Merhaba, katılıyorum her şeyin temeli ekonomi
Bilimcilerin doğaüstü inanca sahip olmalarının bilimi, dolayısıyla insanlığın gelişimini engellediğine, yanlış yönlendirebildiğine, *yavaşlattığına, bilimin verilerini doğru yorumlayamamalarına neden olduğuna pek çok örnek verilebilir.
Einstein’ı Aşmak adlı yazımda bunu anlatmaya çalıştımJ
E=mc kare denklemi bilimin işlevlerinden olan varlığın nereden geldiği, nasıl oluştuğu sorununu açıklayan formülüdür.
Bu formül aynı zamanda da temel felsefi görüşler olan idealizm ve diyalektik materyalizmin bir sentezinin *denklemidir. Çünkü evrenin tanrıya gerek duymaksızın yoktan varolabileceğini gösterir.
Fakat bilimcilerin pek çoğu *doğaüstü inançlardan kurtulamamanın ve bilimin varlığın oluşumunu bilme işlevini reddetmelerinin *etkisiyle E=mc kare denklemini doğru yorumlayamayıp bu denklemin evrende gördüğümüz maddenin enerjiden oluşmuş olduğunu anlattığını anlayamıyorlar. Einstein’ın kendisi bile bu denklemi açıkça bu şekilde yorumlamamıştır.
Bilimcilerin henüz birleşik alan teorisini oluşturamamalarında, Atom altı parçacıklardan oluşan Kuantum dünyasının doğal yapısı dolayısıyla maddenin *parçacık ve alandan oluşan ikili yapısını, belirsizliğini, parçacıkların birbirlerine dönüşümünü, birbirlerinden oluşmalarını kütlenin enerjiden oluştuğunu ve korunmadığını bir türlü kabul edememelerinin büyük etkisi vardır
Elektronları parçacık olarak belli bir yerde belli bir hızla bulmaya çalışıyorlar. Elektronların alan yapısının gerektirdiği atom şeklini henüz kabul edilemediğinden elektronlar yalnızca parçacık olarak çizilmeye *ve öğretilmeye devam ediliyor.
Yerçekimi formülünü biliyoruz *fakat *neden kaynaklandığını henüz tam bilemiyoruz . Newton uzaktan ani etki demekle yetinmişti Einstein da gök cisimlerinin uzay ve zamanı çukurlaştırmalarıyla açıklamaya çalıştı fakat kendisi bile ikna olmadığı için bunun da *bir elektromanyetik kuvvet olduğunu, yerçekimi atomu ve molekülü bir arada tutan elektromanyetik kuvvet, proton ve nötronları bir arada tutan güçlü çekirdek kuvveti ve atomun dağılmasını sağlayan ve radyasyonu oluşturan zayıf kuvvetin aynı kuvvetin çeşitleri * olduğunu göstermek amacıyla *birleşik alan teorisini oluşturmaya çalıştı fakat başaramadı.
Daha sonra elektromanyetik kuvvetle zayıf kuvvetin birleştirilebilmesi, düşüncesinde haklı olduğunu gösterdi ve diğerlerinin de birleştirilmesine uğraşılıyor.
Bu teori henüz oluşturulamadı çünkü bu kuvvetlerin olduğunu biliyoruz fakat henüz neden kaynaklandığını nasıl işlediğini tam bilemiyoruz .
Bilimciler protonların da bozunabileceğine pek inanmıyorlar. Atomların düşük sıcaklıklarda da oluşabileceğine hiç ihtimal vermiyorlar.
Atom altı parçacıkların keşfi ve işleyişlerinin tam olarak anlaşılması araştırmaları henüz sürüyor halen.
Gene yaratılış efsanesinin etkisiyle bilimciler büyük patlamanın başlangıç ve sonucunu yaratılış ve kıyamet olarak yorumluyorlar.
Aristoteles doğaüstü ilk hareket ettirici teorisiyle tanrı inancını desteklemiş insanların tanrının gök cisimleri aracılığıyla *insanları etkileyip yönettiklerini sanmalarına neden olmuştur ve astroloji inancı halen sürmektadir.
Yaratılışın gereğine uyan *insan ve *Dünya merkezli Batlamyus *sistemi astronomiyi yanlış yönlendirip yüzlerce yıl *duraklatmıştır.
İkinci alıntında kastettiğim, İslamiyet’in kurulduğu dönemdeki Arap toplumu örneğin *ceninin bir nutfeden, kan pıhtısından oluştuğunu fark etmişlerdi ancak bu kan pıhtısının yapısını bilmiyorlardı. Biz de şimdi ceninini genlerin oluşturduğunu biliyoruz ancak, ama nasıl oluşturduğunu henüz tam bilmiyoruz.
Genomun yapısının çözümü tanrının sırrını çözmek olarak görülüyor.
Genetik biliminin yeniliğinden kaynaklanan eksiklikleri ve sorunları tanrının sırları ve ancak tanrının bilebileceği inancıyla indirgenemez karmaşıklık olarak yorumlanıyor.
Beynin bölgelerini biliyoruz ama nasıl işlediğini, bilgileri nereye nasıl kaydettiğini nasıl kullandığını, bilgilerin nasıl silindiğini, bilincin nasıl oluştuğunu tam olarak henüz bilemiyoruz ve tanrı sırrı olduğu için bilinemeyeceğini sanıyoruz.
Oysa biz çözemesek de *her şeyin mutlaka bir bilimsel açıklaması vardır ve bilimin söyledikleri her zaman doğru çıkmayabilir. Bilim, doğaüstü inançların tersine sorgulanmaya, eleştiriye, yanlışlanmaya ve gelişmeye açıktır.
Evrim-bilimciler Adem’le Havva efsanesinin etkisiyle *insanın tek bir merkezde Afrika’da evrimleşip *diğer kıtalara göç ettiğini söylüyorlar ve bence bilimi yanlış yönlendirip geciktiriyorlar.
Benim evrim_bilimi yorumuma göre insan ve pek çok canlı türü ta başından beri tek merkezde değil pek çok merkezde birden evrimleşmiştir. En erken Afrika’da evrimleşmiş olabilir fakat bu yalnızca orda evrimleştiğini göstermez.
Bence Müslüman ülkelerin Geriliklerinin nedeni sömürülmeleri değil, sömürülmelerinin nedeni gerilikleri.
Geriliklerinin *nedeni ise laik eğitim yapmamaları, bilim ve felsefeyi gereksiz görmeleri, bilimin varlığı bilme işlevini ve *dini inançlarına ters düşen kısımlarını reddetmeleri vb.
Gelişmiş ülkeler gelişmiş ülkeleri sömüremiyorlar, gelişmemiş ülkeleri sömürebiliyorlar ancak.
Daha önceden yapmış olduğum nano teknoloji konusuyla *ilgili bir yazı çalışmamı ayrı bir msjla göndereyim.