Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 30-09-2010, 00:09
errata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
errata errata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
Standart

kemalistcan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Zaman, STV, Kanal7 gibi yayın organları dinci, muhafazkar kesimi gütmeye yetiyordu ama liberalleri, demokratları, sosyalistleri ancak o kanaldan birileriyle etkileyebilirdiniz; işte bu yüzden taraf doğdu, radikal birnevi taraf gibi davrandı.
Doğru söze ne denir...
Ayrıca;
Ülke TV, Kanal 24 ile birlikte muhafazakar kesimin sosyalist, aktüel, bilimsel çığlığı oldu. Dünya TV ise büyük kürdistan demokratik halk cumhuriyetinin "F tipi" muhafazakar kanalı olacak. Büyük kürdistanın kurulmasında sözde marxist, leninist Partiye Karkeran Kurdistan da unutulmamalı elbette

Lakin ne varki bu kadrolara da alışacağız, alışmalıyız. Zira dün özgürlük için gözlerini kapayanlar da yine buralarda bir yerlerde sallanıyordu dar ağaçlarında. Neden F. Gülen yüzünden mi? AKP yüzünden mi? Hayır... Demek ki o zaman özgür kalmak isteyen "insan" / "adam" için bugünün dünden bir farkı yoktu. Dünde insan gibi yaşamıyorduk şimdi de yaşamıyoruz.

Yalnızca aktörler değişiyor, olan başka birşey yok. Elbette bazen bütünüyle dekoru falan söküp değiştiriyorlar. Bu günlerde olduğu gibi. Ama göreceksiniz oyun yine aynıdır.
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 30-09-2010, 00:36
kemalistcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
kemalistcan kemalistcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Jul 2010
Mesajlar: 337
Standart

Değişen bir çok şey var ama; görebilene, görmek isteyene...
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 30-09-2010, 06:43
3.yol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
3.yol 3.yol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2007
Mesajlar: 1.165
Standart

noripcord´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
inanın şu zaman gazetesindeki habere yarıldım, daha düne kadar "cemaatçi" denilen hanefi avcı, muhalefet olunca birden bire evinden sahte pasaportlar, ruhsatsız silahlar falan çıkabiliyor, dur bakalım daha ne oyunlar oynayacaklar.
Hanefi Avci'yi "cemaatci" olarak yaftalayanlar kimler ????... isterseniz o kimselere sorunuzu yoneltiniz ..... Ben veya Sangre'nin Hanefi Avci'nin cemaatci oldugunu hic bir zaman iddaa etmedik !!!! Argumaninizin kirilma noktasi burasidir .... Iyice bir dusunun .....
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 30-09-2010, 06:47
3.yol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
3.yol 3.yol isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jul 2007
Mesajlar: 1.165
Standart

Master2´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yılların milliyetçi muhafazakar insanını, kitap yazdıktan sonra "Marksist-Leninist" yaptılar ya, söyleyecek çok fazla birşey yok. Anaokulu zekasıyla iddianame yazıyorlar resmen, insan birazcık akla mantığa uydurur hiç yoktan.

Bu kadar absürt birşey olabilir mi yahu ?
Hizbullahcilara da "serriatcilar" "Iran rejimi yanlilari" deniyordu ... Ne olduklari derin devletle iliskileri ortaya cikmaya basladi ...... Acaba su 'Devrimci karargah" orgutu nedir acaba ? diye suphelenmeye baslamakta haksiz miyiz ? Bu orgut gercekten "Marksist-Leninist" bir orgut mu gercekten ? Bunu da yakinda ogreniriz .....
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 30-09-2010, 09:16
errata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
errata errata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
Standart

3.yol

Hizbullahçıların derin devletle "ilgisi" yok. Çünkü derin devlet tarafından "bizzat" kurduruldu. Aynen "Aczmendi" ve "Kızıl İmamcılar" gibi. Aczmendi şeriat anti propagandası için, kızıl imamcılar heron yohya ekibini dağıtmak için. Bunlar için o zaman ki gazeteleri ve ilgili dergileri karıştırmanız yeterli. Başka bir kanıt yok.

