Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #181  
Alt 28-03-2011, 13:29
Estiva Estiva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2010
Mesajlar: 295
Standart

Sayın psiko;
Bu tür tarihi bilgilerle bir yere varabileceğimizi sanmıyorum. Ancak (konu ile de alakalı olabilir), bu Maria kimdir merak ediyorum. Peygamberin eşi mi, sığınmacı kadın mı, esire mi, bakımı üstlenilmiş biri mi? Peygamber nasıl ondan çocuk yapmış? Peygamber bu kadınla, evlenmeden ilişkiye mi girmiş? Bu konuda araştırma yapmadım. Evlenmişse, sorun yok. Maria, yalan yanlış bir rivayetse yine sorun yok. Aksi halde, Hasan Hoca'ya havale etmek gerekir bu meseleyi.

Neyse bu parantezi geçelim. Peygamber eşleri üstüne sizin gibi ben de çok düşünüyorum. Gerçi, siz peygamberin Hatice'den sonraki eşleriyle ilgili düşünmüyorsunuz, zaten bir sonuca ulaşmışsınız gibi geliyor. Peygamberin bu kadınlardan çocuğu yoksa, onlarla yatmamıştır sonucuna ulaşmış olmalısınız. Şu an geniş vaktim yok ama tarihi ve hadisleri incelediğinizde, karşınıza çıkan hikayeler, peygamberin bu kadınlarla yattığını gösteriyor. Niye çocuğu olmuyordu sorusuna komplo teorilerinden başka nasıl cevap verilebilir bu durumda? Peygamberden sonra yönetimi devralacak kişiler, peygamberin soyunun devam etmemesini istemiş olabilir. Erkek çocuklarının ergenliğe bir türlü ulaşamamış olması da üstünde kesinlikle düşünülmesi gereken bir konu.

Peygamber bu kadınların hiçbiriyle yatmamıştır sonucuna ulaşsak bu defa başka sorular çıkıyor ortaya? Burada ve Burada konuyla ilgili birşeyler yazmıştım. O linklerde yazdıklarımın bazıları üstünde Hasan Hoca ile yazışmalarımız var. Farklı topiclerde tartıştığımızdan karışmış olabilir.

İslamın Emeviler gibi toplumlardan geçerek günümüze gelmesi büyük bir faciadır. Türklere başarıyla intikal ettirilmiştir de, insanlığın altına dinamit koyan birçok uygulamayı ve hurafeyi beraberinde getirmiştir. Günümüze ulaşmış o garip islamla benim işim yok açıkcası, orijinal islamı, Kur'an'ı baz alarak anlamaya çalışıyorum.

Zeynep ile Zeyd'in evlendirilmesi, sonucuna bakarsak, başarısız bir reform girişimi değil midir? Zeynep huysuzluk edip, bozmuştur bu evliliği ve bu ukala kadını peygamber kendisine eş yapmıştır (neredeyse ödüllendirmiştir). Peygamber, istediği reformu gerçekleştirmek için belki de yanlış bir kadını seçmiştir de diyebiliriz. Bu evliliği gören hangi köle hür bir kadınla evlenmeye cesaret edebilir Tabii bu biraz ön yargılı bir yorum. Bu evlilik boşanmayla da sonuçlanmış olsa, onlar örnek alınarak benzer kaç evlilik yapılmış araştırmak lazım. Reform denilen şeylerin sonuçları önemlidir. 2-3 kişi için reform yapılacak değil ya. Peygamberin Zeynep ile evlenmesi de bir reformdur. Bunun da sonucuna bakmak lazım. Bu evlilikten sonra kaç kişi evlatlığının boşadığı kadınlarla evlenmiş? Bunları bilmek, üstünde uzun uzun düşünmek lazım.

Peygamber eşleriyle ilgili dilerseniz buradan yazışabiliriz. Sizin görüşlerinizi objektif bulduğumu ve mutlaka okuduğumu belirtmek isterim.

