Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 04-09-2016, 15:57
aliyarasfal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aliyarasfal aliyarasfal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 May 2010
Mesajlar: 2.935
Standart

Bende diyorumki burdaki güzel insanların çoğu üniversitelere öğretim görevlisi olarak atanmalı,eğer insanlığa ve bu ülkeye gerçekten yararlı bir şey yapmak isteyen birileri varsa ve olurda emperyalist kuşatmanın emrindeki din masallarından sıyrılarak düşünebilen bürokrasi içinde birileri varsa ahanda bu dediğimi ciddiye almalılar.

Ha kitap yazma konusunda eminim harika işler çıkartırlar, ancak kitleleri bu gün için uyarmaya yaramasada gelecek nesillere rehber olarak hatta geçmişin kanıtları olarak ışık tutacak kaynaklar olacaklarına eminim. Burda yazdıkları bile dostların zaten kitaplarca yer tutar ve aynı değerde , tabii iyi korunurlarsa bu veriler harika olur.

Ben buraya not düştüm, devletin cemaatler elinde kuşatılmışlığı adım adım felakete götürürken bu coğrafyayı, kurtuluş yine bir avuç ateistin elinden olacaktır gelecekte.


Şimdilik saygımla gittim...

Sorular sormuyorsan ya ölüsün ya da köle...
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 04-09-2016, 16:18
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.575
Standart

Sevgili Spartacus, Nihilist, Pyrrhon.

Bize ve felsefenin öneminden habersiz forum okuyucularına, özellikle genç okuyuculara felsefeyi anlatın, sevdirin, hayatımızın bir parçası yapın. Biz de cahilane katkılarda bulunalım, sorular soralım. Bu başlığı açmış sizleri davet etmiştim ama başlık öksüz kaldı. Bence toplumumuzun geleceği için çok önemlidir, bir varlık-yokluk konusudur. Biz de çocukların akılcı düşünebilme yeteneği kazanmaları için, toplumumuzun geleceğinin aydınlık olması için birer çivi çakalım.

Sevgiler

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 04-09-2016, 16:32
xcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
xcan xcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 18 Apr 2011
Mesajlar: 3.011
Standart

Nihilist´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili dostum xcan

spartakus ustanın adının yanına beni layık görmenden onur duydum.
ancak oraya benden çok yakışacak isimler var.
pyrrhon var.
GGeleceğin bilimsel,felsefi kitapları kollektif yazarlığın ürünü olacak,çünkü.Bilgi tek kişinin taşıyamıyacağı kadar birikiyor.
Şüphesiz çok değerli arkadaşlarımız var,var olduğunuda biliyorum , konu
felsefeyse aklıma ilk sizler geldiniz çünki bu konuda emekleriniz ortada.
Bana göre ikinizde felsefeyi derinleştirecek,kolay anlaşılır hale getirecek,ekleme ve eksiltme yapabilecek potansiyeliniz ve bu safaşımı sabırla ve hünerle sürdürecek güçlü yürekleriniz var.
Adını zikretmediğim arkadaşların affına sığınarak...
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 04-09-2016, 16:55
Save The Day Save The Day isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 20 Feb 2016
Mesajlar: 859
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Save The day teşekkür ederim, ama kendimi abartılmış hissettim, oysa bir çoğunuza göre bakarsam, cahilim ve aslında tüm tartışmalarda yaptığımda doğaçlama gibi, anlık diri katılım...

Kitap yazmak, kim okuyor ki, hem kitaplar organik ilişki, muhataplık yönünden zayıf olduğu için diri değil çoğunlukla... canlılık daha bir esaslı gibi ve bu forumda hepimiz, birlikte kitap yazıyoruz zaten...