"Iran rejimi yanlıları" deniyordu diyorsunuz da kim diyor bunu 3.yol?
Örneğin Doğu Perinçek'in İşçi partisi için söylenenlere göz atalım; maoist, PKK sempatizanı, milliyetçi ulusalcı, anti islamcı ve ergenekoncu. Hangisi doğru? Bunların en doğrusunu ancak yerine gidip araştırarak öğrenebilirsiniz, başka herhangş bşr şekilde değil. Hele uzak diyarlardan zaman, taraf, milliyet, cumhuriyet okuyarak, iki üç partili arkadaşla görüşerek hiç değil.

Şu gerçeği görmek lazım, siyaset aslen bir bilim değildir, tam tersine bilim dışılığı destekler. Zira metodlarıyla birlikte planlı bir kandırmacadır. Bu sebeple her konuda üstüne basa basa "kanıt" sormak çok saçma. Zira ideolojilerin şekillendirdiği birşeyden bahsediyoruz. Burada kimsenin size sağlayamayacağı şeylerin yokluğunu sorgulayarak ancak laf kalabalığı ediyorsunuz.

Türkiye'de sorunlar var, bu sorunlardan beslenen ve bu sorunları besleyen devletler var. Çünkü aynı şeyi bizlerde yapıyoruz, yapıyorduk, yapacağız. Radara yakalanmayan uçağı, gizli istihbarat ajanlarını, yeni teknoloji gizli silahları, nükleer silahların etkisini "somut kanıt" yok diye nasıl reddemiyorsanız siyasetinde böyle ilerlediğini, gizli ve kanıtsız gerçekler olduğunu bilmek lazım diye düşünüyorum.

Size her verilen cevapta "kanıtın ne?" demek "siyaset" için geçerli birşey değil. Siyasetle önceden beri uğraşan herkes bilir ki bazen neyi nerden aldığınızı söyleyemeyeceğiniz anlar olur. Yahu adı üzerinde "siyaset".

Kısaca siyaset ona dokunmadan yapılmaz. Fikirleriniz hep havada durur ve yerçekimsiz varsayımdan öteye gitmez.
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 30-09-2010, 10:46
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.696

Onur Üyeliği 

Standart

Zaman(zavazingo) gazetesinin yazdığı manşet olsa ne başkasının(zürriyet, zilliyet, ZUMhuriyet vs) yazdığı manşet olsa ne. Bir gazete de yazıp yazmadığı sonuç da delil oluşturmaz, delil, dayanak denilen şey metinin içinde aranır.

Ben bizim insanımızı anlamıyorum. Her dönem illa birilerini kahraman yapmayı sevmişisizdir. Her dönem de 1(1000 anlayın) kahraman ve 2 taraf oluşturulmuştur.

Ne Hanefi Avcılar gibiler zerre kadar savunılabilecek bir şeye sahiptirler nede AKP...

Günübirlik siyaset her zaman yanıltıcı olmuştur, olacaktır da. Kozlar değiştikçe oyununda mahiyeti değişir, kozlar değiştikçe rollerde değişir, yer değiştirmeler yaşanır vs.... Önemli olan sahneye değil senaryoya bakabilmektir.

Türkiye de karanlık hiç bir şey yoktur, karanlık olarak gördüğümüz şeyler, bizlerin, bizzat kendimizin gölgeleyip karanlıkda bıraktığımız şeylerdir. Bilinmeyen hiç bir şey neredeyse yok gibidir ancak bilinen bir çok gerçek ise, bir çok siyaset önderinin, varlıklı ailelerin, ulemaların, teşkilatların, bürokratların vs maddi-manevi çıkarları ile örtüşmediği içindir ki, düşünülmesini istemezler, zaten kaynaklar olarak karanlıkda bıraktıkları yerlerden beslenirler. Haliyle empoz kültürünü aşamamış bir toplum olarak bize ne empoz edilirse bizde gerisin geri onu dillendiren ebabil kuşlarıyız. Eh kötü öten ebabil kuşu olmak ise yine kendi seçimimiz....

bazı şeyleri değerlendireceksek 10 yıl belkide 20 yıl geriye gitmemiz gerekir. Siyasal tarihe bakış, günden düne dönmekle yapılır.

