14-04-2012, 00:39
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 13 Apr 2012
Mesajlar: 1.172
|
|
Peygamberler neyin delilidir?
Dostlar,
Bir yüce Allah düşünün ki sonsuz güç sahibi olarak Kuranda gösterilmektedir.
Ancak bu yüce güç sahibi, konu insanlarla iletişim kurmaya geldiğinde, birden bire bir insan gibi güçsüzleşmekte ve aracılara ihtiyaç duymaktadır. yani elçilere...Bu bir acizleşme değil midir?
Bu da yetmemekte, kızdığı insanlara küçültücü isimler takarak, onlara beddualar edebilmektedir. Abdül Uzza gibi iki defa Muhammed peygamberin dünürü olan ve önceleri Muhammed peygamberin iki kızını bu adamın iki oğluna verdiği, yani son derecede saygı duyduğu bu kişi Muhammed peygambere inanmayınca, araya ALLAH girmekte ve bu adamın önce ismini küçülterek ateşin babası yani, EBU LEHEB demekte ve de sonra bu adamın ellerinin kuruması için yüce Allah beddualar etmektedir. Daha yaşarken bu adam ve de karısı cehennemlik ilan edilince, Allah'ın rahmanlığı da böylece ortadan kalkmış olmaktadır. Çünkü adam yaşamaktadır. Bir yanlışı varsa belki de tövbe edecek ama nerde! Adam yaşarken cehennemlik ilan edilince, rahman da kendiliğinden yok olmuyor mu?
Ve ne garip bir olgudur ki aradan 1450 yıl geçmiş ve Abdül Uzza'nın elleri kurumamış olacakki Müslümanlar bugün dahi bu adama namazlarında beddua ederek cennete girmeyi düşlemektedirler. Demek ki Allah bu adamın ellerini bir türlü bütün beddualara karşın kurutamamıştır.
Pekiyi, Müslüman olabilmenin şartı nedir? Bunun şartı da 1450 yıl önceki bir olaya bugün şahit olduğunuzu söylemekten geçer. Yani yalancı şahit olmadan Müslüman olamazsınız.
Allah maskesi takanlar elçiyim diye ortaya çıkınca, ateist dinlerin önderlerine saygı duymamak imkanı var mı? Onlar bir ilaha dayanmaksızın, yani bir ilahi maske takmadan kendi düşünceleriyle din kurmuş dürüst kişiler olmaktadır.
Farkındalık / Farkındalık / Farkındalık
|
14-04-2012, 00:59
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 01 Dec 2010
Mesajlar: 2.384
|
|
Sesli´isimli üyeden Alıntı
Allah maskesi takanlar elçiyim diye ortaya çıkınca, ateist dinlerin önderlerine saygı duymamak imkanı var mı?
|
Ateist dinler mi? Ayrıca birini seçip diğerlerini çöpe atmaya gerek yok 124 bin başarısız peygamber ve başarısız son din hepsi aynı tabaktan yemek yiyor bu peygamberlerin emin olun. Sormuşsunuz " Peygamberler neyin delilidir?" diye, kısaca hiç bir şeyin!
|
14-04-2012, 23:07
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 13 Apr 2012
Mesajlar: 1.172
|
|
Dinlerin hepsini ilahi ve peygamberli mi sanıyorsunuz?
Firestorm´isimli üyeden Alıntı
Ateist dinler mi? Ayrıca birini seçip diğerlerini çöpe atmaya gerek yok 124 bin başarısız peygamber ve başarısız son din hepsi aynı tabaktan yemek yiyor bu peygamberlerin emin olun. Sormuşsunuz " Peygamberler neyin delilidir?" diye, kısaca hiç bir şeyin!
|
Sayın Firestorm,
Siz din denilince hepsinde bir ilah ve bir peygamber var mı sanıyorsunuz?
Dinler iki bölimde incelenebilir;
1-İlahi dinler,yani tanrılı dinler.
2- İlahsız,tansısız ve peygambersiz dinler de var.Ben bu dinlerin önderlerinin dürüst insanlar olduğunu söylemekteyim.Çünkü tanrı maskesi arkasına saklanmıyorlar.
|
15-04-2012, 22:10
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 12 Jul 2009
Bulunduğu yer: şemsipajapaşası
Mesajlar: 1.217
|
|
Sesli´isimli üyeden Alıntı
...
Siz din denilince hepsinde bir ilah ve bir peygamber var mı sanıyorsunuz?
Dinler iki bölimde incelenebilir;
1-İlahi dinler,yani tanrılı dinler.
