hur-kus´isimli üyeden Alıntı
..
Sayın İçtenlik, Kutsal kitapta yapılan benzetme, yaratıcının yani Baba nın bir çoban olduğu ve iyi insanların da koyunlar gibi yumuşak huylu olduklarıdır. Bütün bunlar biz beşeri insanların anlayabilmesi için yapılmış benzetmelerdir.,,
Köpek benzetmesi size ait olmuş
|
Sayın hur-kus
Tamamen iyiniyetli (saf niyetli) olduğunu (ve iyimser bir aldanma kanma taşıdığını) düşünüyorum. Bunu birebir kendi geçmişime de benzeterek kurulan empatiden ve aynı iyiniyetle tıpkı senin din aşılaman gibi ben de karşı bilgiyi verdim ya da bu cümleleri aynı birebir içtenlikle verdim.. Tümüyle ve tamamen aynı refleks. Sana yardım etmeye çalışıyorum. Orta da bir nötralizasyon.
Hem İsa hikayesi kutsal Hristiyanlık dürüstlüğü, içtenliği sever ve aşılar değil mi?
Tamamen kendimce dürüstüm o halde.
Pasifist bir insancıllıktan ve Pasifist fikirlerden biz çok zarar gördük. Bunu çok sonraları farkettik ve farkedebildik. Hala bu pasifist barışçıl insanlık ve safiyene iyiniyetler dediğimizi atabilmiş değiliz . Yoldayız ancak öğreniyoruz. Özgürlüğün çağrısına kulak verdik. Dış toplum denen bizi tıpkı bir hayvanın evcilleştirilmesi gibi uygarlaştırıp uysallaştırıyor. Buna boyun eğmemeliyiz. Birleşmeli doğallaşmalıyız, kaynaşmalıyız..Aramızda özel olanlar yok, Tanrı elçileri ve çocukları oğulları olanlar yok. Hepimiz hürüz. Ben böyle düşünüyorum. Ortak kaderimizi tayin etmeliyiz.
Tanrı diye bir başa bakmak yerine ve kayıp bir yitik bir özneyi aramak yerine biz birimize tutunmalı ve birbirimizi kollamalıyız.
Eğer babaysa benim babam yere düşünce beni kaldırmazdı, gütmezdi. Ben öyle gördüm. Fazla koruyup kollamaz, kendi haline bırakır karışmaz doğal öğrenmeme izin verirdi. sınırlamazdı . Annemin aşıladığı pasifizmle bu dengededir ben de... Hem Tanrı neden erildir ve erkektir bu kadınları aşağılamıyır mu? Neden kadınlardan bir kızı ve elçisi yoktur?
Doğadaki baba ve anneler salıveriyorlar. Anne baba farkı da pek yok... Nesillerine çobanlıkta etmiyorlar.
Kendi başlarının çaresine bırakıyorlar.
İyiniyetliysek ki iyiniyetli olduğumuzu düşünüyorum. Bence yazılanlar da bir zarar yok ki bu olmasa diyalektik olmazdı, nesnel/öznel buluşma, kaynaşma birleşme olmazdı. Ama bşze en çok zarar veren hu Pasifizmdir ve onun aşılanmasıdır.
Bence yazacağınızı yazın yılmayın. Tersini düşünene kadar ne istiyorsanız bunu verin ve yazın ama bizde Pasifizm alacak güç takat kalmadı. Daha aşağı çökecek ahlimiz de yok yerin dibindeyiz. Yani biz de pasifist barışçıl bir insanlığa dönecek hal kalmadı.. Orda bir milyarlık bir kitle yere tapıyor görüyoe musun?
Tanrı kavramının bizde ki mutlak ölümünü yadsıyamazsınız.
Vasiler, Veliler, ileri büyükler ve bizi tutup kollayacak yürekler ararız. Biz de arıyoruz. Küçük cılız safiyane yürekleriz dünya da küçücüğüz bunu biz de iyi biliyoruz.