1990 Lar ne kadar aydınlık ise 2000 lerde o kadar aydınlıktır. 1990 larda zevke adam öldürenler bu günlerde kahraman oluverdiler. yakında otobanda beni geçti diye, silahını çıkartıp kurşun boşaltan Yeşil dahi kahraman olacaktır. Ortaya kozlar seriliyor ve alkış tutmak bize kalmış. Dünün mazlumları, bu gün cellatlarını kutsuyor. ne adına! Belli değil, bir hengame bir kargaşa öten ötene...

Türkiye de bir temizlik olmak zorundamıdır? Evet zorundadır, ama bunun önderliğini AKP yapabilir mi yapamaz, yapamaz çünkü AKP de aynen yıllarca toplum üzerinde, toplumun değer yargılarını kendilerine alet edinmiş kahramanlar gibi(hanefi avcı da bir tanesi işte) bir başka biçimde semeri vurmuş, bir başka kaynaktan(soygun vs birazdan değinecem) beslenmektedir. "Devlet için silah sıkana hain demem" diyen Çiller, o zamanlar bu ülkede başbakandı. Yıl 1990 lar ve Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Uğur Mumcu, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Bahriye Üçok ve daha aklıma gelmeyen belkide yüzlerce işkence de öldürülme, gözaltında yokedilme, şantajlarla susturma, Sivas katliamı ve katliam anında yolda eli cebinde aylak aylak gezen polisler, bir hafta öncesinden devletin resmi aracından yapılacak katliamın anonslarının verilmesi vs... Bunları yapan katillerin hepsi birer kahramandı oysa...... Hanefi Avcı gibi bir kahraman. öyle ya bu ülkede çek-senet-naylon fatura mafya, silah-esrar ticaretinin mafyalığının liderliğinde olan bu derin devlet erbapları yeri geldi mi devlet için silah sıkmaktan çekinmeyen birer kahramanlardı... Ortada Toplumu olmayan bir devlet vardı çünkü.... Öyle ya kahraman olmak için risk almak gerekirdi(hırtlar vadisi) onlarda kozlar elinde olduğu sürece risk altında değillerdi, koz değişir risk başlar... Ben gbu paragrafları şimdi detaylandırmayacam...

Bir temizlik yapılmalıdır bu doğru, ama Türkiye de devlet ile toplum hiç bir zaman bütünleşememiştir. Zaten bütünleşmeyecektir de. Türkiye de Cumhuriyet de kurulamamıştır, sözde demokrasiye de geçilememiştir. Ne idüğü belli olmayan, bir o yana, bir bu yana devrilen bir rejim halini almıştır. Bir bir tarafa bir diğer tarafa devrilmek dahi rejimleşmiştir. Bir o yana bir bu yana devrilişler sürekli bir mantar bürokrasi yaratmıştır. Bu yeri gelmiş asker bürokrasisi, yeri gelmiş komprador bürokrasisi, yeri gelmiş soygun yeri gelmiş kirli işler bürokrasisi olarak hep çoğalagelmiştir. Ortada bir masa(toplum) ve üzerinde oynanan çok oyunculu kanlı bir kumar vardır. Yeri geldikçe kozlar paylaşılmıştır...

Şimdi sorsam Sabancı neden öldürüldü, kim öldürdü bunda dahi cevap almak güç olur. Kimisi der, gözü dönmüş solcular, kimisi der teröristler, bir anda ebabil kuşu olur çıkarız. peki neden? diye sorsam...(oysa öldüren de bir konuşursam.... dedi ve öldürüldü) Kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal neden öldürülmüştü diye sorsam? ya aydınlar neden öldürüldü, aydınları öldüren tezgahın aktörlerinden birisi yada o teşkilatmaların bir neferi olarak Hanefi Avcı uzak bir ihtimal mi sanılıyor?? herneyse;

Değişen koz nedir?

