Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 27-01-2012, 02:24
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

*Ermeni milli bürosunun Rus Çarına yazdığı mektubu okumaya devam edelim:

.....Türkiyeyle savaş müjdesi bütün ermeni halkını coşturmaktadır. Ermeniler şanlı rus ordularında yer almak ve rus silahının başarısına kanıyla hizmet etmek için sabırsızlanmaktadır. Yüce tanrıya düşmana karşı zafer kazanmak için dua ediyoruz. Yeni şanlı RUS silahı olmak ve rusyanın doğudaki tarihsel görevini yerine getirmek VATAN BORCUMUZ olmaktadır. Kalbimiz bu istekle yanmaktadır. Rus bayrağı istanbul ve çanakkale boğazlarında özgürce dalgalanacaktır....
*Taşnaksütyun partisi dışişleri bürosu başkanı Zavriyev'in Londra ve Paris büyükelçilerine ve çarlık rusaysına gönderdiği mektup yukarıdaki ifadelerin neredeyse aynısını yinelemektedir. (Mektubu aktaran: Karamyan, erivan üniversitesi, 1972 Tsgia Arm SSR)

*1915 Şubat ayı. Yer Tiflis. Bütün Ermenistan Milli kongresinde Taşnaksütyun partisinin askeri kanat temsilcisi konuşma yapmaktadır:

'' Bilindiği gibi Rus hükümeti savaşın başında Türk Ermenilerini silahlandırmak ve savaş sırasında ülke içinde ayaklanma çıkarmak için hazır hale getirmek amacıyla hazırlık gideri olarak 242 900 ruble verdi. Gönüllü birliklerimiz türk ordusunun savunma hattını yarıp AYAKLANANLARLA BİRLEŞEREK CEPHE VE CEPHE GERİSİNDE A N A R Ş İ YARATMAK ve bununla birlikte rus ordularının geçişini ve türk ermenistanı'nı ele geçirmesini sağlamak zorunda!''

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 27-01-2012, 02:31
milomanara - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
milomanara milomanara isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 17 May 2008
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 1.807
Standart

Yine bu anlamsız "kaka Ermeniler" argümanı. BM tanımına[1] göre olayın soykırım olduğuna şüphe yoktur. Bunun karşısında argüman üretmek istiyorsanız yapmanız gereken BM tanımını tanımamaktır(ki, kara mizah olarak, biz ülke olarak tanıyoruz ). Soykırımı kıçımızdan tanımlayıp, bu soykırımdır bu değildir diyemeyiz. Mesela kedi dört ayaklı tüylü, bıyıklı bir hayvan olarak tanımlanmışsa bence fil de bir tür kedidir diyemezsiniz. Derseniz ya deli ya da yalancı muamelesi görürsünüz.

Techir BM tanımına göre soykırımdır. Bu kedinin kedi olduğu kadar açıktır. Varsa eğer bir soykırım tartışması, bence bu olayın Hitler'inki kadar barbarca olmadığı, dolayısıyla tanımın aşırı geniş olduğu yönünde olabilir. Gerisi peygamberlerinin çocuk düdüklemesini meşrulaştırabilen dincilerden farksız, rasyonaliteden uzak bir iman meselesidir.
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 27-01-2012, 02:44
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

"Soykırım" kavramı, 1948 tarihli "BM Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme" ile tanımlanmıştır. Sözleşmenin 2. maddesine göre;

"Soykırım; ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu toptan ya da onun bir bölümünü yok etmek niyetiyle: Grup üyelerinin öldürülmesi, Grup üyelerinin fizik ya da akıl bütünlüğünün ağır biçimde zedelenmesi, grubun fiziksel varlığının tümü ya da bir bölümü ile yok edilmesi sonucunu verecek yaşam koşulları içinde tutulması, grup içinde doğumları engelleyecek önlemler alınması, bir grup çocukların başka bir gruba zorla geçirilmesi eylemlerinden herhangi birine başvurulmasını kapsamı içine alır. Soykırımda planlı, devlet politikası haline gelmiş eylemler söz konusudur."

Arapça asıllı bir kelime olan tehcir, "bir yerden başka bir yere göç ettirmek, yer değiştirmek, hicret ettirmek (immigration, emigration)" manasını taşır; bir "sürgün", bir "deportation" manası yoktur. Bununla birlikte; "Tehcir Kanunu" diye adlandırılan kanunun adı da aslında "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için askeri tarafından uygulanacak önlemler hakkına geçici kanun"dur. Bu kanuna dayanılarak gerçekleştirilen yer değiştirme uygulamasının anlatımında kullanılan "tenkil (nakletme)" tabiri de batı dillerinde "sürgün" anlamına gelen "deportation", "exile" veya "proscription" gibi terimlere karşılık değildir.

