Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 15-01-2014, 06:39
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart "Tur" dağının gerçek anlamı üzerine!

Bu başlığımda Kuran’da geçen “Tur” kelimesini ele alarak bu kelimenin anlamıyla ilgili farklı bir bakış açısı getirmek istiyorum.

Kuran’da geçen “Tûr” kelimesi özellikle Musa peygamberin vahiy aldığı yer olan Sina Dağı’nı anlatmak için kullanılan bir kelimedir. Bazı müfessirlere göre bu kelime Arapça sayılırken bazılarına göre ise yabancı olup Süryânîce “dağ” anlamına gelmektedir.

Sina Dağı’nın kendine ait zaten bir adı varken ve Kuran’da “dağ” anlamına gelen başka Arapça kelimeler de söz konusuyken ayetlerde ayrıca “Tur” kelimesinin geçiyor olmasının bir sebebi olmalı. Büyük bir ihtimalle “Tur” kelimesi ile kast edilen sadece “dağ” olmayıp özel bir ad olarak belli bir dağı veya yeri kasten Kuran’da geçmektedir.

Öyleyse Arapça olmadığı belirtilen Kuran’daki bu “Tur” kelimesi ile kast edilen nedir?

Tahminlerim beni yanıltmıyorsa “Tur” kelimesi aslında İncil’de de bahsi geçen ve İsa peygamberin ışığa dönüşüp yanında Musa ve İlyas peygamberlerle birlikte gözüktüğü dağın adıdır. (İncil’deki anlatımlar: Matta 17:1-8, Markos 9:2-9, Luka 9:28-36 ve 2. Petrus 1:16-19)




Transfiguration of Jesus – İsa’nın görünümünün değişmesi” olarak adlandırılan bu mucizenin gerçekleştiği dağ Hıristiyanlarca genellikle “Tabor Dağı” olarak adlandırılmıştır.

“Tabor Dağı” açıklaması Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde yaşamış ve İsa’nın Tanrı’nın ancak evlatlık olarak oğlu olabileceğini (yani gerçek oğlu olmadığını) söyleyen Origenes gibi (185-253) kilise babalarınca dile getirilmiştir. Nitekim İsrail’in kuzeyindeki bu dağın tepesinde 6. yüzyılda üç kilise, 8. yüzyılda ise dört kilise ve bir manastır olduğu söylenmiştir. Hali hazırda ise “Church of the Transfiguration” adında bir kilise bulunmaktadır.

http://en.wikipedia.org/wiki/Mount_of_Transfiguration
http://en.wikipedia.org/wiki/Church_of_the_Transfiguration
http://www.newworldencyclopedia.org/entry/Mount_Tabor

“Tabor” ve “Tur” kelimelerinin Arapçaları şöyle:

TaborArapçası: الطور

TurArapçası : الطُّورَ

Görüldüğü gibi iki kelime yazım olarak neredeyse birbirinin aynısı. Bu benzerlik Kuran’da geçen “Tur” kelimesi ile kastedilen dağın aslında İsa peygamberin mucizesinin gerçekleştiği Tabor Dağı olabileceği şüphesini kaçınılmaz kılmaktadır.

Hıristiyanlar Meryem ve İsa’ya yüklemiş oldukları tanrısal misyondan dolayı Musa’nın Hebrov Dağı’ndaki (Sina) yanan çalıdan (Kuran’da ağaçtan) seslenen Allah ile konuşmasını ağaç içerisinde göstermiş oldukları Meryem ve İsa çizimleri ile resmetmişlerdir. (İkonlar için bkz.) Hıristiyanlar geçmişteki bazı peygamberlerin yaşadıklarını, Allah ile konuşmalarını genellikle tanrının bir yansıması olarak inandıkları için Meryem veya İsa’nın önceden belirmiş suretleri olarak yorumlamışlardır. Bu yüzden muhtemelen eski dönem Hıristiyan inancının bir yorumu olarak İsa peygamberin mucizesinin gerçekleştiği dağın adı olan “Tabor" kelimesi “Tur” kelimesi olarak Musa’nın kısasının anlatıldığı ayetlerde karşımıza çıkmaktadır. Kısacası diyebilirim ki Kuran’daki anlatım doğrudan Musa’nın başından geçenleri anlatmak yerine Tevrat’taki bir olayın eski Arap Hıristiyanlarca yapılmış bir yorumu olarak ifade edilmişe benziyor.

Böylesi bir yorumun var olduğu daha önce başlıklar halinde belirtmiş olduğum; Al-i İmran Suresi 37. ayetindeki Meryem ile ilgili ağaç gibi “güzelce (hasenen) yetiştirildiği" ifadesinden ve Neml Suresi 8. ayetinde Musa peygamberin ağaçtan seslenen Allah ile konuştuğu ateşin içindekilerle ilgili İsa içinde ifade edilen (Meryem -31) “mübarek kılındığı” ifadesinden de anlaşılmaktadır.

