29-03-2014, 03:21
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 30 Oct 2013
Bulunduğu yer: Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinden.
Mesajlar: 502
|
|
içeriden bir kişi yapmıştır bu olayı başka açıklaması yok. Dinciler gibi hurafe üretmeye gerek yok.
Bana göre sorgulanmaya ilk önce Hakan fidandan başlanmalı.
Ben içimdeki vicdanımın bana söylediklerini yaparım. Bunu bana Tanrı yasaklamış olsa bile.
|
29-03-2014, 04:35
|
Üyeliğini Sonlandırmış
|
|
Üyelik tarihi: 18 Sep 2006
Bulunduğu yer: usa
Mesajlar: 4.841
|
|
Bence ses kayıt cihazıdır. Böcek sabit olur. Cızırtı cıkartmaz.
Ortam dinleme cihazı bireyle hareket ettikçe yada bireyin eli yada bir cisim temasında hışırtı çıkarır.
Bu sebeple, milli güvenlik toplantısındaki olay, yada benzer tapelerde, orada aktif duran biri aracılığı ile yapılmış olabilir.
İçlerinden biri farklı bir oluşuma hizmet ediyorsa, Tayyibi devirmek yada ülkeyi karıştırmak için yapmış olma olasılığını doğurur.
|
31-03-2014, 19:49
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.618
|
|
Bu saatten sonra bir anlamı var mı, bilmiyorum.
karsigazete.com
17 Aralık ses kayıtları gerçek mi?
17 Aralık ses kaydını doğrulayan analiz...
17 Aralık 2013'te başlayan gözaltılarla birlikte, Türkiye sürekli yükselen bir gerginlik sürecine girdi. 17 Aralık'ta başlayan yargı süreci, yargı ve emniyet birimlerinde yapılan değişikliklerle, hükümetin dosyayı kapatmaya çalıştığı şüphelerini doğurdu. Bir süre sonra, dava dosyasındaki ses kayıtları olduğu iddia edilen kayıtlar sosyal medyada yayınlanmaya başlandı.
Bu süreçte çok sayıda ses kaydı sosyal medyaya döküldü. Bunların bir kısmı mahkeme kararı ile hukuki olarak elde edilmiş delillerken, bir diğer kısmının ise öyle olmadığı anlaşılıyor. Hukuki olarak elde edilmiş kayıtlar içinde, kamuoyunda en fazla tartışılanı ise, 17 Aralık günü Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan ile yaptığı ve Kısıklı'daki evlerinde bulunan 1 Milyar Dolar civarındaki paranın evden çıkarılmasına ilişkin olanıydı.
İktidar kanadı ısrarla bu kaydın gerçek olmadığını ve montaj ile üretildiğini ileri sürdü. Buna karşın muhalefet partileri ve kamuoyunun önemli kısmı, ses kaydında geçen iddiaların gerçekliğini kabul ederek, hükümeti eleştirmeye devam etti.
Bu süreç, ülkemizde hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, şeffaf ve hesap verebilir devlet anlayışı, bağımsız medya ve ifade özgürlüğü gibi demokrasinin vazgeçilmez ilkelerinin büyük yara almasına yol açtı.
RAPORU İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ
ANALİZ BAĞIMSIZ 'AUDIO FORENSIC SERVICES' TARAFINDAN YAPILDI
Türkiye'nin aydınlık geleceğinin ancak bu prensiplerin yaşatılması ve denetlenmesiyle mümkün olduğuna inanan biz Demokrasi Denetçileri, tartışmalara ışık tutabilmek için yukarıda belirtilen ses kaydını İngiltere'den bağımsız ve tarafsız, alanında uzman Audio Forensic Services Şirketi'ne analiz ettirdik.
Analiz talebimiz iki ses kaydını içermekteydi. Bir tanesi, yukarıda belirttiğimiz ve tartışmalara neden olan Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasındaki kamuoyunda "paraları sıfırlama" olarak bilinen kayıttı. Bu kayıttaki sesin kime ait olduğunun kesin olarak belirlenmesi için de, bizzat Başbakan'ın kabul ettiği bir diğer görüşmedeki sesi ile, yani kamuoyunda "Alo Fatih!" olarak bilinen ve Habertürk TV'deki bir altyazıya Fas'tan müdahale edilmesini içeren ses kaydını kullandık.
27 Mart akşamı elimize ulaşan sonuç raporunun İngilizce orijinal metnini aşağıda bulabilirsiniz. Rapora göre, ses kaydında, 17 Aralık günü farklı saatlerde yapılmış telefon görüşmelerinin birleştirilmesi dışında, herhangi bir montaj veya benzeri dijital oynamaya rastlanmamıştır.
