Bazı Şeyler

[marcos]

spartacus´isimli üyeden Alıntı

Şirketin tepesindeki işbirlikçiler de, buradan sözde siyasetçileri de iyi vurgun yaptılar.

Özünde, İtalyan Pininfarina firmsının 5 yıl öncesinin fuarlarda sergilenen konseptleri bunlar.

Şasi İngiliz, Motor Alman, Batarya Çin, Tasarım italya..

Zaten ilk seriler İtalya'da üretildi, Türkiye'de ise ne yapıldığı belli değil, üretim fabrikası yok ortada, montaj sanayisi var.

Bu toplum müstehak... Ekmeğini alamazken, 4-5 tane kodoman ve bunlarla birlikte ülke kaynaklarını talan edenlerin lüks sömürüsüne oy verecek kadar şaşırmış durumda...

Franchising

Franchising ya da Marka Kiralama, sözleşmeye dayalı, direkt bütünleşmiş bir pazarlama sistemidir. Bu sistemde nasılınıbil (know-how) ve markanın imtiyaz hakkı sahibi, belirli süre, koşul ve sınırları kapsayan anlaşmayla bağımsız yatırımcılara sistemini ve markasını kullandırır.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Franchising

Büyük ihtimal aracın başta marka hakkı olmak üzere tüm hakları satın alınmıştır.Yani yasal olarak yerlidir.Fakat aracın ne kadarını yerli mamulden üretebilirler işte bunu iyi hesaplamaları gerekir.

21.yüzyılda bir ülkenin araba üretcek teknolojik alt yapıya sahip olup olmamasının belirsizliği gerçekten acınasıdır.Yüzyılımızda tartışılması gereken (araba konusunda) teknoloji değil pazarlaması olmalıdır.

[spartacus]

marcos´isimli üyeden Alıntı

Franchising

Franchising ya da Marka Kiralama, sözleşmeye dayalı, direkt bütünleşmiş bir pazarlama sistemidir. Bu sistemde nasılınıbil (know-how) ve markanın imtiyaz hakkı sahibi, belirli süre, koşul ve sınırları kapsayan anlaşmayla bağımsız yatırımcılara sistemini ve markasını kullandırır.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Franchising

Büyük ihtimal aracın başta marka hakkı olmak üzere tüm hakları satın alınmıştır.Yani yasal olarak yerlidir.Fakat aracın ne kadarını yerli mamulden üretebilirler işte bunu iyi hesaplamaları gerekir.

21.yüzyılda bir ülkenin araba üretcek teknolojik alt yapıya sahip olup olmamasının belirsizliği gerçekten acınasıdır.Yüzyılımızda tartışılması gereken (araba konusunda) teknoloji değil pazarlaması olmalıdır.

İhtimal değil, zaten öyle yapıldı -ama Franchising değil, direk marka, isim hakkı pazarlığı, montaj sanayi, üretim pazarlığı... Ama bir taraf isim hakkı talebinde bulunabilir, bu halde karşı taraf kabul ederse, bunun için de ayrıca bedel belirler. Zaten Pininfarina bir konsept firması, işi bu ve aynı araçlar -sanırım- Katar'da bir önceki konsept haliyle, Çin'de son konsept haliyle yıllardır trafikteler... Öyle yapılıyor, marka ve isim bedeli ödeniyor, sonra bunu yapan aynı ürüne farklı isim verip, kendi adına tescilliyor -zira bedelini ödemiş oluyor...

Kısaca aslı yerli üretim değil, yabancı ürün satın alınmış oldu, tabi halkın vergileriyle finanse edildi, halka satılacak, karşılığında 5 kodoman, paydaşlarıyla birlikte yiyecek, yerli söylemi ve reklamı da ayrı bir kazanç-talep kapısı açmış olacak, siyaseten de oy avcılığı adına kullanışlı olacak. Kurban belli...