Konuyu daha fazla dağıtmadan tekrar “Tur” kelimesine dönecek olursak ayetlerde geçen ve meallerde “Sina Dağı” olarak çevrilen “Turi sinine” ve “Turi seynae” ifadelerine de değinmek gerekiyor. Acaba gerçekten de “Tur” kelimesinin geçtiği bu tanımlamalarda kast edilen meallerdeki gibi Sina Dağı mıydı, bu ifadeleri tek tek ele alalım:

Tin Suresi 2. ayetinde geçen “Turi sinine” ve Mu’minun Suresi 20. ayetinde geçen “Turi seynae” ifadeleri genellikle “Sina Dağı” olarak çevrilmektedir. Bu ifadelerde “Tur” kelimesini niteleyen “sinine سِينِينَ ve seynae سَيْنَاءَ” kelimelerine ilişkin olarak Elmalı’nın tefsirinde Kurtubi’nin tefsirinde de bahsi geçtiği gibi şu bilgilere yer verilmektedir:

“SİNİN, o dağın bulunduğu ve kendisine nisbet edildiği yerin ismi olup Beyrun ve benzeri kelimeler gibi muamele görerek çoğul kelimeler gibi "vav" ve "ya" ile irab aldığı, bazı kere de "ya" ile bırakılıp sonundaki "nun"a irab harekeleri verildiği söylenmiştir. Görünen şekliyle "Sinler Dağı" demek gibidir. Ahfeş demiştir ki: Sinin kelimesi ağaç mânâsına çoğuldur. Tekili "Sine"dir. Sanki Tur-i Eşcar yani, Ağaçlar dağı demek gibidir. Kelbi'den de "ağaçlı dağ" diye rivayet edilmiştir.”

İbnü Ebi Hatim, İbnü Münzir, Abd b. Humeyd İbnü Abbas'tan, "sinin, hasen yani güzel demektir" diye rivayet etmişlerdir. Dahhak'ten de böyle rivayet olunmuş, İkrime'den de bunun güzel mânâsına olması Habeş lisanı olduğu ziyadesiyle rivayet olunmuştur. İbnü Cerir ve İbnü Asakir Katade'den de; "Sinin; mübarek, güzel ağaçlı demektir." dediğini rivayet etmişlerdir. Bununla beraber İbnü Cerir demiştir ki: Bu görüşlerden doğru olan, "Tur-i Sinin, bildiğimiz dağdır." diyenlerin görüşüdür. Çünkü Tur, bitkili dağ demektir.”

Bu açıklamalarda “Tur” kelimesiyle birlikte geçen “sinin” kelimesine ilişkin özellikle “ağaç” vurgusu yapılmaktadır. Ayrıca bu açıklamalarda dikkatinizi “sinin” kelimesine ilişkin yapılmış olan “hasen (güzel)” ve “mübarek” ifadelerine çekmek istiyorum. Bu ifadeler yukarıda belirtmiş olduğum adeta bir ağaç gibi Meryem’in “güzelce (hasenen)” yetiştirildiği ve İsa gibi ateşin içindekilerin de “mübarek” kılındığı ifadelerini akıllara getirmektedir. Bu açıklamalar benim de değinmeye çalıştığım ve Meryem ve İsa peygamberle ilişkilendirdiğim “Tur - ağaç - güzel (hasen) - mübarek” kavramları arasındaki ilişkiyi dolaylı olarak ortaya koymaktadır.

Açıklamalarda ifade edilen “ağaç” vurgusuna paralel bir şekilde; Tin Suresi 2. Ayetinden önceki ayette “zeytin ve incire and olsun” denilmektedir. Mu’minun Suresi 20. ayetinde geçen “Turi seynae” ifadesi ise zaten doğrudan bir ağaca işaret etmektedir:

“Ve Turi seynae’de yetişen bir ağaç vardır ki, yağ çıkarır. Ve (o), yiyenler için bir katıktır.”

Görüldüğü gibi meallerdeki gibi “Tur” kelimesini sadece “Sina Dağı” olarak ele alırsak “Tur” kelimesinin gerçekte taşımış olduğu özel anlamı görmezlikten gelmiş oluruz. “Tur” kelimesi gerçekte bir "ağaca" işaret etmektedir ancak ortada bir ağacın olması bu kelimenin Sina Dağı olarak çevrilmesini zorunlu kılmamalıdır.

“Tur – Ağaç” ilişkisine değindikten sonra tekrar “Tabor” ifadesine geri dönelim.

Eski Ahit’te “Tabor Dağı” üzerinde bulunan bir meşe ağacıyla birlikte anılmaktadır.

