Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika > Aktüel Haberler

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #211  
Alt 26-05-2019, 03:20
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.696

Onur Üyeliği 

Standart

Leonardo´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Buna katılıyorum. Ama Mao niye 50 milyon insanı öldürdü? Eski düzenin savunucuları daima olacaktır. Türkiye'de asıl sorun bence toprak ağaları ve bunların İnönüden sonra fırsat bulup, yeri gelince "komünist yuvası" suçalamaları, yeri gelince ABD ile işbirliği yaparak, 2000'den sonra şeriatçılarla işbirliği yaparak ülkeyi batırmaları.
Mao'nun konuyla alakası yok(ki aynı yöntemle Trump+Merkel+May+Macron her yıl milyonlarca insanı öldürüyor denebiliyor, örneğin verem, aids, kanser, kalp krizleri-yeterli önlem almadıkları için suçlular(!) ve hegomanyaları da dahil, savaş, iç savaş, kıtlık, hastalık, açlıktan, doğal felaketlerden ölümleri eklemen yeterli, bir de 11 yıllık ve 1 adet de kıtlığı, baz alman lazım, neo liberal her dalda cambaz, lakin kendilerine gelince adını dahi anmazlar)... Bu tür tartışma sürekli safsata,olgulara dair yazabildiğin bir şey yok.
Leonardo´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
- Bilmiyorsun bazı şeyleri. Kabul edebilirsin.
Tüm ifadelerime de katılabilirsin, yeterki her ifademi trollemekten, çarpıtmaktan bir vazgeçesin. Bir yöntem üzre ve konuya dair yazıyorum, sen her paragrafın altı boş, daldan dala atlıyorsun, üstelik yne safsatayla çıkarımlar, hepsi de ayrı, ayrı ele alıncak konular. Söylemlerinin altını doldur, subjektif değil obejektif, bilimsel temelde olgulara ve gözlemlenebilir tabanı olmalı, çeşidi düşür, daldan dala zıplama. Senin gibi yazarsam iş kolay, her cevabımda, ABD emperyalisttir, kapitalizm yağma ve sömürüdür, Almanya açlık ülkesi -bir tane evsizi örnek al, özelden-genele safsatasını çak. Trump, Merkel, Macron vs dünyadaki tüm ölümlerin sorumlusudur, milyonlarca insanı öldürüyor der çıkarım, verem, kanser, doğa afetler, açlık, aklına ne gelirse eklerim üst, üste ve sonrada safsatayı çakarım, bilerek öldürüyorlar(senin sürekli yaptığn gibi), kanıt mı? nesnel kanıta ne gerek var? önlem almıyorlar-hönk!- işte ispatladım demem yeterli. Bu tarz subjektif, safsata, dogma, saçmalık...

OLGU+GÖZLEM+DENEYİM+ANALİZ=TEŞHİS,peki sen ne yapıyorsun? Olgular koşullardan söz edemezsin, çünkü seni yalanlıyorlar, geriye trollük, manipülasyon, safsata, dalga geçmek, çamur atmak, baron aymazlığı kalıyor, hazır neo-faşist-liberal yalanlar ise istemediğin kadar, seç, beğen, al..

Neyi bilmediğimi görmem lazım, saçma sapan, Merkel'i seviyom ben, ABD yi seviyom, suçlamıyom, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa ve bir dolu safsatadan ibaret sahte propagandalarınla görme şansım var mı? EVRİM TEORİSİNE inancı gereği karşı olanlarla tamamen aynı davranışlarla karşılaşıyoruz. en çok kullandığın safsatalar, tipik NEO-LİBERAL yöntemleri ele alalım(detaylıca izah edemem kısaca bazılarına değineceğim).

Fallacy of Amphiboly
"marketlerde yiyecek yok diyorum" diyorsun, bu argümanlarımızın yanlış olduğu ve ABD'nin işgal ve yağma politikalarını, ambargoyu doğru ve geçerli kılar mı? Kılmaz!. Aksine argümanlarımızı baypass, manipüle edeyim derken, faka basmış olyorsun. Marketlerde yiyeceğin kalmaması gerçek olsa da, ambargo ve emperyalist gaspları asli fakötrlerden birisi oldukları ve suçlu(!) oldukları gerçeğini değiştirmez ve karşı olmamız, halkların kendi kaderi ve hak, hukuk'a önem vermemiz ve bu zulmün ve talanın, sömürünün karşısında olmamız gerektiği ifademizi çürütmez.

Fallacy of Accent
Bir kelime veya ifadeye vurgu yaparak farklı bir anlam elde etme veya anlamı kaydırma safsatası.(bir önceki mesajımın giriş bölümünde ve Leonardo'nun tüm sözde cevaplarında mevcut)

A Dicto Simpliciter Ad Dictum Secundum Quid (Özelleştirme ve Genelleştirme)
örnek: Maduro, Rusya ile ile ilişki halinde, Erdoğan ile tokalaştı=AKP. Argümanlara cevap niteliği taşımaz, akılsızca genellemelerdir ve konu açısından cevap niteliği taşıadığı gibi, bir argüman da sunmuyor.

Neonardoyu sokakta gören mafyacı yankesiciler, "dün sevmediğim birisiyle tokalaştığını gördüm" iddiasıyla, cebindekileri almak ve bundan sonra kendilerine çalışması AMACIYLA, suratına okkalı bir kondursalar, kendilerine çalışmaz ise, daha beter edeceklerini söyleseler, teşekkür mü edecek? peki gerekçe ne kadar geçerli? Biz kendisine yapılan bu davranışın çıkar amaçlı şiddet ve şantajara(örneğin ambargo yaptırımalr! vb) başvurmak olduğunu ve demokrasi, hak, hukuka da aykırı ve gasp olduğunu söylüyoruz, kendisi ise, örtbas etmek ve desteklemek(!) adına kılıflar uyduruyor. üstelik sadece kendisine bunu yapan mafyaya ayrıcalık tanyor, başkası yaparsa karşı çıkıyor... nerden baksan tutarsızlık, ahmakça.

Genelden->özelesafsatası
Şiddet yanlıştır, o halde sana saldırana karşı koymamalısın. -

Tersi, Özelden, İstisnadan Genele safsatası;
Şiddete karşı olduğunu söylüyorsun ama kendin de sana saldıranlara karşı kullandın, demek ki şiddet doğrudur.

