Türban üzerinden hayallenmeler!...

[soro]

Evhamlananların ve hayallerini dillendirenlerin sözlerini tekrarlamayacağım.
zaten bu yazımı da benzer başlıklar olmasına rağmen ayrı topik de yazmamın sebebi,o topikler İslam düşmanlığı saikiyle,türban tarikiyle İslama saldırı yolunu seçmişler.
İslam düşmanlarına bir diyeceğim yok,zira düşmanlıkları hasebiyle,kendilerince düşman addettikleri müslümanlara ve de müslümanların önemsediklerine saldırmayı vazife olarak kabullenmişlerdir.
bu bir düşmanın hakkıdır,tabii ki makuldur.düşman olan düşman bildiğine saldırır.bunlar da kendi aakıllarınca düşmanlarına yani,biz müslümanlara saldırıyo,ne *diycen adamlara ?sevgi,saygı,hoşgörü,muhabbet,barış,çağdaş düşünce,ferd hakları,sana ne,bana ne ; ne desen boş.illa ki düşmanlık hissedecek ve de edecek.
netice bu yazım bunlara değildir.cevap yazmasınlar .zahmet de olmasın onlara.



normal ateistler, İslama illa düşman olmak zorunda değiller.hem ateist hem de sevgi yüklü olabilirler,veya saygı ve ferdin hakkına saygılı olabilirler zannındayım.böyle bir ateistin fikirleri de özgünlüyü açısından ferdin hakları bağlamında bir ifade yeri bulabilmelidir bence.ferdin bu fikrine saygılıyım.karışmam.


tam tersi olarak,türban takmak isteyenlere de ferdin şahsi hakları ve yaşam tercihi açısından kimsenin karışamaması gerekir diye düşünüyorum.
türban takanların takmayanlara zorla taktıracağı yönündeki hayallenmeleri ise bilimsel veya tarihsel veya yaşamsal zaviyeden bakınca pek de tutarlı olmadığını hatta temelden yoksun olduğunu ifade etmek isterim.

bir kişinin kendi hayallenmeleri ışığında bir bayana türban takmayı yasaklaması,veya tak ama evinde de açlıktan ölün ailecek diyebilmesi doğrusu insan vicdanını incitiyor.
laik bir ülke olmamıza rağmen,sanki şeriat gelmiş gibi,hayallenmeye gerek yok.Zaten,
İslamdaki tesettür emri müslümanları bağlar,müslüman olmayana zorla tesettüre giyin diyeni tarihsel ve bilimsel veriler ışığında görmedim duymadım.fıkıh ve hukukta gayri müslümlere İslam adetlerini enjekte edin,zorla müslüman kisvesi giydirin bahsi de yok.ayette ve hadisde de görmedim.

ateistlere türban taktırmaz kimse merak etmeyin.
hayallenmeyin.
türban başına kimse kimseye bonus vermiyo.
kimin umurunda gayri müslümana türban taktırmak.
tesettürsüz müslüman hanımlar da,laik bir devlette kendi tercihleri sorunsuzca yaşarlar.şeriat gelse ne olur kısmını ben anlamam,think tankcılığım pek yok.Ama şimdiye dek ceza hukukunda,had cezalarında felan türbansızlığın cezası diye bir şey görmedim.hoşgörü ve insansı yaklaşımlarla halledilemeyecek mesele olmaz sanırım.şeriat felan gelmediğine göre,ortada periyodik aralıklarla ekrama ani gitriş yapan bir kaç pravakatörden başka şeriar isterükcü de olmadığına göre dert etmeyin.hayallenmeyin.bırakın isteyen hanımlar şu kısacık dünya hayatında bir defa geldikleri şu yeryüzünde ,istediklerince ferdi tercihlerini yaşasınlar.

şahsi kini ve düşmanlığı için türbana karşı olanlarla aynı safta yeralmayın.
insanın tercihlerine saygıdan daha ulvi ne olabilirdi size göre hani?