Samuel (10, 1-6):

"Sonra Samuel yağ kabını alıp yağı Saul'un başına döktü. Onu öpüp şöyle dedi: “RAB seni kendi halkına önder olarak meshetti. Bugün benden ayrıldıktan sonra Benyamin sınırında, Selsah'taki Rahel'in mezarı yanında iki kişiyle karşılaşacaksın. Sana, 'Aramaya çıktığın eşekler bulundu' diyecekler, 'Baban eşekleri düşünmekten vazgeçti, oğlum için ne yapsam diye sizin için kaygılanmaya başladı. Oradan daha ilerleyip Tavor'daki meşe ağacına varacaksın. Orada biri üç oğlak, biri üç somun ekmek, öbürü de bir tulum şarapla Tanrı'nun huzuruna, Beyt-El'e çıkan üç adamla karşılaşacaksın. Seni selamlayıp iki somun ekmek verecekler. Sen de kabul edeceksin. Sonra Filist ordugahının bulunduğu Giva Elohim'e varacaksın. Kente girince, önlerinde çenk, tef, kaval ve lir çalanlarla birlikte peygamberlik ederek tapınma yerinden inen bir peygamber topluluğuyla karşılaşacaksın. RAB'bin Ruhu senin üzerine güçlü bir biçimde inecek. Onlarla birlikte peygamberlikte bulunacak ve başka bir kişiliğe bürüneceksin.”

Eski Ahit’te yer alan bu bilgilerde dikkat edilirse Tabor’daki “meşe ağacı” 3 kişi ile karşılaşılan ve Tanrı’nın huzuruna çıkılan bir yermiş gibi açıklanmakta, en son kısımda ise Saul’ün peygamber olarak başka bir kişiliğe bürüneceğinden bahsedilmektedir. Bu açıklamalar akıllara Yeni Ahit’teki yani İncil’deki İsa’nın yanına 3 havarisini alarak çıkmış olduğu dağı ve oradaki görünümünün değişmesi olayını getirmektedir. İlk dönem Hıristiyanlarınca eski ahit ve yeni ahit arasındaki bu benzerlik İsa’nın mucizesinin gerçekleştiği dağın Tabor Dağı olduğuna ilişkin bir inancın doğmasına yol açmış olabilirdi.

“Tur” kelimesinin “ağaç” ile olan ilişkisini açıkladıktan sonra “Tabor” kelimesinin de bir “ağaç” ile anılıyor olduğunu görmüş olmak “Tur الطُّورَ” ve “Tabor الطور” kelimelerinin (Arapça yazımlarındaki benzerlikte olduğu gibi) ortak paydaları “ağaç” olmak üzere aynı kavramlar olabileceği iddiasını güçlendirmektedir.

Konumuzun sonuna yaklaşırken “İsa’nın görünümünün değişmesiyle” ilgili mucizenin İncil’de nasıl anlatıldığına baktıktan sonra “Tur” kelimesinin Kuran’da geçtiği bir ayeti ele alalım:

İsa'nın görünümü değişiyor (İncil Matta -17, 1-13)

“ Altı gün sonra İsa, yanına yalnız Petrus, Yakup ve Yakup'un kardeşi Yuhanna'yı alarak yüksek bir dağa çıktı. Orada, gözlerinin önünde İsa'nın görünümü değişti. Yüzü güneş gibi parladı, giysileri ışık gibi bembeyaz oldu. O anda Musa'yla İlyas öğrencilere göründü. İsa ile konuşuyorlardı. Petrus İsa'ya, «Ya Rab» dedi, «burada bulunmamız ne iyi oldu! İstersen burada üç çardak kurayım: biri sana, biri Musa'ya, biri de İlyas'a.» Petrus hâlâ konuşurken, parlak bir bulut birden onları gölgeledi. Buluttan gelen bir ses, «Sevgili Oğlum budur, O'ndan hoşnudum. O'nu dinleyin!» dedi. Öğrenciler bunu işitince, dehşet içinde yüzüstü yere kapandılar. İsa gelip onlara dokundu, «Kalkın, korkmayın!» dedi. Başlarını kaldırıp bakınca İsa'dan başka kimseyi göremediler. Dağdan inerlerken İsa onlara, «İnsanoğlu ölümden dirilmeden önce, gördüklerinizi kimseye söylemeyin» diye buyurdu. Öğrencileri O'na şunu sordular: «Peki, din bilginleri neden önce İlyas'ın gelmesi gerektiğini söylüyorlar?» İsa, «İlyas gerçekten gelecek ve her şeyi yeniden düzene koyacak» diye cevap verdi. «Size şunu söyleyeyim, İlyas zaten gelmiştir, ama onu tanımadılar, ona yapmadıklarını bırakmadılar. Aynı şekilde İnsanoğlu da onların elinden acı çekecektir.» O zaman öğrenciler İsa'nın kendilerine Vaftizci Yahya'dan söz ettiğini anladılar.”