Fallacy Of Division - Bütün için doğru olanın, bütünün her parçası içinde gerçerli olduğu safsatası.

tersi, parça için geçerli olanın, bütün içinde geçerli olduğu safsatası, sözde-bilimin en çok kullandığı safsata, kuantum cinleri, kuantum koçluk, kuantum...+n

Irrelevant Conclusion (Alakasız Sonuç) safsatası
Argümanla alakası olmayan çıkarımlar safsatası(bir önceki mesajıma bakılabilir), Leonardo'nun tüm sözde cevaplarında mevcut)

Fallacy of Red Herring (Konuyu Saptırma) safsatası Leonardo'nun tüm sözde cevaplarının ana yapısını oluşturuyor)

SONUÇ:Leonardo, ABD merkezli ambargoları, yaptırımları, işgalleri, yağmayı, gaspı salt pratik olarak değil, teorik ve sorumluluk bazlı olarak da savunmakta,bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine karşı, seviyorum dediği cumhuriyete de karşıt olduğunu bilmemektedir. Çaresizce konuyu provoke ederek, trolleyerek manipüle etmeye çalışmakta ve alakasız sonuçlar türetmektedir.
Leonardo´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben bu konuda ABD'yi bile artık suçlamıyorum. Hatta toprak ağalarını / sermayeyi bile suçlamıyorum. Bunun bence olacağı vardı. Tıpkı İran gibi.
Emperyalist yandaşlıkta çığır açarak, yeterince gösterdin! Bunu da argüman diye sunuyorsun, iddia makamı savcısı olarak yine hata yapıyorsun! Başkalarını neden suçluyorsun, kendi ifadelerine bari saygın olsun, olacağı varmış desene! Neden bu kadar ikiyüzlüsün, neden safsata ürettin, konuyu trolledin o zaman? Nerden baksan tutarsızlık, ahmakça..

İran farklı bir konu, ABD'nın kirli çarşafları, yeşil kuşakları orada da mevcut, örneğin IŞİD projesini de, lojistiğini de biliyoruz, ama her zaman evdeki hesap, çarşıya uymayabiliyor ya da böylesi işine geliyordu, yağmayı ve gayrı meşruluğunu, meşru kılmak için, terörizm gerekçesi üretmeli veya olanı güçlendirmeliydi... ABD İran'ı, bir Somali, Afganistan olarak görmek istemişti
Leonardo´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Karılar din adına yapmıyor ki. İdeolojik silah olarak ortalıkta çarşafla dolaşıyorlar. Emperyalistin suçu mu? Hatta 90'lardan beri Feto filan başını örten karılara para ödüyor?
- Bunlar ciddiyet midir?
Senin o köhne ataerkilliğine, "karı" değil kadın. Bu örneğin de safsata, peki bu akıl, akıl mıdır, bu beyin beyin midir, ciddiyet midir?

Bu da yine ÖZELDEN-GENELE safsatası, Fallacy Of Division saftasası, alakasız örnek üzerinden özelden-genele iddia safsatası... Bu örneğin, emperyalizmin sömürü ve sömürgecilik, yağma-talan-hegomanya ve elbette bağlı strateji ve taktiklerinin, politikalarının olduğu gerçeğini değiştirmiyor ki? FETÖ de bir "yeşil kuşak", ABD projesi ekseninde değil miydi?
Leonardo´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yani: Maduro'nun yaptığını yapma. delikanlıca çık: BU oldu ve bu benim yüzümden oldu. de artık.

benim düşüncem
Evet benim yüzümden oldu, çok fazla suçum var, buralara sığmaz ki, ama lütfen kabul et yüce savcım, süre ve yer kısıtlı o yüzden savunmam özet olacak... Yüzıllardır venezeula'yı da zincirli köle yaptım, kölelerin özgürlük savaşı ve mücadelesinden sonra, işgal yerine(ki çok maliyetliydi!), ekonomi-politik hegomanyam altına aldım, petrolünü, altınını, iliğini sömürdüm, ekmeğini yağmaladım, başına da ceplerine pay tıkıştırdığım, ülkeyi bana peşkeş çekebilecek işbirlikçi haline getirdiğim sermaye ve kuduz köpeklerini diktim. özellerine kadar girdim, nasılsa her şey benim hegomanyamdaydı. Kölelerimden oluşan askerlerimle, medyamla, kitle iletişim araçlarıyla, sattığım silahlara eklediğim basit yazılımlara, binlerce ajanımla her bir deliğe kadar gözlemledim. aidiyet siyasetleriyle toplumları, resmi, gayri resmi ve meşru, gayri meşru araç ve yollarla, yağmaladım, iliğine kadar sömürdüm, birbirine düşürdüm. hali hazırda olan işime yarar kamplaşma varsa güçlendirdim, lojistiğini sağladım, olabilecek en yüksek gasp, yağma stratejisi uyguladım. koşulları lehime dönüştürdüm, çıkarım için liderlik ettim. Güçlüydüm ve çoğunlukla başardım, sonra bir komünizm hayaleti çıktı karşıma, han-ı yağmam devrilmesin diye, kölelerime kulak vermek zorunda kaldım, acayip kinlendim ve nefret ettim, her türlü yolla boğma propagandaları, taktikleri, yaptırımlar uyguladım, ölsünler diye uğraştım, askeri işgal yollarını dahi denedim, ama o zamanlar çoğunda yenildim, güçlüydüm propaganda da kazandım çünkü onursuzca davrandım, gerçekleri saptırdım, karaladım, zaten biliyorsunuz, tarihte de böyledir, üçkağıtçı, hilebaz çoğunlukla kazanır ama mutlak değildir...

İtiraf ediyorum, ben emperyalizmin kendisiyim, bütün suç bende değil evet, kölelerde de, ama onları bu hale zorlayan da benim, mecbur bırakan, şartlandıran da benim, lakin istemsemde taviz vermek zorunda kaldım, bir kaç yüzyıl çıplak ve kutsal efendilik, kölelik hakkım için direndim!, Yönlendiren-yöneten, sömüren benim, çıbanın başı da benim, küçük çıbanların başı da, parayla satın alamazsam, şantaj yapıyorum, en ideal şantaj yolum ekonomik-politik olarak çökertme, AMBARGO vb yaptırımlar.. tam bir insan ve emek, kaynak, doğa düşmanıyım, aşırı israfçıyım da, modern yağmacıyım, talan ve yağmam uğruna herşey bana mübahtır... her yol var bende, ben sermaye egemenliğinin cisimleşmiş haliyim, asıl mesele daha derinde, insan ihtiyaçları, istismar, sömürü, mülkiyetin biçimi, üretim araçları, üretim ilişkilerinde yani ayrıcalıklı bir azınlık dışında(%1) her doğan köle ya da hizmetçi doğuyor, istisna safsataları gerçeği değiştirmiyor... sermaye bende,milyarlarca insanı kandıracak güç de bende, neredeyse her şeyi satabiliyor, satın alabiliyorum, dünya kaynaklarının %60'ı patronlarıma, baronlarıma akıyor, ben ki milyarları kandırabiliyorum, emeklerini cukka edebiliyorum, bedenen değil fikren de köle edebiliyorum, %99 baronlarıma çalıyor, büyük balıktan küçüğüne kadar... ben ki dünyanın sadece %1'ini ve çıkarlarını temsil ediyorum, cisimleşmiş haliyim, savaşım, yağmayım, talanım...