[ninkasi]

Syn Soro,
Dünya'da dinlerin etkisi en az seviyede olsa ve bilsem ki tarih boyunca din uğruna insanlar hiçbir şey yapmadı,din hiç bir zaman yönetimde etkili olmadı veya din uğruna insanlar ölmedi veya öldürülmedi..Sana hak verebilirdim.Ancak temelinde kadına karşı kısıtlama ve toplumda(özellikle günümüzde baktığında) kadının erkeklerden farklı oarak eşit olmayan bir kuralın boyunduruğunda olduğunu göstermek adına yapılan bu yasalaşmayı makul görmek mantıklı olamaz.Neden kadın başını örtmeli?Neden özellikle kadınların üzerinden gidilen bir siyasi propaganda var HALA! Ve neden hala bazı kesimler bunu bir özgürlük olduğunu savunuyor?Eğer amaç dini herkesin gönlünce yaşamasıysa neden erkekler de sarığa cübbeye bürünmüyor? Neden anayası değiştirmek isteyenler avrupadaki toplantılara katılırken veya meclise çıkarken takımlarını giyiyorlarda bir çağdaş olarak, kadınları illa ki bir gerilik simgesi türbana hapsetmek istiyorlar,sizce bunu neresinde eşitlik neresinde demokrasi var?
Eğer türban dini bir simge değil de bir aksesuar olsaydı kimse bu kadar bunu tartışmazdı ama ne yazıkki o bir simge.nasıl ki ben güneş gözlüğümü takıp dışarı çıktığımda sıradan bir vatandaş gibi görünüyorsam ve bu konumda güneş gözlüğü belli bir simge oluşturmuyorsa; Cübbeyle veya türbanla çıktığımda dini bir simge taşıyor olurum ve artık bunlara bir aksesuar gözüyle bakıp özgürlükmüş ve sanki daha çok çağdaşlaşıyormuşuz gözüyle bakıp onay vermek varolan sorunu anlamamak demektir.
saygılarımla

[indeni]

sn soro * * * *Ateistlere senin gibi inancli birinin hosgoru ve saygi cercevesinde yakmasmasi sasirtici. * Oysa bu "kalpler muhurlu" ateistler,islam felsefesinde ,gorusup konusmaya degmecek kadar kafir,her turlu kotugunun kaynagi cehennemlilerdir. *Belliki biraz dusunmeye cesaret etmen,belkide birazda icinde bulundugun TURAN DURSUN sitesi senin iman kalbinde kabul etmesende catlamaya sebep olmus. * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *Turban konusuna gelince, * *basta islam dini *kadin ve erkegi * "ates ve barut " gibi gormektedir ,kadinlar *birer metadir,soz haklari olmayan tarlarimiz olan ,sahitligi bile yetersiz,,biraz dayak yemekle *,islah olabilecek ,erkegin olsa olsa koltuk deynegi ama,cehennemin *en buyuk ahalisi,olunca......ne reva gorulse azdir......Birazda *Muhammedin icinde bulundugu donemde kadin erkek iliskilerini bakis acisini,daha genisleterek, *"cahiliye donemi araplarindaki ortunme olgusunu incelesen, olaya daha objektif bakar,saglam temellerde tartisirdik diye dusunuyorum. * * * *ama tutup, * *nakli delilllerle * *meseleyi aciklarsan kisir dongunun icine de kalirsin

yalnız kadını aşağılasar iyi..
kendilerini de *potansiyel sapık olarak tescil ediyorlar....

İki konu aynı sayfada. Budayarak birleştirmek için iyi bir fırsat değil mi sizce de?

"Türban , islam ve bir santim ve TÜRBANDAN *ÜZERİNDEN HAYALLENMELER!!..."

[asinar]

Soro;
- "türban başına kimse kimseye bonus vermiyor," diyorsunuz.
1) Bir AKP'li bakan, "hükümetle iş yapmak isteyenler kendilerine çeki düzen vermek zorundadır,"
diyor. Yani karılarını, kızlarını türbana sokmak zorundadır demeye getiriyor.
2) Başbakan "türban mağduru" kızları telefonla arayıp teselli ediyor ama şehit annesi için, "Ben bu kadınla ne konuşacağım?" diyor. Derdini anlatmaya çalışan çiftçiye, "Ananı da al git," diyor.
Listeyi daha çok uzatmak mümkün... Alın size bonus. Bunlar bonus değilse nedir?
- "kimin umurunda gayri müslümana türban taktırmak," diyorsunuz.
Sizin umurunuzda olmayabilir ama başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere ülkeyi yöneten pek çok siyasetçinin ve onların atadığı bürokratların -daha önceleri gizli, şimdi ise kabak gibi açık- hedefi bu. Bunu gör(e)memek için ya onlar gibi düşünüyor olmak, ya da çok saf olmak gerek.
- Sorarım size, bu ülkede bunca yıldır türban takmayan kadınlar müslüman değildi de şimdi türban takınca mı müslüman oldular. Uyanın artık, bunlarınki dindarlık-dinsizlik kavgası değil, özgürlük kavgası hiç değil. Pastadan (daha büyük) pay kapma kavgası. Ve kaptılar, kapıyorlar, daha da kapacaklar sizler onların arkasında olduğunuz sürece...

