Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 10-09-2008, 02:33
Davudi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Davudi Davudi isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 09 Jan 2008
Mesajlar: 266
Standart

ve dahada önemlisi bu kişilerden nedense günümüze hiçbir hatıratta kalmamıştır ,yani 124 bin yeterli bir sayı ,mezar esya onun gibi bişeyler
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 11-09-2008, 01:57
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger dilaver;

Evrensel-insanın oldukça iyi bir Türkçesi var.

Kim bilir -dilaver.

Turkcemi, iyi bulman beni oldukca, sevindirdi. Her nekadar, yazdiklarim algilanmasa da

Peygamber olabilmek icin, hem insanoglunu, ayirmak; hemde ayrimci bir ideolojiye sahip olmak gerekiyor. Allaha sukur, ben de herikiside yok.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 11-09-2008, 05:33
sheyhzade - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
sheyhzade sheyhzade isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 05 Sep 2008
Mesajlar: 170
Standart

iyi turkce ile hz.bulent ersoy
serbest atmada hz.cem uzan
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 12-09-2008, 01:59
müritkefer müritkefer isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2008
Mesajlar: 142
Standart

Merhaba arkadaşlar,
Ben müritkefer, aranıza yeni katıldım.
İstavrit'in alıntılarını da, sorusunu da yerinde buluyor ve mutlaka cevaplanması gerektiğini düşünüyorum.
" Türkçe konuşan peygamber kimdi ?"
Cevabı konusunda boopss kadar karamsar değilim. Kelimeleri ve kavramları doğru anladığımız takdirde, ortak aklın da kabul edeceği doğru bir cevaba ulaşabileceğimizi ümit ediyorum.
Sorunun doğru cevabının, soruyu oluşturan dört kelimeden biri ve en önemlisi olan "peygamberlik" kavramında saklı olduğunu düşünüyorum.
Bu konuda şunları biliyoruz;
- "Peygamberlik" kavramı eski toplumlarda daha yaygın olarak görülen sıradan bir kavramdır. Tevrat her kavmin, hatta her boyun ayrı bir peygamberi olduğundan söz eder ve Kuran da bunun böyle olduğunu kabul eder. (İbrahim ile amcası oğlu Lut'un, Yakup ile oğlu Yusuf'un, İsmail ile kardeşi İshak'ın aynı yıllarda peygamberlik etmeleri gibi.)
- Peygamber sayısı olarak verilen rakamlar, gerçek olup olmadığı yeterince tartışılmamış tek bir hadise dayandırılmaktadır. Velev ki gerçek olup Haz. Muhammet söylemiş olsa bile, muhtemelen o günkü toplumun çokluğu ifade eden sembolik bir anlatımı olmalıdır. Kuran bu konuda sadece çok olduklarını söyler, herhangi bir sayı vermez. Aksine, onların sayısının bilinemeyeceğini söyler.
- "Peygamber", Farsça "Peyam" ve "Ber" kelimelerinden oluşan bileşik bir kelimedir. Peyam (haber, bilgi), Ber (haber veren, bilgi getiren) demektir. Kelimenin Kuran'da yazılı Arapça aslı, (elçi, vekil) anlamına gelen " Resul"dür.
- Kelime, bizzat Haz. Muhammet'in sağlığında başlayan ve bugün artarak devam eden bir anlam kaybı yaşamaktadır. "O da sizin gibi bir insandır", " Onlar da çarşılarda dolaşır, yemek yerlerdi." diyen Kuran'a, "İsa'ya yaptığınızı bana yapmayın, beni abartmayın." diyen Haz. Muhammet'in vasiyetine rağmen kelime saptırılmakta, mucizeleştirilmekte ve putlaştırılmaktadır.
Ne var ki artık vahyin Haz. Cebrail'e, yani ortak akla, yani tefekkürle ulaşılan bir bilgelik ve yol göstericilik demek olduğunu bildiğimize göre, kelimenin tam Türkçe anlam karşılığının Türkçe meallerde "bilge" "bilgelik" olarak değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kelimeyi doğru anladığımızda, Bilge Kaan'dan Mustafa Kemal'e, Yunus Emre'den Hacı Bektaş-ı Veli'ye Türkçe konuşan pek çok yol göstericimiz olduğu daha net görünecektir. Bence bu husus daha üst düzeylere taşınmalı ve tartışılmalıdır.
Ayrıca, "son peygamberlik" konusunda isar86'nın şakayla karışık uyarısını çok ciddiye aldığımı ve Pante'nin bu konudaki yaklaşımını da Kuran'a çok yakın bulduğumu söylemek isterim. İsterseniz, 40 mümin suresinin 34. ayetine bir bakın, neler söylüyor?
Sanırım bu "son" meselesi de tartışılması gereken ayrı bir konu.
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 12-09-2008, 04:32
istavrit istavrit isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 13 Mar 2006
Mesajlar: 634
Standart