Birde ben başlık atma özürlüsüyüm, yani bir şey o an gerekmedikçe bende bir tepkime olmuyor ama kitap yazmak içinde durduk yere, gerekmeyen başlıkalr atamam... önceden kurgulayıp başlık açamıyorum, birde yapım gereği kimseye nasıl düşünmesi gerektiğini belirleyici hallerde olamıyorum(anlık tartışmada tartışırım o kadar), ve ancak bir soru, bir ilgili-alaklı gerekirlik durumu olursa, fikir sunabiliyorum. Kısaca kendi, kendime sorduğum soruları ve aradığım cevapları dizebilseydim Mars'a varırdı, hayli sıkıntılı... Belki zaten yaptığımızı yaparız, sorular olur, katılırız(bende dahil) ve daha sonra ilgili konuyu PDF formatıyla derli, toplu hale getiririz, ama öncesi diri ve yaşanmışlık olmalı.

Örneğin yazılım hobimdir, ama kod ezberlememişimdir, ezbere bildiğim fonksiyon sayısı bir elin parmağını geçmez, aksine ben bir program yapmak istediğimde, elimdeki dilin kapasitesini öğrenmişimdir, böylece neyi yapabilir, yetileri nelerdir, neyi, nerede nasıl yapmalıyı öğrendim böylece nerede ihtiyaç doğduysa, ne yapmam gerektiğini öğrenmekle çorabın söküğünü getirdim ve o anda ancak o anda kodlar ya da nasıl yaparımın, neye başvurmalıyım soruları aklıma gelir... Aksi taktirde ezber süreğen kendini tekrar eden veya çakılı bırakan çıkmazlara da götürür...

Çekirge ustasına sorar;

Çekirge - Usta ne zaman bilgin olurum?
Usta - şu nehiri görüyor musun, o nehrin suyunu tamamen içtiğinde.
Çekirge -usta o nehrin suyunu zaten içtim.
Usta cevap verir;
-O halde neden soruyorsun? (?!)

Suyun tümünü içen ne zaman bilgin olacağnı sormaz, bilgin olan ise kaynağı durmaksızın üreten bir nehrin tüm suyunu içemeyeceğini bilir, yani özü, su devamlı akacak, yenilenecek ve insan her yeni suyun-akarın cahili olacak, bunu bilecek ki, bilinçlenecek, serüven sürecek, bilinçli insan bildiğini değil bilmediklerinii bilen ve bildiği de istif olmamış, yani bilgisi diri, hayatın içinde durmaksızın çalkalanan ve raflara girmeyen insandır...

Yine çekirge ustasına sorar;
Çekirge - Usta şu nedir de, bu nedir de, o nasıldır da vb.
Usta - Çorbanı soğutma...

Yine birgün çekirge sorar
- Usta Tao nerede?
- Gördüğün gökyüzünde, bulutlarda, toprakta...
Çekirge: daha alt seviyede
Usta: Şu kum tanesinde, şu gördüğün karıncada....
Çekirge: Usta daha alt düzeyde nerede?
Usta: Bokunla sidiğinde...

Tao stabil, kalıtsal ve serüvene bir son veren duraklarda olmadı, bir şeyi yapmış olmak için yapmadı, canı istediyse ve canının istemesine zorlandıysa ve bu başkalarına zarar vermiyorsa yaptı, nerede ve ne zaman uykum gelirse uyurum dedi, akşam, sabah, pazar yeri önemli değildi, çünkü uykusu gelmişti o halde uyurdu, bir kitap yazma gereği hisseder miyim(kitap eğri, doğru, yanlış önemi yok), belki hisseden arkadaşlarımız vardır, yazarlarsa okuruz...
Anlıyorum seni spartacus. Sen tartışmalarda karşındakine anlık olarak bir şeyler yazıyorsun. Karşında muhattap olmadan kendi kendine yazamam diyorsun. Hep tartışmalara alışmışsın. Tartışmalar senin vazgeçilmezlerin. Ama şöyle de yapabilirsin. Bu forumdaki üyeler olarak argümanları dizeriz. Sen onlara karşı cevap yazarsın kitapta olmaz mı? Yani sana karşı olanı biz burada hazırlayalım. Atıyorum hassas ayar, pilot kalem vs gibi. Sen de onlara kitapta cevap yazarsın. Yani diri tutarsın. Tartışma kitabı hazırlarsın. Şu da olabilir Caner Taslaman'ın iddialarını yazalım onlara cevap ver kitapta. Yani iddiaları biz forum üyeleri olarak senin için hazırlayalım. Sen o argümanlara cevap ver ve kitapta tartış. Olmaz mı? İşte kitabın şu bölümünde başlık falan filan onlar o kadar önemli değil. Sen kitabı yazarsın sonra başlıkları forumdaki üyeler de belirleyebilir. Bu kadar endişelenme spartacus eminim çok güzel bir eser ortaya çıkacaktır. Sıkılmadan okurum ben. Mesela birsürü kitap ve yazar var ama onlar sarmıyor pek. Senin yazıların çok güzel. Sen yaz spartacus. Sen yazmayacaksın da kim yazacak yahu. Olmaz mı?
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 04-09-2016, 17:13
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