AKP konusunda yanılan 2 kesim 1 dayanak var. ortada 1 dayanak ve 2 kesim var anlayacağınız. nedir o şeriat. 2 kesim var ki AKP'nin şeriat getireceğini düşünegeldi. Oysa Türkiye de 1990 larda darbe ortamı hazırlayarak gerçekleştirilmek istenen aynen ABD deki gibi bir yönetim şekli idi. Zaten bunun temelleri 12 Eylülle gericiliğe ve yeşil sermaye diyebileceğimiz, tarikat vs gibi kuruluşlara, sözde pek kalmamışda olsa Cumhuriyet döneminden eğitim adına yansıyan kırıntıların son zerresinin de dinsel motiflerle doldurulduğu bir dönemde atılmıştı. Avcı da bu devlet için o tarikatlarla birlikde belkide gönül birliği edinerek çalışmış birisidir. çünkü plan-proje, gizli strateji aynen ABD de olduğu gibi locaların, ağır abilerin(çok zenginlerin) şişine kebabına dokunmayacak dinsel hakimiyetlerin toplum ve siyaset üzerindeki etkinliği üzerinde inşa edilecekti. Ama bu olmadı, yani 1990 larda hazırlanan ortam bir taraftan aydınların öne çıkan bilinci diğer taraftan susurluk vs gibi kazalar, yaşanan krizler gibi bir çok etkenden dolayı yapılamadı. 2000 lerde ise taktik değiştirilmiş olmalı. Öyleki mücahit Erbakan kitlesini kaybetmiş bir mücahite dönüşürken, diğer taraftan mazlum ama bir o kadar da yumruğunu masaya vurabilen bir lider yaratıldı. O liderin temel ve arkasındaki güç ise, bir zamanlar kapcı, kacakcı, kapçı, kaçaçakçı, soyguncu, sözde şeriatçı olan ama eylül darbesinden sonra geçen 20 yılda hatrı sayılır bir güç haline gelen yeşil sermaye...

Namaz kılmayanı işe almayan, sakal bırakmayı sevap gören, her işyerine mescit ve bir siyasetçi imam tayin eden, kadın sesi haramdır, televizyon haramdır, maaş haramdır maaş verilmez o helal para hediyedir diyen(maaş demezlerdi, hediye derlerdi ve ücretin standardı olmazdı, öyleki bir ay 100 tl ücret alan çalışan, bir diğer ay 50 alabilir yada bir kaç ay hiç ücret alamazdı, itirazda edemezdi çünkü kimse hediye vermek zorunda değildi, helal olan ise gönülden ne koparsa idi), faiz haramdır diyen ve durmadan tabloda agresif ve istikrarsız bir büyüme gösteren bir sermaye. Hiç bir ekenomik göstergeye uymayan bir yükseliş(oysa ekonomik istatistiklerde, ani çıkışlar ve ani inişler ideal değildir, çan eğrisi gözetilir ve istikrar aranır)... Aynı sermaye 2000 li yıllarda ise yönünü değişti. 20 yıl gibi semer vurduğu toplum üzerinden önce indi, sonra semeri değişti ve devam ediyor. kadın sesi, resim haramken, gazete, TV kurdular, sakallar kesildi, mescitle kaldırıldı, eski şalvarlı, donlu mazlum din kardeşleri şimdi gömlekli, kuymaş pantolon ve parıldayan pabuçları ile beyefendi oldu, villalar kurdu devlet arazilerine, ülkeleri gezdi, yemeği adabıyla yer oldu, en ala otellerde yarı çıplak konakladı, tatillerde kadınların girdiği denize girmeyi haram gören bu soyguncu, dinsel istismar ve inanç sömürücüleri, insanları 20 yıl köle(kul) olarak sömüren, soyanlar kadınlarla kucak kucağa denizlere girdi, artık onlar hayatını yaşıyordu ve hayatın kanunu da bir yerde rayına oturacaktı. Artık göründükleri gibi değil yaşadıkları gibi görünmenin vakti gelmişti. O beyefendi ve güzelim hayatları bunu zorluyor ve semer mevzusununda köprüye geçene kadarki kısmı tamamlanmıştı.....