Ermeni isyan ve katliamlarına önlem almak amacıyla Talat Paşa'nın başlattığı, Hükümet ve Meclis'in de uygun gördüğü yer değiştirme, doğrudan doğruya cephelerin güvenini sarsacak bölgelerde uygulanmıştır.

Bunlardan birincisi, Kafkas ve İran cephesinin geri bölgesini oluşturan Erzurum, Van ve Bitlis dolayları; ikincisi ise, Sina cephesi gerilerini oluşturan Mersin-İskenderun bölgeleridir. Ermeniler, her iki bölgede de düşmanla işbirliği yapmış ve onların çıkarma yapmalarını kolaylaştıracak faaliyetlerde bulunmuşlardır.

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 27-01-2012, 04:57
AlbatrosS AlbatrosS isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 14 Jul 2010
Mesajlar: 1.606
Standart

Mutezile´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
"Soykırım" kavramı, 1948 tarihli "BM Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme" ile tanımlanmıştır. Sözleşmenin 2. maddesine göre;

"Soykırım; ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu toptan ya da onun bir bölümünü yok etmek niyetiyle: Grup üyelerinin öldürülmesi, Grup üyelerinin fizik ya da akıl bütünlüğünün ağır biçimde zedelenmesi, grubun fiziksel varlığının tümü ya da bir bölümü ile yok edilmesi sonucunu verecek yaşam koşulları içinde tutulması, grup içinde doğumları engelleyecek önlemler alınması, bir grup çocukların başka bir gruba zorla geçirilmesi eylemlerinden herhangi birine başvurulmasını kapsamı içine alır. Soykırımda planlı, devlet politikası haline gelmiş eylemler söz konusudur."

Arapça asıllı bir kelime olan tehcir, "bir yerden başka bir yere göç ettirmek, yer değiştirmek, hicret ettirmek (immigration, emigration)" manasını taşır; bir "sürgün", bir "deportation" manası yoktur. Bununla birlikte; "Tehcir Kanunu" diye adlandırılan kanunun adı da aslında "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için askeri tarafından uygulanacak önlemler hakkına geçici kanun"dur. Bu kanuna dayanılarak gerçekleştirilen yer değiştirme uygulamasının anlatımında kullanılan "tenkil (nakletme)" tabiri de batı dillerinde "sürgün" anlamına gelen "deportation", "exile" veya "proscription" gibi terimlere karşılık değildir.

Ermeni isyan ve katliamlarına önlem almak amacıyla Talat Paşa'nın başlattığı, Hükümet ve Meclis'in de uygun gördüğü yer değiştirme, doğrudan doğruya cephelerin güvenini sarsacak bölgelerde uygulanmıştır.

Bunlardan birincisi, Kafkas ve İran cephesinin geri bölgesini oluşturan Erzurum, Van ve Bitlis dolayları; ikincisi ise, Sina cephesi gerilerini oluşturan Mersin-İskenderun bölgeleridir. Ermeniler, her iki bölgede de düşmanla işbirliği yapmış ve onların çıkarma yapmalarını kolaylaştıracak faaliyetlerde bulunmuşlardır.

Ankara'nın ilk kararı: Ermenilerin ülkelerine/evlerine dönmeleri yasaktır!

Sait ÇETİNOĞLU


Ankara Hükümeti'nin ilk aldığı kararlardan biri Ermenilerin ülke içinde dolaşmalarının yasaklanması kararıdır. Bu karar, savaş sonrasında Ermenilerin ülkelerine/evlerine dönmelerinin yasaklanmasıdır aslında. Güvenlik gerekçesine sığınılarak alınan kararla Ermenilerin doğdukları topraklara, ülkelerine girişi yasaklanmıştır.

Bilindiği gibi, Ankara'da Meclis'in açılmasının tarihi 23 Nisan'dır ve bu meclisçe oluşturulan İcra Vekilleri Heyeti'nin ilk günleri sayılabilecek günlerde yani daha çiçeği burnunda iken 18 Haziran 336 [1920] tarihinde aldığı bir kararla Ermenilerin dolaşmalarını yasaklamıştır: "Dahiliye Vekaletinin14 Haziran 336 tarih ve 769 numaralı tezkeresi hey'etimizce lade'lkıraa dahilde bulunan Ermenilerin takım takım İstanbul ile bazı sevahile geçerek eli silah tutanların ecnebiler tarafından teslih ve İslamlar üzerine taslit eylediği anlaşıldığından bunlardan hiçbirinin serbesti-i yer ve seyahati münasip görülmemiş keyfiyyetin ol vecle tebliği karar-gir olmuştur."

