Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Kur'an'da Mucize Yoktur

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 29-08-2008, 16:19
ozedonus
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart Mucize Tanrısal müdahale mi?

Adalatsizlik ve kötülük kavramının direk Tanrısal müdahale ilgili olmaması sebebiyle dün akşam size yazacağımı ifade ettiğim Tanrısal müdahale ile ilgili görüşlerimi burada verrerk konu kirliğini temizlemede yardımcı olmak istiyorum.

Bu konu hakkında sorunlar

Allah evrendeki varlıkların hepsine müdahale ediyor mu?
Allah halifesi konumundaki insan türüne de müdahale ediyor mu?
Allahın mudahale ettiğini gösteren ayet ve hadisler var mı?
Allahın mudahalesi imtihan ve özgür irade ile çelişiyor mu?
Allah eskiden mudahale ediyorsa bu dönemde neden mudahale etmiyor?
Felaketlere seyirci kalması mudahale etmediğini mi gösteriyor veya deperemler v.b durumlar müdahale ettiğini mi gösteriyor?

Mudahale kıyamet ile mi başlıyor? Eğer öyle ise peygamberleri göndermesi ve nice topluluğu yok etmesi ne ile açıklanabilir.

Allahın kudret sıfatı bahsinde söylenen ayetler insana müdahalenin olduğunu gösterir mi?


Konu ile ilgili olabilecek ayetler

[i][font=Verdana]Enam 65:Üstünüzden ve altınızdan size azap göndermeğe, sizi fırka fırka yapıp kiminize kiminizin hincini tattırmağa Kadir olan O'dur." Anlasınlar diye ayetleri nasıl yerli yerince açıkladığımıza bak

KURANDA ilahi müdahalenin olup olmayacağı konusunda en net olan ayet budur.Diğer ayetler daha çok Allahın kudret sıfatı ile ilgilidir. Bu ayette üç çeşit azap çeşidinin mümkün olduğu ve bunun bir müdahale anlamını taşıdığı belirtilmiştir. Bir hadise göre Hz. Muhammed bu azapların bu ümmete inmemesi için Allaha dua etmiştir. Allah ilk ikisini kabul etmiş, fakat birbirine düşürme azabını kabul etmemiştir.Bu mudahalelerin mucize yolyla da meydana geldiği ifade edilmektedir Kuran..Yani bu alışılagelen bir sünnet değil,özel bir müdahaleymiş gibi vermektedir Kuran

Allah evrendeki varlıkların hepsine müdahale ediyor mu?

Dolayı yoldan bu konuyu ele alan ayetleri gördüğümüzde Tanrının evrene müdahalesini 4 çeşit görmekteyiz.

1. Allah her türlü oluşumu ”yaratma” olarak nitelendirerek evrendeki her oluşumda ilahi bir müdahalenin olduğunu ifade etmektedir. “Bir yaprak dahi onun izniyle yere düşmektedir” mealindeki değerlendirmeler evrende hiçbir oluşumun Allahın müdahalesi olmadan gerçekleşmediğini ifade etmektedir. Bunlar Allahın kudret sıfatı konusunda bizleri rahatlatır, ancak bu durum bizi imtihan ve özgür irade konularında soru işaretleri ile baş başa bırakmaktadır. Ve bu tespitler ünlü İslam bilgini Maturİdi’nin “insan önce meyleder sonra Allah yaratır” tespiti ile çelişkili gibi gözükmektedir.Hem de bu ayetlerde mutlak bir teizm gözükmektedir.İnsana ait bir şey yokmuş gibi bir anlayışa insan gidebilmektedir.

2. Allah her türlü oluşumu bir yasa çerçevesinde muhafaza eder.Eğer Allahın müdahalesi olmasaydı her şey tesadüf ile olsaydı yasanın meydana gelmesi mümkün olmazdı.1Sen Allahın(ayetinde)yasasında değişiklik bulamazsın” ayeti bunu dile getirmektedir.Bu ayetlerde Allah oluşumu bir yasaya bağladığı için müdahalesiz kaldıkları anlamını çıkarabilmek mümkündür.Bu görüş ile sadece amel edilecekse deizmin görüşü olan evreni yaratıp bir yasaya bağladıktan sonra çekildiği görüşü doğru olmaktadır.