Şüpheci Dinsiz´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Spartacus, Nihilist, Pyrrhon.

Bize ve felsefenin öneminden habersiz forum okuyucularına, özellikle genç okuyuculara felsefeyi anlatın, sevdirin, hayatımızın bir parçası yapın. Biz de cahilane katkılarda bulunalım, sorular soralım. Bu başlığı açmış sizleri davet etmiştim ama başlık öksüz kaldı. Bence toplumumuzun geleceği için çok önemlidir, bir varlık-yokluk konusudur. Biz de çocukların akılcı düşünebilme yeteneği kazanmaları için, toplumumuzun geleceğinin aydınlık olması için birer çivi çakalım.

Sevgiler
sevgili şüpheci dinsiz

ben felsefe formasyonuna sahip birisi değilim.
bazen sessizce iç konuşmalar yapıyorum.
bazen de gelip burda kendimi sınıyorum.
benimki bir yürüyüş.

benim adımın spartakus'le pyrrhon'la anılması doğru değil.
haksızlık.
Brian vardı bir zamanlar.
felsefe bu tip formasyon sahibi insanlarca yapılmalı.
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 04-09-2016, 17:27
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.233
Standart

Bu forumda az sayıda da olsa değerli insanlar var.

Bazıları Kuran uzmanı insanlar. Bunlar Kuran ve islam üzerine ansiklopedi bile yazabilirler.

Bazıları da felsefi görüşleriyle önplanda olan yazarlar. Bu alanda nihilist, spartacus, phyron, dialectics en başta tanıdıklarım.

Kitap yazmak zor değil. Gülben Ergen bile yazıyor. Felsefi bir kitap yazılacaksa yenilik içermeli. Yeni bir düşünce, yeni bir sentez içerebilir.

Kitap yazmak, düşünceden çok edebi bir iş. Yazar ne kadar çok bilgili ve fikirli olursa olsun, anlatmak istedikleri, kullanılan dil ile sınırlı kalacaktır.
Dil her zaman yetersizdir. Düşüncelerin birebir karşılığı olamaz. Hatta iki zihin arasında tam iletişim imkansızdır bence. Bir zihinden başka bir zihne aktarılacak bilgi, taşıma esnasında mutlaka değişime ve bozulmaya uğrar.
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 04-09-2016, 19:53
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

Save The Day´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Anlıyorum seni spartacus. Sen tartışmalarda karşındakine anlık olarak bir şeyler yazıyorsun. Karşında muhattap olmadan kendi kendine yazamam diyorsun. Hep tartışmalara alışmışsın. Tartışmalar senin vazgeçilmezlerin.
hayıri hayır, tartışma değil, dirilik, hayat... Felsefe bir yerde sorular-sorgular dünyasıdır zaten...
Save The Day´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ama şöyle de yapabilirsin. Bu forumdaki üyeler olarak argümanları dizeriz. Sen onlara karşı cevap yazarsın kitapta olmaz mı? Yani sana karşı olanı biz burada hazırlayalım.
Tamam böylece kolektif bir ürün çıkar, sadece benim cevabım değil, herkesin katıldığı ve cevapalrın kişilerin tartışması değil soruyu esas alıp ifadesi olduğu(buna uymayanlarında başlıktan elendiği)...
Save The Day´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Atıyorum hassas ayar, pilot kalem vs gibi. Sen de onlara kitapta cevap yazarsın. Yani diri tutarsın.
Pilot kalem, hassas ayar, o insanları izlediğimde, ilk izlenimim insanın akıl-mantık sefilliğine(yoksunluk) nasıl da bu kadar kolay düştüğü olur. Misal pilot kalem...