AKP stratejisi, ABD tarzı bir yönetimin Ortadoğuda model ülkesidir. bu gizli strateji gibi görünsede, burada ki gizlilik ilk başta belirttiğim 1 dayanak ve 2 kesimden de kaynaklanmaktadır. yani şeriat kavramı bazı şeyleri arka planda gösteriyordu. Bir zamanların mücahit Erbakanı şimdi aynaya bakıp, kendisine mücahitlik yapıyor...

ABD tarzlı model derken, devlet ve toplum üzerinde ama yeri geldiğinde taşları oynatabilecek ekonomik bir güce sahip bir kesim, bir sermaye, ABD deki localar gibi örgütlenmiş, toplumu tamamen alıklaştırmış ama birbiriyle kavga eden, hasım olan toplum yerine gönül birlikteliği ile kazanç sağlanabilecek tarzlı bir yönetim olgusu oturtmak. İşte başkanlık sistemi söylemleri, ulemaya sormak lazım söylemleri, liberal söylemlerle sözde kıvrak ve esnek tavırlar, her an her tarafa göz kırpabilen kıvraklıklar hep taktiğin gereklerindendi... Ve bu işin ruhani lideri ve büyük lider ise F.Gülen olacaktı, zaten ABD de yeterince ihtisasıda yapmış oldu... Sorun tepesinde yeşil bir göz olan bir üçgeni hayata geçirme sorunudur, sorun dünya devleti sorunu için kurulmuş stratejileri uzun vadeli de olsa hayata geçirme sorunudur... Bu detayı ise kısa geçiyorum...

Şimdi sıra devletin bir çok noktasına yerleşmiş kenelerin yerinden sökülüp, açılacak boşluğa, soygun sermayesi olan sermayenin bürokratlarını yerleştirmeye geldi... Zaten metalaşmaması gerekn 2 şey sağlık ve eitim de pazara sürüldüğüne ve %90 ı dünün şalvarlı, sidikli yeşil sermayesine peşkeş çekildiğine göre artık kene yi sökebilirdi, sırası gelmişti...

Tabi ülkemizde siyaset öteden beri manevi doygunluklar üzerine kurulmuştur. Abi açsın, çocuğun hasta, ev kiran maaşından fazla, hastasın, yoksulsun, yoksunsun ne gam, mücahit erbakan, lan fenerbahçe destan yazdı oğlum konuşturmam seni, bayrak inmez ezan susmaz, vatan dan öte vatan yok lan, vatan tehlikede, bayrak inmez vatan bölünmez, iç düşmanlar, dış düşmanlar, her şey her yan düşman, herkes düşman, zerre kadar dost olan yok, evetçimisin, hayırcımısın, onlar öyle bunlar böyle, onlar ve bizler, şu, bu, o, biz buyuz siz şusunuz, ötekiler, ötekiler, ötekiler katli vacipler kültürü(alayında bu kültür), vatan hainleri, vatan diye diye vatan satılmış haberi olmayan vatan kuşları, herkes her an öteki ve senin en güzel yerin kahverengi gözlerin......... İşte türkiye deki siyasetin en güzel yeri kahverengi gözleri ve birde bizler, ebabil kuşları...