3. Allahın oluşumları gerçekleştirmesi ki buna emir denir. Allah “yaratma da emir de onundur buyurmaktadır. Bu yaratılıştan farklıdır. Yaratılış her şeyin oluşturucusu yönüyle ele alınırken emir ikinci şıkta verdiğimiz ilahi yasaların yürütme işinin de Allahın olduğunu varsayar. İlahi yasaların hallerine bırakılmadığını ifade eder. Böylece deizmin sandığı gibi oluşumda pasif bir Tanrı anlayışı yoktur. Üçüncü şık müdahalenin sadece ilgili şeyi yaratma ile olmadığını o yaratmanın yasasını da kapsamakta t olduğunu ifade eder.

4. Mucizeler ile Allahın bir müdahalede bulunarak evrensel yasaları askıya alması..İkinci müdahale çeşidinde Allahın her şeye bir yasa tayin ettiğini söylemiş ve onların o yasalarla işlerini devam ettiklerini ifade etmiştik.Ancak ilginç olanı Allahın onunla ilgili ayetlerde “ bir değişiklik bulamazsın “dediği halde mucize yoluyla özem müdahalede bulunmasıdır.Sanırım konumuzu birinci derecede ilgilendiren de bu dördüncüsüdür.Mucize için çok değişik tespitler yapılmış olmasına rağmen genel eğilim, Tanrı’nın doğa yasalarını askıya alması şeklinde olmuştur.Fakat Kuranda sünnetullahın değişmeyeceği ayeti dururken bu mucizenin nasıl olduğunu açıklanmazsa sorun çözülmeyecektir.Yine peygamber göndermenin bile bir müdahale anlamını taşıdığı bilinmektedir.

O halde elimize bu müdahalenin nasıl bir müdahale niteliği kazandığını açıklamak düşmektedir.Bugün zamanın izafi olduğu anlaşılmıştır.Tanrı için zamanın önemli olmadı düşünüldüğünde ve Tanrının aşkınlığı ile beraber içkin bir özellinin d olduğu düşünüldüğünde fiziksel bir müdahale olduğu sanılan bir olayın aslında evrende var olan ama henüz ilgili yerde keşfedilmemiş olan olaylar olduğu anlamı meydana gelmektedir.Örnek olarak üç teist dinde kabul edilen Hz. Musa’nın denizi yarmasını alırsak, bu bakış açısına göre Tanrı, evrenin başından planlayarak gelgit olayındaki gibi fizik yasalarını kullanarak, hiçbir determinist yasayı ihlal etmeden, bu yasaları araçsal sebep olarak kullanarak, Hz. Musa’nın tam geçeceği anda denizi yarmıştır. Fakat tüm bu yaklaşımlar, determinist bir evrende, Tanrısal müdahalenin, yoktan yaratılıştan sonra en sıra dışı şekli olarak kabul edilen mucizelerin açıklanması içindir.

Ancak bu araçsal sebebin de kaynağı belirtilmelidir. Bu müdahalenin yukarıdan aşağıya doğru bir fiziksel müdahale olmadığı anlaşılmalıdır.Kaos teorisine göre evrendeki küçük bir değişim evrendeki önemli değişiklikleri beraberind getirebilmektedir.Eğer Hz. Musa’nın deniz kenarına geldiği anda, denizdeki su moleküllerinin Hz. Musa’nın sağındakilerinin hepsinin sağa, solundakilerin hepsinin sola hareket ettiğini ve böylece denizin ikiye ayrılmış olabileceğini söylersek, fizik yasalarının ihlal edilmediği, çok çok düşük bir olasılığın gerçekleştiği bir mucize tanımı yapmış oluruz.Fakar bu yasaların dahi ilahi yasalardan soyutlanmış bir şekilde olmadığı ve onun izniyle olduğunu varsayacağız.Yani Allahın her şeyin üstünde bir öz olduğundan hareket ederek her şeyi Allaha bağlamakla beraber bunun Allahın yasalarını bazen ihlal etiği anlamına gelmediği anlaşıyor.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 29-08-2008, 16:21
ozedonus
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

Allah halifesi konumundaki insan türüne de müdahale ediyor mu?