Pilot kalem, öznel anlamıyla yaratım denebilsede(yani ne işe yaradığıyla), bir oluşumdur, bir yaratım değil, bir şeyleri alıp iradeyle işlemek...

Örneğin peri bacaları, bir oluşumdur...

Ama madde ne oluşumdur ne de olay... Madde süreç belirtmez, bir sürecin sonucu olarak oluşmaz, madde şahsındalık belirtmez, madde özele indirgenemez olan ham madde gibi, yani tüm oluşlar, ilişkiler ağının esası, temeltaşı, hal böyle olunca, sebep/sonuç ilişkiside maddeden sonra anlam kazanan, maddi ilişkiler ağına mahkum ve o ilişkiler eliyle açığa çıkan sürecin sonucu...

Aslında her sebep bir sonuçtur, her sonuç ise bir sebep, ve aslında her başlangıç bir bitiş, her bitiş bir başlangıçtır. Bu bağlamda süreci görürüz, aldığımız referanslar bir çark dişlsidir ve etrafında döner...

Başlangıcın, başlangıcı diye bir şeyde olmaz, bir şeyin başlangıç olması için aynı zamanda bitiş olması gerekir...
Neyse, pilot kalem üzerinden, neden sorunsalına vurulamayana neden payesi biçmek, ciddi bir mantık hatası değil mi? (benim boyum kaç kilo sorusu ve benim boyum 1,75 metre uzunluğunda sonucuna varmak gibi)

Bazıarıda farklı düşünür, pilot kalemi insan yaptıysa, bu illa insanı da tanrı yapmıştır anlamına gelmez gibi, çoğunlukla bu tür cevaplar verilir ama aslında felsefik açıdan bu cevap yetersizdir ve meselenin etrafında döner, zira sorunun kendisi -yani kurgu- geçersizdir ve sadık kalındığı sürece bir sonuca varılamaz...

Örneğin Hassas ayar, Amerikan Akıllı Tasarımcıların(hakkını vermeli ki, Big bang camiasında da vardırlar e neredeyse sözdebilimle kolkola bilime giden yolları örümcek ağı gibi yollarla sarmış böylece bir çok okur yanlış yola düşmüş durumda) o başlangıç mefhumlu mantık hatası, safsata böylece olması imkansız bir kısır döngüye dönüşen, yukarıda kalem örneğinde verdiğim tarz yaklaşımıyla ortaya çıkan imkanszlık tablosunu imkanlı hale getirmek için ne olursa Big bang olur deyip, denenmiş tüm olasılıkların bir türlü Big bang'i başlatmıyor(?!) olmasından mütevellit, olağanüstü biçimde şu, şöyle olursa Big bang olmuştur öznelliğinden dolayı gelir. Ve bu bakış açısı, sık, sık verdiğim yağmur örneği gibi, milyar damlayı görmeyip, içinden bir tanesini ayrıcalıklı kılıp, bir insana damlanın denk gelme olasılığının milyarda bir olduğu yargısına çıkması gibi...

Misal birde proteinin oluması örneği var, olasılık hesabı 1 ama sadece 1 adet protein şahsına indirgenir. Aynen milyar yağmur damlasının tekilleştirilmesi gibi, böylece elbette bulutu, deniz, okyanusları, buharı kapı dışarı eden insan, elinde bir kocaman boşluk ve ortasında bir damla ile kalır, bu halde bu damlanın oluşma olasılığı nedir? Onlarca sıfır atarlar vs, oysa olasılığı sıfırdır çünkü damla salt damla olarak saltıklaştırılmış ve yalıtılmıştır. Tüm diğer maddeler yoksayılmış, denizler, sular, güneş, bulut, maddenin gaz hali, ısı etkisi, yoğunlaşma şu ya da bu dışarıda tutulmuş vb...

Her çıkmazın bir çıkışı vardır, çünkü her giriş aynı zamanda çıkıştır. İnsanlığın bugüne kadar ürettiği paradoksların neredeyse tümü tamamen mantık hatasına dayanır...