Bir keneyi savunmak bana düşmez, bir başka keneyi savunmak da ama toplum ne zaman figuranı oynamaktan vazgeçer işte orası malum..

hanefi Avcı ise aynen o zamanların diğer kahramanları gibi aydınlardan nefret eden birisiydi(en azından maden Mühendisi Hüseyin Özlütaş, 30 yıldır felçtir ve mimarıda Avcı'dır). Şimdi sözde aydınlara tabulaştırılmış oyuncaklarını tozlu raflarından çıkartarak, okşayarak sığınıyor, ben kahraman edilmeliyim buna ihtiyacınız var diyerek kozunu açtı ve şimdi karşı tarafın hangi kozu oynayacağı bekleniyor... Az biraz da sessizlik hani, kuşların seslerinden her şey birbirine karıştı anlamak güçleşiyor...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (30-09-2010 Saat 11:28 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 30-09-2010, 11:42
naper - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
naper naper isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2009
Mesajlar: 1.013
Standart

asinar´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kitabında, "Bu adamlar bana cehennemi yaşatacaklar, biliyorum," diye yazan Hanefi Avcı'nın, lojmanında kalaşnikof, sahte pasaport, sahte ehliyet saklayacak kadar salak olduğuna inananların "düşünmek" eylemini nereleriyle yaptıklarını merak ediyorum doğrusu. AKEPE'nin "ileri demokrasi" yutturmacası "yetmez ama yine de evet" çileri ne zaman vuracak bakalım. O zaman arkalarında onları savunacak kimsenin kalmadığını görecekler. İşin üzücü yanı şu ki, AKEPE'nin def-i hacet ettikçe güç kazandığını gören muhalefet, iktidara giden yolun bu olduğunu görünce, "Biz AKEPE'den daha tumturaklı def-i hacet ederiz!" diye meydana fırlıyor.
Yandı gülüm keten helva. Hukuk mukuk da kalmadı ortalıkta.
Biz de mi dağa çıksak ne?
Noktasına virgülüne katılıyorum, bu bir!

İkincisi;
Kimse çıkıp buraya bugün, zaman, taraf, star ve benzeri basın organlarından bir şeyler kanıtlamaya çalışmasın!
Zira bu çok mantıksız.
Cemaatin kirli işlerini konu alan bir kitap yazılıyor, yazarı cemaatin yardakçısı medya eleştiriyor.Böyle tutarsız ve saçma bir şey olabilir mi?

http://www.turandursun.com/forumlar/...ad.php?t=20557

Bu başlıkta "taraf" ın ne olduğunu, kimlerle nasıl ilişkiler kurduğunu anlattık.Aldığı reklamları yazdık, neredeyse hepsi fetoş finanstan destekliydi, yazdık!

Zamanın ne olduğunu zaten sağır sultan biliyor.Toplam trajının %95 ini bedelsiz dağıttığını hepimiz biliyoruz.
Güvenlikli sitelerin bahçelerine fırlatılan, balkonlara atılan zaman lardan haberim yok diyen var mı?
Hoca, nereden geliyor değirmenin suyu?

Bu yukarıda saydığım gazeteler, ülke tv, kanal 24, logosu kuyruklu yıldız formundaki televizyonlar...
Bunlarla ilgili gerçekleri bilmeyen var mı?Bunların cematten güdümlü, yanlı yayın yaptığını, çifte standart ile gazetecelik ve televizyonculuğun içine ettiğini bilmeyen var mı?

Deniz feneri ile ilgili bu basında çıkan haberleri bir araştırınız, çocuk tecavüzcüsü üzmez ile ilgili ne yazmışlar bir bakınız?



Bu yancı, şekerli, yalaka gurupların en önemli yazarlarını biliyoruz.12 eylülde ne söylediklerini, Kenan Evren'e ne yalakalıklar yapıp evlerinde ağırladıklarını biliyoruz!"Vatanı bir kadın memesine satarım" diyenleri biliyoruz.

Alın size bunlardan biri;
http://arsiv.sabah.com.tr/2002/01/09/y07.html




İnternet aleminde bu kiralık kalemlerden, yüzlerce, binlerce var...
Alın bu da başkası;



Arkadaşım;
Cemaat finansı, fetofinans, soros finans tan yemlenen, daha dün çocuk pornografisini özgürlük açısından değerlendiren, postal yalayan, darbe şakşaklayan omurgasız, kiralık medyanın; YALAN haberleri ile karşıma gelmeyin!