Bu konunun birinci derecede kader ile ilgili olduğunun farkındayım. Ancak konun içinde önemli bir sorun olarak görüyorum. Çünkü Tanrının varlığından haberi olan herkes, onun müdahalesinin insan üzerindeki etkilerini sorgulamaktadır..İslam aleminde kelam konularında en dengeli tespitleri yaptıkları ile ünlenen imam eşari ve imam maturidinin tepitlerini ardından mutezile ve cebriye mezhebinin görüşlerini verelim.Sonra görüşümüzü açılayacağız.

Maturidi insanın meyletmesini bütük,küçük soğuk v.b kavramlara benzeterek bunların zihinsel bir düşünceden ibaret olduğunu ve yaratılmadıklarını ifade eder.İnsanın bir şeye yönelimi de henüz zihninde olduğunda yaratılmamış ancak bir vakıa(olgu)haline geldiğinde yaratılmış hale gelmektedir demiştir.

Eşari ise zihinsel düşünceyi de yaratılan bir olgu olarak görmüştür.İnsan iradesi ile onu olguya taşısa bile meyledim de büyük,küçük sıcak v.b henüz zihinde olan kavramlar da mahluktur demiştir.

Ancak bu iki dengedeki yaklaşımın ortak yönü insanın iradesinden donra Allahın iradesinin aktif hale geldiği söylemidir ki biz de bu görüşü çok yerinde buluyoruz.İlmin maluma tabi olması bu demek olsa gerek..

Bu iki tespite göre Allah zorlayıcılık bağlamında insan fiillerine müdahale etmemektedir. İnsan iradesinde hürdür.

Mutezile insan ın kendi yaptıklarının yaratıcısı olduğunu söylemiştir. İnsanın iradesi ile Allahın iradesi birbirlerinden ayrıdır. Mutezileye göre Allah insanın fiillerinde aktif ise imtihanın anlamı kalmaz.

Cebriye ekolüne göre Allaha her şeyde belirleyicidir. İnsan rüzgarın önündeki yaprak gibidir.Bu o kadar anlamsız bir görüş ki bu görüş varlığını devam edememiştir.

Allah eskiden mudahale ediyorsa bu dönemde neden mudahale etmiyor?
Felaketlere seyirci kalması mudahale etmediğini mi gösteriyor veya deperemler v.b durumlar müdahale ettiğini mi gösteriyor?


Tespitlerimize bakarsak Allah eskiden ile şimdiki arasında yasalarında değişiklik yapmamıştır. Ancak eski kavimlerin helakinin günümüzde yaşanmıyor olması bunun için alternatif bir delil olamaz. Çünkü dediğimiz gibi eskiden fil vakasından tutun, tufana kadar meydana gelen olaylar ilgili yerleri sadece etkilemiştir. Onların yaptıkları onlara azap olarak geri gelmiştir. Eğer başta söylediğimiz bir hadis doğru ise müdahalenin niteliğinde bir değişim olabilir. Eskiden yapılanlara verilen dünyevi cezalar doğa olayları iken bu ümmete bu cezalar birbirlerine düşmek ve fitnedir. Ne var ki ikisinde de kaos teorisine göre bir değişimin toplumu da etkilemesi olayı vardır. Bunun nitelik değiştirmesi insan türünün olgunlaşmasıyla da ilişkili olabilir.

Deprem v.b olayların ilahi eski kavimlerdeki gibi ilahi ceza bağlamında bir müdahale olmadığı ise kesindir. Çünkü ilgili azap çeşitleri etki-tepki yasası gereğince sadece yoldan çıkan toplum ferdlerini etkiliyordu. Oysa deprem v.b olaylar masujları da beraberinde götürüyor.