Misal, Dünya madde miktarı eğer kilograma vurulsa, hiç bir zaman sabit, hassas bir değer çıkmayacak(anlık değişkendir), milyar tonlarla ifade edilebilir madde miktarından söz ederdik, milyar tonlar, ama öteki çıkmış 1 sadece 1 proteinin oluşması diye olasılık zırvalar... Ve şimdi bile dünya süreğen kütle kaybediyor, uzaya madde salıyor(hafif gazla) ve bu yılda 100.000 tonları bulmakta, girdi, çıktı esasıyla da 40-50.000 tonlarda seyrediyor, bu ifade dahi sorunludur zira kilogramın hesabı neye göredir-yine dünyanın kendisi, etkileyen faktörse dünyanın kütleçekimi-dünyayı kendi kütleçekimiyle tartmak ve bu koşulalrda dahi oturup değişmez, mutlak, hasas değerlerden söz ediliyor... Bu şartlarda dahi hala çıkıp hassas ayar-değerlerden söz ediliyor, süreğen değişen bir değer hassas olru mu, daim değişken bir saat hassas denebilir mi?(bazen 30 saniyede dakika atlayan bazen 60, bazen 90, oysa saat mekanik işleyen bir mantığa sahip iken evren, iç, içe katrilyonlarca parçanın gelişi-güzel ilişkisine sahnedir, yani dinamik-ayarlanamaz, kısaca bir saati kapaksız, yalıtımsız, doğada açık düşünmeli, 1 saatliğine dahi doğruyu göstermeyecek veya kısa sürede toz, rüzgar, nem, su buharı, diğer maddelerin çarkların arasına doluşu, elektro, mekanik kuvvetler..... saat namına bir düzeni değil bir kaosu temsil etmeyecek mi- hassas ayarmış, ayar filan yok, ayar ancak insanca yalıtılmış , kapalı düzeneklerde geçici olarak(geçici stabil, denge durumu, sistem de sistem-sizlik, sistemsizlikte sistem-lilik) geçerlidir ve kalibreside hesaba katılmayan değerlerde olduğu gibi tamamen işlev dışı kılan değerlerde de süreğen değişir ve düzenin sağlayanı düzensizlik, kalibrenin sağlayanı kalibresizdir, birisi olmadan diğeri olmaz, bu bağlamda çıkıp evren mükemmel demek zırvadır, çünkü sağlayanı mükemmel olmayışıdır. Bu tür röaltif kavramlar özneldir, açıya, konuma, neyeine göresiyle değişir ama özel sonuçalrdan, genel sonuçlar üretmek en basit safsatalardan, sefaletten birisidir ve çıkıp sefaletini övünerek afişe edenler, hallerini bilmeden birde sizinle diyalog kurduğunda sizle dalga geçip, kendileriyle dalga geçerler, siz de görürsünüz, bunu görür ve üzülürsünüz, zor iş, şoka girmiştir ve ayılması için bir tokat atarsınız bu seferde siz çok kaba, hakaret eden şusunuz, busunuz, o düzeyde körelmiştir)

Neyse bunları örnekledim çünkü gerçekten safsata, mantıksız, yeterince düşünülmemiş, safsata olma ihtimali 100% e yakın paradokslardan kaynaklı sorulara cevap vermek, hiçte kolay ve basit olmadığı gibi, zahmetlidirde, kısa olmaları imkansızdır(zira önce sorunun yanlışlığı ortaya konacak, sonra örneklerin yanlış değerlendirilmesi, sonra kıyasın yanlış yapılması vs....)

