İslamiyet tecavüzü meşru kabul eder.

[güneşinzaptıyakın]

Kur’an yorumcuları ve Müslümanlar tecavüz suçu için çoğunlukla zina suçuna uygulanan hadleri uygulamanın doğru olduğunu söylerler. İslam hukukçusu Prof.Hüseyin Hatemi'nin de belirttiği gibi tecavüz suçu ve cezası ne Kur’anda ne de sünnet’te vardır. Bu nedenle bu suçun cezası duruma göre İslam alimlerince veriliyor. Şii’lerde bazı durumlarda tecavüze idam cezası veriliyor (recm değil- asılarak idam). Sünni’lerde ceza duruma göre değişiyor. Tekrarlıyorum; İslamiyete göre Kur’an tüm zamanlar için gönderilmiştir ve İslamiyet’e göre içinde İnsanlığı ilgilendiren tüm konular vardırdan hareketle, eksiksiz olduğu iddia edilen Kur’ana göre tecavüz bir suç olmaması gerekir ki bahsedilmez. Muhammed tüm yaşamı boyunca tek bir tecavüz vakasına rastlamadığı için yada Arap yarım adasında tecavüz suçu bilinmediği için değildir elbette bu suçun Kur’anda yer almaması. Kur’an+sünnet’te tecavüz suçundan ve cezasından behsedilmediğine göre, İslamiyet tecavüzü meşru kabul etmektedir. Bu konu bahsedilmeyerek tecavüz meşru kılınmaktadır İslamiyet’te. Tecavüz yerine (erkeklerin lehine) cinsel serbestlikten bahseder Kur’an, en güzel örnek ise Bakara 223’tür: Nisâukum harsun lekum, fe’tû harsekum ennâ şi’tum ve kaddimû li enfusikum vettekûllâhe va’lemû ennekum mulâkûh(mulâkûhu), ve beşşiril mu’minîn(mu’minîne).

Diyanet işleri: Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Mü’minleri müjdele.

Elmalılı Hamdi Yazır: Kadınlarınız, sizin için bir tarladır. O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve kendiniz için ileriye hazırlık yapın. Allah'tan korkun ve herhalde onun huzuruna varacağınızı bilin! Sen müminleri müjdele! (sadeleştirilmiş)

[güneşinzaptıyakın]

Tecavüz suçu Kur’anda Yusuf 23’te: Ve râvedethulletî huve fî beytihâ an nefsihî ve ğallekatil ebvâbe ve kâlet heyte lek(leke), kâle ma âzallâhi innehu rabbî ahsene mesvây(mesvâye), innehu lâ yuflihuz zâlimûn(zâlimûne).

Diyanet işleri: Evinde bulunduğu kadın (gönlünü ona kaptırıp) ondan arzuladığı şeyi elde etmek istedi ve kapıları kilitleyerek, “Haydi gelsene!” dedi. O ise, “Allah’a sığınırım, çünkü o (kocan) benim efendimdir, bana iyi baktı. Şüphesiz zalimler kurtuluşa eremezler” dedi.

Elmalılı Hamdi Yazır: Derken evinde bulunduğu hanım, bunun nefsinden kam almak istedi (onu birlikte olmaya çağırdı) ve kapıları kilitledi; «Haydi gel, seninim!» dedi. O: «Allah'a sığınırım, doğrusu O, benim efendim, bana iyi baktı ve gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz.» dedi. (sadeleştirilmiş)

Şeklinde geçer, burada tecavüz vakası gerçekleşmediği için tam olarak bir gerçekleşmiş suçtan bahsetmek mümkün değilsede, İslami açıdan zina suçu ile cezalandırmak mümkündür, günümüzde tecavüze teşebbüs suçu olmasına rağmen bırakınız teşebbüs ihtimalini tecavüzün kendisi yoktur Kur’anda ve sünnet’te.

