Bu konuda anlaşamayacağız.
Bari bir fıkra anlatayım.
Üç arkadaş bir deniz kazasından kurtulup bir adaya düşmüşler.
Adada yamyam bir kabile yaşıyormuş. Kabile üyeleri hemen yakalamış kazazedeleri, kazanları kaynatmaya başlamışlar.
Kabilenin büyücüsü gelmiş:"Her gün birinize ne istediğini soracağım. Eğer isteğini yerine getiremezsem hayatını bağışlayacağım, yerine getirirsem kazanlara atıp pişiririz demiş".
Birinci gün büyücü birinci adama sormuş: "Ne dilersin" demiş.
Birinci adam bunlar yamyam teknolojiden anlamazlar diye düşünmüş. "Bir araba isterim, karada gitsin, havada uçsun, denizde yüzsün" demiş.
Büyücü o meşhur dansını yapıp yanmakta olan ateşin içine bir toz atmış, bir anda ateşin içinden adamın istediği gibi bir araba çıkmış. Adamı tutup kazanın içine atmışlar ve afiyetle yemişler.
Ertesi gün ikinci adama sıra gelmiş. 2. Adam olmayacak bir şey isteyeyim de paçayı kurtarayım demiş. "Şu karşıda gördügümüz ağacı altına çevir" demiş.
Büyücü malum danstan sonra elindeki tozu ağaca atar atmaz ağaç altına dönüşmüş. Adamı pişirip afiyetle yemişler.
eRTESİ GÜN 3. Adama sıra gelmiş (rivayete göre Temel). Temel kendini sıkıp gürültülü bir şekilde gaz çıkarmış. "Alın bu osuruğu maviye boyayın sonra da çerçeveletip duvara asın" demiş.