2- İlahsız,tansısız ve peygambersiz dinler de var.Ben bu dinlerin önderlerinin dürüst insanlar olduğunu söylemekteyim.Çünkü tanrı maskesi arkasına saklanmıyorlar.
|
sevgili Sesli,
ilahsız olanlara, metafizik öğeler barındırmayanlara biz din demiyoruz.
onlara din dediğiniz zaman müslümanlarla aynı hatayı yaparsınız. müslümanların pek çoğu din nedir bilmezler. inanç=din sanırlar.
ateizm'in bile bir din olduğunu söyleyen müslümanlar gördük bu sitede.
paganizm, şintoizm, şamanizm bir dindir. hepsinde de tanrı vardır.
ama budizm bir din değildir (bu forumda tartışıldı, herkes ikna oldu). budha, M.Ö. bilmem kaç yılında (400-600 gibi) yaşamış bir insandır. bir filozoftur. budizm de bir felsefedir. Buda (budha) ile Konfiçyus arasında da fazla fark yoktur.
saygılar...
|
15-04-2012, 22:59
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 13 Apr 2012
Mesajlar: 1.172
|
|
Budizm ateist bir dindir.
Sayın YaşasınBilim,
Budizm,Zen ve Taoizm ve de Cainizm birer dindir. Bunu ben söylemiyorum. Bunu hem teoloji, hem de Budizmin Mahayan ekolünün başında olan DALAY LAMA söylemektedir.
İlahsız olan dinler ateist olan dinlerdir. Esas yanlışı, ateistleri dinsiz sananlar yapmaktadırlar.
Budizmde zihin denilen olgu bugünkü bilimde dahi belirtilemeyen bir tarzda ele alnmıştır. Budist olabilmek için BUDHA'ya,Sangha'ya, Ve DHARMA'ya inanmak gereklidir.
İnanç Budizmde de vardır. Budizmin burada tartışılarak felsefe diye anılması yanlıştır. Çünkü tüm Budist alemi budizmin bir din olduğunda müttefiktirler.
Diğer bütün dinlerde olduğu gibi Budizmde de değişik ekoller, meshepler, tarikatler vardır...
Budizm ilahsız yani ateist dinlerdendir. Bu bilinen bir gerçek olup, esas vurgulanması gereken ateizmin dinsizlik olmadığıdır.
Gerçeği örtecek örtüye henüz kimse sahip değildir...
Sevecenlikle kalın,
|
15-04-2012, 23:08
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
|
|
Güzel bir soru. Şöyle düşünelim. Herkes hayatı boyunca belli bir meslekte ya da alanda uzmanlaşıyoruz. Örneğin, Arşimet matematik alanında uzmanlaşmıştır. Bu adama isteseniz de başka bir alanda çalışma yaptıramazsınız.
Peygamberler de böyledir. Onlar da insanın inancıyla ilgili olan yani dini konularda hassaslaşmışlar ve giderek uzmanlaşmışlardır. Daha sonra peygamber dediğimiz bu kişiler, içinde bulundukları toplumdaki sorunların bu yönde çözüleceğine kanaat getirmişler ve kendilerini toplumun önüne atarak bir "resul", "nebi", "peygamber" ya da artık hangi adı verirseniz verin, topluma önder olmaya çalışmışlardır. Başarılı olanların öğretisi devam etmiş, başarılı olamayanlarınki ise tarih sahnesinden silinmiştir.
İşte senin sorduğun yanıtı bu olmalıdır.
Peki madem ki peygamberlerin durumu bu olduğuna göre, ne yapmalı?
Ben eğer İslmiyetten ayrılırsam, ne yapmam gerekir diye elimin altında bulunması için bu sorunun yanıtını çok düşündüm.
İnanın son ana kadar İslamiyet'ten ümidimi kesmedim ama Kuran'da Evren'in geocentric olduğunu açık bir şekilde bilimsel olarak kendi gözlerimle görünce, hemen bu B planını devreye soktum.
Peki ben ne yapacaktım? Çok basit. Newton ne yaptı ise, onu yapmalıydım. O, fiziğin yanında bir ilahiyatçı olarak İncil hakkında 5000 sayfalık bir araştırma yapmıştı ve o metinlerin arasında benim de inandığım "Şeytan" kavramının insanların kötü tarafını temsil eden bir metafor olduğuna ilişkin bir çıkarımı vardı.
Kuran'da da geçen "Şeytan" kavramı öyle zannedildiği gibi değildi, çünkü eski uygarlıklıkların hiçbirisinde böyle bir şey yoktu. Ben bunu daha önceden Eski Mısır, Sümer, Babil ve Yunan tarihlerinden biliyordum, ama bunu Newton'da görünce aynı şekilde düşündüğümüzü anladım. O zaman ben de onun gibi bir çıkış yolu bulmalıydım.
