sokakta tank paleti *
sokakta düdük sesi *
sokakta tomson *
* * * *sokağa çıkmak yasak *
*
sokaktayım *
gece leylâk *
* * * ve tomurcuk kokuyor *
yaralı bir şahin olmuş yüreğim *
uy anam anam *
haziranda ölmek zor! *
*
havada tüy *
havada kuş *
havada kuş soluğu kokusu *
hava leylâk *
* * * ve tomurcuk kokuyor *
ne anlar acılardan/güzel haziran *
ne anlar güzel bahar! *
kopuk bir kol sokakta *
* * * * * * *çırpınıp durur *
*
çalışmışım onbeş saat *
tükenmişim onbeş saat *
acıkmışım yorulmuşum uykusamışım *
anama sövmüş patron *
* * * ter döktüğüm gazetede *
sıkmışım dişlerimi *
ıslıkla söylemişim umutlarımı *
* * * * * * susarak söylemişim *
sıcak bir ev özlemişim *
sıcak bir yemek *
ve sıcacık bir yatakta *
* * * * * * unutturan öpücükler *
çıkmışım bir kavgadan *
* * * * * * * * * *vurmuşum sokaklara *
*
sokakta tank paleti *
sokakta düdük sesi *
sarı sarı yapraklarla birlikte sanki *
* * * * * * dallarda insan iskeletleri *
*
asacaklar aydemir'i *
asacaklar gürcan'ı *
* * * belki başkalarını *
pis bir ota değmiş gibi sızlıyor genzim *
dökülüyor etlerim *
* * * * * * * sarı yapraklar gibi
*
asmak neyi kurtarır
* * * sarı sarı yaprakları kuru dallara?
yolunmuş yaprakları
kırılmış dallarıyla
* * * * * * * ne anlatır bir ağaç
hani rüzgâr
hani kuş
* * * *hani nerde rüzgârlı kuş sesleri?
asılmak sorun değil
* * * *asılmamak da değil
kimin kimi astığı
kimin kimi neden niçin astığı
* * * * * * * budur işte asıl sorun!
*
sevdim gelin morunu
sevdim şiir morunu
moru sevdim tomurcukta
moru sevdim memede
* * * * * * ve öptüğüm dudakta
ama sevmedim, hayır
iğrendim insanoğlunun
* * * *yağlı ipte sallanan morluğundan!
neden böyle acılıyım
neden böyle ağrılı
neden niçin bu sokaklar böyle boş
niçin neden bu evler böyle dolu?
sokaklarla solur evler
sokaklarla atar nabzı
* * * * * * * * * * * * * * * kentlerin
sokaksız kent
kentsiz ülke
kahkahanın yanıbaşı gözyaşı
*
işten çıktım
elim yüzüm üstümbaşım gazete
karanlıkta akan bir su
* * * *gibi vurdum kendimi caddelere
hava leylâk
* * * * * * *ve tomurcuk kokusu
havada köryoluna
havada suçsuz günahsız
* * * * * * * * * *gitme korkusu
ah desem
* * * eriyecek demirleri bu korkuluğun
oh desem
* * * tutuşacak soluğum
ah yavrum
ah güzelim
canım benim / sevdiceğim
* * * * * * * * * * bitanem
kısa sürdü bu yolculuk
* * * n'eylersin ki sonu yok!
gece leylâk
* * * * * * *ve tomurcuk kokuyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!
nerdeyim ben
nerdeyim ben
* * * nerdeyim?
kimsiniz siz
kimsiniz siz
* * * *kimsiniz?
ne söyler bu radyolar
gazeteler ne yazar
kim ölmüş uzaklarda
* * * * * *göçen kim dünyamızdan?
*
asmak neyi kurtarır
* * * öldürmek neyi?
yolunmuş yaprakları
* * * ve kırılmış dallarıyla bir ağaç
* * * * * * *söyler hangi güzelliği?
gece leylâk
* * * ve tomurcuk kokuyor
üstümbaşım elim yüzüm gazete
vurmuşum sokaklara
vurmuşum karanlığa
* * * uy anam anam
* * * haziranda ölmek zor!