Bir yaratıcı arayan insanoğlunun bulabildiği tek şey kendi sözleridir.
Alıntı ile Cevapla
  #182  
Alt 28-03-2011, 13:55
diamat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
diamat diamat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Aug 2010
Mesajlar: 742
Standart

sevgili web

düpedüz gönül ilişkisi reform mu oldu yani.
muhammedin kalbine (kalple seviyor ya) zeynebin aşkı reform icabı mı düştü.
bu hadis değil.
taberiden de nakletmiyoruz.
muhammed ve zeynebin love storysi kuranda değinilmiş bir konudur.

gerçi müslümanların muhammedin içinde sakladığı şeyin ne olacağına dair öyle açılımları var ki, akla zarar.

mesele şu ki;
islam dini, onun allahı, peygamberi nedense sürekli temize çıkarılmak zorunda, müslümanlar tarafından.

ve ne hikmetse ilk bakışta göze çarpan bütün mide bulandırıcı şeylerin arkasında ise bizim göremediğimiz bişeyler var.

muhammed zeynebe tav olmamış meğer.
bütün hikaye reformmuş.

yersen.

inanıyorsun ! çünkü; saçma..
Alıntı ile Cevapla
  #183  
Alt 28-03-2011, 14:44
Estiva Estiva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2010
Mesajlar: 295
Standart

diamat´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili web

düpedüz gönül ilişkisi reform mu oldu yani.
muhammedin kalbine (kalple seviyor ya) zeynebin aşkı reform icabı mı düştü.
bu hadis değil.
taberiden de nakletmiyoruz.
muhammed ve zeynebin love storysi kuranda değinilmiş bir konudur.

gerçi müslümanların muhammedin içinde sakladığı şeyin ne olacağına dair öyle açılımları var ki, akla zarar.

mesele şu ki;
islam dini, onun allahı, peygamberi nedense sürekli temize çıkarılmak zorunda, müslümanlar tarafından.

ve ne hikmetse ilk bakışta göze çarpan bütün mide bulandırıcı şeylerin arkasında ise bizim göremediğimiz bişeyler var.

muhammed zeynebe tav olmamış meğer.
bütün hikaye reformmuş.

yersen.
Sayın Diamat, benim yazdığım da ironi zaten. Dindar kardeşlerin iddiası bu reform meselesi. Ama reform olup olmadığını anlamak için sonucunu görmek şart. Günümüzde kimse evlatlığının boşadığı eşiyle evlenmez. Arkadaşının boşadığı eşiyle bile pek evlenen olmaz. Ahlak ve vicdanımız engel oluyor. Kendimi zorlayıp, tüm zamanlara gelmiş islamı, o günkü şartlar altında anlamaya çalışıyorum (niyeyse) O günki ahlak ve vicdan anlayışı farklı mıydı? Günümüze evrimleşerek mi geldi acaba?

Sınıf farklarını kaldırmak için bir evlilik ayarlanıyor. Zeynep burada oyuncak, bu reformun oluşumu için kullanılıyor. Kadın da zaten kendini beğenmiş, evliliği beceremiyor, boşanıyor. İlk reform bence çöp oluyor. Ama aynı ukala kadın başka bir reform için tekrar kullanılıyor. Koskoca peygambere eş yapılıyor. Hem peygamber, hem Zeynep açısından baktığınızda tutarsızlıklar var. Peygamber kendi reformunun gerçekleştirmesine engel olan, bu ukala kadını kendisine eş, müslümanlara anne yapıyor. Allah'ın zoruyla... (sıkışınca topu Allah'a atmak serbest)

Zeynep açısından bakalım, mizacı kendini beğenmiş, zengin aileden gelen bu kadın hatır için bir köle ile evlendiriliyor. Sanki Zeynep'e pek seçme şansı bırakılmamış. Zaten evliliği sürdüremiyor. Ama Zeynep açısından bu çileli hayat bitmiyor. Allah'ın aklına başka bir reform geliyor. Zeynep'i, cinsel hayatı olmayan (!) bir peygambere eş yapıyor. Zeynep'ten bir çocuğu olmadığına göre, peygamber onunla yatmamış? Ee kadını bir köleye ver, sonra al cinsel hayatı olmayan birine ver. İnsan değil mi bu kadın, oyuncak mı diye kimse sormuyor.