İnsanların çoğu gönüllü askerim haline geliyor, neredeyse tüm kurum ve kuruluşlar benim patronlarımın, onların gücü var, sermaye en büyük güç,, mankurt düzeydekiler hele, beni öyle bir seviyorlar ki, beyin orgazmı yaşıyorlar, gerçi geriye kalan beyin demeliyim, mercimek tanesi kadarı yetiyor onlar için, işlev dışı bırakabiliyorum. Leonardoyu neo-faşizmin başına geçirmeyi çok isterdim, Nazı enformasyon bakanından daha yetenekli olabilir! Ama öyle bön, bön bakmayın, beni bir kişi olarak aramayın, kişi değilim, ben bozuk bir düzenim, bir cisimleşmiş halim, biliyorum ki mutlak değilim, en büyük korkularımdan birisi de, bana cenneti yaşatan cehennem kölelerinin uyanması, uyandırılması. Neyse ki şimdilik, yalan ve aldatmacayla, insanları kendisine yabancılaştrmakla, çeşit, çeşit meta feştizimiyle ve bir çok yol, yöntemin ve sadık, üstelik bedava hizmetkarlarımın, elimde olan kitle ve inanç iletişim organlarıyla(lanet olsun, patronlarım onlara da cici paralarını harcıyor!) gücüyle buna engel olabiliyorum... Suçluyum ama asla çekilmeceğim, dünyayı değil evreni dahi sömürgem yapmak için çalışıyorum, çoğunu ulvi bir amaç gibi gösteriyorum, bu benim karakterim, suçluyum, ama baronlarım suçlarımla sömürebiliyor, heleki kişinin durumunu, kişileri o duruma ben sokmuşken, muhtaç ve çaresiz kılıp, mağdur ederek, sonra da mağduriyetini, çaresizliğini istismar ederek, sığınak olarak kucak açmam(?), onları karşılığında köle etmem suç mu? Bunun isitmar suçu olduğunu da biliyorum, sonuç olarak kapitalistlerin cenneti-sınırlı sayıda kişi-, cehennemin-milyonların- üzerinde yükseliyor, bu benim şeytani gerçeğim ve aydınlardan, gerçek sendikalardan, sosyalistlerden, anarşistlerden, komünistlerden, gerçek sosyal demokrasiden nefret ediyorum. çünkü gerçekliğimi ve sömürgelerimi açık ediyorlar, kölelere özgürlük gibi sakıncalı(!) düşüncelere sahipler, istiyorlar ki %1, %99'u sömüremesin, binbir alavere çeviremesin. elinizi vicdanınıza koyun, bu hak mı, adalet mi, milyonların cehenenmine basarak, cennet hayatı yaşamak suç mu?! neyse ben olanca gücümle icaplarına bakıyorum, en iyi sonuçları da propaganda ve enjeksiyonla, iletişim araçlarını elimde tutan (sermaye) gücümle elde ediyorum, fiili işgallerde ise yenildim ama her iki alanda açtığım yaralar kangrene dönüştü. Yesinler birbirini... özleri ise tamamen safsata, olguya değil, safsatalaştırdığım kurgularla saldırıyorum, fetişizm, umut sömürüs ne ararsan bunalr bile var İnsanların çoğu taktiğimi anlamıyor ve inanıyor, baksanıza Leoya, Mao dedi! Benim tüm bu çıkarlarımın ve uğruna saldırı, gasplarımın, sömürümün sebebini, amacını Maduro sanıyor, Maduroyu 1000 yaşında sanıyor, ben tamamen günahsızım gözünde, sömüren, gasp eden ganimet için saldıranın ben olduğumu görmüyor, görse bile inancından şaşmıyor, bu kadar başarılıyım işte, bu kadar bön hale getirebiliyorum ve beni eylemler bana ait olmasına rağmen asla sorumlu tutmuyorlar da,-yukarıda bir alıntı mevcut! konuyu bulandırma safsatası da otomatik işliyor, kulluk ve kölelik işte. Ama biliyorsunuz, siz tanrılara(efendilere) hizmet için yaratıldınız, sizi uslu çocuklar sizi, suçluyum ve suçumla mutluyum... DELİKANLICA ÇIKTIM VE İTİRAF EDİYORUM (Ama bir gün bu olacak, köleler uyanacak, bir kaç kez yenildiler, ama yenile, yenile kazanmayı öğreniyorsa? işte o zaman yandığımızın resmidir, gerçi yapay zekayı rayına oturtursak belkide bunca köleye ihtiyacımız kalmayacak, mitoljsi de zaten uygun, efendilerin, işe yaramaz, çok fazla sayıda çoğalmış ve maliyet haline gelmiş köleleri kırması, yani tanrı(sizler için tanrı, bizler için, biz) bir Nuh Tufanı verir elbette, hahahahahahohohohoho)...

Olgular değil, kişiler üzerinden safsatalarını defalarca işledik! Dediğim gibi daha ilk paragrafında safsataya denk geliyorum, yeni türden safalar üretmezsen -ki tümüde ortada ve değindim- zaten seninle vakit harcamak istemiyorum, değmiyorsun...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (26-05-2019 Saat 10:22 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #212  
Alt 26-05-2019, 04:52
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.696

Onur Üyeliği 

Standart

ForumKirpisi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Spartacus olması gerekeni söylüyor biraz romantik, pek takılma. Ama ben hak veriyorum.
Spartacus adalet olayına takıntılı birisi. Onun görüşünde yamyamlar varken bu düzen gitmez.
Olur olmaz ama ben hak veriyorum.
Konuya demokrasi bilerek dahil edildi, şu bildik kılıf, terörizm kılıfını kullanamıyorlar, geriye yağma ve ganimet savaşı namına, demokrasi, diktatör gerekçe-kılıfı kaldı(tek dertleri petrol, altın, Latin Amerikayı kaybetmemek ve örnek olmaması vb). önceden bilseler terörize ederlerdi, sonradan denediler ama sonuç alınamadı. Örneğin Chavez döneminde kendi kitlesine silah sıktılar (CIA değilse kim yaptı-rdı?), sonrada Chavez'e yüklediler, ama görüntülere yakalandılar.

Örneğin Castro da, bir başka rekorla, 500 üzerinde suikast ile tarihe geçti, bir dolu komplo teorileri, komplolar, karalama propagandaları ambargolar vs... Küba'da ne isteniyor peki? Amaç ne? Öyle terörizm, yok diktatör bunlar en acımasız kılıflar, en temel sahte propagandaları-zira asıl terörizm, diktatörlük ve hegomanyacılık kendilerinde. Örneğin, bırakalım her türlüsünü, yaptırım yapacağına dair tehdit=terör yöntemidir .

