Bir Arap Gencinin Güncesi
Bakara Sûresi
6. Gerçek şu ki; kâfir olanları(azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler.
Pek çoğumuzun ayırdına vardığı gibi Muhammed bütün bir kitabı çevresini gözlemleyerek yazıyor ve oluşturuyordu.
6.ayette korkutulmalara rağmen insanların iman etmediği vurgulanmış. Olasılıklar dahilinde, söyleyebileceğim o dur ki; azabın türlü biçimleri sürekli dile gelmesine karşın belli bir kitle kesinlikle iman etmekten uzak duruyor ve mü'minler bu duruma karşı şüpheleniyordu.
Bir Tanrı'nın ortaya atılışı, azaba karşın inanmayanların inanmamaya devam etmesi, bir inananın "Tanrı bu kadar güçlüyse neden onları inandırmıyor, neden inanmalarını sağlamıyor?" gibi bir soru sormasına zemin hazırlar, değil mi?
Cevap geliyor.
7. Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için(dünya ve ahirette)büyük bir azap vardır.
Tatmin olmadıysanız başka bir açıdan bakalım. Korkutulmalara karşın onların inançsızlıklarını sürdürmelerini Allah'ın kalp, kulak, cart bağıyla açıklıyorsun; korkutmanın işe yaramayacağını az önce kendin ileri sürdün. O zaman bir sonraki ayette neden korkutmaya çalışıyorsun?
Başka bir açıdan daha bakacak olursak; korkutmalara karşın onların inançsızlığının sebebini monte ettiğin bağ zaten onların inanmayacağına, onları "inançsız" olarak senin mimlediğine işarettir. Bu da senin Tanrı olarak ne kadar başarısız ve zalim olduğunu gösterir; halbuki Tanrı insan doğasından tamamen sıyrılmıştır.
Birilerini zorla inandırmaya çalışmak ve kendi düşünceni vahşi yollardan dikte ettirmeye çalışmak narsizmin; daha yumuşatılmış bir ifadeyle egoizmin ifadesi değil midir?
Muhammed özellikle bu süreçte çıldırmış olmalı.
Sadece iki ayet bile bu kitabın bir insanoğlu tarafıldan yazıldığına işaret olacak kadar çelişkili. Tabi ki yalnızca bu ayetleri eleştirmekle sınırlı kalmayacağım. Devamı gelecek.
|