Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 16-01-2006, 00:22
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

Benimle aynı anlayışta olmasını beklemiyorum ama kendi iddiasını açıklamasını bekliyorum. Yani Medine Antlaşmasının hangi nedenlerden dolayı yıllar içinde geçersiz kaldığını örnekleri ile açıkladım. Eğer hala Yahudilerin politikasının ihanet olduğu iddia ediliyorsa bunun açıklaması yapılmalıdır. Oysa körelmiş antlaşma tarihi ile Hendek savaşı arasındaki yıllarda yaşaşanları görmezden geliyor, antlaşma sonrası yaşanan olayların antlaşmayı hala bozmaması mı gerekirdi? Öyle ise neden? Ben diyorum ki ihanet yok. İhanet suçlaması yapılıyorsa benim bu iddialarıma da yanıtı olabilmeli.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 16-01-2006, 02:20
korelmis korelmis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2005
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 532
Standart

Bak ben yukarıda bir örnek verdim. Dedim ki, İstiklal Mahkemeleri Şeyh Sait ve arkadaşlarını idam etmiştir.

"...yahudiler müşrikleri desteklemelerinde kendilerine göre haklı idiler. Dolayısıyla kendilerini haklı bulurlarken Tevrat şeriatının aleyhlerinde kullanılması mantıksız olurdu..." demişsin. Peki Şeyh Sait kendince haklı değil miydi?

"...Medine Antlaşması'nın hangi nedenlerden dolayı yıllar içinde geçersiz kaldığını örnekleri ile açıkladım. Eğer hala Yahudilerin politikasının ihanet olduğu iddia ediliyorsa bunun açıklaması yapılmalıdır." Medine Site Devleti'nin maddeleri günümüze kadar ulaşan bir anayasası vardır. Bu anayasanın artık geçerli olmadığı yahudilerce Hendek Savaşı öncesi bildirilmiş midir?
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 16-01-2006, 03:12
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

Kardeşim, sen Şeyh Saiti onun inançlarına, onun hukuğuna göre mi yargıladın? Onu ancak bizim (TC) kanunlarımıza göre yargılayabilirsin, çünkü onun haksız olduğuna biz inanıyoruz, zaten böyle olmuş. Şeyh Sait kendi inancına göre haklıdır bu nedenle onun inançları, kendi hukuğu, içinde yargılayamayız, dünyanın hiç bir yerinde böyle bir şey yapılmaz. Naziler 2. dünya savaşı sonunda Nazi hukuğuna göre mi yargılandı, öyle mi olması gerekiyordu?
Yyahudileri kendi hukuklarına göre yargıladık uydurması katliamın suçunu yahudilere yükleme gayretidir. Adamlar ihanet etmediklerini düşünüyorlar nasıl ihanet kanunu işletirsin. İhanet olduğuna inananlar müslümanlardır.

Ayrıca savaşta ölümcül bir yara almış olan Sad Bin Muaza yargı kararının bırakılması adil değildir. Çünkü ölümün kıyısında olduğu için intikam duygularının haliyle yoğun olduğunu tahmin etmek için kahin olmak gerekmez.

Ayrıca aç islam tarihini tekrar bak ben Mürşit 4.0 a baktım, Muhammedin şöyle bir sözü var Sad'a karşı:
"Allah da aynı senin verdiğin kararı vermişti, yaşa!" Demekki Sad'dan evvel Kuranın "tanrısı" hükmünü vermiş islam kitaplarına göre. Hükmü yahudilere ve tevrata yıkamanın alemi yok.