RAPORU İNDİRMEK İÇİN TIKLAYINIZ
ANALİZİNDEN ÇIKAN ÖNEMLİ SONUÇLAR
"Paraları Sıfırlama" olarak bilinen kayıttaki seslerin üzerinde montaj vb. herhangi bir dijital oynama olmadığı anlaşılmıştır. "Paraları Sıfırlama" olarak bilinen kayıtta, ses değiştirme, ses birleştirme, ses eksiltme, dışarıdan ses ekleme gibi işlemlere rastlanmadığı teyit edilmiştir.
Kamuoyuna Saygılarımızla,
DEMOKRASİ DENETÇİLERİ DERNEĞİ
|
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
|
20-11-2014, 01:51
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.618
|
|
Bir şey değişmeyecek ama tarihe not düşelim.
http://marksist.org/adli-tip-inceled...taj-degil.html
Adli Tıp inceledi: Yolsuzluk tapeleri montaj değil
17 Aralık'ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonrasında gündeme düşen ses kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kayıtlarda ekleme ve değiştirme olmadığı açıklandı.
AKP'li eski bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar'ın karıştığı yolsuzluklar ve bunları ortaya koyan ses kayıtları, Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından incelendi.
ATK Fizik İhtisas Dairesi Ses ve Görüntü İnceleme Şubesi, konuyla ilgili emniyetin tapeye dönüştürdüğü 2593 ayrı ses kaydında inceleme yaptı. 2 bin 483 kaydın çözümünün yapıldığı, 1000 kaydın ise "yabancı dilde olduğundan" dolayı incelenemediği belirtildi.
Cümle ekleme veya çıkartma yok
Adli Fen Bilimleri Uzmanı Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Bülent Üner, Ses ve Görüntü İnceleme Şube Müdürü Uzman Dr. Timur Kaan Gündüz ile fizik mühendisleri Nurettin Ömür ve Oğuz Kasım Kara'nın imzalarının yer aldığı raporda şunlar belirtildi:
"İnceleme konusu tüm ses kayıtları ile ses kayıtlarına ait tapelerde yapılan karşılaştırma sonucunda; basit imla ve yazım hataları dışında, konuşmanın anlam bütünlüğünü bozacak herhangi bir bulgunun tespit edilemediği. Tespit edilen yazım hatalarının sıklıkla; konuşmaların üst üste binmesi, seslendirilen kelimenin Türkçe dışı kelime olması durumlarında meydana geldiği, bir bütün olarak cümle eklemesi veya cümle çıkartılması sonucu anlam bütünlüğünü bozacak bir değişikliğin tespit edilemediği bildirir kanaat raporudur."
|
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
|
20-11-2014, 11:12
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 04 Aug 2014
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 67
|
|
Hiçbir şey değişmez. Neden diye soranlara Cengiz Çandar bugünkü yazısında cevabı vermiş :
Tayyip Erdoğan’ı “Büyük Adam” olarak gören ya da en azından görmek isteyen çok insan var. Uzun yıllar boyu, “dindar” oldukları için dışlanmış hatta horlanmış olma duygusunun tepkiselliğini yaşayan çok sayıda kişi için, aralarından çıkmış ve Türkiye’nin de ötesine geçip, tüm dünyaya dayılanan ve nizamat vermeye kalkışan birisini izlemek, onlara heyecan veriyor.
Wilhelm Reich, bugünün Türkiye’si ile karşılaştırılabilecek, 1930’lardaki benzer görüntüleri “kitlelerin faşizme doğru yol alması” ile açıklıyordu. “Psikoloji“ alanına girilerek, bazı toplum kesimlerinin Tayyip Erdoğan ile ilişkisi, “aşağılık kompleksi” üzerinden de açıklanabilir. Ne olursa olsun, Tayyip Erdoğan’ın yaygın “popülaritesi” inkâr edilemez.
Küçük görülmüş nice insan, o “Büyük Adam” olduğu takdirde sanki onunla birlikte büyüyeceklermiş gibi, “Reis” ile “simbiotik” bir ilişki geliştirmiş durumdalar.
O nedenle, görgüsüzlük ve israf eseri “Ak Saray” bile “Ona yakışır”, “Büyük Adam’ için öyle olmak zorunda” diye savunulabiliyor.
|
20-11-2014, 12:03
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 24 May 2010
Mesajlar: 2.935
|
|
Durun bakayım ben doğru anlamış mıyım ülkemizdeki siyasetten halkın anladığını ve siyasetçilerin konumunu?
Yıllarca toplu tecavüze uğrarken(halk) demokrasi adıyla (seçim) kendi tecavüzcülerinin (siyasiler) eline kamçı(otorite) vermekte ve herkese tecavüz edilmesini önemsemeyip vede görmezden gelip, sadece kendi hoşlandığı sapığın tecavüz etmesine sahip çıkıp, diğer tecavüzcülere kızmakta.