İşte o zaman toplum denilen kavram/dayanışma hatırlanmalı. Birleşme hatırlanmalı.
insan olarak birbirimize ve tüm topluma bağlanmalıyız derim.. Tanrı kavramının yerini yasa ve toplum almalı derim. Kurallar ve yasalar (bizi birbirimize tutan bağlayan, birarada yaşatan ve birbirimize seçmeyen şeylerdir) yaparak birlikte dayanışarak Tanrı yı yenebiliriz. Hem Tanrı seçmiyorsa herkese ve herşeye adil olsun yarattığına hor gözle bakmasın, özellemesin elçilemesin. Başka yolla yardım etsin.
Herkes oğludur madem ben de, sen de. Ne seni bana ne beni sana seçsin. Herkes evladıdır madem eşit dursun.
Hem o iyi madem bize yardım ve babalık etsin. İşimize karışmasın. Günü gelince öğretsin yol versin ön ve yol açsın..
Biz de Tanrı kavramının nesnel gövdeye gömülerek sonsuz bir kuşakla öldüğünü yadsıyamazsınız.
Biz de doğmaz artık..
Tanrı diyenlere karşı da empatinin yeğin kılıcıyla savaşıp direniyoruz.
Babam (ve aslında annem de) olan nesnel öznel kaynaşım/ayrıksızlık ve doğa ve tüm varlık şahit olsun ...
Babam herşeydir herkes.
Oğlum babamdır ve ben babamın babasıyım.
Koyun gibi güdülmeye gelmedim, destanlar atası olmaya geldik. Birleşelim derim....
Özgür bir varlık gibi özgür bıraksın tanrı olan baba olan.
Tanrı koyun mu yaratabiliyor muş?
Benim Tanrım Komünist ve arkadaş. Hrm tek değil çoğul. Sonsuz çoğul...
Bir de İsa örneğindeki benzetmeye kırılmamayı şu anlamda rica ediyorum. Kafanızda kurduğunuz İsa diye biriyle ya da bir iyilik varlığıyla örtüştürmeyin derim. Biz öyle yaptık. Aslında yaşamamış topluma dayatılan bir imgeyi imge olarak alıp onun yorumunu ve ne denildiğini tahlil ettik. Bu İsa diye birine yakıştırılmış bir şey değil. Önce onu anlayın derim. İsa imajında bize dau2atılan şeye denmektedir..
İsa mitine nedense benim de geçmişe yönelik bir tuhaf saygım var ama bakın ne dedim..
Bizce İsa/lar birden çok kişi ve karakter. Örtülü bir hikaye. Masal da anlatıldığı gibi değil. Bir filozof ya da bir savaşçı ya da başka bir kişi. Kişiler bütünü belki.
Örneğin bir Doğa filozofu örneğin bir Jul Sezar'ın İsa olabileceği söyleniyor. Biz bunun mit tarafındaki İsa'nın yeniden doğuşu kavramını Marks'a ya da hatta tüm bir insanlığa çektik paralelledik. O yüzden İsa'nın da bir daha doğacağını doğabileceğini de sanmıyoruz. Doğup işini yaptığını işini görüp söyleyeceğini söylediğini ve doğduğu gibi battığını ve işin biz de olduğunu öngörüyoruz..
Bize göre İsa'nın son doğumu/doğuşu Marks'tır ve bu gerçekleşmiştir.
O da kitleler ve ezilenler birleşin diyor. Din afyon diyor..
İkinci bir doğuşta böyle gerçekleşebilir gerçekleştirilebilirdi.
Bunu da kağıda yazdı toprağa değil. Toplumdan ve tarihten ve kitlesel aorunlardan vahiy almış olmalı..
Sokrates Peygamber miydi? başlığına bir şeyler yazdım.
https://turandursun.com/forumlar/sho...4&postcount=19
Kimse bir, özellikle tek bir İsa ya da Buda diriltmeye kalmasın derim. Eğer İsa dirilecekse milyonlar olarak dirilmeli doğmalı uyanmalı.. Bir insana yüklenen anomaliye bakın derim tarihsel parçalanmaya. Benimle aynı uçurumları gezinmek istiyor musunuz? Rehber aranıyorsa dirilmiş kıtalar kendinin rehberidir. İsa milyonlar da dirilsin canlansın derim...