Aslında evrende etki tepki yasası bağlamında ada bir ilahi yasanın var olduğunu düşünüyoruz. Bugün 17 aylık bir bebeğe tecavüz belki fiziksel bir ceza ile karşılığını bulmuyor ama toplumun kaosa gitmesini hazırlıyor.Etki-tepki yasası ve ya ilahi ceza bir çok şekilde gerçekleşmektedir.Bunu sadece yukarıdan aşağıya bir fiziksel müdahale olarak görmemeliyiz.Bu açıdan Allahın imtihan uğruna seyirci kaldığı bir olay da yoktur aslında…Değişen tepkinin niteliği olmuştur.

Müdahale kıyamet ile mi başlıyor?

Kıyamet kavramın sözcük anlamı çok ilginçtir. Belki çoğunuz patlama v.b anlamlar arayacaksınız. Ama kıyamet kelimesi “kalkmak” demektir. Bir hadiste “ölenin kıyameti kopmuştur” denmektedir. Peki, bu neyin kalkışıdır. İnsanların kabirlerinden kalkışı mıdır? Hayır. Ona ba’s denir. Kıyamet sebepler ve evren yasalarının kalkmasıdır. Bunun için zaten kıyamet bu evrendeki her şeyin sonucu olarak yorumlanmaktadır.


Bu tanımdan anlıyoruz ki kıyamet genel bir olaydır.Sadece fiziksel de değildir.Bunun için Kuranda 100’ ün üzerinde kıyamet ismi vardır.Ölenin kıyametinin kopması artık benliğin(nefsin) ortadan kalktığını ve sadece ilahi özden gelen cevherin(ruhun)kaldığını gösterir.Evrenin kıyameti de evrenin benliğini ortadan kaldıracaktır.Bu önce evrensel yasaalrın bozulması ile kendisini gösterecektir.Bu bozulma yeni bir evrimin ve üst boyuta geçişin de vasıtası olacaktır.

Bu açıdan kıyamet genel ve her türlü bir müdahaledir.Onun için yaşanmadan anlatmak mantıksal olarak zor,bilimsel olarak imkansızıdır.

Özedönüş

02.07.2008
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 30-08-2008, 01:51
Aydınus
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

Allah evrendeki varlıkların hepsine müdahale ediyor mu? ( Özedönüş )

Bence ediyor .

Mesela , Muhammet ne zaman karılarıyla ilgili bir sorun yaşasa derhal müdahale ediyor .

( Nedense en çok da yatak meselelerinde ; hikmetinden sual sorulmaz , vardır bunda da bir hikmet ! )

Devam hocam devam ; eee , son'a ...


***


Allah halifesi konumundaki insan türüne de müdahale ediyor mu?

Etmez mi ?

Çok ayıp çok ; şimdi bu sorulacak soru mu ?!


***


Allahın mudahale ettiğini gösteren ayet ve hadisler var mı?

Tonlarca var hem de ...

- Bana bak Muhammet ; Lat ve Uzza önünde saygı gösterisinde bulundun . Hadi neyse , şimdilik görmemiş olalım . Ama bir daha böyle bir hareketini görürsem var ya ...


***

Allahın mudahalesi imtihan ve özgür irade ile çelişiyor mu?

Çelişmiyor !

Çünkü o içkindir ; evrenin Tanrı’da içkin olduğunu söylemek , Tanrı-Evren ilişkisinin karşılıklı olduğunun farkına varışın göstergesidir .

( Teferruatlarını ağabeyimden alabilirsiniz , yalnız önceden randevu almanız gerekir . Tek şart , imanlı olmaktır ; öyle Üçüncü Dünya Ateistlerine ayıracak zamanı yok ağabeyimin . )


***

Allah eskiden mudahale ediyorsa bu dönemde neden mudahale etmiyor?

Garezi bize zaar !


***


Felaketlere seyirci kalması mudahale etmediğini mi gösteriyor veya depremler v.b durumlar müdahale ettiğini mi gösteriyor?

Olur mu öyle şey ; daha geçenlerde Cübbeli Ahmet Hocam anlattıydı : Depremler hep bizim gibi günahkarlar yüzünden oluyormuş .

Fay hattıymış fuy hattıymış ; başlayacağım fay hattınıza , siz bunu Ahmet Hoca'mdan daha mı iyi bileceksiniz ?!