Zaten peygamberin diğer kadınlarla evlenme sebepleri de buna benzer. Siyasal amaçlarla kadınlar kullanılmış, aç diye kadınlar korumaya alınmış ama cinsellikten men edilmiş filan (Karınlarını doyurmak için cinselliğe veda etmeleri lazım). Peygamber öldükten sonra bile bu kadınlara cinsellik haram, evlenemiyorlar, düşünün. İnsanların hiç farklı pencereden bakmaya niyetleri yok. Herkes ağzı açık, peygamber lehine birşey söylense de hemen inansak modunda. Geçenlerde biri hikayeler yazmış, dindar arkadaşlar büyük iştahla okuyorlar. Peygamber birini Mekke'de ormana mı göndermiş ne Mantıklı olmasına gerek yok, peygamberi övsün yeter. Ama biz,m gibiler kurcalayınca kızanlar oluyor. Bu konuya bakın, Hasan Hoca' da terslik var diyor. İster orijinal Kur'andan, ister tercümeden, ister tefsirden kaynaklansın, bir terslik var mı var, biz bunu farketmişiz. Körü körüne inananlar, bu tersliklerin kar topu gibi yuvarlanıp büyüyerek günümüze gelmesine neden olmuş. Bizim yaptığımız mı doğru, körü körüne inananların yaptığı mı?

Sayın Diamat, yılandan korkmam alimden korktuğum kadar 1400 yılda öyle hikayeler ve kılıflar uydurdular ki, işin içinden çıkın çıkabilirseniz. Kur'anı baştan sona defalarca okudum. Mesela bu konuda geçen cariyelerin, esir edilmiş, sahiplerinin cinsel açıdan şartsız koşulsuz faydalanabildikleri kadınlar sonucunu çok rahat çıkardım. Aslında en doğru anlama şekli de budur. Baştan sona okursunuz, anladığınız neyse o. Kurcaladıkça kılıflara tosuyorsunuz. Tercümelerde gerçekten hata varsa bilemem. Bu apayrı bir tartışma konusu. Umarım Hasan Hoca da bize yeni/modern kılıflar hazırlamıyordur da gerçeğe ulaştırmaya çalışıyordur.

Bir yaratıcı arayan insanoğlunun bulabildiği tek şey kendi sözleridir.
Alıntı ile Cevapla
  #184  
Alt 28-03-2011, 14:45
Hasan Akçay Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 03 Feb 2011
Mesajlar: 2.369
Standart

size bir ipucu vereyim.
bakın ben nisa 24'e nisa 25 den açılım getireceğim.

mesela orda muhsenatlara zina yapmalarına karşılık ceza verilirken,
sağ elin malik olduklarına bu cezanın YARISI veriliyor.

Ma meleket eyman ukum eşittir SAĞ ELİN malik oldukları iddiasını 47:4 çürütüyor. Doğrusu: yeminlerinizin malik oldukları. MUHSENAT ise "iffeti korunan kadınlar" demek.

Şimdi 4:24'e bakalım ve iffetin korunması açısından "muhsenat" ile "ma meleket eyman"ınız arasındaki fark nedir, ne değildir görelim:

İffeti korunan evli kadınlar da size helal değil, ancak yeminlerinizin malik oldukları başka - Vel muhsenatu minen nisâi illa ma meleket eyman ukum.

Açık ve net.

1.Musenat ta evlidir ma meleket eyman da.
2.Muhsenatın da iffeti koruma altındadır, ma meleket eymanın da.