Bir başka ilginç tecavüz vakasıda Hud 78’de: Ve câehu kavmuhu yuhreûne ileyhi ve min kablu kânû ya’melûnes seyyiât(seyyiâti), kâle yâ kavmi hâulâi benâtî hunne etharu lekum, fettekullâhe ve lâ tuhzûni fî dayfî, e leyse minkum raculun reşîd(reşîdun).

Diyanet işleri: Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût, dedi ki: “Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?”

Elmalılı Hamdi Yazır: Kavmi ona zıpır zıpır koşup gelmişlerdi, bundan önce de kötü kötü işler yapıyorlardı. Lut: «Ey kavmim, işte kızlarım, onlar sizin için daha temiz; Allah'tan korkun da beni konuklarım arasında rüsvay etmeyin, içinizde aklı başında bir adam yok mu?!» dedi. (sadeleştirilmiş)

Burada Lut, erkeklere tecavüz etmeyin kızlarıma tecavüz edin diye misafirlerine kızlarını sunuyor. Diyanetin ‘’nikahlanmak’’ açıklaması dikkat edilmesi gereken bir kıvırma hareketidir ‘’ kâle yâ kavmi hâulâi benâtî hunne etharu lekum’’ cümlesinde açıkça erkekleri değil kızları tercih etmesi gerektiğini söylüyor. Yeşilçam sinemasında klasik ‘’ona tecavüz etme bana et’’ jargonunun kökenide belli oluyor böylece.

[güneşinzaptıyakın]

Tecavüz Muahammed’ten 2500 sene önce yaşayan Sümer’lilerde en büyük suçlardan birisidir. Paganist Sümer’liler suç sayarken tecavüzü, Kur’anın ondan bahsetmemiş olması eksiksiz yanını eksik bırakır. Tecavüz=ırza geçmek şeklinde de tanımlanır, bilindiği gibi ırz=namus demektir, bu nedenle Müslüman’larda ve ataerkil toplumların oluşturduğu hukuk sisteminde tecavüz aynı zamanda namusun yitirilmesi olarak tanımlanır, Kur’ana göre namusun korunmasından kadın birincil sorumludur. Tecavüze uğramış bir kadın 4 erkek şahit gösteremezse tecavüz olmamış sayılır İslami hukuka göre, üstelik tecavüz ile suçladığı erkekler iftirada bulunduğu gerekçesi ile kadını suçlayabilir ve ceza almasını sağlayabilirler gene bu hukuk anlayışına göre, kaldı ki zina hükmüne bağlayıp cezalandırılacak olsa bile kadın çoğunlukla recm ile cezalandırılmakta, erkek ise en fazla birkaç yüz değnek ile yırtmaktadır. Konuyu daha iyi anlayabilmek için tecavüz suçunu açmamız gerekir:

‘’ Tecavüz kişinin kendi rızası dışında cinsel saldırıya uğramasıdır kabaca bir tabirle.’’ Tecavüz suçunu açarsak:

1- En bilinen ve geniş anlamda kullanılan şekli ile; erkeğin/erkeklerin kadına isteği dışında cisel olarak saldırmasıdır. Erkeklik organının kadının vulvasına zorla sokulması eylemidir. Fakat bu tanım eksiktir, aşağıda daha detaylı tanımını açıyorum.
2- Erkek bir çok şekilde kadına cinsel saldırıda bulunabilir. En bilindik eylem fiili livatadır. Fiil sözcüğüne dikkat edelim yukardaki Yusuf 23 suresindeki yarım kalan tecavüz vakası kabilinden ceza hukuku teşebbüsüde suç sayar. Bakara 223 suresine binaen livatayı şerri hüküm sayan bir anlayışta mevcuttur İslamiyet’te.
3- Bir alet yada İnsan dışı canlı vasıtası ile tecavüz suçu vardır. Pratik olarak İslamiyet’teki zina tanımlamasına girmez bu suç tipi, o yüzden de cezası yoktur İslamiyet’te.
4- Erkeğin salt kadına yönelik saldırısı gibi algılansada tecavüz, ‘’özellikle çocuklara’’, diğer erkeklere, cansız materyallere, hayvanlara da tecavüz edilmektedir ve buda suç kavramına girer.
5- Tecavüz günümüzde sadece erkeklere özgü bir suç değildir. Kadınların küçük erkek çocukları ile seks yapmaları örneğinde olduğu gibi. Kadınlarda ‘’teknik’’ olarak tecavüz ederler, tıpkı yukardaki sure örneğinde olduğu gibi. Onlarda kadınlara tecavüz ederler.
6- Geldik zurnanın zırt ettiği yerlerden birisine; Evlilik içi tecavüz suçu vardır ve bu ne İslamiyet’teki zina suçuna girer nede bir başka kayıtta İslamiyet için suçtur.
7- Günümüzde sözlü tecavüz algılaması çıkmıştır ama buna hiç girmeyelim isterseniz, nede olsa teşebbüsü suçtan saymaz Kur’an.