Onlarınkini(tecavüzcü dost) sevmiyom, onlarada tecavüz etti amma bana daha çok tecavüz etti.
Bu nedenle banada tecavüz ediyorsun, biliyorum amma sorun değil, sen benim dostumsun, sen de benim için karşılık olarak tecavüze uğramayı rededenlerede ,karşı tecavüzcüleri sevenlerede daha çok tecavüz et demekte.
Amma kendi aidietine zihniyetine uygun saydığı dostunu, tecavüzcüyü seyredip zevk alıp masturbasyon yapmaktanda geri durmamakta. Oysa aynı anda kendinede tecavüz edildiğini ise umursamayıp, dostumdur hem sever hem ... diyerek durumu kabulemekte bahane üretmekte , tipik pavyon kadını pozlarında sadistliği ve mazoşizmi hak sayıp bunada demokrasi demekteyiz mi?
Tecavüzü red edenlerin varlığı ise her dönem, bu tecavüz edilmeyi normal sayan amma kendi dostu olursa kıstasına sıkı sıkı sahip mazoşistlerce yok sayılmakta. Banane seninde tecavüzcü dostun olaydı, sende tecavüzden hoşlansaydın, bak biz zevk alıyoz, rahat ol sende zevk al demeleride ayrı bir boyut.
Var mı başka izahı?
Anladığım budur.
Şimdilik saygımla gittim...
Sorular sormuyorsan ya ölüsün ya da köle...
|
18-12-2014, 23:32
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.618
|
|
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
|
24-02-2020, 15:06
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.618
|
|
Cumhuriyet.com.tr
Kılıçdaroğlu'nun avukatı: Erdoğan'ın montaj dediği tapelerin doğruluğu ispatlandı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kılıçdaroğlu aleyhinde açtığı tazminat davasında mahkemeye sunduğu ve "sıfırlama tapeleri"nin delil olarak gösterildiği cevap dilekçesi nedeniyle hakim karşısına çıktı. Savunma yapan Çelik, "Benimle ilgili iddia sıfırlama tapelerini dosyaya koymak. Tapeler montaj diyorlar. Bu sıfırlama tapeleri doğru mudur değil midir? Doğruysa ben suç işlemiş olur muyum? Mahkemeniz tarafından bilirkişi tarafından inceletilmesini istiyorum" dedi. Çelik ardından 'sıfırlama tapelerinin' gerçek olduğuna ilişkin bir bilirkişi raporunu mahkemeye sundu.
Erdoğan, 17-25 Aralık operasyonlarını kastederek "ülkenin her tarafını peşkeş çektiniz" diyen Kılıçdaroğlu'na tazminat davası açtı. Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davaya sunduğu cevap dilekçesinde, CHP liderinin sözlerinin dayanağı olan olguları ispatlayacaklarını ve buna ilişkin delil sunacaklarını söyledi. Çelik daha sonra mahkemeye 17-25 Aralık sürecinde ortaya çıkan ve 'FETÖ' tarafından montajlandığı iddia edilen tapeleri delil olarak sundu ve ardından dava açıldı.
Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Celal Çelik avukatları, İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP İstanbul İl Başkanı Cana Kaftancıoğolu, CHP milletvekili Ali Şeker, Erdoğan Toprak ve birçok CHP' li siyasetçi katıldı.
'MÜVEKKİLİN HAKLARINI SAVUNMAK SUÇ MU?'
Savunmasını yapan Celal Çelik mahkeme heyetinden iddianameye ilişkin bir açıklama beklediğini belirterek iddianamede suçlarla ilgili bir bağ kurulmadığını söyledi. Çelik şu ifadeleri kullandı:
"Bu davanın savunmayı baskılamaya yönelik olarak olduğunu söylemek istiyorum. Savcı hangi gerekçe ile bu davayı açtı anlamadm. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir dava açılamaz. Bir avukattan müvekkilini savunmaması beklenemez. Karşı tarafta Erdoğan varsa iyi düşünün ve 'Erdoğan asla ve asla yanılmaz, söylediği herşey doğrudur. Benim müvekkilimin söylediği hiçbirsey doğru değildir. Dava kabul edilsin' demem isteniyor. Erdoğan tarafından bana açılmış iki dava var. Genel başkanımız Erdoğan'a 'seni eleştireceğim' diyor. İktidar partisinin genel başkanını eleştirme hakkına sahip. Erdoğan sıfırlama tapelerinin montaj olduğunu söyledi. Bende müvekkilimin doğru söylediğini ispatlamaya çalıştım. Tapeleri de dosyaya koyduk. Müvekkilimin haklarını savunmak ne zamandan beri suç"dedi.