En bşataki pilot kalem akıl-oyununu düşünelim, madde bir olay değilse, süreç belirten zemine de sahip değilse, süreç maddelerin birbiriyle olan ilişkilerinde gözlemlediğimiz hep aynı kalamamak(stabil olamamak->dinamik) değişkenler namına hayat kazanıyorsa, madde'ye bir neden tayin edip sonrada ardına bir Zeus yerleştirmek nasıl bir mantığın ürünü? Ama mesele bu değil, mesele insanlara hatalı mantık, akıl yürütümleri yaptıklarını göstersenizde, bunu bilseler dahi sürdürmeye eyilli olmaları, esas sorun şartlanmalar(önyargılar) ve bunları yıkmak Einstein'ın da ifade ettiği gibi çok zor. Bu durum da da kişiler size yöneliyor, dalga geçiyor, smileyleri havada uçuşturuyor, yazılarınızı okumuyor, çarpıtıyor, hatta ikiyüzlülüğe başvuruyor, kendisine saygısını kaybediyor, ortamı geriyor, sonrada gerdiği ortamda, kendisine saygısını yitirdiği ortamda sizi hakaretvari dönmekle suçluyor vs, yani diyalog iyidir ama zordur, lakin diridir, hayat gibi çelişki doludur, aslan, ceylanı kovalar, ceylan ortların peşindedir ve bir çoğunun çok düzenli, sistemli, mikemmelll dediği evren, süreğen çatışma, düzensizlik(düzen ve düzensizlik bir madalyondur saltıklaşamazlar), sistemsizlik ve sözde akıllı tasarımda(ama mükemmel!!!) akılsızlıkla doludur.

Örneğin başka konuda şekerin suya düştüğünde erimesinden söz ettik, kişi çıkıp isze şunu soruyor;
Şeker eriyeceğini nereden biliyor? Oysa burada bilmek sorunu yoktur, maddenin en temel şekliyle ifade ettiğimiz, doğal halleri, plazma, katı, sıvı, gazdır ve b da aslında form-yapı esasıyla yansır ve bu hali-durumda ilişkisel ağın getirdiği stabil olmayan, ayarlanamaz(!) etkleşimin ortamına bağlıdır, ilişkisel ağ bir yönüyle düzensiz, diğer yönüyle de limitlinebilir alanların stabilitesi üzerinden de düzendir.

Misal günah işine bakalım aynı mantık hataları, Tanrı günah'ı cezalandırıyorsa, bu mükemmel olmayan defolu malını cezalandırıyor demektir, zira tanrının kadr-i mutlak olduğunu iddia eden masalcı, tanrının insanların iyi olmalarını istemesine rağmen, bu dileğin yerine gelmediği, kadir olmadığını görmek işine gelmez. Yani her şeyi mükemmel yaratmıştır der ama insanında mükemmel yaratılmamışlığını tersin geri böyle itiraf eder de, aklı başına gelmez hani her şey kusursuzdu? Yani bu tanrı mitolojisi masalında insan çoktan sınıfta kalmıştır, abartının dibine vuracağım diye, kuyruğunu yiyen yılan yaratmıştır, neden? Çünkü stabilliğe, mutlaklığa vurulmaz gerçeklikte, mutlak, mükemmel, stabil, metafizik fizik alemleri yaratmış ve aciz kaldığı gerçek karşısında, gerçeğe yenik düşmüştür..., her şeyi tanrıya bağlar, ama işine gelmediğinde tanrısız sonuçlar yaratır, oysa mükemmeliyetde arzu edilmeyen sonuca yer yoktur(hayalidir, mükemmellik insan hayal gücünün çerçevesi belli, dar kıyasıdır, gelip, geçicidir, böylece mükemmellik, gelip geçici, stabil kalmamakla kendisiyle çelişir ve hiç bir şey de mükemmel değildir olamaz. Demir muazzam serttir ama içten, içe yanarak tükenir, neresinden bakıldığına dayalı mükemmellik genellemesi safsatadan ibarettir. Örneğin, mükemmel evren bir safsata ifadesidir.)

Mükemmel tasarımdır ama nedense mükemmel tasarımda tanrı başarızlığını örneğin depremlerle cezalandırır, yani sözde mükemmel kurduğu hassas ve değişmezi, hatalı, yanlış bulur ve değişir-yıkılır, yıkmak nedir? Sonra dırdır ederler, siz tanrıdan daha mı iyi bileceksiniz diye, iyi işte, mükemmel diyorsunuz da tanrı kurgunuzdaki tanrı, masalınzıdaki tanrı mükemmel olmadığını söylüyor, yıkıyor vb, siz tanrıdan daha mı iyi biliyorsunuz o halde? bir ortamı sözde mükemmel ve hassas(değişmez değerli) yaratmıştır ama ortamlar süreğen değişir(yıkılır), hem sözde mükemmeldir, hassas ayarlıdır, tanrının parmak izidir vs ama hemde kargaşa, kaos halindedir o halde onca dengesizliği, hassasiyetsizliği yaratan nedir?(iblis olmalı, bu halde iblis tanrıdan çok daha fazla şeyi yaratmış)...