Bu kararın en önemli nedenlerden biri; tehcirden bir şekilde hayatını kurtarıp, sağ olarak doğduğu topraklara dönmek ve yerine yurduna sahip çıkmak isteyen Ermenilerin bu imkanının ellerinden alınmak istendiğini söylersek abartmış olmayız. Erzurum ve Sivas kongrelerinde Ermeni heyulasının dolaşması bu kanımızı güçlendirmektedir. Heyeti Temsiliye adına Mustafa Kemal'in Kürt egemenlerine yazıdığı mektuplarda birinci tehlike olarak Ermenilerin geri dönme tehlikesini vurgulayarak yardım istemesi boşuna değildir.

16.3.1923 tarihinde ve 90 A 6 sayı ile alınan bir kararla[1] uygulama perçinlenecektir; "Harb mıntıkasındaki Gayrimüslimlerin kayıtsız ve şartsız dolaşmalarının mahzurlu olduğu" belirtilir.

Endişe Ermenilerin geride bıraktıkları malların geri alınması, mallarına sahip çıkmaları ihtimalidir. Bu sırada Ermeni malları emval-i metruke sayılarak dağıtımı yapılmaktadır. Bu dağıtım sırasında Ermenilerin bir sorun çıkarması arzu edilebilir bir şey değildir.

Bir şekilde tehcirden canını kurtarıp evine dönebilenler hakkında asılsız suçlamalarla tutuklanmakta idam dahil çeşitli cezalara çarptırılmaktadır. O günlerin tanığı olarak Sarkis Çerkezyan önemli bilgiler vermektedir. Karaman'da el konulan mallarına sahip çıkmak isteyen Sarkis'in babası Gazaros'a (Çerkezoğlu) avukatı iki yol gösterir ya susması ya da sehpa: "Aman Çerkez Ağa, hiç sesini çıkarma, malım dersen seni de asacaklar, sehpa orada"[2] Çerkez Ağa'nın gözü önünde malı mülkü haraç mezat satılırken canı bağışlanarak(!) sürgün cezasıyla kurtulacaktır.
http://www.mavidefter.org/index.php?...rih&Itemid=101

Yani neymiş?

Tehcir ''geçici olmak kaydıyla'' düşünülen bir iş değilmiş.

Bilakis Yeni cumhuriyet ne yaptı:

VARLIK VERGİSİ-6-7 EYLÜL ÖZEL HARP OPERASYONLARI.

Yani?

Bu iş yeni dönemde de planlı bir şekilde sürmüş.

Cephe güvenliği ARGÜMANI'ysa kargaların bile inanmıyacağı bir zırvalıktır. Tehcir'in ilk kararlarından biri İSTANBUL'DA BELLİ BAŞLI ERMENİ AYDINLARI'nın sürgünüdür!

Bunu İç anadolu'dan Karadeniz'e sürgünler izler.

NOT: Bunu siz cevaplayın diye yazmıyorum Mutezile hazretleri. Okuyanlar için yalnızca...
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 27-01-2012, 05:16
Jolly Jocker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Jolly Jocker Jolly Jocker isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 24 Aug 2008
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 1.323
Standart

Mutezile,

Yazdıkların soykırımın yapılmadığını göstermiyor.

Niçin soykırım yapıldığının mazeretlerini sıralıyorsun.

''Ermeniler bizi sattı, kullanıldılar, tehcire onlar da hak veriyordu'' v.s...

Yani, ''Yaptıklarımız haklıydı'' demiş gibisin.

Soykırıma haklılık atfetmek insanlıktan çıkış göstergesidir.

Üzülüyorum senin adına.

Ya da sana senin seviyenle cevap yazayım: Ne yani, tüm dünya soykırımı kabul ederken yanlış biliyor da bir sen mi doğrusunu biliyorsun?
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 27-01-2012, 09:55
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

jolly

*
Ermeni liderlerinden birinin çok sonra yaptığı açıklamalar neyi gösterir?
şeklindeki 'argümanına' aldığın cevabı hatırlayalım:

Rahatsızlığını, huzursuz satırlarınızdan okuyabiliyorum. Buna gerek yok, gerçekten
Nesnel gerçekleri, tarihi verileri paylaşmaya çalışıyorum.