[dine mine ne]

Bir şirketin belirli bir ülkede yerleşik olması ve bir ürünün geliştirme, üretme ve pazarlama sürecinde tam kontrol sahibi olması durumunda, bu ürün yerli bir üretim olarak değerlendirilebilir. Bu durumda Togg Grubu, türkiye ye aitse Togg otomobili ile yerli üretim diye gurur duyulabilir. Yerli üretim demek nerede ürtildiği ile alakasız bir kavram aslında önemli olan pazarlama hakkı kime ve bunun hangi ülkede olduğu ile alakalı bir kavram. Amasya elması gibi amasya türkiyede türk elması gibi düşünülmemeli


Yerli üretimde, bir ürünün üretildiği ülke ve markanın kökeni önemli rol oynar. Bir ürün, üretiminin yapıldığı ülke dışında asıl markanın kökenine atıfta bulunabilir. Örneğin, Mercedes-Benz otomobilleri bazı ülkelerde üretilebilir, ancak marka Almanya kökenlidir ve genel olarak Alman malı olarak kabul edilir. Aynı şekilde, iPhone'un üretimi Çin'de gerçekleştirilebilir, ancak marka ABD kökenlidir ve "Designed by Apple in California, Assembled in China" olarak etiketlenir. Bu örneklerde görüldüğü gibi, markanın kökeni ve üretimin yapıldığı ülke farklı olabilir, ancak ürünün kökeni markanın kökenine dayandırılır. Togg meselesinde Designed by pinifarina in italy, Assembled in turkey yazmiyor made in turkey yazıyor.

Bu nedenle otomobiller "Türk Malı" olarak etiketlenmiştir ve bu bile başlı başına gurur duyulması gereken bir başarıdır.

[spartacus]

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı

Bir şirketin belirli bir ülkede yerleşik olması ve bir ürünün geliştirme, üretme ve pazarlama sürecinde tam kontrol sahibi olması durumunda, bu ürün yerli bir üretim olarak değerlendirilebilir. Bu durumda Togg Grubu, türkiye ye aitse Togg otomobili ile yerli üretim diye gurur duyulabilir. Yerli üretim demek nerede ürtildiği ile alakasız bir kavram aslında önemli olan pazarlama hakkı kime ve bunun hangi ülkede olduğu ile alakalı bir kavram. Amasya elması gibi amasya türkiyede türk elması gibi düşünülmemeli

Demiş gözümüze baka, baka yalan söyleyen.

Biz diyoruz ki, bir çok konuda olduğu gibi bir aldatmaca süreci yaşandı, o diyor ki, saçma da olsa kıvıracağım, yalayacağım, çünkü dürüst değilim -zaten siz de biliyorsunuz-.

Salt pazarlama hakkı diye belirleyici bir şey yok, temel belirlici kriter üründe BAĞIMSIZLIKTIR.

Motor Alamanya'da üretiliyor paşam, pazarlama hakkı Bosh'a ait. Bosh Türkiye'de bile üretse, o ürün yine de yerli değildir, kaynağı senin ülkenden, senin alınterin sömürülerek çıkartılır, geliri de yurtdışına gider, arada komprador payını alır.
Şasi İngiltereden paşam, pazarlama hakkı İngiltereye ait.
Batarya Çin'den paşam, hakkı Çin'e ait.
Elektronik-entegre -hatta yazılım- Almanya'ya ait.
Konsept İtalya'ya ait

Vermiyorum derseler, kriz olsa, üretimleri dursa, şu ya da bu gerekçe ile bu parçalar temin edilemese TOGG NE OLUR?

1 faktörü tek belirleyci olarak öne sürmek ve genellemek -safsata ile aldatmak- artık sizlerin(AK kafalıların) en değerli taktiği oldu.

Oysa kendileri dahi yerlilik oranı belirlerken, malzeme üzerinden kriter oluştururlar(TOGG CEO'su da buna dahil!)... Ne bu ne de diğerleri tek başına belirleyici kriter değildir.

Motor, batarya, şasi, elektronik entegreler üzerinde TOGG yazmıyorsa, o ürüne TOGG'a atfedildiği düzey ve derecede! yerli denemez.