***

Mudahale kıyamet ile mi başlıyor? Eğer öyle ise peygamberleri göndermesi ve nice topluluğu yok etmesi ne ile açıklanabilir ?


Yok ; kıyamet peygamberler geldiğinde başladı .


Onlardan önce de insanlar kendi çaplarınca çeşitli ahiret inançları yaratmıştı ; zavallıcıklar kendi akıllarınca ölünce dirilecekler , atlarına binecekler , dünyada kullandıkları bazı kap kacaklarını ahirette de kullanabileceklerdi .


( Andolsun ki ben arkeologların yalancısıyım . )


Sonacıma insanla Tanrı arasına birtakım uyanıklar girdi , sonra da olan oldu ; kıyamet mi ararsın , Araf mı ; kırk katır mı ararsın , kırk satır mı ?...


Not : Bu cevabım inandırıcı gelmedi ise ağabeyim size içkinden girsin , aşkından çıksın .


Bunu siz istediniz arkadaş !



***

Allahın kudret sıfatı bahsinde söylenen ayetler insana müdahalenin olduğunu gösterir mi?

Göstermez mi ?

Tabii ki kudret sahibi ...

Mesela ben bu kudreti nereden buluyorum sanıyorsunuz !

Hepsi Allah kudreti ve aşkı sayesinde ...

Hala daha içkin'i ve dahi aşkını anlayamadınız değil mi ?!

Yuh ; oo'lum sizin basiretiniz bağlanmış basiretiniz !

Konu Aydınus tarafından (30-08-2008 Saat 03:19 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 30-08-2008, 10:02
ozedonus
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

Yüksek ve müthiş katkınızdan dolayı teşekürler aydınus.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 30-08-2008, 15:37
-InVi- -InVi- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Jun 2008
Bulunduğu yer: Gavuristan
Mesajlar: 1.359
-InVi- - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Degerli ozedonus,

Cidden cok güzel bir konu, ve önümüzdeki zaman icinde bu konuya degerli non-teist arkadaslarin icerikli fikirlerini / yorumlarini okuyacagiz.
ama kendimce sunu söylemeden de edemeyecegim....müslümanlarin kiyamdan basliyarak kendilerini teslim ettigi allah bizleri ne icin yarattiginin cevabidir.
yani imanin kendi mantigi icerisinde , insanin yaratlis gayesi nedir ?
Kurani Kerim bunun hakkinda bizlere hangi ögütleri veriyor ?
Birde neyi elestiriyoruz ? "olmayan" allahin peygamberine müdahale ettigini mi ? yoksa var olan allah'in neden müdahale etmedigi mi ?
Neden etmediginin gene Kuran icinde "insanin yaratlis gayesindeki" ayetinde olabilir mi ?
Birde tabiki müdahaleden ne anliyoruz ? yani buda kendi beklentilerimiz ile orantili degilmi ? Bir cok hayirli isin "ondan" olduguna iman edenlerin sükür ile karsilik verdiklerine, ona iman etmeyenlerin " sadece bir tesadüf" oldugu olabilecegi fikri degilmidir ?
Kanimca allah müdahale etmiyor, müdahale edecek vesilelerini "yaratiyor / olusturuyor". O yüzden toplumun tümü icin / insanlik icin bir cok hayirli ise "vesile" olan ona inanmayanlar arasindan cikabilmekte, ona inanmayanlarin bir kismi onun "ogütlerini" yasarlar, ikili sohbetlerinde tebilg ederler, haberleri olmaksizin.
Adem'ile baslayan ve Muhammed Peygamberin Kiyam icinde teblig ettigi bu tevhid yolculugu bugüne kadar sapmaksizin güclenerek devam edebilmektedir.

Isin bir diger tarafida hem monoteist/müslüman hemde non-teist insanlarin hayata dair olumsuzluklarin hesabini direkt olarak "allaha" kesmekte oldugudur.
Bunu müslümanlarin kendilerini sorumsuzlastirmak dir ki , böyle bir düsüncenin allahin bir cok ögüdüne acikca muhalafet'dir, non-teist arkadaslarin "keske allah olsaydi" veya "allah neden engel olmadi" gibi elestirisel fikirleri ise, kendi mantiklari icinde celiskidir, kendilerini bir sorumluluk altina koymak istememektedir, allah yoksa ya bunlari birer sosyal darwinist olgu olarak sineye cekmemiz gerekir veya insanlik adina tüm olumsuzluklara neden olan herseye karsi "cihad" etmek gerekir.....