ilgilimi ceken seylerin basinda bu konuda turk muslumanlarin kayitsizligi,

1400 onceki ayrintilari dun olmus gibi bilen milletimin inanirlari, kendilerine kendi dillerinde gonderilen peygamberi yuzyillar gecmesine ragmen ogrenemedi, merakta etmiyor..

bu basliga cevap veren bir tek musluman arkadas yok..

kendilerine gonderildigi iddia edilen peygamber(ler)i, biz ariyoruz, arastiriyoruz, kaynak karistiriyoruz, onlardan tik yok.

onlar gayet mutlu bu durumdan..ogrenmek istemiyorlar.

sahi bize ne oluyor..

yalancılar,maymunlar,domuzlar,eşekler,pislikler!aş ağılıklar!canı çıkacasılar,Köpekler,Alçaklar,yabani eşekler,merkepler,susamış develer,geberesiciler,reziller,sapik Kişiler,beyinsizler,kofkütükler,zorbalar,soysuzlar ,Kahrolasılar,yalancılar,
HZ.ALLAH
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 13-09-2008, 10:48
müritkefer müritkefer isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2008
Mesajlar: 142
Standart

Elbette herşeyi bilmek ve bir anda söylemek mümkün değil. Bu noktada bazı şeyler eksik kalmıştı ve şöyle bir soru bekliyordum;
" Bilgelik bilmek demektir. Aklı olan her insan kendince birşeyler bildiğine göre, bilgeyi diğer insanlardan ayıran ölçüt nedir?"
Keza aynı soru başka bir biçimde şöyle de sorulabilir;
" Peygamberliği bilgelik olarak tanımlarsak, tarih boyunca kutsallık atfedilmiş bir bu kavramı diğer bilgelerden ayıran ölçüt ne olacaktır? "
Bilimin bu ölçütü nasıl tanımladığını bilmiyorum, diğer dinlerin verdiği ölçütleri de bilmiyorum.
Ancak İslam dini ve Kuran'ın bu kutsal bilgelik hakkında verdiği ilk ölçüt, yaratıcı tek tanrı "Allah"'ın kim ve ne olduğu hakkında kesin bilgi sahibi olma şartıdır.
Galiba peygamberlerini bir yana koyup Allah'ı tanımlasak daha iyi olacak..
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 13-09-2008, 18:49
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger muritfeker;

Galiba peygamberlerini bir yana koyup Allah'ı tanımlasak daha iyi olacak..-muritfeker

Haydi ilk, tanim senden; bereketi allahtan

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 15-09-2008, 16:17
dew_genç - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dew_genç dew_genç isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 29 Jun 2008
Mesajlar: 47
Standart

bence mehmet ali ağca
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 16-09-2008, 10:31
müritkefer müritkefer isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 11 Sep 2008
Mesajlar: 142
Standart

Bu konudaki bilgilerimi birkaç gün önce (sabit - Kuran araştırmaları-bulgular) bölümünde paylaşmıştım. Dikkatinizden kaçmış olabileceği düşüncesiyle aşağıya bir daha asıyorum. Umarım fuzuli yer işgal etmiş olmam.