Tekrar ediyorum

İsim verme hakkı satın alındı. Ürün değil ismi yerlidir... 50 yıl sona durum değişebilir ancak bu şu anda söylenen yalanı, doğru yapmaz

Üstelik TOGG ilk yerli elektrikli araç değildir, yani BU DA YALAN! Siyasete, rakiplerine karşı KULLANMAK ADINA rezil bir biçimde(BAKANLAR! TARAFSIZ OLMASI GEREKEN KURUMLAR TOGG ÜZERİNDEN OY İSTEDİ! YUH!) alet etmeleri de ayrı, Dine mine ne denenin ise, hayatında bir kez doğru tavır sergilememekle, hak-hukuk olanı, olması gerekeni savunmaması, olmaması gerekenleri eleştirmemesi de ayrı bir bok. AKP eliyle ve döneminde yok edilmesi sağlanmış ve TOGG isminden de önce üretilmiş araçlar mevcut, ama AKP ve yandaşları, o projeden nemalanamayacaktı, çünkü üreten bir üniversite idi, kaynak taleplerine olumsuz cevap vererek, o ilk konsept elektrikli aracı yok ettiler.

[ilahimasal]

Togg'dan ‘Fastback' sürprizi

Sedan yerine Fastback otomobil tanıtan Togg.....



https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/...prizi-42388941

Italyanların Türkiye de ki Togg ceo su , tog un Türkiye de ki aracılarına ve togg a motor ,yazılım , batarya sağlayan tüm ülkelere ciddi paralar kazandırmak için çok özverili çalışıyor.
Vin vin modeli
Almanya ihracat da hedefimiz diyor!

[dine mine ne]

spartacus´isimli üyeden Alıntı

Salt pazarlama hakkı diye belirleyici bir şey yok, temel belirlici kriter üründe BAĞIMSIZLIKTIR.

Togg'un yerlilik oranının yüzde yüz olması beklenemez, çünkü bu, piyasaya yeni giren bir marka. Ancak bu, şirketin bu yönde adım atmayacağı anlamına gelmez. Bununla birlikte, öncelikle bir ürünün kalitesi ,güvenliği, piyasaya çıkmasi ve kendini gösterebilmesi ile ilgili bir mesele.

Bu durum, duş almaya benzer: Su sıcaklığını test etmeden önce tüm vücudu duşun altına sokmamamiz gibi.

Bilindiği gibi otomotiv endüstrisi de riskli bir alandır. Yüksek bir yerelleştirme oranı aşırı finansman ve satış sorunlarına yol açabilirdi. Bu nedenle, Togg'un gelişimi ve pazarlaması için başlangıçta yabancı şirketlerle işbirliği yapmak, ürünün satışını partnerlerinin marka adiyla hızlandırmaya çalışması önemli bir husus. Almanya'dan gelen motor ve İtalyan esintisi müşteriye güven sağlar.

Bu ortaklıklar aynı zamanda Togg için yeni pazar kapıları açar. Uluslararası dağıtım kanallarına erişim, ürünlerini küresel ölçekte pazarlamalarına ve yeni müşteriler kazanmalarına olanak tanır. Rekabetin yoğun olduğu bu küreselleşmiş dünya ekonomisinde önemli bir taktiktir.

Ve elbette, bu bağlamda politikanın da bir rolü vardır. Heleki bu girişim belirli bir liderlik altında gerçekleşmiş ve gelecek odaklı hedeflere net adımlar atılmışsa. Varlığını mutlaka bu öncü politikacıların öngörüsü ve kararlılığına borçludur. Onların vizyoner yaklaşımı ve potansiyel faydaları anlama anlayışı, bu devrim niteliğindeki gelişimin yolunu açtı. Kendilerine buradan teşekkürlerimi sunarim.

[ilahimasal]

Dıbıdik dıbıdik

[spartacus]

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı

Togg'un yerlilik oranının yüzde yüz olması beklenemez, çünkü bu, piyasaya yeni giren bir marka.

Benim cevabım senin YALAN-YANLIŞ vrdiğin YARGI içindi, AKtrollüğünle her seferinde çarpıtıp üzerine edebiyat yaptığın bir konuyu gündem etmedim, örneğin 1 kriter daha ekledim, demek ki neymiş, iddia ettiğin gibi tek kriteri pazarlama hakkı değilmiş. KALDI Kİ PAZARLAMA HAKKININDA BAĞIMSIZLIK ekseninin olması gerektiğini söyledim, lafla olmuyor, bütün çerçevesinde bakılır.
Ben hiç %100 olsun demedim, ASLİ PARÇALARDA BAĞIMSIZLIK ÖNEMLİ DEDİM. DEĞİL Mİ?
MOTOR, ENTEGRE ALMAN, ŞASİ İNGİLİZ, BATARYA ÇİN, KONSEPT İTALYAN.
Demek ki neymiş, sadece İSİM HAKKI yeterli olmuyormuş

Ben bundan bahsettim, bu tür gerekçe ve edebiyatları bana karşı cevap olarak yazacaksan, kıçından mı üretiyorsun?

