karadenizli senin en azından bir adet akla mantığa uygun yorumda bulunmanı istiyorum şu foruma,tanrıyı ispat edecem diye saçmalamanı değil. Papazlık da yapma. İçimizdeki nefretmiş tabi. Allah dersek kalbimiz sevgiyle dolacak, yok bu argümanlar mantıksız denilince nefret olacak papaz efendi konuştu, imam vaaz verdi, al takke ver külah, oldu.
Evrensel-insan
Bu konuda Nietzsche nin felsefesinin ne olmadığını ve Darwin ile ters olamayacağını onu çürütemeyeceğini bunun saçma olduğunu söylemeye çalıştık. Çünkü amacı bu değildi. Sen de evet demiş onaylamışın.
Bu paye vermek midir nihilizme? Bu bir paye ise senin nihilizmden anladığının nihilizmin amacı olduğu ne derece doğrudur, payeyi öznel idealizme tanımak insanlığın yararına mıdır buna karşı çıkıp? Karadenizliye paye vererek karşı çıktığın felsefeyi mi savunuyorsun yoksa bu bizi bölmez mi neden öyle yapıyorsun bak adam bizi aforoz etti nefret dolu şeytan ilan etti sen bizi eleştirdin diye seni hariç tuttu yaptığın ayıp değil mi? İnsanlık bu mu,evrensel değer bu mu?
Neyse bu misillemeydi, asıl konuya dönelim.
Nihilizmin güç dediği, Schopenhauer den Nietszsche ye kadar Kant ın ahlak felsefesinde ahlakını olarak numen ile ilişkilendirmeye çalıştığı idealist görüşün, evrensel ölçekteki metafizik kavramlara ötelenmemiş biçimidir. İrade veya güç burada evrensel anlamda bir materyalist güç tanımıdır, örneğini fizikten alır insan toplumunun tiranlığından değil. Yani ruh a, tanrıya, idea ya, gönderme yapmayan güç. Saf haliyle güç. Nietszche bunun tüm insanlarda ortak olduğunu bir güç arzusu olduğunu söylemiştir.
Nietzsche yi anlama güçlüğü şuradadır ve diğer benzer filozofları da. Sizler,üstün insan derken ona metafizik anlamlar yüklüyorsunuz, asıl hata sizlerde. Faşistlerin hegemonyacıların anlayamadığı da bu. Ters anladıkları için üstün ya da güç gördükleri her yere kendi politik, dini ve metafizik amaçlarını yüklemişlerdir. Filozoflar kendi tiranlık rejimleri için bir vitrindir içeriğinin ne olduğuna bakılmaz bile.
Nietzsche nin üstün insanı metafizik aziz ya da insan ötesi "kutsal", kutsanmış, özel varlık değildir. Önce bunu kafanıza sokmanız ve unutmamanız gerekir.
Eğer bunu anlamayı başarır ve nihilistlerin; her türlü idealist,metafizik, öğeler ve onlara bağlı ahlaki anlayışlar,erdemler,değerler uydurma ve dünya dışı saçmalıklardır, köle ahlakının ve değerlerinin kültürel dayatmalarıdır önermesini de anlamayı başarırsanız ancak o zaman neyin insanlığa zarar, neyin faydalı olduğundan bahsettiğinizde söyledikleriniz mana kazanabilir.
Aksi takdirde bunu olumsuzluk veya yıkıcılık,vefasızlık,bencillik,değersizleştirme şeklinde ahlaki yaftalarla dile getiren herkes üstü kapalı öznel idealisttir. Ne derse desin,kendini ne kadar insanlığın ölçüsü görürse görsün,bu noktada kendi değerlerini insanlığın en iyi değeri gördüğü ölçüde özneldir ve savunduğu öznel idealizm olup sonu despotizmin iyi niyetli devamı felsefelerine götürür.
Bir yandan değerleri dinsellik,dogmatiklik ve tanrısallık noktasında olduğu için eleştirip, sonra sanki o metafizik değerler başka yerlerden çıkmış gibi, bu sefer nihilizmi de insanlığa kaybettirdiği aynı kutsal değerler yüzünden eleştirirseniz saçmalamış olursunuz.