Sonuç olarak; Bir şey Kuran'da açıkça yasaklanmamışsa otomatik olarak serbest demektir İslamiyet’e göre. İlke budur, siz şöyle bir soru soramazsınız: Bu, Kur’anda helal mi, helal olduğu yazılı mı? Haram mı diye sorarsınız; haramsa haramdır, değilse serbesttir. Kur’an ve İslamiyet tecavüzü meşru kabul eder bu nedenle.

[AhbAp]

güneşinzaptıyakın´isimli üyeden Alıntı

Sonuç olarak; Bir şey Kuran'da açıkça yasaklanmamışsa otomatik olarak serbest demektir İslamiyet’e göre. İlke budur, siz şöyle bir soru soramazsınız: Bu, Kur’anda helal mi, helal olduğu yazılı mı? Haram mı diye sorarsınız; haramsa haramdır, değilse serbesttir. Kur’an ve İslamiyet tecavüzü meşru kabul eder bu nedenle.

Maide 101-102: Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde, sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kuran indirilirken bunlara dair soru sorsanız size açıklanır. (Hâlbuki) Allah onları bağışlamıştır. Allah, çok bağışlayandır, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir). Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da o yüzden kâfir oldu.

[soro]

merhaba,
bir polemiğe sebep olmadan,bu konudaki ehl-i sünnet görüşü olan bir iki maddeyi alıntılamak istiyorum.
Ömer Nasuhi Bilmen Hukuk-u İslamiye Kamusunda değişik sayfalarda kısaca şunları yazmıştır:
"30- cinayet: kelimesi esasen ağaçtan meyveyi düşürmek mânasınadır. “ictina” gibi. Sonra insanların ictisar ve iktisab ettikleri herhangi bir şerre isim olmuşdur. Bu cihetle cinayet: “muahezeyi müstelzim olan herhangi bir cürm” demek olur. Binaenaleyh insanların nefislerine, uzuvlarına kuvvetlerine, mallarına, ırzlarına, teallûk eden herhangi memnu fi’l, bir cinayettir. Şu kadar var ki, canlı ve cansız mallara müteallik cinayetler; gasb, nehb, sirkat, itlâf gibi namlar ile zikr olunur.


201-: cinayet, esassen muahevezi istilzam eden herhangi bir cürümden, herhangi memnu bir fi’li irtikâbdan ibaretdir. İnsanların gerek nefislerine gerek uzuvlarına, kuvvetlerine, ırzlarına, mallarına teallûk eden cinayetler; gasb, nehb, sirkat, itlâf gibi namlar ile yad olur. Bunlara dair islâm hukukunda müstakil kitaplar = mebhaslar mevcuttur. Biz burada asıl insanların hayatlarına veya uvuzlarına, kuvvetlerine müteveccih olan cinayetlere dair malûmat vereceğiz.