Konu -InVi- tarafından (30-08-2008 Saat 16:14 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 30-08-2008, 16:32
okinono
Üye Değil
 
Mesajlar: n/a
Standart

Kıyamet kavramın sözcük anlamı çok ilginçtir. Belki çoğunuz patlama v.b anlamlar arayacaksınız. Ama kıyamet kelimesi “kalkmak” demektir. Bir hadiste “ölenin kıyameti kopmuştur” denmektedir. Peki, bu neyin kalkışıdır. İnsanların kabirlerinden kalkışı mıdır? Hayır. Ona ba’s denir. Kıyamet sebepler ve evren yasalarının kalkmasıdır. Bunun için zaten kıyamet bu evrendeki her şeyin sonucu olarak yorumlanmaktadır.
..........

Sayın özedönüş gerçekten de çok güzel bir yazıyı emek ile donatarak bizlere sunmuşsunuz. teşekkür ederim.

Alıntıladığım mesajınızdaki KIYAM kelimesinin anlamı üzerinde ne kadar derine doğru düşündüğünüzü merak ettim.

Yani KIYAM kelimesinden yasaların kalkamsı ile ilgili bölüm çok ama çok önemli; ki buna bir de hadislerin 1000 yıllık ömür anlatımını eklediğimizde karşımıza daha ilginç bir durum çıkıyor sanırım.

İzah etmeye çalıştığım konu hakkındaki görüşlerinizi öğrenmek isterim.

Konuyu doğru yerden yakalayan yazıları okumanın zevki bir başka oluyor.

Tekrar teşekkürler

Selamlar
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 30-08-2008, 17:14
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger arkadaslar;

Kıyamet sebepler ve evren yasalarının kalkmasıdır. Bunun için zaten kıyamet bu evrendeki her şeyin sonucu olarak yorumlanmaktadır.-ozedonus.

Bu konuda, evren yasalariyla ilgili 3 temel oneri vardir. Birincisi, evren yasalari, bir yaratici tarafindan ortaya konmustur.

Ikincisi, evren yasalari evrenin kendi bunyesindedir.

Ucuncusu ise, evren yasalari, insanoglunun soru-cevap temelindeki deney ve gozlemleri sonucu; yine insanoglu tarafindan dile getirilen yasalardir.

Burdan da; uc ana temel cikmaktadir. Birincisi, yaratici; ikincisi evrenin kendisi; ucuncusu insanoglunun ifadesi. Herkes, kendine gore, bu ucunden birini tercih edebilir.

Ben, bireysel olarak; ucuncuyu sectigim icin, X ve Y' i ortaya attim. Bunun ne kadar bilimsel oldugunu, isteyenler, benim eski yazilarimdan okuyup bulabilirler.

Dolayisiyle, evren yasalarinin; insanoglunun gozlem ve deney temelli ortaya attigi bir ifade oldugunu dusunenler; insanoglunun hangi evrensel temelde, bu ifadeyi dile getirdiklerini gorebilirler.

Bu evrensel, dile getiris, ayni zamanda, insanoglunu da sorunun evrensel kokenine ulastirir. Iste bu temelde kiyamet "kalkmak" bu insanoglunun ifadesini dile getirmesinin evrensel kokeni ve temelinin ortadan kalkmasidir. Tabi, yerine bir alternatif koyarak. Ki bu konan alternatifte; hem ikilemi hemde karsitligi ve onlari ifade olarak teke ve pozitife indirgeyip, noktasal ifade ederek dile getiren insanoglunun; bu noktasal dile getiristen arinmasi ve celiski, kaos ve sorundan, kokensel ve temelsel kurtulmasidir.