Ambargo= TERÖRDÜR.

hasılı demokrasinin özü, özgürlük, eşitlik, hak ve adalettir, bu platformdur. Demokrasi bu platform üzerinde anlam kazanır, platform nedir biliyorsundur, çökerse üstündeki de çöker(!). örneğin: ayrıcalıklılık neye yol açar? Adaletsizliğe, eşitsizliğe, özgürlüklerin gaspına... adaletsizliğin ve güçlü olanın egemen olduğu, ister soyluluk ile, ister sermaye, isterse bürokratik güçle olsun, orada gerçek bir demokrasiden söz edemeyiz. özünde işleyiş mafya sistemi gibi, hükmü ve gücü elinde tutan, iktidarı da satın-alıyor, ister kan meşruiyeti, ister para, sermaye güc, ister fiziksel-askeri-bürokratik, ilizyonik güç, bunlar sadece hükmün-hükmetmenin yol taşları, hükümet kelimesi dahi bir garabet... mafya yöntemleriyle, işleyiş, taban aynı, ama biçim farklı ve adına temsili demokrasi dediğimiz, ama sermaye ayrıcalığının her dalda egemen olduğu(en önemli sorunlardan birisi) koşullarda partilerin parkurda yarışıp toplumun seyirci olduğu,,,, demokrasi değil, bypasstır, manipülasyondur, biçimseldir. Bu esas ve usül açısından böyle.

örnek mi? vereyim; Sömürüyü ve bağlı eşitsizliği, adaletsizliği, özgürlüğü pratik olarak devre dışı bırakan sermaye faktörünü ortadan kaldırmıyorsun, ama, olumsuz sonuçlarına karşın, sömürülen ve isyan edene, bazı sosyal hakları tanımak zorunda kalıyorsun, bazı hakları tanımazsan nasıl sömüreceksin ki?. Nedir bu? Biçimdir ve adaletsizliğinde pratik kabulüdür, taşıma su ile dönen değirmendir, ama bolca suya(kamusal ekonomiye) gereksinim duyar. ya o ekonomi karşılayacak güçten mahrum kalırsa? Handikaplar, paradokslar ve işte dünya kaynak savaşları, sözde adı sol, sosyal demokrat olanların dahi, savaşa hayır, katılımcı demokrasiye evet demesi gerekirken, savaş çığırtkanlığı yapabiliyor, sermaye neredyese hepsine hakim hale gelmiş, artı sermaye yayıldıkça, emperyalistler dünyayı gasp ve pazar, ucuz işgücü haline getirdikçe girdi ve paylar sağlanıyor, ya sömürge halklar, canları çıksın, amaç iliğine kadar sömürmek,kendi vatandaşalrı dahil ama şimdi bazı haklarla tavizler, sus payı verebiliyorlar... tümünün de bir temeli, mantıklı bir sebebi var. Paragrafın başında, sömürgeyi ortadan kaldırmıyor, olumsuz sonuçlarını bypass etmeye kalkışıyor, yani nedeni değil sonucu esas alıyor(biçimsel farklar!) demiştim. sorunun kaynağı orta yerde dururken sonuçla oynamanın bir bedeli var. Dolayısıyla güçlü bir ekonomi ve kaynak girdisine, haliyle, sömürünün ve sermayenin yayılımı ve getirisi, pay gereksinimini karşılama ihtiyacı var. ya ekonomi çöker, kaynak getirileri sağlanamaz, ekonomi kamusal alanları karşılayamaz hale gelirse ne olacak? Sermaye kendi işçi-emekçisine daha fazla çökecek, haklar kırpılmaya çalışılacak, sağ zihniyet ve kamplaştırıcı aidiyetler güçlendirilecek, sosyal haklar, kamusal maliyetler karşılanamayacak (lades!)

Eline iğne batarsa çıkartırsın, çıkartmak yerine, acıyı hafifleten biçimde açı vermek, nereye kadar? iğneyi çıkartmadığın sürece, çözüm değildir.

Adalet, hak ve özgürlük vb takıntım değil, demokrasinin temeli, gerçeği, ESAS ÖLÇÜTÜMÜZ. İlla her an ve bölgede tamamen aynı olmayacak, biçimde farklar olabilir, ama koşullar aynı ve eğer biz demokrasiden söz ediyorsak, elbette ölçütü temelden ve kavramın tanısından hareketle alacağız. Boşver kişileri, konu belli, aslolan hayattır. (koşullardır)

sana bir soru, konumuz kilit ve sürgülü kapı nasıl kitlenir, cevabın nedir? Anahtar, sürgü vs takıntısı mı?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (26-05-2019 Saat 10:45 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #213  
Alt 26-05-2019, 14:29
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.696

Onur Üyeliği 

Standart

ilk elden, İspanyol Amerikan Savaşları ve sonuçlarına kabaca göz atılabilir
EMPERYALİZMi kısa, kısa, pasajlar...
Giriş pasajlar.
İlgili alıntı Senatör Albert J. Beveridge'nin bir konuşmasına ait. Şimdinin dünyası ise medyanın ve iletişim ağının gücünden dolayı, neredeyse tamamen kontrol altındadır ve artık eskisi gibi, açık beyanların yerini, kof propagandalar ve aldatmalar, gizli kapaklı ilişkiler, anlaşmalar aldı. Rakiplere gözdağları, 19-20 yüzyılda olduğu gibi direk değil, dolaylı diplomatik dillerle, oraya, buraya sayılı asker gönderip, bayrak dikmekle, askeri tatbikatlarla, komplolarla, şantajlarla, yaptırımlarla, gümrük vergileriyle, dolaylı bir kullanmaya ve kılıf olarak, "din, ırk söyleminden, terörizm, diktatörlük, demokrasi götürmek, nükleer silahı var" gibi alanlar üzerinden istismar edilmeye ve emperyalist yağmanın her türlü biçimi saklanmaya başlandı(esasında temel prensipler ve startejiler hiç değişmedi, değişmesinin de koşulları mevcut değil ,zira belirleyici olan sermaye ve ilişkileri, üretim ilişkileri, kaynak sömürüsü(işgücü de dahil), pazar gereksinimi değişmedi, kapitalizm ve sermaye sistemi sürdüğü sürece de bu temel stratejiler değişemez- kişiler, simalar değişebilir, temsilciler, politika ve taktikler bazen şahin, bazen tilki kılığına girebilir vb, kişiler değil tüzel kişilik belirleyici, bunların altında dahi sermaye sınıfının koşulları, güncel ihtiyaçları yatar.