Antlaşma meselesine gelince. Yukarıda da sen yazmıştın. Muhammed, Nadiroğulları ve Kaynukaoğulları gibi yahudi kabilelerini Medineden sürmüş, tarlalarına, ağaçlarına, evlerine el koymuştur. Bir tek beni Kureyzalılar kalmış Medinede. Muhammed, Medinenin tek hakimi olma yolunda ilerliyor. Ortam bu haldeyken, yahudilerle Müslümanlar birbirine düşman hale gelmişken, müslüman çeteleri Mekkeli kervanları yağmalamalara çıkmışken ne antlaşması kalır artık arkadaşım?
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 16-01-2006, 19:57
korelmis korelmis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2005
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 532
Standart

Lütfen şu linke tıkla:


http://www.yeniyasam.com/kutsalkitap/

Eski antlaşma bölümünden Yasa Kitabı(Tesniye) kısmını seç. Açılan sayfadan 20. bölümü seç. Aynen şöyle diyor Tevrat:

"10.Bir kente saldırmadan önce, kent halkına barış önerin.
11.Barış önerinizi benimser, kapılarını size açarlarsa, kentte yaşayanların tümü sizin için angaryasına çalışacak, size hizmet edecekler.
12.Ama barış önerinizi geri çevirir, sizinle savaşmak isterlerse, kenti kuşatın.
13.Tanrınız RAB kenti elinize teslim edince, orada yaşayan bütün erkekleri kılıçtan geçirin.
14.Kadınları, çocukları, hayvanları ve kentteki her şeyi yağmalayabilirsiniz. Tanrınız RAB'bin size verdiği düşman malını kullanabilirsiniz."

Yahudiler hakem olması için Sad ibn Muaz'ı kendileri istediler. Peygamberimiz ise kabul etti. Çünkü, daha önce de bir başka Yahudi kabilesi olan Kaynukaoğulları kendi müttefikleri olan Hazrec'li Abdullah'ı hakem tayin etmişler ve karar kendi lehlerine sonuçlanmıştı. Belki de kendi müttefiklerinden Evs kabilesi lideri Sad'ı seçmekle daha önce olduğu gibi yine kendi lehlerinde bir karar çıkacağını bekliyorlardı. Ama Sad ibn Muaz, yahudiler konusundaki kararı Tevrat'a göre verdi, ve böylece bu hakemin verdiği kararla yahudiler başka insanlara karşı aynı durumda nasıl muamele edeceklerse yahudilere de aynı şekilde muamele edilmiş oldu. Ünlü İslam tarihçisi Muhammed Hamidullah, peygamberin böylesi sert bir kararı beklemediğini yazar ve o an yapacak hiçbir şeyinin kalmadığına vurgu yapar. Çünkü, yahudilerin seçtiği hakem, Tevrat'a göre karar vermiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 16-01-2006, 20:12
korelmis korelmis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2005
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 532
Standart

Şu da var ki, eğer 47 maddeden oluşan Medine Anayasası'nı dikkatle okursan burada bir savaş esirliğinden ziyade bir vatana ihanet suçu işlenmiş olduğunu da açıkça görebilirsin. Dolayısıyla yahudilere uygulanan ceza hem kendi kitapları Tevrat'a birebir uygun düşmüştür, hem kendi belirledikleri bir hakimin aldığı karar olmuştur. Ve hem de Medine Anayasası gereğince ortak vatan olarak ilan edilen Medine'nin düşman kuvvetlerince kuşatıldığı bir dönemde vatana ihanet suçu işlemiş olanlar idam ile cezalandırılmıştır ki tarih boyunca vatana ihanet suçu işleyenler idamla cezalandırılmıştır.(Yukarıda da yakın tarihimizden örnekler verdim)
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 17-01-2006, 00:30
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

korelmis Diyor ki
Medine Anayasası gereğince ortak vatan olarak ilan edilen Medine'nin
Eğer Medine ortak anavatan kabul ediliyorsa Muhammedde Kaynukaoğulları ve Nadiroğullarını bu anavatandan atma yetkisinin olmaması gerekiyordu. Muhammede bu yetkiyi kim vermiştir? Misafir olarak Medineye gelen Muhammed ve yandaşları hangi hakla Medinenin esas sahipleri yurtlarından etmişlerdir? Bir müslüman kadının tacize uğraması ve bir erkeğin öldürülmesi koca kabilenin Medineden sürülmesi ve evlerine, hurmalıkların el konulmasını haklı gösteriri mi sen bunlara cevap ver? Bu yapılan gasp değil de nedir?