Jolly'den:
Alıntı:
Ermeni liderlerinden birinin çok sonra

Siz hadiselerden 1 asır sonra ahkam kesiyorsunuz.. Kaçaznuni bir kaç ay sonra..Kusura bakmayın; beni ikna eden sizin ahkamınızdan çok, Ermeni çeteleri bizzat yöneten ve yönlendiren Kaçaznuni'dir.

Sevgiyle kalın
* Bu sefer ki 'argümanın' da onunda altında kalmışsın, zira bana -sehven de olsa- çok büyük iltifatlar ediyor, ayağımı yerden kesiyorsun. Başımı döndürüyor, beni kibire azamete sürüklüyorsun..

Ne söylemişsin peki:

Ne yani, tüm dünya soykırımı kabul ederken yanlış biliyor da bir sen mi doğrusunu biliyorsun?
Bu ciddiye alındığında gerçekten ne büyük iltifattır. O kadar büyüktür ki beni neredeyse Giarano Bruno, Hallac-ı Mansur, Mandela, Walesa, Galileo falan yapar.

Ne ki; gerçeklik böyle değil. Gülen'in ve Nursi'nin söylemekten hoşlandıkları ifadeyle ben sadece ''kemter bir kulum''.

Kaçaznuni tarihsel bir gerçekliktir. BEN keşfetmiş, araştırıp bulmuş olsaydım bu cömert iltifatını gerçekten üzerime alırdım. Fakat ben sadece bir aktaranım. Bir basit katalizatör.
Son derece sıradan bir aktarma organı..

Bu sehven iltifatlarını da hakedecek bir şey yapmadım.. En azından bugüne dek.

Şimdi senin 15 numaralı iletinin diğer mesajını almaya çalışıyorum:

jolly,........ bu da olmadı. Konuya teğet bir yorum.

Aslında senin iletilerinde genellikle sık sık rastladığım bir eksiklik var: DUYGUDAŞLIK.. Fransızlar empati diyor.

Senin ermeni çeteler tarafından yakılan, tecavüz edilen toplu mezarlara doldurulan, türk halkı (o vakitler daha kısmen osmanlı tebası - hatta 1930'lara değin yine belli bir kısmı ruhen de osmanlı tebası) için EMPATİ yaptığını gösteren tek cümleni okuyamadım. Oysa Rus ordularının gönüllü tetikçiliğine soyunduklarını şevkle haykıran, sivil türk köylüsüne mezalim uygulayan, ve bu mezalimi görev addeden Ermeni çetelerinin nasıl silahlandırıldıklarını, paralandırıldıklarını biliyorsun.

Neden ermeni çetelerince katledilen, toplu mezarlara tıkılan, türk halkı için bir şeyler söylemedin şimdiye kadar? RUS ORDUSUNA YOL AÇMAK için anarşi çıkardıklarını itiraf eden ve binlerce türkün kanına giren ermeni çeteleri hakkında da şimdiye kadar düşüncelerini okuyamadım..



Hem- sehven de olsa - iltifatlarından dolayı, hemde sabah 04.16'da buraya bir ileti asmanya üşenmememenden dolayı bende senin kısa cümlelerine teşekkür mahiyetinde uzunca bir iletiyle yanıt veriyorum farkıdasındır.

Konuyu bu kadar dikkatle takip ettiğin için sana öncelikle teşekkür ediyorum.

Emin ol Ermenistan 1. Başbakanı Kaçaznuni'nin saptamalarının bazı yerlerini inanmayarak 2-3 tekrar tekrar okudum. Ne ki hem yavaş okuyor, hem yavaş yazıyorum. Daha ilginç pasajlar gelecek, bundan da emin ol jolly.

Last but not least: jolly'den
Yani, ''Yaptıklarımız haklıydı'' demiş gibisin.
ASLA!

Türk milletinin tarih boyunca, tarihin herhangi bir kesitinde soykırım yaptığını, sokırım yapacak kadar alçaklaştığının kanıtlarını, bulgularını, tarihsel gerçekliğini, tanıklarını okuduğum anda nasıl lanetlediğimi göreceksin.

Körü körüne bir davayı savunmuyorum. gerçekleri öğrenmeye çalışıyorum..

Fakat nedense buraya ileti asan karşı görüşlü dostlar fikri ve ruhi tekamüllerini çoktan tamamlamışlar. Yeni bir öğrenmeye duymaya açık değiller. Birer alim/kahin/oracle gibi hüküm verip, racon kesiyorlar.

Sende jolly hem duygudaşlık ve yeni fikirlere açıklık konusunda onlara eşlik ediyorsun. Daha geniş bir perspektiften, önkabullerden sıyrılarak bakabilmeni, yorumlayabilmeni temenni ediyorum..


