Neyin en iç halkası? Dünyanın en iç halkasında katılaşmış sıvı metal çekirdek var
En içteki halka nedir diye sormanın ya da bilinenin içinden bulgular oluştukça yeni bilinmeyenlerin daha da artarak araştırılmasında bir mahsur yok. Ama gökten zembille ya da meteorla inen hayat gibi spekülatif düşünceler maalesef bilimsel bulgulardan daha çok konuşuluyor. Örneğin 1960 larda ortaya çıkan kaos teorisinin dinamikleri 1930 lu yıllarda Orgonomy bilimi tarafından bulunmuştu. Yine Hubble ın galaksi evrimleri teorisi 1936 da aynı bilim dalı tarafından reddedilmiş, 1959 da Hubble kuramı küresel ve disk galaksilerde daha çok yaşlı yıldızlar olduğu anlaşılınca bilgisayar simülasyonları sonucunda kendi kuramını tam tersine çevirerek genişletilmiş Hubble kuramı diye sunmuştu. Oysa 23 yıl boyunca kaos teorisini ve kuantum kuramını çok iyi irdeleyerek canlı dinamikleri açısından ortaya koymuş enerji işlevlerine ve kendi kendine özdüzenleme ilkelerine dayanarak orgonomy bilim dalı bunu söylemiş fakat fantastik ve mistik diye karalanmıştı.
Yine aynı şekilde halen canlıların çözülme süreçlerinde etkili olan saprofit bakterilerin havadan geldiği düşüncesi hakim. Oysa orgonomy ve kuantum ve kaos terilerine aykırı olan bu dışardan etkileme varsayımları halen geçerli sayılmakta. Canlıların organize yapılarının çözülme süreçleri,dokuların ayrışarak işbirliğine son vermiş düşük enerjili ilkel organizmalara geri çözünümü, ölümün ayrışma olduğu, saprofitlerin çoğunlukla ölü vücuttaki canlı hücre birimlerinden meydana geldiği,kanserin bunun başka biçimi olduğu, organizmanın enerji dizgesine sahip olmasından ötürü bunu yitirince öldüğünü deneysel olarak ispatlamış olan bilimsel çalışmalar gözden düşürülmekteler. Bugüne kadar kimse havada bol miktarda saprofit bakteri yakalayamadı. Ancak ölüm durumunda ve kanserde bu şekil amipsiler ve saprofitlere sürekli rastlanmakta bol miktarda. Mikroskopla ölü yaprak suya daldırılınca bir grup dokunun yapraktan ayrışarak amipsilere ve kamçılı ilkel prokaryotiklere dönüştükleri de gözlendi ve resmi çekildi. Bunların kontrol deneyleri yapılarak mikrop kapmadıkları anlaşıldı. Evrendeki gezegenlerin eşlenik olarak eğilmesinin,kutup ışıklarının, fraktal geometrinin ilk temelleri atıldı. Galaksilerin önce sarmal olma nedeni açıklanarak fraktal hareketin nedeni ortaya koyuldu. Evrimin enerji dinamikleri açıklanarak canlıların neden benzer morfolojilerde olduğu ortaya konuldu. Kütle çekiminin bir dış görünüş olduğu ve dolayısıyla evrenin genişleme ivmesinde kütle çekimi lehine yavaşlayamayacağı taa 1930 larda söylendi. Bu veriler eşliğinde verem kanser aids, şizofreni vb hastalıkların kimyasal yollarla ortadan kaldırılamayacağı da ortaya konuldu. Bütün bu somut kanıtlar gösterildi. Peki ne oldu?
Spekülasyonlarla bilimin dogmatik bakış açısı ve ticareti ile bunları yıllardır söyleyenler deli olmakla,şarlatan olmakla suçlandı, hapislerde süründürüldü. Cansızdan canlı oluşumunun ispatı,ölümün yaşam enerjisi ki bu ölçüledebiliyor; kaybedilişi olduğu anlaşılır ise evrim teorisinden de büyük bir tehdit olduğu düşünülerek hem bilimin dogmaları hem din, spekülasyonlarıyla,ticari bakış açıları ve ilaç sektörlerinin dayatması ile bu bakış açıları yok sayılarak sindirildi. Canlılar ölür, ölüm anı nedendir nasıl bir dinamiktir neden bilinmez dini spekülasyon, hastalıkların birçok ölümcül olanı genetik kader e bağlanır ırkçı spekülasyon, ortada hiç görünmeyen saprofitler yaşarken kişiye zarar vermez ama ölür ölmez hemen milyonlarcası musallat olur fakat aslında akyuvarlar da ölür ölmez kişi ölmemiştir bu nasıl işleyiştir bilinmez biyolojik dıştan gelen düşmanlar spekülasyonu, canlının cansızdan oluştuğu gözlenir ama yalandan haber uydurulup sanki hiç kontrol deneyi yapılmamış gibi mikrop kapmıştır denir havadan gelen meteordan bulaşan organizmaya dayalı canlı oluşumu spekülasyonu, vs vs.
Bilimin bu tür spekülatif varsayımları teorik ve deneysel çalışmalardan daha fazla kıymet verdiğinde üretken bilimsel anlayışlar gerici anlayışların boyunduruğuna girer. Bugün hala enerjiden bahsetmek modern bilimde tabu dur. Oysa insanların bedensel elektrik işlevleri heyecanlarını yaşama hissini ve devingenliğini sağlamakta ancak bu gibi durumlar gerçekle hiç ilgisi olmayan hayali ruh gibi kavramlarla açıklanmaya çalışılarak dinsel gericiliğe bırakılmaktadır. Aynı nedenden ötürü enerji işlevlerini dışlayarak sonsuz sayıda partikül sipariş eden modern fizik de bu boşluğu dolduramamakta sürekli statik evren görüşlerine,mutlak düşüncelere gömülmektedir. İşte bu yüzden de açıklayamadığı olayları eklektik birleştirmelerle varsayımsal olarak ortaya koymaktadır zaman zaman. Örneğin evrenin genişlediğinden hareketle tekil noktadan mısır gibi patlayan evren, sonra o olmadı balon gibi şişen evren o da olmadı sıra sıra dizilmiş paralel evren, her hesap uyuşmazlığında maddesel bakış açısı ve ideal sistemlere hiç hata bulamayıp partikül uyduran teorik fizik, canlıyı kimyasal makine zanneden tıp ve biyoloji vs. Mekanik-mistik bilim anlayışından sıyrılmak,fantazi ile mistisizm karışımı bilim skandallarından kurtulunmalı artık.