Öncelikle birine ya da bir şeye ihtiyacımız olmasının veya olmamasının onun varlığıyla doğrudan ilgili bir konu olmadığını ortaya koymamız gerekiyor.
Sorunun soruluş şeklini göz önüne alırsak bir Tanrı'nın var olduğunun varsayıldığı, ve bunun ardından ona ihtiyacın sorgulandığı görülür.
Konuya bu çerçeveden bakacağım. Tanrı'nın varlığına ihtiyacımız olmadığı aşikar. Hatta bunu bir tık ileri götürürsek, onun yokluğuna daha fazla ihtiyacımız var. Yani konuyu şöyle açalım; şimdi dünya gibi berbat bir yer, ayaklar baş olmuş, başlar ayak olmuş, sırf ergence histerilerini tatmin etmek için, insanoğluna karşı içindeki ezikliği, silikliği, korkaklığı, pısırıklığı bastırmak için tüm olayları en iğrenç şekilde cereyan etmesi için aşırı çaba gösteren birine bana göre ihtiyaç yok. Nerede bir işe yaramaz şizofren var tutup onlara verilebilecek tüm güçleri ve yetkileri vermiş, nerede bir iyi insan var üstüne dünyanın tüm pisliklerini, tüm entrikalarını, tüm olumsuzlukları musallat etmiş ki kafasını kaldırıp da bir yere gelemesin. Siz buna Tanrı diyebilirsiniz, bana göre bir simülasyoncu var ve buraya Tanrı koymamıştır. Açıkça "Tanrı" olsaydı böyle yapmazdı. İsmini kullananlara karşı bile "höst ulan bu benim adım, ya adam gibi adam olursun, ya da küt diye canını alırım yok ederim saniyesinde" derim böyle de yaparım yani. Bakın etrafınıza Abdullah'tan, Fethullah'tan, Emrullah'tan geçilmiyor. Ben bunlara "Fethuşşeytan, Abduşşeytan, Emruşşeytan" diyorum. Tanrı olsaydı bu isimleri kullananların gtölük yapmasına müsade etmezdi çünkü. Düşünsene adam küfrediyor, kime, Fethullah'a küfrediyor. Niye? E çünkü adam gtün kelime anlamı olmuş. Böyle birinde Allahın adı ne gezer? İnsanlar ona küfrederken yarısı da Tanrıya gidiyor. Böyle adamı alırım böyle göstere göstere, tüm dünyaya hatta kameralar önünde, gel lan ismini zktiğimin derim böyle cehenneme göstere göstere atarım ibreti alem olsun. Ondan sonra herkesin hafıza kaydını silerim. Ne oldu? Tanrı olmak böyle bir şeydir, günde 5 vakit kendini reklam edip, ne kadar güçlü, dağları taşları yerinden oynatır her şeye gücü yeterdir filan deyip ondan sonra tam lazım olduğu zaman ortadan kaybolmak değildir. Biz buna Tanrılık değil başka bir şey diyoruz, neyse.
Hatta mesela şöyle olsaydı, hiç Tanrı olmasaydı; ya da varsa da karışmasaydı; şöyle olacaktı:
Şimdi doğal seleksiyon yasalarına göre aptallar elimine olacaktı, zayıflar, çirkinler elimine olacaktı. Her biri hem güçlü, yakışıklı, veya güzel, zeki bir nesil olacaktı. Biz de güzel, uzun ömürlü, sağlıklı, aşırı zeki insanlar olacaktık. Gerçi ben böyleyim ya, bunun Tanrıyla alakası yok, kendimden böyle.
İnsanlar eğer 10 IQ'dan 200 IQ'ya kadar hepsi varsa, uzunu kısası, çirkini güzeli, zekisi zekasızı, şişmanı zayıfı ve atletiği varsa bunun sebebi kendisini Tanrı zanneden bir ergen şizofrenin olaylara yön vermesidir. Bilerek böyle yapıyor ki güzel olmayalım, zeki olmayalım, atletik olmayalım, o da kenardan pis pis sırıtsın g.o. Hayır bu Tanrı değil. Kendini Tanrı zanneden, Tanrıcılık oynayan ergen bir simülasyoncu. Olmasa daha iyiydi, varsa da inşallah ölür. Ben diledim, bak o bunu bana karşı dileyemez, ezik. Çünkü ben dilersem o ölmez, ama o dilerse ben ölürüm mölürüm ne olur ne olmaz risk alamıyor.
Neyse sağlık olsun.Ya da olmasın, verdiği sağlığı alsın kendi içine soksun amokaçi.
İlk soruya geri dönersek;
Tanrı'ya ihtiyacımız olması iki türlüdür, varlığına ve yokluğuna ihtiyaç. Tanrı'nın varlığına hiç ihtiyacımız yoktur, yokluğuna aşırı derecede ihtiyacımız vardır.Bizim anladığımız manada Tanrı yok zaten, yani Tanrı gibi Tanrı yok. Birisi var ama Tanrı olmakla uzaktan yakından alakası yok, Tanrı'nın tam olarak tersi.