Bak dalgınlığıma geldi, unutuyordum:
Soykırıma haklılık atfetmek insanlıktan çıkış göstergesidir.
Soykırıma haklılık gösterme çabasında olan kimse yok; bu bir. Aşağılık hakaretini ise ne kadar istemesem de üzülerek sonuna kadar sana iade etmek zorundayım, bu da iki. Burada insanlıktan çıkış emareleri gösteren birisi varsa, o da zat-ı alin.
Sebeplerini uzunca anlattım, tekrar girmeyeyim.

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 27-01-2012, 12:38
milomanara - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
milomanara milomanara isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 17 May 2008
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 1.807
Standart

Mutezile´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
"Soykırım; ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu toptan ya da onun bir bölümünü yok etmek niyetiyle: Grup üyelerinin öldürülmesi, Grup üyelerinin fizik ya da akıl bütünlüğünün ağır biçimde zedelenmesi, grubun fiziksel varlığının tümü ya da bir bölümü ile yok edilmesi sonucunu verecek yaşam koşulları içinde tutulması, grup içinde doğumları engelleyecek önlemler alınması, bir grup çocukların başka bir gruba zorla geçirilmesi eylemlerinden herhangi birine başvurulmasını kapsamı içine alır. Soykırımda planlı, devlet politikası haline gelmiş eylemler söz konusudur."
Mutezile, din konusundaki muhakeme yeteneğini burada da istiyorum Burada yazdığın devlet politikası haline gelmiş eylem zaten techirin kendisidir. Techirin -söz konusu etnik grup ne yaparsa yapsın- devlet olarak onlardan kurtulmaya yönelik olduğunun kuşku götürür tarafı var mı? Yer değiştirme, hicret etme kendi isteğinle olur burada yapılan sınırdışı etmedir. Techirin kelime anlamına inmen Nisa 34 için debelenen bir mümin çırpınışı gibi. Samimşyetle şunu söyle:"Devlet o insanların başına o yolda ne geleceğini bilmiyor muydu?" Biri birine hasım iki kurt cinsinin birinin dişlerini söküp diğer grubun içinden geçirmek "nakil" diye meşrulaştırılabilir mi?

Mutezile´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ermeni isyan ve katliamlarına önlem almak amacıyla Talat Paşa'nın başlattığı, Hükümet ve Meclis'in de uygun gördüğü yer değiştirme, doğrudan doğruya cephelerin güvenini sarsacak bölgelerde uygulanmıştır.

Bunlardan birincisi, Kafkas ve İran cephesinin geri bölgesini oluşturan Erzurum, Van ve Bitlis dolayları; ikincisi ise, Sina cephesi gerilerini oluşturan Mersin-İskenderun bölgeleridir. Ermeniler, her iki bölgede de düşmanla işbirliği yapmış ve onların çıkarma yapmalarını kolaylaştıracak faaliyetlerde bulunmuşlardır.
Burada sanıyorum her Ermeni techir edilmedi demek istiyorsun. Evet doğru ama BM tanımını okursan "Tamamını ya da bir kısmını" ifadesini göreceksin. Sadece bir vilayetteki azınlığı felaketine yol açacak bir politikaya tabi tutmak da soykırımdır.

Burada mesele bizim soykırım yapıp yapmadığımız değil. Zaten onlarcasını(mesela Alevi katliyamları) geçmişte yaptık. Tüm toplumlar yaptı. Zaten atalarımız için tecavüzün yanlış olmadığı gibi belli bir süre geriye gittiğinizde bugün yanlış olan bir çok şey yanlış değildi. Yani İngilizlerin zorla Çin'e uyuşturucu satması ve itiraz eden Çin'de yüzbinleri katletmesi normal, Ermeni techiri normal değil! Demek istediğim alçaklık insanoğlunun temel özelliklerinden biri. Bunu kabul edip başka alçaklıklar yapılmasını önleme vaktidir. Mesele budur.
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 27-01-2012, 13:16
Jolly Jocker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Jolly Jocker Jolly Jocker isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 24 Aug 2008
Bulunduğu yer: Antalya
Mesajlar: 1.323
Standart

Mutezile,

Kaçaznuni'nin sonra yaptığı açıklama derken soykırımı yaşamamış olduğunu kastettiğimi bilmezden gelmen ilginç.