Aklınızı başınıza alın ve gerçekleri görün artık, masal bitti. Muhammed Mekkeden parasız pulsuz dönmüştür. Bu nedenle Medine'lilerin canına okumuş ve onların mallarını gasp etmiş etmiştir, Medineden kovmuştur. Yavuz hırsız ev sahibini bastırmıştır. Bunların hepsi kılıç zoruyla olmuştur. İslamın barış dini olduğu bir kandırmacadır. Bahsettiğimiz Medine olayları bunun en güzel örnekleridir. Muhammed barışçıl yolla yahudileri İslama kazanamamıştır çünkü haklı olarak çoğu kimse ona inanmamıştır. Sözle amacına ulaşamayan Muhammed kılıç zoruyla amacına ulaşmaya çalışmıştır. Bunda da başarılı olmuştur. Gasp hareketlerinden verdiği %80 lik asker payı nedeniyle taraftarı hızla artmıştır. Yağmalardan pay almak isteyen pek çok insan İslama geçmeye başlamıştır.
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 17-01-2006, 01:22
korelmis korelmis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2005
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 532
Standart

Eğer Medine ortak anavatan kabul ediliyorsa Muhammedde Kaynukaoğulları ve Nadiroğullarını bu anavatandan atma yetkisinin olmaması gerekiyordu. Muhammede bu yetkiyi kim vermiştir?
Medine Anayasası'nın 42. maddesinde, 1.maddede sayılan ve 2.maddede de ayrı bir camia teşkil ettikleri söylenen tarafların bir ihtilaf halinde konuyu Hz.Muhammed'e götürecekleri yazılmıştır. Aynı kural 23.maddede de geçer.

Misafir olarak Medineye gelen Muhammed ve yandaşları hangi hakla Medinenin esas sahipleri yurtlarından etmişlerdir? Bir müslüman kadının tacize uğraması ve bir erkeğin öldürülmesi koca kabilenin Medineden sürülmesi ve evlerine, hurmalıkların el konulmasını haklı gösteriri mi sen bunlara cevap ver? Bu yapılan gasp değil de nedir?
Aynı anayasanın 21.maddesinde çok açık olarak şöyle yazılmıştır:
"Herhangi bir kimsenin, bir mü'minin ölümüne sebep olduğu kesin delillerle sabit olur da maktülün velisi(hakkını müdafa eden) rıza göstermezse, kısas hükümlerine tabi olur; bu halde bütün mü'minler ona karşı olurlar. Bunlara ancak sadece bu kaidenin tatbiki için hareket etmek doğru olur." Ayrıca 35.maddede:"Yahudilere sığınmış olan kimseler, bizzat yahudiler gibi mülahaza olunacaklardır." deniliyor. 36.maddede de "Bir yaralamanın intikamını almak(kısas) yasak edilmeyecektir." hükmü vardır. 45.maddede de:" Her bir zümre, kendilerine ait mıntıkadan mes'uldür" şartı getirilmiştir.

Cem kardeşim,
Bence sen olaylara art niyetli yaklaşıyorsun. Mesela sana vatana ihanet suçu işleyen Şeyh Sait ve onlarca arkadaşının idam edilmesi olayını örnek vermiştim. Yakın tarihimizden bir örnek de bu konu hakkında vereyim. Osmanlı Ermenileri yıllarca bu topraklarda kardeşçe bizimle yaşadılar, ancak sorun çıkarmaya başladıklarında gruplar halinde başka bölgelere göçe zorlandılar. Bu olayı nasıl değerlendiriyorsun?