İsa peygamberin görünümünün değişmesi, Ortodoks Kilisesi'nin büyük bayramlarından biri olup her yıl 6 Ağustosta kutlanmaktadır. Ortodokslarca yapılan açıklamada; İsa’nın dönüşmüş olduğu ışık parıltısıyla birlikte aniden peygamberlerin zirvesi sayılan Musa ve İlyas belirmiş ve Rab ile İsa’nın yakında gerçekleşecek ölümü hakkında konuşmaya başlamışlardır. Ortodoks geleneğine göre, İsa’nın görünümünün değişmesi çarmıha gerilmesinden 40 gün önce yaşanmıştır. Kısacası İsa’nın görünümünün değişmiş olduğu bu mucize ile çarmıha gerilişi ve ölümü arasında yakın bir ilişki söz konusudur.

http://www.oodegr.com/tourkika/eortes/transfiguration.htm

Kuran’da “Tur” kelimesinin geçtiği ayetlerden birisi de Nisa Suresi’nin 154. ayetidir:

“Ve misaklarından (sözlerinden) dolayı Tur'u onların üstüne yükselttik . Ve onlara: "Bu kapıdan secde ederek girin." dedik. Ve onlara: "Cumartesi gününde hudutları aşmayın." dedik ve, onlardan “çok kuvvetli misak (söz)” aldık.”

Yukarıdaki ayet “dağın üstlerine kaldırılması” gibi tuhaf bir şekilde çevrilmektedir. Oysaki bana göre bu ayette anlatılmak istenen şey “Tur” kelimesinin “Tabor Dağı” olabileceğini de hesaba katarsak İsa’nın ışığa dönüştürülmesine ilişkindir.

Nitekim bu ayetten bir ayet sonra yani 156. ayette Meryem ve İsa peygamberden bahsedilmeye başlanmaktadır. 157. ayette İsa peygamberin öldürülmeyip “benzer gösterildiği” ifade edilmektedir. 158. ayette ise Tur’a ilişkin söylenmiş olan “yükseltilmesi (rafa’na)” kelimesi bu sefer doğrudan İsa’ya ilişkin onun Allah’a “yükseltilmesi (rafaa)” olarak geçmektedir.

Yukarıdaki “Tur” kelimesinin geçtiği ayette ayrıca “cumartesiden (sebti)” bahsedilmektedir. Dilimize de Arapçadan geçmiş olan “sebt” kavramı ile asıl anlatılmak istenen İbranice’deki “dinlenme günü” anlamındaki Şabat sözcüğüdür. Ayetteki “sebti” kelimesi bu yüzden İngilizce çevirisinde bildiğimiz “cumartesi” anlamındaki “saturday” olarak değil “sabbath” olarak çevrilmiştir.

Ayette geçen “sebti” kelimesi Eski Ahit’te (Mısır’da Çıkış 31, 12-18) Musa peygambere Sina Dağı’nda Şabat Gününe ilişkin Allah’ın getirmiş olduğu çalışma yasağıyla ilgili olabileceği gibi bu günden kasıt İsa’nın görünümünün değiştiği günle ilgili de olabilir. Çünkü İsa’nın görünümünün değiştiği gün İncil’de “altı gün sonrası” olarak ifade edilmektedir. Yine Eski Ahit’te (Mısır’da Çıkış 31,15) geçtiği üzere altı gün çalıştıktan sonraki yedinci gün dinlenme günü yani “Şabat” olarak adlandırılmıştır.

Son olarak “Tur” kelimesi ile aynı kökten olup Kuran’da geçen tek kelime olan “etvaren” kelimesine değinelim. Kuran’da “Tur” kelimesi toplam 10 ayette geçmekte olup bu kelime ile aynı kökten gelen diğer kelime ise “etvaren” kelimesidir. Bu kelime Nuh Suresi’nin 14. ayetinde geçmekte olup ilginç bir şekilde genellikle “halden hale geçiş” yani bir şeyin uğramış olduğu “değişim” manasında çevrilmektedir.