Son Yalan;
Hanefi Avcı'nın evinden ruhsatsız silah ve sahte pasaport çıkmış...
Denerek verilen haberin dayandırıldığı belgenin EK3 nushasında silahların ruhsatı olduğu yazıyor!
Bunun adı "Yalan Haber" dir!

Zaten başta da belirttiğim gibi, halihazırda cemaatin tetikçiliğini üstlenmiş bazı yayın organlarının; bu cemaati şu ya da bu sebeple suçlayan bir zattı, eleştirmesi, bu zat ile ilgili haberleri, ne objektif olabilir ne de adil!

Bakın ben telgrafhane, odatv, açık istihbarat vesaire gibi bir çok haber kaynağında, sürüyle bilgi okuyorum günlük!
Benimle paralel düşünen bu yayın organlarının haberlerini, objektif olmayacağını düşündüğüm için başka kaynaklardan doğrulamaya çalışıyorum.

Ancak görüyorum ki bazı arkadaşlar sürekli zaman ve taraf mecmualarına dayandırdıkları yalan yanlış bilgiyi buraya sunmaktan imtina etmiyorlar!
Sonuçta hakkaride minibüsün patlaması olayını, TSk nın yaptığını ima etmek gibi ağır ve çirkin bir iftiraya kadar bulaşıyorlar!
Sonuçta bunun bir örgüt içi hesaplaşma olduğuna dair kanıtlar ortaya çıkınca(Kesin değildir!) dut yemiş bülbül kıvamına geliyorlar.

Cemaatin yayın organları ile cemaati savunamazsınız.Ancak mizah yaparsınız!Ahlaki irdelemeniz de kaynaklarınızın ahlaki düzeyine indiğiniz sonucunu verir.

bu denli hastalıklı bir topluma iyi eklemlenmiş olmak,sağlıklı olmanın bir ölçüsü olamaz
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 30-09-2010, 14:20
noripcord - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
noripcord noripcord isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 120
Standart

3.yol´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hanefi Avci'yi "cemaatci" olarak yaftalayanlar kimler ????... isterseniz o kimselere sorunuzu yoneltiniz ..... Ben veya Sangre'nin Hanefi Avci'nin cemaatci oldugunu hic bir zaman iddaa etmedik !!!! Argumaninizin kirilma noktasi burasidir .... Iyice bir dusunun .....
ben siz diyorsunuz demedim zaten, "cemaatçi denilen" dedim burdan sizin dediğinizi söylediğimi nerden çıkardınız bilmiyorum.

cemaatçi belki abartı olmuş olabilir, cemaate yakın diyelim. şöyle birşey var çünkü;

Avcı’ya “Kendinizi eski cemaatçi olarak nitelendirebilir misiniz?” diye sordular.

Avcı bu soru üzerine uzun uzun güldü ve şu cevabı verdi:

“Hayır. Kendimi hiçbir yere koymuyorum. İşini düzgün yapan herkese saygı duyuyorum.”

“Eski cemaatçi misiniz” sorusunun pek çok gerekçesi var. Çünkü Avcı gençliğinde Işıkevleri’nde kalmış, çocukları Samanyolu Koleji’nde okumuş. Dahası dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak’ın hazırladığı “Emniyetteki Fethullahçılar listesinde” ilk sırada ismi olan biri.
http://www.odatv.com/n.php?n=hanefi-...lar-2308101200
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 30-09-2010, 15:05
basitrasin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
basitrasin basitrasin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Dec 2009
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 345
Standart

Sayın spartacus.
Olaya çok güzel bir bakış açısı getirmişsiniz. İşte olayın özü budur. Açıklamalarınız düşüncelerimin netleşmesini sağladı.
Teşekkürler
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 30-09-2010, 17:22
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.696

Onur Üyeliği 

Standart

Teşekkür ederim sevgili basitrasin.