Örneğin evrensel-insan sen bu noktada öznel idealizme saplanmaktasın yine. Çünkü insanlığın kaybettiği şey nihilizmden gelmez ve bu muğlak değerler bağlamında değerlerini kaybeden insan çatışır, kaosa sürüklenir demek idealizmdir. Buna karşı ne felsefi ne de somut bir kanıtın yoktur. Tamamen bu senin ahlaki dogmandır.
Nihilizm bilinci ve düşünmeyi engellemez,tersine onu kurulu tabusal değerlerden ve tanımlardan soyutlar herşeye uyguladığı gibi bu düşünceyi. Yani kutsallardan arındırmadır. Siz hümanizmi iyi birşey görebilirsiniz ancak hümanizm aslında en üstü kapalı despotluklara yasal dayanak oluşturmuştur çünkü herşeyin ölçüsünü insan beller.
Nihilizm, Hiccilik ya da nirvanacılık değildir, mutlak değerlerin tamamının reddidir ve bu değerlerin neredeyse tamamı metafiziktir. Hatta bilimin apriori önermeleri ve matematik aksiyomların doğruluğa kanıtı da nihilizmin reddettiği bir şeydir. Yani her şey maddedir,her şey tözdür,evren şudur, budur, matematiktir, dizayndır, tanrıdır, akıldır diye bir önerme bulamazsınız. Hepsi hiyerarşik kültürün kendini hiç değiştirmeden devam ettirme ülküsünün parçalarıdır,dolayısıyla bunların insanlığın özü safsatasıyla birlikte yeni bir levhaya,kutsal a dönüştürülmesi de dogmatik öncülleri ile aynı şeydir. Bu sefer işin içine pragmatizm sokulmuştrur ilahiyat yerine ama yine amaç hükmetmektir. Güç istencinin serbestlği bu noktada hükmedenlere ayrıcalık tanıyan kültürel yapının tüm tapınaklarını yıkarak,insana bu gücün olanaklarını kullanma özgürlüğünü geri verme fikridir.
Herkesin iradesi özgür bırakılırsa, hiçkimse birtakım metafizik niyetlere sığınıp başkalarının iradesini eğip bükemeyecektir. Nietzsche bu yüzden üstün insana köprü olacak adamın herşeyden kendinni soyutlaması gerektiğini Zerdüşt allegorisi ile defalarca tekrarlamıştır. Fakat agnostisizm değildir bu düşünce, dinamiktir.
Bunu anladıktan sonra ki artık Schopenhauer in, Nietzsche nin bir bilinemezci ya da hiç ci olmadığını anlamışsınızdır varsayıyorum, dolayısıyla üstün insandaki üstünlük vasfının bir metafizik yüceltme değil, alçak insan olarak adlandırılmış ahlakın ve putperestliğin tapınaklarında levhalar inşa edip onun üzerinden ülküler edinen iradesi bastırılmış zihinsel köleliğin reddi olarak ortaya çıktığını da görmeniz gerekmektedir.
Yani faşizm ile ne Nietzsche nin, ne de Nihilizmin hiç bir ilgisi yoktur. Çünkü ülkücü düşüncelerin en iyi örnekleri dahil, tamamı ya idealist ya da metafiziktir, zaten her türlü idealizmin ve erdem düşüncesinin kendisi metafiziktir.
Buradaki üstün insan ahlakçı, metafizik, idealist, dini alçak insanın karşıtı olup, bu zayıflığın ahlaki ve geleneksel kurallarından oluşan her türlü temeli de o nedenle reddedilerek yaşam iradesinin serbestliğine gönderme yapılır.
Yani üstün insan öte alemlere, ruhlara ihtiyaç duymayan bu dünyaya bağlı insandır yüce bir yaratık değildir,onun gönüllü kulu veya hizmetçisi veya tecellisi de değildir. Dahası metafizik ve yanlı sözde insanlık ülküsünün parçası da değildir.