Sermaye(baron-patron sınıfı) devletini, feodal devlet üzerinden yarattı, konuşlandırdı ve asıl iktidar büyük patronlar siyaset alanında neredeyse hiç görülmedi, kendilerine bağlı temsilcilerle, bürokratik mekanizmalarla, belirttiğim din, tanrı, yüce toplumumuz(!), boş algı operasyonları, kendi çıakrları namına yarattığı çakma ideolojileri, çakma siyaseti topluma benimsetme, medya ağıyla, ticari ilişkiler ve şantajlarla bir çok yolla hegomanya ve sınıf yapısı, emek-sermaye çelişkisi, sömürü, üretim-ilişkleri, mülkiyetin biçimi, sermayenin değişmez(!) karakterinden, yapısından ve sistemin belirleyeni olmasından vd, kısaca sistem değişmedi...

Ana-temel Strateji temelinden kısa pasajlar aktarmayı düşünüyorum. 1. Emperyalst Paylaşım savaşına dair de fikir edinebiliriz.
Artık ABD dış politikasında yeni bir dönem başlıyordu. Bu yeni dönemdeki Amerikan dış siyasetinin ve ekonomisinin yeni yönünü Senatör Albert J. Beveridge'in sözleri şu şekilde özetliyordu: "Daha soylu ve daha erkek insanlardan doğan daha yüksek uygarlıklar karşısında, alçak uyarlıkların ve çürümekte olan ırkların ortadan kalkması Tanrı'nın sınırsız tasarısının bir parçasıdır ...Amerikan fabrikaları Amerikan halkının kullanabileceğinden daha fazlasını yapmaktadırlar, Amerikan toprağı tüketilebildiğinden daha fazlasını çıkarıyor. Tutunabileceğimiz yol, bizim için çizilmiş bir yazgıdır; dünya ticareti bizim olmalıdır, olacaktır. Ve bunu anamızın [İngiltere] örnek olduğu biçimde yapacağız. Bütün yeryüzünde Amerikan ürünlerinin dağıtım noktaları olarak ticaret karakolları kuracak, Okyanus'u ticaret filomuzla kuşatacak ve büyüklüğümüzle orantılı bir donanma oluşturacağız. Ticaret kollarımızın çevresinde bizim bayrağımızı dalgalandıran ve bizimle ticaret yapan, kendi hükümetlerine sahip büyük sömürgeler kurulacak, kurumlarımız ticaretin kanatları altında bayrağımızı izleyecektir." ABD'nin Filipinler'e kadar uzanmasını değerlendiren Senatör Beveridge ise şöyle diyordu: "Filipinler sonuna dek Birleşik Devletler'e ait topraklar olarak kalacaktır. Ve Filipinler'in biraz gerisinde Çin'in sınırsız pazarları yatmaktadır. İkisinden de çekilmeyeceğiz. Takımadalardaki görevimizden vazgeçmeyecek, Doğuda elimize geçen fırsatı kaçırmayacağız."Senatörlerin açıklamaları da gösteriyor ki ABD, emperyalist isteklerini artık saklamıyor, hatta ilan ediyordu.
https://dergipark.org.tr/download/article-file/607167

Ayrıca bknz: Terörün Gizli Efendileri: Dünyayı Armagedona Zorlayanlar...

Yönetim ve devlet olgusu, bize anlatılan masallardaki gibi değildir, hükümetler esasında temsilci-kukla konumundadırlar ve gizli veya açık biçimde, salt ülkeler değil Dünya, büyük patron, baronlar, kısaca sermaye ve mafyası tarafından yönetilmekte ve yönlendirilmektedir. Daha basit formüle edersek, iktidar sermayenin, temsil ise garabet ismiyle hükümetindir, hükümetler gider, gelir, ama iktidar kalıcıdır ve asıl güç, devlet ve araçlar iktidarın elindedir, daha doğrusu devlet, sermaye sınıfı içindir ve daha önce dile getirdiğim gibi siyaset, ekonomiden doğar, ekonomi ise bize analtıldığı gibi salt finans yönetimi ve grafik değildir, her günümüz ekonomiyle geçer, hatta kaç saat uyumamız gerektiğine, ne kadar vaktimiz olduğu konusu dahi ekonomi alanına girer...

Yönlendirmenin çeşitli yol ve yöntemleri var, dolaylı ve dolaysız. Dikkat edilirse - eğer emperyalist temellerin ve stratejilerin - nihai hedeflerin - temellerinin atıldığı dönemlerde, örneğin ABD'de DİN, Hristiyanlık ve Tanrı ifadeleri sıklıkla kullanır, sermaye devlet elindeki tüm araçlarla, hatta ilkokul çağından itibaren dahi, toplumsal motivasyonu(güdülemeyi-güdümü-gütmeyi) sağlar. Böylece elit bir azınlığın, büyük mafyanın, çıkarları, subjektif, sahte bir yabancılaştırmayla, toplumsal niteliğe büründürülür, kısaca toplumlar sömürülür ve aldatılır... detaylar daha sonra.

örneğin FETÖ örgütlenmesinin kökeninde, öncelikle CIA proje ve ekonomi-politik yatırımları, saygın(!) iş adamları ve ordunun yüksek rütbelileri vardır. Strateji bellidir, mesele nasıl uygulanacağı ve toplumun nasıl kandırılacağı, motive edileceğidir ki, bu motivasyon da, yüce, ulu gibi ifadelerin rahatlıkla kullanılacağı, kolay aldatmaca sağlayacağı biçimde, din veya ırk kavramları üzerinden, baronların çıkarları sanki toplum adına ulviymiş gibi gösterilerek, kitlesel taban esaslı sağlanır ve partiler üzerinden de bu taban üzre saçma, sapan subjektif bir sirk gösterisi sağlanır, sermaye, paranın gücü ise temel avantaj sağlar, kısaca bozuk düzendir, sağlam çarkı bulunmaz... her şey kılıfına uygundur. detaylar daha sonra.

Gelecek Referanslardan birisi: Rockshield ailesi...

Not olarak kalsın, temel-teorik açıdan değil, alıntıları, referans baronlar ve firma isimleri açısından başvurulabilir.

J.Coleman: 300'ler Komitesi 'Komplocular Hiyerarşisi' ,

venezeula vb perde arkasının aydınlatılması açısından da, devam edecek...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #214  
Alt 27-05-2019, 15:27
Leonardo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Leonardo Leonardo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 12 Dec 2017
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.371
Standart

zengin krosu ne ben o kısmı anlamadım? Avrupa'da kro zihniyetli insan dolu var.
Bulgaristanda falan elbet var ama ben OECD, G7 tarzı ülkelerden bahsediyorum.
Mesela zengin olup gidip Afrika'da soyu tükenen hayvan avlayanlar..
- Aslında haklısın.