379: ırz ve namusu müdafa maksadiyle yapılan bir katl mesuliyeti ceiyyei müstelzim olmaz. Şöyle ki: bir kimse kendisine cebren zina veya livate fezahatinde bulunmak istenen bir mütevacizi öldürmekle başka bir tarik ile def edemeyeceği cihetle katl etse hakkında katl ahkamı cari olmaz. "

görüldüğü üzere tecavüz fiili cinayet olarak adlandırılmış,bunu engellemek için tecavüzcünün öldürülmesi bile caiz görülmüştür.
diğer çoğu maddelerde olduğu gibi bu maddenin de Kur'an'da yazılmış olması gerekmez.İslam hukukunun başka kaynakları da vardır.
ayrıca tecavüz serbestmiş diye,karısını kızını tecavüzcülerden sakınmayan,veya tecavüze uğrarlarsa normal karşılayan bir müslüman görmedim ve de göreceğimi sanmam.açıkcası hangi inancta olursa olsun bir insanın bunu hoşgöreceğini sanmam.
tecavüz fiilinden sonraki cezalandırma prosedürü ise,hukukcuların bilebileceği bir prosestir.
islam hukukunda bazen örfi hukuk çok öne geçebilir,örfi hukukda da tecavüzün suçunu herkes bilir..

selamlarımla.

[güneşinzaptıyakın]

Tecavüz suç olarak İslami sünnette yer alır elbette, farklı coğrafyalarda ve farklı uygulamalarla. Yukarda zaten ben bunu yazdım. Elbette zihinsel bir hastalığı olmayan her yetişkin birey kendi hanesine yada zürriyetine yönelik tecavüz vakasına karşı çıkar ve fikri görüşüne göre cezalandırılmasını ister, bunda garipsenecek yada eksik yanlış bulunacak bir şey yoktur. İslami sünnet ve icma yoluyla sonraları ihtiyaçlar doğrultusunda tecavüz suçlarına uygulanacak hadler bir çok İslami hukuk kitaplarında yer alırlar. Tekrarlıyorum; her yerde eşit bir ceza anlayışı yoktur, bazı yerlerde görmezlikten gelinir hatta. Hırsızlık için ''Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir.'' diyen İslam tanrısı tüm müslüman toplumlarda ellerini kesin diyerek cezayı belirtmiştir, hırsızlıktan çok daha büyük ve aşağılık bir suç olan tecavüz hakkında ise tek bir satır yoktur Kur'anda. Hırsızlık gibi sıradan bir adli vakayı önemseyip yazan Kur'an, nedense tecavüz gibi aşağılık ve Dünya'nın her yerinde büyük bir suç olarak adlandırılan suçun adını bile anmaz.

Sünnet ve icma'da zaten Kur'anda yer almayan ve toplum gelişip nüfus arttıkça doğan ihtiyaçları karşılamak için çıkmıştır. Sünneti belirleyen ise hadisler ve İslami tarih kitaplarıdır. Hadis konusu ise İslami toplumun tamamında kabul gören bir konu değildir. İcma ise gene aynı şekilde müslüman toplumların hepsi tarafından benimsenen bir yöntem değildir. Dolayısi ile tecavüz adına bahsedilen tüm yaptırımlar sonradan oluşturulmuştur, Kur'anda bahsedilmeyen bir konu hakkında yapılan uygulamaların bütünü ise İslam'iyet adına o toplumun ahlak anlayışına uygun olarak yapılanlardır, bu sadece tecavüz için geçerli değildir, Kur'anda bahsedilmeyen tüm konular için geçerlidir. Soro'nun mesajında yer alan şerri hükümler ise mecelle hukukuna güzel bir örnek oluşturur ve sadece 19. yy sonu ile 20. yy başındaki Osmanlı İpm.luğunun dar bir coğrafyasında uygulanmasını kapsar, genel bir İslami uygulamanın örneği değildir, olamazda zaten çünkü Kur'anda olmayan bir kavram ve sonuç ilişkisine toplumun ihtiyacına yönelik çözümler üretmesinden kaynaklanmaktadır. Örfi hukuk denilen şeyde budur, gerisinde Kur'anın emirlerine ve ruhuna ters düşmüyorsa haram olamaz mantığından hareketledir, fakat bu durum aksar hatta bazı yerlerde çalışmaz bile, bu yüzden İslam coğrafyasının değişik yerlerinde değişik cezalar vardır şeriat adına, hatta bazı yerlerde suç olan şey başka yerde suç olarak görülmeyebilir.