Bu iki açıdan aynılar. Peki, hangi açıdan farklılar?

EVLİ muhsenat ile evlenemezsiniz, haram. Çünkü olağan vatandaştır onlar.
EVLİ ma meleket eyman ile evlenebilirsiniz; helal. Çünkü sığınmacıdır onlar (60:10).

4:25'te sözü edilen ma meleket eymanukum 4:24'tekilerden farklı. Hangi açıdan? Cevap şu anlatıda: koruma altına alındıklarında - fe iza UHSİNNE. Sayın diamat, "uhsinne"ye dikkat eder misiniz. Kadını İFFET açısından koruma altına almak demek o. Bakın, iki kelime de aynı kökten geliyor: uHSiNne, muHSeNât; o yüzden ikisi de aynı anlamla yüklüler:

İFFET açısından koruma altına alındıklarında -Fe iza uhsinne. Demek ki daha önce koruma altında değil idiler. 4:24'teki "ma meleket eymanukum"an farkları bu. Peki şimdi nasıl giriyorlar koruma altına?

Yeminlerinizin malik olduğu musevî ya da isevî kadınlar için iki yol var:

1.müslüman bir erkekle evlenmek ama Musevî ya da İsevî olmayı sürdürmek (5:5).
2.İslama girmek

Evlenmek suretiyle olamaz çünkü hiç bir mümin, FAHİŞA yani uygunsuz davranan karısına öteki muhsenata verilen cezanın yarısının verilmesine razı olmaz. "Eşime kıyak geçmek suretiyle onu fuhşa özendiriyorsunuz!" diye isyan eder.

Doğrusu: İslama girmek suretiyle. FE İZA UHSİNNE "onlar İslama girdiklerinde" demek. İşte o zaman da eğer uygunsuz davranırlarsa öteki muhsenata verilen cezanın yarısına çarpılacaklar.

Ne demek FAHİŞA? Zina olamaz çünkü o "fahişa"nın cezası belli (24:2). Oysa bununki belli değil. Doğrusu: şu resimdeki gibi bir davranış olabilir.



Biraz uzattım ama yine de eksik oldu. Söylenmesi gereken her şeyi söyleyemedim. Aklınızda sorular belirdi belki. Ama bunu siz istediniz (e hem!).

Neyse, toparlamaya çalışayım.

Nisâ 25’te sözü edilen ve sizin yeminlerinizin malik oldukları: Kitap Halkının kadınları. Şu resimdeki davranış onların kültüründe hoş görülebilir ama İslam açısından "fahişa"dır. İşte onlar, içine girdikleri İslam toplumunda yanılarak eski davranışlarını yineyebilirler. Cezada hafifletme nedenidir bu. Yeni kültüre alışıncaya kadar.

4:24-25'te cariyeliğin esamesi yok. Allah 47:4'ü vahyederek köleliğe bir çırpıda son vermiştir. Ben Kuran'daki İslamın müslümanıyım. Allah'ın Kuran'da söylediklerine inanırım.

Sizin ateistliğinizi anlayışla karşılarım. Ama imanımın tartışma konusu edilmesine de izin vermem.

Sevgi ile,
Hasan Akçay

Konu Hasan Akçay tarafından (28-03-2011 Saat 14:59 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #185  
Alt 28-03-2011, 14:52
Psiko Psiko isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 16 May 2008
Mesajlar: 2.222
Standart

Sayın web ;

Bizim oralarda bir söz vardır.
Sanırım her yöre bunu kendi içinde bir şekilde dile getiriyordur.
"Sıçan paltayı yir mi ?"
Sıçan denen mahlukatın baltanın demir kısmını yeyip yiyemeyeceğini sorup,
yer cevabı almak için yanaşmasına soran ağaya,yanaşmanın cevabıdır.
"Yir ağa yir."
Bunun değişik bir versiyonu da
"Çobanın gönlü oldumu tekeden teleme çalar." dır.
Bilirim ki
"Galipler vergi ödemez,tarihi ise galipler yazarlar."
Ancak yine de İÇimizde bir algı vardır.
Tanrı bu kadar güçlü ise neden bu kadar basit işlerle uğraşmak gereğini hisseder.
Elçisi "Ahlak abidesi olması gerekirken,bu türev olaylara nasıl imza atar ?"
vb vb gibi.