O hiçbirşey değildir.
Bunu anladınız mı? Ne sizin tapınağınıza,ne tasarımsal gelecek mitinize bağlıdır. O kendine hiçbirşeyim diyerek kendini unsur olmaktan kurtararak arınır. Üstün insan denirken aslında ya da nihilizmin genel felsefesinde görülen hiçleştirme her türlü ülküleştirilmiş soytarılığı reddetme çabası olup,bunları iyi birşey gibi dayatan her türlü insana da soytarılar,ferisiler,kara ve beyaz rahipler,sözde kurtarıcılar,iyilik tüccarları,ahlak satıcıları adını takar. O nedenle iyi-kötü armageddonunu da bunun parçası ilan ettiğinden ikisinin de ötesinde olduğunu çünkü kendisinin bir tanım sıfatı olarak kullanılamayacağını söyler. O yüzden hiçim yani bu tanımlarınız dahilinde hiçbirşeyinm beni karşılamıyor der. İşine gelmez elbet bir ahlakçının ya da kendini sözde insanlık ülküsü ile kutsamış öznel idealistin çünkü onlar kendini biricik iyilik timsali görmektedir. Onların dini budur ve bu uğurda sayısız suç işler adını zorunluluk veya toplumun mecburi gelişimindeki lüzumlu, kaçınılmaz kayıplar koyarlar. Hepsi yalandır.
Ayrıca Nietsche, üstün insanlar toplanın ve bütün alçakları öldürün dememektedir.,insanlara yolu gösterdiğini söyler. Bütün bu değerlerin altını gördüm ve tamamının aslında herkeste bulunan bir arzunun çarpıtılması ve şehvete kurban edilmesi olduğunu söylüyorum der. Güç istenci yani irade, sizindir. Ama iradesi olmayanlar, iradeyi krala, devlete,tanrıya kölelikte; bomboş varlıklarının yoksunluğunun son kırıntılarını da sahte erdemler ve ruh arayıcılığında yitirmiştir. Bırakın ölsünler,ama sakın merhamet etmeyin, merhametiniz onların size sunduğu zehirdir der.
Çünkü üstün insana köprü olan zaten bunları aşabilenler olacak, diğerleri kör dövüşünde tükenecektir. Nietzschenin dediği budur, birtakım kahramanlar uydurmaz.
Nietsche nin Yunan Kahramanlık çağını övüş nedeni de sanayi çağında çok daha fazla alçak insanın olduğunu görmesidir, yani hıristiyan köle ahlakına tam bağlı bir gönüllü köle toplumu. Bunu da dionysos apollon allegorisi bağlamında anlatırken hem iradede hem de geçmişin sanattaki ve düşüncedeki yaratıcılığını, mutlakiyete karşı daha çok olan kayıtsızlığını över. Bugünün insanı ise son insandır derken bu zayıflığın nedenini ahlaka din e ve bunlarla geliştirilmiş sahte erdemlere yükler.
Dolayısıyla da, ayrımcılık Nihilizme veya Nietzsche ye yüklenemez. Çıkarcılık asla Nietzsche tarafından yüceltilmemiştir. Hatta en dibi çamurlu ruhlar dediği ve tüm yozlaşmışlığın nedeni gördüğü şey bu kurnazlık ve iradesizliktir onun için ve bunu şehvet düşkünlüğü ile bir tutar. Hatta ölüm vaizi dediği rahip ve din adamlarını da bu bağlamda eleştirirken, bedene olan tiksintilerinin aslında şehvet düşkünlükleri ile aynı yerici allegorilerle anlatır. Köle ahlakı yüzündendir. Nihilistlerin pragmatizmi ve oportünizmi yücelttiği de görülmemiştir.
Ancak evrensel-insan gibi salt evrensellik kavramına yaslanılarak oluşturulmuş muğlak insani değerlerden bahseden öznel idealistlere şu sorulabilir.