Esas vahim olan ise sadece Kur'anı şeriat olarak kabul eden müslüman kitleler için karşılaştıkları durumdur. Kur'anda yer almayan bir konu ve kavram üzerine ne yapabilirler? İslami inanca göre Kur'an tüm zamanlarda olan ve olacak olan herşeyi yazar, bilimseldir, içinde mucize vardır, eksiksizdir, tanrı her şeyi bu kitapta şeriatı olarak belirtmiştir. Sonuç olarak; Bir şey Kuran'da açıkça yasaklanmamışsa otomatik olarak serbest demektir İslamiyet’e göre. İlke budur, siz şöyle bir soru soramazsınız: Bu, Kur’anda helal mi, helal olduğu yazılı mı? Haram mı diye sorarsınız; haramsa haramdır, değilse serbesttir. Kur’an ve İslamiyet tecavüzü meşru kabul eder bu nedenle.

[K.C.]

Tecavüz ile zina arasında fiilen bir fark olmamakla birlikte fark iradenin mevcut olup olmamasında.

Kur'an'ın düzenlemediği / ceza vermediği alan tecavüz alanıdır. Yani irade dışı maruz kalınan fiildir. Bir tarafın iradesi/kabulü/isteği olmadan kendisine yapılan fiildir.

Şu noktada fiilin iradi olup olmadığı Kur'an açısından önem arz etmez. Önemli olan iki kişinin nikah akdi olmadan zina fiilini işleyip işlemediğidir. Eğer böyle bir fiil varsa Kur'an'a göre zanidirler ve ikisinin de cezası bellidir. Sünnetten gelen uygulama olan recm de kur'an'ın parantez içlerine girmiş ve kur'an'daki sopa cezasının sadece bekarlar için uygulandığı, evliler yahut dullar için recm cezasının uygulanacağı yazılmıştır. (Diyanet İşleri meali böyle bir parantez içi açıklamayı ihtiva eder.)

Hal böyle olunca, istedikleri kadar "ameller niyetlere göredir" desinler, niyetleri Allah'tan başkası bilemeyeceğine göre zahiri duruma bakarak karar vermeleri gerekir. Eğer fiili bir cinsel birleşme olmuşsa kişinin iradesine/isteğine bakılmaksızın bu ZİNA olarak tanımlanır ve gerekli hükümler tecavüze uğrayana da tecavüzcüye de uygulanır.

Pekçok kişi okumuştur şu olayı, keçiye tecavüz olayı gerçekleşmişti de keçiyi öldürüp yakmışlardı. Çünkü keçi zina yapmıştı, cezalandırılması gerekiyordu.

Benim zina konusunda ilginç bulduğum bir diğer husus üstte kısaca dokunduğum bir husustur. Kişinin bir zamanlar evli olmuş olması, boşansa bile onun için bekarlara uygulanacak olan cezaya çarptırılmasını engelliyor. Tevsirlerde dullar da aynen evliler gibi işlem görüyorlar, bir başkasıyla nikahları olmasa da recm ediliyorlar. Bunun mantığını kavrayabildiğimi söyleyemem.

[güneşinzaptıyakın]

Cariyeler ise özgür kadınların yarısı kadar ceza alıyorlar. Kölelere zina yok unutmayalım. Kaldı ki köleye tecavüz etmek kavramı zinhar yok müslümanlıkta.

[user1111]

güneşinzaptıyakın´isimli üyeden Alıntı

Kur’an yorumcuları ve Müslümanlar tecavüz suçu için çoğunlukla zina suçuna uygulanan hadleri uygulamanın doğru olduğunu söylerler. İslam hukukçusu Prof.Hüseyin Hatemi'nin de belirttiği gibi tecavüz suçu ve cezası ne Kur’anda ne de sünnet’te vardır. )

böyle saçma şey olmaz.. bilmiyorsan öğren.. şeytanı sevindirmekten başka birşey yapmıyosun.. halbuki şeytan insanoğlunun en büyük düşmanı..

alın öğrenin..