Bir adamın yaptığı açıklama tarihsel gerçekliği değiştirmez. Senin yaptığın mantık yanlışıdır, ''ad hominem'' diye bilinir. Kişiliği hedef alarak görüşü yanlışlamaya çalışmaktır. Aslında sen Kaçaznuni'nin kişiliğini değil bir lafını ele alıp soykırımı görünmezleştirmeye çabalıyorsun, bu yüzden tam olarak ad homineme girmeyebilir bu yaptığın ama bana karşı takındığın tutum kesinlikle ad hominem. Yani benim Türk tarafının yaşadığı acılara kayıtsız kaldığım önyargısı üzerinden fikirlerimi yanlışlamaya kalkmışsın. Sanki bir kaç ileti sonra akrabalarım arasında Ermeni olup olmadığını soracak gibisin.

Devlet ne diyor? (Osmanlı döneminde olmuş bir olayı reddetmeyi nedense üzerine vazife bilip ortaya atılıyor ve) Diyor ki devlet: ''O dönemde ulusal bağımsızlık akımlarının etkisiyle Ermeni toplumu bizi arkadan vurdu. Bir takım çeteler çatışma ve gerginlik çıkardı. Devlet de Ermenileri riskli bölgelerden tehcir etti. Fakat imkansızlıklar, soğuk, hastalık v.s. yüzünden Ermeniler yolda öldüler. Diaspora Ermenileri ise tüm dünyaya bu olayı soykırım diye sunup şanlı milletimize karaçalmaya kalkıyorlar!''

Evet devletin soykırım iddialarına verdiği cevap özet haliyle bu!

Şu hususları göz önünde bulundurarak düşünmemiz bile devletin üstteki argümanının saçmalığını görmemize yeter;

- Her halkın ulusal bağımsızlığını isteme hakkı yok mudur? Ermeni halkı da böyle bir istekte ve mücadelede bulunduysa suçlu mudur? Üstelik hain olduğu iddia edilen Ermeni halkı yıllarca ''devlet-i sadıka'' diye bilinmiyor muydu? Kaldı ki, bir halk nasıl toptan hain ilan edilebilir?

- Tehcire bahane edilen ''karşılıklı çatışmada'' ittihatçı ve Türkçü-milliyetçi çetelerin faaliyetleri neden göz ardı ediliyor? Neden Ermeni milliyetçi örgütleri değil de tüm Ermeni halkı cezalandırıldı? Neden silahsızlandırma gibi yöntemler yerine kadın-çocuk demeden tehcir edildi bu insanlar?

- Tehcir edilen insanların malı-mülkü neden yağmalandı? Neden bunlara el kondu? Eğer olaylar durulunca geri gelmeleri ya da en azından geride bırakılan mallarının bedelinin ödenmesi göz önünde tutulduysa Ermeni mallarının yok edilmesi ve yağmalanmasını nasıl açıklayacağız? Yağma ve talan, bu insanların bir daha geri gelmeyecekleri veya geride bıraktıkları mallarının bedelini talep etmeyeceklerinden emin oldunduğunun(ki bundan emin olmanın biricik yöntemi kitlesel kıyımdır) bir göstergesi değil midir?

- Tehcire bahane olan çatışmalı bölgeler bellidir. Neden tüm yurttaki(Trakya'daki, Eskişehir'deki v.s.) Ermeniler de kadın-çocuk denmeden tehcir edilmiştir?

- Yüzbinlik kitlelerin uzun mesafeli yollarda tehcir edildiğinde yorgunluk, açlık ya da hastalık gibi etkenlerle yüz yüze kalacakları ve öleceklerini bilmek için alim mi olmak gerekiyordu?

- Balkan Göçü sırasında müslümanların tehcirini pek kazasız-belasız gerçekleştiren ve hepsini sağ-salim iskan eden devlet Ermeni tehciri sırasında neden kılını kıpırdatmamıştır? Eğer yapacak olanakları yok idiyse o halde bu tehciri neden ertelemedi?

- Tehcir dediğimiz hadise bir kerede yapılan ve bir günde biten birşey değil. Yüzbinlerce insan kısım kısım, aylarca sürülüyor. Diyelim ki tehcir soykırımın yöntemi olarak düşünülmemişti ve hakikaten iyi niyetli bir çabayla Ermeniler techir ediliyordu. İlk bölük insan yola çıkıp açlık, hastalık, zulüm v.s. sonucu telef olduktan sonra, devlet neden bu tehciri durdurmadı ve aynen sürdürdü? Sürdürmeye devam etmesi soykırım niyetinin açık bir göstergesi değil midir?