'TAPELER GERÇEK'
Mahkemeler önünde sıfatların bir önemi olmadığını dile getiren Çelik, "Erdoğan vatandaş olarak beni dava etmiş. 'Cumhurbaşkanına hakaret' maddesi AYM'ye aykırıdır. Benimle ilgili iddia sıfırlama tapelerini dosyaya koymak. Tapeler montaj değil diyorlar. Bu sıfırlama tapeleri doğru mudur değil midir? Doğruysa ben suç işlemiş olur muyum? Mahkemeniz tarafından bilirkişi tarafından alındı incelenmesini istiyorum. Rapor talep ediyorum. İddianamede geçen 7 tape var. Tapelerin gerçek olduğuna dair elimdeki raporu mahkemenize sunuyorum. Bu tapelerin gerçek olduğu sabit" diye konuştu.
Ardından avukatlar söz alarak savunmanın baskı altına alındığını müvekkilleri Çelik' in derhal beraat edilmesi talep ettiler.
'SANIK VE MÜVEKKİLLERİ AYNAYA BAKSIN'
Karşı tarafın avukatı ise söz alarak yaptığı açıklamada, "Sanık savunmadan ziyade şov yapmıştır. Sanık FETÖ' nün 17/25 Aralık' ta yaptığı şeyleri savunmuştur. FETÖ' nün siyasi ayağı için sanık ve müvekkillerinin aynaya bakması lazım. FETÖ' nün ipine sımsıkı sarılmıştır. Sanığın savunmalarının reddini müvekkillerinin taleplerinin reddini talep ediyoruz" dedi.
BİLİRKİŞİ RAPORU TALEBİ REDDEDİLDİ
Savcı bilirkişi raporu alınması yönündeki talebinin reddini talep etti. Mahkeme heyeti Meclis Araştırma Komisyonu'nda 17/25 Aralık olarak bilinen ve o dönemki bakanlarla ilgili süreçte alınan raporda var olduğu bilinen ATK ihtisas kurulu raporunun bu aşamada istenilmesine yer olmadığına karar vererek duruşmayı 24 Nisan' a erteledi. Duruşmanın ardından açıklama yapan Celal Çelik yurdışında uluslararası bir heyetten aldığı 'sıfırlama tapeleri' raporunu dağıttı.
"JAPONYA'DA OLSAYDI ERDOĞAN HARAKİRİ YAPARDI"
Mahkeme çıkışı adliye önünde basın açıklaması yapan Celal Çelik, sıfırlama tapelerinin doğruluğunun ispatladığını belirterek, "Aldığımız bilirkişi raporları Erdoğan'ın tape kayıtlarının tamamının doğru olduğunu söylüyor. Hiçbir biçimde montaj olmadığını ortaya çıkarmış olduk. Eğer Japonya'da olmuş olsaydık Harakiri denen işlem Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yerine getirilirdi" dedi.
|
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
|
26-02-2020, 04:53
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
|
|
Gerçekten kendini feshedip sine-i millete gitmeli, emmeli gömmeli aktif bir siyaset yapamayacağı ve konfor alanından uzaklaşmaktan korktuğu için siyaseten artık hiç bir anlamı olmayan bu kaset maset hikayelerine giriyorlar.
Tuz kokalı oluyor bi milyon sene. Bugün Kılıçdaroğlu hala kalkmış bugün şehitler bizim onurumuzdur başımızdadır falan diyor. Ulan kalk desene ölümüne sebep olduğun her Türkiye vatandaşı için, boşa harcadığın her kuruş için senden hesap soracağız diye ve gönder millet vekillerini sokağa ortalığı ayağa kaldırın. Sokakta hükümet yanlılarıyla tartışın, olay çıkarın, anlatın, dinleyin.
Erdoğan ölüm kutsuyor bunlar altında kalmamak için ölülerin başımız üstünde yeri var diyor.
Erdoğan belediyeleri işlemez hala getiriyor, "böyle bir şey olabilir mi yaa?" dışında bir muhalefet yok.
Erdoğan "Bay kemal fetonun allahıdır" diyor, Kılıçdaroğlu "ben değilim kendisidir" diyor.
Ulan virüsler, depremler, çürümüş devletler yüzünden geberip gideceğiz millet kendi boklu donuna zeval gelmesin diye manevra yapıyor.
Bu aymazlıkla, her şeyiyle sandığa endeksli demokrasi kafasıyla bakalım nereye kadar. Seçim olur, bi altı ay da onun şaibelerini konuşuruz. Erdoğan gider Merdoğan gelir, ama bu hayat böyle devam etmez artık. Bıçak kemiği çoktan geçti iliğe ulaştı. Yakında marketler boşalınca, millet aç kalınca muhalefet hala kaset maset muhabbeti yapmanın anlamsızlığını anlayacak. Umalım da iş işten geçmiş olmasın.
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:57 .
|