Da genel olarak, bizden daha maddiyatçı oldukları için, parayı çok dikkatli kullanırlar. Her şeyi hesap ederler.

Mesela Berber pahalıdır. Öyle kafalarına göre kahve içmezler. O da pahalıdır. dışarda yemek yiyeceklerse, mesela yakınlarda üniversite yemekhanesi varsa, gider orada yerler. O da pahalı. Lokantalar filan güzeldir. Ama oradaki düzen farklı biraz. Yani K.ro gibi davranmak her baba yiğidin harcı değildir. O yüzden Almanya'da filan, daha çok Türk asıllıların böyle şeyler yapıyor olacağını varsayıyorum

Ama faşist yürüyüşleri vesaire, o tip insanlardan uzak durman gerekiyor. Genelde ligli isimleri olur bu grupların.

Türkiye bir tane. Bunu ben savunuyorum. 5 sene yurtdışında yaşadım.
Memleketimizin değeri olmasa gelip burda bunu yazmam bile. Ama bu ülke özel.

Yurtdışında zengin Türkiyeden göçen var, genelde kendi şirketlerinin başındalar.
Yoksa seni zengin etmezler, ayrımcılık var. Polis teşkilatındasın diyelim 1 az kıdemli Alman ve
1 çok kıdemli T.C. kökenli yerine az kıdemliyi seçerler. Özellikle kuzey rein vestfalya
"Salafizm karşıtı Holiganlar" filan vardı 2017'lerde

- Türkiye'de akıl almaz olaylar olup duruyor. En basiti mesela Uğur Mumcu'nun öldürülmesi, 70'lerde polisin kendi gencini alıp işkence etmesi / tecavüz etmesi filan. Sonra İstanbul gibi kentlerde Mafya sorunu filan var.

Fırsat bulan ve aklı başında olan herkes kendini bu ülkeden kurtarmak istiyor. Sebebi de oranın "daha güzel" olması değil.

Spartakus emperyalizmi halen kömür / petrol / demir madeni sanıyor.

Alakası yok: Ülkenin Başında Refah Partisi / AKP varsa, o zaman emperyalizm vardır. yazarlar düşünürler / gençler öldürülüyorsa, darbeler oluyorsa, diktatörlere halk karşı çıkıp dış güçler bunları yerinde tutuyorsa. O zaman emperyalizm vardır.

KOnu dışı oldu ama. Spartakus'a 2 haftadır bunu anlatamadım.

Giden de bu yüzden gidiyor. Sadece Kürt etnik kökenli olduğu için Almanya'ya gitmek zorunda kalan insan tanıyorum.

- Fırsat olsa bende giderim.
Alıntı ile Cevapla
  #215  
Alt 27-05-2019, 15:59
ForumKirpisi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ForumKirpisi ForumKirpisi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Nov 2018
Bulunduğu yer: Merkez/Çin
Mesajlar: 1.838
Standart

almanya vs gibi ülkelerde lokantaların yarısından fazlasını göçmenler işletiyor.
ingilterede öyle kötü lokanta ve marketler var ki, göçmenlerin işlettiği

zincir olan ve artizan mutfak yerleri kastetmiyorum.

lokanta, market gibi yerler türkiyedeki büyükşehirlerdeki mini marketlerden lokantalardan
çok daha kötü.

hem eski püskü. hem idare bakımından bizim kaliteli lahmacuncular fark atar.

ben girip yemek almadan çıktığım yerleri biliyorum. altı üstü sosisli sandviç alcaktım.

bizim memleket gıda, restoran, markacılık, vizyon çok daha ileride.

frankfurtun göbeğinden bahsetmiyorum biraz aralara gidin uçlara.

bizim lahmacuncular çiğ börekçiler bile ne hal aldı. cilli gibi her şey yepyeni. los angeles
villa mimarisi gibi yapıyorlar. yerlerden ışıklar bitkiler falan.

mesela ingilterede çoğu costcutter çok dandik. Şok marketler Tescolardan iyi.
Hollandada spar çeşit kötü.

Migrosların karşılığı whitrose onlar lüks. Onlar biraz iyi. İkonik yerlerdeki Tescolar iyi oluyor.

Bi de Marks and Spencer lüks oluyor. Bizim marketler kadar şubeleri yok.

Onlarda evler eski olduğundan, dükkanlar falan küçük market alanları restoran alanları sıkışık.

Almanya o konuda biraz avantajlı. 1944-45 dümdüz olduğundan.

Nasıl olsa Bade' lenen daha evvel de bade' lenmiş Hatta bazıları '' Nur Çeşmesinden '' içerek ?? nurlanmışlardırlar
Alıntı ile Cevapla
  #216  
Alt 28-05-2019, 18:29
Leonardo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Leonardo Leonardo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 12 Dec 2017
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.371
Standart

Tüm ifadelerime de katılabilirsin, yeterki her ifademi trollemekten, çarpıtmaktan bir vazgeçesin. Bir yöntem üzre ve konuya dair yazıyorum, sen her paragrafın altı boş, daldan dala atlıyorsun, üstelik yne safsatayla çıkarımlar, hepsi de ayrı, ayrı ele alıncak konular. Söylemlerinin altını doldur, subjektif değil obejektif, bilimsel temelde olgulara ve gözlemlenebilir tabanı olmalı, çeşidi düşür, daldan dala zıplama. Senin gibi yazarsam iş kolay, her cevabımda, ABD emperyalisttir, kapitalizm yağma ve sömürüdür, Almanya açlık ülkesi -bir tane evsizi örnek al, özelden-genele safsatasını çak. Trump, Merkel, Macron vs dünyadaki tüm ölümlerin sorumlusudur, milyonlarca insanı öldürüyor der çıkarım, verem, kanser, doğa afetler, açlık, aklına ne gelirse eklerim üst, üste ve sonrada safsatayı çakarım, bilerek öldürüyorlar(senin sürekli yaptığn gibi), kanıt mı? nesnel kanıta ne gerek var? önlem almıyorlar-hönk!- işte ispatladım demem yeterli. Bu tarz subjektif, safsata, dogma, saçmalık...
- Tamamen ideolojik yazıyorsun sonra "zaten solcu değilim" filan diyorsun. Ekranın diğer ucunda da bir insan var. Anlamıyorum ki ne dediğini

Neyi bilmediğimi görmem lazım, saçma sapan, Merkel'i seviyom ben, ABD yi seviyom, suçlamıyom, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa ve bir dolu safsatadan ibaret sahte propagandalarınla görme şansım var mı? EVRİM TEORİSİNE inancı gereği karşı olanlarla tamamen aynı davranışlarla karşılaşıyoruz. en çok kullandığın safsatalar, tipik NEO-LİBERAL yöntemleri ele alalım(detaylıca izah edemem kısaca bazılarına değineceğim).
Yöntem / Trolleme yok.

