Dialectics´isimli üyeden Alıntı
Yazık ki Türk milletine ki zamanında o Araplar tarafından zorla, kılıçla, ceviz ağaçlarında sallandırıla sallandırıla müslümanlaştırılmışız. O Araplar ki her seferinde bizi sırtımızdan vurmuş, bir türlü bir de müslümanız dememize rağmen içlerine sindirememişler. Atatürk, Elmalı'ya şunu çevir de bu millet neye inanıyor bari anlasın diyene kadar da Arapların dinine sorgusuz sualsiz kanmışız.
Ve yazık ki Arap özentimiz halâ devam ediyor. Kendi şehidine gözyaşı dökemeyen, onlara kelle diyen devlet büyükleri halâ Arapların dini üzerinden rant topluyor. Bu millet de kendi Atasını değil, o bizi dışlamış Arapların atalarını kendisine örnek sayıyor...
Hani Amerikan ya da İngiliz dini filan olsa anlayacağım da bu Arap hayranlığı nereden geliyor çözemiyorum...
|
Öncelikle Türkler'in Kuran'ı kabul etmesi ve din olarak İslamiyet'i seçmesi, coğrafi bir meseledir. Çünkü Türkler'in Anadolu'ya yerleşebilmesi için Araplar'dan destek alması şarttı. Bu bir.
İkincisi,
Atatürk'ün Kuran'ı Türkçe'ye çevirtmesi meselesine gelince, Kuran'daki ayetlerin anlamı Osmanlı döneminde de biliniyordu ama, Osmanlıca Türkçe-Arapça-Farsça gibi dillerinden birleşik bir dil olduğu için, disiplini zor bir dildi. Yani Kuran'ı anlayabilmek için bu üç dile de hakim olmak gerekiyordu. Bu yüzden halk tabakası Osmanlıca'ya tam anlamıyla vakıf değildi.
İşte
Atatürk, Latin alfabesiyle Türkçe'ye geçerken yani tek bir dile geçerken Osmanlı dönemindeki Kuran çevirisindeki bu kargaşayı görmüş ve bu konuda dönemin en yetkin ismi olan
Elmalılı Hamdi Yazılılı'ya Kuran'ın Türkçe'ye çevirmesi için yetki vermiştir.
Düşünün bir kere, Kuran ayetlerinin anlamı üzerinde Osmanlıca'da istedikleri gibi at koşturanlar, Türkçe'de de aynı şeyi yapmıyorlar mı?
Yapıyorlar. Ama bu sefer kaçacakları yerleri yok. Çünkü dil alanı daraldı (yani dil sayısı 3'ten teke düştü) ve Türkçe'nin dışına çıkmak isteyenler Kuran ayetlerini zorunlu olarak Türkçe açıklamak durumuna düştüler.
Bu konuda herkes şu durumu iyi bilmelidir: Kuran ve İslamiyet hakkındaki radikal faaliyetler Son Osmanlı döneminde şimdikinden çok daha felaketti!
Atatürk'ün şöyle dediğini duyar gibiyim:
"Osmanlı döneminden Cumhuriyet dönemine intikal eden bu fecaat dönemini yakinen bilirim, çocuk. Eğer biz, bu durumu değiştirmeseydik, aynı acılara siz de gark olurdunuz!"