Son maddeyi tekrarlıyorum. Diyelim ki yüzbin insanı sürdün ve öldüklerini gördün. İkinci yüzbinlik kitleyi sürdüğün an artık niyet devreye girer ve en azından o saatten itibaren soykırımcı olursun. Ermenilere yapılanın tehcir görüntüsü altında bir soykırım olduğu çok açıktır. Toplum olarak bununla yüzleşmediğimiz sürece dünyanın her devleti bu olayı alıp kullanır. Almanlar Yahudilere yaptıklarını kabul edip özür dileyince birşey kaybetmediler; aksine, kazandılar. İnsanlıklarını yeniden kazanıp demokratikleşme yönünde ciddi adımlar attılar. Biz ise inkarda ısrar ederek soykırımı sürdürüyoruz aslında. Zira Ermeni kardeşlerimizin hala yüreklerini kanatıyoruz. Türk tarafının da acı çekmiş olması, Ermenilere yapılanın bir soykırım olduğunu inkar etmeyi gerektirmez.
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 27-01-2012, 17:30
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

sayın milomanara,

size cevap yazıyordum ki, jolly gündem belirleyici soruyu diğer soruların arasına sıkıştırıp ortaya attı. herşeye kayıtsız kalınır, buna k a l ı n a m a z!

jolly ne demiş birlikte okualım:-
Her halkın ulusal bağımsızlığını isteme hakkı yok mudur? Ermeni halkı da böyle bir istekte ve mücadelede bulunduysa suçlu mudur? Üstelik hain olduğu iddia edilen Ermeni halkı yıllarca ''devlet-i sadıka'' diye bilinmiyor muydu? Kaldı ki, bir halk nasıl toptan hain ilan edilebilir?
Ermenilerin Türk köylüsüne yaptıklarını ben ihanet kelimesi ile açıklamayı geçiştirme, hafifletme sayarım..

Bu başlığı şu ana kadar okuyan hiç bir katılımcı ISRARLA VE İNATLA gözlerini kapıyor, başını tavana dikip ıslık çalıyor..

Böyle bu konuyu tartışamayız. Pozisyon almanız gerekir diye düşünüyorum. Neye karşı pozisyon alacaksınız:



Şuna karşı:




Aslında a priori kabul şu olmalıdır: Ermeni soykırımı kesinlikle yapılmıştır; Ermeni çeteleri ve şakiler tarafından TÜRK köylüsüne bir mezalim, bir mukatele
uygulanmıştır. Bu kesindir, tanıklı, delillidir. Örnekleyeyim:

1-) Giresun'un Görele ilçesinde 20 türk genci silahlı ermeniler tarafından topluca kurşuna dizildi. Yapılan kazılarla bu toplu katliamın kemiklerine ulaşıldı.

2-) Yine Giresun'un Mahsutlu köyü - Dikmetaş mevkisinde/Mahsutlu köyünde de ermeni çeteler baskın yapmış, köyü yağmalamış. Ölen türklerin 15-20 yaş arasındaki gençler olduğunu Giresun Müze müdürü Hulusi Güleç kaydediyor.

3-) Iğdır'ın Oba köyünde 1986 yılında yapılan kazılarda bulunan kemikler 98 Türkün toplu katliama maruz kaldığını kaydetmekte. Kazı ve bulgu incelemeleri Atatürk Üniversitesi tarafından yapıldı.

4-) Erzurum Alacaköy'de 2 oda-mezara ulaşıldı yine 1986 kazılarında. Prof. Konukçu & Prof. Akbulut ve kazı ekipleri 150'den fazla türkün öldürüldüğünü kanıtladılar.

5-) Aynı köyde Prof. Cevat Başaran daha sonra kendi ekibiyle bir araştırma kazısı yapar. Konukçu ve Akbulut kazılarında bulunan 150 küsur insan kemiklerine ilaveten -bir başka oda mezarda- 130 civarında Türkün katledildiğini gösteren insan kemiklerine ulaşırlar.

6-) Kars'a bağlı Derecik ve Subatan köylerinde 1991 tarihli kazılarda Ermeni silahlı çeteler tarafından 930 Türk köylüsünün katledilişini gösteren bulgular günışığına çıkarılır.

Buradaki v a h ş e çarpıcıdır! İskeletlerin çoğunun 0-1 yaş arası minik bebelere ait olması kazı ekibini çok etkiler. Bu 930 bebeye ilaveten sonraki kazılarda 12 çocuk ve 3 yetişkinin iskeletine daha ulaşıldı.

7-) Van'ın Zeve Şehitliğinin güney yaacında 1990'da yapılan kazıda bir düzine Türkün katledildiği bir başka kıyımın iskeletlerine rastlandı.