Ek olarak ki eksik bırakmışım, ordunun değişen rolüne de kısaca strateji temelinde bakmak gerekir...

AKP konusunda yanılan 2 kesim 1 dayanak var. ortada 1 dayanak ve 2 kesim var anlayacağınız. nedir o şeriat. 2 kesim var ki AKP'nin şeriat getireceğini düşünegeldi. Oysa Türkiye de 1990 larda darbe ortamı hazırlayarak gerçekleştirilmek istenen aynen ABD deki gibi bir yönetim şekli idi. Zaten bunun temelleri 12 Eylülle gericiliğe ve yeşil sermaye diyebileceğimiz, tarikat vs gibi kuruluşlara, sözde pek kalmamışda olsa Cumhuriyet döneminden eğitim adına yansıyan kırıntıların son zerresinin de dinsel motiflerle doldurulduğu bir dönemde atılmıştı.

Demiştim, yani 1990-96 arası bir kaç kez denenmiş darbe hazırlığı içeren dönemlerdi. Ama darbe olmadı-belki olamadı-, sadece bakın ayak sesi geliyor korkusu verildi, birileride hizaya gelirken, diğer taraftan da aydınlar susturulmuş, böylelike susturmanın ortamı ise zaten hazır olmuştu, nedense hep devletin o anki kadrolaşmasını gören, az biraz açan, açığa vuran, işleyişi ortaya sermek noktasına gelmiş aydınlar öldürüldü, öldürenler ise kahramandı, devlet için kurşun sıkanlardı ama topluma bakın şeriatçılar öldürdü, ya O'nu, O'nu kim öldürdü canım O'nuda teröristler öldürdü(oysa ölümlerin arkasındaki kurşunlar çoğunlukla devlet malıdır, sıkanlarda kahramanlar, vatan evlatlarıdır, adlarını saydığım, sayamadığım ölenler ise vatan haini).....
12 eylül bir zamanların kontr-goministlerini(yeşil sermaye), şalvarıyla, donuyla, sakalı, tespihi ile üzerindeki muazzam cehaleti ile, içindeki şeriat ama kontr-gominist özelliğiyle devletin her kademesinde etkiyen, söz sahibi olan, sokaklara kadar kur'an kursları açıp, kılık, kıyafet konusunda ortaçağa dahi kapı aralayan bu açılımının, aleni tarikatlaşmaların vs bazı riskleride vardı. İşte o risk kontr-gominist olanın şeriatçıda olabileceği riski idi ve bu durum dünya sisyaseti ile ve geleceğin dünyasındaki tek devlet stratejisi ile uyuşmuyor olabilirdi. Bu yüzden neredeyse 30 yıl asker hep siyasetin belkemiğinde, bir güvence olarak görüldü, (zaten ordu şunları hizaya getir demekle görevli olan siyasetçiler bile var gibiydi, bu gün ise ne olduda ordu bu kadar geriye çekildi). kadrolaşmış bu soygun sermayesi güruhun(ilk yazımda belirttim) kalın kırmızı çizgileri belirlendi, ne zaman ki bu kitle ehlileştirildi yada ehlileşti, düzenin dümen suyuna entegre edildi, ardındaki gücüyle birlik de kırmızı çizgilerden uzaklaştı, orduda uzaklaşmanın her kademesinde gün geçtikçe siyasetden geri çekilmiştir, kırmızı kalın çizgi ya artık çok kıncaldır ya gereksizdir yada kaldırılmıştır... 1990-2000 yılları arası siyaset de ehlileşme yıllarıdır, sağcı yada solcusu farketmiyor, şimdi neredeyse herkesin sivri yanları yuvarlatılmış yada değişen koşullara uygun olarak yuvarlanmış durumda...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hanefi Avcı ve kitabı?? lolepet Politika 32 07-09-2010 21:07
Cemaate Hanefi Sürprizi axial Politika 2 31-08-2010 20:14
Hanefi avci olmaya gerek var mi? zahit Politika 1 29-08-2010 15:12

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:50 .