Sonuç: Sorun salt felsefe-bilim sorunu değil, akıl ve mantığı kullanma yetisinin deformasyonu sorunudur da, o yüzden fırsat buldukça diyalog, tartışma çok daha diri ve hayat verici bir öneme sahip oluyor(yukarıdaki paragrafalr örnek olması içindi), ama gerçekten yazışmak isteyen için de meşakatli uzun satırlar oluşuyor.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 04-09-2016, 20:28
NickMickyok NickMickyok isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Sep 2016
Mesajlar: 343
Standart

Bence de Nihilist, Spartacus ve birkaç arkadaş daha biraraya gelip, kitap yazıp, özgün birşeyler ortaya koymalı.Özgünlüğe ve farklı bakış açısına çok ihtiyaç var.
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 05-09-2016, 15:18
Khaos Khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Jun 2009
Mesajlar: 5.552
Standart

NickMickyok´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bence de Nihilist, Spartacus ve birkaç arkadaş daha biraraya gelip, kitap yazıp, özgün birşeyler ortaya koymalı.Özgünlüğe ve farklı bakış açısına çok ihtiyaç var.
sayın NMY

o kitap çoktan yazıldı, yazılıyor dilimiz döndüğünce de yazılmaya devam edecek.

şu yukardaki isimleri yan yana getirseniz ayrıntıda onlarca noktada anlaşamama ihtimalleri var.

ama ortak yönleri daha fazla.evrene bakış anlamında söylüyorum, yoksa formasyon olarak değil.

o kitabın yazıldığı nerden belli biliyormusunuz.

çünkü felsefe denildiğinde, dinamik felsefe ile teolojik zırvaların farkını üç aşağı beş yukarı herkes gördü.

diyalektik materyalizmi kabaca bilen benim gibi birisi bile burada safsatalarla mücadele edebildi.
bu dinamik felsefenin gücüdür.

bu adamlar kitapyazsın demek;
bu adamların sözlerinde entellektüel namusa ve nesnel gerçeğe dair kayda değer şeyler var demenin bir biçimidir.

amaca ulaşılmıştır.
ilmek ilmek puzzle örülmüştür.

resim henüz tamamlanmasa da şimdiden resmi görebilen onlarca üye var.
ve onlarcasının da resmi görebilmesi için biraz daha emek gerekli.
hem bize düşen, hem gerçeği arayan adamlara düşen.

gelecek bizimdir.

bu başlık bunun delilidir.

kokuşmuş kapitalist emperyalist hırsızlığın ürettiği postmodern zırvalar,
felsefe ile teoloji arasındaki derin farkın ayırdının sağlanması
gerçek felsefenin ne olup olmadığı ortaya konulmuştur.

dosta düşmana karşı.

gücünü, kütüphanesinden ya da titrinden değil,
evrene bakışındaki perspektifin gücünden alan en azından ben felsefeci ünvanına layık görülmüşsem;

emeklerine sağlık spartakus.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 06-09-2016, 02:31
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

Forum'da dizin oluşturalım...

Sorular başlık, başlık sorulsun ve kolektif cevaplar verelim... Belki bir çoğu forumun bir çok yerinde tartışılmıştır, ama dağınık, baştan yazışma biçimi tartışma seçildiği için akademik dil ve biçidmen uzak...

Şu şekilde;

Soru: .....................................
Cevaplar
Pyrrhon
..........................
...........................
Nihilist
............................
............................
Herhangi bir üye
...........................
............................