“etvaren” kelimesinin geçtiği ayete önceki ve sonraki ayetlerle birlikte topluca bakalım:

“Üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin, Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın. Size ne oluyor ki, Allah'a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz? Oysa, sizi türlü merhalelerden (etvaren) geçirerek O yaratmıştır. Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle ahenktar olarak nasıl yaratmış! Onların içinde ayı bir nûr kılmış, güneşi de bir çerağ yapmıştır. Allah, sizi yerden bir nebat gibi yetiştirmiştir. Sonra sizi yine oraya döndürecek ve sizi yeniden çıkaracaktır.” (Nuh 11-18)

“etraven” kelimesinin geçtiği ayetlere topluca bakıldığında bu kelimenin “Tur” kelimesinin “ağaç” ile olan ilişkisine benzer bir şekilde “bol yağmur, bahçe, nebat (ağaç)” gibi anlatımların yapıldığı ayetler içerisinde geçtiğini görüyoruz. Ayrıca devam ayetlerinde ifade edilen “bir nebat gibi yetiştirme” ifadesinin Kuran’da Meryem’e ilişkin söylenmiş bir tabir olduğunu da hatırlamakta fayda var.

Sonuç olarak, şahsi görüşüm Kuran’da geçen “Tur” kelimesi Tevrat’taki Allah’ın Musa’ya yanan çalıdan seslendiği Hebrov yani Sina Dağı'nı değil de İsa'nın ölümü öncesi dönüşümünün gerçekleştiği “Tabor Dağı'nı” kast etmektedir.

Bu durum, Musa’nın Allah ile görüşmesini (Allah’ın bir yansıması olarak) yanan bir ağaç içerisindeki Meryem ve İsa ile görüşmesi olarak yorumlayan ve o yeri de söz konusu bu ağacın varlığı üzerinden İsa’nın mucizesinin gerçekleştiği kutsal dağla bir sayan (veya bunları birbirine karıştırmış olan) eski bir Hıristiyan inanışından kaynaklanıyordu.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/

Konu cenkvarol tarafından (15-01-2014 Saat 06:54 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 15-01-2014, 11:53
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Sen, yukardaki "tur dagi" yazinda, asagidaki dizelerden mi bahsediyorsun?

Sabahın seher vaktinde
Ali'yi gördüm Ali'yi
Yüzümü dizine sürdüm
Ali'yi gördüm Ali'yi

Ali'yi gördüm meşede
Kırk mum yanar bir şişede
Yedi iklim dört köşede
Ali'yi gördüm Ali'yi

Ali'yi gördüm çağında
Güller açar dost bağında
Musa ile tur dağında
Ali'yi gördüm Ali'yi

Bu koyulastirilmis dagdan mi bahsediyorsun?

Bu dizelerdeki "Ali" 4. halife olan "Ali" degil mi?

Neden yukaridaki dizelerde sence, "Ali" ile "Musa/Tur dagi" arasinda bir bag kurulmus?

Bu konuda bir bilgin var mi?

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 15-01-2014, 20:07
mrdragon mrdragon isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 May 2013
Mesajlar: 899
Standart

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sen, yukardaki "tur dagi" yazinda, asagidaki dizelerden mi bahsediyorsun?

Sabahın seher vaktinde
Ali'yi gördüm Ali'yi
Yüzümü dizine sürdüm
Ali'yi gördüm Ali'yi

Ali'yi gördüm meşede
Kırk mum yanar bir şişede
Yedi iklim dört köşede
Ali'yi gördüm Ali'yi

Ali'yi gördüm çağında
Güller açar dost bağında
Musa ile tur dağında
Ali'yi gördüm Ali'yi

Bu koyulastirilmis dagdan mi bahsediyorsun?

Bu dizelerdeki "Ali" 4. halife olan "Ali" degil mi?

Neden yukaridaki dizelerde sence, "Ali" ile "Musa/Tur dagi" arasinda bir bag kurulmus?

Bu konuda bir bilgin var mi?
Bazı alevi olduğunu düşünenlerin gizil öğreti olarak kabullendiği, Ali'yi tanrısallaştırmalarına neden olan yola açılan anahtarlardan biridir.

Tanrı, Musa ile çalı formunda tur dağında konuşmuştur. Ali'yi tanrı yap, çalı da tanrı olunca Musa ile tur dağında konuşanda Ali'dir.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 16-01-2014, 00:30
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

mrdragon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bazı alevi olduğunu düşünenlerin gizil öğreti olarak kabullendiği, Ali'yi tanrısallaştırmalarına neden olan yola açılan anahtarlardan biridir.

Tanrı, Musa ile çalı formunda tur dağında konuşmuştur. Ali'yi tanrı yap, çalı da tanrı olunca Musa ile tur dağında konuşanda Ali'dir.
Iyi de arada tarihsel cikmazvardir. Musa eger yasadiysa Alidn cok once yasamistir, ikisinin fiziki bulusmasi mantiksal degildir. Inanc dersen o baska tabi. Cunku inancta mantik aranmaz.