Aklınızı başınıza alın ve gerçekleri görün artık, masal bitti. Muhammed Mekkeden parasız pulsuz dönmüştür. Bu nedenle Medine'lilerin canına okumuş ve onların mallarını gasp etmiştir, Medineden kovmuştur
Evet, Muhammed Mekke'den parasız gelmiştir. Ama Medine'de de parasız ölmüştür. Eğer efendimizin hayatını iyi niyetle bir kez okusan -tarafsız bir kalemden, mesela batılı yazarlardan- onun para-pul hırsı için de olmadığını çok açık bir şekilde görebilirsin. Peygamberin parasız kaldığı için bir insanı gasp etmesini düşünmek çılgınlıktır. Lütfen Peygamberin hayatını oku-öğren!
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 17-01-2006, 12:11
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

Medine Anayasası'nın 42. maddesinde, 1.maddede sayılan ve 2.maddede de ayrı bir camia teşkil ettikleri söylenen tarafların bir ihtilaf halinde konuyu Hz.Muhammed'e götürecekleri yazılmıştır
Kaynukaoğulları ve Nadiroğulları kabilelelerinin Medineden atılması ve evlerine topraklarına el konulması ile yukarıda yazdığın maddenin ne ilgisi var açıklar mısın? Yukarıdaki maddede iki ayrı kabile arasındaki sorunlarda Muhammede danışılacağı anlatılıyor. Oysa tüm yahudi kabileleri Muhammedin hakem olduğu vakalar nedeniyle değil, Muhammed ile Yahudiler arasındaki sorunlar nedeniyle atılmıştır. Bu maddede ben Muhammedin Medinenin sahiplerini vatanlarından atma yetkisini göremedim, gören var mı acaba?

Aynı anayasanın 21.maddesinde çok açık olarak şöyle yazılmıştır:
"Herhangi bir kimsenin, bir mü'minin ölümüne sebep olduğu kesin delillerle sabit olur da maktülün velisi(hakkını müdafa eden) rıza göstermezse, kısas hükümlerine tabi olur;
İyi ya işte demekki Kaynukaoğullarından bir müslümanı öldüren kişiye de kısas uygulanması gerekiyordu. Oysa kısas uyglamak yerine tüm kabile vatanlarından sürülmüş, taşınmazlarına el konumuştur. Bunu nasıl açıklayacaksın bakalım merak ediyorum?
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 17-01-2006, 12:57
korelmis korelmis isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2005
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 532
Standart

Cem kardeşim,
Konuyu çok açık olarak ortaya koyduğuma inanıyorum. Sen tatmin olmadın belki ama samimi bir gözle foruma girip de yazılanları baştan sona okuyan herkesin tatmin olacağı kanaatindeyim. Bu nedenle de daha fazla bu tartışmayı sürdürecek değilim. Ama Ermenilerin göç ettirilmesi hususundaki düşüncelerini de gerçekten merak ediyorum.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 17-01-2006, 23:59
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

Ermeniler, Osmanlı hükümranlığı altında yaşayan bir halk idi. Oysa Medine yahudileri Medinenin esas sahiplerindendi ve Müslümanların hükümranlığı altında değil idi. Aslında müslümanlar Mekkeden göç edip Medineye gelmiş misafirlerdir. Aslında mekkedeki zor durumlarından kurtulmalarını sağlayan ve kendilerini Medinede kabul eden bu yahudi halklarına asıl ihaneti müslümanlar yapmıştır.

Ben sorunu yanıtladım. Aslında senin üstteki sorumu yanıtlaman gerekiyordu önce. Eğer sorumdan kaçmayacaksan tekrar yazayım.

"İyi ya işte demekki Kaynukaoğullarından bir müslümanı öldüren kişiye de kısas uygulanması gerekiyordu. Oysa kısas uyglamak yerine tüm kabile vatanlarından sürülmüş, taşınmazlarına el konulmuştur. Bunu nasıl açıklayacaksın bakalım merak ediyorum?" diye yazmıştım.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:24 .