[thunderpoint]

Sevgili soro,

Yargılarına cümle cümle yanıt vermek isterdim fakat bir alıntıyla özetlemenin daha doğru olduğunu düşündüm.

Taraftarlığın sebebiyle farkındalık kıvılcımının törpülenmiş olduğunu düşünüyorum. Fikri siyasetini az çok bildiğim için bu konudaki görüşlerimi tamamen yansıtan 05.12.2007 tarihli bir Reha Muhtar yazısı sunuyorum:

"Umarım bizim hatalarımızdan birileri ders çıkartır!" *


Bugün Bahman Nirumand isimli bir gazeteci-yazarın anlattıklarını sizinle paylaşmayı istedim...
Elbette bu yaşananların Türkiye ile hiçbir bağlantısı yok...
Yine her yaşanan bir tecrübedir...
Bahman’ın tecrübesini paylaşmak istedim sadece sizinle...

“Merhaba. Benim adım Bahman Nirumand. İranlı bir gazeteci-yazarım.
Şah’ın devrilmesinde aktif rol oynayanlardanım.
Ve aynı zamanda mollaların, demokrasi ve özgürlük getireceğine inanan milyonlarca solcu, demokrat, liberal ve milliyetçi insandan biriyim.

Evet, Humeyni yeryüzünde cenneti vaat etti bize. Demokrasi gelecek, kimse fikirleri ve siyasal görüşleri yüzünden tutuklanmayacak, işkence yapılmayacak, kadınlara eşit haklar verilecek, giyim serbest olacaktı.

ÜZERİNDE DURMADIK

Her şey 14 Ocak 1979 tarihinde değişti. Şah, İran’ı terk etti. Ardından İran tarihinin en büyük yürüyüşü Tahran’da yapıldı. Sansür, yasak yoktu, istediğimiz gibi bağırıyorduk.
Ertesi gün gazetede, bir hırsızın genç mollalar tarafından yakalanıp, adına “İslam Mahkemesi” denilen bir mahalli heyet tarafından 35 kamçı cezasına çarptırıldığı haberini okuduk.
Haberi ciddiye almadık; “Üç beş sapsızın işi” dedik.

Bu arada bira-şarap fabrikalarının yakılması, sinemaların tahrip edilip filmlerin sokaklara atılması gibi olayların üzerinde hiç durmadık. “Ufak tefek şeylerin” toplumun demokrasi ve ulusal bağımsızlık yolundaki çabaları etkilemesini istemiyorduk.
Biz bunları söylerken, mollalar tarafından, kadın ve erkeklerin yan yana yüzemeyecekleri; okullarda aynı sınıflarda olamayacakları; birlikte spor yapamayacakları gibi gerici kararlar ardıardına alınmaya başlandı.

“Müslüman kadınların yanında fahişelerin yeri yoktur” denilerek kadınlara örtünme zorunluluğu getirildi. Özellikle üniversitelerde bu yüzden çatışmalar çıktı.
Bu çatışmalardan rahatsız olduk; kadın sorununun güncelleşip ön plana geçmesini istemiyorduk!
Peçesiz, başörtüsüz sokağa çıkan kadınlar artık açıkça, gözümüzün önünde dövülüyordu. Bazı kadınların yüzüne kezzap atılıyordu.

Biz ise hala büyük laflar ediyorduk; bu tür olayları devrimin kaçınılmaz sancıları olarak görüp umursamıyorduk! “İttifak” “Eylem Birliği” gibi terimlerin peşinden koşup duruyorduk.

GEÇİŞ SANCILARI SANDIK

Humeyni, “Bütün sorunlarımızın sebebi, cemiyetimizdeki ahlaksızlıklardır. Bunların kökünü kazımalıyız” diyor; genç mollalar terör estiriyordu. Kitabevleri yağmalanıyor; gazete bayileri ateşe veriliyordu.

