat dünya hayatının zevki ahiretin yanında ancak pek az birşeydir.

39 - Eğer topluca savaşa katılmazsanız, O sizi acı bir azaba uğratır ve yerinize başka bir kavmi getirir ve siz O'na zerrece bir zarar veremezsiniz. Allah'ın herşeye gücü yeter.


Ortada fol yok yumurta yok iken savaş ilan eden birisi var. Saldıran yok , kime saldırıyorlar? Giden olmayıncada tehditler şantajlar falan

Islam tarihine gòre tebuk denilen sefere çıkıp tebukten savaş dahi yapmadan dònenler için yazılmış sözler.



Bakın şuradaki mesaja


29 - Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın
Resmen sizin gibi düşünmeyen tek tanrıcılarla savaşın diyor.
Ezin diyor
Zulum edin diyor.
Kırın geçirin diyor
Köle edin diyor
Azap edin diyor.




İnsanları olmayan duşman için tebuk e götürüp savaş yapmadan gelenler için ne diyor


.

94 - Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde size özür beyan edecekler. . De ki: "Özür beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Allah bize, sizin durumunuzdan haberler verdi". Bundan sonra da Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir. Daha sonra da gizliyi ve âşikârı bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O vakit O, size neler yapmış olduğunuzu tek tek haber verecektir


Savaş olmayacağını , duşman olmadıgını tanrınız nasıl bilemez
Savaş falan olmadı , olmayan savaştan sonra özür ne ?


Kuran da o kadar çok çelişki tutarsızlık var ki her ayet denilenden
Bir tane bulunup buraya yazılabilir .

Birilerinin bunları görmemesi mümkün değil ama körlük başka



Tevbe suresi denilende savaşa çağrı var ama sonuçta bir savaş yok.
Melekler savaşa davet de edilmedi.
Savaş olsaydı. Üç beşbin melek zaten inerdi ve ........ sende bunu yazardın.

[Pardon Yani]

Sakala göre tarak degimi semavi dinler icin söylenmis en uygun benzetmedir.



Bu ilahi kitaplar tek seferde tanri katindan inmis olsaydi bir yerde barisi bir yerde savasi ve benzeri karsit ifadeleri icinde barindirmazdi.



Sözde 23 senede derlenen ayetler olursa sartlara göre degisim göstermesinden daha dogal ne olabilir. Güncel hayatda da aynilari yasanmiyormu. Herseyi sartlar ve olanaklar belirliyor. Yasamin özüne bakarsak hersey normal ama bir yaratici söz konusu olunca islerin rengi degisiyor cünki, güncelleme gibi bir olanagi icinde barindirmiyor dinler. Savas yanlilari dünyayi kitaba göre kana bulamaktan yana. Baris yanlilari kitaptaki baris ayetlerini alip dünya cennet olsun istiyor. Herkese göre birseyler var icinde bu din kitaplarinin.



Sonuc olarak isid´de müslüman hasan efendiler de müslüman. Gercek müslüman kim ve nasil olmali sorusunun cevabi henüz bilinmiyor. Belki mehdi ve ardindan mesih gelirse bilinebilir?! Nasil isine geliyorsa dini o tarafa cek cekebildigin kadar. Böyle tanri kitabi olursa inananlarida tanrilarinin kitabi gibi allak / bullak olmak zorunda.



Vurun bakalim sakala göre taragi, nede olsa tanridan bir düzeltme / müdahle gelmiyor. Köpeksiz köyde degneksiz gezmek kolay. Tanirin sopasida yok, kosturun atlarinizi meydan sizin.