Her soruya illaki şu ya da bu kişinin cevap vermesi zorunlu olmadan, ama konu içi karşılıklı tartışmanında olmadığı bir formatla... yani bir soruya dileyen 5 kişi cevap verir, dileyen 3, dileyen de 1 kişi kalır, sonra PDF formatlı bir kitap haline getirilebilir, bu aşama da A üyesi, B üyesinin verdiği cevabı daha yerinde görürse, dilerse cevabını çekebilir...

Daha öncede kitap çalışması oldu, ama o yöntem forumalra uygun değildi(en azından bana göre), şu başlığı şu cevapalsın, bu başlığı bu pek verimli olmasa gerek. Bırakalım malzeme, özgürce kavrulsun(su, şeker, un)...

Soruları ise Save The Day veya benzer biçimde sorular sorabilecek diğer üyelerde sorabilir, ama bana öyle geliyor ki Save The day bir çok safsata soruyla hayli muhatap olmuş gibi...

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Caner Taslaman'ın kitaplarının ve elbette Amerikan merkezli tüm Akıllı Tasarımcıların öne çıkmış etkileyici ama kökten safsata, ahmakça olan esaslı safsata dolu kısımlarına karşı, makaleler yazmayı düşünüyorum... Elbette ilk iş, bilinen hazır safsataları irdelemek, aşağıdakiler ve benzerleri ve örnek cevap biçimiyle..

Oyuncaklar varsa, Noel Baba vardır
Aynı safsatanın başka verisyonu
Evren varsa, tanrı vardır
Yıl 1974, Superman New York'u kurtarıyor, Superman yok diyorsunda New York'u görmüyor musun? hahahah, hihihihihihiy, New York gerçek değil mi, ne kadar da cahilmişsin, hahahah, hohohoho.... demek ki o halde New York varsa ve Superman tarafından kurtarılmışsa, Superman yoktur diyemezsin, naberrrr...
Elbise varsa terzi vardır

İlk üçündeki akıl-mantık hatası o kadar açık ki, yorumlamaya bile gerek kalmıyor... Elbiseyi terzi yapıyorsa insanı kim yapıyor?, yine insan yapıyor, kumrular gibi, aksini görenimiz mi oldu? Terzi yaratmıyor, mevcut olanı işliyor, insan da insan yaratmıyor, mevcut olanı işliyor, çünkü malzemeyi yaratmak boş ve anlamsız, sebep/sonuç ilişkiside içermeyen bir sözdür, akıl-mantık, gerçek dışıdır, muhatapsız, anlamsız ve imkansız... olaylar ve oluşlar ve hatta zaman, maddenin şekillenmesi-şekillendirilmesiyledir, böylece ortaya farklı yapı-formlar çıkar, ilişkisel zemin süreç, böylece sebep/sonuç ilişkisi de, kaynağın kendisi değil, hallerine dairdir... Masallardaki tanrıların çamurdan heykel yapması gibi, irade dahi ancak işleyebilir, olmak bir şeyin, başka şeylerle ilişkisi, başka şekillere, hallere girmesine veya yer değiştirmişliğe(böylece bir şeylerin değişmesi, orada idi şimdi burada oldu, ol'du, ama yaratlımadı, odada idi, çıktı mutfağa gitti, mutfakta ol'du ama mutfakta yaratılmadı, odada yok edilmedi), yani mevcut olanın farklı halleri esasına mahkum, dayanan-kaynak fiildir, eylemin kendisine dairdir, varlık ise fiil değildir, mevcut esasına dayanır(fiil değil). Kısaca elbise ve terzi örneği de geçersizdir, cevabı ise basittir, insanı da insan yapıyor, terziyle aynı yoldan farklı bileşimle... Varlık, oluş belirten bir kavram değil, tespit-mevcut esaslı bir kavramdır, oluşmaz, ama elbise oluşur, su oluşur, canlı oluşur, cansız oluşur, canlı, cansıza, cansız, canlıya dönüşür, dönüşür ve böylece dönüşülen namına da oluş denir, varlık ise tespit-mevcuttan gelir, bir şeyden dönüşme fiili böylece dönüştüren faili yansıtmaz-taşımaz, zira değişerek oluşu anlamlı kılan varlıktır...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (06-09-2016 Saat 03:25 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
düşünce, fikir, kitap, kitap yazmak, spartacus

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:58 .