El Hakk doğrudur ki "Herşeye gücü yeten" olması gereken o güç,
Kendi kitabı olduğu iddia edilen Kur'anda,yine Kendi kitabı olduğunu iddia ettiği Tevrat ve İncil'i koruyamadığı gibi,
çelişkiler manzumelerini insanlığa sunmuştur.
Hem gücü yetmez,
hem adaletsiz,
hem zalim,
hem vahşi
hem gaddar
vb bir Tanrı olabilir mi ?
Olamaz,olmamalı da,
da,
Neden adına geldiği iddiasındaki bu türev ;
mesela firavunun sarayında yetişip,
üstelik de katil olduğu söylenen,
ve de/dahi dilinin de peltek olduğu aktarılan Musa,
Annesiz İsa,
Deve çobanı
ve
naahlak birisi olan,,
saldırgan,
insan öldürten,
Muhammed
O'nun adına geldiklerini iddia edip,
beğenmesek de,
sevmesek de,
haz etmesek de,
birer toplum oluşturmuş,
ve
bildiğimiz,tanıdığımız,bir çok kişi de (Sizler olmasanız da ailelerinizin büyük kısmı mesela)hali hazırda bunlara inanıyor.
İnandığı yetmiyor bu tür bir çok delil önlerindeyken hala inanmaya devam ediyorlar.

Sanırım insanlığın İÇinden çıkması gereken bir başka deligömleği de bu.
Houdini olmak zor zanaat hocam.
Gayretiniz daim ola

Kendin için istemediğini,başkaları için de isteme.
Alıntı ile Cevapla
  #186  
Alt 28-03-2011, 15:24
diamat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
diamat diamat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Aug 2010
Mesajlar: 742
Standart

sayın hasan akçay

artık konuyu toparlamalısınız dostum.
rezervler tükeniyor.

sizin bir şeyleri kılıfına uydurmaya çalışan adam olmadığınız önkabuluyle oluşturduğum rezervlerden bahsediyorum.

iddiamı kabaca hatırlatayım.

islam hukuksuz bir toplumun dini değil.
islamdan önce de insanların ilkel de olsa hukukları vardı.
yazılı değildi, örf ananeydi falandı filandı ama vardı.

o hukuk hakkında oldukça bilgi sahibiyiz.
o hukukun kavramları hakkındada.

sanal, hayattan ve diğer tüm herşeyden koparılmış salt kuran üzerinden tahlil yapmanıza dahi rıza gösteriyorum.

artık şunu ortaya koymalısınız.

sağ elin sahip oldukları ancak ve ancak sığınmacılardır.
bu tanıma kesinlikle ve kesinlikle köleler dahil değildir.

şayet bunu başarabilirseniz,
ben hede höde yapmam.
helal olsun üstad sen haklıymışsın derim.
ama takdir edersin ki beklentilerim her mesajınızla biraz daha boşa çıkıyor.

akıl vermek gibi olmasın ancak;
meseleyi tam olarak ortaya koyabilmeniz için şu önereceğim bağlamı da dikkate alın.

islamdan önce efendileri cariyeleriyle nikahsız cinsel ilişkiye girerdi.
bu defakto (fiili) bir durum.
allah bu duruma müdahale ettimi.
ettiyse hangi ayetle.

eğer varsa o ayet bu fiili durumu gerçekten açıkça yasaklıyor mu yoksa tam tersine sözkonusu fiili durumu adeta onaylayan bir cümleye mi benziyor.

eğer allah bu fiili durumu yasaklamdıysa bunu onayladığıanlamı çıkar mı.