Bunun, aksi; ya bir yaratici da karar kilmak; ya da, sanki evren kendi kurallarini kendisi sagliyormusta, bunu insanogluna, vahiy yoluyla iletiyormus gibi, insanoglunun evrenin agzindan ve evren adina ifade etmesi, dile getirmesidir.

Ben, bu iki bakis acisindada, celiskiden, kaos tan ve sorundan, nasil kurtulunacagi aciklamasini bekliyorum.Teslimiyet iki cesittir, ya yaraticiya teslimiyet; ya da evrenin yasalarina teslimiyet. Eger, bu kurtulunamaz bir olgu-teslimiyet- olarak algilaniyor ve bu kaos, celiski ve sorun; kah yaratici eliyle, kah evrenin kendi yasasi olarak algilanisiyla, dogal karsilaniyorsa, ben o zaman, insanoglunun verdigi yasam ve iliski temelinin neye dayandigini ve ne amac icerdigini de cevap olarak merak ediyorum.

Ozaman, insanoglu, eger ya evrenin yasalari ya da yaraticinin yasalari elinde bir kuklaysa, insanoglu o zaman neyi ve nasil degistirmeye ugrasiyor?, Kaderi ya yaraticinin ya da evrenin kurallari elindeyse, ve bu kurallara hukmedecek gucu ve bilinci yoksa, insanoglunun dunyadaki yeri nedir? Sonucta soruyorum, insanoglu bir kukla mi? yoksa, herseyi kendi gozlem ve deneyleriyle dile getirip ifade edenmi? Bu iki soruya verilecek secimsel cevap; ayni zamanda her cevap verenin bakis acisini ortaya koyacaktir.

Nedir bu bakis acisinin merkezi ve kokeni? yaraticimi?, evrenin kendisimi, yoksa, herseyi ifade edip dile getiren insanoglumu? Secim, okurlarin.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti

Konu evrensel-insan tarafından (30-08-2008 Saat 17:17 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 30-08-2008, 17:31
-InVi- -InVi- isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Denetimdeki Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Jun 2008
Bulunduğu yer: Gavuristan
Mesajlar: 1.359
-InVi- - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Degerli Evrensel-Insan,

sizin kendi algilarinza göre niye var oldugunuza ve var olmaya devam ettiginze dair kendinizce bir aciklamaniz vardir , var olabilir, bu sizi tatmin de edebilir, sorun bu degil, kendi algilarinz ile ilgili bir durum......

ama "ona" yüksek bir bilinc icinde teslim olmus olan icin bu böyle degildir, onun kendi mantigi icinde neden var olduguna dair kendi dogrulari vardir, yani Allah bize neden yarattiginin sorusunun cevabini gene müslümanlarca kesindir.

İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekat verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakiler ancak onlardır! Bakara Suresi 177

Onun varligina taniklik edip sükür icinde olmak ile beraber, kendilerinin toplumsal konumlarini ögütleyen ayetleri
( nahl /90 gibi) yasayarak ona ulasmayi dilemek istemektir
ona ulasmayi dilemek istemeyenin Allahin bu ögüdüne muhalif olanlar arasinda, "müslümanlarin" olabilecegi gibi müslüman olmayanlarda vardir.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 30-08-2008, 17:40
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger -InVi-;

Sen, kendi rizanla ve arzunla; gonullu olarak, "teslimiyeti" seciyorsan, ben buna saygi duyar, "iyi teslimiyetler" derim. Elimden, baska birsey, gelmez. Bu tamamen, bir secim konusudur. Sen, sectigin secimden, memnun ve mutluysan, hayirli olsun. Diyecek bir sey yok.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 30-08-2008, 21:45
pante - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pante pante isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Nov 2005
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 8.936
Standart

"Müdahale var mı yok mu?" konusuna ayetler ve İslam alimleri açısı dışında bir de bilimsel açıdan bakılırsa neler söylenebilir acaba?
Hangi olaya "Bu olay doğaüstü, insanüstü bir olay, tabiat kanunlarıyla izahı mümkün değil." diye bakabiliriz.
Masal ve efsanelerden değil de, arkeolojik olarak kanıtlanmış veya yakın tarihimizden bilinen örnekler var mı bu konuda?
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:43 .