SİLAHLI ERMENİ ÇETELERİ HERYERDE

Sivil Halka uygulanan mezalimlere başka örnekler:

8-) Kars'ın Arpaçay ilçesine bağlı Küçük Çatma köyünde 1918'de Ermeni Taşnak çetelerinin katlettiği 183 türk köylüsünün toplu mezarına 2010'da yapılan kazılarda ulaşıldı.
Kafkas Üniversitesinin yaptığı incelemeler: şehit kemiklerinin, elbiselerinin tamamen yanmış olduğu bu da insanların bir samanlığa tıkılıp ateşe verildiklerine delalet ettiğini ortaya koymuştur.

Demek ki Auschwitz, Dachau, Bergen Belsen vb. KZ (toplama kampları + yüksek fırınlar) için Hitlerin nereden ve kimlerden ilham aldığını öğrenmiş bulunuyoruz.
9-) Ardahan'da Halil Efendi Mhallesinde, Yanık Cami bölgesinde yine 2010'da şimdili 30 insan iskeletine ulaşıldığını; fakat kazıyı yöneten Kars Müze müdürü Necmettin Alp Ermeni katliamının belgelenmesi için yaptıkları kazı çalışmalarında dev bir toplu mezarla karşı karşıya olduklarını düşündüklerini, kesin şehit sayısının çok yüksek çıkacağını düşündüklerini ifade etti.



Iğdır merkeze bağlı Hakmehmet köyleri, Tuzluca ilçesine bağlı Gedikli köyünde toplu mezarlar; Tarihe TANDIR KATLİAMI olarak geçen kıyımda katledilen 90 civarında türkün kemikleri; Ardahan Karagöl mahallesinde inşaattan tesadüfen çıkan toplu mezarlar....


Saymakla bitmiyor.. Liste buraya asla sığmaz.


Son bir örnekle konuyu kapatalım, şimdilik:

10-) Bitlisin Saray Mahallesinde Ermeniler tarafından katledilenlerin toplu mezarı bulundu. 2010 yılında yapılan kazıda Basri Tahincioğlu kazı ekibine babasının olayın görgü tanığı olduğunu ve Ermenilerin işlediği mezalimin ayrıntılarını anlatır:

''Arkada gördüğümüz şehitler Ermenilerin köy halkının katletmesinin neticesi. Babamın anlattıklarını size aktarıyorum. 7 yaşındayken buradan göç etmişler. Ermeniler dedemlerin bulunduğu evi ateşe vermişler. Evden kaçmaya çalışanları da kurşunlamışlar.''



ERMENİ soykırımı bir hakikattir. Ermeniler bu soykırımın FAİLİDİR. Sivil halk üzerinde yağma, katliam, tecavüz, kundaklama vb insanlık suçu işlemişlerdir.

Bu yüzleşme kaçınılmaz olmuştur. Bunlar benim çıkarımlarım.

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 27-01-2012, 17:35
Mutezile - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Mutezile Mutezile isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 May 2005
Mesajlar: 2.806
Standart

Bu yüzleşmeyi bir yapacağız. MuhAKKAK YAPACAĞIZ VE POZİSYONUMU alacağız.

Bu başlık altındaki katılımcı arkadaşların buraya Ermeni soykırımından küçük bir demet sunduğum katliam listesinin İFTİRA /YAKIŞTIRMA vb olduğunu lütfen iddia ediniz.

Mutezile YALAN yazıyorsun, eksik aktarıyorsun, ermeni çetelerin silahlandırıldığını, paralandırıldığını nasıl söylersin gibisinden lütfen POZİSYON ALINIZ!

Alınız ki konuyu temeliinden eksiksiz tartışabilelim. Ben hoşlandığım konuyu irdelerim, canımı sıkanı da teğet geçerim yok.

Şimdi eğer pozisyonunuzu aldıysanız -alacaksanız- devam edebiliriz...


Jolly'nin gündem belirleyen sorusunu hatırlayalım:

‘Barışı sabote etmek için Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük… Sevr Antlaşması ve ‘büyük Ermenistan’ hayali gözlerimizi kör etti. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık… Tehcir doğruydu ve gerekliydi…’

''Askerî operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. ''
Ovanes Kaçaznuni (Ermenistan'ın 1. Başbakanı)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hitler Yahudi Soykırımı yaptı mı? Tarih 82 30-09-2013 18:26
Ermeni Soykırımı Jolly Jocker Politika 0 31-12-2011 14:12
Ermeni, Rum ve AKP, Türkiye'ye karşı el ele! HayyaN Politika 0 14-10-2009 00:33
ABD Ermeni Soykırımı Tasarısı'nı kabul etti! Politika 56 21-10-2007 01:12

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:59 .