bu sorular yan sorular değil.
cariyelerin, sağ elin maliki tanımına girmediğini ortaya koyarken kendiliğinden cevaplanması beklenen sorular.

inanıyorsun ! çünkü; saçma..
Alıntı ile Cevapla
  #187  
Alt 28-03-2011, 18:02
Hasan Akçay Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 03 Feb 2011
Mesajlar: 2.369
Standart

sağ elin sahip oldukları

Merhaba sayın diamat. MA MELEKET EYMAN UKUM ifadesinin doğru çevirisi "yeminlerinizin sahip oldukları"dır. Bunu daha önce açıkladım (tıklayın):

EYMAN nedir? Cevap Nisâ 33'te:

Ve "yeminler"inizin bağladığı kimselere de hisselerini verin -Vellezîne akadet "eymân"ukum fe âtûhum nasîbehum (Diyanet, E Yüksel, S Ateş, Y N Öztürk...).

Bir yoksula "Bundan sonra senin koruyucun VALLAHİ benim!" diyorsunuz. Vallahi yani Allah şahidim olsun ki. Bu yemininiz o yoksulu size bağlıyor, onu sizin sorumluluğunuza veriyor. Yemîn işte bu.

"YEMÎN"UK: senin "yemin"in (33:50). "EYMAN"UKUM: sizin "yeminler"iniz (4:24).

Öte yandan YEMÎN bir de "sağ el" demek. Ama kaba kuvvet, üstünlük anlamında. Buna göre MA MELEKET EYMAN UKUM "sağ ellerinizin sahip oldukları" diye de tercüme edilebilir. Yani o kadınlara zorbalığınız sahiptir; onları zorla, güç kullanarak edinirsiniz. Örneğin savaşta düşman ordusuna malzeme taşıyan kadınları "üstünlük" size geçince esir alırsınız. Ve bir daha bırakmazsınız; zorla cariye olarak alıkorsunuz.

Ancak Allah'ın kesin buyruğu var: savaş sona erer ermez tutsaklarınızı ya tazminat karşılığı ya da bağışlamak suretiyle salıvereceksiniz. Üçüncü bir seçeneğiniz yok; örneğin, zorla alıkoyamazsınız.

Onun için "ma meleket eyman ukum"daki EYMAN "kaba kuvvet" anlamına geliyor olamaz. Doğru anlam: yeminler.

*

artık şunu ortaya koymalısınız.

sağ elin sahip oldukları (yeminlerinizin sahip oldukları) ancak ve ancak sığınmacılardır.
bu tanıma kesinlikle ve kesinlikle köleler dahil değildir.

Burada 4:24'te geçen "ma meleket eyman ukum"dan söz ediyoruz. Başka ayetlerde anılanlardan değil. İzin veirirseniz vurgulamak için altını çizip bir daha gösterteyim:

1.1.yemin nikahlı kocanız (23:6, 70:30)
1.2.yemin nikahlı karınız (33:50, 33:52)

2.sığınmacı evli kadınlar (4:24)

3.1.bakımı üstlenilen erkek (24:33, 4:33, 24:31, 24:58, 33:55)
3.2.bakımı üstlenilen kız (4:3, 4:25, 4:33, 24:31, 24:58, 33:55)
3.3.Kitab Ehlinden olup bakımı üstlenilen kız (4:25)

*

4:24'ün konumuzla ilgili bölümü:

İffeti korunan evli kadınlar da size helal değil ama yeminlerinizin sahip oldukları başka - Vel muhsenâtu minen nisâi illa ma meleket eyman ukum.