Şiraz’da “İslam Mahkemesi” eşcinsel ve fahişe olduğu gerekçesiyle dört kişiyi idam ediyordu. Benzer olay Tahran’da da gerçekleşiyor, üç fahişe ve üç eşcinsel kurşuna diziliyordu.
Şimdi düşünüyorum da, insan zamanla her türlü aşağılanmaya alışıyor galiba. Hiçbirini görmüyorduk; basmakalıp analizlerimizin doğru olduğuna o kadar inanıyorduk ki!..
Oysa toplum hızla dincileştiriliyordu. Alınan her kararda “Tamam bu sonuncusu” diyorduk. Ama arkası hep geliyordu.

Kızların evlenme yaşı 18’den 13’e düşürüldü. Parfüm, ruj, saç boyası, mücevher gibi kadın malzemelerinin yurda girişi yasaklandı. Kadın çamaşırı satan mağazaların vitrinlerine sutyen, kombinezon vs. koymasına bile izin yoktu.
Kamu dairelerinde kadın memurlara tesettüre girme emri çıkarıldı.
Biz aydınlar hep aynı düşüncedeydik: Demokrasi ve özgürlüğe geçiş sancılarıydı bu tür vakalar! Abartmaya gerek yoktu.

REFERANDUM OYUNU!

Üç ay önce Humeyni, Paris’te komünistler de dahil olmak üzere her görüşün rahatça örgütleneceği bir demokrasiden, özgürlükten bahsederken, şimdi tüm solcu, milliyetçi ve liberalleri İslam düşmanı ilan etmişti.

Mollaların en iyi siyasi stratejileriydi; işlerine gelmediği zaman hemen gündemi değiştiriyorlardı.
Referandum meselesini gündeme getirdiler. Halka soracaklardı: “İslam Cumhuriyeti’ni istiyor musunuz, istemiyor musunuz?”

Kuşkusuz bu bir oyundu...
Yapılan propaganda belliydi; dediler ki: “İslam’a evet mi, hayır mı diyorsunuz?”
Biz bu oyunu biliyorduk ama şöyle düşünüyorduk: “Önemli olan Cumhuriyet’tir; serbest seçimlerdir; demokratik haklardır; özgürlüklerdir. İslam Cumhuriyeti bunu sağlayacaksa neden karşı çıkalım?”
Sonuçta, “evet” diyen 20 milyon, “hayır” diyen ise sadece 140 bindi.

Mollalar bu referandum sonucunu çok iyi kullandılar. Güya tüm ülke yaptıklarını onaylıyordu. Artık televizyondan sonra basın da ellerine geçmişti. Sanki tüm muhaliflerin sayısı 140 bin kişi gibi gösterdiler. Halbuki 20 milyon içinde bizim oyumuz da vardı. Ama artık bizim sesimizin çıkmasına izin verilmiyordu.

HALKI ANLAYAMADIK

Mollalar güçlendikçe saldırganlaştılar.
Örneğin, tirajı bir milyon olan liberal “Ayendegan” Gazetesi’ni kapattırdılar. Sıra sonra “Keyhan” Gazetesi’ne geldi; muhalif yazarların işten çıkarılmasını sağladılar.
Özgürlük, demokrasi ve bağımsızlık için ayaklanan halkın, bu kadar kısa sürede değişeceğini düşünememiştik.

Sanmıştık ki, mollaların gerici yasalarına/kurallarına halk karşı çıkacak. Halbuki tersi oldu; mollalar yasak, sansür getirdikçe arkalarından gidenlerin sayısı arttı.
Örtünmek moda oldu!

Tüm bunlara “gelip geçici bir fırtına” diye bakmak ne büyük yanılgıydı.
Komünistlerden, solculardan, demokratlardan, milliyetçilerden sonra liberal İslamcılar da zamanla mollaların hedefi oldu.

Şah döneminden daha çok insan cezaevlerine konuldu; idam edildi.
Milyonlarca insan canını kurtarmak için yurtdışına kaçtı.
Kaçanlardan biri de bendim.
Umarım bizim hatalarımızdan birileri ders çıkarır.

[aydoe]

Türkiye'de gündemi ne belirliyor,kim belirliyor?
2002 yılından beri iktidarda olan Akp türbana karşımıydı?
Tayyip türban önceliğimiz değil derken,Madrid'ten niye türbanı dillendirdi?
AB'ye girmeye uğraşırken ne oldu da ,Tayyip Avrupanın ilmini fennini değilde,maalesef ahlaksızlığını aldık *dedi?
Tayyip'in çıkışı Ab'ye tepki mi?
Tayyip liberal politikasının çıkmaza girmesinden dolayımı muhafazakar söylemlere başladı?