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 16-01-2014, 01:05
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Iyi de arada tarihsel cikmazvardir. Musa eger yasadiysa Alidn cok once yasamistir, ikisinin fiziki bulusmasi mantiksal degildir. Inanc dersen o baska tabi. Cunku inancta mantik aranmaz.
Sn. evrensel insan;

Kul Himmet'e ait olan şiirdeki seher vakti, meşe, ışık gibi sembolik anlatımlarla Tur'da Musa'ya Ali'nin gözüküyor olması İsa'ya tanrısallık vasfı yüklemiş olan Hıristiyanlık inancının özellikle Şiilik ve Alevilik inançları üzerinden bu güne kadar gelebilen izleri olabilir.

En basit ifadeyle Alevilikteki "Allah -Muhammet -Ali" üçlemesi, 12 imam, tek eşlilik, Ali'nin resmediliyor olması gibi inanışlar ile Hıristiyanlıktaki teslis, 12 havari ve ikon anlayışları arasında benzerliklerin olduğu ifade edilmektedir.

İslam'ın özünde aslında Hıristiyanlık inancının yatmakta olduğuna inanan birisi olarak İslam'ın kolları içerisinden bazı mezheplerin Hıristiyanlığın izlerini daha fazla taşıyor olmasına doğrusu şaşırmıyorum.

Hıristiyanlar Meryem ve İsa'ya tanrısallık atfettikleri için onlardan önceki peygamberlerin Allah ile yapmış oldukları konuşmalarda tanrıyı Meryem ve İsa şeklinde düşünmekte hiçbir sakınca görmemişlerdir. Aynı mantıktan hareketle Ali'ye de benzer bir tanrısallık yüklerseniz, Adem'den tutun da Musa'ya kadar onlarla konuşan şeyle Ali bedeniyle sonradan gözükmüş olan kişi aslında birdir. Hatta insan bedenlerini bırakalım nasıl ki tanrı hiçbir mekana ve zamana bağlı değilse ister yedi iklim dört köşede olsun isterse ele alınan aynada olsun tanrının bir misali veya yansıması olarak yine Ali'nin gözükecek olması da normaldi.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/

Konu cenkvarol tarafından (16-01-2014 Saat 01:12 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 16-01-2014, 02:39
çakırcalı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
çakırcalı çakırcalı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Aug 2008
Mesajlar: 467
Standart

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sen, yukardaki "tur dagi" yazinda, asagidaki dizelerden mi bahsediyorsun?

Sabahın seher vaktinde
Ali'yi gördüm Ali'yi
Yüzümü dizine sürdüm
Ali'yi gördüm Ali'yi

Ali'yi gördüm meşede
Kırk mum yanar bir şişede
Yedi iklim dört köşede
Ali'yi gördüm Ali'yi

Ali'yi gördüm çağında
Güller açar dost bağında
Musa ile tur dağında
Ali'yi gördüm Ali'yi

Bu koyulastirilmis dagdan mi bahsediyorsun?

Bu dizelerdeki "Ali" 4. halife olan "Ali" degil mi?

Neden yukaridaki dizelerde sence, "Ali" ile "Musa/Tur dagi" arasinda bir bag kurulmus?

Bu konuda bir bilgin var mi?
Şahı Merdan coşa geldi sırrı aşikar eyledi
Yağmuru yağdıran menim deyi ol Ömer'e söyledi
Oldem şimşek yalabıyup yedi sema gürledi
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmandır Ali
Ham ciğer pareyi zöhra nuru çeşmim Haydari

Ömer vardı ol Muhammed gatında dedi beyan
Ya Muhammed Ali midir arşu alanda gürleyen
Çarkı gerdün elinde mi sırrı hikmet söyliyen
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmandır Ali
Hem ciğer pareyi zöhra nuru çeşmim Haydari

Ol Muhammet buyurdu ki yektir Ali bir dedi
Hüvel evvel hüvel ahir her şeye gadir dedi
Aliye şek getiren mutlaka kafir dedi
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmandır Ali
Hem ciğer pareyi zöhra nuru çeşmim Haydari

Lahmeke lahme buyurdu cismim Ali demmike
Ali benim veçim dedi zülcelalı rabbike
Hükmü bağı adil handır velailaha gayrüke
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmandır Ali
Hem ciğer pareyi zöhra nuru çeşmim Haydari

Kun deyince var eyledi onsekizbin alemi
Hem yazandır hem bozandır levh-i mahfuz galemi
Cümle dertliler dermanı yarelerin merhemi
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmandır Ali
Hem ciğer pareyi zöhra nuru çeşmim Haydari

Sefil Alim akıl ermez hikmetine Alinin
Sarraf olan kıymet biçsin gevherine lalinin
Aşıka maşuk göründü aklın aldı delinin
Hem sakidir hem bakidir nuru rahmandır Ali
Hem ciğer pareyi zöhra nuru çeşmim Haydari (Çorumlu Sefil Ali)

Alevilik, inanç bakımından Aliallahiliğe kadar da varabilir. Şu nefeste de görüleceği üzere teslisin baba ve kutsalruhu tek karakterde birleştirilmiş. Adeta mitolojik bir Yunan tanrısı, hem yağmuru yağdıracak kadar merhametli, hem yedi semayı gürletecek kadar gazaplı olabilen... Kimbilir, Thor'un çekici mi dövüldü de zülfikar bilendi? İnanç bu, sınırları bilimden aklın alamayacağı kadar geniş...