Zina ile ilgili ayetler
« :»
Nur 2- Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.
Nur 3- Zina eden erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.
Nur 4- Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra (bunu ispat için) dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artık onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardırlar.
Nur 5- Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
Nur 6- Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesidir.
Nur 7- Beşinci defa da, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.
Nur 8- Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi,
Nur 9- Beşinci defa da, eğer (kocası) doğru söyleyenlerden ise, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır.
Nur 10- Ya Allah'ın size bol lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı (haliniz nice olurdu.)?
Nur 11- Haberiniz olsun ki (Muhammed'in eşine) bu ağır ifki (iftirayı) uyduranlar sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük saymayın; aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan herbir kişiye, günah olarak ne işlemişse (onun karşılığı ceza) vardır. (Elebaşlılık yapan, bu yüzden de) bu günahın büyüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır.
Nur 12- Erkek ve kadın müminlerin, bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?
Nur 13- (Bu iddiayı ortaya atanların) da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler.
Nur 14- Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, size mutlaka büyük bir azab isabet ederdi.
Nur 15- Çünkü siz bu iftirayı, gelişi güzel birbirinizin ağzından alıyor ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız (bu uydurma haberi) ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki bu, Allah katında çok büyük bir suçtur.
Nur 16- Onu duyduğunuzda "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Haşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır..." demeli değil miydiniz?
Nur 17- Eğer inanmış insanlarsanız, Allah, bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakındırıp uyarıyor.
Nur 18-Ve Allah âyetlerini size açıklıyor. Allah, (işin iç yüzünü) çok iyi bilir, tam bir hüküm ve hikmet sahibidir.
Nur 19- İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de acı veren bir azab vardır. (Her şeyi) Allah bilir; siz bilmezsiniz.
Nur 20- Ya sizin üstünüze Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı; Allah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı (haliniz nice olurdu)?
Nur 23- Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir. Onlar için çok büyük bir azab vardır.
Nur 24- O gün dilleri, elleri ve ayakları, yapmış olduklarından dolayı aleyhlerinde şahitlik edecektir.
Nur 25- O gün Allah onlara gerçek cezalarını tastamam verecek ve onlar Allah'ın gerçek olduğunu anlayacaklar.
Nur 26- Kötü kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır. İşte bu temiz olan, (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktırlar. Kendileri için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır.
Nur 30- (Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.
Nur 31- Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.
Nur 32- Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir.
Nur 33- Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
İsra 32- Zinaya da yaklaşmayın, çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur.

Nisa 15- Kadınlarınızdan zina edenlere karşı, içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar, şahitlik yaparlarsa, bu kadınları, ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin.
Nisa 16- Sizlerden zina edenlerin her ikisine de eziyet edin. Eğer onlar tevbe edip kendilerini ıslah ederlerse onlardan vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve çok merhamet edendir.
Nisa 25- Sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak var. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, o vakit hür kadınlar hakkında gerekli bulunan cezanın yarısı kendilerine lazım gelir. Bu hükümler, içinizden günah işlemekten korkanlaradır. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayırlıdır. Allah Gafûrdur, Rahimdir (çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir).
Nisa 112- Kim bir hata veya bir günah işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur.
Ahzab 58- Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
Furkan 68- Yine onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan günahı(nın cezasını) bulur.
Furkan 69- Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılmış olarak temelli kalır.

[Khaos]

sevgili güneş
sosyalist demogoji yapmaz.
lafı eğip bükmez.
islam kendi çağının ilerici düşüncesidir.
islam böyle eleştirilmez.
materyalizmin böyle demogojik argümanlara ihtiyacı yok.