Birgün insanlığın farkına varacağını umduğunuz, ancak aynı anda daima sürekli hem iyiyi hem kötüyü yarattığını da söylediğiniz; üstüne üstlük, bunu kendi başına sardığını söylerken sanki bu değerler sisteminden bağımsız örmüş gibi düşündüğünüz, tüm bu tanımların hepsi de aynı zamanda bu değerler sisteminin tarihi olduğu halde insan olmanın evrensel ölçüsü dediğiniz şey nedir?
Salt geleceğe ötelediğiniz boş bir umuttan yani beklentiden ibarettir ve elbette Nietzsche bu tür vaizci fikirleri hem umudu reddederek, hem de iyi ve kötüyü de aynı kısır genel geçer ahlaki düşüncenin parçası olduğundan aşmanın gerektiğine inanarak tokatlayacaktır. İyi de tokatlamış ve erdem kürsülerinde örneğin ve uyuyan bilge allegorisinde buna değinmiştir.
İnsanın özü,bilinci, iyiliği, uyumu, ahlakı gibisinden üretilmiş tüm tabu kavramlar uydurmadırlar. İnsan doğası, insan davranışı,insanı insan yapan asil düşünce diye belirlenmiş bir evrensel ilke yoktur. Evrende ve doğa yasalarında iyiye yönelik amaçlar ve değer sistemlerinin yansıması da yoktur. Bunların hepsini bugüne kadar varolan değer sistemleri ve ahlak anlayışları çatısı altındaki gelenekler,hukuk, politika ve ekonomik ihtiyaçlar belirlemiştir. En temelinden rahatlıkla reddedilebilir çünkü insan bu olmak zorunda değildir, onun iradesi vardır unsur olma zorunluluğu yoktur. İşte Nietzsche nin üstün insana köprüsü bu nedenle bir reddediş ve değerlerin laneti üzerinde yükseltilmektedir, savaş insan içindir yeni krallık kurmak için değil. Ne Zerdüşt de ne başka yerde devletten, kral dan,tanrıdan iyi veya övücü sözlerle bahsedilmez.
Dolayısıyla tüm eleştirileriniz küçük insanın, batıcıl hıristiyan ahlakının kurtuluş umuduna bağlı tekerlemeleridir. İnsanlığı dört yandan sarmış olan budur. Pasifist uyuşukluktur. Vaizliktir,insana ahlak aşılayan saçmalıklar bütünüdür. Bunun en sert eleştirisini de Nietzsche ve nihilist düşüncelerde bulursunuz.
Zerdüşt önce kendini bulur,sonra insanlara katılır,sonra onlara öğüt verir ve kendini takip edebilmeleri için onu reddetmek zorunda olduklarını, çünkü takipçilerin bir işine yaramayacağını söyler. Asla onay istemez,mürit istemez,bir lider ya da bir öncü değildir, bu pazar yerine yeni sinekler oluşturabilir ancak. Bu insanın kendiyle savaşıdır. Üstün insana giden yol kendini reddetmekten geçer.
Buna varoluşçu nihilizm diyebiliriz hiçliğe ve yokluğa giden bir ölüm yakarışı, beden reddi,ruhun yükselişi değildir, tersidir.
Bu nedenlerle de Öznel idealizmin sözde insan idealleri lehine bir ortodoks mantaliteye bağlı kategorik Nietszsche ve nihilizm eleştirisi; ters mantık yürütmede Nietzsche yi Darwin i çürütmede kullanmak kadar komiktir.
Ah abilerin ablalarım,canlarım ciğerlerim. Biraz okuyun,düşünün sonra Nietzsche gibi bir filozofu ve nihilizm ekolünü eleştiriye tutun. Bu kadar eksik bilgiyle gelmeyin. Elbette felsefi sistematikte tam manasıyla herşeyi açıklamak mümkün değildir o yüzden her babayiğidin bir yoğurt yiyişi vardır ancak tastamam tamamlanmış,olmuş bitmiş bir felsefe olanaksızdır. Eleştirel felsefenin de bir kavramsal yöntemi vardır. Pat diye kendi felsefemi, fikrimi anlatacam diye saçmalamayın, kendinize güldürmeyin, rica ediyorum.