En acımasız zalimler, kafası kesilmedik mazlumlar arasından çıkar.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 16-01-2014, 13:36
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

Meryem ve İsa ile Musa’nın dağda karşılaştığı ağaç arasında Hıristiyanlarca kurgulanmış olan ilişkinin Kuran’daki varlığını farklı bir yoldan daha göstermek istiyorum. Daha önce belirttiğim gibi başta erken dönem Hıristiyanlık inancı olmak üzere Musa’nın karşılaştığı ağaç içerisinde Meryem ve bebeği İsa’nın bulunduğu yanan bir ağaç olarak resmedilmiştir. Bu ağacın bitmek bilmeyen ateşi ve ışığı Meryem’in bakireliğinden hiçbir şey kaybetmeden çocuk sahibi olması şeklinde yorumlanmıştır.

Musa’nın Tur’da ağaçtan seslenen ağaç ile karşılaşması Kuran’da şu şekilde anlatılmaktadır:

“Böylece Musa, süresini tamamladığı zaman ailesi ile (yürüyerek) yola çıktı. Tur dağı tarafında bir ateş farketti. Ailesine: "Durup bekleyin. Gerçekten ben bir ateş gördüm. Belki size oradan bir haber veya alevli bir kor (cevetin) getiririm. Böylece siz ısınasınız diye." dedi.” (Kasas -29)

Bu ayette Musa’nın gördüğü ateşten getireceği alevli kor Arapça “cezvetin” kelimesi olarak belirtilmekte. Bir nevi bu ateşli koru Musa’ya seslenecek olan Allah’ın konuştuğu ağacın bir parçası olarak düşünebiliriz veya doğrudan onunla lişkili bir kavram olarak ele alabiliriz.
“cezvetin” kelimesi Kuran’da sadece bu ayette geçen bir kelime. Kelimenin Arapça yazımı ve kökleri şu şekilde:

Cezvetin = ateşli kor = جَذْوَةٍ = jim - dhal - waw

Kuran’daki ayet yazımlarının asıl metindeki aynı kelimeler üzerinde sonradan oynamalar yapılarak farklı anlamlardaymış gibi yeni kelime ve ayetler türetilerek gerçekleştirildiğine inandığım için bu “cezvetin” kelimesine Kuran’daki en yakın olan kelimeyi dikkate almak istiyorum.

Benzer kelimeyi ararken ilk yapmış olduğum şey kelimenin sol baştan en sondaki harfini atarak geri kalan kısmını Kuran içerisinde bir bütün yani eksiz bir şekilde aramak. Bunu “cezvetin” kelimesine uyguladığımızda kelimenin جَذْوَ kısmının Kuran’da Taha Suresi 71. ayetindeki bir kelime içerisinde geçtiğini görüyoruz. İlkin bu ayeti verelim:

“Size izin vermemden önce ona îmân mı ettiniz? Muhakkak ki o, gerçekten size sihir öğreten, sizin büyüğünüzdür. Bu durumda mutlaka sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Ve sizi mutlaka hurma ağacının gövdesine asacağım. Ve böylece hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcı gerçekten bileceksiniz.” dedi.

Karşımıza yine bir ağaç bahsinin çıkmış olması şaşırtıcı değil mi? Bulduğumuz kelime de zaten bu ağaca ilişkin. Ayetteki hurma ağacının “gövdesi” olarak geçen kelime Arapça “cuzuı” kelimesi olup bu kelime Musa’nın getireceği “ateşli kor (cezvetin)” kelimesine Kuran’da en yakın olan kelimedir.

Cezvetin = ateşli kor = جَذْوَةٍ = (jim - dhal - waw)

Cuzuı = gövde = جُذُوعِ = (jim - dhal - ayn)

En fazla benzeyen kelimeyi bulduktan sonra ikinci olarak “cuzı (gövde)” kelimesinin yukarıdaki ayetin dışında geçmiş olduğu diğer ayetlere bakmak gerekiyor.