"Küba için düşündüğümü Venezüella için düşünmüyorum" dedim. Yalan mı Söyleyeyim?


İran farklı bir konu, ABD'nın kirli çarşafları, yeşil kuşakları orada da mevcut, örneğin IŞİD projesini de, lojistiğini de biliyoruz, ama her zaman evdeki hesap, çarşıya uymayabiliyor ya da böylesi işine geliyordu, yağmayı ve gayrı meşruluğunu, meşru kılmak için, terörizm gerekçesi üretmeli veya olanı güçlendirmeliydi... ABD İran'ı, bir Somali, Afganistan olarak görmek istemişti
- Seviyeyi bozsan bile tekrar söyleyeceğim: - O hale gelmeden düşüneceksin. İran olmamaya / Taliban olmamaya, Saddam olmamaya çalışacaksın. - Ha oldun mu? O zaman TKP filan da seni kurtaramaz. İlla ki biri gelip seni yıkar. BUnu anlamıyorsan ne yapabilirim?

Senin o köhne ataerkilliğine, "karı" değil kadın. Bu örneğin de safsata, peki bu akıl, akıl mıdır, bu beyin beyin midir, ciddiyet midir?

Bu da yine ÖZELDEN-GENELE safsatası, Fallacy Of Division saftasası, alakasız örnek üzerinden özelden-genele iddia safsatası... Bu örneğin, emperyalizmin sömürü ve sömürgecilik, yağma-talan-hegomanya ve elbette bağlı strateji ve taktiklerinin, politikalarının olduğu gerçeğini değiştirmiyor ki? FETÖ de bir "yeşil kuşak", ABD projesi ekseninde değil miydi?
- Ben Yeşil kuşak filan bilmiyorum. Yeşil kuşağı bilen birini bul onla Feto'yu tartış o zaman. ben bu konulardan anlamıyorum

Mesajın kalanı:

- Spartakus Kısa yaz biraz. Çocuk gibi "Ben haklıyım, ne olur bana inan" noktasın ada gelme. Böyle tartışma olmaz.

örnek mi? vereyim; Sömürüyü ve bağlı eşitsizliği, adaletsizliği, özgürlüğü pratik olarak devre dışı bırakan sermaye faktörünü ortadan kaldırmıyorsun, ama, olumsuz sonuçlarına karşın, sömürülen ve isyan edene, bazı sosyal hakları tanımak zorunda kalıyorsun, bazı hakları tanımazsan nasıl sömüreceksin ki?. Nedir bu? Biçimdir ve adaletsizliğinde pratik kabulüdür, taşıma su ile dönen değirmendir, ama bolca suya(kamusal ekonomiye) gereksinim duyar. ya o ekonomi karşılayacak güçten mahrum kalırsa? Handikaplar, paradokslar ve işte dünya kaynak savaşları, sözde adı sol, sosyal demokrat olanların dahi, savaşa hayır, katılımcı demokrasiye evet demesi gerekirken, savaş çığırtkanlığı yapabiliyor, sermaye neredyese hepsine hakim hale gelmiş, artı sermaye yayıldıkça, emperyalistler dünyayı gasp ve pazar, ucuz işgücü haline getirdikçe girdi ve paylar sağlanıyor, ya sömürge halklar, canları çıksın, amaç iliğine kadar sömürmek,kendi vatandaşalrı dahil ama şimdi bazı haklarla tavizler, sus payı verebiliyorlar... tümünün de bir temeli, mantıklı bir sebebi var. Paragrafın başında, sömürgeyi ortadan kaldırmıyor, olumsuz sonuçlarını bypass etmeye kalkışıyor, yani nedeni değil sonucu esas alıyor(biçimsel farklar!) demiştim. sorunun kaynağı orta yerde dururken sonuçla oynamanın bir bedeli var. Dolayısıyla güçlü bir ekonomi ve kaynak girdisine, haliyle, sömürünün ve sermayenin yayılımı ve getirisi, pay gereksinimini karşılama ihtiyacı var. ya ekonomi çöker, kaynak getirileri sağlanamaz, ekonomi kamusal alanları karşılayamaz hale gelirse ne olacak? Sermaye kendi işçi-emekçisine daha fazla çökecek, haklar kırpılmaya çalışılacak, sağ zihniyet ve kamplaştırıcı aidiyetler güçlendirilecek, sosyal haklar, kamusal maliyetler karşılanamayacak (lades!)
- Tamam Tek yol devrim o zaman. diyeceğim de sonra yeşil kuşaktan Harun Yahya'dan filan söz ediyor. Kim olduğunu bile bilmiyorum. Benim beynimi s.meye çalışan bir taliban olmadığını nereden bileyim.

Bir de beni kızdırma. ABD gitti Talibanı yıktı. Ne yapayım üzüleyim mi?

Bir gün AKP'yi de birisi yıkacak. "Vay emperyalistler" mi diyeceğim. Yok Feto yok Harun Yahya. Bunlar ciddi tartışma değil. Kim olduğunu da söylemiyorsun. Ben Harun Yahya okuyan tiplerle konuşmam. Kendi muhatabını bul o zaman. Bak ben de sinirleniyorum !

Eline iğne batarsa çıkartırsın, çıkartmak yerine, acıyı hafifleten biçimde açı vermek, nereye kadar? iğneyi çıkartmadığın sürece, çözüm değildir.

Adalet, hak ve özgürlük vb takıntım değil, demokrasinin temeli, gerçeği, ESAS ÖLÇÜTÜMÜZ. İlla her an ve bölgede tamamen aynı olmayacak, biçimde farklar olabilir, ama koşullar aynı ve eğer biz demokrasiden söz ediyorsak, elbette ölçütü temelden ve kavramın tanısından hareketle alacağız. Boşver kişileri, konu belli, aslolan hayattır. (koşullardır)

sana bir soru, konumuz kilit ve sürgülü kapı nasıl kitlenir, cevabın nedir? Anahtar, sürgü vs takıntısı mı?
- İyi de sen hangi ideolojiden olduğunu bile söylemiyorsun ki. Sol argümanları alıyorsun. Ama 15 dakika sonra belki bana "AKP iyi işler yapıyor, MHP de iyi işler yapıyor, Amerika'ya direniyorlar" filan diyeceksin.

O yüzden sana yaşını, yaşadığın yeri, mesleğini sordum. Cevap vermedim. Benim aklımı bozmaya çalışan işsiz bir AKP'li olmadığını nereden bileceğim?

Sana o kadar güvenmiyorum. Bu kadar da samimi olma. Ya kendini tanıt, ya da daha mesafeli ol benimle. Anladın mı?