Yıllar içinde edindiğim bir tecrübe bana şunu söylüyor;
" Söz konusu din ise, Tanrının bizzat kendisinden başlamayan her soru cevapsız ve her tartışma sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Hangi dinde, hangi dilde ve hangi kitapta olursa olsun!"
Düşünebiliyor musunuz biri haham, biri papaz, biri imam Türkçe konuşan üç din adamı tv'de açık oturuma katılıyorlar, üçü de Allah diyerek söze başlıyorlar ve sonunda her biri kendi Alllah'larını alarak çekip gidiyorlar. Elbette din dedikleri bu garip çelişkinin aynı din içinde yaşanan sayısız başka alt çelişki örnekleri de var. Bunları yaşıyor, görüyor ve biliyorsunuz.
Çelişme yaşamın kaynağı olabilir, hatta bu nedenle hoşumuza da gidebilir, ancak akıllı insanların gerçeği aradığı bir platformda din konusunda sorulacak ilk sorunun şu olması gerektiğini düşünüyorum,
- Kimdir o yaratıcı tanrı?
Bu soruyu kendime sorduğum günlerde, sorunun insanlık tarihi kadar eski, cevabının da sayısız denecek kadar çok olduğunu biliyordum. Ve bu cevapların hepsini derleyip toplamaya, doğruyu yanlıştan ayırmaya ömür yetmezdi. Bu nedenle kaynak olarak önce kendi aklımın algıladığı doğal gerçeği, sonrada içinde yaşadığım toplumun kutsal olarak nitelediği Kuran'ı ve Hadisleri esas alarak çalışmaya başladım. İki ihtimal vardı; Ya Allah denen bir yaratıcı yoktu ve Muhammet yalan yanlış atıyordu, ya da vardı ve ben bazı şeyleri bilmiyordum.
Sonra aylar, yıllar geçti. Bugün geldiğim noktada gördüğüm şudur;
- Allah, insanlık tarihi içinde insan tarafından tanımlanıp isimlendirilen bir kavramdır.
- Kelimenin aslı El İlah’tır ve bu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da bildiği bilimsel bir gerçektir.
- Ne olduğunu bilmeden kullandığımız Allah sözcüğü, söz ettiğimiz El İlah kelimesinin hızlı söylenişinden kaynaklanan doğal bir kısaltmadır, hepsi bu .
Biraz daha açarsak;
- El İlah kelimesindeki “ İlah ” ; Hiç yok olmayan, sonsuz güç sahibi, inanılacak tek gerçek varlık demektir. Kimdir o inanılması mecburi olan tek güç, kimdir o sonsuz tek gerçek varlık?
Cevabı yine kelimenin kendi içinde verilir, “ El ”.
- Bu El’deki L harfi (lam) materyalistlerin savunduğu görünen sonsuz maddi âlemi; Bir, birlik, birliktelik anlamında kullanılan E harfi (elif) ise, bu sonsuz maddi âlemle onu tanımlayan insanın artık sonsuza kadar sürecek olan ayrılmaz birlikteliğini anlatır. Bu kavram bütünlüğünden insanı yok ettiğinizi varsayarsanız, görürsünüz ki El’in birliği de ilahlığı da bozulur gider, geriye kendi sonsuzluğunda bilinmeyen bir âlem kalır.
- Özetle, her şey bilimin söylediği bir gerçeklik içindedir.
- O gerçeklik; Gerçekten var olan ve hiçbir güç tarafından yaratılmayan, hiçbir şeye benzemeyen, bir eşi daha olmayan, hiçbir şeye ihtiyaç duymayan, artmayan ve eksilmeyen, değişen ama asla yok olmayan, ezelden gelip ebede giden sonsuz evrenin, herşeyin başlangıcı ve esası olmasıdır.
- Bizim için şimdilik bilinmeyen sır, sonsuz evrenin önce dünyayı sonra da insanı nasıl oluşturduğudur. Ancak bilgisizliği tanrı edinmeyi doğru bulmam, çünkü er veya geç bilim bu sorunun cevabını verecektir. Sonsuz evrenin ezeli ve ebedi bilinmezliği bilgisizlik olarak bize yetmez mi?
Kuran'ın yaratıcı tanrısı Allah hakkında edindiğim bilgileri size aktardım ve bu konudaki görüşlerinizi almak isterim.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 17-09-2008, 00:49
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart

Bu El’deki L harfi (lam) materyalistlerin savunduğu görünen sonsuz maddi âlemi; Bir, birlik, birliktelik anlamında kullanılan E harfi (elif) ise, bu sonsuz maddi âlemle onu tanımlayan insanın artık sonsuza kadar sürecek olan ayrılmaz birlikteliğini anlatır.
Sevgili mürit bu tanım ilginç. Bu tanımı tarihsel bir gerçekliğe dayanarak mı yapıyorsunuz,
yoksa sizin yüklediğiniz bir anlamlandırma mı ?

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:11 .