“cuzı (gövde)” kelimesi bu ayetin dışında Kuran’da sadece Meryem Suresi’nde geçiyor. Şu şekilde:

“Doğum sancısı onu, bir hurma ağacının gövdesine mecbur etti. “Keşke ben bundan önce ölseydim, unutularak unutulmuşların (arasına karışsaydım).” dedi. O zaman onun (Hz. Meryem'in) alt yanından, ona “mahzun olma” diye bir nida geldi: “Rabbin, senin alt yanından bir su yolu kıldı (oluşturdu).” (Meryem 23-24)

Ayetten anladığımıza göre diyebiliriz ki bu hurma ağacının “gövdesi” Meryem’in sığındığı yer. Musa’nın ağaçtan seslenen Allah ile görüşmeye giderken getirmek istediği “korun” da bu ağaçın “gövdesinden” olabileceğini düşünürsek “kor (cezvetin)” ile “gövde (cuzuı)” kelimeleri arasındaki yazım benzerliğinin Hıristiyanlarca kurgulanan anlamsal benzerlikle de örtüştüğünü görmüş oluyoruz.

(Son olarak şunu söyleyeyim yukarıdaki Taha Suresi 71. ayetinde hurma ağacının “gövdesi”nden bahsediliyor olmakla birlikte ayette bir de “el ve ayakların çapraz kesilmesinden” bahsediliyor. Bu bahiste bana göre tesadüf değil. Daha önce açmış olduğum “El ve ayak kesme ayeti çarmıhtaki İsa'nın anlatımı mı?” adlı başlıkta belirttiğim gibi Kuran’daki “el ve ayakların kesilip çarmıha gerilmesi” anlatımları aslında İsa’nın çarmıha gerilirken el ve ayaklarından çivilenmesi olayına ilişkindir. Sonuçta bir ağaç parçası olan çarmıha gerilme hadisesinin de "ağaç" ile doğrudan bir ilişkisi bulunmakatdır. Ortodoks Kilise babalarınca İsa'nın asıldığı çarmıh "hayat ağacı" olarak yorumlanmış ve cennette dikili olan ağaç olarak görülmüştür. (Bkz.) Bu iddialar belki ilk defa söyleniyor ama benim açımdan bir nevi Kuran’ın çözümlenmesi anlamına geliyor.)

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/

Konu cenkvarol tarafından (16-01-2014 Saat 13:44 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 16-01-2014, 14:00
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

Eklemyi unutmuşum, yukarıda "ateşli kor" kelimesinin benzerini Kuran'da ararken Taha Suresi 71. ayeti ile karşılaşmış olmak tesadüf değil. Bu ayet Musa'nın Tur'da Allah ile görüşüp elindeki asasının yılana dönüşmesi mucizesini Firavunun sihirbazlarına göstermesinden bahseden anlatımda yer alıyor.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 16-01-2014, 20:41
cenkvarol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
cenkvarol cenkvarol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Aug 2011
Mesajlar: 1.160
Standart

"ateşli kor" anlamındaki "cezvetin" kelimesine ilişkin Kurtubi tefsirinde şu bilgiler verilmekte:

"Keşşaf sahibi şöyle der: "Ayetteki üç şekilde, yani "cezve", cüzve" ve "clzve" şekillerinde kullanılır ve bu şekillerde de okunmuş olup, bu, ister ucunda ateş olsun, ister olmasın, kalın sopa demektir." Zeccac ise, "cezve"nin, uru ağaçtan koparılmış kalın bir parça olduğunu söyler."

bu bilgiler gösteriyor ki "cezvetin" kelimesi zaten ağaç parçası anlamına geliyormuş ve bu kelime ile hurma ağacının "gövdesi" anlamına gelen "cuzuı" kelimesi arasında bir ilişkinin olduğunu söylemek zaten doğruymuş. O zaman aradaki ilişinin varlığından daha açık bir şekilde bahsedilebilir.

Allah Hıristiyanların "tanrısallaştırılmış" Meryem ve İsa inancı üzerinden kurgulamış oldukları Musa'nın ağacı ile Meryem - İsa ilişkisini bildiği halde Kuran'da Musa'nın ağacından bahsederken sanki başka kelimesi kalmamış gibi Meryem'in sığındığı ağaça ait kelimeleri özellikle seçmişe benziyor, eski Kilise babalarının yüzü suyu hürmetine olsa gerek onlara göz kırpmaktan geri duramamış.

"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL

http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/

Konu cenkvarol tarafından (16-01-2014 Saat 20:46 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
meryem, sina, tabor, tur, İsa

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Gerçek Kuran'daki kelimelerin "köklerinde" yatıyor! cenkvarol İslam 7 27-02-2013 21:26
"Barış", "Kardeşlik", "Karşılıklı Yardım" ve "Sevgi" Sadece Yahudiler İçin ALKA İlhan Arsel & Arif Tekin Makaleleri 0 19-11-2012 04:08
Evrim'in "Amacı" Var Mıdır? "Anlayamıyorum, bu yüzden gerçek olamaz!" Yanılgısı Üzeri Ahlaksız Evrim 0 28-07-2012 14:29

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:45 .