Eğer aklınız varsa, siz de Newton gibi paçayı kurtamaya çalışın. Yoksa hayatı size zindan ederler.
AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması
7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.
8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.
9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."
10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.
11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
|
15-04-2012, 23:46
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 13 Apr 2012
Mesajlar: 1.172
|
|
Sayın Upuaut,
Son söz olarak diyorsunuz ki Eğer aklınız varsa, siz de Newton gibi paçayı kurtamaya çalışın. Yoksa hayatı size zindan ederler.
Akıl eğer iman kafesine kilitlenmişse ki peygamberlerin yaptıkları budur, insan aklını iman kafesine kilitlemek, o zaman kimseyi örnek de alamazsınız. alabileceğiniz örnekler daima aklını kafese kilitleyenler olacaktır.Akıl kafese kilitlenince de gerçeğin ışığını görmek imkanı kalmaz...
Çünkü karanlıkta kalmışsınızdır...
Bir de bu paça kurtarmadan kastınız nedir? Kişisel bir kurtuluş mu? Yoksa daima birlikte olduğumuz bütünün kurtuluşu mu?
Zaten hayatı size zindan edenler bellidir. Sizi kandıranlardır onlar...
|
16-04-2012, 00:14
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
|
|
Sesli´isimli üyeden Alıntı
Sayın Upuaut,
Son söz olarak diyorsunuz ki Eğer aklınız varsa, siz de Newton gibi paçayı kurtamaya çalışın. Yoksa hayatı size zindan ederler.
Akıl eğer iman kafesine kilitlenmişse ki peygamberlerin yaptıkları budur, insan aklını iman kafesine kilitlemek, o zaman kimseyi örnek de alamazsınız. alabileceğiniz örnekler daima aklını kafese kilitleyenler olacaktır.Akıl kafese kilitlenince de gerçeğin ışığını görmek imkanı kalmaz...
Çünkü karanlıkta kalmışsınızdır...
Bir de bu paça kurtarmadan kastınız nedir? Kişisel bir kurtuluş mu? Yoksa daima birlikte olduğumuz bütünün kurtuluşu mu?
Zaten hayatı size zindan edenler bellidir. Sizi kandıranlardır onlar...
|
Aslında o mesajın sonuna bir açıklama yapmayı düşünmüştüm, ama sizin bunu anlayacağınızı düşündüm.
Neyse, bu fikre nereden esinlendiğimin kaynağını vereyim de, okuyun. Bir nevi "Aklınız açılsın" hizmeti yani.
İşte bu kitapta ne demek istediğimi detaylı bir şekilde bulabilirsin. Orada Newton'un zamanın İngilteresi'nde inançsız biri olarak yaşamanın zor olduğu bir ortamda, kişisel inancını, özellikle İncil hakkında, saklayabilmek için ne kadar zorluklar çektiğini çeşitli örneklerle dile getiriliyor.
Bu yalnızca bir örnek:
Örneğin, Newton üçlemeyi reddettiği için en iyi ihtimalle üniversiteden atılacaktı. Nitekim, Cambridge Üniversitesi'nde Newton'un yerini alan William Whiston, 1710 yılında üçlemeyi reddettiği için görevden alındı.
Sen olsan, böyle bir ortamda kendi inancını açıklayabilir misin?
Herhalde bu örnekten sonra neden
Eğer aklınız varsa, siz de Newton gibi paçayı kurtamaya çalışın. Yoksa hayatı size zindan ederler.
|
dediğimi biraz olsun, anlayabilmişsindir.
AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması
7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.
8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.
9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."
10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.
11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
|
16-04-2012, 00:29
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 13 Apr 2012
Mesajlar: 1.172
|
|
Teşekkürler
Sayın Upuaut,
Yanıtınıza teşekkürler. Şöyle düşünmekteyim. 21. yüzyılda yaşarken hepimizin bir bütün olduğunu algılamışsak paçamızı kurtarmamızın tek yolu bütünün kurtuluşunda yatar. İçinde bulunduğumuz bu yıllarda 72 yıldır bu dünyadayım. Doğrunun söylenmesinden yanayım. İşim nedeniyle veya öldürülmek nedenleriyle gerçeği örtmeye yeltenmenin en basit olarak dürüstlük olmayacağını biliyorum.
Sevgili Turan Dursun bu konuda bizlere örnek olan bir büyük insan.
Şunu bilmekteyim, ben diyebileceğim kendinden olan bir öze sahip değilim. Bu alemdeki her nesne diğerlerinin birleşimiyle oluşmuştur.Yani aslında bizler boşluktan başka bir şey değiliz.
Ölüm egoyu korkutur. Gerçek doğamız korku nedir bilmez...
Sevecenlikle kalın,
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:29 .
|