Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Önerdiğimiz Başlıklar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #41  
Alt 06-08-2015, 12:20
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

"Ey inananlar! Onların mallarından, Allah'ın Peygamberine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz; fakat Allah peygamberlerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah herşeye Kadir'dir." (Haşr: 6)

Taif şehrinde kendisiyle alay edilip taşlanınca geri dönmek zorunda kalan; Mekke şehrine güvenle girebilmek için "müşrik" Süheyl b. Amr'ın himayesini rica eden Muhammed mi Nadiroğullarını tek başına yurtlarından çıkarmış ? Kendisine biat edenlerin sağladığı askeri güç olmasaydı, Yahudileri yurtlarından nasıl çıkarabilirdi ki ? "Habibi" Muhammed, Mekke'ye geri dönebilmek için müşriklere yalvarırken Allah nerelerdeymiş ?

Muhammed'in İlahı zor zamanlarda ortalarda görünmez. Çünki; Muhammed ile diyaloga girecek muhatap yoktur. Müşriklerin "Ey allah! bu kitap senin katından ise başımıza azap gönder" (Enfâl: 32) diye meydan okumaları karşısında bahanelerden medet uman bir Allah çıkar karşımıza.

"Oysa, sen içlerinde iken Allah onlara azabetmez." (Enfâl: 33)

Ne kadar zekice değil mi ?
Muhammed aralarında olduğu müddetçe müşriklere azap inmeyecek.
Peki; Muhammed sonrasında depremlerle tsunamilerle telef olan mü'minlerin kabahati ne ?
Muhammed olmadığı için mi bütün bunlar ?

Peki bunu anladık diyelim.
O zaman Muhammed'in Tanrı elçisi olduğunu kanıtlayacak ve Tanrıdan başka kimsenin başaramayacağı bir delil/mûcize gönder ?!

"Bizi mucize göndermekten alıkoyan, ancak, öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır..." (İsrâ: 59)

Gene bahaneler.
Madem bu yalanlama mucize üretimine engeldi.
Madem bu senin katında bir ilke idi.
Hani sen gelmeden geleceği, olmadan olacağı biliyordun ya ?
Bu durumda yalanlayıcıları önceden bildiğin için hiç bir zaman mûcize olmaması gerekirdi.
Kaldı ki; mûcizeleri yalanlamaktan çok şeytan'a hamledenler olmuş.
Olmuş da, görüp kabul edenler de az değil.

Elçisinin başına deve işkembesi konurken, Taifte taşlanırken ortalarda görünmeyen, peygamberini 13 yıl boyunca Mekkede müşriklerin himayesi ile koruyabilen Allah, Muhammed siyasi ve askeri güce ulaşınca her şeyi sahiplenmeye başlar.

"Ganimetler Allah'ın ve Peygamberindir. " (Enfal: 1)

Ey Allah! Mü'minler "kefere" ye karşı kelle koltukta savaşırken sen onlar üzerine "tank"mı sürdün ?

"Sonra Allah, elçisi ile mü'minlerin üzerine 'güven duygusu ve huzur' indirdi, sizin görmediğiniz orduları indirdi." (Tevbe: 26)

Evet hakkını teslim edelim.
Ordular göndermiş ama; kendisi için kelle koltukta savaşan kullarından gizlemiş.
Yersen !

Galibiyette Allah her şeyi sahiplenir.
Bedir savaşını Huneyn savaşını Allah kazanmıştır.
Bu nedenle bütün ganimetler Allah'a ve Resulüne âittir.
Ama Uhud savaşını müslümanlar kaybetmiştir ve suç müslümanlarındır.

"(Bedir'de düşmanı) iki katına uğrattığınız bir musibet (Uhud'da) size çarpınca mı: "Bu nereden" dediniz? De ki: "Bu başınıza gelen kendinizdendir". Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir. " (Âl-i İmran: 165)

Bir Tanrı düşünün k,i; kendi yarattığını iddia ettiği şeylerin arkasında "tam siper" olmakta. Muhammed'e olmadık hakaretler edilirken, Ammar bin yâsir'in yaşlı babası ayaklarından develere bağlanıp, vücudu ikiye bölünürken, annesi edep mahallinden okla vurulup katledilirken ortalarada görünmeyen Mekke'nin ilahı, Nadiroğullarının mülkünü görünce ortaya çıkıp emirler yağdırmaya başlar. Ganimeti sahiplenir. Şöyle der:

"...Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun..." (Haşr: 7)

Bir Tanrı var ise, kendisine iman devşirme adına kullarının zaaf, beklenti ve korkularını kullanmaya tenezzül etmez. Savaşlardan, ganimetlerden nemalanmaz. İnsanların bir kısmını "düşman" diğer kısmını "tetikçi" yapmaz. Eğer Tanrı var ise, insan; Tanrıdan ayrı kalmakla en büyük kötülüğü zaten kendisine yapmış demektir. Çünki; Tanrı olduğu takdirde O'nun emri dışında hayat olmaz.

Öte yandan Tanrı herkesin kolayca anlayacağı ilkelerle konuşması gerekir. Sâdece elçi değil, herkes neyin ne olacağını bilir/bilmelidir. Aksi takdirde sorumluluk olamaz. Bir Tanrı "Peygamber size ne verirse alın." diyerek elçisine sınırsız bir keyfilik alanı bırakmaz. Çünki; elçi de diğer inanırlar da Tanrı karşısında eşit haklara sahiptirler. Farklı bir yaklaşım; peygamberleri "torpilli kullar" yapar.
Alıntı ile Cevapla
  #42  
Alt 02-09-2015, 11:47
Kerim1 Kerim1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Sep 2015
Mesajlar: 25
Standart

Belki de muhammed aç kalmayı seviyodu belki de diyet yapıyodu olamaz mı ? Olabilir
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:37 .