TSK'nın 12 nisan ve 27 nisan açıklamalarına halk desteğinin verilmemesi ve 22 temmuz seçim sonuçlarında Akp nin oy artışının bu bildirgelere bağlanması,ordunun suçlanarak siyaset dışı bırakılması.
Türbanı uluslararası platformda dile getirmek,kendini demokrasi savunucusu ve türbanı özgürlük simgesi gibi göstererek ,cumhuriyet kurumlarının vereceği tepkiye dış destek sağlamak amaçlıdır.
Tayyip Mhp'nin türbana bakış açısını biliyordu,Mhp'den alacağı destekten emindi,Tsk siyaset dışına itilmiş,kuzey Irakta operasyonla uğraşmaktaydı.
Batıda da Yunanistan bastırmakta egede taciz ve adaları silahlandırmaktaydı.
Ekonomi bıçak sırtında,insanlar ekonomik çıkmazdaydı.
Saldırıya geçmenin tam zamanı olduğunu,Cumhuriyetimizin zor anını yakaladıklarını düşünen gerici güçler türban bayrağını açarak laik Cumhuriyetimize saldırıya geçmişlerdir.
Amaç baş örtmek değil,Laik Cumhuriyeti tüm kurum ve kuruluşlarıyla ele geçirmek,ulus devleti yok etmek ve İslam devletine dönüştürmektir.
Ergenekon ismi verilen bir operasyonla ulusalcılar da suçlanarak devre dışı bırakılmak istenmektedir.
Bağımsız yargı parlementonun üstünde değildir söylemi, Anayasa mahkemesi ve AİHM kararlarının hiçe sayılması düşündürücüdür.
Tek parti tek adam Nakşi Oligarşi kurulmaktadır.BOP'un eşbaşkanı Tayyip * iktidarda *asbaşkan GWB 'sa gidici,Ortadoğu'nun kanlı senaryosu devam ediyor.
Filmi seyretmekten öte senaryoyu değiştirebilecek siyaset geliştirilmelidir.
Saygılar

[aydoe]

Akp %47 oy aldı,akp seçmeninin çoğu türbanlı,neden türbanlı?
2. dünya savaşından sonra SSCB'nin oluşturduğu blokta yer almak istemeyen Türkiye Cumhuriyeti
bağımsız demokratik bir devlet olarak varlığını sürderebilecekken korkunun esiri olmuş ve emperyalizme teslim olmuştur.
Bugün tartışılmakta olan Atatürk ,sağ olmuş olsaydı ,ülkemiz emperyallerin kucağına oturmayacaktı?
İsmet İnönü'nün basiretsizliği ve güvensizliği,halkına güvenmemesi ve önderliğin olmamasının neticesidir.
Kemalizm'in tasfiyesi Atamızın ölümüyle başlamıştır,70 yıldır Atamıza deccal diyenler,kapatmış olduğu tekkeler,tarikatlar,Sevr'i uygulamak isteyen emperyallar,Araplar,vaadedilmiş kutsal topraklara ulaşmak isteyen yahudiler,emperyallerin kışkırtığı şoven ayrılıkçılar ,komşular
velhasıl bizim dışımızdakiler ,Kemalizmi ,ulus devletimizi,Cumhuriyetimizi yok etmek ve kendi inançları ve çıkarları doğrultusunda ,emperyalizme tam bir teslimiyet içinde olan vatan hainleri,
işte bunlar
aşımıza ekmeğimize göz koyanlar,engerekler ve çıyanlar ,
maskeli hainlerdir
maske türbandır
maske liberealizmdir
maske demokrasi savunuculuğudur
maske Ab'ciliktir,
maske özgürlük savunucusu milli görüşçülerdir
maske simgecilerdir
maske islamın gülen yüzüdür
Gangsterler maskeyle gezer,
Maskeler düşünce,hırsızlık,soygun açığa çıkar
Kadın ve din üzerinden siyaset yapmaya çalışan maskelilerin gerçek yüzünü görelim
ülkemize değerlerimize sahip çıkalım.
Türban bahane ,sömürü şahane
Saygılar

[snoop]

merhaba yazılarınız örnekleriniz güzel ama dogru tektir.şimdi ne yapmalıyız .yürek bilek. akıl var ise eksik ne tam güven tam fedakarlık tam inanç.örgütlenme açilen nerede vatansever cephede.güçlerin birleşmesi.iyi günler.