Siz de baştan beri doğru anlamaktasınız; onun için sizi kutladım: Burada geçen YEMİNLERİNİZİN SAHİP OLDUKLARI tıpkı "iffeti korunan evli kadınlar gibi, ev-li-dir. O evli "ma meleket eyman ukum" ile evlenmeniz ancak bir koşulla helal olabilir: onlar eğer sığınmacılar ise. 60:10 işte bu koşulu yerine getiriyor:

İnananlar!
Göç edip size sığınan mümineleri sınayın.
Allah onların imanını elbet bilir;
imanlı olduklarını siz de görürseniz
kafirlere geri yollamayın onları.
O kadınlar onlara helal değildir ve onlar o kadınlara
lâ hunne hıllun lehum ve lâ hum yehıllûne le hunn...

Sayın diamat, ben Kuran'daki İslamın müslümanıyım. Yani? Kuran'da Allah ne diyorsa o.

Mümtehine 10'da şöyle diyor: "Kafirlerin ülkesinden göç edip size sığınan mümineleri geri yollamayın!" Öyleyse inananlar onları kocalarına geri yollamayacak.

Allah devamla şöyle diyor: "O kadınlar kafir kocalarına helal değildir; evlenin onlarla!" O halde inananların o EVLİ kadınlar ile evlenmeleri helaldır. Benim kanıtım bu. Çünkü Allah'a inanıyorum; Allah ne diyorsa o.

Kısacası, beni yalnızca Allah'ın Kuran'daki sözleri bağlar. Rivayetler, siyerler, Kuran'an önceki devirlerin tarihleri bağlamaz. O devirlerde kölelik varmış ya da yokmuş, beni bağlamaz. Kuran'daki İslamda kölelik yok; beni o bağlar.

Sevgi ile,
Hasan Akçay

Konu Hasan Akçay tarafından (28-03-2011 Saat 18:13 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #188  
Alt 28-03-2011, 18:41
uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
uyar uyar isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Jul 2009
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 3.381
Standart

kurandaki karılarınızı dövün de bağlıyor mu sizi???

kuranı okuyun cunku okudukca allahin olmadigini daha iyi anlayacaksiniz .......
Alıntı ile Cevapla
  #189  
Alt 28-03-2011, 18:55
diamat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
diamat diamat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Aug 2010
Mesajlar: 742
Standart

sevgili hasan akçay

ma meleket eyman ukum cariyeleri kapsıyor olması durumunda ortaya çıkan sonuç allaha yakışmaz,
o halde bu kavram cariyeleri kapsamaz mı diyorsunuz.

yani sizin kurandan deliliniz bunun allaha yakışmaması mı.

hala daha bu kadınlara evlendikten sonra zina etmeleri durumunda neden hür kadına verilen cezanın yarısı verilmektedir anlayabilmiş değilim.
madem cariye değiller.

inanıyorsun ! çünkü; saçma..

Konu diamat tarafından (28-03-2011 Saat 19:07 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #190  
Alt 28-03-2011, 19:20
diamat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
diamat diamat isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Aug 2010
Mesajlar: 742
Standart

sayın hasan akçay

neden bu kadınlarla evlenmek adeta bir ruhsat gibi sunuluyor.

içinizden zinaya düşmekten korkanlar için ne demek.
sabrederseniz daha iyidir ne demek.onlarla aslında evlenmezseniz daha iyidir mi demek isteniyor.

sığınmacı müslüman kadınlar neden evlenmek için pek de uygun değiller.

neden onlardan bahsedildikten hemen sonra eğer zina ederlerse deniyor.
zinaya temayüllü o0lduklarını düşünmemiz için ne sebep var.
yoksa cariye olmaları nedeniyle böyle bir temayülleri olabileceği mi ima ediliyor.

neden onlara cezanın yarısı uygulanıyor.

bir düşünün , burda bahsedilen sığınmacı mümin kadınlarsa o zaman bütün bu sorular cevapsız kalır.

ama cariyeler ise bütün bu soruların cevabı kendiliğinden ortaya çıkar.

inanıyorsun ! çünkü; saçma..
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
DINI KURANDAKİ İSLAMDAN ÖGRENELIM,ÇOK EŞLILIK KURANDA YASAK safbilgi İslam 5 18-12-2006 01:34

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:57 .