Hasılı ne kadar edebiyat dökersen dök, YALAN-YANLIŞ KEYFİNCE TEK BELİRLEYİCİ KRİTER DİYE ÖNE SÜRDÜĞÜN PAZARLAMA HAKKI yerlilik oranının belirleyicisi değildir. Öncelikle burada konu, bir topluma yalan söylenmişliği gerçeğidir, 10 yalan içinde 1 tanesinin doğru olması 9 yalanı ve bir de üzerine bakanlık düzeyinde yapılan propagandayı, yanlışları değiştirir mi? Kaldı ki TOGG Türkiyede henüz montaj sanayisi aşamasında!
Mesele kaporta, tesisat ise, 50 yıldır Bursa'da atölyeler zaten mevcut. Örneğin 302 otobüs olarak atölyeye giren araçlar, 303, 303 giren 403, 403 giren Travego olabilmiştir, hatta kamyondan dahi otobüse çevirilmektedir. Nedir? Şasi, motor, aktarma organları, entegre sistemler, temel belirleyeni bunlardır, kaporta, kablo, kadran değildir. TOGG, motor BOSH, şasi İngiliz, entegre Alman, Konsept-tasarım İtalyan, üretildiği yer İtalya, montaj yapılan yer -ki sonradan- Türkiye. Aynı konseptin dünya genelinde trafiğe çıkışı ise TOGG'dan daha öncedir. TOGG SUV gibi, yeni tanıttıkları sedan v.b. ise yıllar, yıllar önce fuarlarda sergilenmiştir.

DEMEK Kİ HALKA DOĞRUYU SÖYLEMELERİ GEREKİRDİ, PROJE BİZE AİT DEĞİL, 1 İTALYAN FİRMASININ PROJESİDİR, BİZ BU PROJEYİ isim değiştirme hakkıyla SATIN ALDIK DENMELİYDİ, ÖYLE DEĞİL Mİ?

Erdoğan diyor ki, biz köprüleri devletin cebinden 1 kuruş çıkmadan yaptırdık, oysa gerçek, asıl, realite dışı fahiş rakamlarla da geçiş garantileri verilmesidir, öyle ki o geçiş garantileri, köprülerin maaliyetinden yüksek, hani halkın cebinden çıkmıyordu, üstelik her yıl köprü parası kadar geçiş ücretini, o köprülerden, yollardan geçmesek dahi biz ödüyoruz, tezgah nasıl? İyi mi, halkın övündüğü şey ise kıçına giren kazık, ama anlamıyor, din istismarıyla uyuşturulmuş. Peki bu tezgahtaN kimler nemalanıyor, en tepedekinden en altına(kleptokratlar ve yandaşları), kısaca halkın cebindeki parayı, gizli-kapaklı kurdukları veya anlaştıkları firmalar üzerinden çalıyorlar, HIRSIZLIK, HALKI, BİZİ(!) SOYUYORLAR, YÖNTEMLERİ DE BÖYLE, çaldıkları parayla o köprüler, 10 yılda 2-3 kez daha yapılabiliyor! TELEKOM'U bile sattılar, alıcıya da devlet bankasından para verdiler, al bu parayı satın al diye, sonra TELEKOMU alan ortadan kayboldu, o paralar kimlerin cebine gitti belli değil TOGG v.b. tümünde de strateji farklı değildir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Kleptokrasi

Önce dürüst olmayı öğren, yazım tekrar okunsun, amacı neymiş (ki kaldı ki dikkat ederseniz yazımda TEK BELİRLEYİCİ KRİTER olmadığından söz etmekteyim, aptallar dahi, yazımda amacımın ne-ler(çoğul) olursa yerli denebilir gibi bir meseleden ziyade, bir sahtekar, iki-yüzlünün, aldatmaya dönük söylemini değerlendirmek olduğunu görür)...

Bu senin içindir...