*
bu acılar
bu ağrılar
* * * * * * *bu yürek
neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar
bu ağaçlar niçin böyle yapraksız
bu geceler niçin böyle insansız
bu insanlar niçin böyle yarınsız
bu niçinler niçin böyle yanıtsız?
kim bu korku
* * * *kim bu umut
ne adına
* * * * * * *kim için?
*
«uyarına gelirse
* * * tepemde bir de çınar»
* * * * * * demişti on yıl önce
demek ki on yıl sonra
demek ki sabah sabah
demek ki «manda gönü»
demek ki «şile bezi»
demek ki «yeşil biber»
bir de memet'in yüzü
bir de güzel istanbul
bir de «saman sarısı»
bir de özlem kırmızısı
demek ki göçtü usta
kaldı yürek sızısı
* * * * * * *geride kalanlara
*
nerdeyim ben
* * * *nerdeyim?
kimsiniz siz
* * * *kimsiniz?
*
yıllar var ki ter içinde
* * * taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
* * * * * * * * * * *3 haziran '63'ü
bir kırmızı gül dalı *
* * * * * * * * * *şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
* * * * * * * * * *iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
* * * yatıyor usta
bir kırmızı gül dalı
* * * * * * *iğilmiş üzerine
okşar yanan alnını
bir kırmızı gül dalı *
* * * * * * * * * * *nâzım ustanın
*
gece leylâk
* * * ve tomurcuk kokuyor
bir basın işçisiyim
elim yüzüm üstümbaşım gazete
geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
* * * * * * *şuramda bir çalıkuşu ötüyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!
*
*
ACIYI BAL EYLEDİK
*
* * * * * * * * * * * * «pir sultan ölür dirilir»
*
bak şu bebelerin güzelliğine
* * * * * * * * * *kaşı destan
* * * * * * * * * *gözü destan
* * * * * * * * * *elleri kan içinde
*
kör olasın demiyorum
kör olma da *
* * * * * * * * * gör beni
*
damda birlikte yatmışız
öküzü hoşça tutmuşuz
koyun değil şu dağlarda
san kendimizi gütmüşüz
hor baktık mı karıncaya
kırdık mı kanadını serçenin
vurduk mu karacanın yavrulusunu
ya nasıl kıyarız insana
*
sen olmasan öldürmek ne
çürümek ne zindanlarda
özlem ne ayrılık ne
yokluk ne yoksulluk ne
ilenmek ne dilenmek ne
işsiz güçsüz dolanmak ne
gün gün ile barışmalı
kardeş kardeş duruşmalı
koklaşmalı söyleşmeli
korka korka yaşamak ne
*
kahrolasın demiyorum
kahrolma da
* * * * * * * * * gör beni
*
kanadık toprak olduk
çekildik bayrak olduk
döküldük yaprak olduk
geldik bugüne
*
ekmeği bol eyledik
acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne
*
ekilir ekin geliriz
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurmak kurtuluş mu
*
kör olsanı demiyorum
kör olma da
* * * * *gör beni
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, *yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! *
*
Adnan YÜCEL
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Yaşamın kendisini özleyişinin
* Kız ve erkek evlatlarıdır.
Sizin aracılığınız ile dünyaya geldiler
* Ama sizden gelmediler.
Yanınızda olmalarına karşın,
* Sizin malınız değil onlar
Onlara sevginizi verebilir
* Oysa düşüncelerinizi veremezsiniz
* Çünkü kendi düşünceleri var.
Eviniz onların bedenlerine barınak olabilir,
* Ama ruhlarının barınağı olamaz.
* Çünkü onların ruhları yarının evind eyaşar,
* Ve siz bu evlere konuk olamazsınız
* Düşlerinizde bile.
Onlar gibi olmak için büyük çaba harcayabilirsiniz,
* Ama onların sizin gibi olmasını istemeyin;
* Çünkü yaşam ne geriye gider
* Ne de oyalanır dünün olaylarıyla.