Diğer mesaj:

Karşında insan olduğunu unutuyorsun. Şİmdi de tarih dersine, komplo teorisi dersine başladın. Okumamı istiyorsan okuyabileceğim şeyleri link olarak paylaş. Konuyla da alakalı olsun. Ben bu şekilde tartışamam. Kusura da bakma !
Alıntı ile Cevapla
  #217  
Alt 28-05-2019, 18:31
Leonardo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Leonardo Leonardo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 12 Dec 2017
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.371
Standart

ForumKirpisi´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
almanya vs gibi ülkelerde lokantaların yarısından fazlasını göçmenler işletiyor.
ingilterede öyle kötü lokanta ve marketler var ki, göçmenlerin işlettiği

zincir olan ve artizan mutfak yerleri kastetmiyorum.

lokanta, market gibi yerler türkiyedeki büyükşehirlerdeki mini marketlerden lokantalardan
çok daha kötü.

hem eski püskü. hem idare bakımından bizim kaliteli lahmacuncular fark atar.

ben girip yemek almadan çıktığım yerleri biliyorum. altı üstü sosisli sandviç alcaktım.

bizim memleket gıda, restoran, markacılık, vizyon çok daha ileride.

frankfurtun göbeğinden bahsetmiyorum biraz aralara gidin uçlara.

bizim lahmacuncular çiğ börekçiler bile ne hal aldı. cilli gibi her şey yepyeni. los angeles
villa mimarisi gibi yapıyorlar. yerlerden ışıklar bitkiler falan.

mesela ingilterede çoğu costcutter çok dandik. Şok marketler Tescolardan iyi.
Hollandada spar çeşit kötü.

Migrosların karşılığı whitrose onlar lüks. Onlar biraz iyi. İkonik yerlerdeki Tescolar iyi oluyor.

Bi de Marks and Spencer lüks oluyor. Bizim marketler kadar şubeleri yok.

Onlarda evler eski olduğundan, dükkanlar falan küçük market alanları restoran alanları sıkışık.

Almanya o konuda biraz avantajlı. 1944-45 dümdüz olduğundan.
- Büyük oranda aynı bence. Ama onlarda bazı yerlerde biraz kokmuş oluyor. Haklısın
Alıntı ile Cevapla
  #218  
Alt 28-05-2019, 21:53
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şuanda  online konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.696

Onur Üyeliği 

Standart

Kullandığınız browser PDF desteklemiyor. Geniş ekranda Açmak için Tıklayın..



http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/409/4495.pdf

Not;
Venezuela Petrol miktarı (2018): 300,900,000,000 Varil
Suudi Arabistan Petrol miktarı (2018): 266,500,000,000 Varil
Asıl yaygara, paylaşım yaygarası...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (28-05-2019 Saat 23:06 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #219  
Alt 01-06-2019, 16:55
Leonardo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Leonardo Leonardo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 12 Dec 2017
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.371
Standart

- Bu son mesajı düzeltir misiniz?

Her açtığımda PDF indiriyor. Başlığı kapatmak istiyorsan kapat. İnternetim yavaş değil ama bu çok yavaşlatıyor.

2) ABD'nin G. Amerika'ya sürekli müdahele ettiğini ben söyledim zaten. Benim dediğimi bana mı kanıtlıyorsun?

3) Ben Cumhuriyet rejiminin en iyi seçenek olduğuna inanıyorum.

En basit debeplerden biri:

- Aklına gelen bütün savaşları yaz. Sonra bunların içinden bir demokrasinin başka bir demokrasi ile olan 1 tane savaş var mı bak.

Savaşları Şu kral, Bu kraliçe, Şu Diktatör çıkartır veya demokrasiler ile bu diktatörler arasında savaş çıkar.

2 demokrasinin birbirine savaş açma örneği hiç yok.

Senin elinde de sadece Küba ve Çin örneği var. uygulanabilir cumhuriyet dışı rejim olarak.

Ben yapı olarak daima zayıftan yanayım. Adaletten yanayım. Yetişme tarzım öyle.

Benim AKP'nin yaptığı işleri beğendiğimi gördün mü? - Göremezsin.

Peki Venezüella'Nın başındaki AKP'yi savunmadım diye beni bana okuma materyalleri vererek mi cezalandırıyorsun?

/Bence çok yanlış yoldasın. Birde AKP'liysen söyle. Hemen gidiyim. Bana "ben AKP'liyim" de gideyim.
Alıntı ile Cevapla
  #220  
Alt 01-06-2019, 17:16
Leonardo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Leonardo Leonardo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 12 Dec 2017
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 1.371
Standart

+ Geçmiş zamanlarda dünyada en çok övgü alan "Tam da Platon'un tarih ettiği Filozof-Kral" monarşisi denilen rejim de aslında Osmanlı Monarşisiydi. Diğer hepsi, Modern faşizm filan dahil onun yanında solda sıfır kalır. O bile batınca Türk halkı için yeni bir düzene geçilmesi gerektiğini anlamak zor olmadı.

- Neden peki?

- Ben de sana Öneri yapacağım. Thomas Hobbes + Machiavelli okuyabilirsin. Özellikle de ikincisini. Neden?

- O zaman anlarsın: Gücü insanlara zarar vermeyen bir şey yapmanın tek yolu vardır o da o gücü farklı insanlara dağıtmak.

- Neden?

- Çünkü yedirmezler. Sen geldin ülkenin başına çöktün. Senin yerine gelmek isteyen olmayacak mı? - Tekrar kardeş katli, saray entrikaları vs. gibi şeylere döneriz.

Ve tekrar ediyorum: Bunun iki istisnası var:
1) Küba
2) Çin.

- O kadar.

K.Kore'ye bak. Halk aç şu anda. Ambargo yüzünden de değil.
Venezüella'da da asıl sebep Ambargo değil. Öyle rejimlerde (Türkiye'deki gibi) devlet aygıtı işlevselliğini yitiriyor. Rüşvet / adamcılık / kleptokrasi artıyor. Olan da halka oluyor.

- Dİğer aklıma gelen istisna belki Nazizm'dir. Da bunu açıklayacak kadar bilgi bende de yok.
Ama Eski Rusya'da da rüşvetçilik, adamcılık, kleptokrasi almış başını gidiyordu. Hemde o kadar Kızıl-Teröre rağmen.

Yani zamanın var gibi görünüyorsun. Niye zaman ayırıp "Toplumsal sözleşme nedir? Neden vardır? neden icat edilmiştir?" diye sormuyorsun.

Senin Gücün konseylerde olduğu Küba tarzı demokrasi anlayışına bile bir şey demedim. Da sen karşıt düşünceye şans tanımıyorsun.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:02 .